Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi / The Journal of International Social Research
Cilt: 11 Sayı: 61 Yıl: 2018
Volume: 11 Issue: 61 Year: 2018
www.sosyalarastirmalar.com
Issn: 1307-9581
http://dx.doi.org/10.17719/jisr.2018.2946
GÖRSEL SANATLARDA EVRENSEL DİL VE SANATSAL SEMBOLİZM
UNIVERSAL LANGUAGE AND ARTISTIC SYMBOLISM IN VISUAL ARTS
Tarık YAZAR
Fahrettin GEÇEN
Öz
Tarihin başlangıç dönemlerinden buyana insanoğlunu diğer canlılardan farklı kılan en önemli özelliklerden biri karşılıklı
iletişim kurma yetisi olmuştur. İletişim kişilerin birbirlerini anlaması için bir ihtiyaç sonucu oluşan bir gerekliliktir. İnsanlar günümüze
kadar geliştirilmiş olan farklı iletişim türlerini kullanarak birbirlerini anlayabilmekte ve bilgi aktarımında bulunabilmektedirler. İletişim
çağında yaşadığımız günümüzde görsel iletişim, evrensel dil oluşumu açısından ön planda yer almaktadır. İletişimde kullanılan
görseller anlatım ifadesi olarak birer evrensel dildir. Görsel sanatların her dalında kendine has bir dil olmakla birlikte bu diller, görsel
semboller ve işaretler dünyasını oluşturmaktadır. Görsel semboller ve işaretler görsel iletişimi hızlandırarak yaygınlaştırmaktadır.
Sanatın insanlar için ilgi çekici olmasının altında yatan gerçeklerden biri gizemli yönünün de bulunmasıdır. Bu gizemi çoğunlukla
semboller oluşturmaktadır. Günümüze kadar sanat gizemden ve mistisizmden beslenmiştir. Böylece sanatsal sembolizm gündeme
gelmiştir.
Bireyler arası iletişim kurmanın çok farklı yolları olduğu için iletişim şekli sürekli değişebilir ancak, değişmeyen bir kavram
vardır ki; o da semboldür denilebilir. Semboller bir şeyi tanıtan, temsil eden biçim ya da alametler olduğundan iletişimde önemli bir
ifade formudur. Semboller aracılığıyla iletişim kurmanın yolu onları anlama ve anlamlandırmayla doğrudan ilişkilidir. Mağara
duvarlarına çizilen resimler, ilk yazı sistemleri, petroglifler, hiyeroglif yazılar, sayısal sistemler, soyut ve somut birçok resim ile betimsel
anlatımlar anlamlandırmayı bekleyen birer sembol olarak değerlendirilebilir. Görsel sanatların içerdiği semboller ve işaretler alanın
dilini ortaya koyarak görsel sanat dili oluştururlar. Betimsel tarama yöntemiyle gerçekleştirilen bu araştırmanın genel amacı; görsel
sanatlardaki evrensel dili semboller ve iletişim açısından değerlendirmek, görsel sanatların evrensel dil olma boyutunu tartışmak ve
sanatsal sembolizmin önemini vurgulamaktır.
Anahtar Kelimeler: Görsel Sanatlar, Evrensel Dil, Sembol, Sanatsal Sembolizm, İletişim.
Abstract
One of the most important features that make human beings different from other living things since the beginning of history
has been the ability to communicate. Communication is a necessity as a result of a need for people to understand each other. People can
understand and communicate with each other by using different types of communication which have been developed to the present
day. In today's communication age, visual communication is at the forefront in terms of universal language formation. The visuals used
in communication are universal languages as expressions of expression. Although it is a unique language in every branch of visual arts,
these languages form the world of visual symbols and signs. Visual symbols and signs accelerate visual communication. One of the
realities underlying the fact that art is of interest to people is that it has a mysterious aspect. This mystery forms mostly symbols. To
date, art has been nurtured from mystery and mysticism. In this way, artistic symbolism has been on the agenda.
Since there are many different ways of communicating between individuals, the way of communication can change
continuously, but there is an unchanging concept; It can also be called the symbol. Symbols are an important form of expression in
communication as it is the one that introduces, represents or has signs. The way to communicate through symbols is directly related to
understanding and making sense of them. Illustrations drawn on the walls of the cave, first writing systems, petroglyphs, hieroglyphic
writing, numerical systems, abstract and concrete pictures and descriptive expressions can be considered as a symbol waiting to make
sense. The symbols and signs contained in the visual arts form the language of the field and form the language of visual art. The
general purpose of this research, which is carried out by descriptive screening method; to evaluate the universal language in visual arts
in terms of symbols and communication, to discuss the dimension of visual arts as a universal language and to emphasize the
importance of artistic symbolism.
Keywords: Visual Arts, Universal Language, Symbol, Artistic Symbolism, Communication.
1. GİRİŞ
Tarihin başlangıcından buyana insanoğlu resimsel semboller, simgeler ve işaretler kullanarak iletişim
olgusunun gelişimine katkıda sağlamışlardır. Günümüze kadar bu işaret, simge ve semboller soyut sistemler
olarak gelişmiştir. Ancak, sözel iletişimi sağlayan konuşma dilleri dünyada çok sayıda olduğu için evrensel
iletişimi karmaşık yapıya sokmuştur. Bu karmaşıklığı engellemek için özellikle görsel sanatlar alanındaki
Bu makale, 30 Kasım-02 Aralık 2018 tarihlerinde Samsun’da yapılan 2nd. International Symposium on Innovative Approaches in
Scientific Studies, 2. Uluslararası Bilimsel Çalışmalarda Yenilikçi Yaklaşımlar Sempozyumunda sunulan bildirinin gözden geçirilmiş
şeklidir.
Dr. Öğr. Üyesi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi, Görsel İletişim Tasarımı Bölümü,
tarikyazar08@omu.edu.tr
Dr. Öğr. Üyesi, İnönü Üniversitesi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi, Resim Bölümü, fahrettin.gecen@inonu.edu.tr
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
tasarımcılar geçmişten günümüze kadar bu farklılığı azaltma çabası içerisinde olmuşlardır. “Tasarımcılar
bunun için en iyi çözümün görsel işaretler ya da simgesel işaretler olacağını belirtmişlerdir çünkü, simgesel
işaretler herhangi bir çeviriye ihtiyaç olmaksızın bütün dillerde okunabilecek evrensel bir niteliğe sahiptirler
ayrıca simgesel işaretler, nesnelerin yalınlaştırılmış siluetlerine benzer ve yazısız resim işlem görerek,
doğrudan iletişimi gerçekleştirirler” (Artantaş, 2007, 53). “İletişim açısından görselin, uygulandığı yere ve
amaca göre etkisi, en iyi malzeme ve motivasyonla arttırılmıştır. İletişim malzemelerinin kullanıldığı alanlar
bu gelişim çizgisi içerisinde olgunlaşmıştır” (Aydos, 1990, 11).
İnsanoğlunu diğer canlılardan farklı kılan en önemli özelliklerden biri karşılıklı iletişim kurma
yetisidir. İletişim insanların birbirlerini anlaması için bir ihtiyaç sonucu oluşan gerekliliktir. İnsanlar
günümüze kadar geliştirilmiş olan farklı iletişim türlerini kullanarak birbirlerini anlayabilmekte ve bilgi
aktarımında bulunabilmektedirler. İletişim ve bilişim çağında yaşadığımız günümüzde görsel iletişim,
evrensel dil oluşumu açısından ön planda yer almaktadır. Karşılıklı etkileşim ve iletişimde kullanılan
görseller anlatım ögesi olarak birer evrensel dildir. Görsel sanatların her dalında kendine özgü bir dil vardır.
Bu diller, görsel semboller ve işaretler dünyasını oluşturmaktadır. Görsel semboller ve işaretler görsel
iletişimi hızlandırarak yaygınlaştırmaktadır. Sanatın insanlar için ilgi çekici olmasının altında yatan temel
gerçeklerden biri de gizemli yönünün bulunmasıdır. Bu gizemi çoğunlukla simgeler, işaretler ve semboller
oluşturmaktadır. Bugün çevremizi kuşatan gizli dillerin oluşturduğu iç içe geçmiş ağın farkında olmak,
yaşamımızı sürdürmemiz ve başarımız açısından oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. Görsel
sanatlardaki evrensel dil algılanabilir ve anlaşılabilir bir dil olarak nitelendirilmesine rağmen sanatsal
sembolizm daha çok anlamlandırmayı ve çözümlemeyi gerektiren bir durumu sergilemektedir. Bu
çalışmada görsel sanatlardaki evrensel dillerin neler olduğu açıklanmış ve sanatsal sembolizm irdelenmiştir.
2. TARİHSEL SÜREÇTE SEMBOL VE SİMGE KULLANIMI
Bilindiği gibi tarihteki ilk semboller, mağara duvarlarındaki resimlerdir. İnsanoğlu yazıyı bulmadan
önce suyu, ağacı, yıldızı, bulutu sembollerle anlatmıştır. Tasarladığı biçimleri çağlar boyunca mağara
duvarlarına çizmiş, sonra da yazıya dönüştürmüştür (Karaman, 2013, 43). Sembollerin yazıya dönüşmesi ile
ilgili Maden şu örneği vermektedir: “Öküz insanın evcilleştirdiği en güçlü yaratıklardan biri, gücü anlatmak
için başının biçimini kullandı insan. Üçgenimsi bir biçimi, Akatça ‘alp’ Akdeniz yöresindeki toplumların
hepsinde ortak bir sözcük öküz. Fenikeli aldı bu üçgene ‘alf’ dedi, İbrani aldı ‘alef’ dedi, Arap aldı ‘elif’ dedi,
Yunan aldı ‘alfa’ dedi, öküzün ya da gücün simgesi olan üçgen zamanla A harfine dönüştü” (Şenat, 1999,
104).
Altamira’da, Lascaux’da Homo Sapiens’in bilinen ilk soyut düşüncelerini görebilmekteyiz. İnsan
betimine neredeyse hiç rastlanmayan resimler, sahibinin takdir toplayacağı yani herkesin görebileceği bir
mekan yerine daha çok mağaranın ulaşımı güç olan mekanlarına yapılıyordu. ‘’El resimleri ve bazı fantastik
resimlerdeki hayvan-insan karışımı figürler bir yana bırakılırsa ana tema yalnızca av hayvanlarıdır” (Tanyol,
2000, 132).
Şekil: 1. Prehistorik mağara resmi, (www.arkeolojikhaber.com)
“Tarihin her döneminde ve her kültürde geometrik simgeler genel olarak hep aynı anlamlarda
kullanılmışlardır” (Pılıcı, 2008, 47). “Ressam Klee, ‘her çizgi başlangıçta bir noktaydı’ ifadesini kullanmıştır.
Kendini bir nokta gibi algılayan insanoğlu aynı zamanda kendini tüm evrenin merkezinde hissetmiş, kendi
bakış açısını sembollerle bütünleştirmiştir. Daire, kare, üçgen gibi temel formlar her ne kadar soyut özellikler
taşısalar da binlerce yıldır sembolik anlatımlar için en çok başvurulan biçimler olmuştur” (Uçar, 2004, 36).
“Bunların her biri kendi anlamlarıyla ele alınarak birbiriyle farklı şekillerde bir araya getirildikleri zaman
değişik ve daha güçlü anlam içeren semboller oluşturulmaktadır” (Başer, 1994, 22). Yani bu temel biçimler
herhangi bir işaretle birlikte kullanılmadan önce anlamı belirsiz olmaktadır. Günümüzde kullanılan “trafik
ve güvenlik gibi modern sembol dizgelerinde grafikerler, fon biçimleri olarak daireyi, üçgeni ve kareyi
- 557 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
seçmişlerdir
seçmişlerdir.. Anlam, bu biçimlere sonradan yüklenmiştir” (Denli, 11997, 42). Üçgen uyarıyı, daire
yasaklamayı ve kare bilgilendirme alanını simgelemektedir.
Şekil: 2. Trafik işaretlerini
işaretlerinin
n genel fon biçimi (Yazar, 2010, 95).
Bu işaretlerden daire aynı zamanda dünya ve güneşi simgeleyebilmektedir. Üçgen ise içerisine
konulan bir nokta ile ters çevrildiğinde anlam değiştirerek Hint Tanrısı’nı simgeleyebilmektedir. “Hint
“ Hint
Tanrısı, doğum gerçeğinden hareketle varoluş simgesi olarak sivri ucu aşağıya bakan bir üçgen içindeki
içinde ki
noktayla hayatı ve varlığı sembolize etmiştir. Anadolu kültüründe ve ana tanrıça sembollerinde de
karşımıza çıkar (Karaman, 2013, 49).
“Aşağıdaki örnekte bir dai,e
dai,e ile neler oluşturulabileceği gösterilmiştir. Burada bir daire, yüz, küre,
ağız, tenis to
topu,
pu, bebek, dünya, simit, tekerlek, elma, satürn, ayın son dördü, hap, saat, daire kesmesi, güneş,
göz, saat 12, saat 3, saat 6 ve saat 9 gibi anlatımlar içeren sembollere dönüştürülebilmektedir. Bu daireye
renk eklendiğinde olasılıklar dizisi daha da geniş
genişleyebilir.
leyebilir. Örneğin trafik lambalarında kırmızı daire; dur,
sarı daire; hazır ol ve yeşil daire; geç anlamlarında kullanılmaktadır” (Yazar, 2010, 95).
Şekil: 3. Daire İle Olu
Oluşturulan
şturulan Şekiller. (Yazar, 2010, 96).
“Antik Yakındoğu’dan kalan çok sayıda anıt ve silindir mühürde–evcil,
mühürde evcil, yabanıl ya da düşsel birçok
hayvan betimlenmiştir. Bunlar arasında filler ve sinekler, akbaba ve yengeçler dışında, yılan, kaplumbağa ve
balıklar da vardır. Ama en sık rastlananlar, aslan ve boğa gibi Mezopotamya kültürünün önemli
hayvanlarıdır” (Pılıcı, 2008: 31). Mısır ve Mezopotamya sanatlarında hayvan ve bitki stilizasyonları değişik
anlamlar içermektedirler. Bu ifadelerde de görüldüğü gibi hayvan ve bitki jeosembolleri farklı uygarlıklarda
önemli yer tutmaktadır. Örneğin,
Örneğin, boğa güç ve bereketin sembolüdür. “Avrupa uygarlıklarında, örneğin
İrlanda’da, saygınlık kazanmış kral ve yüksek rütbeli askerlere ‘savaş boğası’ denilmekteydi” (Pılıcı, 2008,
2008 ,
32). Anadolu’da ise boğa boynuzu, dinsel sembollerin başlıca öğesi olmuştur. H
Hitit
itit güneşi kursu adı verilen
kompozisyonda evren bir boğa boynuzu üzerinde gösterilmek istenmiştir. Zamanla boğa tanrısal gücünü
aslana ve daha sonra tanrılara terk etmiştir. Bu inanç değişimini Yazılıkaya kabartmalarında
tanrı/tanrıçaların boğa, aslan veya
veya bir panter üstüne basar şekilde gösterilmeleriyle betimlenmiştir (Karaman,
2013:44).
Şekil: 4. Hitit Güneş Kursu ((https://www.fotografturk.com)
https://www.fotografturk.com)
Mağara duvarlarına çizilen hayvan figürleri ve hayvan kılıklı insan figürleri birer sembol olarak
kullanılmıştır. Eski çağlarda nerdeyse bütün halkların dinlerinde büyük tanrılar hayvan simgeleri olarak
düşünülmüş ve gösterilmiştir. Babillerde tanrılar koç
koç,, boğa, aslan, akrep ya da balık biçiminde göğe
- 558 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
yerleştirilmiştir. Bunlar günümüze Zodyak (burç sembolleri) sembolleri olarak ulaşmıştır (Pılıcı, 2008,
2008 49).
“Eski Mısır kaynaklı ‘Hermetika’ metinlerinde, ilahiliğin karadaki sembolü ‘aslan’, denizdeki sembo
sembolü
lü
‘yunus’ ve havadaki sembolü ‘kartal’ olarak kabul edilmiştir” (Pılıcı, 2008, 33).
Şekil: 5. Zodyak sembol örnekleri ((http://thenaturalrecoveryplan.com)
http://thenaturalrecoveryplan.com)
http://thenaturalrecoveryplan.com).
Hindular ve Amerika Hintlileri için kartal güneşin sembolü olarak kullanılmıştır. Çift başlı kartal
sembolüne, eski çağlarda Sümerler ve Hititlilerde rastlanmıştır. Sümerler’de Lagaş kentinin simgesi çift başlı
kartal olarak bilinmektedir. Onlardan; Akadlara,
Akadlara, Asurlulara, Sasanilere, Bizanslara ve Türklere geçmiştir.
Türklerin
rklerin millî simgelerinden olan kartal, Şamanist uygulamalarda çok yaygın olarak karşımıza
çıkmaktadır.
Yaşar Çoruhlu’ya göre kartalın Türk
T rk mitolojisindeki önemi şöyledir: Yakutların en yü
yuksek ruhları
taşıdığına inanılan bu hayvan, Gök Tanrı’nın timsali olarak ya da şaman ruhunu ifade etmek amacıyla
dünya
nya ağacının tepesinde tasavvur ediliyordu. Hayvan
Hayvan-ata
ata ya da yardımcı ruhlardan birini temsilen zaman
zaman şaman elbisesi üzerinde
üzerinde yer alıyordu.
alıyordu. Önemli bir ttüreme
reme simgesiydi. Özellikle Göktürk
Gökt rk ve Uygur
devirlerinde kartal ve diğer yırtıcı kuşlar hükü
h ümdar
mdar ya da beylerin timsali, koruyucu ruhun ve adaletin
simgesiydi (2010
(2010, 154).
Kartal, Yunan mitolojisinde Zeus’un yardımcısı ve en sevdiği hayvandır. Hatta çoğu zaman Zeus’un
kendisiyle özdeşleştirilir ve tanrıyı simgelediğine inanılırdı (Gezgin, 2007
2007, 113). Sümer
S mer mitolojisinde de
Etana ve kartal mitosu, silindir müh
m hürler üzerinde,
zerinde, çokça resmedilmiş ünl
nlü bir mittir (Gezgin, 2007,
2007 115). Çift
başlı kartallar, göğ
göğün
n direği ile ilişkilendirilir. Tanrıya açılan göğ
göğün
n kapısını bekleyen “çift başlı kartal”
oldukça eski ve mitolojik bir Türk
T
kü
ültürr katına ait bir d
düşüncedir.
ncedir. Hun çağına ait Altay buluntularında “çifte
kartal” şekil
şekillerini,
lerini, çok görüyoruz.
gör yoruz. Selçuklu çağında, “çifte kartal” armaları yalnızca bir tılsım işaretine
dönüşmüşlerdir
şlerdir (Ögel, 2010,
2010 132). Sibirya’da ve Altay bölgesinde, şehirlerin veya yurtların yanında dikilmiş
uzun bir sırık bulunur ve bu sırığın üzerinde de ağaçtan yontulmuş bir kuş resmi görülürdü.
gör
. Genel olarak bu
kuş “çift başlı bir kartal” şeklinde yapılırdı (Ögel, 1988
1988, 598). Divriği Ulu Cami çift başlı kartal, Alacahöyük
Alacahöy k
sfenksinde çift başlı kartala rastlanır. Anadolu sanat eserlerinde özellikle do
doğan
ğan ve kartal gibi kuşlara çokça
yer verilmiştir. Nitekim Hitit eserlerinde görülen
gör len kartal, daha sonraları Selçuklularda da görülür
gör r (Ersoy,
2007, 28).
Çeşitli d
düşünceler
nceler atfedilen çift başlı kartal fig
figürü,, bugün
bug
ABD’nin
BD’nin simgesi olarak da
kullanılmaktadır. Amerika’da, eski İnka, Aztek, Maya uygarlıkları başta olmak üzere çok sayıda kabilede
çift başlı kartal figürüne rastlanmaktadır (https://ekstrembilgi.com)
(https://ekstrembilgi.com).
https://ekstrembilgi.com)
Şekil: 6. Çift başlı kartal sembolü (https://ekstrembilgi.com)
https://ekstrembilgi.com)
https://ekstrembilgi.com).
Ayrıca bu mitik simge bugün
bug n Erzincan Belediyesi’nin ve T
Tü
ürk
rk Tarih Kurumu yayınlarının da
logosudur. “Çift başlı kartal” simgesi, Selçuk Üniversitesi, Dicle Üni
Üniversitesi
versitesi ve Erzincan Üniversitesi ve
Polis Akademisi’nin logolarında mitik bir simge olarak yer almaktadır. Ayrıca birçok mitik imgeyi içinde
barındıran Atat
Atatürk
rk Üniversitesi’nin logosunda da çift başlı kartal simgesi vardır (Çakır, 2013,
2013 60).
İlkel insan
insan,, tahta, taş, metal ü
uzerine
zerine çeşitli simgeler kazıdığı, yazdığı ya da boyadığı zaman henü
henuz
yazı dediğimiz iletişim dizgesini kullanabilmekten çok uzaktı. Kullanılan semboller zamanla nesnelerin
genel görün
nüşlerini
şlerini ifade eden özel işaretler biçimini aldı ve insanlar düşüncelerini
d ncelerini başkalarına iletmeye
başladılar. Yazının ortaya çıkmasından binlerce yıl önce insanlar birbirleriyle iletişim kurmak için çeşitli
yollar bulmuşlardı. Örneğin, içi oyulmuş ağaç gövdelerine vurularak çıkartılan anlamlı sesler, ateş ve
- 559 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
dumanla verilen işaret
işaretler,
ler, kayalara, ağaçlara, yere kazıdıkları işaretler, y
yüzlerine
zlerine ve bedenlerine sürdükleri
s
kleri
boyalar, ya da giysileri ve saç biçimleriyle içinde bulundukları durumu birbirlerine anlatmaları gibi (Yazar,
2010: 19-20).
20). “Bilinen en eski dil hiyerogliftir” (Akı
(Akın,
n, 2006,
2006 41). İnsanoğlu ilk önce bu dille etkili iletişim
kurmuştur. Mısır’lıların kullandıkları yazı sistemleri 700’den fazla hiyeroglif’ten oluşmuştur. Mısır
hiyeroglif yazısında somut anlamlar ifade eden şekil grupları vardır. Örneğin, ekmek, ev, gü
guneş gibi.
Şekil: 7. Mısır Hiyeroglif yazı örneği.
(http://beyinsizler.net/misirda
http://beyinsizler.net/misirda
http://beyinsizler.net/misirda-bugune-kadarki
kadarki-en-eski-hiyeroglif
hiyeroglif-bulundu/
bulundu/)
Tarihsel süreçte kullanılan simge ve sembollerin bir bölümü mesaj ileten duvar yazısı
biçimindedirler. Kullanılan her türlü simge, sembol ve işaret dilin temel elemanları olmuştur.
Her resim, her şekil, çağrışım yoluyla ttümcelere
mcelere gönderme yaparak anlatılmak istenen metni
açımlayabilmektedir. Ayrıca, resim ve çizimler b
büyü ve din amaçlı kullanımlarının dışında günl
g nlük hayatın
gereklerini yerine getirecek şekilde kullanılmaktadır. Resimle ileti yöntemiyle, bir avcı ne zaman, nereye, ne
avlamaya gittiğini ve ne zaman döneceğini belirtebilmekte ya da bir genç kız sevgilisine duygularını
açıklayabilmektedir. Örneğin, Sibirya’lı
Sibirya’lı bir Yukagir kızının kayın ağacı üzerine
zerine yazılmış aşk mektubu
şemsiye biçimli insanlardan oluşmaktadır (Yazar, 2010
2010, 25).
Şekil: 8. Sibirya’lı Bir Yukagir Kızının Kayın Ağacı Üzerine Yazılmış Aşk Mektubu (Yazar, 2010,
2010 25).
Mektupta yer alan simgesel işaretler anlamlandırıldığında; “Beni yuvamızda yalnız bırakıp gittin.
Senden çocukları olan bir Rus kadınla yaşıyorsun, fakat mutlu değilsin. Başka bir erkek benimle evlenmek
istiyor, ama b
bütün acıma rağmen ben, yalnız seni seviyorum” (Zıllıoğlu, 1993
1993, 157). Görsel sanatlarda
kullanılan dil çeşitli ihtiyaçlardan doğarak oluşturulmuştur. Kullanılan simgelerin yazılı anlatımlara göre
daha özlü bilgi aktarabildiği söylenebilir.
2.1. İlk Petroglifler
Basitleştirilmiş
sitleştirilmiş ve stilize edilmiş insan figürü çizimleri, insan faaliyetlerini çeşitli biçimlerde temsil
etmek amacıyla ilk çağlardan itibaren kullanıldı. yaklaşık 17.000 yıl öncesine ait olan Fransa, Lascaux' daki
ünlü mağara resimleri ve burada görülen MÖ
MÖ yaklaşık 4500' e ait Norveç, Alta’daki oymalar gibi ilk örnekler
çeşitli av hayvanlarını avlamakta olan insan ve hayvan figürlerinden oluşuyordu. Arjantin, Santa Cruz’a ait
resimler av sahnelerini betimlemektedir. Resimlere insan ellerinin dış hatları ve
veya
ya izleri eklenmiştir. Bu
büyük olasılıkla sanat eserlerine kişisel kimlik iliştirmenin bir yolu
yoluydu,
ydu, tıpkı bugünkü sanatçı imzası gibi
(Lunde, 2013: 19). Petrogram, “Kayalar üzerindeki
zerindeki ilkel çizim ve resimlerdir” (Dereoğlu, 1995,
1995 11).
- 560 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
Şekil: 9. Arjantin, Santa Cruz’a ait mağara resmi. (http://arkeolojihaber.net)
İlk petrogliflerin insan ya da hayvan bedenini tam olarak resmetme amacından çok, belli bir mesajı
iletmek üzere bir araya getirilmiş ikonlar bütününe piktogram denmektedir. Piktogramlar kendilerini
doğrudan anlatan işaretlerdir ve bu işaretler görsel sanatlarda kullanılan evrensel dil örnekleridir.
2.2. Doğada Yaşamın İşaretleri
Bugün "Babil Kulesi"nden devraldığımız mirasla yaşıyoruz ama çeşitli teorilere karşın, ilk konuşulan
dillerin nasıl ve ne zaman geliştiği konusunda çok az şey bilebilmekteyiz. Daha iyi bilinen bir şey varsa o da
göçebe avcı gruplarının, karmaşık yapılı bir iletişime gereksinim duyduğu gerçeğidir. İz sürerken
kullanılacak el işaretleri ve beden dilinin yanı sıra, aynı grup ya da kabileden kişilere, yapılması gereken
hareketlere yönelik çeşitli sinyal ve talimatlar sağlama becerisi de bu sessiz iletişimin bir parçasıdır. Bu tür
örneklere dünyanın dört bir yanındaki pek çok ilkel kabile kültüründe rastlayabiliriz. Örneklerin bazıları
bugün modern avcılar, ordular ve izciler gibi örgütler tarafından kullanılmayı sürdürüyor. Kızılderili
işaretleri bunlara en iyi örnek olarak verilebillir (Lunde, 2013, 16).
Şekil: 10. Kızılderili işaret örnekleri (Lunde, 2013, 16).
Günümüzde av takibinde kullanılan bildiğimiz işaret sistemleri içerisinde en anlaşılır olanlarından
biri Plains Kızılderilileri tarafından geliştirilmiştir. Bu işaretler hem karmaşık bir beden dilini ve el
işaretlerin, hem de çizilebilen şekilleri içermektedir (Lunde, 2013, 16). Plains Kızılderilileri kabileleri
arasındaki dil engelini aşmak için yeni bir dil geliştirirken aynı zamanda işitme engelliler için de ayrı bir
işaret dili geliştirmişlerdir. Saha bilgi işaretleri ile askeri işaretler de doğadaki yaşamın izini süren işaretler
olarak değerlendirilmektedir.
2.3. Doğayı Anlamak
İlk insanlar için yaşamı sürdürmek, dünyaya hükmeden süreçleri anlamaktan geçiyordu. İlkel sosyal
gruplar gelişim gösterdikçe, yiyecek toplama ve avlanma, barınak bulma ve felaketlerden korunma
becerileri hayati önem kazandı (Lunde, 2013, 12). Bu önemle beraber eski insanlar araziyi ve hava şartlarını
okumak için bazı yöntemler geliştirdiler. Onlar için kurumuş nehir vadileri ve bitki yaşamı suyun varlığına
bir işaretti ya da tepeler, sarp kayalar savunma ve barınma ihtiyaçlarını giderebilecekleri yerlerdi. Ayrıca
tecrübe ettikçe hava şartlarını da okumaya başlamalarının yanı sıra yaklaşabilecek felaketlere karşı ise
hayvan hareketlerini takip ediyorlardı. Hayvan hareketlerini takip etmeleri zamanla onlara hayvan izlerini
nasıl sürmeleri gerektiği konusunda da yardımcı olmaya başlamıştı ve böylelikle beslenme ihtiyaçlarına bir
çözüm bulmaya başladılar özellikle su birikintilerinin olduğu bölgelerde avlandıkları bilinmektir. Bunun
yanı sıra hangi hayvanların tehlikeli olabileceği yönünde de fikir sahibi olmaya başlamışlardı.
- 561 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
2.4. Sembollerin Sınıflandırılması
İnsan hayatını kolaylaştırmak için kullanılan simgeler, ve semboller gibi işaretler sözel olanlara göre
daha az şartlandırıcıdır. Kısa sürede algılanan ancak, uzun süre akılda kalan simgelere geniş anlamlar
yüklenebilir. “Yaygın olarak kullanılan bazı simgeler ve temsil ettikleri anlamlar şöyle sıralanabilir: Çapa =
Umut; Daire = Sonsuzluk; Taç = Onur, Şöhret; Hançer = Ölüm, Bilinmeyen biyolojik türler; Kalp = Aşk,
Sevgi; Aslan = Güç, Cesaret, Görkem; Zeytin Dalı = Barış; Baykuş = Akıl, Bilim, Bilgelik; Palmiye = Zafer;
Kozalak = Bereket; Gül = Güzellik; Orak, Tırpan = Ölüm; Yılan = Kötülük, Bela; Kafatası = Ölüm; Yıldız =
Üstünlük, Yücelik; Güneş = Tanrı; Şemsiye = Koruma, sigortalama” (Becer, 2005, 197).
Kullandığımız alfabedeki harfler sese bağlı simgelerdir. “Konuşma seslerini simgeleyen işaretlere
‘fonogram’ denir. Fonogram özelliği taşıyan her harf bağımsız bir yapıya sahiptir. Her harfin özel bir sesi, ya
da her sesin özel bir harfi simgelediği alfabe sistemleri geliştirilmiştir” (Yazar, 2010, 170). Harflerin dışındaki
grafik simgeler ise ‘logogram’ olarak adlandırılır. Logogramları üç başlık altında toplayabiliriz. Bunlar;
piktogramların içinde yer aldığı İmge bağlantılı simgeler, yön işaretlerinin örnek olarak gösterilebileceği
kavram bağlantılı simgeler ve kolay algılanamayan önceden bilgi edinilmesi gereken diğer simgelerdir.
(a)
(b)
(c)
Şekil: 11. Kavram bağlantılı simge örnekleri, a) “Klakson Çalınmaz” İmge bağlantılı Trafik işaret örneği. b) “İleri ve Sağa Mecburi Yön”
Kavram bağlantılı işaret örneği. c) Uyarı amaçlı üçgen biçimindeki trafik işareti örneği. (Becer, 2005, 198).
İmge Bağlantılı Simgeler; Konu aldıkları nesneyi doğrudan temsil ederler (Örnek: Piktogramlar).
Kavram Bağlantılı Simgeler; Anlatılmak istenen konuya yönelik olarak seçilen nesneleri
algılanabilen ve anlaşılabilen kavramlarla ifade eder (Örnek: Ok işaretleri).
Diğer Simgeler; Doğrudan bir bildiri özelliği taşımadıklarından öğrenilip hatırlanmaları zordur.
Önceden öğrenmek gerekir. (Örnek: Harfler, Sayılar).
3. EVRENSEL DİL VE SANATSAL SEMBOLİZM
Normal dili aşan bilgileri aktarma yollarının gelişmesi, çok uluslu ve küreselleşmiş dünyamızda
giderek önem kazanmaya başlamıştır. Bunlar arasında en yaygın olanlar görsel işaretlerdir. “Görseller
evrensel bir dildir. Sanatın her dalında kendine has bir dil vardır. Görsel sanatlarında kendine has bir görsel
dili vardır. Bu dil görsel sembollerden oluşmaktadır” (Ayaydın, 2012, 259). Görsel semboller görsel iletişimi
ve dolayısı ile evrensel dili oluşturmaktadır. İnsanlar arası iletişimde kullanılan görsel-işitsel diller çeşitlidir.
Fiziksel engellilerin eğitim ve iletişimini sağlamak, karayollarında veya uluslararası bağlamda acil
durumlarda temel bilgi sağlamak, ya da ev içi yaşamı için basit talimatlar oluşturmak. Öte yandan, tıpkı
insanlar gibi hayvanlar da çok sayıda görsel işaret ve diğer mesajlaşma araçlarına bağımlılar (Lunde, 2013,
237).
Dilde önemli olan duygu ve düşüncelerin bir başkasına aktarılmasıdır. Bu durum genel olarak
‘iletişim’ kavramıyla anlatılmaktadır. “İletişim; duygu, düşünce veya bilgilerin akla gelebilecek her türlü
yolla başkalarına aktarılmasıdır” (TDK, 2010). Bu tanımdan da anlaşıldığı gibi; duygu, düşünce veya
bilgilerin başkalarına aktarılmasının çok çeşitli yolları vardır. Görüldüğü gibi; temel amaç duygu, düşünce
veya bilgilerin başkalarına aktarılmasıdır ve bunun için akla gelebilecek her yol mubahtır.
Sanat, sembol kavramının en yoğun olarak yer aldığı alanlardan biridir. Sanatçı bu sembollerden
faydalanarak düşüncelerini, duygularını ya da anlatmak istediği her neyse onu izleyiciye aktarmaya çalışır.
Sanatın her dalı için bunu söylemek yanlış olmasa gerek. Ashton’a göre; sanat bir semboller dilidir (2001,
90). Ağzımdan ‘adam’ sözcüğü çıktığında aklıma bir adam resmi gelir; çünkü bu sözcük adamın bir sembolü
olmuştur. ‘Adam’ sözcüğü, fotoğrafın gösterdiği bir adam kadar etkili değildir (Ayaydın, 2012, 261).
Sanatın en temel esin kaynaklarından biri doğadır denebilir. Görsel sanatlarla uğraşan sanatçıların
büyük bir çoğunluğu doğayı gözlemleyerek sanatlarını icra etmeye başlamışlardır. Ancak, sembollerden
bahsedilince doğayı direkt aktaran sanattan çok soyut sanat gibi sembolik ya da simgeci sanat
anlaşılabilmektedir. Oysa doğayı vurgulayan gerçekçi resimlerin temelinde de sembolik anlatımların var
olduğu söylenebilir. Ersoy’a göre; sanatı anlama gerçeği, sembolleri kullanma ve doğayı değerlendirmeye
bağlıdır. Sembolizm, insan beyninin işlevlerinin iki yolundan birisidir. Diğeri de dış dünyadan doğrudan
edinilen izlenimlerdir. Dil de bir semboldür (2002, 111). Düşünce şekilleri ile tamamlanmış olup,
- 562 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
matematikte olduğu gibi semboller sistemine bağlıdır. Duygusal algılarını etkisiz ve bazılarının primitif
oluşu da doğaldır. Ashton’a göre; her sanatçı doğayı gözlemlemeli, ama onu resimle asla karıştırmamalıdır.
Doğa resme ancak işaretle aktarılabilir. (2001, 90). Klee’ye göre ise sanat, evrenin görüntüsüdür (2006, 39).
Tıpkı karasal dünyanın kozmozun sembolü olması gibi bir semboldür (Ayaydın, 2012, 261).
Genel olarak bakıldığında sanatın bir semboller dünyasından oluştuğu söylenebilir. Doğada var olan
ya da hayal edilen bir varlık ya da imge bir sembol olabilir. Güneşin batışı bazı insanlar için “hüznün”
sembolü olabilir ya da bir başkası için aynı durum içi içine sığmamanın bir sembolü olabilir. Orta oyunu,
pandomim, kukla, kareografi ve tiyatro sahneleri hep simgesel anlatımlarla gerçekleştirilebilmektedir.
Görsel sembollerle bir anlam üretmek amaçlanmaktadır. Sistematik olanlarla, şematik olanlar arasında fark
vardır. Kelimeler ve rakamlar sistematik sembollere örnek olarak gösterilebilir. İnsan zihni sembolik
fonksiyonlu
olarak
çılışır.
Anlama
ve
anlamlandırma
sembollerle
daha
yalın
olarak
gerçekleştirilebilmektedir. Semboller ve anlamlar, sanatçının biçim ve renkleri ile birleşerek eserin
oluşmasını sağlayabilmektedir. Bu çeşit sembolik bir sanat, heyecanların, duyguların sembolik değişimi
olarak tanımlanabilir. Gereksiz ayrıntılar ortadan kaldırılarak ana fikir ortaya konur.
Sanatsal sembolizm incelendiğinde ilk çağlardan buyana çok sayıda işaret ve işaret sistemlerine
rastlamak mümkün olabilmektedir. Evrensel dil oluşturma çabalarının bir sonucu olarak insanlar önce
doğayı anlamaya ve kavramaya çalışmışlardır. Daha sonra ilk işaretler, petroglifler, ilk yazı sistemleri,
hiyeroglif yazılar, grafiti, orta çağın görsel unsurları ve sanatsal sembolizm izleri, markalar, armalar,
piktogramlar, görsel bildirişim simgeleri, isotype, semantography ve locos simgeleri, bayrak işaretleri, mors
alfabesi, semafor dili ve her türlü sembol, işaret ve işaret sistemleri evrensel dil oluşturabilmek, iletişimi
daha etkili şekilde sağlayabilmek için oluşturulmuştur.
İnsanlar arası iletişimin vazgeçilmez bir ögesi olan dil, çağlar boyunca gelişme göstermiştir. Ancak,
her toplumun kendine özgü farklı bir dil kullanması, uluslararası etkileşimin artmaya başlamasıyla
iletişimde önemli bir sorunu ortaya çıkarmıştır. Bunun sonucu olarak sosyologlar, uzmanlar, grafik
sanatçıları 1900’lü yıllarda ortak dil oluşturma çabasında bulunmuşlardır.
Ortak Dil Oluşturma Çalışmaları; 1900’lü yıllarda “Batıda, Gyorgy Kepes, Maholy Nagy, Otto
Neurath, Katzumie Masaru gibi isimler bu konudaki yoğun çalışmalarına rastlıyoruz. Otto Neurath,
‘ISOTYPE’ (International System Of Typographic Picture Education) denilen resimsel görsel bildirişim
sistemi geliştirmiştir. Neurath’dan sonra Charles Karl Bliss, BLISSYMBOLS denen ve 100 kadar yarı soyut
şekillerden oluşan ‘SEMANTOGRAPHY’ Sistemini tasarlamıştır. “Alt yapıyı oluşturan bu uzmanlardan
sonra, Yokio Ota, Henry Dreyfuss gibi pek çok uzman da uzun araştırmalar ve çalışmalar yaparak
piktogramlara yeni yorumlar getirdiler” (Maden, 1985: 64). Ortak dil oluşturmak amacıyla Japon Grafik
Tasarımcısı ve eğitmen “Yokio Ota ‘LOCOS’ işaretlerini tasarlamıştır” (Uçar, 2004, 80). Öte yandan teknoloji
standardı, ticaret ve kalite kontrollerinde kullanılması amacıyla Uluslararası Standartlaştırma Birliği ‘ISO’
piktografik işaretler geliştirmeye karar vermiştir. Ayrıca, “1963 yılında Londra’da kurulan Uluslararası
Grafik Tasarım Birliği ‘ICOGRADA’ uluslararası sembollerin geliştirilmesi konusunda önemli bir projeyi
onaylamıştır” (Tepecik, 2002, 67). Uluslararası platformda anlaşılabilecek görsel bildirişim sistemleri
oluşturmak için çalışmalar günümüzde de devam etmektedir (Yazar, 2010, 40).
Görsel bildirişim alanında işaret ve semboller evrensel bir nitelik taşıdıklarından, tasarımcılar,
insanların gelecekteki ortak dil ve kültüre sahip olma umutlarının arayışı sonucu görsel bildirişim
simgelerini üretmiş ve geliştirmeye çalışmışlardır (Yazar, 2010, 37). Esperanto ve İnterlingua bu çabaların
sonucunda oluşturulmaya çalışılmıştır.
Esperanto; ("Ümit eden" anlamında), anadilleri farklı olan insanlar arasında anlaşmayı
kolaylaştırmayı amaçlayan bir yapay dildir. 1887'de Polonyalı Musevi asıllı göz doktoru Ludwik Lejzer
Zamenhof tarafından icat edilmiştir. Dr. Zamenhof'un bulunduğu bölgedeki insanlar Lehçe, Rusça, Yidiş
gibi farklı diller konuşuyorlardı. Zamenhof bu insanların birbirleriyle anlaşmalarını kolaylaştırmak için hiç
değişmeyen ve istisnası olmayan 16 ana kurala dayalı ve kelimelerinin köklerini genellikle bu Avrupa
dillerinden alan Esperanto dilini icat etti. Esperanto, Hint-Avrupa dilleri (Ari diller) arasında sayılabilir.
Ancak, morfolojisi Macarca, Türkçe gibi eklemeli dillere benzer. 1,6 milyon kişinin bu dili konuşabildiği öne
sürülmektedir. Sözcük dağarcığı daha çok Hint-Avrupa dillerinden gelmektedir (Yazar, 2010, 37).
Zamenhof’a göre (1912) "Esperanto'nun içinde yatan fikir: tarafsız bir dilin temelinde halklar arasındaki
duvarların yok edilmesi ve insanların her birinin yakınındakini sadece insan ve kardeş olarak görmesine
alıştırmaktır."(https://lernu.net/tr/esperanto).
- 563 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
İnterlingua
İnterlingua; Uluslararası Yapay Dil Derneği (IALA) tarafından 1951 yılında tasarlanmış bir dildir.
Genel olarak biyolojik adlandırmada kullanılır. İnterlingua basit bir dilbilgisi yapısını en çok sayıdaki dilin
sözcük
k dağarcığı ile buluşturmayı amaçlayan
amaçlayan bir dildir (Y
(Yazar,
azar, 2010, 37).
Bayrak İşaretleri;
İşaretleri Bayrakların işaretleşmede kullanımı 2000 yıl öncesine, Han Çin' ine kadar
uzanıyor. Bu dönemde bayraklar savaş alanında ordunun farklı bölümlerini ifade ederdi. Yine aynı
zamanlarda Roma süvarileri de vexillum isimli kare bir bayrak taşırdı. Ortaçağ' da armalı savaş meydanı
bayrakları, belli bir kral ya da lordun ordusuna işaret ederdi ki, bu armaların büyük bölümü bugünkü
bayrak tasarımlarında da varlığını sürdürür. Bayrakların denizde mesaj gönderimi için kullanımı da,
d a,
Ortaçağ' da başlar ama ayrıntılı bayrak kodunun icat edilmesi ancak Napolyon Savaşları (1799-1815)
(1799 1815)
sırasında gerçekleşir. Kod İngilizler tarafından kıyıdan gemiye ve gemiden gemiye mesaj iletme amacıyla
kullanıldı. Bugün kullanılan uluslararası denizcil
denizcilik
ik bayrak koduysa 1932' de oluşturuldu.
Semafor İşaretleri; “Semafor Sistemi, bir çift bayrak ya da ışıktan yararlanılarak mesaj
göndermekte kullanılan bir sistemdir” (Başer, 1994
1994, 29). Ortak dil oluşturmak amacıyla duman
işaretlerinden ttüretilmiş
retilmiş olduğu dü
üşünülmektedir
lmektedir (Yazar, 2010
2010, 39). Ayrıntılı mesajları çeşitli teknolojiler
vasıtasıyla uzak mesafelere gönderme konusu 18. Yüzyılda birkaç bilimci ve teknisyen tarafından ele alındı.
Elektrikle yapılan ilk deneyler gelecek vaat ediyordu ama yüzyılın b
bitiminde
itiminde ilk hızlı ve güvenli uzak
mesafe telgraf hizmetini mümkün kılan semafor adlı yaratıcı bir Fransız mekanik sistemiydi. Sistem şifreli
mesajlar içe
içeriyordu
iyordu (Lunde, 2013,
2013 94).
Şekil: 12. Semafor İşaretleri, (Yazar, 2010:39)
Mors Alfabesi; (Lunde, 2013, 96). 19. yüzyılda ilk endüstriyel ve emperyal ulusların yüzleştiği
zorluklardan biri, karada veya denizde etkili ve hızlı uzun mesafel
mesafeler
er arası iletişimdi. Hindistan'daki
Hindistan'daki bir
kolonyal yerleşimden Londra' ya gönderilen basit bir mektup ancak 8 haftada iletilebiliyordu. Hızlı karar
verilmesi gereken durumlarda 4 aylık bir süre geçiyordu. Dönemin gelişimci ruhunu takip eden Samuel F.B
Morse, sayıların ve alfabedeki yerlerinden yola çıkarak nokta ve çizgileri
çizgilerinden
den oluşan bir yöntem geliştirmiş
ve patentini almıştır ayrıca bu sistem sadece telgraf değil diğer sistemlere de (sis düdüğü, işaret lambaları
vb.) adapte edilebiliyordu.
Semantography; Blissymbolics adıyla da anılan bir görsel bildirişim dilidir. Avustralyalı
Avustralyalı Charles
Bliss tarafından tasarlanmıştır. “Günümüzde yaygın olarak görsel iletişim amaçlı kullanılmasının yanısıra,
işitme engelli kişilerin veya sağır-dilsizlerin
sağır dilsizlerin eğitiminde yardımcı unsur olarak kullanılmaktadır (Uçar, 2004,,
79).
Şekil: 13. Semantography simge örnekleri (Uçar, 2004,
2004 79).
- 564 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
Piktogramlar; Piktogram kavramı, bir sembolü ifade eder ve yaşamın her anında karşılaşılan her bir
sembolün genel adıdır. Yani herhangi bir nesne, mekan, kavram, işaret ve işleyişin resmedilerek sembol
haline getirilmesine piktogram adı verilmektedir. Sembollerle kullanılan bir yazı sistemi de mevcuttur. Bu
türdeki yazı sistemine ise piktografi ismi verilmektedir. Pikrografiyle yapılan anlatım biçimleri grafik
şeklinde kullanılmaktadır ve bu sistemin temeli çivi yazısına benzemektedir. Öyle ki, hiyeroglifler ve çivi
yazılarında piktogramlar yer almaktadır. “Bir kavram veya fikri görsel hale d.nüştürmek için sembollerle
yalın şekilde oluşturulan resimsel yazı şeklidir” (Stiebner, Urban, 1982, 261).
Piktogramlar çoğu zaman bir başka kavram olan idogramlarla karıştırılmaktadır. İdogramlar da
resim
yoluyla
yapılır
fakat
bir
mekanı
ya
da
işareti
değil,
fikri
ifade
eder
(https://www.bilgiustam.com/piktogram-nedir-nerelerde kullanilir/). Piktogramlar kendi kendini anlatan
işaretlerdir. Birçok alanda kullanılmaktadır. Oteller, moteller, hava alanları, karayolları, tarihi ve turistik
yerler ve olimpiyatlarda yaygın olarak kullanılmaktadır.
Şekil: 14. 2016 Rio Olimpiyat Piktogramları
(ttp://www.spaksu.com/rio-2016-olimpik-ve-paralimpik-piktogramlari-ve-bir-surpriz/)
Arma; Bir devletin, hükümdarın, şehrin, kurumun, ya da ailenin kendilerine ait alamet ve
işaretidir. Çok eski çağlardan beri kullanılan özel işaretlerin arma haline gelmesi 12. yüzyıla rastlar. Genel
olarak, kalkan veya miğferlere konan arma, yüzleri tamamen örtülü olan şövalyelerin kendi adamları
tarafından tanınmalarına yarardı. Bugün için arma bir süs ve mühürlü belgelerin orijinalliğini belirten bir
işaretten başka bir şey değildir. Osmanlı İmparatorluğu'nun son devirlerinde II. Mahmut zamanında da
devlet için bir arma kabul edilmişti. Dünyanın her tarafında insanlar, çok eski çağlardan beri kendilerine
mahsus özel işaretler ve alametler taşımak eğilimi göstermişlerdir. İbranilerde, Çinlilerde, Avrupalıların
istilasından önce Azteklerde ve hemen bütün öteki milletlerde bu eğilim görülmektedir. Fakat bu
işaretlerin arma haline gelmesi XII. yüzyıla rastlar. Bazılarına göre Haçlı Seferlerine katılarak Doğu’ya
gelen
Avrupalılar
arma
kullanma
adetini
alıp
memleketlerine
götürmüşlerdir
(https://www.nedir.com/arma).
Osmanlı İmparatorluğunun son devirlerinde II. Mahmut zamanında devlet için bir arma kabul
edilmişti. Bu armanın en üstünde güneş ışıkları arasında bir tuğra, altında tuğranın yarısını kaplayan bir
hilal resmi, hilalin içinde de “El-müstenid bi-tevfikat-ir-Rabbaniyye melik-üd Devlet-i Osmaniyye”
(Osmanlı Devleti hükümdarı Tanrı’nın buyruklarına dayanır) ibaresi yazılıydı; ayrıca, bağımsızlık, adalet
ve kanun timsali olarak sancak, kılıç, teber, tabanca, top, süngü, terazi ve kitap vardı. Sonraları, hilal
kaldırılmış, yazı kalkanın içine yazılmıştır.
Şekil: 15. Osmanlı Arması (http://www.tarihiolaylar.com/tarihi-olaylar/osmanli-armasi-ve-anlami-135).
- 565 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
Tuğra’nın etrafındaki güneş motifi, padişahın güneşe benzetilmesinden ileri gelmektedir. II.
Abdülhamit'in tuğrası, Sorguçlu serpuş: Osman gaziyi ve tahtı temsil eder. Yeşil Hilafet sancağı, Süngülü
tüfek: Nizam-ı Ceditle birlikte Osmanlı ordusunun asıl silahı olmuştur. Çift taraflı teber, Toplu tabanca,
Terazi: şeşper ve asaya asılıdır, adaleti temsil eder. (Üstte) Kuran-ı Kerim. (Altta) Kanunnameler. Nişan-ı al-i
imtiyaz: Devlet adına faydalı işlerde bulunmuş ilim adamları, idareci ve askerlere veriliyordu. Nişan-ı
Osmani: Sultan Abdülaziz Han tarafından 1862'de ihdas edilmiş olup, devlet hizmetinde üstün başarı
sağlayanlara verilirdi. Asa ve şeşper, Çapa, Osmanlı denizciliğini temsil eder. Bereket boynuzu, Nişan-ı
iftihar, Yay, Mecidi nişanı, Borazan, modern mızıka takımının kullandığı çalgı aletidir. Şefkat nişanı, 1878'de
II. Abdülhamit Han tarafından ihdas edilmiş olup; savaş zamanında, büyük afetlerde devlete, millete hizmet
eden kadınlara verilirdi. Top gülleleri (Bazı armalarda bulunmuyor), Kılıç, Top, topçu ocaklarını temsil eder.
El siperlikli tören kılıcı: bu kılıç klasik Türk kılıcı olmayıp, o devirdeki subaylar tarafından kullanılırdı.
Mızrak, Çift taraflı teber, orduda üst düzey görevliler tarafından üstünlük sembolü olarak kullanılmıştır.
Tek taraflı teber (balta), Bayrak, Osmanlı sancağı, Mızrak: Son dönem mızraklı süvari alayları. Kalkan,
Ortasında stilize edilmiş bir güneş motifi var. 12 yıldız: Rivayete göre bu 12 yıldız 12 burcu temsil eder.
Güneş bu burçlar üzerinde hareket eder.
Görsel sanatlardaki evrensel dili yalnız simge ve sembol haline getirilmiş ve görsel bildirişim
simgeleri olarak adlandırılan stilizasyon çalışmalarıyla sınırlı tutmak doğru olmayabilir. Çünkü iki ya da üç
boyutlu çalışmalarda da sembol dili kullanılabilmektedir. Rönesans dönemi resim sanatı incelendiğinde
sanatsal sembolizm izlerine rastlamak mümkündür. Sanat eserleri bulundukları dönemin sosyo kültürel
değerleri hakkında ip uçları taşıyabilir. Resimlerde simgesel anlatımlar yaygın olarak kullanılmıştır.
Sanat dünyasında sembol kavramına en çok dikkat çeken ve sanatı sembollere odaklayan gelişme
sembolizm akımının ortaya çıkmasıdır denebilir. Sanatın her dalında ve görsel sanatların her alt
basamağında semboller zaten yaygın şekilde kullanılagelmiştir. Ancak kavramsal anlamda sembollere
dikkat çeken sembolizm akımını ortaya koyan sanatçılar olmuştur. Genel anlamda sembol kullanımının
dışında, sembolizmin kendi içinde yeni fikirleri ve kuralları da vardır (Ayaydın, 2012, 262). Sembollerin
temsil ettikleri düşüncenin, mesajın doğru çözümlenebilmesi için önceden bilgi edinmek gerekebilir. Aksi
halde sınırlı kişiler tarafından anlaşılabilen şifreler konusunda olur ve bunun da kitle iletişimine katkısı
olmaz. Önemli olan evrensel açıdan herkesin anlayabileceği ve iletişim kurabileceği ortak bir dil
oluşturulmasıdır. İşaret, simge ve sembollerin en önemli özelliklerinden biri de çok daha uzun anlatımlar
gerektiren durumlarda kısa süre içerisinde bilgi iletebilme özelliklerinin olmasıdır. Bu yönüyle genel olarak
işaret, simge ve semboller, görsel sanatlarda evrensel bir dil olarak kullanılmaktadırlar.
4. Sonuç
İnsanoğlunu diğer canlılardan ayıran en önemli özelliklerden biri karşılıklı iletişim kurma
becerisidir. İletişim insanların birbirlerini anlaması için bir ihtiyaç sonucu oluşan gerekliliktir. İnsanlar
günümüze kadar geliştirilmiş olan farklı iletişim türlerini kullanarak birbirlerini anlayabilmekte ve bilgi
aktarımında bulunabilmektedirler. Günümüzde görsel iletişim, evrensel dil oluşumu açısından ön planda
yer almaktadır. Görsel semboller ve işaretler görsel iletişimi hızlandırarak yaygınlaştırmaktadır. Bugün
çevremizi kuşatan gizli dillerin oluşturduğu iç içe geçmiş ağın farkında olmak, yaşamımızı sürdürmemiz ve
başarımız açısından oldukça önemli olduğu düşünülmektedir. Görsel sanatlardaki evrensel dil algılanabilir
ve anlaşılabilir bir dil olarak nitelendirilmesine rağmen sanatsal sembolizm daha çok anlamlandırmayı ve
çözümlemeyi gerektiren bir durumu ortaya koymaktadır. Sanatın evrensel bir dil ve iletişim boyutu vardır.
Sanatı evrensel dil yapan en önemli öge sembollerdir denebilir. Örneğin, görsel sanatları evrensel yapan
görsel sembollerdir ve bu görsel semboller aracılığıyla görsel iletişim gerçekleştirilebilir. Görsel iletişimin
yeterli düzeyde ya da ileri düzeyde olması için söz konusu dilin öğretilmesi gerekmektedir. Sanatın görsel
dilini bilmek ve çözümlemek önemlidir. Bu bağlamda çözümlenebilecek ve kolaylıkla algılanabilecek ortak
dil olarak işaretler, simgeler, piktogramlar ve semboller genel olarak gösterilebilir. Çağımızın hızlı iletişim
sürecinde görselliğin oldukça önem kazandığı görülmektedir. Görsel semboller görsel iletişimi
hızlandırmakta ve görsel iletişimin yaygınlaşmasına katkı sağlayabilmektedir.
Tarihin başlangıcından buyana çok sayıda işaret ve işaret sistemlerine rastlamak mümkün
olabilmektedir. İnsanlar arasında dil, din ve ırk farkı olmaksızın evrensel dil oluşturma çabalarının bir
sonucu olarak insanlar önce doğayı anlamaya ve kavramaya çalışarak düşüncenin bir ürünü olarak iletişim
dilini oluşturmaya çalışmışlardır. İlk işaretler, petroglifler, yazı sistemleri, hiyeroglif yazılar, orta çağın
görsel unsurları ve sanatsal sembolizm izleri, markalar, armalar, piktogramlar, görsel bildirişim simgeleri,
isotype, semantography ve locos simgeleri, bayrak işaretleri, mors alfabesi, semafor dili ve her türlü sembol,
işaret ve işaret sistemleri, iletişimi daha etkili şekilde sağlayabilmek için uzun bir süreçte ihtiyaçlar
doğrultusunda evrensel birer dil olarak oluşturulmuşlardır.
- 566 -
Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi
Cilt: 11
Sayı: 61
Yıl: 2018
The Journal of International Social Research
Volume: 11
Issue: 61 Year: 2018
KAYNAKÇA
Akın, Erdinç, (2006). Görsel İletişimde Mağaradan Markaya. İstanbul: Alternatif Yayınları.
Artantaş, Cem, (2007). Ülkemizde Kentsel Peyzaj Tasarımında Kullanılan İletişim Araçları Üzerine Bir Araştırma. Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü.
Ashton, D., (2001). Picasso Konuşuyor. (Çev: Mehmet Yılmaz-Nahide Yılmaz) Ankara: Ütopya Yayınevi.
Ayaydın, Abdullah, (2012). Evrensel Dil ve Semboller Dünyası: Görsel Sanatlar. e-Journal of New World Sciences Academy, V. 7, No:3,
ISSN: 1306-311.
Aydos, Emel, (1990). Sevgi, Barış, Şefkat Gibi Soyut Kavramların Görsel İletişim Alanında Simge Haline Getirilmesi. Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Ankara.
Başer, M. Beis, (1994). Görsel İletişimde Piktogram ve Sembollerin İnsan Üzerindeki Etkileri. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Anadolu
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Eskişehir.
BAŞKAN, Özcan, (1988). Bildirişim – İnsan Dili ve Ötesi. İstanbul: Altın Kitaplar Yayınları.
Çakır, Emine, (2013). Akademik Dünyanın Kentsel İmgelerinden Mitolojik Simgelerine Üniversite Logoları. Milli Folklor Dergisi, Y.25,
S.97.
Denli, Salih, (1997). Göstergebilim Açısından Grafik Gösterge Anlamlarının İncelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Atatürk
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. Erzurum.
Dereoğlu, Neyyire, (1995). Grafikte Piktogramların Gelişmesi Açısından İşaret ve Semboller. Yayınlanmamış Sanatta Yeterlik Tezi, Mimar
Sinan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü). İstanbul.
Ersoy, A., (2002). Sanat Kavramlarına Giriş. İstanbul: Yorum Sanat Yayıncılık.
Ersoy, Necmettin, (2007). Semboller ve Yorumları. İstanbul: Dönence Yayınları.
Gezgin, Deniz, (2007). Hayvan Mitosları. İstanbul: Sel Yayıncılık.
Karaman, Özlem, (2013). Görsel Bildirişim Aracı Olarak Jeosembollerin İnsan Üzerindeki Etkileri. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi,
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Eğitim Bilimler Enstitüsü.
Klee, P., (2006). Çağdaş Sanat Kuramı. (Çev: Mehmet Dündar) Ankara: Dost Kitabevi Yayınları.
Lunde, Paul, (2013). İşaretler, Semboller, Kodlar, Gizli Diller Şifreler. ISBN: 978-605-5813-18-5, İstanbul: NTV Yayınları.
Maden, Sait, (1985). Toplumsal Haberleşmede Görsel Bildirişim ve İletişim Sembolleri. Grafik Sanatı Dergisi, Yıl:1, Sayı:1, İstanbul: Mas
M. Yayınları.
Ögel, Bahaeddin, (1988). Türk Mitolojisi I. Ankara: Türk Tarih Kurum Yayınları.
Ögel, Bahaeddin, (2010). Türk Mitolojisi II. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları.
Pılıcı, Alıona, (2008). Tarihsel Süreçte Sembolden İkona: Logo. Sanatta Yeterlilik Tezi, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
Stiebner, Erhardt, Diether Urban, (1982). Zeichen Signets Emblems. München : Bruckmann, ISBN: 3765418609, Germany.
Şenat, İlhan, (1999). Yaratma Sürecinde Bir İfade Aracı Olarak Sembollerin Oluşumu Üzerine Bir İnceleme. Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Dokuz Eylül Ün. Eğitim Bilimleri Enstitüsü. İzmir.
Tanyol, T., (2000). Mağara Resimlerini Okumak. İstanbul: Sanat Dünyamız Yapı Kredi Yayınları.
Tepecik, Adnan, (1994). Grafik Tasarlama İlkelerine Dayalı Tasarım Yöntem ve Teknikleri. Yayınlanmamış Doktora Tezi, Gazi Ün. Sosyal
Bilimler Enstitüsü.
Uçar, T. Fikret, (2004). Görsel İletişim ve Grafik Tasarım. İstanbul: İnkılap Kitabevi Yayınları.
TDK, (2010). http://www.tdk.gov.tr
Yazar, Tarık, (2010). Ondokuz Mayıs Üniversitesi Atakum Kampüsü Bağlamında Görsel Bildirişim Simgelerinin Tasarım Ve Uygulama
Sorunlarına Genel Bir Bakış Ve Model Önerisi. Yayınlanmamış Sanatta Yeterlik Tezi, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü. Samsun.
Çoruhlu, Yaşar, (2010). Türk Mitolojisinin Ana Hatları. İstanbul: Kabalcı Yayınları.
https://ekstrembilgi.com/din/turklerin-samanizmden-islamiyete-gecisi-ve-yesevilik-1/ (10 Kasım 2018).
https://www.fotografturk.com/anadolu-medeniyetleri-muzesiankarahitit-gunes-kursu-p118199s3 (10 Kasım 2018).
http://thenaturalrecoveryplan.com/7168/ (11 Kasım 2018)
https://www.arkeolojikhaber.com/haber-prehistorik-magara-resimleri-sanat-mi-ayin-isareti-mi-iletisim-dili-mi-3795/ (10 Kasım 2018).
http://beyinsizler.net/misirda-bugune-kadarki-en-eski-hiyeroglif-bulundu/ (10 Kasım 2018).
http://arkeolojihaber.net/2016/12/27/arjantindeki-eller-magarasi-cizimleri-13-000-ila-9-000-yillari-arasina-ait/ (10 Kasım 2018).
https://lernu.net/tr/esperanto (10 Kasım 2018)
https://www.bilgiustam.com/piktogram-nedir-nerelerde-kullanilir/ (11 Kasım 2018)
http://www.kerimusta.com/piktogram-nedir/ (11 Kasım 2018)
http://www.spaksu.com/rio-2016-olimpik-ve-paralimpik-piktogramlari-ve-bir-surpriz/ (11 Kasım 2018)
https://www.nedir.com/arma (12 Kasım 2018)
- 567 -