Academia.eduAcademia.edu

Teknoloji korkusu

2021, Eğitim bilimleri alanında uluslararası araştırmalar VII

Teknoloji korkusu gibi belirli görüngülere yönelik korkular, bireyin geçmiş öğrenme deneyimlerinden kaynaklanabilmekte ve yine öğrenme deneyimleriyle üstesinden gelinebilmektedir. Bu durum, teknoloji korkusunun hem önlenebilecek hem de –eğer önlenememişse- eğitim yoluyla üstesinden gelinebilecek bir duygu olduğunu göstermektedir. Teknoloji korkusuyla ilgili daha kapsayıcı bir anlayış kazanmak, bu duygunun önlenmesi ve üstesinden gelinmesi için yararlı olabilecek öğrenme deneyimlerinin geliştirilmesi, teknolojik yapıtların teknoloji korkusunu dikkate alarak ve kültürel olarak daha seçilebilir bir biçimde tasarlanabilmesi, bireylerin teknolojiyle olan etkileşimlerinin iyileştirilmesi, teknolojinin kabulü, teknolojinin eğitimle bütünleştirilmesi, çalışanların performansının yükseltilmesi ve iş güvenliği alanlarında topluma katkı sağlayacaktır. Bu katkılar, bireyin hem özel yaşamında hem eğitim yaşamında hem de iş yaşamında daha başarılı, verimli ve dolayısıyla da daha mutlu olmasına yardımcı olacaktır. Öte yandan, teknoloji korkusuyla ilgili olarak bilimsel bilgiye dayanan bir bilinç ve başa çıkma becerileri geliştirmek, bireysel hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar karşısında bireylerin daha güçlü olabilmelerine de olanak tanıyacaktır. Teknoloji korkusu ve teknofobi ile ilgili yapılacak araştırmalar sonucunda üretilecek bilimsel bilgi işbu bilinç ve becerilerin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır.

TEKNOLOJİ KORKUSU Oğuzhan ATABEK1 İnsanın teknolojiyle olan ilişkisini bu ilişkinin duygusal yönleriyle birlikte anlamaya çalışmak, teknolojiyle ilgili daha derin bir içgörü kazanılabilmesine yardımcı olacaktır. Teknolojinin bireysel kimliğin bir parçası olacak ölçüde kültürün içerisinde yer alıyor olması, bireylerin, edindiği teknolojik nesnelerin görüntüsünü beğenmesine, onlardan ilham almasına hatta onları sevmesine neden olmaktadır (Çalışkan, 2016; Orr, 2002). Teknolojiden ilham alma, teknolojiyi beğenme ve onu sevme gibi duygusal bağlanma durumları yaşıyor olması, insanın, teknolojiye yönelik olarak derin ve etkili duygulanımlar geliştirdiğini göstermektedir. Seeger (2014); insan, anlam ve teknoloji gibi insan yapıtı olan yapay varlıklar arasındaki ilişkilerin merkezinde duyguların bulunduğunu belirtmiştir. Duygular bilgi işleme süreçlerini başlatabilmekte, sonlandırabilmekte ve engelleyebilmektedir (Astleitner, 2000). Teknolojiyle etkileşim, duygulara ve güçlü hislere neden olmakta iken duygular da bireyin teknoloji deneyimi üzerinde belirleyici etkiler yaratmaktadır (McCarthy & Wright, 2004). Örneğin işyeri ya da okul gibi karmaşık teknolojilerle çevrili ortamlarda, teknolojiyle yaşanan etkileşimden doğan kaotik durumlar, güçlü duyguların ortaya çıkmasına neden olmakta ve bu kaosla başa çıkabilmek duyguların anlaşılmasını, gözlemlenmesini ve yönetilmesini gerektirmektedir (Astleitner & Leutner, 2000). Teknoloji hem yaşamı kolaylaştırmakta, hem de insanın, teknoloji kullanmadan gerçekleştiremeyeceği durumları yaşamasını sağlamaktadır. Örneğin, işitme ve görme gibi duyuların etkili olamayacağı uzaklıklardaki kişilerle etkileşim kurabilmek yalnızca teknoloji ile başarılabilmektedir. Çok kısa sürede çok uzun yolları katedebilmek, yalnızca insanın üstesinden gelebileceği birçok karmaşık işin özdevinimli olarak insan eli değmeden başarılabilmesi, bir kişinin belleğinde tutamayacağı büyüklükteki enformasyon ve bilgi yığınlarından –çok kısa süre içerisinde çok az emek ile- anlamlı örüntüler çıkarabilmek yalnızca teknoloji ile başarılabilecek işlerdir. Öyle ki, Stiegler (1998), teknolojiyi insan varlığının ufku 1 Doç. Dr., Akdeniz Üniversitesi, https://orcid.org/0000-0002-2695-1598, oguzhanatabek@gmail.com 116 TEKNOLOJİ KORKUSU olarak değerlendirmiştir. Günümüzde hukuk (Allsop, 2019; Krimmer, 2016), finans (Casey et al., 2018; Osho, 2008), ekonomi (Levy, 2020; Marcinek, 2014), eğitim (Cloete, 2017; Vance et al., 2013), çocukların toplumda başarılı olması (Moir, 2014), uluslararası ilişkiler (Krishna-Hensel, 2010; Weiss, 2005), diplomasi (Corrie, 2015), belgelendirilmiş bilgi ve kütüphanecilik (Dhanushraja & Jayalakshmi, 2014; Dillnut, 2006), yazma ve yazmanın değerlendirilmesi (Atabek, 2020), bilgiye erişim (Cloete, 2017), bilim (Baker, 2016), tıp (Newkirk, 1989; Savage & Ford, 2008), sağlık hizmetleri (Jepsen et al., 2015; Sahoo et al., 2020), denizcilik (Wu et al., 2021), film yapımı (Fang & Xiong, 2020), gündelik yaşamın kendisi (Diana, 2008; Janzen, 2008; Stern & Goverover, 2018), ve hatta yolsuzluk (Barker et al., 2008) büyük ölçüde teknolojiye dayanmaktadır. Aunger (2010), teknolojinin çağdaş yaşamın merkezinde bulunduğunu ve birçok tarihçinin teknolojinin tarihteki itici güç olduğunu öne sürdüğünü belirtmiştir. Teknolojinin bu yaygın ve kapsayıcı gerçekliği, teknolojik belirlenimcilik olarak adlandırılan öğretinin yaygınlaşmasına neden olmuştur (Smith & Marx, 1994). Ancak; bireyin yaşamı modern dünyada bütünüyle teknolojiyle çevrili ve teknolojiye dayalı olmasına karşın, teknolojiye yönelik olarak gelişen ya da teknolojiden kaynaklanan duygular ya da duygu durumları her zaman olumlu olmamaktadır. Özelikle modern ya da yeni teknolojiler aynı anda hem konfor hem de sıkıntı yaratması nedeniyle bireyin psikolojik ikirciklilik yaşamasına neden olmaktadır (Osiceanu, 2015). Teknolojiden kaynaklanan olumsuz duyguların başında korku ve kaygı gelmektedir. Konuşma dilinde teknofobi (technophobia) ile eş anlamlıymış gibi kullanılabilen teknoloji korkusu; teknolojiye karşı gelişen, yersiz, mantıkla açıklanabilecek bir gerekçesi olmayabilen, kaygı duygusuyla birlikte gözlemlenen, algılanan risk etkenine göre ölçüsüz korku olarak tanımlanabilir. Teknoloji korkusu toplumun üçte biri gibi büyük bir bölümünü etkilemektedir (Brosnan, 1999, 2002; Di Giacomo, 2019). Profesyoneller arasında çok yaygın bir sorun olan teknoloji korkusunun gözden kaçırılması ya da göz ardı edilmesi tüm kurumlar için zararlıdır (Self & Aquilina, 2013; Snyder & Culp, 1997). Teknoloji korkusu teşvik aldıkları durumlarda bile bireylerin değişimden kaçınmasına neden olmakta (Khasawneh, 2018), teknolojinin kabulünü (Khasawneh, 2020) ve teknolojinin yayınımını (Dintoe, 2019) olumsuz yönde etkilemekte ve ülke ekonomilerine zarar vermektedir (Khasawneh, 2015). Uzun süreli çalışmalar teknolojinin kullanıldığı ortamlarda teknoloji korkusunun öğrenmeyi de olumsuz yönde etkilediğini ortaya çıkarmıştır (Fuller et al., 2006; Hou et al., 2017). Öğretmenlerin bilgisayar başta olmak üzere eğitim teknolojilerini kullanmalarının önündeki en yaygın direnç biçimi teknoloji korkusudur (Kirschenbaum, 1985). Günümüzde eğitimin teknoloji kullanılmadan artık gerçekleştirilmediği göz önünde bulundurulduğunda, hem öğrenciler hem de öğretmenler açısından, teknoloji korkusunun eğitimin en önemli sorunlarından birisi olduğu anlaşılmaktadır. Ancak bu korkunun etkileri henüz daha yeni anlaşılmaya başlanmıştır (Self & Aquilina, 2013). EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 117 Teknoloji ile etkileşimin teknoloji korkusunun gelişiminde kritik düzeyde önemli olması, teknolojinin nasıl tasarlanmış olduğunu önemli kılmaktadır (Brosnan, 2002; Ha et al., 2011; Todman & Monaghan, 1994). Teknolojinin başarısı onun etkili bir biçimde kullanılmasına, etkili kullanım ise teknolojinin nasıl tasarlanmış olduğuna bağlı olduğu için, teknolojiler, teknoloji korkusunu yeterli bir biçimde dikkate alarak tasarlanmalı ve sunulmalıdır (Clarke, 2000). Tasarım ve tasarımı besleyen yaratıcılık, kültürün belirleyici etkisi altındadır (Lin et al., 2007; Shao et al., 2019). Kültür, teknolojileri seçmekte, değiştirmekte, biçimlendirmekte, teknolojilerin anlam ve tasarımını belirlemektedir (Nye, 2007). Kültürdeki değişimler, tasarım süreçlerindeki gelişmeler üzerinde belirleyici olmakta ve doğası gereği tasarım ürünlerine yansımaktadır (Moalosi et al., 2010). Öte yanda kültür ise, duygu ve hisler tarafından biçimlendirilmektedir (Allen, 2021; Berlant & Greenwald, 2012; Ignatow, 2005; Lupton, 1998; McKay, 2005). Korku da kültürü etkileyen duygulardan birisidir. Dolayısıyla, teknoloji korkusu gibi duyguların teknolojinin anlamlandırılması, tasarlanması, seçilmesi, biçimlendirilmesi ve kullanılmasında belirleyici bir rolü olduğu anlaşılmaktadır. Görüldüğü üzere teknoloji korkusu, kültür ve tasarım arasında döngüsel (cyclical) ilişkiler bulunmaktadır. Teknoloji korkusu, kültür ve tasarımı etkileyebildiği gibi kültür ve tasarımdaki değişimler de teknoloji korkusuna yansımaktadır. Bu bağlamda; teknolojiyle ilgili tasarım, geliştirme, uygulana ve değişim planlarında hem teknolojiyle ilgili eğitime hem de tasarımla ilgili konulara yer verilmesi, teknoloji korkusunun üstesinden gelinmesine katkı sağlayacaktır (Self & Aquilina, 2013). Teknoloji korkusu gibi belirli görüngülere yönelik korkular, bireyin geçmiş öğrenme deneyimlerinden kaynaklanabilmekte ve yine öğrenme deneyimleriyle üstesinden gelinebilmektedir (Hamm, 2009). Bu durum, teknoloji korkusunun hem önlenebilecek hem de –eğer önlenememişse- eğitim yoluyla üstesinden gelinebilecek bir duygu olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla teknoloji korkusuyla ilgili daha kapsayıcı bir anlayış kazanmak, hem bu duygunun önlenmesi ve üstesinden gelinmesi için yararlı olabilecek öğrenme deneyimlerinin geliştirilmesine hem de teknolojilerin, teknoloji korkusunu dikkate alarak tasarlanmasına katkı sağlayacaktır. Sonuçta, bu daha kapsayıcı anlayış, teknoloji kullanmak durumunda olan bireylerin teknolojiyle olan etkileşimlerinin iyileşmesini de sağlayacaktır. Dahası, teknoloji korkusuyla ilgili olarak daha derin bir içgörü kazanmak, teknolojik yapıtlara kullanıcıların yükleyeceği anlamın tasarımcının yüklenmesini dilediği anlama daha yakın olabilmesi ve ürünün kültürel olarak daha seçilebilir bir biçimde tasarlanabilmesi için de yararlı olacaktır. TEKNOLOJİ Tarihöncesi çağlardan beri insanın ve atalarının teknolojiyle yakın bir ilişkisi olmuştur. Günümüzde yaşanmakta olan Bilgi Çağı, diğer çağlarla karşılaştırıldığında, insanın teknolojiyi anlamaya çalıştığı bir çağ olmaktadır (Atabek, 2021). Bu anlama çabasının bir göstergesi de olarak, teknolojinin, üzerinde geniş bir uzlaşıya 118 TEKNOLOJİ KORKUSU varılmış tek bir tanımı bulunmamaktadır. Sözlük anlamına bakıldığında, MerriamWebster (n.d.), teknoloji sözünü “bilginin özellikle belirli bir alanda pratik olarak uygulanması” ve “bilginin pratik olarak uygulanmasının getirdiği yetenek” olarak tanımlamaktadır. Cambridge Dictionary (n.d.) ise “bilimsel keşiflerin pratik ve özellikle endüstriyel kullanımının bilgisi”, “bilimsel keşiflerin pratik amaçlar için kullanılmasının yöntemleri” ve “bilimin pratik amaçlar için kullanılmasının belirli bir yöntemi” tanımlarını sunmaktadır. Öncelikle, sözlük tanımlarından da anlaşılabileceği üzere, sonunda “-loji” eki olsa da, teknolojinin kendisi bir bilim dalı değildir (Schatzberg, 2018). Ancak eğitim teknolojisi, biyoteknoloji ve nanoteknoloji gibi bazı bilim dallarının adlarında teknoloji sözü görülebilmektedir. Teknolojinin belirgin, kendine özgü, genelleyici ve üzerinde uzlaşılmış ortak bir tanımının bulunmamasının nedenlerinden birisi de işbu sözün klasik antik çağdan beri kullanılan eski bir söz olmasıdır. Zaman içerisinde sözün anlamı değişimlere uğramış, bazı anlamlar yiterken bazıları korunmuş ve en sonunda yeni anlamlar kazanarak bugüne ulaşmıştır. Bu tarihsel süreç teknoloji sözünün katmanlı bir anlam kazanması ile sonuçlanmıştır. Teknoloji sözü, ilk olarak Klasik Antik Çağda, Koini Yunancasında tekhnológíā (τεχνολογῐ́ᾱ) olarak kullanılmıştır. Tekhnológíā Antik Yunancada, “gramer (gibi konuların) dizgeli biri biçimde bilimsel (felsefi) olarak incelenmesi” anlamını taşımaktadır (Perseus Digital Library, n.d.a; Thesaurus Linguae Graecae, n.d.a). Tekhnológíā sözü, tékhnē (τέχνη) sözüne -logía (-λογία) ekinin eklenmesiyle oluşmaktadır. Tékhnē, el becerisi, beceri, ustalık, zanaat, hüner, bir işin becerili bir biçimde uygulanışı ve sanat anlamlarını taşımaktadır (τέχνη, 2021). –Logía eki ise, eklendiği adla ilgili olarak (dizgeli) inceleme, çalışma (araştırma) ya da “bir bilginin, (bilimin) disiplinin dalı” anlamlarını taşımakta olup “söylenmiş olan” anlamına gelen lógos (λογος) sözünden gelmektedir (Atabek, 2021; -λογία, 2021). Sözün birincil, özgün anlamında gramer ve retorik vurgusu yoktur. Disiplin dalının beceri ve sanatla ilgili olduğu belirtilmekteyken neyin becerisi olduğu gizlidir. Antik Çağda Yunanlar felsefeyi en üstün bilgi türü ve en üstün uğraş olarak değerlendirmişlerdir (Agazzi, 2017; Inyang & Ijiomah, 2012; Rosenthal-Pubul, 2018). Felsefe, dil ile gerçekleştirilen bir etkinlik olduğu için gramer ve retorik felsefenin değeri ölçüsünde çok önemli beceri ya da sanatlar olarak kabul edilmiştir. Bu bağlamda artikel ile söylenerek, “beceri” ya da “sanat” denildiğinde Koini Yunancasında ilk akla gelen gramer ve retorik olmuştur. Dolayısıyla tekhnológíā, “gramerin (ve retoriğin) dizgeli olarak incelenmesi”, “gramer (ve retorik) üzerine dizgeli inceleme” ve “gramerle (ve retorikle) ilgili bilinenler” anlamını taşımaktaydı. Tekhnológíā sözü, Koini Yunancasından önce Klasik Latinceye ve sonrasında Latinceden de diğer Avrupa dillerine geçmiş, bu süreçte anlamı değişmiştir. İngilizce söze kaynaklık eden Yeni Latince “technologia” sözü “gramer ve retoriğin dizgeli bir biçimde bilimsel olarak incelenmesi” anlamı taşımaktaydı (Merriam-Webster, n.d.). İngilizce yazılı bir metinde ilk kez 1615 yılında kullanıldığı görülen söz EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 119 “resim ya da sanatla ilgili söylem ya da bilimsel çalışma” anlamını taşımaktaydı (Kenning, 2007). İngilizcedeki ilk anlamında sanat vurgusu hala durmaktayken gramerin yerini resmin aldığı görülmektedir. Burada “en üstün beceri” ya da “en üstün bilgi” olarak artık görselliğin önem kazandığı ve felsefenin artık eski önemini yitirdiği anlaşılmakta, vurgu, dilsel olandan görsel ya da nesnel olana kaymaktadır. Günümüzdeki anlamıyla ise, technology sözü, yine İngilizcede ilk kez 1829 yılında Amerikalı fizikçi Jacob Bigelow tarafından kullanılmıştır (Carroll, 2017). Tekhnológíā sözü, Koini Yunancası, Klasik Latince, Yeni Latince ve İngilizce (technology) üzerinden modern anlamıyla Türkçeye ulaşmıştır. On dokuzuncu yüzyılda aydınlanma, bilimsel devrim ve endüstri devriminin de etkisiyle “en üstün uğraş” ve “en üstün bilim” anlayışı da değişirken teknoloji sözünün anlamı da bu değişimlere paralel bir biçimde değişmiştir. Teknolojinin anlamı felsefi ve dilsel becerilerden önce resimle ilgili becerilere sonra da bilimsel ve endüstriyel becerilere doğru kaymıştır. Bilgi Çağının başlangıcından sonra ise teknoloji yeniden eski anlamına benzer biçimde “beceri, ustalık, yetenek, yeterlilik, yöntem ve yordam gibi süreç türünden teknolojileri de kapsayan bir tanıma ulaşmıştır” (Atabek, 2021, p. 318). Sözlük tanımlarının ötesinde, teknoloji, kavramsallaştırılmaya ve kuramlaştırılmaya da çalışılmaktadır. Örneğin Linker (2003), teknolojiyi bilim ile karşılaştırmış ve bilimin üretken (productive), teknolojinin ise çoğaltkan (reproductive) olduğunu öne sürerek teknolojiyi bilimden ayırmıştır. Schatzberg (2018), teknolojiyi tékhnē’nin lógos’u olarak değil lógos’un tékhnē’si (söylemenin ya da söylenmiş olanın becerisi) olarak anlamak gerektiğini belirterek (p.198), henüz yeterince kuramlaştırılmamış olan bu görüngünün yeni bir bilim dalı olarak kurulmasını önermiştir. Schatzberg (2018), teknik bilginin örtük bir boyutu olduğunu, çoğu teknik becerinin biçimsel önerme türünden bilgiye indirgenemediğini ve dolayısıyla teknolojinin toplum bilimlerinin en çok göz ardı edilmiş alanı olduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda, bireylerde belirsizlik duygusuna neden olurken teknolojinin kendisinin de kavramsal olarak belirsizlik durumunda olduğu anlaşılmaktadır. Aunger (2010) de teknoloji kavramının karmaşayla dolu olduğunu belirterek aynı belirsizliği vurgulamıştır. Tüm belirsizliklere karşın, teknolojiyle ilgili bir dizi tanım öne sürülmüştür. Galbraith, teknolojiyi, “bilimsel ya da örgütlü bilginin pratik görevlere dizgeli olarak uygulanması” olarak tanımlamıştır (2015, p. 14). Aunger (2010), insanı yeryüzündeki diğer varlıklardan ayıran şey olarak teknolojiyi göstermiştir. Mitcham (1994), teknolojinin heterojen bir görüngü olduğunu, hem bir bilgi topluluğu, hem bu bilginin uygulanışı, hem de bu uygulanışın sonucu olduğunu belirtmiştir. Atabek (2021), teknolojiyi, Mitcham’ın (1994) kapsayıcı yaklaşımı ile örtüşen bir biçimde “bilimsel bilginin dizgeli ve pratik olarak uygulanması için gerekli beceri, yetenek, yeterlilik, yöntem ve yordamlar ile işbu uygulanışın sonucunda ortaya çıkan ürünlerin ortak adıdır” biçiminde tanımlamıştır (p. 312). Atabek’in (2021) 120 TEKNOLOJİ KORKUSU tanımında teknoloji; beceri gibi öğrenilmiş, yetenek gibi doğuştan gelen, yeterlilik gibi hem öğrenilmiş hem de doğuştan gelen sığaları kapsadığı gibi yöntem ve yordam gibi süreçler ile ürün olarak ortaya çıkan nesne ya da yapıtları da kapsamaktadır. Bu bağlamda hem Mitcham (1994) hem de Atabek (2021), teknolojiyi, (1) insan sığası, (2) bilgi topluluğu, (3) süreç ve (4) insan yapıtlarını kapsayan heterojen bir görüngü olarak betimlemiştir. Schatzberg’in (2018) teknolojiyi tékhnē’nin lógos’u olarak değil lógos’un tékhnē’si olarak ele alması da işbu sözü edilen heterojen kapsayıcılığa ışık tutmaktadır. Bu bağlamda teknoloji korkusunu yalnızca nesne türünden teknolojilere yönelik olarak anlamaya çalışmak teknoloji korkusuyla ilgili en geçerli ve en kapsayıcı tanıma ulaşmaya yardımcı olmayacaktır. Dolayısıyla, teknoloji korkusunun (1) insanın teknoloji yaratma sığasına, (2) teknoloji yaratmak için gerekli olan bilgi topluluğuna, (3) süreç türünden teknolojilere ve (4) nesne türünden teknolojilere karşı gelişebileceği anlaşılmaktadır. KORKU VE KAYGI Korku ve kaygı, aşırı düzeyleri insanların duygu ve davranışlarını etkileyerek yüksek düzeyde uydumculuğa yol açan duygulardır (Gill & Burrow, 2018). Duygu, sinir ve hormon dizgelerinin aracılık ettiği karmaşık bir etkileşimler kümesi olup (a) uyarılma ve keyif alma gibi duygulandırıcı deneyimlere yola açabilmekte, (b) bilişsel süreçler ortaya çıkarabilmekte, (c) uyarıcı koşullara yönelik geniş çaplı fizyolojik ayarlamalar yapabilmekte ve (d) davranışa neden olabilmektedir (Kleinginna & Kleinginna, 1981, p. 355). Duygular, insanın kültür yaratma ve kültürü yaşama sığasının kökünde yer almaktadır (Ignatow, 2005). Duygu durumları, enformasyonun algılanmasını ve karar vermeyi etkilemektedir (Neto & da Silva, 2012; Rivers & Brackett, 2010). Korku ve kaygı gibi duygular bireylerin yaklaşma ya da kaçınma davranışları sergilemelerine neden olmakta (Pengnate, 2013) ve bireyin teknoloji ile etkileşiminde çok önemli bir rol oynamaktadır (Wang & Guan, 2008). Korku ve kaygı gibi olumsuz duygu durumları, teknolojinin kullanımı ile anlaşılması güç ve karmaşık bir biçimde bağlantılıdır (Shank, 2014). Korku, “bireyin kendisinin ya da başkalarının güvenliği için risk oluşturan bir durum, dışduyarlı girdiler, içsalgı dizgesi ya da özerk sinir dizgesi aracılığıyla algılandığında tetiklenen bir beklenti duygusudur” (Garcia, 2017, p. 462). Astleitner ve Leutner (2000) de, benzer biçimde, korkuyu “bir durumu tehditkâr ve tehlikeli olduğu yönünde öznel olarak yargılamaktan doğan duygu” olarak tanımlamaktadır (p. 498). Korku, söz konusu risklere karşı bireyi hazırlamak için donakalma, kaçma, savaşma ya da korkutma tepkimeleri uyandırır (Bracha, 2004). Riskli durumu daha az riskli kılmak ya da destek için başkalarından yardım istemek amacıyla “eğilimli olma ve arkadaşlık kurma” tepkilerine de yol açar (Taylor et al., 2000). Aşırı korku bireylerin yaşam boyu duygusal savaşımlar yaşamasına katkı yapmaktadır (Kalin, 1993). Davranışı düzenleyebilen, insan yaşamını biçimlendiren, kurum ve toplumların düzenlenip varlığını sürdürmesinde yaşamsal rolü olan bir duygu olmasına karşın, korkunun, özellikle kurum ve örgütlerin işleyişle olan ilişkisi EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 121 hakkında çok az bilgi üretilmiştir (Gill & Burrow, 2018; Robin, 2004). Dolayısıyla bireyin hem özel yaşamında hem de iş yaşamında önemli bir yeri olan teknolojinin korku ve kaygı gibi duygularla ilişkisi bağlamında üretilecek bilgi, toplumun sağlıklı bir biçimde kendisini düzenleyip varlığını sürdürmesi açısından önem taşımaktadır. Korku, söz konusu risklerin sonuçları kontrol edilemez ya da kaçınılamaz olarak algılandığında ortaya çıkan bir diğer duygu olan kaygı ile de ilişkilidir (Ohman, 1993). Kaygının oluşumu ve deneyimi sırasında beyinde gerçekleşen süreçler korkununkilerle benzerlikler göstermektedir (Garcia, 2017). Kaygı, “gerilim hisleri, üzüntülü düşünceler ve kan basıncı artışı gibi fiziksel değişikliklerle karakterize bir duygu” olarak tanımlanmaktadır (American Psychological Association, 2021). Dünya Sağlık örgütü ise kaygıyı “üzüntü, sıkıntı ya da somatik gerilim belirtilerinin eşlik ettiği geleceğe yönelik tehlike ya da terslik beklentisi ya da korkulu olma” biçiminde tanımlamaktadır (World Health Organization, 2019b). Daha önce yapılan araştırmalarda; kaygının iş doyumunu, iş performansı ve iş güvenliğini olumsuz yönde etkilediği (Haslam et al., 2005; Ferguson et al., 2012), tükenmişliğe neden olduğu (Evers et al., 2004) ve bireylerin stresle başa çıkma yeteneğini azalttığı (Atabek et al., 2019) rapor edilmiştir. Kaygının, düşünme ve öğrenme becerileri ile diğer entelektüel beceriler üzerinde de olumsuz etkileri bulunmaktadır (Heyne et al., 2019; Martin & Marsh, 2006; Simic, 2012). Teknolojiyle doğrudan ilgili araştırmalarda ise; bilgisayara yönelik özyeterlilik (Thatcher & Perrewe, 2002), teknolojinin eğitimle bütünleştirilmesine yönelik özyeterlilik (Ünal et al., 2017), teknoloji kullanmaya yönelik tutum (Beri & Sharma, 2019; Brown et al., 2004; Venkatesh, 2000), teknoloji kullanmaya yönelik niyet (Chatzoglou et al., 2009; Venkatesh et al., 2003), teknoloji kullanımı (Beaudry & Pinsonneault, 2010; Compeau et al., 1999) ve teknolojinin kabulü (Redmann & Kotrlik, 2009) üzerinde kaygının olumsuz etkileri olduğu bulunmuştur. Teknolojiye karşı gelişen korkunun çalışanların daha sinirli ve kaygılı olmasına yol açıp iş yerinde verimliliklerini azalttığı da rapor edilmiştir (Self & Aquilina, 2013). Dolayısıyla; korku ve kaygının bireyin işinde ve özel yaşamında olumsuz etkileri olabilmektedir. Korku ve kaygı teknolojiye karşı geliştiğinde, bu duygu durumlarının teknolojinin kabulü, kullanılmaya niyet edilmesi, kullanılabileceğine inanılması ve kullanılması üzerinde olumsuz etkileri olmaktadır. Eğer söz konusu iş ya da özel yaşam durumu teknolojinin kullanılmasını gerektiriyorsa, doğası gereği, bireyin yaşamı olumsuz yönde etkilenmekte hatta birey haklarından yoksun kalabilmektedir. TEKNOLOJİ KORKUSUNUN TANIMI Teknoloji korkusu, bireylerde teknolojiye yönelik olarak görünen doğal bir kaçınma sorunu (Adebayo & Adebayo, 2013) olarak daha basit bir biçimde tanımlanabileceği gibi daha karmaşık ve kapsayıcı tanımlarla da açıklanabilmektedir. Öte yandan, teknoloji korkusunun kaygı bozuklukları ile ilişkisini açıklamadan bir tanım oluşturmaya çalışmak, eksik ya da yanlış bir tanımla sonuçlanacaktır. Amerikan Psikiyatri Derneği (American Psychiatric Association, 2013), korkuyu “gerçek 122 TEKNOLOJİ KORKUSU ya da algılanan yakın tehdide yönelik duygusal tepki” olarak tanımlarken kaygıyı “gelecekteki tehdide yönelik beklenti” olarak tanımlamış ve iki duygu durumu arasında örtüşmeler olmakla birlikte ayrı kaldıkları yerler de olduğunu belirtmiştir (p. 189). Korku daha çok savaşma ya da kaçış için gerekli özerk uyarılma, gecikmesiz ve dolaysız yakın tehlike düşünceleri ve kaçış davranışları ile bağlantılı iken; kaygı daha çok gelecekteki tehlike için hazırlığa yönelik kas gerginliği ve tetikte oluş durumu ile sakıngan ve kaçıngan davranışlarla bağlantılıdır (American Psychiatric Association, 2013). Hem korku ve kaygının aşırı düzeyleri hem de bu duygusal durumla ilişkili davranışsal rahatsızlıklar kaygı bozukluğu olarak kategorize edilen zihinsel bozuklukların ortak özellikleri arasındadır (American Psychiatric Association, 2013). Psikiyatri alanında zihinsel hastalıklar için referans kabul edilen “Zihinsel Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı” adlı yapıtın beşinci ve son sürümünde (Diagnostic and Statistical Manual of Mental Disorders, DSM–5) bir hastalık olarak yer almadığı için, teknoloji korkusu, bir hastalık olarak kabul edilmemektedir (American Psychiatric Association, 2013). Dünya Sağlık Örgütünün yayımladığı “Hastalıkların ve İlgili Sağlık Sorunlarının Uluslararası İstatistiksel Sınıflandırılması” (International Statistical Classification of Diseases and Related Health Problems, ICD-11) adlı diğer referans yapıtta da teknoloji korkusu yine bir hastalık ya da sağlık sorunu olarak gösterilmemektedir (World Health Organization, 2019a). Ancak korku ve kaygının belirli ölçütleri karşılayan biçimleri (fobi, phobia), hem DSM-5’te hem de ICD-11’de bir kaygı bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. Amerikan Psikiyatri Derneği fobiyi “belirli bir nesne, etkinlik ya da duruma (fobik uyaran) karşı, işbu belirli nesne ya da durumdan kaçınmaya zorlayıcı bir istekle sonuçlanan, söz konusu belirli nesne ya da durumun yarattığı gerçek tehlikeye göre orantısız ölçüdeki sürekli bir korku” biçiminde tanımlamaktadır (American Psychiatric Association, 2013, p. 827). Fobi, korkudan daha fazlasıdır ve uyarana yönelik olarak yoğun biçimde kaygılı, aşırı bir tepki anlamını taşır (Mandal, 2015). Bu bağlamda teknoloji korkusu doğrudan doğruya bir fobi olarak değerlendirilemez. Ancak söz konusu korku ve bu korkuya eşlik eden kaygı, belirli bir düzeye ulaşıp belirli bir biçim kazandığında işbu duygu durumunun bir fobiye dönüşebileceği anlaşılmaktadır. Teknoloji korkusunun fobi olan biçimini ya da alt türünü teknofobi olarak ayırt etmek, teknoloji korkusunun tanımlanmasına katkı sağlayacaktır. Teknoloji korkusu doğrudan doğruya fobi türünden bir kaygı bozukluğu olmasa da, teknoloji korkusunun söz edilen biçimini –teknofobiyi- tam olarak klinik anlamıyla bir bozukluk olarak değerlendiren araştırmalar rapor edilmiştir (Luque & Avila, 2008). Di Giacomo et al. (2019), teknofobinin zihinsel bir hastalık olarak ele alınmasını ve bu kapsamda araştırılmasını önermiştir. Brosnan & Thorpe (2006), teknofobinin DSM-5’in bir önceki sürümü olan DSM-4’teki (American Psychiatric Association, 1994) özgül fobi (300.29) ile birçok örtüşmeleri olduğunu belirtmiştir. Thorpe ve Brosnan (2007) ise, araştırmalarının sonucu olarak EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 123 teknofobinin sosyal kaygı bozukluğunun da özelliklerini gösteren bir özgül fobi olarak değerlendirilebileceğini öne sürmüştür. Ranieri et al. (2021), teknofobiyi, “bireyin toplumsal güçlüklerle ve günlük yaşamla başa çıkma yeteneğini olumsuz yönde etkileyen bir zihinsel bozukluk” ile ilişkilendirmiştir (p. 7). Mason (2001), teknofobiyi, insanları iş dünyasında işlevsiz hale getiren ya da en azından rahatsız eden kaygı bozukluğu olarak tanımlamıştır. Khasawneh (2015) de teknofobiyi genel anlamda teknolojiyle ilgili bir fobi olarak tanımlamıştır. Dolayısıyla, daha önce yapılan araştırmaların sonuçlarında teknofobinin zihinsel bir hastalık olarak tanımlandığı ya da tanımlanmasının önerildiği görülmektedir. Bu çalışmalarda teknofobi bir kaygı bozukluğu olarak ele alınmakta ve kaygı bozukluğunun alt türlerinden birisi olan özgül fobinin teknolojiyle ilgili olanı olarak değerlendirilmektedir. Özgül fobi, DSM-5’te, (1) belirli nesne ya da durumlara karşı (2) hemen hemen her zaman aniden gelişen, (3) kalıcı olan ve (4) oluşan gerçek riske göre orantısız ölçüdeki korku ve kaygı olarak açıklanmıştır (American Psychiatric Association, 2013). ICD-11’de ise “bir ya da daha çok nesne ya da duruma (belirli hayvanlara yakınlık, uçmak, yükseklik, kapalı alanlar, kan veya yaralanma görmek) maruz kalındığında ya da maruz kalınacağı beklendiğinde tutarlı bir biçimde ortaya çıkan belirgin ve aşırı gerçek tehlikeye göre orantısız korku” biçiminde tanımlanmaktadır (World Health Organization, 2019c). ICD-11’de, özgül fobinin belirtilerinin en azından aylarca sürdüğü, şiddetli olduğu, anlamlı düzeyde sıkıntıya ya da kişisel, ailevi, toplumsal, eğitimsel, mesleki veya diğer önemli işlevsellik alanlarında önemli derecede bozulmalara neden olduğu belirtilmiştir. Özgül fobi en yaygın kaygı bozukluğudur (Bandelow & Michaelis, 2015). Buna karşın risk etkenleri yeterince çalışılmamıştır (Eaton et al., 2018). Genetik etkenlerin de rolü olmakla birlikte öğrenmeye neden olan deneyimler, özgül fobilerin gelişimine katkı sağlamaktadır (Hamm, 2009). Yine bireyin öğrenmesine odaklı yaklaşımlarla sağaltıma gidilebilmektedir. DSM-5’te, özgül fobinin fobik uyarana göre beş alt türü bulunmaktadır: hayvan, doğal çevre, kan-enjeksiyon-yaralanma, durumsal ve diğer (American Psychiatric Association, 2013, p. 198). Zihinsel bir hastalık olarak kabul edilmesi durumunda, teknofobinin, özgül fobinin “300.29 (F40.298)” kodlu “diğer” alt türünde ele alınabileceği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, teknofobi, fobik uyaranı teknoloji olan diğer alt türündeki bir özgül fobi olarak ele alınabilmekte ya da bu biçimde kabul edilmesi önerilmektedir. Bu bağlamda teknoloji korkusu; (1) teknolojiye karşı gelişen, (2) kaygı ile birlikte gözlemlenen, (3) yersiz ya da usdışı olabilen, (4) bireyi kaçmaya ya da savaşmaya yönelik olarak uyarılmış, gergin, tetikte, sakıngan ve kaçıngan olmaya iten, (5) tanı ölçütlerini karşılayan şiddetli biçimleri özgül fobi olarak değerlendirilebilen, (6) teknolojinin oluşturduğu risklere göre orantısız ölçüdeki duygu olarak tanımlanabilir. Bu tanıma göre teknofobi, teknoloji korkusunun, özgül fobinin “300.29 (F40.298)” kodlu “diğer” alt türünün tanı ölçütlerini karşılayan şiddetli bir biçimidir. 124 TEKNOLOJİ KORKUSU TEKNOLOJİ KORKUSUNUN TOPLUM ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Bu çalışmada gözden geçirilen korku, kaygı, özgül fobi ve teknofobi ile ilgili önceki araştırmaların sonuçları, teknoloji korkusunun –teknofobi olarak bir kaygı bozukluğu biçimine bürünmediğinde bile- bireyi ve bunun sonucu olarak toplumu olumsuz yönde etkilediğini ortaya koymaktadır. Bilim, eğitim, tıp, sağlık hizmetleri, hukuk, finans ve ekonomi gibi bireyin yaşamını sürdürmek için bağımlı olduğu tüm alanlar teknolojiyle etkileşimi zorunlu kılmaktadır (Allsop, 2019; Baker, 2016; Casey et al., 2018; Cloete, 2017; Jepsen et al., 2015; Krimmer, 2016; Levy, 2020; Marcinek, 2014; Newkirk, 1989; Osho, 2008; Sahoo et al., 2020; Savage & Ford, 2008; Vance et al., 2013). Teknolojiyle etkileşim sonucunda bireyde teknolojiye karşı gelişen korku ve kaygı duyguları ise; düşünme ve öğrenme becerileri, diğer entelektüel beceriler, teknoloji kullanımına yönelik özyeterlilik, teknolojinin eğitimle bütünleştirilmesine yönelik özyeterlilik, teknoloji kullanmaya yönelik tutum, teknoloji kullanmaya yönelik niyet, teknolojinin kabulü, teknolojinin kullanımı, iş doyumu, iş performansı, iş güvenliği ve iş verimliliğini olumsuz yönde etkilemekte (Beaudry & Pinsonneault, 2010; Beri & Sharma, 2019; Brown et al., 2004; Chatzoglou et al., 2009; Compeau et al., 1999; Ferguson et al., 2012; Haslam et al., 2005; Redmann & Kotrlik, 2009; Self & Aquilina, 2013; Simic, 2012; Shank, 2014; Thatcher & Perrewe, 2002; Ünal et al., 2017; Venkatesh, 2000; Venkatesh et al., 2003; Wang & Guan, 2008), bireylerin teknolojiye yönelik olarak sakınma ya da kaçınma davranışları sergilemelerine neden olmaktadır (Adebayo & Adebayo, 2013; Pengnate, 2013). Buna karşın teknoloji korkusunun iş ortamlarındaki rolü hakkındaki çalışmalar yetersizdir (Gill & Burrow, 2018; Robin, 2004). Dolayısıyla; toplumsal yaşamın temelini oluşturan teknolojiye karşı bireyde gelişebilip teknolojiye yönelik olarak sakınma ya da kaçınma davranışları sergilemelerine neden olarak onları modern yaşamın zorunluluklarının en can alıcısı olan bir kaynaktan yoksun bırakan teknoloji korkusu, doğası gereği, toplum üzerinde büyük bir etkiye neden olmaktadır. Teknolojinin gücünün önemli bir değişim ajanı olduğuyla ilgili anlayışın modernite kültüründe büyük bir yeri vardır (Smith & Marx, 1994). Smith ve Marx (1994), bu anlayışı teknolojiyi doğrudan yaşantılayan bireyde oluşan örtük bilgiye dayandırmaktadır. Teknolojik belirlenimcilik olarak da adlandırılabilecek bu örtük bilgi insanın teknik yaratıcılığının ya da becerisinin birikerek artan, etkisi sınırları aşan, birbirini güçlendiren ve geri dönüşü olmayan toplumsal sonuçları olduğu çıkarımını da içermektedir. Teknolojiyle ve teknolojinin toplumsal etkileri bağlamında teknoloji korkusuyla ilgili olarak düşünmek gerektiği artık apaçık ortadadır (Mitcham, 1994). Teknoloji korkusunun tarihsel ve güncel örnekleri de değerlendirildiğinde bu gereklilik daha da belirginleşmektedir. Teknoloji korkusunun toplum üzerindeki etkilerine Endüstri Devrimi sonrasında 1811 ile 1816 yılları arasında Büyük Britanya’da görülen Luddit hareketi önemli bir örnek olarak gösterilebilir (Binfield, 2004; Linton, 1992). Ludditler, dokuma EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 125 makinalarının dokuma üretiminde kullanılmasına karşı çıkıp kargaşaya neden olan ve üretim alanlarına saldıran dokuma işçileriydi (Binfield, 2004; ; Byrne, 2013). Ludditler, dokuma makinalarının sağladığı özdevinimlilik sonucunda işçiye olan gereksinim azalacağından, dokuma işçisi olmak için yaptıkları yatırımların, öğrendikleri becerilerin ve geliştirdikleri yeterliliklerin boşa gideceğini düşünerek söz konusu yeni teknolojiye şiddet kullanarak karşı çıkmışlardı (Andrews, 2015). Bir başka örnek de televizyona karşı gelişen teknoloji korkusudur. Mander (1978), “Four Arguments for the Elimination of Television” (Televizyonun Ortadan Kaldırılması için Dört Argüman) başlıklı kitabında televizyonun sorunlar yarattığını, bu sorunların televizyona özgü olduğunu ve televizyonun soruna neden olmayacak bir biçime dönüştürülemeyeceğini öne sürerek televizyon teknolojisinin ortadan kaldırılmasını istemiştir. Ek olarak, altalgısal uyaranlar (subliminal stimuli, sübliminal mesaj), sıklıkla televizyonun olumsuz etkilerine örnek olarak gösterilip bireylerin davranışlarının kontrol edilmesinde kullanıldığı iddia edilen tartışmalı bir konudur. Altalgısal uyaranlar üzerinde yapılan meta-analiz çalışmalarında, insanların davranışlarını belirlemede bu uyaranların anlamlı bir etkisinin olmadığı uzun yıllar önce gösterilmiştir (Trappey, 1996). Altalgısal iletilerin, algısal olarak işlendiğiyle ilgili yeterli kanıt bulunmamakta olup, bu iletilerin insan davranışları üzerinde etkisi olduğunu iddia eden önceki çalışmaların yöntem açısından sorunlu olduğu rapor edilmiştir (Moore, 2008; Pratkanis, 2007). Altalgısal ileti yoluyla çocuklara zarar verildiği anlatıları, teknoloji korkusunun toplum üzerindeki etkileri için önemli bir örnektir. Teknolojinin yanlış kullanımı sonucu dünyanın felakete sürüklenmesi ya da Y2K sorunu gibi toplumsal histeri durumları, teknoloji korkusunun toplum üzerindeki etkilerini gösteren yakın tarihli diğer örneklerdir (Fritscher, 2020a, 2020b). COVID-19 salgını sırasında; COVID aşılarının içerisinde 5G işlevselliği olan yongaların (mikroçiplerin) bulunduğu, yongaların aşı olan kişilerin üçüncü kişilerce izlenmesine olanak tanıdığı, hatta, tüm bu düzeneğin arkasında Bill Gates ve Jack Ma gibi ünlü iş insanlarının olduğu yönündeki komplo teorisi de teknoloji korkusu kaynaklı güncel bir toplumsal histeri örneğidir (Baines, 2021; Black & Schoolov, 2021; Goodman & Carmichael, 2020). Bu komplo teorisi ile ilgili olarak Reuters gibi saygın yayın kuruluşlarının yanı sıra Avustralya gibi gelişmiş ülkelerin hükümetlerinin bile açıklama yapması ve COVID-19 aşısını savunması gerekmiştir (Australian Government Department of Health, 2021; Thomson Reuters, 2020, 2021). Bu tür komplo teorileri, bireylerin bilgi gereksinimini çarpıtıp güçlü olana duyulan güvensizliği, yabancı karşıtlığını ve teknoloji korkusunu kullanarak onları inanmaya zorlamaktadır (Baines, 2021). Teknoloji korkusunun sonucu olarak ortaya çıkan güncel durumlara bilgisayar, internet, sosyal ağ servisleri ve çevrimiçi oyunlara yönelik kötücülleştirici yaklaşımlar da örnek gösterilebilir. Örneğin, Instagram, TikTok, Facebook ve Twitter gibi sosyal ağ hizmetlerinin olası zararları üzerinde yapılmakta olan tartışmalarda, 126 TEKNOLOJİ KORKUSU özellikle ana akım yayın kuruluşları, gerçekle bağdaşmayan ya da korkuluk argümanlarıyla gerçeği çarpıtan yayınları ile sosyal ağ hizmetlerini bağımlılık yapan zararlı görüngüler olarak sunmaya çalışmaktadır. TikTok’un küçükleri uyuşturucu madde bağımlısı yapmaya yönelik etkisi olduğu (Barry et al., 2021) ya da genç kızların “tik” geliştirmesine neden olduğu (Jargon, 2021) yönündeki yayınlar, bu tür yayınlara örnek gösterilebilir. Instagram’ın bağımlılık yaptığı (Bellstrom, 2020), hatta kasıtlı olarak bağımlılık yapacak biçimde tasarlanmış bir hizmet olduğu (Schwär, 2021) yönündeki yayınlar da bağımlılığın DSM-5 ve ICD11’deki tanı ölçütleri bağlamında gerçekle örtüşmemekte, teknolojiye karşı gelişmiş korkulardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Söz konusu hizmetlerden kaynaklanan sorunlar “internetin sorunlu kullanımı” ya da “sosyal ağ hizmetlerinin sorunlu kullanımı” olarak değerlendirilmesi gereken ve bağımlılık olmayan durumlardır (Yellowlees & Marks, 2007). Sorunlu internet kullanımının ya da sosyal ağ hizmetlerinin sorunlu kullanımının bağımlılık olarak nitelenmesi, bilimsel dayanağı olmayan yanlış bir yaklaşımdır (Beard & Wolf, 2001; Davis, 2001; Frangos et al., 2011; Thatcher et al., 2008). Akıllı telefonlara yönelik olarak da öne sürülen bu bağımlılık iddialarının, bilgisayar gibi daha önceki teknolojilerin ortaya çıkmasında da görülen teknoloji korkusunun (ya da teknofobinin) tekrarı olduğu bildirilmiştir (Davidson, 2019; Reed, 2000). Reed (2000), bu tür bağımlılık iddialarının bilimsel olmadığını, yeni teknolojilere yapıştırılan “bağımlılık” kavramının toplumsal ve kültürel olarak üretildiğini ve bu kavramların toplumun yeni teknolojileri anlamak, tanımlamak, kabul etmek ve yönetmek yoluyla teknolojinin toplumsal yapılarla bütünleştirilmesinin bir mekanizması olarak işlev gördüğünü belirtmiştir. Dolayısıyla, bilgisayar, internet ya da sosyal ağ hizmetlerinin sorunlu kullanımının bağımlılık olarak tanımlanmaya çalışılması, teknoloji korkusunun toplum üzerindeki etkilerinin sonuçlarından birisidir. Bu durumun bir diğer sonucu da “bağımlılığı olmadan bağımlı olmak” görüngüsünün de ortaya çıkmış olmasıdır. DSM-5 ve ICD11 tanı ölçütlerine göre herhangi bir bağımlılığı olmayan bireyler, teknoloji korkusu kaynaklı anlatılar sonucunda ya kendileri bağımlı olduklarına inanmaya başlamakta ya da kendilerini bağımlı olarak değerlendirmeye çalışan akademisyenlerle çevrili bulmaktadır. Teknoloji korkusunun toplum üzerindeki etkilerinden bir diğeri de otoriter ve totaliter rejimlerin, ülkelerinde gerçekleştirdiği demokratik olmayan eylemlerine gerekçe uydurmak ve propaganda yapmak için toplumda zaten var olan teknoloji korkusunu kullanması ya da bunu şiddetlendirmeye çalışmasıdır. Çin Halk Cumhuriyetinde zaten oldukça kısıtlanmış olan sosyal ağ servisleri, bilgisayar oyunları ve internete getirilen yeni kısıtlamaların ve bu hizmetleri sağlayan şirketlere yaptırımlar uygulanmasının gerçekleşme biçimi, otoriter ya da totaliter rejimlerin bireysel hak ve özgürlükleri ortadan kaldırmak ya da kısıtlamak için teknoloji korkusunu nasıl kullandıklarının önemli bir örneğidir. Çin Halk Cumhuriyetini diktatörlükle yöneten Çin Komünist Partisinin binlerce resmi yayın EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 127 organı arasında daha önemlilerinden olan Economic Information Daily gazetesinde bilgisayar oyunlarının “elektronik ilaç (uyuşturucu)” ve “tinsel afyon” (spiritual opium) olarak tanımlanmasından kısa bir süre sonra, Çin’in önemli internet hizmeti sağlayıcılarından Tencent şirketi, bilgisayar oyunlarında ekran zamanı kısıtlaması getirdiğini açıklamıştır (Madhok, 2021). Yine kısa bir süre sonra, 18 yaşından küçük olan bireylerin hafta içi çevrimiçi bilgisayar oyunu oynaması yasaklanırken, hafta sonu da yalnızca 3 saat oynama kısıtlaması getirilmiştir (CNN, 2021a). Bu yasak ve kısıtlamalar özel eğitim kurumlarına getirilen yasak ve kısıtlamalarla birlikte gerçekleşmiştir (CNN, 2021b). Tüm bu kısıtlamalar, sosyal ağ hizmetlerinin, çevrimiçi ve çevrimdışı basın kuruluşlarının ve genel anlamda internetin dünyanın en büyük sansür teknolojisi olan “Büyük Çin Güvenlik Duvarı” (Great Firewall of China) ve ilgili yasalarla zaten kısıtlanmış olduğu bir ortamda gerçekleşmiştir (Xu & Albert, 2014). “Büyük Çin Güvenlik Duvarı”, resmi adı “Altın Kalkan Projesi” olmasına karşın kamuoyunda Çin Seddi’ne gönderme ile “Büyük Çin Güvenlik Duvarı” olarak bilinen bir sansür teknolojisidir (Wikipedia contributors, 2021). Yasak ve kısıtlamalardaki söz konusu artıştan sonra sosyal ağ hizmetlerinin kapatılması ile süregiden uygulamalar, Çin’in Sincan eyaletinde gerçekleşmekte olan Uygur Soykırımı ile Hong Kong’daki özgürlük ve demokrasi gösterilerinin uluslararası kamuoyunda gündemin üst sıralarına yerleşmesi ile eşzamanlı gerçekleşmiştir (Gan & Griffiths, 2021). Görüldüğü üzere, çevrimiçi oyunların “tinsel afyon” olarak tanımlanması gibi toplumda zaten var olan teknoloji korkusunu kullanarak başlayan süreç, bireylerin bilgiye erişim, haber alma, eğitime erişim ve özel mülkiyet gibi temel hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldırılması ile sürmüş ve bu süreç bir soykırımın gözden kaçırılması için de kullanılmıştır. Teknoloji korkusunu kullanan “yasa uygulayıcı” anlatısı (technophobic law enforcement), bireyleri güçsüz kılmaktadır (Baines, 2021). Bu bağlamda, teknoloji korkusu, hükümetlerin bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak hatta etnik temizlik etkinliklerini daha kolay yapmak için bile kullandığı ideolojik olarak kötüye kullanıma elverişli verimli bir kaynaktır. SONUÇ İnsanlar makinelere gereğinden fazla (Baraniuk, 2021) hatta insanlardan bile fazla (Sundar & Kim, 2019) güvenebilmektedir. Ancak, “teknolojinin tarihi, aynı zamanda korkunun tarihidir” (Davidson et al., 2019, p. 2). Teknoloji, insan doğasının bir parçasıdır (Atabek, 2021). İnsan, teknoloji olmadan yaşaması güç olan hatta çok ama çok elverişli doğa koşulları olmadığında teknoloji olmadan yaşayamayan bir canlıdır. Ancak yine de, insan, teknolojiyle olan etkileşimini o teknolojiye karşı gelişen korku ve kaygı duyguları ile birlikte sürdürmektedir. Teknoloji korkusu, bireylerin teknolojiye yönelik olarak sakınma ya da kaçınma davranışları sergilemesine yol açmakta, teşvik aldıklarında bile bireylerin değişimden kaçınmasına neden olmaktadır (Khasawneh, 2018). Söz konusu duygu, bireyin düşünme süreçlerini, entelektüel becerilerini ve öğrenmesini olumsuz yönde etkileyebilmekte, teknolojiyi 128 TEKNOLOJİ KORKUSU kabul edip kullanmasına engel olabilmektedir. Teknoloji kullanmadan işinde başarılı olamayacağı için bireyin çalışma performansı düşmekte hatta iş güvenliği sorunları ortaya çıkmaktadır. Teknoloji hem özel yaşamın, hem günlük yaşamın hem de iş yaşamının ayrılmaz bir parçası olduğu için teknoloji kullanmaktan kaçınmak ya da sakınmak bireyin hem özel yaşamında hem de iş yaşamında başarısız ve dolayısıyla da mutsuz olmasına yol açmaktadır. Çalışanlar arasında çok yaygın bir sorun olan teknoloji korkusu (Self & Aquilina, 2013), öğretmenlerin eğitim teknolojilerini başarılı bir biçimde kullanmalarının önündeki en büyük engellerden birisidir. Teknoloji, insanın doğasını değiştiren ve onun davranışsal çağdaşlığa sahip günümüzdeki durumuna evrilmesine anlamlı düzeyde olumlu etkileri olan bir görüngüdür (Atabek, 2021). Teknolojinin insanın doğasını bile değiştiren ve onun yaratıcılığından doğan bu gücü, teknolojik belirlenimciliğe yol açmaktadır (Smith & Marx, 1994). Ancak öte yandan, insanın başka bir sığası olan ve duyguların biçimlendirdiği kültür, teknolojinin gücünden daha üstün bir güç olarak teknolojileri seçmekte, değiştirmekte, biçimlendirmekte, teknolojilerin anlam ve tasarımını belirlemektedir (Allen, 2021; Berlant & Greenwald, 2012; Ignatow, 2005; Lupton, 1998; McKay, 2005; Nye, 2007). Teknoloji, “bilimsel bilginin dizgeli ve pratik olarak uygulanması için gerekli beceri, yetenek, yeterlilik, yöntem ve yordamlar ile işbu uygulanışın sonucunda ortaya çıkan ürünlerin ortak adıdır” biçiminde tanımlanmaktadır (Atabek, 2021, p. 312). Bu bağlamda teknoloji korkusu; insanın teknoloji yaratma sığasına, teknoloji yaratmak için gerekli olan bilgi topluluğuna, süreç türünden teknolojilere ve nesne türünden teknolojilere karşı gelişebilmektedir. Teknoloji korkusunun insanın teknoloji yaratma sığasına ve oluşturduğu bilgi topluluğuna karşı da gelişiyor olabilmesi, teknoloji korkusunun zekâya ve zeki bireylere karşı gelişen korku ile olan benzerliğini göstermektedir. Falck (2020), başkasının bilgi, beceri, öngörü ya da çözümleme gücünün kendisininkinden daha üstün olduğunu anladığında, bireyin bunu sıklıkla tehditkâr olarak değerlendirdiğini ve kendi yeterlilikleri ile karşılaştırarak kaygı ve korku duyduğunu belirtmiştir. Bu bağlamda, teknoloji korkusunun –aynı zekâ korkusunda olduğu gibi- güçlü olana yönelik korku ve güvensizlik (Baines, 2021) ile bir ilişkisi bulunmaktadır. Bu değerlendirmeler ışığında teknoloji korkusu için aşağıdaki tanım önerilmiştir: Teknoloji korkusu, teknolojiye karşı gelişen, kaygı ile birlikte gözlemlenen, yersiz ya da usdışı olabilen, bireyi kaçmaya ya da savaşmaya yönelik olarak uyarılmış, gergin, tetikte, sakıngan ve kaçıngan olmaya iten, tanı ölçütlerini karşılayan şiddetli biçimleri özgül fobi olarak değerlendirilebilen, teknolojinin oluşturduğu risklere göre orantısız ölçüdeki duygudur. Teknoloji korkusu, DSM-5 ve ICD-11 tanı ölçütlerine göre zihinsel bir hastalık değildir. Ancak bu çalışmada gözden geçirilen önceki araştırmaların bazılarında, teknoloji korkusunun özgül fobi ölçütlerini karşılayan şiddetli biçimlerinin bir kaygı bozukluğu olarak kabul edilmesi ya da araştırılması gerektiği rapor edilmiştir. Teknoloji korkusunun özgül fobi olarak değerlendirilebilecek şiddetli biçimi – teknofobi- gelecekteki psikiyatri araştırmaları için incelemeye değer bir konudur. EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 129 Teknoloji korkusu, teknolojilerin kötücülleştirilmesi olarak da ortaya çıkabilmektedir. Dokuma makinalarının, televizyonun, bilgisayarın, internetin, bilgisayar oyunlarının, sosyal ağ hizmetlerinin ya da sosyal medyanın kötücülleştirilmesi, teknoloji korkusunun toplum üzerindeki etkilerine örnektir. Bu kötücülleştirme, Luddit hareketinde olduğu gibi doğrudan şiddet kullanımına yönelik olabildiği gibi, televizyon örneğinde olduğu gibi şiddet kullanılmadan gerçekleştirilen yasaklanma çağrısı biçiminde de olabilmektedir. Daha çağdaş örnekleri ise yeni teknolojilerin bireyleri –özellikle de çocukları- uyuşturucu gibi kötü alışkanlıklara yönelttiği hatta kasten bunun için tasarlandıkları iddiası ya da işbu teknolojilerin sorunlu kullanımının “bağımlılık” olarak tanımlanmaya çalışılmasıdır. Instagram ve TikTok gibi sosyal ağ servislerinin ya da çevrimiçi oyunların yoğun ya da sorunlu kullanımını bağımlılık olarak tanımlamaya yönelik çabalar sivil toplum kuruluşlarının, ana akım yayın kuruluşlarının ya da hükümetlerin gücüyle birleştiğinde, bu kötücülleştirme çabaları, akademik ya da toplumsal bir tartışma olmanın ötesinde çok daha büyük sorunlara neden olmaktadır. Sivil toplum kuruluşları ve ana akım yayın kuruluşları, statükoyu korumak için yeni teknolojilere ve yenileştirime (inovasyona) karşı gerçekleri çerçeveleme yaparak yanlış aktarabilmekte ve korkuya dayalı savunmacı bir kültür üretip topluma dayatabilmektedir (Chong & Druckman, 2007; Howson, 2020; Miller, 2007; Nguyen, 2008; Vu et al., 2021). Çin Halk Cumhuriyeti örneğinde görüldüğü gibi, ana akım yayın kuruluşlarını ve diğer ideolojik aygıtları da seferber eden hükümetler, sosyal ağ servisi ve çevrimiçi oyun gibi yeni teknolojilere yönelik olarak toplumda zaten var olan teknoloji korkusunu kullanarak insan haklarına aykırı uygulamalarda bulunmaktadır. Bu tür durumlarda hükümet ya da hükümet olmayan yapılar, bireysel hak ve özgürlükleri kısıtlamak ya da ortadan kaldırmak için toplumda var olan teknoloji korkusunu kullanmakta, eğer yeterince korku yok ise de “tinsel afyon” örneğinde olduğu gibi bu korkuyu oluşturmaya çalışmaktadır. Görüldüğü üzere, teknoloji korkusunu kullanan yasa uygulayıcı anlatısı, yurttaşları daha da güçsüzleştirmektedir (Baines, 2021). Sonuç olarak, teknoloji korkusuyla ilgili daha kapsayıcı bir anlayış kazanmak, teknolojik yapıtların kültürel olarak daha seçilebilir bir biçimde tasarlanabilmesi, bireylerin teknolojiyle olan etkileşimlerinin iyileştirilmesi, teknolojinin kabulü, teknolojinin eğitimle bütünleştirilmesi, çalışanların performansının yükseltilmesi ve iş güvenliği alanlarında topluma katkı sağlayacaktır. Bu katkılar, bireyin hem özel yaşamında hem eğitim yaşamında hem de iş yaşamında daha başarılı, verimli ve dolayısıyla da daha mutlu olmasına yardımcı olacaktır. Öte yandan, teknoloji korkusuyla ilgili olarak bilimsel bilgiye dayanan bir bilinç ve başa çıkma becerileri geliştirmek, bireysel hak ve özgürlüklere yönelik saldırılar karşısında bireylerin daha güçlü olabilmelerine de olanak tanıyacaktır. Teknoloji korkusu ve teknofobi ile ilgili yapılacak araştırmalar sonucunda üretilecek bilimsel bilgi işbu bilinç ve becerilerin geliştirilmesine katkı sağlayacaktır. 130 KAYNAKÇA TEKNOLOJİ KORKUSU Adebayo, A., & Adebayo, O. K. (2013). Using virtual collaborations system to enhance operational performance of academic staff in university of lagos. Lagos Education Review: A Journal of Studies in Education, 13(1), 1-13. https://ir.unilag.edu.ng/handle/123456789/1043 Agazzi, E. (2017). The truth of theories and scientific realism. In E. Agazzi (Eds), Varieties of scientific realism (pp. 49-68). Springer. https://doi.org/10.1007/978-3-319-51608-0_3 Allen, B. (2021). Emotion and COVID-19: Toward an equitable pandemic response. Journal of Bioethical Inquiry, 2021(1), 1-4. https://doi.org/10.1007/s11673-021-10120-4 Allsop, J. (2019). Technology and the future of the courts. Brief, 46(7), 32-38. https://www.fedcourt. gov.au/digital-law-library/judges-speeches/chief-justice-allsop/allsop-cj-20190326 American Psychiatric Association (1994). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (4th ed.). American Psychiatric Association. American Psychiatric Association. (2013). Diagnostic and statistical manual of mental disorders (5th ed.). American Psychiatric Association. https://doi.org/10.1176/appi.books.9780890425596 American Psychological Association. (2021). Anxiety. https://www.apa.org/topics/anxiety Andrews, E. (2015). Who were the Luddites? History.com. https://www.history.com/news/who-werethe-luddites Astleitner, H. (2000). Designing emotionally sound instruction: The FEASP-approach. Instructional Science, 28(3), 169-198. https://doi.org/10.1023/A:1003893915778 Astleitner, H., & Leutner, D. (2000). Designing instructional technology from an emotional perspective. Journal of Research on Computing in Education, 32(4), 497-510. https://doi.org/10.1080/088865 04.2000.10782294 Atabek, O. (2020). Development and validation of digital writing scale for preservice teachers. Novitas-ROYAL (Research on Youth and Language), 14(2), 119-139. Atabek, O. (2021). Teknolojinin anlamının gelişimi ve insan teknoloji ilişkisi. In S. Kıranlı Güngör (Ed.), Eğitim bilimleri alanında uluslararası araştırmalar VI (pp.311-324). Eğitim Yayınevi. Atabek, O., Orhon, G., & Burak, S. (2019). Psychological well-being of prospective teachers: The case of pedagogical formation students. International Online Journal of Education and Teaching, 6(4). 799-814. http://iojet.org/index.php/IOJET/article/view/543 Aunger, R. (2010). Types of technology. Technological Forecasting and Social Change, 77(5), 762782. https://doi.org/10.1016/j.techfore.2010.01.008 Australian Government Department of Health. (2021, August 25). Is it true? Do covid-19 vaccines contain a microchip or any kind of tracking technology? Australian Government Department of Health. Retrieved October 25, 2021, from https://www.health.gov.au/initiatives-and-programs/ covid-19-vaccines/is-it-true/is-it-true-do-covid-19-vaccines-contain-a-microchip-or-any-kind-oftracking-technology Baines, V. (2021). Rhetoric of InSecurity: The language of danger, fear and safety in national and ınternational contexts. Routledge. Baker, M. (2016). VSTEM: Visualizing science, technology, engineering and mathematics. In G. Chamblee & L. Langub (Eds.), Proceedings of Society for Information Technology & Teacher Education International Conference (pp. 1801-1806). Savannah, GA, United States: Association for the Advancement of Computing in Education (AACE). https://www.learntechlib.org/p/171936/ Bandelow, B., & Michaelis, S. (2015). Epidemiology of anxiety disorders in the 21st century. Dialogues in Clinical Neuroscience, 17(3), 327–335. https://doi.org/10.31887/DCNS.2015.17.3/bbandelow Baraniuk, C. (2021, October 20). Why we place too much trust in machines. BBC Future. Retrieved October 25, 2021, from https://www.bbc.com/future/article/20211019-why-we-place-too-muchtrust-in-machines Barker, K. J., D’amato, J., & Sheridon, P. (2008). Credit card fraud: Awareness and prevention. Journal of Financial Crime, 15(4). 398-410. https://doi.org/10.1108/13590790810907236 EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 131 Barry, R., Wells, G., West, J., Stern, J., & French, J. (2021, September 8). How TikTok serves up sex and drug videos to minors. The Wall Street Journal. Retrieved October 25, 2021, from https:// www.wsj.com/articles/tiktok-algorithm-sex-drugs-minors-11631052944. Beard, K. W., & Wolf, E. M. (2001). Modification in the proposed diagnostic criteria for Internet addiction. Cyberpsychology & Behavior, 4(3), 377-383. https://doi.org/10.1089/109493101300210286 Beaudry, A., & Pinsonneault, A. (2010). The other side of acceptance: studying the direct and indirect effects of emotions on information technology use. MIS Quarterly, 34(4), 689-710. https://doi. org/10.2307/25750701 Bellstrom, K. (2020, May 18). Confessions of an instagram addict. Fortune. Retrieved October 25, 2021, from https://fortune.com/longform/instagram-content-ads-business-commerce-usersfacebook/ Beri, N., & Sharma, L. (2019). Teachers’ attitude towards integrating ICT in teacher education. International Journal of Innovative Technology and Exploring Engineering, 8(8), 285-295. Retrieved from https://www.ijitee.org/download/volume-8-issue-8/ Berlant, L., & Greenwald, J. (2012). Affect in the end times: A conversation with Lauren Berlant. Qui Parle: Critical Humanities and Social Sciences, 20(2), 71-89. https://doi.org/10.5250/ quiparle.20.2.0071 Binfield, K. (Ed.). (2004). Writings of the Luddites. Jhu press. Black, E., & Schoolov, K. (2021, October 1). Why the Covid vaccines can’t contain a tracking microchip or make you magnetic. CNBC. Retrieved October 25, 2021, from https://www.cnbc. com/video/2021/10/01/why-theres-no-5g-tracking-microchip-in-the-covid-vaccine.html Bracha, H. S. (2004). Freeze, flight, fight, fright, faint: Adaptationist perspectives on the acute stress response spectrum. CNS Spectrums, 9(9), 679-685. https://doi.org/10.1017/S1092852900001954 Brosnan, M. J. (1999). Modeling technophobia: A case for word processing. Computers in Human Behavior, 15(2), 105-121. https://doi.org/10.1016/S0747-5632(98)00020-X Brosnan, M. J. (2002). Technophobia: The psychological impact of information technology. Routledge. Brosnan, M. J., & Thorpe, S. J. (2006). An evaluation of two clinically-derived treatments for technophobia. Computers in Human Behavior, 22(6), 1080-1095. https://doi.org/10.1016/j. chb.2006.02.001 Brown, S. A., Fuller, R. M., & Vician, C. (2004). Who’s afraid of the virtual world? Anxiety and computer-mediated communication. Journal of the Association for Information Systems, 5(2), 79108. Retrieved from https://aisel.aisnet.org/jais/vol5/iss2/2 Byrne, R. (2013).Anod to Ned Ludd. The Baffler, 23, 120-128. https://doi.org/10.1162%2FBFLR_a_00183 Cambridge Dictionary. (n.d.). Technology. In Cambridge Dictionary. Retrieved September 9, 2021, from https://dictionary.cambridge.org/us/dictionary/english/technology Carroll, L. S. L. (2017). A comprehensive definition of technology from an ethological perspective. Social Sciences, 6(4), 126. https://doi.org/10.3390/socsci6040126 Casey, M., Crane, J., Gensler, G., Johnson, S., & Narula, N. (2018). The impact of blockchain technology on finance: A catalyst for change. International Center for Monetary and Banking Studies. https://www.cimb.ch/uploads/1/1/5/4/115414161/geneva21.pdf Chatzoglou, P. D., Sarigiannidis, L., Vraimaki, E., & Diamantidis, A. (2009). Investigating Greek employees’ intention to use web-based training. Computers & Education, 53(3), 877-889. https:// doi.org/10.1016/j.compedu.2009.05.007 Chong, D., & Druckman, J. N. (2007). Framing theory. Annual Review of Political Science, 10, 103126. https://doi.org/10.1146/annurev.polisci.10.072805.103054 Clarke, M. C. (2000). Technological experience and technophobia in South African university students. South African Computer Journal, 25, 12-17. Cloete, A. L. (2017). Technology and education: Challenges and opportunities. HTS: Theological Studies, 73(3), 1-7. https://doi.org/10.4102/hts.v73i4.4589 132 TEKNOLOJİ KORKUSU CNN. (2021a, August 31). China bans kids from playing online video games during the Week. CNN. Retrieved October 25, 2021, from https://edition.cnn.com/2021/08/31/tech/china-ban-videogames-minor-intl-hnk/index.html CNN. (2021b, July 26). China’s private education firms are the latest targets of Beijing’s crackdown. CNN. Retrieved October 25, 2021, from https://edition.cnn.com/2021/07/26/investing/chinaeducation-crackdown-intl-hnk/index.html Compeau, D., Higgins, C. A., & Huff, S. (1999). Social cognitive theory and individual reactions to computing technology: A longitudinal study. MIS Quarterly, 23(2), 145-158. https://doi. org/10.2307/249749 Corrie, K. L. (2015). The International Criminal Court: Using technology in network diplomacy. In C. Bjola & M. Holmes (Eds.), Digital diplomacy (pp. 159-177). Routledge. https://doi. org/10.4324/9781315730844 Çalışkan, Ö. (2016). Technophile individual in society: Examples from cinema to technium. Intermedia International E-journal, 3(4), 96-105. https://dergipark.org.tr/en/pub/intermedia/ issue/33912/375360 Davidson, B. I., Ellis, D., Bowman, N., Liveley, G., Shaw, H., Przybylski, A. K., & Levine, M. (2019). Avoiding Irrelevance: The manifestation and impacts of technophobia in psychological science. https://doi.org/10.31234/osf.io/b9f4p Davis, R. A. (2001). A cognitive-behavioral model of pathological Internet use. Computers in Human Behavior, 17(2), 187-195. https://doi.org/10.1016/S0747-5632(00)00041-8 Dhanushraja, K., & Jayalakshmi, M. (2014). Cloud computing technology and academic libraries in India: A knowledge study. International Journal of Information Sources and Services, 1(3), 51-58. Di Giacomo, D., Ranieri, J., D’Amico, M., Guerra, F., & Passafiume, D. (2019). Psychological barriers to digital living in older adults: Computer anxiety as predictive mechanism for technophobia. Behavioral Sciences, 9(9), 96. https://doi.org/10.3390/bs9090096 Diana, J. (2008). An informative reflection on motivation, technology and the non-major english language classroom. Journal of Nagoya Gakuin University Language and Culture, 19(2), 67-70. http://doi.org/10.15012/00000551 Dillnut, R. (2006). Surviving the information explosion [knowledge management]. Engineering Management, 16(1), 39-41. https://doi.org/10.1049/em:20060109 Dintoe, S. S. (2019). Technology innovation diffusion at the University of Botswana: A comparative literature survey. International Journal of Education and Development using Information and Communication Technology, 15(1), 255-282. http://ijedict.dec.uwi.edu/viewarticle.php?id=2537 Eaton, W. W., Bienvenu, O. J., & Miloyan, B. (2018). Specific phobias. The Lancet. Psychiatry, 5(8), 678–686. https://doi.org/10.1016/S2215-0366(18)30169-X Enard, W., Przeworski, M., Fisher, S. E., Lai, C. S., Wiebe, V., Kitano, T., & Pääbo, S. (2002). Molecular evolution of FOXP2, a gene involved in speech and language. Nature, 418(6900), 869-872. https:// doi.org/10.1038/nature01025 Evers, W. J., Tomic, W., & Brouwers, A. (2004). Burnout among teachers: Students’ and teachers’ perceptions compared. School Psychology International, 25(2), 131-148. https://doi. org/10.1177/0143034304043670 Falck, S. (2020). The psychology of intelligence. Routledge. https://doi.org/10.4324/9781003042365 Fang, J., & Xiong, W. (2020). Impact of digital technology and internet to film industry. IOP Conference Series: Materials Science and Engineering (Vol. 768, No. 7, p. 072112). IOP Publishing. https:// iopscience.iop.org/article/10.1088/1757-899X/768/7/072112/meta Ferguson, K., Frost, L., & Hall, D. (2012). Predicting teacher anxiety, depression, and job satisfaction. Journal of Teaching and Learning, 8(1), 27–42. https://doi.org/10.22329/jtl.v8i1.2896 Flinn, M. V., Geary, D. C., & Ward, C. V. (2005). Ecological dominance, social competition, and coalitionary arms races: Why humans evolved extraordinary intelligence. Evolution and Human Behavior, 26(1), 10-46. https://doi.org/10.1016/j.evolhumbehav.2004.08.005 EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 133 Frangos, C. C., Frangos, C. C., & Sotiropoulos, I. (2011). Problematic internet use among Greek university students: an ordinal logistic regression with risk factors of negative psychological beliefs, pornographic sites, and online games. Cyberpsychology, Behavior, and Social Networking, 14(1-2), 51-58. https://doi.org/10.1089/cyber.2009.0306 Fritscher, L. (2020a, March 6). The different types of doomsday phobias. Verywell Mind. Retrieved October 25, 2021, from https://www.verywellmind.com/doomsday-phobias-2671856. Fritscher, L. (2020b, March 6). Understanding technophobia. Verywell Mind. Retrieved October 25, 2021, from https://www.verywellmind.com/what-is-the-fear-of-technology-2671897. Fuller, R. M., Vician, C., & Brown, S. A. (2006). E-learning and individual characteristics: The role of computer anxiety and communication apprehension. Journal of Computer Information Systems, 46(4), 103-115. https://doi.org/10.1080/08874417.2006.11645917 Galbraith, J. K. (2015). The new industrial state. Princeton University Press. Gan, N., & Griffiths, J. (2021, February 9). Clubhouse blocked in China as censors shut rare space for sensitive political debate. CNN. Retrieved October 25, 2021, from https://edition.cnn. com/2021/02/08/tech/clubhouse-china-censorship-intl-hnk/index.html Garcia, R. (2017). Neurobiology of fear and specific phobias. Learning & Memory, 24(9), 462-471. https://doi.org/10.1101/lm.044115.116 Gill, M. J., & Burrow, R. (2018). The function of fear in institutional maintenance: Feeling frightened as an essential ingredient in haute cuisine. Organization Studies, 39(4), 445-465. https://doi. org/10.1177/0170840617709306 Goodman, J., & Carmichael, F. (2020, May 29). Coronavirus: Bill Gates ‘microchip’ conspiracy theory and other vaccine claims fact-checked. BBC News. Retrieved October 25, 2021, from https:// www.bbc.com/news/52847648 Ha, J. G., Page, T., & Thorsteinsson, G. (2011). A study on technophobia and mobile device design. International Journal of Contents, 7(2), 17-25. https://doi.org/10.5392/IJoC.2011.7.2.017 Hamm, A. O. (2009). Specific phobias. Psychiatric Clinics, 32(3), 577-591. Haslam, C., Atkinson, S., Brown, S. S., & Haslam, R. A. (2005). Anxiety and depression in the workplace: Effects on the individual and organisation (A focus group investigation). Journal of Affective Disorders, 88(2), 209-215. https://doi.org/10.1016/j.jad.2005.07.009 Heyne, D., Gren-Landell, M., Melvin, G., & Gentle-Genity, C. (2019). Differentiation between school attendance problems: Why and how? Cognitive and Behavioral Practice, 26(1), 8–34. https://doi. org/10.1016/j.cbpra.2018.03.006 Henshilwood, C. S., & Marean, C. W. (2003). The origin of modern human behavior: critique of the models and their test implications. Current Anthropology, 44(5), 627-651. https://doi. org/10.1086/377665 Hou, J., Wu, Y., & Harrell, E. (2017). Reading on paper and screen among senior adults: Cognitive map and technophobia. Frontiers in Psychology, 8, 2225. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2017.02225 Howson, P. (2020). Ecomodernism: Technology, politics and the climate crisis. Global Environmental Politics, 20(2), 166–168. https://doi.org/10.1162/glep_r_00553 Ignatow, G. (2005). Our bodies, ourselves: Biology, psychology, and the strong argument for culture. Paper presented at 37th World Congress of the International Institute of Sociology, Stockholm, Sweden. http://www.swedishcollegium.se/IIS2005/ Inyang, J., & Ijiomah, C. O. (2012). A historical look at the quandary over the task and definition of philosophy. American Journal of Social Issues and Humanities, 2(2), 73-77. Janzen, D. (2008). An informative reflection on motivation, technology and the non-major English language classroom. Journal of Language and Culture, 19(2), 67-70. Jargon, J. (2021, October 19). Teen girls are developing tics. doctors say tiktok could be a factor. The Wall Street Journal. Retrieved October 25, 2021, from https://www.wsj.com/articles/teen-girlsare-developing-tics-doctors-say-tiktok-could-be-a-factor-11634389201. 134 TEKNOLOJİ KORKUSU Jepsen, R. M., Østergaard, D., & Dieckmann, P. (2015). Development of instruments for assessment of individuals’ and teams’ non-technical skills in healthcare: A critical review. Cognition, Technology & Work, 17(1), 63-77. https://doi.org/10.1007/s10111-014-0306-y Kalin, N. H. (1993). The neurobiology of fear. Scientific American, 268(5), 94-101. https://www.jstor. org/stable/24941481 Kenning, M. M. (2007). ICT and language learning. Palgrave Macmillan. https://doi. org/10.1057/9780230591325 Khasawneh, O. (2015). The impact of technophobia on technology acceptance and the moderating influence of transformational leadership, organizational climate, and emotional intelligence (Publication No. 773) [Doctoral dissertation, Eastern Michigan University]. Master’s Theses and Doctoral Dissertations. https://commons.emich.edu/theses/773 Khasawneh, O. Y. (2018). Technophobia without boarders: The influence of technophobia and emotional intelligence on technology acceptance and the moderating influence of organizational climate. Computers in Human Behavior, 88, 210-218. https://doi.org/10.1016/j.chb.2018.07.007 Khasawneh, O. Y. (2020). Transformational leaders help their employees overcome their technophobia. International Journal of Technology and Human Interaction (IJTHI), 16(3), 70-85. http://doi. org/10.4018/IJTHI.2020070105 Kirschenbaum, A. (1985). Computerization: Impact on employment for the disabled. Science and Public Policy, 12(6), 331-336. https://doi.org/10.1093/spp/12.6.331 Klein, R. G. (1995). Anatomy, behavior, and modern human origins. Journal of World Prehistory, 9(2), 167-198. https://doi.org/10.1007/BF02221838 Kleinginna, P. R., & Kleinginna, A. M. (1981). A categorized list of emotion definitions, with suggestions for a consensual definition. Motivation and Emotion, 5(4), 345-379. https://doi. org/10.1007/BF00992553 Ko, K. H. (2016). Origins of human intelligence: The chain of tool-making and brain evolution. Anthropological Notebooks, 22(1), 5-22. http://ojs.westeurope.cloudapp.azure.com/Notebooks/ article/view/147 Krimmer, R. (2016). Constitutional constraints for the use of ınformation and communication technologies in elections. Electoral Expert Review, Forthcoming. https://ssrn.com/abstract=2763639 Krishna-Hensel, S. F. (2010). Technology and international relations. In Oxford Research Encyclopedia of International Studies. https://doi.org/10.1093/acrefore/9780190846626.013.319 Lai, C. S., Fisher, S. E., Hurst, J. A., Vargha-Khadem, F., & Monaco, A. P. (2001). A forkhead-domain gene is mutated in a severe speech and language disorder. Nature, 413(6855), 519-523. https://doi. org/10.1038/35097076 Larsson, M. (2014). Self-generated sounds of locomotion and ventilation and the evolution of human rhythmic abilities. Animal Cognition, 17(1), 1-14. https://doi.org/10.1007/s10071-013-0678-z Larsson, M. (2015). Tool-use-associated sound in the evolution of language. Animal Cognition, 18(5), 993-1005. https://doi.org/10.1007/s10071-015-0885-x Levy, M. (2020). A novel framework for data center risk assessment [Paper presentation]. 2020 11th IEEE Annual Ubiquitous Computing, Electronics & Mobile Communication Conference (UEMCON) (pp. 0148-0154). IEEE. https://doi.org/10.1109/UEMCON51285.2020.9298072 Lin, R., Sun, M. X., Chang, Y. P., Chan, Y. C., Hsieh, Y. C., Huang, Y. C. (2007). Designing “culture” into modern product: A case study of cultural product design. In N. Aykin (Ed.), Usability and internationalization. HCI and Culture. UI-HCII 2007. Lecture Notes in Computer Science, vol 4559 (pp. 146-153). Springer. https://doi.org/10.1007/978-3-540-73287-7_19 Linker, J. A. (2003). Aesthetics in an expanded field: Towards a performative model of art, experience and knowledge (Publication No. 305309930) [Doctoral dissertation, The Pennsylvania State University]. ProQuest Dissertations and Theses database. https://www.proquest.com/ dissertations-theses/aesthetics-expanded-field-towards-performative/docview/305309930/se2?accountid=15340 EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 135 Linton, D. (1992). The Luddites: How did they get that bad reputation? Labor History, 33(4), 529-537. https://doi.org/10.1080/00236569200890281 Lupton, D. (1998). The emotional self. Sage S. E. (2005). Identification of FOXP2 truncation as a novel cause of developmental speech and language deficits. The American Journal of Human Genetics, 76(6), 1074-1080. https://doi. org/10.1086/430841 Luque, L. E., & Avila, R. (2008). Technophobia: A clinical disorder associated with digital technologies. Vertex, 19(80), 179-185. https://pubmed.ncbi.nlm.nih.gov/19142241/ Madhok, D. (2021, August 4). Tencent cracks down on screen time after Chinese state media says gaming is ‘spiritual opium’. CNN. Retrieved October 25, 2021, from https://edition.cnn. com/2021/08/03/investing/tencent-gaming-crackdown-hnk-intl/index.html. Mandal, A. (2015). Phobia. In W. Hughes, D., Punter, & A. Smith (Eds.), The Encyclopedia of the gothic (pp. 491-495). John Wiley & Sons. https://doi.org/10.1002/9781118398500.wbeotgp002 Mander, J. (1978). Four arguments for the elimination of television. William Morrow Paperbacks. https://www.motherearthnews.com/nature-and-environment/four-arguments-for-the-eliminationof-television-zmaz78sozraw Marcinek, A. P. (2014). The 1: 1 roadmap: Setting the course for innovation in education. Corwin Press. Martin, A. J., & Marsh, H. W. (2006). Academic resilience and its psychological and educational correlates: a construct validity approach. Psychology in the Schools, 43(3), 267-281. Mason, L. J. (2001). Guide to stress reduction. Celestial Arts. McCarthy, J. & Wright, P.C., (2004). Technology as experience. MIT Press. McKay, D. (2005). Migration and the sensuous geographies of re-emplacement in the Philippines. Journal of Intercultural Studies, 26(1-2), 75-91. https://doi.org/10.1080/07256860500074052 Merriam-Webster. (n.d.). Technology. In Merriam-Webster.com dictionary. Retrieved September 9, 2021, from https://www.merriam-webster.com/dictionary/technology Miller, G. (2011). The mating mind: How sexual choice shaped the evolution of human nature. Anchor. Miller, H. I. (2007). Biotech’s defining moments. Trends in Biotechnology, 25(2), 56-59. https://doi. org/10.1016/j.tibtech.2006.12.001 Mitcham, C. (1994). Thinking through technology: The path between engineering and philosophy. University of Chicago Press. Moalosi, R., Popovic, V., & Hickling-Hudson, A. (2010). Culture-orientated product design. International Journal of Technology and Design Education, 20(2), 175-190. https://doi. org/10.1007/s10798-008-9069-1 Moir, T. (2014). Getting in touch with technology without losing touch with early childhood pedagogy. Educating Young Children, 20(1), 34-37. Moore, T. E. (2008). Subliminal perception: Facts and fallacies. In S. O. Lilienfeld, J. Ruscio, & S. J. Lynn (Eds.), Navigating the mindfield: A user’s guide to distinguishing science from pseudoscience in mental health (pp. 589–601). Prometheus Books/Rowman & Littlefield. Neto, A. F. B., & da Silva, F. S. C. (2012). A computer architecture for intelligent agents with personality and emotions. In M. Zacarias & J. V. de Oliveira (Eds.), Human-computer interaction: The agency perspective (pp. 263-285). Springer. https://doi.org/10.1007/978-3-642-25691-2_11 Newkirk, W. L. (1989). Evaluating computer solutions to occupational health problems. Journal of Ambulatory Care Marketing, 3(1), 75-84. https://doi.org/10.1300/J273v03n01_10 Nguyen, A. (2008). Facing “the fabulous monster”: The traditional media’s fear-driven innovation culture in the development of online news. Journalism Studies, 9(1), 91-104. https://doi. org/10.1080/14616700701768147 Nye, D. E. (2007). Technology matters: Questions to live with. MIT Press. 136 TEKNOLOJİ KORKUSU Ohman, A. (1993). Fear and anxiety: Evolutionary, cognitive and clinical perspectives. In M. Lewis & J. M. Haviland-Jones (Eds), Handbook of emotions (pp. 511-536). Guilford Press. Orr, D. W. (2002). The nature of design: Ecology, culture, and human intention. Oxford: Oxford University Press. Osho, G. S. (2008). How technology is breaking traditional barriers in the banking industry: Evidence from financial management perspective. European Journal of Economics, Finance and Administrative Sciences, 11(3), 15-21. Osiceanu, M. E. (2015). Psychological implications of modern technologies:“Technofobia” versus “technophilia”. Procedia-Social and Behavioral Sciences, 180, 1137-1144. https://doi. org/10.1016/j.sbspro.2015.02.229 Pengnate, S. (2013). Essays on the influence of website emotional design features on users’ emotional and behavioral responses (Unpublished doctoral dissertation). Oklahoma State University, Stillwater, USA. Perseus Digital Library. (n.d.a). τεχνολογῐ́ᾱ [tekhnologíā]. In Perseus Digital Library. http://www. perseus.tufts.edu/hopper/text?doc=Perseus:text:1999.04.0057:entry=texnologi/a Pratkanis, A. R., Epley, N., Savitsky, K., & Kachelski, R. A. (2007). Issue 12: Is Subliminal Persuasion a Myth? In J. A. Nier (Ed.), Taking sides: Clashing views in social psychology (pp. 230–255). McGraw-Hill. Ranieri, J., Guerra, F., Angione, A. L., Di Giacomo, D., & Passafiume, D. (2021). Cognitive reserve and digital confidence among older adults as new paradigm for resilient aging. Gerontology and Geriatric Medicine, 7, 1-8. https://doi.org/10.1177/2333721421993747 Redmann, D., & Kotrlik, J. (2009). Family and consumer sciences teachers’ adoption of technology for use in secondary classrooms. Journal of Family and Consumer Sciences, 27(1), 29-45. Reed, L. K. (2000). A technological dis-ease: Scientific discourses, mass media, and the ‘truths’ about ‘computer-addiction’. (Publication No. 304598066) [Doctoral dissertation, 15340University of Illinois at Urbana-Champaign]. ProQuest Dissertations and Theses database. https://www.proquest. com/dissertations-theses/technological-dis-ease-scientific-discourses-mass/docview/304598066/ se-2?accountid=15340 Rivers, S. E., & Brackett, M. A. (2010). Achieving standards in the English language arts (and more) using The RULER Approach to social and emotional learning. Reading & Writing Quarterly, 27(12), 75-100. https://doi.org/10.1080/10573569.2011.532715 Robin, C. (2004). Fear: The history of a political idea. Oxford University Press. Rosenthal-Pubul, A. S. (2018). The theoretic life - A classical ideal and its modern fate. Springer. https://doi.org/10.1007/978-3-030-02281-5 Sahoo, S., Millar, R. J., Yamashita, T., & Cummins, P. A. (2020). Problem-solving in technology-rich environments and cancer screening in later life. European Journal of Cancer Prevention, 29(5), 474-480. https://doi.org/10.1097/CEJ.0000000000000570 Savage, G. T., & Ford, E. W. (2008). Patient safety and health care management. Emerald Group Publishing. Schatzberg, E. (2018). Why is there no discipline of technology in the social sciences? Artefact: Techniques, Histoire et Sciences Humaines, 8, 193-213. https://doi.org/10.4000/artefact.2150 Schwär, H. (2021, August 11). How instagram and facebook are intentionally designed to mimic addictive painkillers. Business Insider. Retrieved October 25, 2021, from https://www.businessinsider.com/ facebook-has-been-deliberately-designed-to-mimic-addictive-painkillers-2018-12. Seeger, F. (2014). Representing and meaning-making: The transformation of transformation. In S. Rezat, M. Hattermann, & A. Peter-Koop (Eds.), Transformation - A fundamental idea of mathematics education (pp. 241-252). Springer. https://doi.org/10.1007/978-1-4614-3489-4_19 Self, R. J., & Aquilina, C. (2013). TechnoStress in the 21st century: Does it still exist and how does it affect knowledge management and other information systems initiatives. In L. Uden, F. Herrera, J. B. Pérez, & J. M. C. Rodríguez (Eds), 7th International Conference on Knowledge Management in EĞİTİM BİLİMLERİ ALANINDA ULUSLARARASI ARAŞTIRMALAR VII 137 Organizations: Service and Cloud Computing (pp. 117-127). Springer. https://doi.org/10.1007/9783-642-30867-3_11 Shank, D. (2014). Technology and emotions. In J. Stets & J. Turner (Eds.), Handbook of the Sociology of Emotions Volume II (pp. 511-528). Dordrecht: Springer. https://doi.org/10.1007/978-94-0179130-4_24 Shao, Y., Zhang, C., Zhou, J., Gu, T., & Yuan, Y. (2019). How does culture shape creativity? A minireview. Frontiers in Psychology, 10, 1219, 1-18. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2019.01219 Smith, M. R., & Marx, R. (1994). Does technology drive history? The dilemma of technological determinism. MIT Press. Simic, M. N. (2012). Exam experience and some reactions to exam stress. Fiziologiia Cheloveka, 38(1), 82-87. Snyder, D., & Culp, J. (1997). Training technophobes. Training & Development, 51(9), 12-14. Stern, B. Z., & Goverover, Y. (2018). Everyday technology use for men with multiple sclerosis: An occupational perspective. British Journal Of Occupational Therapy, 81(12), 709-716. https://doi. org/10.1177%2F0308022618777985 Stiegler, B. (1998). Technics and time: The fault of Epimetheus (Vol. 1). Stanford University Press. Sundar, S. S., & Kim, J. (2019). Machine heuristic: When we trust computers more than humans with our personal information. In Proceedings of the 2019 CHI Conference on human factors in computing systems (pp. 1-9). https://doi.org/10.1145/3290605.3300768 Tattersall, I. (2009). Human origins: Out of Africa. Proceedings of the National Academy of Sciences, 106(38), 16018-16021. https://doi.org/10.1073/pnas.0903207106 Taylor, S. E., Klein, L. C., Lewis, B. P., Gruenewald, T. L., Gurung, R. A., & Updegraff, J. A. (2000). Biobehavioral responses to stress in females: Tend-and-befriend, not fight-or-flight. Psychological Review, 107(3), 411. https://psycnet.apa.org/doi/10.1037/0033-295X.107.3.411 Thatcher, A., Wretschko, G., & Fridjhon, P. (2008). Online flow experiences, problematic Internet use and Internet procrastination. Computers in Human Behavior, 24(5), 2236-2254. https://doi. org/10.1016/j.chb.2007.10.008 Thatcher, J. B., & Perrewe, P. L. (2002). An empirical examination of individual traits as antecedents to computer anxiety and computer self-efficacy. MIS Quarterly, 26(4), 381-396. https://doi. org/10.2307/4132314 Thesaurus Linguae Graecae. (n.d.a). τεχνολογῐ́ᾱ [tekhnologíā]. In Thesaurus Linguae Graecae Digital Library. University of California. http://stephanus.tlg.uci.edu/lsj/#eid= 106652 Thomson Reuters. (2020, December 4). FACT check: RFID microchips will not be injected with the COVID-19 vaccine, altered video features Bill and Melinda Gates and Jack Ma. Reuters. Retrieved October 25, 2021, from https://www.reuters.com/article/uk-factcheck-vaccine-microchip-gatesma-idUSKBN28E286 Thomson Reuters. (2021, May 28). Fact check-pictured microchip is unrelated to COVID-19 vaccine. Reuters. Retrieved October 25, 2021, from https://www.reuters.com/article/factcheck-microchipvaccine-idUSL2N2NF0XQ Thorpe, S. J., & Brosnan, M. J. (2007). Does computer anxiety reach levels which conform to DSM IV criteria for specific phobia? Computers in Human Behavior, 23(3), 1258-1272. https://doi. org/10.1016/j.chb.2004.12.006 Todman, J., & Monaghan, E. (1994). Qualitative differences in computer experience, computer anxiety, and students’ use of computers: A path model. Computers in Human Behavior, 10(4), 529-539. https://doi.org/10.1016/0747-5632(94)90045-0 Trappey, C. (1996). A meta‐analysis of consumer choice and subliminal advertising. Psychology & Marketing, 13(5), 517-530. https://doi.org/10.1002/(SICI)1520-6793(199608)13:5%3C517::AIDMAR5%3E3.0.CO;2-C 138 TEKNOLOJİ KORKUSU Ünal, E., Yamaç, A., & Uzun, A. M. (2017). The effect of the teaching practice course on pre-service elementary teachers’ technology integration self-efficacy. Malaysian Online Journal of Educational Technology, 5(3), 39-53. Retrieved from https://www.mojet.net/volume/volume-5-issue-3 Vance, C. A., Carlson, E., Lively, H. M., & Mastracchio Jr, N. J. (2013). Embracing technology in education: Considering options and outcomes. The CPA Journal, 83(1), 13-14. Venkatesh, V. (2000). Determinants of perceived ease of use: Integrating control, intrinsic motivation, and emotion into the technology acceptance model. Information Systems Research, 11(4), 342365. https://doi.org/10.1287/isre.11.4.342.11872 Venkatesh, V., Morris, M. G., Davis, G. B., & Davis, F. D. (2003). User acceptance of information technology: Toward a unified view. MIS Quarterly, 27(3), 425-478. https://doi. org/10.2307/30036540 Vu, H. T., Blomberg, M., Seo, H., Liu, Y., Shayesteh, F., & Do, H. V. (2021). Social media and environmental activism: Framing climate change on Facebook by global NGOs. Science Communication, 43(1), 91–115. https://doi.org/10.1177/1075547020971644 Weiss, C. (2005). Science, technology and international relations. Technology in Society, 27(3), 295313. https://doi.org/10.1016/j.techsoc.2005.04.004 Wikipedia contributors. (2021, October 1). Great Firewall. In Wikipedia, The Free Encyclopedia. Retrieved 19:58, October 25, 2021, from https://en.wikipedia.org/w/index.php?title=Great_ Firewall&oldid=1047468933 World Health Organization. (2019a). ICD-11 for Mortality and Morbidity Statistics (ICD-11 MMS). In International statistical classification of diseases and related health problems (11th Ed.). https:// icd.who.int/browse11/l-m/en World Health Organization. (2019b). MB24.3 Anxiety. In International statistical classification of diseases and related health problems (11th Ed.). https://icd.who.int/browse11/l-m/en#/http:// id.who.int/icd/entity/2027043655 World Health Organization. (2019c). 6B03 Specific phobia. In International statistical classification of diseases and related health problems (11th Ed.). https://icd.who.int/browse11/l-m/en#/ http%3a%2f%2fid.who.int%2ficd%2fentity%2f239513569 Wu, J., Thorne-Large, J., & Zhang, P. (2021). Safety first: The risk of over-reliance on technology in navigation. Journal of Transportation Safety & Security, 1-28. https://doi.org/10.1080/19439962 .2021.1909681 Xu, B., & Albert, E. (2014). Media censorship in China. Council on Foreign Relations, 25, 243. https:// www.cfr.org/backgrounder/media-censorship-china Yellowlees, P. M., & Marks, S. (2007). Problematic Internet use or Internet addiction? Computers in Human Behavior, 23(3), 1447-1453. https://doi.org/10.1016/j.chb.2005.05.004 -λογία. (2021). Wiktionary, The Free Dictionary. Retrieved September 10, 2021 from https:// en.wiktionary.org/wiki/-λογία τέχνη. (2021). Wiktionary, The Free Dictionary. Retrieved September 10, 2021 from https:// en.wiktionary.org/wiki/τέχνη