Ozden Yilmaz
Ozden Yilmaz
Ozden Yilmaz
Özden YILMAZ
İstanbul
Haziran, 2019
T.C.
İSTANBUL SABAHATTİN ZAİM ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
EĞİTİM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
REHBERLİK VE PSİKOLOJİK DANIŞMANLIK BİLİM DALI
Özden YILMAZ
Tez Danışmanı
İstanbul
Haziran, 2019
i
ii
ÖNSÖZ
Tez çalışmamı hazırlarken değerli desteğini hiçbir zaman esirgemeyen tez danışmanın
Sayın Dr. Öğr. Üyesi Mustafa ÖZGENEL hocama teşekkürlerimi sunarım. Ayrıca tüm
hayatım boyunca, her koşulda yanımda olan, her attığım adımda beni yüreklendiren
sevgili anne ve babama çok teşekkür ederim.
Özden YILMAZ
İstanbul, 2019
iii
ÖZET
Özden YILMAZ
Yüksek Lisans, Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık
Tez Danışmanı: Dr. Öğr. Üyesi Mustafa ÖZGENEL
Haziran- 2019, 78 + XIII Sayfa
Bu çalışmanın amacı, farklı okul türlerinde görev yapan öğretmenlerin spiritüel iyi
oluş düzeyleri ile mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi incelemektir. Araştırmada
ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini İstanbul ilinde farklı okul
türlerinde görev yapan 390 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmada tabakalı örneklem
yöntemi kullanılmıştır. Okullar İlkokul, Ortaokul, İmam Hatip Ortaokulu, İmam Hatip
Lisesi, Fen-Anadolu Lisesi, Meslek Lisesi olarak belirlenmiştir. Bu okullardan
tesadüfi örneklem yöntemiyle 3’er okul seçilmiştir. Veriler, “Kişisel Bilgi Formu”
“Spiritüel İyi Oluş Ölçeği” ve “Oxford Mutluluk Ölçeği” yardımıyla toplanmıştır.
Bağımsız değişkenler cinsiyet, yaş, öğrenim durumu, kıdem yılı, çalışılan okul
türüdür. Öğretmenlere uygulanan ölçeklerden elde edilen veriler SPSS kullanılarak
istatistiksel sonuçlara çevrilmiştir. Veriler; Bağımsız Grup t Testi Tekniği, Tek Yönlü
Varyans Analizi Tekniği, Pearson Korelasyon ve Regresyon Analizi ile analiz
edilmiştir. Bulgulara göre, cinsiyet değişkeni ve spiritüel iyi oluş puanı arasında
anlamlı farklılık bulunmuştur. Kadın öğretmenlerde spiritüel iyi oluş düzeyi erkek
öğretmenlere göre anlamlı olarak daha yüksektir. Cinsiyet değişkenine göre mutluluk
düzeyleri arasında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Öğretmenlerin yaşlarına
göre spiritüel iyi oluş puanıyla spiritüel iyi oluş ölçeği alt boyutları arasında anlamlı
bir farklılık bulunmamaktadır. Ayrıca öğretmenlerin yaşları ile mutluluk düzeyleri
arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Öğretmenlerin öğrenim durumuna ve kıdemine
göre spiritüel iyi oluş ve mutluluk düzeyleri arasında anlamlı farklılık
bulunmamaktadır. Öğretmenlerin çalıştıkları okul türüne göre spiritüel iyi oluş toplam
puanı arasında anlamlı farklılık bulunmaktadır. İmam Hatip Liselerinde çalışan
iv
öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri en yüksektir. Öğretmenlerin çalıştıkları okul
türüne göre mutluluk düzeyleri arasında anlamlı fark bulunmaktadır. Fen-Anadolu
Lisesinde çalışan öğretmenlerin mutluluk düzeyi en yüksektir. Sonuç olarak spiritüel
iyi oluş toplam puanı ile mutluluk düzeyleri arasında zayıf düzeyde ve pozitif yönde
anlamlı ilişki bulunmuştur. Yordayıcı değişkenlerin mutluluk üzerindeki göreli önem
sırası ise iyi oluş toplam puanı, aşkınlık, doğayla uyum ve anomidir.
Anahtar Kelimeler: Spiritüel iyi oluş, Mutluluk, Spiritüel iyi oluş alt boyutları
v
ABSTRACT
The purpose of this study is eveluating the relationship between spiritual well being
and level of happiness at teachers from different kinds of schools. Relational screening
model was used at this study. Study population was consisted from 390 teachers who
are employees in Istanbul at different kinds of schools. Stratified sampling method was
used at this research. Kinds of schools were selected as primary schools, elemantary
schools, imam hatip elemantary schools, science – anatolian highschools, vocational
high schools and imam hatip highschools. Three schools from each kind of school,
were selected by random sampling method. Data was obtained via ‘Personal
information form’, ‘Spiritual Well-being Scale’ and ‘Oxford Happiness
Questionnaire’. Independent variables were gender, age, educational background,
years of seniority and kind of school . Data which was obtained via data collection
scales, was transformed to statistical results by statistical package for social sciences
(Spss 18). Data was analyzed by independent samples t-test, one-way analysis of
variance, Pearson correlation and regression analysis. As a result of this study, it was
found that there was statistically significant difference between genders and spiritual
well being total score. Spiritual well being score was significantly higher at female
teachers than male teachers. There was no statistically significant difference at level
of happiness between female and male teachers. There wasn’t any statistically
significant difference at spiritual well-being total score and dimensions of spiritual
well-being scale for different ages. Also there wasn’t any detected significant
difference at level of happiness for different ages. When it is compared to spiritual
well being and level of happiness with teachers’ educational background and their
seniority level; there was no statistically significant difference. There was statistically
vi
significant difference at spiritual well-being total score between different kinds of
schools. Spiritual well being level was detected highest among teachers who were
employee at imam hatip highschools. Level of happiness was found significantly
different between the kinds of schools. Level of happiness was detected highest at
science – anatolian highschools teachers. As a conclusion it was detected that there is
a weak but positive relationship between spiritual well being total score and level of
happiness. The significance rate of predictor variables on happiness, were well-being
total score, transcendence, harmony with nature, and anomie, respectively.
vii
İÇİNDEKİLER
ÖZET………………..………………………………………………………………iv
ABSTRACT ............................................................................................................... vi
İÇİNDEKİLER……………………………………………………………………viii
KISALTMALAR………………………………...………………………………..xiii
BİRİNCİ BÖLÜM...................................................................................................... 1
GİRİŞ ......................................................................................................................... 1
2.3. Spiritüel ve Spiritüel İyi Oluş Kavramı ile İlgili Yapılan Araştırmalar .............. 25
viii
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM .................................................................................................. 32
YÖNTEM .................................................................................................................. 32
BULGULAR ............................................................................................................. 37
4.1. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Düzeyleri İle Mutluluk Düzeyleri Hangi
Seviyededir? Alt Amaca İlişkin Bulgular……………………………………………37
4.2. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Düzeyleri İle Mutluluk Düzeyleri Cinsiyetlerine,
Yaşlarına, Öğrenim Durumlarına, Kıdemlerine ve Görev Yaptıkları Okul Türlerine
Göre Anlamlı Farklılık Göstermekte midir? Alt Amaca İlişkin Bulgular……………38
4.3. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Düzeyleri İle Mutluluk Düzeyleri Arasında
Anlamlı Bir İlişki Var mıdır? Alt Amaca İlişkin Bulgular…………………………..44
4.4. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Düzeyleri Mutluluklarını Yordamakta mıdır? Alt
Amaca İlişkin Bulgular……………………………………………………………...45
5.1.1. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Düzeyleri İle Mutluluk Düzeyleri Hangi
Seviyededir? Alt Amaca İlişkin Sonuç ve Tartışma…………………………………46
ix
Okul Türlerine Göre Anlamlı Farklılık Göstermekte midir? Alt Amaca İlişkin Sonuç
ve Tartışma…………………………………………………………………………..47
5.1.3. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Düzeyleri İle Mutluluk Düzeyleri Arasında
Anlamlı Bir İlişki Var mıdır? Alt Amaca İlişkin Sonuç ve Tartışma………………..55
KAYNAKÇA ............................................................................................................ 61
EKLER ...................................................................................................................... 72
ÖZGEÇMİŞ………………………………………………………………………..78
x
TABLOLAR LİSTESİ
Tablo 4.11. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının
Çalıştıkları Okul Türüne Göre İncelenmesi İçin Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi
Sonuçları…………………………………………………………………………….41
xi
Tablo 4.13. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının
Oxford Mutluluk Ölçeği Düzeylerine Göre İncelenmesi İçin Yapılan Pearson Çarpım
Moment Korelasyon Analizi Sonuçları ...................................................................... 44
Tablo 4.14. Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının Oxford Mutluluk
Ölçeği Düzeylerine Göre İncelenmesi İçin Yapılan Çoklu Regresyon Analizi
Sonuçları .................................................................................................................... 45
xii
KISALTMALAR
xiii
BİRİNCİ BÖLÜM
GİRİŞ
1950’li yıllardan itibaren sosyal bilimler maneviyat unsurunu alternatif bir çözüm yolu
olarak kendine konu edinmiştir. Bunun nedeni de modern bilimin insanın tüm
sorunlarına çözüm getiremediği gerçeğidir (Erdem ve Kesgin, 2017: 125).
İnsan birbirleriyle bağlantılı olan fiziksel, zihinsel, duygusal, sosyal ve aynı zamanda
spiritüel boyuta sahip bir varlıktır. İnsanın fiziksel, sosyal ihtiyaçları olduğu gibi
yaşamın anlam kazanması, güven, umut, sevgi gibi spiritüel ihtiyaçları da vardır. Bu
ihtiyaçların yokluğunda kişi manevi boşluğa düşer. Bu da insanın tüm boyutlarını
olumsuz etkiler (Çınar ve Aslan, 2017: 38).
İnsanın sahip olduğu manevi ihtiyaçlar diğer fiziksel ihtiyaçlarına göre soyut ve
anlaşılması güçtür. Kişinin mutluluğu için insanın manevi yönünü de içeren çok yönlü
1
yapısı korunarak değerlendirilmelidir. İnsanın manevi iyi olma hali fiziki organlarının
iyi olma hali kadar önemlidir. İnsanın tam olarak sağlıklı sayılması beden, beyin ve
ruh arasındaki uyuma bağlıdır (Kavas, 2014: 905-907).
Emirza (2018: 97) şiddet mağduru kadınlar ile ilgili yaptığı çalışmasında spiritüel yani
manevi inançları diğerlerine göre yoğun yaşayan kadınların ruhsal hastalık
belirtilerinde azalma olduğunu ortaya koymuştur. Dedeli ve Karadeniz (2009: 52-53)
çalışmalarında kanser hastası kişilerin yaşadıkları ağrıların giderilmesinde spiritüel
desteğin önemli ve pozitif yönde etkili olduğunu belirtmişlerdir.
İnsanın tüm boyutları ile bütüncül bir şekilde ele alınması Maslow’un ihtiyaçlar
hiyerarşisinde manevi değerleri en üst noktaya koyması ile gündeme gelmiştir. Sahip
olunan maddi zenginliklerin insanların yaşadıkları acıları gidermede yetersiz kalması,
sosyal ve kültürel sorunların çözümünü bulma, huzurlu yaşama isteği gibi faktörler
spiritüaliteye ilginin artmasına neden olmuştur (Çınar ve Aslan, 2017: 39).
Maslow insanın belli bir hiyerarşik sıra izleyen çeşitli ihtiyaçlar kümesine sahip
olduğunu belirtmiştir. Bu ihtiyaçlar en alttan en üste doğru; fizyolojik ihtiyaçlar,
güvenlik ihtiyacı, sevgi ve ait olma ihtiyacı, saygınlık ihtiyacı, kendini gerçekleştirme
ihtiyacı şeklinde sıralanır. En üst basamakta yer alan kendini gerçekleştirme
ihtiyacının temelinde ise insanın anlama, anlamlandırma ihtiyacı yatar. İnsanın
anlamlandırma sürecinde umut, sevgi ve iyimserlik faktörleri rol oynar (Kızılırmak,
2015: 11-13). Umut ve iyimserlik insanın kendini ve hayatı anlamlandırmasına
yarayan ve bu sayede mutluluğa ulaştıran duygulardır. Hayata, geleceğe karşı umutla
2
bakmak insanı ayakta tutar. İyimserlik insanın yaşadığı olumsuz durumlardan ders
alarak hayata tutunmasını sağlar (Sayar, 2011: 19-21). İnsanın doğuştan getirdiği
spiritüel ihtiyaçları gideren kavramlar umut, iyimserlik ve anlam duygusudur.
İnsanlık var olduğundan beri manevi değerler bütünü spiritüeliteye ilgi ve ihtiyaç her
toplumda her çağda görülmüştür. İnsanların spiritüeliteye verdikleri önem kişiden
kişiye göre değişebilmekle birlikte, manevi değerleri hayatlarının merkezine koyan
insanlar yaşadıkları sorun ve sıkıntıları kolay atlatmaktadırlar (Kardaş, 2017: 6-7).
İnsanın hayatına güven, sevgi, umut gibi pozitif duygular ile anlam katan spiritüellik
kavramının bu araştırmada mutluluk ile ortak paydada buluşabileceği, birlikte ele
alınabileceği ve mutluluğa katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
3
Mutluluk geçmişten günümüze tüm insanların ulaşma arzusunda olduğu ve yaşam
ideali olarak aldığı bir kavramdır. Mutluluğun bilimsel bir zeminde incelenmeye
başlanmasının tarihi çok eski değildir. Pozitif psikoloji akımı ile birlikte mutluluk
kavramı bilimsel bir platformda incelenmeye başlanmıştır (Türkdoğan, 2010: 1-2).
Literatürde spiritüel iyi oluş ve mutluluk ile ilgili ayrı ayrı çeşitli araştırmalar
bulunmaktadır. Örneğin; yaşlılardaki bilgelik ve psikolojik iyi oluş ile spiritüel iyi oluş
(Borhan, 2017), sanal kimlik ve spiritüel iyi oluş ile narsistlik eğilimleri (Kardaş,
2017), yalnızlık ve ölüm algısı ile spiritüel iyi oluş (Erdoğan, 2019) ve psikolojik
istismar profillerini spiritüel iyi oluş açısından inceleyen (Keçeci, 2018) gibi. Ayrıca
mutluluk kavramı ile ilgili olarak da yaratıcılık ile mutluluk (Bilgin, 2017), iş tatmini
ile mutluluk (Kara, 2010), yaşam kalitesi ile mutluluk (Çakıroğlu, 2007), psikolojik
yardım almaya isteklilik ile mutluluk (Çolak, 2018), aile desteği ile mutluluk (Şahin,
2018) arasındaki ilişkiyi ele alan çalışmalara rastlanmaktadır. Yapılan literatür
taramasında Türkiye’de öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri ile mutluluk
düzeyleri arasındaki ilişkiyi tespit etmeye yönelik bir araştırmaya rastlanmamıştır. Bu
nedenle araştırmanın problem cümlesi, “Farklı okul türlerinde görev yapan
öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri ile mutlulukları arasında ilişki var mıdır?”
şeklinde belirlenmiştir.
4
Ebelerde spiritüel bakım yetkinliğinin incelenmesi (Kabakcı, 2019), hemşirelerin
spiritüalite ve spiritüel bakım algıları ile iş doyumları arasındaki ilişkinin incelenmesi
(Uygur, 2016), spiritüel liderliğin performans üstündeki etkisinin incelenmesi
(Narcıkara, 2017) bu çalışmalara örnektir. Türkiye’de eğitim alanında ve eğitimin
lokomotifi olan öğretmenler özelinde spiritüel iyi oluş ile mutluluğu beraber ele alan
bir çalışma olmaması, araştırmanın önemini ortaya koymaktadır ve alınyazına katkı
sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu araştırmanın amacı, farklı okul türlerinde görev yapan öğretmenlerin spiritüel iyi
oluş düzeyleri ile mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemektir. Bu temel amaç
doğrultusunda aşağıdaki alt amaç sorularına yanıt aranmıştır.
1.4. Varsayımlar
1.5. Sınırlılıklar
5
3.Araştırma, kullanılan ölçme araçlarının geçerliği ve güvenirliği ile sınırlıdır.
1.6. Tanımlar
Spiritüel İyi Oluş: Opatz’a (1986) göre insanın var oluşundaki anlam ve amaçları
aramaya dair isteklilik, her şeyi sorgulama, rahatlıkla açıklanıp anlaşılamayacak soyut
şeyleri idrak etmesidir (Akt., Kardaş, 2017: 11).
6
İKİNCİ BÖLÜM
Spiritüellik Como’ya (2007) göre, hayatın anlamının araştırıldığı, kutsal bir olgudur.
Murray ve Zentner (1989) için spiritüellik; sevgi saygı, tanrıya ya da başka bir üst güce
boyun eğme, hayatın anlamını, hayatın amacını araştıran, dine duyulan bağlılığın
ötesinde bir yaşam biçimidir. Surbone ve Baider’e (2010) göre spiritüelite yaratıcı,
evrensel ruh, hayata anlam veren ilahi güç olarak ifade edilmiştir (Akt., Baykal, 2018:
13).
Maneviyat insanın içindeki potansiyel olarak duran pozitif duygularını fark etmesini
sağlayarak hayata bağlılığı arttıran bir unsurdur.
7
egosundan daha yüksek bir varlığın yönlendirmesi altında yaşamak olarak ifade
edilebilir. Bireyin içsel süreçlerini öncelleyen tanım örneklerinde Harlos’un (2000)
maneviyatı kişinin en yüksek değere doğru kendini aşma mücadelesi olarak, Schimidt-
Wilk ve diğerleri (2000) için maneviyat kişinin içsel olarak kendinin farkında olması
şeklinde aktarılmıştır (Akt., Örgev ve Günalan, 2011: 53-54).
Ergeshov’e (2011) göre maneviyat genetik temelli bir kavramdır. İnsan beyni
maneviyat ile ilgili nitelikleri gerekli durumlarda kullanmak üzere toplar. Bu insanın
olumsuz durumları güçlü manevi yapısı ile karşılamasını ve atlatmasını sağlar. Hamer
(2005) maneviyatın genetik temeline ilişkin araştırmasında maneviyatın WMAT2
geniyle bağlantılı olduğunu söylemiştir. Hamer dindarlıktan bağımsız bir kendini aşma
durumundan bahseder. Kendini aşkınlık kişinin kendinin ötesine geçerek var olan
bütünün bir parçası olduğunun idrakine varmasıdır. Kendini aşabilme gücünün
kültürler arası bir yetenek olduğunu, bazı kültürlerdeki insanların bu maneviyata
sahipken bazıları buna duyarlı olmayabileceğini ifade etmiştir (Akt., Kızılırmak, 2015:
36).
8
vermek için laik bir açıklama olarak ortaya çıkmıştır ve sorulara cevap vermek için
üstün bir güç kavramına ihtiyaç duymamaktadır (Akt., Yılmaz, 2010: 62).
Sülü (2006: 18-22) spiritüelliğin insan hayatındaki gelişim dönemlerine yer vermiştir.
Bebeklik döneminde karşılanması gereken manevi ihtiyaçlar vardır. Bunlar sevgi ve
güven duygusudur. Bu dönemde bebeklerde doğru-yanlış kavramı olmadığı için bu
ihtiyaçlar davranışlarını etkilemez. Çocukluk döneminde ebeveynlerini taklit eden
çocuklar anlamını bilmese de çeşitli dinsel ya da spiritüel aktivitelerde bulunabilirler
(dua etmek vb). Çocukluk döneminde aile içinde yaşanan ölüm, hastalık gibi çeşitli
olumsuzlukları fark ederler ama manevi sıkıntılarını ifade etmekte zorlanırlar.
Ergenlik döneminde manevi sıkıntılarının farkına varan ve bunu rahat ifade eden
gençler aileden aldıkları spiritüel inançları sorgulamaya başlayabilirler. Yetişkinlik
döneminde kendi maneviyatının farkına varan birey bu maneviyatı sayesinde pek çok
olumsuzluktan korunmuş olur.
Spiritüel iyilik hali yaşamın dayandığı anlam ve amacı arama, kendinden daha büyük
bir gücü fark etme durumudur. Spiritüel iyiliğe ulaşan birey yaşam doyumu yüksek ve
kendini tamamlamış olan kişidir (Korkut Owen ve Owen, 2012: 28). Scott ve Agretsti
(1998: 1) manevi iyi oluşun dinsel iyilik ve varoluşsal iyilik olarak iki boyutlu bir
kavram olduğundan bahseder. Dinsel iyilik kişinin Tanrı ya da üstün güç ile ilişki
içerisinde olması ve manevi yaşamındaki doyumdur. Varoluşsal iyilik kişinin
9
kendisiyle, çevresiyle olan ilişkisi ile ilgilidir ve kişinin hayattaki anlam arayışı ve bu
anlama göre hayatını düzenlemesidir. Manevi iyi oluş kişinin kendisiyle, çevresiyle ve
üstün güçle kurduğu ilişkideki memnuniyeti ve manevi gelişimi hakkında bilgi verir.
Ekşi ve Kardaş (2017) geliştirdikleri spiritüel iyi oluş ölçeğinde, spiritüel iyi oluşun
doğayla uyum, aşkınlık ve anomi alt boyutlarından oluştuğunu belirtmişlerdir.
İnsan doğayla iç içe ve doğayla birlikte var olan bir varlıktır. Yapısı gereği doğanın
rahatlatıcı, enerji verici yönlerinden yararlanır (Sav, 2017: 13-14). İlkçağlardan
itibaren insan doğaya ihtiyaç duyar ve kendini doğa ile bütünleştirmiştir. İnsanı ve
ihtiyaçlarını merkeze alan 17. yy. düşünsel yapısı nedeniyle insan doğa ile
bütünleşmesini unutarak doğanın efendisi olma yolunu seçmiş ve kendini doğadan
kopartmıştır (Gül, 2013: 18). İnsanın doğadan uzaklaşması kendini güvensiz,
dayanaksız hissetmesine ve varoluşuna anlam yüklemekte zorlanmasına neden
olmaktadır. Geleneksel bakış açısında aşkınlık insanın kendinden güçlü olan yüce bir
varlığa boyun eğmesi anlamına gelmektedir (Acar, 2016: 94). Dönmezer (1994) için
anomi, toplumsal kuralların insanların davranışlarını yönlendirme, kontrol etme
güçlerinin ortadan kalkması, kişilerin nasıl davranacakları konusunda kararsız
kalmaları anlamına gelmektedir (Akt., Ekmekci, 2004: 23). Giner (1976) anomi
kaynaklı toplumsal değerlerde yaşanan bozulmanın toplumdaki bireylerde psikolojik
sorunlara ve antisosyal davranışlara neden olduğunu belirtir (Akt., Atılgan, 2010: 9).
Anomi bireyin dahil olduğu toplumun normlarında meydana gelen değişiklikler
neticesinde sıkıntı yaşamasına, kendini toplum içinde konumlandırmada
zorlanmasına, değişen ya da yenilenen toplumsal kurallar, değerler sonrasında nasıl
hareket edeceğini bilememesine ve kendini toplumdan uzaklaştırmasına ve mutsuz
olmasına neden olan olumsuz bir kavramdır. Doğayla uyum, aşkınlık ve anomi
10
kavramları, tanımlarından hareketle spiritüel kavramı ile doğrudan ilişkili oldukları
söylenebilir.
Spiritüellik, maneviyat ya da tinsellik insanın tüm yaşamı içerisinde etkili olan bir
kavramdır. İnsanın hayattaki amacını, hayat yolunu bulmasında etkili olan, insanı
doğaya yaklaştırarak evrendeki bütünlüğün bir parçası olduğunu fark ettiren, yaşadığı
sıkıntılarda, gücünün yetmediği durumlarda adını Tanrı, enerji, doğa, karma …vb. ne
koyarsak koyalım kendinden üst bir güce teslim olması ve güvenmesi demektir.
Spiritüellik içerisinde barındırdığı umut etme, anlam arayışında mücadele etme,
değiştirmeye gücünün yetmediği şeylerde ise kendinden üst bir güce teslim olma bakış
açılarından dolayı insanı pozitif duygu durumuna yönlendirir.
İnsanın hayat hakkındaki sorularına cevap bulan din olgusu, yaşadığı problemleri
değiştirmeye gücünün yetmediği durumlarda bir çıkış noktası olmaktadır. Dini yaşayış
şekli kişiden kişiye değişmektedir. Dini ritüeller, dini düşünce yapısı, yaratıcı
tasavvuru kişiye özel durumlar olsa da kişiye hissettirdikleri benzer duygulardır.
Maneviyat kelimesi tarihte genellikle din ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Ancak
son yüzyılda iki kavram arasında bir ayrışma olduğu da ifade edilmeye başlanmıştır.
Maneviyatın bireysel alandaki deneyimleri ifade ederken dinin ritüelleri,
sistematikliği, kurumları nedeniyle daha kurumsal olduğu düşünülmüştür. Buna göre
maneviyat ve din olgusu birbirinden bağımsız olarak değerlendirilebilir. Hill ve
Pargement (2003) çalışmalarında bu ayrımın çok doğru olmadığını çünkü tüm manevi
deneyimlerin organize inanç deneyimi olan dinlerden doğduğunu ayrıca bu ayrımın
kavram kargaşasına neden olacağını ifade etmişlerdir (Akt., Ekşi ve Kaya, 2016: 15).
11
Araştırmacılar maneviyat konusu hakkında çalıştıklarında ortaya din konusu da
çıkmaktadır. Ancak din ve maneviyat farklı kavramlardır. Dinin insanın manevi
arayışının bir ateşidir ve her iki kavramın ortak özelliklerinin olması onları aynı
yapmaz. İnsanların manevi arayışlarının sonucunda ortaya çıkan din olgusu dogmatik
ve çoğunlukla katı bir yapıdır. Maneviyat ise maddi bir yapıdan uzak; görme, duyma,
işitme, dokunma, tat alma olarak beş duyu organıyla açıklanamayan, duygularla
deneyimlenen, ruhla ilgili bir özdür. Maneviyat insanlara mutluluk, neşe, barış gibi
pozitif ya da nefret, öfke gibi negatif deneyimler sunar (Lowder, 2006: 5-6).
Spiritüellik dini yapılar içinde yer alabildiği gibi yer almayabilir. Spiritüellik dinden
daha geniş bir yelpazeyi etkileyen, daha bireysel ve dini bir alt boyut olarak içine alan
şekilde düşünülmelidir. Anderson and Worthen‘e (1997) göre din kurallar, davranış
kalıpları, yazılar, ritüeller ile spiritüelliği belli bir forma sokmaktadır (Akt., Hiçdurmaz
ve Öz, 2013: 50-51).
Fry’a (2003) göre spiritüellik kişiye mutluluk sağlayan, affeden, şükran duyan, uyum
gösteren insan ruhunun olumlu özelliklerini içeren, din için bir gerekliliktir.
Spiritüellik olmadan din olmazken din olmadan spiritüellik olabilmektedir. Spiritüellik
insanın hayatına anlam verme amacını gerçekleştirirken dine ihtiyaç duymayabilir.
Din ile spiritüelliğin ortak noktası sevgi ve fedakârlıktır (Akt., Baykal, 2018: 13).
Maneviyatın ibadet etme, dua etme gibi yönleri gözlenebilir ve ölçülebilir ancak
yaşantı yönünün ölçme imkânı yoktur. Bu nedenle herhangi bir dinsel temelde olsun
ya da olmasın kişilerde spiritüel (tinsel) bir yön bulunmaktadır. Tinsellik kilise,
12
sinagog gibi herhangi bir mekân kısıtlaması olmadan, belirli kalıplarda değil insanın
tüm günlük hayatında yer alır (Tuncay, 2007: 18).
2.2. Mutluluk
Tarihi çok eskiye dayanan mutluluk kavramının herkes için genel geçer bir tanımını
yapmak oldukça güçtür. Genel olarak mutluluk bir his ve bu his esnasındaki durumdur.
Kişinin yaşamına karşı duyduğu memnuniyet, özne iyilik durumu mutluluk yerine
kullanılabilmektedir. Kişiler hayat kalitesini olumlu değerlendirdikleri ölçüde
mutludurlar. Mutluluk tarih boyunca çeşitli açılardan araştırılmıştır. Beynin hangi
alanlarının mutluluk ile ilgisi olduğu, hangi hormonların mutluluk ile bağlantılı olduğu
ve bunların azaldığı durumların yakalanılan hastalıklarla ilişkisi araştırılmıştır (Bülbül
ve Giray, 2011: 114).
Mutluluk kavramı insan psikolojisi ve fizyolojisi ile ilgili bir durumdur. Beynin
serotonin hormonunu salgılaması fizyolojik bir olayken, kişinin fizyolojisine serotonin
hormonu salgılatacak etkiler psikolojiktir. Kişinin mutlu olabilmesi için beynin
13
serotonin hormonu salgılamasını gerektirecek koşulların oluşması gerekir. Bu
koşullar kişinin kendini rahat ve güvende hissetmesi, alışık olduğu düzeni sürdürmesi,
mutluluk ile bağdaştırdığı ihtiyaçlarının giderilmesi gibi etkenlerdir. Kişinin mutlu
olması, mutluluğunun tekrarlanması ve kalıcı hale gelmesi süreçleri vardır (Baysal ve
Aka, 2013: 87).
Mutluluk kavramı genel olarak hayata karşı duyulan memnuniyet şeklinde düşünülse
de tarih boyunca filozoflar ve bilim insanları tarafından çeşitli şekillerde
tanımlanmıştır.
Felsefe tarihinde Demokritos’a kadar genel olarak doğa sorunları ile ilgilenilmiş, insan
ile ilgili problemler dolayısıyla da mutluluk kavramı üzerine çalışılmamıştı. Bu
nedenle mutluluk kavramı incelenirken Demokritos başlangıç kabul edilebilir.
Mutluluğu ruhun dinginliği ve insan eylemlerinin son amacı olarak tanımlayan
Demokritos buna da “euthymia” yani ruhun iyi durumda olması demiştir. Bu
14
tanımlamasıyla felsefe tarihinde mutçuluğun kurucusu sayılmaktadır. İnsan haz ve acı
duygularıyla yararına olan ve yararına olmayanı ayırt etmelidir. Göreli iyi olanlar ile
mutlak iyi olanları birbirinden ayırmalıdır. Göreli iyi olanlar duyusal sevinçler, şeref,
güzellikdir. Mutlak iyiler ise ruhun iyi durumu euthymiadır. Ruhun dinginliğine ulaşan
iyi olanı yapar, kötü olanı yapmaz. Bütün kötü davranışların nedeni iyinin ne
olduğunun bilinmemesidir. Tutkulardan uzaklaşarak ruh dinginliğine ve bilgeliğe
ulaşılır (Gökberk, 2011: 37-38) Demokritos için hazza ulaşmak ve acıdan kaçmak
insanın temel amacıdır. İnsan için yararlı olanlar haz verirken yararsız olanlar acı verir.
Ruh daima haz yani mutluluk peşindedir. Aşırı olmayan, aklın sağladığı düzende ve
uyumda olan ölçülü haz insanı mutluluğa götürür. Duyusal hazlar göreceli olarak
iyiyken duyuüstü hazlar mutlak iyidir. İnsan mutlu olmak için mutlak iyiyi seçmelidir
(Turan, 2015: 250-253).
Sokrates’in mutluluk anlayışında önemli iki temel vardır. Bunlar erdemin bilgi olduğu
ve kimsenin bilerek kötülükte bulunmayacağıdır. Sokrates insanı mutluluktan alıkoyan
şeyin erdemsizlik yani bilgisizlik olduğunu ifade eder. Kimse bilerek ve isteyerek
mutsuzluğu tercih etmez çünkü insan doğası gereği iyiyi isteme eğilimindedir. Kötü
bir şey yapıyorsa bu bilgisizliğinden kaynaklanır (Odabaş, 2019: 100-101).
15
odaklanması ruhunu yorar bu da insanı mutluluktan uzaklaştırır. Sokrates bedensel
ihtiyaçları tümüyle reddetmez. Temel bedensel ihtiyaçların karşılanması gereklidir
ancak zevk ve tutkulara karşı ölçüyü kaybedilmemelidir (Kahveci, 2015: 98-100).
Platon’a göre bütün insanların amacı mutluluğa ulaşmaktır. Mutluluğa ulaşmanın yolu
da erdemdir. Platon dört ana erdemden bahsetmektedir. Bilgelik, erdemlerin en
yücesine ulaşmaktır. Bilge kişi aklını kullanan olgun, ölçülü kişidir. Cesaret, iyinin ve
kötünün ne olduğunun bilinmesi ve akıl ile seçilmesidir. Ölçülülük, insanın bedensel
zevklerden sıyrılması, bu zevkleri ciddiye almaması ve aklın kullanmasıdır. Adalet,
ruhun tüm bölümlerinin düzen ve uyum içinde olmasıdır. Platon’a göre ruh her şeyin
en doğrusunun olduğu idealar evreninde iyinin bilgisini görmüştür ve dünyaya
geldiğinde bunu hatırlar. Platon için idealar evrenine ait erdemler tam, maddi yani
geçici dünyaya ait erdemler ise sıradandır (Durak, 1995: 26-30).
Aristoteles tüm eski çağ filozofları içinde mutluluk kavramını sistematik olarak
inceleyen ilk filozoftur. Mutluluk ile ilgili düşünceleri kendinden önce söylenenleri
desteklemekte ve onların eksik bıraktığı noktaları tamamlamaktadır.
Aristoteles’e göre mutluluk bir etkinliktir ve hayatın bütünü kapsar. Ruhun en yüksek
üstünlüğe göre yani asla değişmeyen, ebedi doğruluğu arayan bilgeliğe göre
gerçekleştirdiği eylemler mutluluktur. Eylemde bulunmayan bilgeden ve sonuç olarak
ulaştığı bir mutluluktan bahsedilemez. Bilgelik ölçülü davranan, adil olan ve bilinçli
şekilde, en iyiye uygun eylemde bulunan kişidir (Omay, 2004: 51-53).
16
Aristoteles mutluluğu aktivite, erdem ve ruh bileşeninde ele almıştır. Aristoteles’e
göre ruh canlılık anlamındadır bu canlılık da bir hayvanın, bitkinin ya da çocuğun
canlılığı değil hayatını mutluluk ile idame ettiren belli bir yaş üstündeki insanın
canlılığıdır. Mutluluk ruhun erdemli aktivitesidir (Odabaş, 2013: 15-19).
Aristoteles için mutluluk her şeyin en iyisi, her şeyin ona ulaşmak için yapıldığı, araç
değil her şeyin son amacı olan insan yaşamının yegâne ereğidir. İnsanın ona özgü olan
diğer canlılarda bulunmayan en önemli özelliği akıl sahibi olmasıdır en önemli eylemi
de aklını kullanarak eylemde bulunmasıdır. Bu şekilde mantıklı ve tutarlı eylemleri
onu mutluluğa ulaştıracaktır. Tesadüfi eylemler insanı mutluluğa ulaştırmamaktadır.
İnsanı mutluluğa götüren eylemler iyidir ve erdem olarak adlandırılır. İnsanın erdemli
davranabilmesi için erdemli bir yönetici tarafından yönetilen bir devlette yaşaması
gerekir. Erdemli yöneticiler de sadece filozoflar olabilir. Aklını en iyi şekilde
kullanarak hareket eden kişiler sadece filozoflardır ve bu kişiler Tanrının en sevdiği
kişilerdir. Bu düşünceleri ile Aristo mutluluğa sadece filozofların ulaşacağını ifade
etmiştir ve mutluluğu belli bir kesim ile sınırlandırmıştır (Tuncer, 2006: 150-153).
17
doğal ne de zorunlu olanlar ise şan, şöhret vb. dir. İnsanın mutlu olabilmesi için doğal
ve zorunlu olan gereksinimleri karşılaması yeterlidir (Aydın, 2015: 31-32).
Thomas Aquinas Ortaçağ felsefesinde ahlak çalışmaları ile belirleyici olmuş ve halen
Katolik kilisesinin resmi görüşünü oluşturan önemli düşünürlerdendir. Aquinas
insanın en yüce yetkinliği olan mutluluğu eksik ve tam mutluluk olarak ikiye ayırır.
Eksik mutluluk bu dünyada elde edilir, insanın düşünce eyleminden oluşan tutkularını
düzenleyen ameli aklın eyleminden meydana gelir. Tam mutluluk ise öte dünyada
Tanrı’nın görülmesidir. Bu dünyadaki eksik mutluluk için ruhsal, bedensel, dışsal
iyiliklere ihtiyaç varken Tanrı’nın görülmesi olarak ifade edilen tam mutluluk için
dışsal iyiliklere ihtiyaç yoktur (İskenderoğlu, 2005: 118). Thomas Aquinas’a göre
18
Tanrı iradesine, akla, özgürlüğe uygun olan eylemler iyidir. Erdem insanın iyiyi
gerçekleştirme potansiyelidir. Yiğitlik, ölçülülük, bilgelik, adalet, inanç, sevgi de
Aquinas için temel erdemlerdir (Aydın, 2015: 63-64)
Descartes’da geçici ve temelli ahlak olmak üzere iki anlayış vardır. Üstün iyinin
bilgisine sahip olan bilgeliğe ve mutluluğa ulaşmak için temelli ahlaka ulaşmak
gerekir. Geçici ahlak, temelli ahlaka ulaşırken bize hayatımızı ve zihnimizi
düzenlemede yardımcı olan kurallardır. Bu kurallar; inancımızı korumak ve içinde
olduğumuz toplumun yasalarına uymak, aldığımız kararlarda sabır göstermek ve sebat
etmek, elde edemeyeceğimiz şeylerden vazgeçmek, aklın önderliğinden ayrılmamak
şeklinde ifade edilebilir. Descartes felsefesinde mutluluğu aklın yolundan
ayrılmayarak elde edebiliriz (Güneş, 2008: 11-13).
Aktaş (2018: 108-110) çalışmasında John Locke’a göre haz ve acının mutluluk ve
mutsuzluğun kaynağı olduğunu belirtir. Mutluluk tüm insanlar tarafından arzulanır.
Ancak her insanın mutluluğu özneldir ve mutluluğunun kaynağı bakış açısına göre
farklılık gösterir. Bu nedenle mutluluğun insana en çok haz veren ve yokluğunda ise
acı veren şey olduğunu ifade eder. İnsan yaptığı eylemlerin Tanrı tarafından
ödüllendirilip cezalandırılacağı düşüncesine sahip olursa arzularının doyumunu
erteleyebilir ve öbür dünyadaki mutluluğu da elde eder.
19
inanır. Çünkü dünyada insanların bireyselliği hakimdir ve herkes kendine göre farklı
şeylerde mutluluğu arar. İnsan ruhu ölümsüzdür ve bu sayede bu dünyada Tanrı’nın
koyduğu kurallara göre yaşarsa öbür dünyada sonsuz mutluluğu yaşayacaktır. Bu
dünyadaki mutluluk geçicidir. Locke bireysel değil herkesin mutluluğu ile ilgilenir
bundan dolayı Yeniçağ görüşünü özetler. Yaşamın amacı mutluluktur buna da ahlaki
bir yaşamla ulaşılabileceğini ifade eder (Cihan, 2004: 111-113).
18. Yüzyılın ünlü düşünürü Immanuel Kant için erdemler iyi sonuçlar meydana getirir
ama erdemleri değerli yapan doğurduğu sonuçlar değil insana verdiği iç doygunluktur
ve mutluluğun dayanağının da bu olduğunu ifade eder. Kant’a göre insan mutluluğa
ulaşmaya çalışsada hiçbir zaman tam olarak mutluluk olarak ne isteyeceğini ve
kendisini tam olarak neyin mutlu edeceğini bilemez. Zenginlik isterse sonucunda
kıskançlıklar ve tuzaklarla karşılaşabilir. Uzun bir ömür istese sefalet içinde uzun bir
hayat yaşayabilir. Mutluluk kişisel bir şeydir ve insandan insana değişebilmektedir
(Fazla, 2010: 19-22). Kant için evrensel ahlak yasaları koşulsuz, evrensel ve akla
dayalı olmalıdır. Kant buna ödev ahlakı demiştir ve kendinden önceki düşünürlerin
bireysel mutlulukçu ahlak anlayışının tam karşısına konumlandırmıştır. Onun için
ödev saf aklın oluşturduğu ahlak yasasının irade üzerindeki meydana getirdiği
yükümlülüktür. İnsan, aklın ona sunduğu ödevi ile istek arzularının dayandığı
mutluluk arasında çatışma yaşar ve bu çatışma sonrasında bir ortak nokta bulunmalıdır.
Bu da aklın önderliğinde olur. Ödev ahlakına göre bir eylemin ahlaki olup olmaması
sonuçlardan ziyade ödev bilincine uygun olma durumuyla, akılla ölçülmelidir
(Tuzcuoğlu, 2008: 128-131).
Ünlü İngiliz filozof ve siyasetçi John Stuart Mill kendinden önceki düşünürlerden olan
Bentham’ın felsefesinden fazlaca etkilenmiştir (Ak, 2015: 41). John Stuart Mill ahlak
felsefesinde faydacılık teorisinin önemli temsilcilerindendir. Mill hazları entelektüel
uğraşlardan meydana gelen gerçek mutluluğun kaynağı yüksek hazlar yani erdemler
ve bedensel zevklerden kaynaklanan alçak hazlar olmak üzere ikiye ayırır (Aydın,
2018: 54-56). Mill için insanların tüm eylemlerinin tek amacı acıdan kurtulup
mutluluğa ulaşmaktır. Bu düşüncesi Antik Çağ felsefesi mutluluk düşüncesi ile
örtüşmektedir. Düşünsel duyguları tecrübe etmiş bir kişi duyusal hazları bu duygularla
değiştirmek istemez. Düşünsel hazları bilen bir kişi bedensel hazlardan üstün
olduklarını söyleyecektir. Bu insanların mutlu olmaları düşünsel hazları tanımamış
insanlara göre daha zordur (Akarsu, 2009: 172-173). Mill, mutluluğu sadece bireylerin
20
mutluluğu değil toplumun mutluluğu olarak da ele almıştır. Toplumun mutluluğu
bireylerin mutluluğu için faydalıdır. Bundan dolayı insanlar toplumun mutluluğunu
isterler. Toplumun mutluluğunun gerçekleşmesi için bireylerin kendi mutluluklarını
düşünürken toplumun mutluluğunu da düşünmeleri gerekir. Eylemlerimizin
sonuçlarını uzun vadede görebilmek toplumsal mutluluk için gereklidir. Çünkü bazı
eylemler kısa vadede mutluluk getirse de uzun vadede bireye ve topluma mutsuzluk
getirebilir. Toplumda tüm insanların eşit olarak sayılması ve toplumdaki herkesin
mutluluğunun önemsenmesi toplum mutluluğu için şarttır. Mill için toplumun
mutluluğunun bireyin mutluluğundan bir adım önde olduğunu söyleyebiliriz (Aydın,
2013: 155-157).
Felsefe tarihinde oldukça geniş bir yer tutan mutluluk kavramının psikoloji tarihinde
incelenmeye değer görülmesi çok eskiye dayanmamaktadır. Mutluluk kavramı, pozitif
psikolojinin kurulması ve bu alanda çalışmaların yapılmaya başlanması ile
psikolojinin ilgi alanına girmiştir. Pozitif psikolojinin, psikoloji biliminin insanın
sadece olumsuz yaşantıları ile ilgilenmesinin yetersiz olduğunu insanın olumlu, güçlü
yönlerinin incelenmesi, bu yönlerin ortaya çıkarılması ve günlendirilmesi ile insan
hayatının anlam kazanması gerektiğini belirten düşünceleri, araştırmacıları bu alanda
çalışmaya itmiştir.
TÜİK’in 2017 yılında yaptığı yaşam doyumu araştırmasına göre ülkemizde 2016
yılındaki mutluluk oranı %61,3 iken 2017 yılında bu oran %58’e düşmüştür. Ayrıca
kendini mutsuz olarak niteleyen insanların oranı %10,4’ten %11,1’e yükselmiştir.
Kendini mutsuz hisseden insan sayısının artışı pozitif psikolojinin araştırma konusu
mutluluğun taşıdığı önemi göstermektedir.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında savaşın insanlar üzerinde yarattığı olumsuz etkileri
ortadan kaldırmak amacıyla klinik psikolojiye duyulan ihtiyaç artmıştır ve
insanlardaki zihinsel rahatsızlıkların iyileştirilmesi temel hedef olmuştur. Bu nedenle
de insanların yaşamına anlam katmaları, yeteneklerinin farkına varmaları gibi konular
ihmal edilmiştir. Amerikan Psikoloji Derneği Başkanı Martin Seligman’ın bu
eksiklikleri gidermek için çalışmalara başlaması alandaki diğer uzmanlarında deneysel
çalışmalar yapmalarına neden olmuştur ve pozitif psikoloji doğmuştur. Seligman’dan
önce 1960’lı yıllarda Maslow’un da pozitif psikoloji ile ilgili çalıştığı söylenebilir
21
ancak deneysel çalışmaların eksikliğinden dolayı kavram yaygınlaşmamıştır (Akçay,
2011: 33-34). Maslow’a göre psikoloji insanın eksik, hatalı yönlerine eğilirken insanın
potansiyelli, güçlü ve pozitif yönlerini önemsememektedir (Güngör (2017: 155).
Sheldon ve King (2001: 216) pozitif psikolojiyi “insana özgü olağan güç ve erdemlerin
bilimsel olarak incelenmesi” şeklinde tanımlamışlardır. Seligman ve Csikszentmihalyi
(2000: 5-14) pozitif psikolojinin insandaki iyilik halini geliştirip akıl hastalıklarını
önleyebileceğini ifade etmişlerdir. İnsanın güçlü yönlerinin, pozitif psikoloji sayesinde
kullanılarak gerçek mutluluğa ulaştıracağını söylerler. Pozitif psikoloji bireysel ve
grup olmak üzere ikiye ayrılır. Bireysel olan kısmı geçmişe dönük olarak iyi oluş,
memnuniyet, tatmin; gelecekle ilgili umut, iyimserlik, mutluluk kavramlarını kapsar.
Grup olan kısım ise erdem, sorumluluk, fedakârlık, ılımlılık kavramlarını ele alır.
Gable ve Haidt’e (2005) göre pozitif psikoloji bireylerin, grupların gelişimine,
işleyişine katkı sağlayan durumların incelenmesidir. Martin Seligman 1999 yılında
psikolojinin insanın normal dışı durumlarıyla ilgilendiğini olumlu ve güçlü yönleriyle
ilgilenmediğini belirtir ve psikolojinin insanların nasıl daha mutlu, iyi ve başarılı
olabileceklerini öğrenmeleri için kullanılması gerektiğini söyleyerek pozitif
psikolojiyi kurmuştur (Akt., Keleş, 2011: 345-346).
Pozitif psikoloji literatüründe mutluluk kavramı iyi oluş kavramı ile incelenmiştir.
Seligman (2011) iyi oluş teorisinin dayandığı ve insanları mutluluğa ulaştıracak beş
öğeyi açıklamıştır. Bunlar; olumlu duygular, ilişkiler, yaşama bağlılık, başarı ve
hayatın anlamıdır. Olumlu duygular, geçmişe, şimdiye ve geleceğe iyimser
bakabilmektir. İnsan sosyal bir varlık olduğu için sağlam, olumlu, sevgi dolu ilişkiler
kurmak ister. Bu ilişkiler zor zamanlarında insana yardımcı olur. Yaşama bağlılık,
mutluluğumuzu öğrenmemize ve büyütüp geliştirmemizi sağlar. Başarı, insanın
gerçekçi hedefler koyup, bu hedefe ulaşmada çaba göstermesi ve kendi ile gurur
duymasıdır. Hayatın gerçek anlamını bulan insanın yaşamak için nedenleri vardır. Bu
22
nedenleri gerçekleştirmek için çaba sarf eden insan mutludur (Akt., Dinç, 2018: 36-
37).
Mutluluk kavramı psikolojide iki yaklaşım ile ele alınmıştır. Bunlar hedonik (hedonic)
ve gelişim odaklı (eudaimonic) yaklaşımdır. Hedonik (hedonic) yaklaşımda mutluluk
çoğunlukla öznel iyi oluş olarak kullanılır ve bu yaklaşıma göre mutluluk pozitif
duyguları çoğunlukla negatif duyguları daha az yoğunlukta yaşamak, hayattan
yeterince doyum almaktır. Bu yaklaşımda haz almak temelde bulunmaktadır. Gelişim
odaklı (eudaimonic) yaklaşıma göre mutluluk kişinin kendini gerçekleştirmesi,
potansiyelini en iyi şekilde kullanarak yaşamında anlam bulması, erdemli yaşamasıdır.
Bu yaklaşımda mutluluk genellikle psikolojik iyi oluş şeklinde ifade edilir (Koydemir
ve Mısır, 2015: 50).
Öznel iyi oluş kavramı bilişsel ve duygusal olarak iki parçadan oluşur. Duygusal kısım
isteklilik, kararlılık, enerjiklik gibi olumlu terimlerden ve üzüntü, pişmanlık, öfke gibi
olumsuz duygulardan oluşur. Bilişsel kısım ise yaşam doyumudur, bilişsel yargılara
sahiptir ve duygusal kısmı tamamlar (Akbaş ve Cenkseven, 2007: 44).
Diner’a (1984) göre öznel iyi oluş, "bireyin sahip olduğu olumlu ve olumsuz duygulara
ve yaşamdan aldığı doyuma ilişkin olarak yaptığı öznel bir değerlendirmedir". Bireyin
kendi yaşamı üzerindeki kendi düşüncelerini içerdiği ve kişiden kişiye farklılık
gösterdiği için öznel iyi oluş denmektedir. Öznel iyi oluşun bileşenlerinden olan
duygusallığın içinde yer alan olumlu duyguların daha fazla yaşanması öznel iyi oluş
düzeyini arttırmaktadır (Akt., Malkoç, 2011: 23-24). Fredrickson’un (1998) olumlu
duyguların insanın düşünce yapısını genişlettiği, negatif duyguların ise düşünce
yapısını daralttığı yönünde fikirleri vardır. Buna göre olumlu duygular kişinin bilişsel
aktivitelerini arttırır, yaratıcı düşünmeyi destekler ve bireyin olumsuz durumlara karşı
esnek, dayanıklı olmasını sağlar (Akt., Demirok, Alphan ve Süsen, 2014: 41). Öznel
iyi oluşu yüksek bireylerin oluşturduğu toplumun daha mutlu, psikolojik açıdan
sağlıklı, üretken olacağı söylenebilir (Ilgaz, 2018: 11).
Literatürde öznel iyi oluş kavramını açıklayan çeşitli kuramlar bulunmaktadır. Bunlar;
erek kuramı, yukarıdan aşağı-aşağıdan yukarı kuramı, uyum kuramı etkinlik kuramı,
çok yönlü uyuşmazlık kuramıdır. Erek kuramı, insanın ihtiyaçlarının karşılanması ve
hedeflerine ulaşması durumunda öznel iyi oluşunun artacağını söyler. Hedeflerin
gerçekçi ve ulaşılabilir olması önemlidir (Yavuz, 2006: 28). Etkinlik kuramına göre
23
mutluluk insanın etkinliğinin ürünüdür ve sonuçtan ziyade süreç daha önemlidir
(Çelik, 2008: 33). Yukarıdan aşağı- aşağıdan yukarı kuramına göre kişi mutlu olup
olmadığına yaşadığı haz ve acıların toplamına göre karar verir. Kişinin yaşamındaki
önemli doyum alanlarının yani aile, arkadaş çevresi, iş gibi alanlardaki doyumunun
yüksek olması öznel iyi oluşunu da yükseltir (Dost, 2004: 31). Uyum kuramı,
yaşanılan olumlu ya da olumsuz olayların yaşattığı olumsuz ya da olumlu duyguların
etkisinin zaman içerisinde azalacağını bu nedenle kişilerin sürekli mutsuz ya da mutlu
olarak kalamayacaklarını belirten kuramdır (İşleroğlu, 2012: 27). Çok yönlü
uyuşmazlık kuramına göre, kişinin mutluluğu içinde bulunduğu şartlar ve kendisi ile
kıyasladığı diğer kişilerin şartlarına bağlıdır. Kişi içinde bulunduğu şartların üstüne
çıktığında mutlu olmaktadır (Malkoç, 2011: 37).
Psikolojik iyi oluş, bireyin kişisel özelliklerini tanıması, kendini geliştirerek yaşamını
anlamlı hale getirmesi, eksikliklerinden rahatsız olmayarak kendine karşı pozitif bakış
açısı geliştirmesi, diğer insanlarla sağlıklı ilişkiler kurabilmesi ve bunlar için
gösterdiği çabadır (Aydoğan, 2019: 23). Psikolojik iyi oluş kişinin hayattaki amacı
doğrultusunda ilerlediği süreçte elde ettiği pozitif duygulardır (Kilit, 2019: 49).
Ryff’a (1989) göre öznel iyi oluş yaklaşımlarının haz temelli bakış açısı psikolojik
işlevselliğe değinmediği için yetersizdir. Psikolojik iyi oluş kişinin potansiyelinin
farkına varması, potansiyelini işlevsel hale getirmesi ve mükemmele ulaşmak için
çabalamasıdır (Akt., Kurt, 2018, 31). Psikolojik iyi oluş kavramı hakkında yapılan
literatür araştırmasında Ryff’ın geliştirdiği psikolojik iyi oluş kuramından her
çalışmada bahsedildiği görülmüştür. Bu çalışmalarda Ryff için psikolojik iyi oluş
kuramının altı boyuttan oluştuğundan bahsedilmektedir. Bu altı boyut, özerklik, öz
kabul, yaşam amacı, çevresel hakimiyet, olumlu ilişkiler, bireysel gelişimdir.
Ryff ve Keyes’in (1995) bu altı alt boyut hakkındaki düşünceleri su şekildedir. Bireyin
yaşamını ve geleceğini kendi belirleyebilmesine özerklik, bireyin geçmişi ve kendisi
ile ilgili olumlu düşünceleri olması öz kabul, bireyin yaşamının belli bir amacı ve
anlamı olduğunu düşünmesi yaşam amacı, bireyin hayatın ve çevresini yönetebilmesi
çevresel hakimiyet, bireyin insanlarla etkili ilişkiler kurması olumlu ilişkiler, sürekli
gelişebilme düşüncesine sahip olması bireysel gelişme alt boyutudur (Akt., Erdem ve
Kabasakal, 2015: 83).
24
Lawton’a (1983) göre psikolojik iyi oluş insanın yaşam kalitesini ortaya koyar. İnsanın
olumsuz duygu ve düşüncelerle baş edebilme becerisi, insanın duygularına karşı
mutluluğu, olumlu duygulanım, insanın ulaşmak istedikleri ile ulaştıkları arasındaki
tutarlılık psikolojik iyi oluşun Lawton açısından boyutlarıdır (Akt., Taşdemir, 2018:
18).
2.3. Spiritüel ve Spiritüel İyi Oluş Kavramı ile İlgili Yapılan Araştırmalar
Bu bölümde spiritüel iyi oluş kavramı ile ilgili yapılan literatür taramasında
incelemeye değer görülen örnek çalışmalara yer verilmiştir.
Kardaş (2017) sanal kimlik ve spiritüel iyi oluşun üniversite öğrencilerinin narsistlik
eğilimlerini yordayıcılığını ölçen çalışmasına Marmara Üniversitesinde eğitim gören
671 kadın, 271 erkek toplam 942 öğrenci katılmıştır. Narsistlik eğiliminin spiritüel iyi
oluş ile negatif bir ilişkide olduğu bulunmuştur. Sanal kimlik ve spiritüel iyi oluşun
narsistlik eğilimlerini yordadığı tespit edilmiştir. Kadın öğrencilerin, imam hatip
lisesinden mezun olmuş öğrencilerin spiritüel iyi oluş düzeylerinin daha yüksek
olduğu saptanmıştır.
Erdoğan Kavalalı (2019) onkoloji hastalarında yalnızlık ve ölüm algısı ile spiritüel
iyilik hali arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasına 347 onkoloji hastası dahil
olmuştur. Hastaların spiritüel iyilik hali puanları yüksek çıkmıştır. Okuryazar
olmayan, çalışan, çekirdek aileye sahip olan, köyde ya da ilçede yaşayan hastaların
spiritüel iyilik hali puanlarının diğerlerine göre daha yüksek çıktığı saptanmıştır.
Hastalığını tedavi edilebilir gören, sağlık durumunu iyi gören, yakın çevresinde kanser
olan birey olmayan hastaların spiritüel iyilik puanları diğerlerine göre daha yüksektir.
Brown, Chen, Piedmont ve Gehlert (2013) maneviyat düzeyi ve anlamı üstünde yaş
değişkeninin etkisini ölçtükleri çalışmalarına 1534 kadın 697 erkek katılmıştır. Elde
25
edilen sonuçlara göre orta yaşlı bireylerin ve kadınların spiritüellik düzeylerinin diğer
bireylere göre daha yüksek çıktığı sonucu ortaya konulmuştur.
Sülü (2006) yoğun bakımda tedavi gören çocukların annelerinin spiritüel bakım
gereksinimlerini araştırdığı çalışmasında 20 anne ile derinlemesine görüşme
yapılmıştır. Çocukları yoğun bakımda yatan annelerin korku, üzüntü, suçluluk
duygularına sahip oldukları ve çocuklarına spiritüel destek sağlamak için Kur’an
okumak, boyunlarına dua takmak gibi uygulamalar yaptıkları sonucu ortaya çıkmıştır.
Ve bu manevi desteği sağlarken hemşirelerden ve doktorlardan yardım beklediklerini
belirtmişlerdir. Sonuç olarak manevi gereksinimlerin önemsenmesi, doktor ve
26
hemşirelerin hastaların manevi gereksinimlerini önemsemesi, manevi destek için
gerekli ortam koşullarının hazırlanması önerilmiştir.
Fehring, Miller ve Shaw (1997) hasta kişilerde spiritüel iyi oluş, umut ve depresyon
arasındaki ilişkiyi inceledikleri çalışmalarına 100 kanser hastası katılmıştır. Elde
edilen bulgulara göre spiritüel iyilik ile umut ve olumlu duygular arasında pozitif yönlü
anlamlı ilişki bulunmuştur.
Nas (2018) hemşirelerin manevi bakım algıları ile mesleğe yönelik tutumları
arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasına Hakkâri ilindeki 213 hemşire dahil olmuştur.
Maneviyat ve manevi bakım algısı arttıkça mesleğe yönelik tutumların olumlu yönde
arttığı sonucuna ulaşılmıştır.
Toprak (2018) maneviyat, yaşam amaçları ve iyi oluş arasındaki ilişkiyi incelediği
çalışmasında 343 kadın, 257 erkek üniversite öğrencisi katılmıştır. Maneviyat İfadeleri
Envanteri alt boyutlarından fenomonolojik boyut erkek öğrencilerde yüksek
bulunmuştur. Diğer alt boyutlarda anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Yaşama
amaçları cinsiyet açısından farklılık göstermezken, iyi oluş puanları erkeklerde daha
yüksek çıkmıştır. Maneviyat içsel yaşam amaçları ve iyi oluş ile pozitif yönlü anlamlı
ilişki içinde sonucu ortaya çıkmıştır.
Mok, Wong ve Wong (2009) ölümcül hastalık halinde bulunan kişilerin maneviyat ve
manevi bakım algılarını inceledikleri çalışmalarına 15 Çinli hasta katılmıştır. Elde
edilen sonuçlara göre sağlık çalışanlarının oluşturdukları sevgi, anlayış, şevkat odaklı
ortamların hastaların maneviyatlarını arttıracağı ifade edilmiştir.
Şeftalici (2017) lise son sınıf öğrencilerinde sınav kaygısı ve maneviyat düzeyleri
arasındaki ilişkiyi araştırdığı çalışmasında Şanlıurfa ilindeki 552 12. Sınıf öğrencisi
katılmıştır. Kız öğrencilerin sınav kaygılarının erkek öğrencilerden yüksek çıktığı, kız
öğrencilerin sınav kaygısı artış gösterdiğinde manevi başa çıkma stratejilerini
erkeklerden daha fazla kullandıkları sonucuna ulaşılmıştır. Anadolu Lisesinde okuyan
öğrencilerin Fen Lisesi öğrencilerine göre maneviyat düzeyleri ve sınav kaygısı ile baş
etmede manevi başa çıkma stratejilerini kullanma düzeyleri daha yüksektir.
27
Holder, Coleman ve Wallace (2010) maneviyat ve mutluluk arasındaki ilişkiyi
inceledikleri çalışmalarına 8-12 yaşları arasındaki 320 çocuk öğrenci katılmıştır.
Araştırmada manevi düzeyleri yüksek olan öğrencilerin mutluluk oranlarının da
yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Uçar (2017) Yaşlılarda yaşam kalitesi ile spiritüalite arasındaki ilişkiyi incelediği
çalışmasına Malatya ilinde yaşayan, 65 yaş üstü 368 kişi katılmıştır. Yaşam kalite
düzeyleri ile maneviyat düzeyleri arasında pozitif yönlü ilişki bulunmuştur ve
maneviyat arttıkça yaşam kalitesi artmaktadır. Yaş ve gelir durumu arttıkça yaşam
kalitesi artmakta, fiziksel engelin oluşması ve eğitim düzeyinin düşüklüğü yaşam
kalitesini düşürmektedir.
Bu bölümde mutluluk kavramı ile ilgili yapılan literatür taramasında incelemeye değer
görülen örnek çalışmalara yer verilmiştir.
Öztaş (2018) farklı kurumlarda çalışan memurların serbest zaman doyum ve mutluluk
düzeylerini belirlediği çalışmasında 261 memur katılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre
cinsiyet, yaş, medeni durum, eğitim durumu gibi değişkenler ile mutluluk düzeyleri
arasında anlamlı bir farklılık tespit edilmemiştir. Refah seviyesi, haftalık serbest
zaman süresi değişkeninin mutluluk düzeyi ile arasında anlamlı bir farklılık olduğu
tespit edilmiştir.
Ivtzan, Chan, Gardner ve Prashar (2013) psikolojik iyi oluş ve maneviyat arasındaki
ilişkiyi inceleyen çalışmalarına çeşitli inanç gruplarından 205 kişi katılmıştır. Elde
edilen bulgular sonucunda maneviyat düzeyi arttıkça psikolojik iyi oluş düzeyinin
arttığı sonucuna ulaşılmıştır.
29
adaylarına göre daha yüksektir. Mutluluk üzerinde iyimserlik, yaşam doyumu, yaşam
anlamının pozitif yönde etkisi olduğu ortaya konulmuştur.
30
mutluluk düzeyleri arasında anlamlı ilişki bulunmuş, dini yönelimler artarken
mutluluk da artmaktadır sonucuna ulaşılmıştır.
Çirkin (2015) gelir ve mutluluk arasındaki ilişkiyi incelediği çalışmasında 662 kişi
katılmıştır. Sonuç olarak gelir seviyesinin mutluluk üzerinde etkisinin olmadığı ancak
gelir memnuniyetinin mutluluğu olumlu şekilde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır.
Bulut (2018) Üniversite öğrencilerinin sahip olduğu değerler, psikolojik iyi oluş ve
mutluluk arasındaki ilişkiyi incelendiği çalışmasına İstanbul ilindeki 747 üniversite
öğrencisi dahil olmuştur. Sahip olunan değerler arttıkça psikolojik iyi oluş
düzeylerinin ve mutluluk düzey puanlarının yükseldiği sonucuna ulaşılmıştır.
31
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
YÖNTEM
Bu çalışmada farklı okul türlerinde görev yapan öğretmenlerin spiritüel iyi oluşları ile
mutlulukları arasındaki ilişkiyi incelemek amacıyla ilişkisel tarama yöntemi
kullanılmıştır.
32
Tablo 3.2. Öğretmenlerin Yaşlarına Göre Dağılımı
Yaş
N (Yüzdelik)
30 yaş altı 109 27,9
Öğretmenlerin yaşlarına göre 109’u (%27.9) 30 yaş altı, 185’i (%47.4) 31-40 yaş, 74’ü
(%19) 41-50 yaş, 22’si (%5.6) 50 yaş ve üstüdür.
Lisansüstü 72 18,5
Öğretmenlerin kıdem yılı; 116’sının (%29.7) 1-5 yıl, 96’sının (%24.6) 6-10 yıl, 55’inin
(%14.1) 11-15 yıl, 61’i (%15.6) 16-20 yıl, 62’si (%15.9) 21 yıl ve üstüdür.
33
Tablo 3.5. Öğretmenlerin Çalıştıkları Okul Türüne Göre Dağılımı
Okul Türü N (Yüzdelik)
İlkokul 131 33,6
Ortaokul 64 16,4
İmam Hatip Ortaokulu 14 3,6
Fen-Anadolu Lisesi 72 18,5
Meslek Lisesi 66 16,9
İmam Hatip Lisesi 43 11,0
Öğretmenlerin çalıştıkları okul türüne göre; 131’i (%33.6) İlkokul, 64’ü (%16.4)
Ortaokul, 14’ünün (%3.6) İmam Hatip Ortaokulu, 72’si (%18.5) Fen-Anadolu Lisesi,
66’sı (%16.9) Meslek Lisesi, 43’ü (%11) İmam Hatip Lisesi okullarında görev
yaptıkları bilinmektedir.
Kişisel Bilgi Formunda öğretmenlere cinsiyet, yaş, öğrenim düzeyi, kıdem, görev
yaptıkları okul türü hakkında toplam 6 soru sorulmuştur.
Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formu Hills ve Argyle tarafından 2002 yılında
geliştirilmiştir. Mutluluk düzeyini ölçme amacı olan 8 maddelik bir ölçektir. Ölçeğin
kısa formunun Türkçeye çevrilmesi Doğan ve Çötok (2011) tarafından yapılmıştır.
Ölçeğin özgün formu altı basamaklı likert tipidir ancak Türkçeye uyarlamasında
anlaşılırlığın kaybolmaması için beşli likert tipinde hazırlanmıştır. Ölçeğin Türkçeye
uyarlama çalışmasının örneklemini 532 Türk üniversite öğrencisi oluşturmuştur.
Veriler Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa formu ile beraber Zung Depresyon Ölçeği,
Yaşam Yönelim Testi ve Yaşam Doyumu Ölçeği ile toplanmıştır. Benzer ölçek
geçerliği olarak Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa formu ile Yaşam Yönelimi Testi ve
Yaşam Doyum Ölçeği arasında pozitif yönlü anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Zung
Depresyon Ölçeği ve Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa formu arasında negatif yönlü
manidar ilişki bulunmuştur. Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formunun Cronbach alfa iç
34
tutarlık katsayısı 0.74, test tekrar test güvenirlik katsayısı ise 0.85 olarak bulunmuştur.
Buna göre ölçeğin geçerli ve güvenilir olduğu belirtilmiştir.
Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa formu 7 maddeden oluşan, hiç katılmıyorum (1),
katılmıyorum (2), biraz katılıyorum (3), katılıyorum (4) ve tamamen katılıyorum (5)
şeklinde puanlanan; alınan yüksek puanların yüksek mutluluk düzeyini gösterdiği bir
ölçme aracıdır.
Kişisel Bilgi Formu, Spiritüel İyi Oluş Ölçeği, Oxford Mutluluk Ölçeği ile elde edilen
veriler SPSS programıyla analiz edilmiştir.
35
Araştırmanın bağımlı ve bağımsız değişkenleri arasındaki ilişki Pearson korelasyon ile
test edilmiştir. Bağımlı ve bağımsız değişkenler arasındaki korelasyon ilişkileri
aşağıdaki kriterlere göre değerlendirilmiştir. Köse (2008); R İlişki, 0.00-0.25 Çok
zayıf ilişki, 0.26-0.49 Zayıf ilişki, 0.50-0.69 Orta ilişki, 0.70-0.89 Yüksek ilişki, 0.90-
1.0 Çok yüksek ilişki şeklinde yorumlanmıştır. Spiritüel İyi Oluşun, Mutluluğu
yordama sırasını bulmak için regresyon analizi yapılmıştır. Ölçeklerin ortalamaları
değerlendirilirken aşağıda verilen aralıklar kriter olarak ele alınmıştır. Akbulut (2013);
1.00-1.79 Çok düşük düzeyde, 1.80-2.59 Düşük düzeyde, 2.60-3.39 Orta düzeyde,
3.40-4.19 Yüksek düzeyde, 4.20-5.00 Çok yüksek düzeyde.
36
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM
BULGULAR
Bu bölümde, ölçme araçları ile toplanan verilerin analizi sonucunda elde edilen
bulgulara yer verilmiştir.
4.1. Öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri ile mutluluk düzeyleri hangi
seviyededir? alt amacına ilişkin bulgular
Tablo 4.1. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ve Alt Boyutlarından
Aldıkları Puanların Betimsel İstatistikleri
Standart Skewness Kurtosis
Ölçek Ortalama
Sapma
Spiritüel İyi Oluş 121,67 16,14 -1,22 0,85
Toplam
Aşkınlık Alt Boyutu 63,11 13,11 1,41 0,89
Doğayla Uyum Alt 31,71 4,60 -1,28 0,93
Boyutu
Anomi Alt Boyutu 15,53 5,30 1,30 1,50
Spiritüel İyi Oluş Ölçeğinden elde edilen puanların ortalaması (x̅=121.67), standart
sapması (ss=16.14) olarak görülmektedir.
Spiritüel iyi oluşun alt boyutu olan Aşkınlık puan ortalaması (x̅=63.11), standart
sapması (ss=13.11), Doğayla uyum puan ortalaması (x̅=31.71), standart sapması
(ss=4.60), spiritüel iyi oluşun diğer alt boyutu olan anominin puan ortalaması
(x̅=15.53), standart sapması (ss=5.30) olarak görülmektedir.
37
4.2. Öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri ile mutluluk düzeyleri
cinsiyetlerine, yaşlarına, öğrenim durumlarına, kıdemlerine ve görev
yaptıkları okul türlerine göre anlamlı farklılık göstermekte midir? alt
amacına ilişkin bulgular
Tablo 4. 3. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının
Cinsiyet Açısından İncelenmesi İçin Uygulanan Bağımsız Grup t Testi Sonuçları
Değişkenler Cinsiyet N X̅ Ss Sd T p
Spiritüel İyi Oluş Kadın 279 122,65 14,85
388 1,922 ,000*
Toplam Erkek 111 119,18 18,84
Aşkınlık Alt Kadın 279 64,26 12,03
388 2,775 ,000*
Boyutu Erkek 111 60,21 15,17
Doğayla Uyum Kadın 279 31,48 3,51 388 -1,594 ,107
Alt Boyutu Erkek 111 32,30 6,57
Anomi Alt Kadın 279 15,51 5,15 388 -,065 ,244
Boyutu Erkek 111 15,55 5,67
*p<.05
Tablo 4.3’ te, uygulanan bağımsız t testi sonucunda cinsiyet değişkenine göre Spiritüel
İyi Oluş toplam puanı ile arasında anlamlı farklılık bulunduğu gösterilmektedir.
[t(388)= 1,922, p<.05]. Kadınların spiritüel iyi oluş düzeyi erkeklerin spiritüel iyi oluş
düzeyinden anlamlı olarak daha yüksektir.
Cinsiyet değişkeni spiritüel iyi oluşun aşkınlık alt boyutu ile anlamlı bir ilişki içindedir
[t(388)= 2,775, p<.05]. Kadınlarda aşkınlık düzeyi erkelere göre anlamlı olarak daha
yüksektir.
Bağımsız grup t testi sonucunda cinsiyet açısından Doğayla Uyum ve Anomi alt
boyutları aralarında anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır [ p>.05].
Tablo 4.4’ de, bağımsız grup t testi sonucunda cinsiyete göre Mutluluk düzeyleri
arasında anlamlı bir farklılık bulunmadığı gösterilmektedir [p>.05].
Tablo 4.5. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının
Yaşlarına Göre İncelenmesi İçin Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi Sonuçları
Kareler Kare.
Değişkenler Yaş N X̅ Ss V.Kaynağı
Toplamı
Sd
Ortal.
F P
30 yaş altı 109 122,30 16,39 G.Arası 562,337 3 187,446 ,718 ,542
38
Spiritüel 31-40 yaş 185 121,32 16,29 G.İçi 100805,653 386 261,155
İyi Oluş 41-50 yaş 74 122,86 16,23 Toplam 101367,990 389
Toplam 50 yaş ve
22 117,45 13,19
üstü
30 yaş altı 109 64,50 12,19 G.Arası 469,343 3 156,448
31-40 yaş 185 62,90 13,35 G.İçi 66429,693 386 172,098
Aşkınlık ,909 ,437
41-50 yaş 74 62,54 13,61 Toplam 66899,036 389
Alt Boyutu 50 yaş ve
22 59,90 13,85
üstü
Doğayla 30 yaş altı 109 31,36 5,88 G.Arası 88,722 3 29,574
31-40 yaş 185 31,55 3,72 G.İçi 8162,253 386 21,146
Uyum Alt 1,399 ,243
41-50 yaş 74 32,68 4,89 Toplam 8250,974 389
Boyutu 50 yaş ve
22 31,59 2,32
üstü
30 yaş altı 109 15,88 5,46 G.Arası 88,429 3 29,476
31-40 yaş 185 15,54 5,24 G.İçi 10856,701 386 28,126
Anomi Alt 1,048 ,371
41-50 yaş 74 14,68 5,40 Toplam 10945,131 389
Boyutu 50 yaş ve
22 16,54 4,58
üstü
*p<.05
Tablo 4.5’de, öğretmenlerin yaşlarına göre Spiritüel İyi Oluş toplam puanı ve spiritüel
iyi oluşun alt boyutları arasında anlamlı olarak farklılığı olup olmadığını belirlemek
için uygulanan tek yönlü varyans analizi sonucunda anlamlı bir farklılık bulunmadığı
gösterilmektedir.
Tablo 4.7. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının
Öğrenim Durumlarına Göre İncelenmesi İçin Uygulanan Bağımsız Grup t Testi
Sonuçları
Değişkenler Öğrenim N X̅ Ss Sd T p
Spiritüel İyi Oluş Lisans 318 122,22 16,287
388 1,420 ,563
Toplam Lisansüstü 72 119,23 15,35
Aşkınlık Alt Lisans 318 63,34 13,37 388 ,727 ,768
Boyutu Lisansüstü 72 62,09 11,91
Lisans 318 32,00 4,55 2,589 ,030*
39
Doğayla Uyum 388
Lisansüstü 72 30,45 4,66
Alt Boyutu
Anomi Alt Lisans 318 15,47 5,36 388 -,413 ,028*
Boyutu Lisansüstü 72 15,76 5,06
*p<.05
Tablo 4.7’ de, bağımsız grup t testi sonucunda öğretmenlerin öğrenim seviyesine göre
doğayla uyum alt boyutu arasında anlamlı bir farklılık bulunduğu gösterilmektedir.
[t(388)= 2,589, p<.05]. Lisans mezunu öğretmenlerin doğayla uyum puanları
lisansüstü mezunlara göre anlamlı olarak daha yüksektir.
Öğretmenlerin öğrenim durumunun Anomi alt boyutu ile arasında anlamlı bir farklılık
bulunmaktadır [t(348)=-.413; p<.05]. Lisansüstü mezun öğretmenlerin Anomi düzeyi
lisans mezunlarına kıyasla daha yüksek puanlıdır.
Bağımsız grup t testi neticesinde öğretmenlerin öğrenim durumuna göre Spiritüel İyi
Oluş toplam puanı ve Aşkınlık alt boyutları arasında anlamlı bir farklılık
bulunmamaktadır [p>.05].
Tablo 4.8’ de, bağımsız grup t testi sonucunda öğretmenlerin öğrenim durumuna göre
Mutluluk düzeyleri arasında anlamlı olarak farklılaşmadığı gösterilmektedir [p>.05].
Tablo 4. 9. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının
Kıdemlerine Göre İncelenmesi İçin Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi
Sonuçları
Kareler Kare.
Değişkenler Kıdem N X̅ Ss V.Kaynağı Sd F P
Toplamı Ortal.
1-5 yıl 116 121,43 16,49 G.Arası 409,941 4 102,485
6-10 yıl 96 122,32 16,21 G.İçi 100958,048 385 262,229
Spiritüel İyi 11-15
55 119,87 17,20 Toplam 101367,990 389
Oluş yıl ,391 ,815
Toplam 16-20
61 123,31 15,62
yıl
21 yıl ve
62 121,09 15,19
üstü
1-5 yıl 116 63,12 12,19 G.Arası 305,817 4 76,454
Aşkınlık 6-10 yıl 96 64,46 12,16 G.İçi 66593,219 385 172,969 ,442 778
Alt Boyutu 11-15
55 62,09 14,72 Toplam 66899,036 389
yıl
40
16-20
61 62,95 14,20
yıl
21 yıl ve
62 62,04 13,80
üstü
1-5 yıl 116 31,76 5,65 G.Arası 82,638 4 20,659
6-10 yıl 96 31,10 4,27 G.İçi 8168,337 385 21,216
Doğayla 11-15
55 31,40 3,53 Toplam 8250,974 389
Uyum Alt yıl ,974 ,422
Boyutu 16-20
61 32,29 5,36
yıl
21 yıl ve
62 32,29 2,39
üstü
1-5 yıl 116 15,83 5,49 G.Arası 116,293 4 29,073
6-10 yıl 96 15,59 5,21 G.İçi 10828,837 385 28,127
11-15
55 15,96 5,49 Toplam 10945,131 389
Anomi Alt yıl 1,034 ,390
Boyutu 16-20
61 14,29 4,30
yıl
21 yıl ve
62 15,69 5,77
üstü
*p<.05
Tablo 4.9’da, öğretmenlerin kıdemine göre Spiritüel İyi Oluş toplam puanı ve spiritüel
iyi oluşun alt boyutlarının anlamlı olarak farklılığı olup olmadığını ortaya koymak için
yapılan tek yönlü varyans analizi sonucunda anlamlı farklılık bulunmadığı
gösterilmektedir [ p>.05].
Tablo 4.11. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının
Çalıştıkları Okul Türüne Göre İncelenmesi İçin Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi Sonuçları
Değişke Kareler Kare. Fark
Okul Türü N X̅ Ss V.Kaynağı Sd F P
nler Toplamı Ortal.
a İlkokul 131 121,77 17,50 G.Arası 3980,950 5 796,190 ,009 b <f
3,139
b Ortaokul 64 116,45 18,75 G.İçi 97387,040 384 253,612 * d <f
41
c İmam hatip e <f
14 125,21 15,80 Toplam 10167,99 389
Ortaokulu
Spiritüel d Fen-
Anadolu 72 121,61 14,80
İyi Oluş Lisesi
Toplam e Meslek
66 121,33 13,31
Lisesi
f İmam hatip
43 128,58 10,98
Lisesi
a İlkokul 131 63,16 14,20 G.Arası 3358,941 5 671,788 b <f
b Ortaokul 64 58,04 15,59 G.İçi 63540,095 384 165,469 d <f
c İmam hatip
14 69,71 13,49 Toplam 66889,036 389
Ortaokulu
Aşkınlık d Fen- ,001
4,060
Alt Anadolu 72 62,81 12,52 *
Boyutu Lisesi
e Meslek
66 63,56 9,94
Lisesi
f İmam hatip
43 68,13 7,04
Lisesi
a İlkokul 131 31,88 5,37 G.Arası 79,390 5 15,878
b Ortaokul 64 31,20 4,00 G.İçi 8171,585 384 21,280
c İmam hatip
14 30,71 3,49 Toplam 8250,974 389
Doğayla Ortaokulu
d Fen-
Uyum Alt Anadolu 72 31,41 3,65
,746 ,589
Boyutu Lisesi
e Meslek
66 31,81 5,45
Lisesi
f İmam hatip
43 32,65 2,95
Lisesi
a İlkokul 131 15,71 5,44 G.Arası 217,145 5 43,429
b Ortaokul 64 15,12 5,10 G.İçi 10727,986 384 27,937
c İmam hatip
14 17,50 5,59 Toplam 10945,131 389
Ortaokulu
Anomi d Fen-
1,555 ,172
Alt Anadolu 72 14,87 4,77
Boyutu Lisesi
e Meslek
66 16,54 6,17
Lisesi
f İmam hatip
43 14,46 4,13
Lisesi
Tablo 4.11’de, öğretmenlerin çalıştıkları okul türüne göre Spiritüel İyi Oluş toplam
puanının anlamlı olarak farklılığı olup olmadığını belirlemek için yapılan tek yönlü
varyans analizi neticesinde anlamlı olarak farklılaştığı gösterilmektedir [F(5-
384)=3,139, p<.05]. İmam Hatip liselerinde çalışan öğretmenlerin spiritüel iyi oluş
düzeyleri diğer okullarda çalışan öğretmenlere göre en yüksek düzeydedir. Yapılan
Levene’s sonucuna göre grup dağılım varyansları homojen değildir sonucu ortaya
konmuştur (p=.001). Yapılan Post Hoc Games-Howell test sonuçlarına göre Ortaokul
ile İmam Hatip Lisesi arasında İmam Hatip Lisesi lehine istatiksel olarak anlamlı fark
bulunmuştur (p<.05). Fen-Anadolu Lisesi ile İmam Hatip Lisesi arasında İmam Hatip
Lisesi lehine istatiksel olarak anlamlı farklılaşma bulunmuştur (p<.05). Meslek Lisesi
ile İmam Hatip Lisesi arasında İmam Hatip Lisesi lehine anlamlı farklılaşma
bulunmaktadır (p<.05).
42
Öğretmenlerin çalıştıkları okul türüne göre Aşkınlık alt boyutu toplam puanı arasında
anlamlı olarak farklılığı olup olmadığını belirlemek için yapılan tek yönlü varyans
analizi neticesinde anlamlı şekilde farklılaştığı bulunmaktadır [F(5-384)=4,060,
p<.05]. İmam Hatip Liselerinde çalışan öğretmenlerde aşkınlık düzeyi diğer okullarda
çalışan öğretmenlere göre en üst düzeydedir. Yapılan Levene’s testi ile grup
dağılımlarının varyanslarının homojen olmadığı belirlenmiştir (p=.000). Yapılan
Games-Howell testi sonuçlarına göre Ortaokul ile İmam Hatip Lisesi arasında İmam
Hatip Lisesi lehine istatiksel olarak anlamlı bir fark bulunmuştur (p<.05). Fen-
Anadolu Lisesi ve İmam Hatip Lisesi arasında İmam Hatip Lisesi lehine istatiksel
olarak anlamlı şekilde farklılaşmaktadır (p<.05).
Öğretmenlerin çalıştıkları okul türüne göre Doğayla Uyum ve Anomi alt boyutları
arasında anlamlı bir farklılık olup olmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi
yapılmıştır ve anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
43
(p<.05). Fen-Anadolu Lisesi ile İmam Hatip Lisesi arasında Fen-Anadolu Lisesi lehine
istatiksel olarak anlamlı fark bulunmuştur (p<.05).
4.3. Öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri ile mutluluk düzeyleri arasında
anlamlı bir ilişki var mıdır? alt amacına ilişkin bulgular
Tablo 4.13. Öğretmenlerin Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının
Oxford Mutluluk Ölçeği Düzeylerine Göre İncelenmesi İçin Yapılan Pearson
Çarpım Moment Korelasyon Analizi Sonucu
Oxford Mutluluk
r ,475**
Spiritüel İyi Oluş Toplam
p ,000
r ,349**
Aşkınlık Alt Boyutu
p ,000
r ,161**
Doğayla Uyum Alt Boyutu
p ,001
r -,462**
Anomi Alt Boyutu
p ,000
**p<.01
Tablo 4. 13’te, Spiritüel İyi Oluş Toplam puanı ile Mutluluk düzeyleri arasındaki
ilişkiyi ölçmek için uygulanan pearson korelasyon sonucunda zayıf düzeyde ve pozitif
yönde anlamlı ilişki bulunduğu gösterilmektedir. (r= .475, p<.01). Spiritüel İyi Oluş
artarken mutluluk düzeyleri artmaktadır.
Aşkınlık Alt Boyutu ile Mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi belirlemek için
uygulanan pearson korelasyon sonucunda zayıf düzeyde ve pozitif yönde anlamlı ilişki
bulunmuştur (r= .349, p<.01). Aşkınlık artarken mutluluk düzeyleri artmaktadır.
Doğayla Uyum Alt Boyutu ile Mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi ölçmek amacıyla
uygulanan pearson korelasyon sonucunda çok zayıf düzeyde ve pozitif yönde anlamlı
ilişki bulunmuştur (r= .161, p<.01). Doğayla Uyum artarken mutluluk düzeyleri
artmaktadır.
Anomi Alt Boyutu ile Mutluluk düzeyleri arasındaki ilişkiyi ölçmek amacıyla
uygulanan pearson korelasyon sonucunda zayıf düzeyde ve negatif yönde anlamlı
ilişki bulunmuştur (r= -.462, p<.01). Anomi artarken mutluluk düzeyleri azalmaktadır.
44
4.4. Öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri, mutluluklarını yordamakta
mıdır? alt amacına ilişkin bulgular
Tablo 4.14. Spiritüel İyi Oluş Toplam Puanı ile Alt Boyutlarının Oxford Mutluluk
Ölçeği Düzeylerine Göre İncelenmesi İçin Yapılan Çoklu Regresyon Sonuçları
Standart İkili
Değişken B ß t p Kısmi r
Hata r
Tablo 4.14’de, Oxford Mutluluk Ölçeği ile Spiritüel İyi Oluş toplam puanı ile alt
boyutları olan aşkınlık, doğayla uyum, anomi arasında anlamlı ilişkiler göstermektedir
(R= .566, R²=.32, p<.05). Adı geçen değişkenler ile birlikte, Mutluluk düzeylerindeki
toplam varyansın sadece %32’sini açıklamaktadır.
45
BEŞİNCİ BÖLÜM
Bu bölümde araştırmada elde edilen bulgular literatür taraması ile ortaya koyulan diğer
çalışma sonuçları ile karşılaştırılarak tartışılmıştır. Türkçe literatürde spiritüel iyi oluş
ve mutluluk arasındaki ilişkiyi inceleyen bir çalışmaya rastlanmamıştır. Kuramsal
çerçeve kısmında anlatıldığı gibi mutluluk kavramının bileşenlerinden olan öznel iyi
oluş ve psikolojik iyi oluş kavramını inceleyen araştırmalar da tartışma kısmında
kullanılmıştır.
5.1.1 Öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri ile mutluluk düzeyleri hangi
seviyededir? alt amaca ilişkin sonuç ve tartışma
Şirin (2019) evli çiftler üzerinde yaptığı çalışmasında spiritüel iyi oluş düzeyinin
yüksek çıktığı sonucuna ulaşmıştır. Bu çalışmadaki sonuca benzer sonuç olarak Ay ve
Gürsu (2018) 60 yaş üstü kişilerin katıldığı çalışmalarında spiritüel iyi oluş düzeyi
yüksek bulunmuştur. Emirza (2018) çalışmasında evliliğini aldatılma nedeniyle
bitirmek isteyen kadınların spiritüel iyi oluşları yüksek çıkmıştır. Uygur’un (2016)
hemşireler üzerinde yaptığı çalışmasında spiritüellik düzeyi orta düzeyde
bulunmuştur. Gönenç ve arkadaşlarının (2016) hemşireleri ve ebeleri dahil ettikleri
çalışmalarında manevi düzeyin istenen boyutta çıkmadığı belirtilmiştir.
46
Bu çalışmada ölçek puanlarının ortalaması göz önüne alındığında öğretmenlerin
mutluluklarının yüksek düzeyde olduğu kabul edilebilir.
Bu sonuçlardan farklı olarak Türk Eğitim Sen’in (2014) yaptığı araştırma sonucunda
öğretmenlerin genel olarak mutsuz oldukları sonucu bulunmuştur. Düzgün (2016)
çalışmasında öğretmenlerin mutluluk düzeylerinin orta düzeyde çıktığını belirtmiştir.
Öğretmenlerin mutluluk düzeylerinin düşük çıktığı başka bir çalışmaya literatürde
rastlanmamıştır.
Farklı okul türlerinde görev yapan öğretmenlerin spiritüel iyi oluş puanlarının
incelendiği bu araştırmada cinsiyet değişkeninin spiritüellik üzerinde istatistiksel
olarak anlamlı bir fark yarattığı sonucu bulunmuştur. Kadın öğretmenlerin spiritüel iyi
oluş düzeyleri erkek öğretmenlere göre daha yüksektir. Ayrıca cinsiyet değişkenine
göre spiritüel iyi oluşun alt boyutlarından aşkınlık ile cinsiyet anlamlı farklılık
açısından incelendiğinde kadın öğretmenlerin erkek öğretmenlere göre aşkınlık düzeyi
daha yüksek çıkmıştır. Doğayla uyum ve anomi alt boyutları ile cinsiyet arasında
anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
47
Literatür incelendiğinde Türkçe alınyazında spiritüel iyi oluş kavramı ile ilgili yapılan
dört araştırmaya rastlanmıştır. Bunlardan biri olan Kardaş’ın (2017) çalışmasında
kadın öğrencilerin spiritüel iyi oluş puanlarının erkeklere oranla daha yüksek olduğu
ortaya konmuştur. Kadınların aşkınlık ve doğayla uyum düzeyleri erkeklere göre daha
yüksektir. İki çalışmada da bu açıdan birbirini destekler nitelikte sonuçlar ortaya
konmuştur. Brown, Chen ve diğerleri (2013) çalışmalarında kadınların erkeklere
oranla maneviyat düzeylerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşmışlardır.
48
erkek öğretmen adaylarına göre daha mutlu oldukları sonucu çıkmıştır. Düzgün
(2016), çalışmasında erkek öğretmenlerin kadın öğretmenlere kıyasla, Akın ve Şentürk
(2012), Düzgün (2016) çalışmalarında da erkek bireylerin kadın bireylere göre daha
mutlu oldukları sonucu bulunmuştur. Subramanian, Kim ve Kawachi (2005), Çolak
(2018), Atay (2012), Gülcan (2014) ve Şaşmaz (2016) çalışmalarında da kadınların
mutluluk düzeyleri erkeklere oranla daha yüksek bulunmuştur. Haller ve Hadler
(2006) çalışmalarında cinsiyet mutluluk üstünde anlamlı fark yaratmıştır.
Daha önce yapılan çalışmalar incelendiğinde Kardaş (2017) yaş değişkeninin spiritüel
iyi oluşun alt boyutlarından olan doğayla uyumda anlamlı fark yarattığı ortaya
konmuştur. Starbuck (1911) kişilerin yaşlandıkça maneviyatlarının arttığını
belirtmiştir (Akt., Ay ve Gürsu, 2018, 1186).
49
Brown, Chen ve diğerleri (2013) orta yaşlı bireylerin spiritüelliklerinin daha yüksek
düzeyde olduğunu ifade etmişlerdir.
Çalışmamızda yaş değişkeninin spiritüel iyi oluş üzerinde anlamlı bir farklılık
yaratmadığı sonucunun ortaya çıkmasının sebebi yaşlılık kavramı ile ilgili olabilir.
Yaşlılık ile fiziksel, sosyal ve psikolojik olarak çöküşe geçen insanlarda, boş zaman
artışı, ölüm ve ölümden sonraki hayat korkusunun beraberinde maneviyata yönelimi
arttırması beklenen bir süreçtir. Bu araştırmaya katılan öğretmenlerin yaşlılık
sınırında yer almamaları ve 50 yaş ve üstü öğretmenlerin örneklemdeki sayıca en az
olan grubu oluşturmalarının sonucu etkilemiş olması muhtemeldir. Türkiye’deki
emeklilik yaşını düşündüğümüzde 50 yaş ve üstü kişiler Türk toplumunda yaşlı olarak
nitelendirilmemektedir. Bundan dolayı yaşlılar ile ilgili yapılan çalışmalarda yaş
değişkeninin spiritüel iyi oluşu etkilemesi beklenen bir sonuç olabilir.
51
sonuçtur. Literatürdeki bazı çalışmaların öğrenim durumu ve spiritüel iyi oluş arasında
anlamlı ilişki bulmama nedenleri araştırmanın sınırlılıklarından kaynaklanmış olabilir.
Literatürde benzer bir sonucu Şengül (2007) ruh sağlığını incelediği çalışmasında dile
getirmiştir. Bireylerin tahsil durumlarının ruhsal sağlıkları açısından anlamlı bir fark
yaratmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Ruhsal sağlık kavramını kişinin kendinden,
çevresinden memnuniyet derecesinin yüksekliği sayesinde mutlu olması olarak
kullanabiliriz. Düzgün (2016), Öğüt (2018), Sönmez (2016), Öztaş (2018) Keng ve
Hooi (1995), Haller ve Hadler (2006), Kurnaz (2015) çalışmalarında eğitim
düzeylerinin mutluluk üstünde bir farklılık göstermediğini belirtmiştir.
52
Literatürde bu sonucu destekleyen çalışmalar bulunmaktadır. Çelik, Özdemir, Durmaz
ve Pasinlioğlu (2014) çalışmalarında mesleki kıdemin maneviyat üzerinde anlamlı bir
farklılık oluşturmadığını belirtmişlerdir. Kostak ve arkadaşları (2010), Gönenç ve
arkadaşları (2016) çalışmalarında kıdemin maneviyat üzerinde anlamlı farklılık
yaratmadığı sonucunu ortaya koymuşlardır.
Literatürde mesleki kıdem yılının mutluluk üzerinde anlamlı bir fark oluşturduğunu
belirten çalışmalar bulunmaktadır. Duran (2016) okul yöneticilerinin mutluluk
düzeylerini ölçtüğü çalışmasında meslekteki kıdem yılının mutluluk düzeyi üzerinde
anlamlı farklılık yarattığı ancak okul yöneticiliği kıdeminin mutluluk üstünde anlamlı
farklılık yaratmadığını belirtmiştir. Düzgün (2016) çalışmasında öğretmenlerin kıdem
yılının mutlulukları üzerinde anlamlı bir fark yarattığını belirtmiştir. Mesleki kıdemi
20 yıl ve üzeri olan öğretmenler araştırmaya katılan en yüksek kıdemli ve en mutlu
gruptur. Bulut (2015) çalışmasında 1 yıllık kıdemi olan öğretmenlerin 6 yıl ve üzeri
kıdemi olan öğretmenlere oranla öznel iyi oluşu da içine alan örgütsel mutluluk
düzeylerinin daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Kara (2010) kıdem arttıkça kişilerdeki
mutluluk düzeyinin arttığını belirtmiştir.
Literatürde öğretmenlerin görev yaptıkları okul türü ve spiritüelliği beraber ele alan
bir çalışma olmadığı için kıyaslama yapmak zorlaşmıştır. Ancak Kardaş’ın (2017)
öğrenciler ile yaptığı çalışmasında okul türü ve spiritüel iyi oluş arasında anlamlı ilişki
bulunmuştur. İmam Hatip Lisesinden Mezun olmuş öğrencilerin spiritüel iyi oluşları
diğer okullardan mezun olmuş öğrencilere göre daha yüksek olduğu sonucuna
ulaşılmıştır.
İmam Hatip ortaokul ve liseleri diğer okul türlerine göre daha fazla dini eğitim veren
okullardır. Spiritüelliğin içerisine alabileceğimiz, spiritüelliğin kapsadığı bir kavram
olan din kavramı ve eğitimi bu okullarda daha baskın olduğu için İmam Hatip
okullarında çalışan öğretmenlerin spiritüellik düzeylerinin diğer okul çalışanı
öğretmenlere göre yüksek çıkması beklenen bir sonuçtur.
Bu araştırmada çalışılan okul türü mutluluk düzeyini etkiler sonucu bulunmuştur. Fen-
Anadolu lisesinde çalışan öğretmenlerin diğer öğretmenlere göre mutluluk düzeyleri
daha yüksektir.
54
(2006), Özkan (2017), Koruklu, Feyzioğlu ve diğerleri (2013) çalışmalarında çalışılan
okul türünün iş doyumu üzerinde anlamlı fark yarattığını belirtmiştir. İş doyumu
yüksek kişilerin mutluluk düzeylerinin de yüksek olabileceği düşünüldüğünde bu
sonuç da bu çalışmadan elde edilen sonucu destekler niteliktedir.
Literatür taramasında çalışılan okul türünün mutluluğa etkisinin olmadığı belirten bir
çalışmaya rastlanmamıştır.
Bu çalışmada spiritüel iyi oluş düzeyi yüksek olan İmam Hatip Lisesi öğretmenlerinin
mutluluk düzeylerinin daha yüksek çıkması beklenen bir sonuçtur. Ancak araştırma
örnekleminin sınırlılıklarından dolayı Fen-Anadolu lisesi öğretmenlerinin mutluluk
düzeyleri daha yüksek çıkmış olabilir. Koruklu, Feyzioğlu ve diğerleri (2013)
çalışmalarında sınav ile öğrenci alan okullarda görev yapan öğretmenlerin iş doyumu
düzeylerinin daha yüksek olduğunu belirtmiştir. Bizim çalışmamızda da sınavla
öğrenci alan ve sınav puanı diğerlerine göre yüksek olan öğrencilerin kayıt
yaptırdıkları okullardan olan Fen-Anadolu liselerinde görev yapan öğretmenlerin iş
doyumlarının yüksek olduğu bunun da mutluluk düzeylerini arttırmış olması
beklenebilir. Bu konuda daha detaylı yorum yapabilmek için Fen-Anadolu lisesi
öğretmenleri ile ilgili farklı çalışmaların yapılması faydalı olacaktır.
5.1.3. Öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri ile mutluluk düzeyleri arasında
anlamlı bir ilişki var mıdır? alt amaca ilişkin sonuç ve tartışma
Farklı okul türlerinde çalışan öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri ile mutlulukları
arasındaki ilişkiyi inceleyen bu çalışmada elde edilen en önemli sonuç spiritüel iyi oluş
artarken mutluluğun da artıyor oluşudur. Araştırmada spiritüel iyi oluşun alt
boyutlarının mutluluk düzeyleri ile arasındaki ilişki de ölçülmüştür. Aşkınlık ve
doğayla uyum alt boyutları ile mutluluk arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki
bulunmuştur. Aşkınlık ve doğayla uyum artarken mutluluk düzeyleri de artmaktadır.
Anomi alt boyutu ile mutluluk düzeyleri ile arasında negatif yönlü anlamlı ilişki
bulunmuştur. Anomi artarken mutluluk azalmaktadır. Anomi genel olarak olumsuz bir
kavramdır. Bir toplumda yaşayan bireyin o toplumun kültürel değer, amaç ve
kurallarına uygun yaşama isteğinin ortadan kalkması, topluma karşı yabancılaşması,
kuralsızlaşması, karamsarlığa düşmesi anlamlarında kullanılmaktadır (Bayhan, 1995:
16). Spiritüel iyi oluş ölçeğinde anomi alt boyutu spiritüel iyi oluş için olumsuz bir
55
durumdur (Şirin, 2019: 407). Bu nedenle kişilerdeki anomi düzeyinin artması ile
birlikte mutluluk düzeyinin düşmesi beklenen bir durumdur.
Spiritüel iyi oluş toplam puanı ile mutluluk arasında zayıf düzeyde pozitif anlamlı
ilişki bulunmaktadır. Bu da spiritüel iyi oluş artarken mutluluğun da artacağı
beklentisini oluşturur. Aşkınlık alt boyutu ile mutluluk arasında zayıf düzeyde pozitif
anlamlı ilişki vardır. Aşkınlık artarken mutluluğun artması beklenir. Doğayla uyum alt
boyutu ile mutluluk arasında çok zayıf düzeyde pozitif anlamlı ilişki bulunmuştur.
Doğayla uyum düzeyi artarken mutluluk düzeyinin de artması muhtemeldir. Anomi alt
boyutu ile mutluluk arasında zayıf düzeyde negatif anlamlı ilişki bulunmuştur. Anomi
düzeyi arttıkça mutluluk düzeyi azalmalıdır. Nisbet, Zelenski ve Murphy (2011)
çalışmalarında doğayla ilişki içinde olma ve mutluluk arasında pozitif yönlü anlamlı
bir ilişki olduğunu belirtmişlerdir. Zelenski ve Nisbet (2014) doğayla ilişki içinde
olmanın depresyon ile negatif yönlü anlamlı bir ilişki içinde olduğunu ortaya
koymuşlardır.
Yordayıcı değişkenlerin mutluluk üzerindeki göreli önem sırası; iyi oluş toplam puanı,
aşkınlık, doğayla uyum ve anomidir. Spiritüel iyi oluş, Doğayla Uyum, Aşkınlık
mutluluk düzeyi üzerinde anlamlı bir yordayıcıdır. Anomi alt boyutu önemli bir etkiye
sahip değildir.
56
Bu araştırmanın Türk alınyazında spiritüel iyi oluş ile mutluluk arasındaki ilişkiyi
ölçen ilk çalışma olması nedeniyle literatürdeki çalışmalarla kıyaslama
yapılamamaktadır.
Bu araştırmada spiritüel iyi oluşun aşkınlık alt boyutu ile cinsiyet arasında anlamlı
farklılık bulunmuştur. Kadınların aşkınlık boyutu erkeklerden yüksek çıkmıştır. Ancak
aşkınlık boyutunun mutluluğu yordama düzeyi doğayla uyum alt boyutu kadar
belirleyici olmadığı için cinsiyet değişkeninin mutluluk üzerinde anlamlı farklılık
yaratmaması ve mutluluğu yordamaması beklenen bir durum olabilir. Keçeci (2018)
çalışmasında toplumsal cinsiyet algısı ile aşkınlık alt boyutu arasında negatif yönlü
anlamlı bir ilişki bulmuştur. Bu sonuca göre toplumsal cinsiyet algısı yükseldikçe
aşkınlık boyutunun azalması beklenebilir, aşkınlık boyutu azaldıkça da spiritüel iyi
oluş düzeyinin de azalacağı öngörülebilir. Keçeci (2018) doğayla uyum alt boyutu ile
toplumsal cinsiyet algısı arasında pozitif yönlü anlamlı ilişki bulmuştur. Doğayla
uyum düzeyi yükseldikçe toplumsal cinsiyet algısının yükselebileceği ve bu durumun
da spiritüel iyi oluş düzeyini arttıracağı söylenebilir. Yine aynı çalışmada anomi alt
boyutu ile negatif yönlü anlamlı ilişki tespit edilmiştir. Bu çalışmada olduğu gibi
anomi olumsuzluk belirtmektedir. Anomi alt boyutu spiritüel iyi oluş ölçeğinde genel
olarak olumsuz anlam içermektedir. Bu nedenle toplumsal cinsiyet algısı yükseldikçe
anomi düzeyi artabilir ve spiritüel iyi oluş düzeyi azalabilir. Bu çalışmaya katılan
kişilerin mutluluk düzeylerinin ölçülmesi halinde, spiritüel iyi oluş düzeyi arttıkça
mutluluk düzeyi artar sonucuna göre doğayla uyum düzeyinin yükselmesi ve anomi
düzeyinin azalması ile birlikte bu alt boyutlar mutluluğu yordayabilir denilebilir. Bu
sonucun da farklı okul türlerinde görev yapan öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeyleri
ile mutluluk düzeylerini inceleyen bu çalışma ile benzer sonuca ulaştırması
beklenebilir.
57
hareketle kadınların mutluluk düzey puanlarının erkeklere oranla daha fazla çıkması
ve doğayla uyum, anomi alt boyutlarının mutluluğu yordaması beklenebilir.
Bu araştırmada yaş değişkeni spiritüel iyi oluş alt boyutları ile anlamlı farklılık
yaratmamıştır. Bunun nedeni spiritüelliğin içsel bir süreç olması, demografik
değişkenlere bağlı olmaması olabilir. Yaş değişkeni mutluluk üstünde de anlamlı fark
oluşturmamıştır. Mutluluk kavramının yaştan bağımsız, içsel, fiziksel ve ruhsal
ihtiyaçların giderilmesi ile elde edilen bir duygu olması bunun sebebi olabilir ve
mutluluğu yordamaması beklenen bir sonuç olabilir.
Bu araştırmada doğayla uyum alt boyutu puanı öğrenim durumu değişkeninde anlamlı
fark yaratmıştır ve lisans mezunu öğretmenlerin doğayla uyum puanı yüksek çıkmıştır.
Anomi alt boyutu da lisansüstü mezunu öğretmenlerde daha yüksek bulunmuştur. Bu
sonuca göre, lisans mezunu öğretmenlerin mutluluk düzeyinin yüksek çıkması ve
doğayla uyum alt boyutunun mutluluğu yordaması sonucundan hareketle de lisans
mezuniyetinin mutluluğu yordayacağı sonucu beklenirken, öğrenim durumunun
mutluluk üzerinde anlamlı farklılık oluşturmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonucun
nedeni eğitim durumu seçeneklerinin lisans ve lisan üstü olarak iki ile sınırlandırılmış
olması olabilir. Şengül (2007) çalışmasında öğrenim durumunun mutluluğu
etkilemediğini belirtmiştir. Bu durum öğrenim durumunun mutluluğu yordayan bir
unsur olmadığı sonucuna ulaştırabilir. Keçeci (2018) çalışmasında öğrenim
durumunun spiritüel iyi oluş düzeyi üzerinde anlamlı farklılık yaratmadığı sonucuna
ulaşmıştır. Buradan da öğrenim durumunun mutluluğu yordamadığı sonucuna
ulaşılabilir
Bu çalışmada kıdem değişkeni ile spiritüel iyi oluşun alt boyutları arasında anlamlı
farklılık yoktur. Ve buna paralel olarak, kıdem durumu mutluluk üstünde anlamlı
farklılık oluşturmamıştır sonucundan hareketle, bu çalışmada kıdem durumunun
mutluluğu yordamadığını ifade edebiliriz. Düzgün (2016) çalışmasında kıdem yılının
mutluluk üzerinde anlamlı farklılık yarattığı sonucuna ulaşılmıştır. Bu sonuçtan
hareketle bu çalışmada kıdem durumu mutluluğu yordamaktadır sonucuna ulaşılması
beklenebilir. Bu çalışmadaki kişilerin spiritüel iyi oluşlarının ölçülmesi durumunda,
kıdemin mutluluğu yordadığı ve spiritüel iyi oluş düzeyi üzerinde anlamlı farklılık
yaratacağı düşünülebilir.
58
Bu çalışmada çalışılan okul türü spiritüel iyi oluş düzeyi üzerinde anlamlı farklılık
ortaya koymuştur. Spiritüel iyi oluş düzeyi İmam Hatip Lisesinde çalışan
öğretmenlerde daha yüksektir, aşkınlık alt boyutu ise İmam Hatip Ortaokulunda
çalışan öğretmenlerde daha yüksektir. Mutluluğu yordamada spiritüel iyi oluş
puanının etkisinin diğer alt boyutlara göre fazla olmasından hareketle İmam hatip
lisesinde çalışan öğretmenlerin daha mutlu oldukları ve okul türünün mutluluğu
yordadığı sonucuna ulaşılması beklenebilir. En belirleyici alt boyut olan doğayla uyum
ile çalışılan okul türü arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır. Okul türü mutluluk
üzerinde anlamlı farklılık oluşturmuştur ancak İmam Hatip okullarından biri değil
Fen-Anadolu lisesinde çalışan öğretmenler daha mutludur sonucu ortaya çıkmıştır.
Bunun nedeni yordama geçerliliğinde etkisi diğer alt boyutlardan fazla olan doğayla
uyum alt boyutunun değişken ile ilişkisinin olmaması olabilir. Yordama belirleyici
sonuçlardaki farklılıkların sebeplerinden biri araştırma sınırlılıkları olabilir.
Kardaş (2017) çalışmasında İmam hatip Lisesinden mezun olmuş kişilerin spiritüel iyi
oluş düzeyleri diğer okul türlerinden mezun olmuş kişilere göre daha yüksektir
sonucuna ulaşılmıştır. Bu çalışmaya katılan kişilerin mutluluk düzeylerinin ölçülmesi
halinde, spiritüel iyi oluş düzeyi arttıkça mutluluk artar sonucundan hareketle, okul
türünün mutluluğu yordayacağı sonucuna ulaşılabilir. Bulut (2015) çalışmasında Fen
Lisesinde görev yapan öğretmenlerin diğer okul türlerinde görev yapan öğretmenlere
göre daha mutlu oldukları sonucuna ulaşmıştır. Bu çalışmaya katılan öğretmenlerin
spiritüel iyi oluş düzeylerinin incelenmesi halinde, spiritüel iyi oluş düzeyi arttıkça
mutluluk da artar sonucundan hareketle Fen lisesi öğretmenlerinin spiritüel iyi oluş
düzeylerinin daha yüksek çıkması beklenebilecek bir sonuçtur. Ve çalışılan okul türü
mutluluğu yordar sonucuna ulaşılabilir.
5.2. Öneriler
Bu çalışmada farklı okul türlerinde görev yapan öğretmenlerin spiritüel iyi oluş
düzeyleri ile mutlulukları arasındaki ilişki araştırılmıştır. Ayrıca öğretmenlerin
spiritüel iyi oluş ve mutluluk düzeyleri çeşitli değişkenlere göre incelenmiştir.
59
Bundan sonra yapılacak çalışmaların niceliksel yönüne ek olarak niteliksel yöntemlere
de başvurulması ulaşılan sonuçları daha derinlemesine incelenmesine fırsat verebilir.
Kadın öğretmenlerin, lisans mezunu öğretmenlerin, İmam hatip lisesinde görev yapan
öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeylerinin yüksek olması nedeniyle erkek
öğretmenlerin, lisansüstü mezunu öğretmenlerin ve imamhatip okulları haricindeki
okullarda görev yapan öğretmenlerin spiritüelliklerini keşfetmeleri ve yaşamaları için
aktiviteler planlanabilir.
Öğretmenlerin spiritüel iyi oluş düzeylerinin mutlulukları üzerinde olumlu bir etkisi
olduğu sonucundan yola çıkarak öğretmenlerin seminer dönemi programlarında bu
yönde farkındalık yaratacak çalışmalar düzenlenmesi faydalı olabilir.
Spiritüel iyi oluşun alt boyutlarından olan doğayla uyum alt boyutunun mutluluğu
yordamada en güçlü alt boyut olması nedeniyle öğretmenler için doğayla uyumlarını,
ilişkilerini arttıracak etkinlikler planlanabilir.
60
KAYNAKÇA
61
Aydemir, R. E. (2008). Dindarlık ve Mutluluk İlişkisi (İlk Yetişkinlik Dönemi) (Yüksek
Lisans Tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun.
Aydın, A. (2015). Felsefe Düşünce Tarihi. Ankara: Pegem Akademi.
Aydın, M. (2018). John Stuart Mill’in Erdem Teorisi ve Araçsallaştırılmış Değerler.
Sakarya Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 20(37), 53-79.
Aydın, M. (2013). John Stuart Mill’in Faydacı Ahlak Anlayışı. Sakarya Üniversitesi
İlahiyat Fakültesi Dergisi, 15(28), 143-167.
Bayhan, V. (1995). Üniversite Gençliğinde Anomi ve Yabancılaşma (İnönü
Üniversitesi Uygulaması) (Doktora Tezi). İnönü Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Malatya.
Baykal, E. (2018). Spiritüelite (Ruhsallık) ve İş Ortamında Anlam Arayışı. Alanya
Akademik Bakış Dergisi, 2(1), 11-25.
Baysal, S. & Aka, Ç. İ. (2013). Bir Pazarlama Stratejisi Olarak Mutluluk Temasının
Markalar Tarafından Kullanılması: Mutluluk Temelli Pazarlama Üzerine Bir
Araştırma. Sosyal ve Beşerî Bilimler Dergisi, 5(1): 84-93.
Bilgin, D. (2017). Psikolojik ve Öznel İyi Oluş Bağlamında Mutluluk ile Yaratıcılık
Arasındaki İlişkiyi Anlamlandırma (Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Bilgi
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Estitüsü, İstanbul.
Blanchflower, D. G. and Oswald, A. J. (2008). Is well-being u-shaped over the life
cycle? Social Science & Medicine, 66, 1733-1749.
Borhan, N. (2017). Yaşlılardaki Bilgelik ve Psikolojik İyi Oluş Arasındaki İlişkinin
Moderatörleri Olarak İçsel Dindarlık ve Spiritüel İyi Oluş (Yüksek Lisans Tezi).
Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Brome, D. R., Owens, M. D., Allen, K., & Vevaina, T. (2000). An examination of
spirituality among African American women in recovery from substance abuse.
Journal of Black Psychology, 26(4), 470-486.
Brown, I. T., Chen, T., Gehlert, N.C., & Piedmont, R. L. (2013). Age and gender
effects on the assessment of spirituality and religious sentiments (ASPIRES)
scale: A cross-sectional analysis. Psychology of Religion and Spirituality, 5(2),
90-98.
Bulut, A. (2015). Ortaöğretim Öğretmenlerinin Örgütsel Mutluluk Algılarının
İncelenmesi (Doktora Tezi). Gaziantep Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Gaziantep.
Bulut, S. (2018). Üniversite Öğrencilerinin Sahip Olduğu Değerler Psikolojik İyi Oluş
ve Mutluluk Düzeyleri Arasındaki Yordayıcı İlişkiler (Yüksek Lisans Tezi).
İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Bülbül, Ş. & Giray, S. (2011). Sosyodemografik Özellikler ile Mutluluk Algısı
Arasındaki İlişki Yapısının Analizi. Ege Akademik Bakış Dergisi, 11(5): 113-
123.
Canbay, H. (2010). Lise Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeyleri ile Sosyal Beceri
Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İincelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Dokuz Eylül
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Cevizci, A. (2017). Felsefeye Giriş. İstanbul: Say Yayınları.
62
Cihan, M. (2004). John Locke’un Ahlak Üzerine Düşünceleri. Kazım Karabekir
Eğitim Fakültesi Dergisi, 0(10): 11-113.
Cihangir Çankaya, Z. (2009). Öğretmen Adaylarında Temel Psikolojik İhtiyaçların
Doyumu ve İyi Olma. Türk Eğitim Bilimleri Dergisi, 7(3), 691-711.
Cotton, S. P., Levine, E., Fitzpatrick, C., Dold, K., ve Targ, E. (1999). Exploring The
Relationships Among Spiritual Well-Being, Quality of Life, and Psychological
Adjustment in Women With Breast Cancer. PsychoOncology, 8(5), 429-438.
Çakıroğlu, A. (2007). Türkiye’de Yaşam Kalitesi ve Mutluluk Arasındaki İlişki
(Yüksek Lisans Tezi). Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Ankara.
Çelik, Ş. (2008). Lise Öğrencilerinin Öznel İyi Oluşlarının Duygusal Zekâ Açısından
İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Konya.
Çelik, A., vd. (2014). Hemşirelerin Maneviyat ve Manevi Bakımı Algılama Düzeyleri
ve Etkileyen Bazı Faktörlerin Belirlenmesi. Hacettepe Üniversitesi Hemşirelik
Fakültesi Dergisi, 3(1), 1-12.
Çetinkaya, B., Altundağ, S. ve Azak, A. (2007). Spiritüel Bakım ve Hemşirelik. ADÜ
Tıp Fakültesi Dergisi, 8(1), 47.
Çınar, F. & Aslan, F. E. (2017). Spiritüalizm ve Hemşirelik: Yoğun Bakım
Hastalarında Spiritüel Bakımın Önemi. GOP Taksim EAH, Jaren, 3(1), 37-39.
Çirkin, Z. (2015). Gelir ve Mutluluk Arasındaki İlişkinin İncelenmesi (Yüksek Lisans
Tezi). Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Clark, A. E., & Oswald, A. J. (1994). Unhappiness and unemployment. The Economic
Journal, 104, 648–659.
Çolak, E. (2018). Sosyal Fayda Projelerinde Gönüllü Çalışan Üniversite
Öğrencilerinde Mutluluk ve Psikolojik Yardım Aramaya Gönüllülük
Düzeylerinin Değerlendirilmesi (Yüksek Lisans Tezi). Beykent Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Daştan, N. B. & Buzlu, S. (2010). Meme Kanseri Hastalarında Maneviyatın Etkileri
ve Manevi Bakım. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve Sanatı Dergisi,
3(1), 75.
Dedeli, Ö. & Karadeniz, G. (2009). Kanser Ağrısının Kontrolü ile Psikososyal-
Spiritüel Modelin Birleştirilmesi. Ağrı, 21(2), 45-53.
Demir, R. (2017). Öğretmen Adaylarının Mutluluk, İyimserlik, Yaşam Anlamı Ve
Yaşam Doyumlarının İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Gaziantep Üniversitesi,
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Gaziantep.
Demirel, C. (2018). Yetişkinlerde Bağlanma Stillerinin Mutluluk Yaşam Doyumu Ve
Depresyon İle İlişkisinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Işık Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Demirok, İ., Alphan, Y., Süsen, Y. (2014). Mutluluğu Ararken: Teorik Yaklaşımlar ve
Psikoterapiye Yönelik Çıkarımlar. Ayna Klinik Psikoloji Dergisi, 1(2), 40-54.
Diener, E. ve Ryan, K. (2009). “Subjective Well-Being: A General Overview”, South
African Journal of Psychology, 39 (4): 391–406.
63
Dilmaç, B. & Bozgeyikli, H. (2009). Öğretmen Adaylarının Öznel İyi Olma ve Karar
Verme Stillerinin İncelenmesi. Erzincan Üniversitesi Eğitim Bilimleri Dergisi,
11(1), 171-187.
Dinç, G. (2018). Özel Eğitim Kurumlarında Çalışan Özel Eğitim Öğretmenlerinin
Mesleki Tükenmişlik Düzeyleri ile Öznel İyi Oluş Düzeylerinin İncelenmesi
(Yüksek Lisans Tezi). Biruni Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Doğan, T. & Çötok, N. (2011). Oxford Mutluluk Ölçeği Kısa Formunun Türkçe
Uyarlaması: Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması. Türk Psikolojik Danışma ve
Rehberlik Dergisi, 4 (36), 161-172.
Duman, S. (2014). Öğretmen Adaylarında Özgünlük ve Öz Duyarlığın Mutluluk İle
İlişkisinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Karadeniz Teknik Üniversitesi,
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.
Durak, N. (1995). Platon ve Farabi Felsefesinde Erdem Kavramı (Yüksek Lisans
Tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Duran, A. (2016). Okul Yöneticilerinin Mutluluk Düzeylerinin Öz Yeterlilikleriyle
İlişkisi (Yüksek Lisans Tezi). Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Tokat.
Düzgün, O. (2016). Ortaokulda Görev Yapmakta Olan Öğretmenlerin Mutluluk
Düzeyleri ile Sınıf Yönetimi Becerileri Arasındaki İlişki (Yüksek Lisans Tezi).
Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Tokat.
Eğlence, R., Şimşek, N. (2014). Hemşirelerin Maneviyat ve Manevi Bakım
Hakkındaki Bilgilerinin Değerlendirilmesi. Acıbadem Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Dergisi, 5(1), 48-53.
Ekmekci, A. (2004). 20-40 Yaşlar Arası Dini Hayatın İşleyişinde Anomi Problemi
(Adapazarı Örneği) (Yüksek Lisans Tezi). Sakarya Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Sakarya.
Ekşi, H. & Kaya, Ç. (2016). Manevi Yönelimli Psikoterapi ve Psikolojik Danışma.
İstanbul: Kaknüs Yayınları.
Ekşi, K. (2017). Bir Dönem Boyunca Verilen Pozitif Psikoloji Dersinin Öğrencilerin
Mutluluklarına ve Duygularını İfade Etmelerine Olan Etkisinin İncelenmesi
(Yüksek Lisans Tezi). Üsküdar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Emirza, E. G. (2018). Kadın Konukevlerinde Kalan Şiddet Mağduru Kadınların
Çocukluk Çağı Travmaları, Spiritüellik ve Çatışma Yöntemleri Açısından
Psikolojik Belirtilerin Değerlendirilmesi (Yüksek Lisans Tezi). Gazi
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Erdem, M. & Kesgin, B. (2017). Manevi Destek Uygulayıcılarının Manevi Destek
Hizmetlerine İlişkin Görüşleri. Yalova Sosyal Bilimler Dergisi, 7(15), 125.
Erdem, Ş. & Kabasakal, Z. (2015). Psikolojik İyi Olma ve Yetişkin Bağlanma
Boyutları. Eğitim ve Öğretim Araştırmaları Dergisi, 4(1), 82-90.
Erdoğan Kavalalı, T. (2019). Onkoloji Hastalarında Yalnızlık Ve Ölüm Algısı İle
Spiritüel İyilik Hali Arasındaki İlişki (Yüksek Lisans Tezi). Ondokuz Mayıs
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Samsun.
64
Ertürk, B. (2007). Son Dönem Stoa Felsefesinde Ahlak (Yüksek Lisans Tezi). Gazi
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Eryılmaz, A. & Ercan, L. (2011). Öznel İyi Oluşun Cinsiyet, Yaş Grupları ve Kişilik
Özellikleri Açısından İncelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Dergisi, 4(36), 139-151.
Eryılmaz, A. (2011). Ergen Öznel İyi Oluşunun, Öznel İyi Oluşu Arttırma Stratejilerini
Kullanma ile Yaşam Amaçlarını Belirleme Açısından İncelenmesi. Düşünen
Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, 24(1), 44-51.
Evirgen, H. (2016). Sokrates ve Platon Felsefesinde Kendini Bilme Sorunu (Yüksek
Lisans Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Fazla, Z. (2010). Kant Etiğinin Çağdaş İslam Ahlakı Üzerine Etkileri: Ahmet Hamdi
Akseki Örneği (Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Fehring, R. J., Miller, J. F., & Shaw, C. (1997). Spiritual well-being, religiosity, hope,
depression, and other mood states in elderly people coping with cancer. In
Oncology Nursing Forum, 24(4), 663-671.
Follingstad, D. R., ve Rogers, M. J. (2012). Women experiencing psychological abuse:
Are they a homogenous group. Journal of Aggression, Maltreatment & Trauma,
21(8), 891-916.
Furnham, A. ve Berwin, C. R. (1990). Personality and happiness, Personality and
Individual Differences. 11, 1093-1096.
Gomez, R. ve Fisher, J.W. (2005). The spiritual well-being questionnaire: Testing for
model applicability, measurement and structural equivalencies, and latent mean
differences across gender. Personality and Individual Differences, 39 (8), 1383-
1393.
Gökberk, M. (2011). Felsefe Tarihi. İstanbul: Remzi Yayınları.
Gönenç, İ. M., Akkuzu, G., Durdun Altın, R. ve Möroy, P. (2016). Hemşirelerin ve
Ebelerin Manevi Bakıma İlişkin Görüşleri. Gümüşhane Üniversitesi Sağlık
Bilimleri Dergisi, 5(3), 34-38.
Göral, Ş. (2013). İnternet Ortamında Geçirilen Boş Zamanın Üniversite
Öğrencilerinin Mutluluk ve Yaşam Doyum Değerlerine Etkisi (Yüksek Lisans
Tezi). Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Gül, F. (2013). İnsan-Doğa İlişkisi Bağlamında Çevre Sorunları ve Felsefe. Pamukkale
Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 14, 17-21.
Gülcan, A. (2014). Genç Yetişkinlerde İyimserliğin Mutluluk ve Yaşam Doyumu
Üzerindeki Etkisinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Fatih Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Güneş, F. (2008). Descartes ve Spinoza’da Duygu-Ahlak İlişkisi (Yüksek Lisans Tezi).
Gazi Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Haller, M. ve Hadler, M. (2006). How social relations and structures can produce
happiness and unhappiness: An ınternational comparative analysis. Social
Indicators Research, 75(2), 169-216.
65
Harter, J. K., Schmidt, F. L., ve Keyes, C. L. ( 2003). Well-Being in the Workplace
and Its Relationship to Business Outcomes: A Review of the Gallup Studies
Flourishing, Positive Psychology and the Life Well-Lived, 2, 205-224.
Hiçdurmaz, D. & Öz, F. (2013). Stresle Baş etmenin Bir Boyutu Olarak Spiritüelite.
Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 16(1), 50-56.
Holder, M. D., Coleman, B. & Wallace, J. M. (2010). Spirituality, religiousness, and
happiness in children aged 8–12 years. Journal of Happiness Studies, 11(2), 131-
150
Ilgaz, D. (2018). Pozitif Psikoloji Uygulamaları Eğitiminin Öğretmenlerin Psikolojik
Sermaye ve Öznel İyi Oluş Düzeylerine Etkisi (Yüksek Lisans Tezi). Üsküdar
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
İskenderoğlu, M. (2005). Thomas Aquinas’da Mutluluk. Sakarya Üniversitesi İlahiyat
Fakültesi Dergisi, 7(11), 118.
İşleroğlu, S. (2012). Lise Öğrencilerinde Öznel İyi Oluşun Benlik Saygısı, Sosyal
Yetkinlik Beklentisi ve Duyguları İfade Etme Eğilimine Göre Yordanması
(Yüksek Lisans Tezi). Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Ivtzan, I., Chan, C. P., Gardner, H. E. & Prashar, K. (2013). Linking religion and
spirituality with psychological well-being: Examining self-actualisation,
meaning in life, and personal growth initiative. Journal of Religion and Health,
52(3), 915-929.
Jahan, M. ve Khan, S. (2014). Psychological well-being: Spirituality and successful
aging. Indian Journal of Health and Wellbeing, 5(7), 68.
Kabakcı, E., N. (2019). Ebelerde Spiritüel Bakım Yetkinliğinin İncelenmesi (Yüksek
Lisans Tezi). Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü,
Eskişehir.
Kahveci, H. (2015). Vistuous Life Happiness in Epictetus, Socrates and Stoicism
(Yüksek Lisans Tezi). A Thesis Submitted to the Graduate School of Sciences
of Middle East Technical University, Ankara.
Kalafat, S. (1996). Depresyon Mutlulukta Otomatik Düşüncenin Rolü (Yüksek Lisans
Tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun.
Kangal, A. (2013). Mutluluk Üzerine Kavramsal Bir Değerlendirme ve Türk Hane
Halkı İçin Bazı Sonuçlar. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 12(44), 214-233.
Kara, M., M. (2010). İş Tatmini ile Mutluluk ve Başarı Arasındaki İlişkinin
İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Kardaş, S. (2017). Sanal Kimlik ve Spiritüel İyi Oluşun Üniversite Öğrencilerinin
Narsistlik Eğilimlerini Yordayıcılığı (Doktora Tezi). Marmara Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Katja, R., Päivi, Å. K., Marja‐Terttu, T., & Pekka, L. (2002). Relationships Among
adolescent subjective well‐being, health behavior, and school satisfaction.
Journal of School Health, 72(6), 243-249.
66
Kavas, E. & Kavas, N. (2014). Manevi Destek Algısı (MDA) Ölçeği: Geliştirilmesi,
Geçerliği ve Güvenirliği. İnternational Periodical For The Languages
Literature and History of Turkish or Turkic, 9(2), 905-907.
Kaya, Y. (2014). Mutluluk Öğretisi Bağlamında Stoa Felsefesi (Yüksek Lisans Tezi).
İnönü Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Malatya.
Keçeci, B. (2018). Evli Kadınların Psikolojik İstismar Profillerinin Toplumsal
Cinsiyet Algıları ve Spiritüel İyi Oluşları Açısından İncelenmesi (Yüksek Lisans
Tezi). Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Keleş, H. N. (2011). Pozitif Psikolojik Sermaye: Tanımı, Bileşenleri ve Örgüt
Yönetimine Etkileri. Organizasyon ve Yönetim Bilimleri Dergisi, 3(2), 340-350.
Keng, H. A. ve Hooi, S. W. (1995). Assessing quality of life in Singapore: An
exploratory study, Social Indicators Research, 35(1), 71-91.
Kızılırmak, Ö. (2015). Genç Yetişkinlerde Yaşamda Anlamın Maneviyat ve Kişilik
Özellikleri Açısından İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Gazi Üniversitesi,
Eğitim Fakültesi, Ankara.
Kilit, N. N. (2019). Kader Algısı-Psikolojik İyi Oluş İlişkisi Üzerine Bir Araştırma
(Yüksek Lisans Tezi). Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Erzurum.
Korkut Owen, F. & Owen, D. (2012). İyilik Hali Yıldızı Modeli, Uygulanması ve
Değerlendirilmesi. Uluslararası Avrasya Sosyal Bilimler Dergisi, 3(9), 24-33.
Koruklu, N., Feyzioğlu, B., Özenoğlu Kiremit, H., ve Aladağ, E. (2013).
Öğretmenlerin İş Doyumu Düzeylerinin Bazı Değişkenlere Göre İncelenmesi.
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 13(25): 119-137.
Kostak, M.A., Çelikalp, Ü., Demir, M. (2010). Hemşire ve Ebelerin Maneviyat ve
Manevi Bakıma İlişkin Görüşleri. Maltepe Üniversitesi Hemşirelik Bilim ve
Sanatı Dergisi, Sempozyum Özel Sayısı, 25-218.
Koydemir, S. & Mısır, S. (2015). Benlik Kurguları ve Mutluluk: Deneysel Bir
Hazırlama Çalışması. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 5(44), 49-
60.
Köse, S. K. (2008). Korelasyon ve regresyon analizi. Çevrimiçi) http://tr. scribd.
com/doc/2066772/korelasyon-analizi, 9.
Kurnaz, M. (2015). İlk Yetişkinlerde Dini Yönelim-Mutluluk İlişkisi (Yüksek Lisans
Tezi). Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Isparta.
Kurt, N. (2018). Öğretmenlerin Psikolojik Sermaye Algıları ile Psikolojik İyi Oluşları
ve İş Doyumları Arasındaki İlişki (Doktora Tezi). Gazi Üniversitesi, Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Lowder, T. (2006). A Ghost in the Machine: The Important Role of Workplace
Spirituality. SSRN Electronic Journal, 10(2139).
https://ssrn.com/abstract=932811 or http://dx.doi.org/10.2139/ssrn.932811
Malkoç, A. (2011). Öznel İyi Oluş Müdahale Programının Üniversite Öğrencilerinin
Öznel İyi Oluş Düzeylerine Etkisi (Doktora Tezi). Marmara Üniversitesi, Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Mok E, Wong F, Wong D. (2009). The Meaning Of Spirituality and Spiritual Care
Among The Hong Kong Chinese Terminally Ill. JAN, 66(2), 360-370.
67
Mutluer, S. (2006). Özgüven Oluşmasında Manevi Değerlerin Rolü (Yüksek Lisans
Tezi). Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Narcıkara, E. (2017). Spiritüel Liderlik Davranışının Algılanan Performans Üzerine
Etkisi (Doktora Tezi). Yıldız Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul.
Nas, İ. (2018). Hemşirelerin Maneviyat ve Manevi Bakım Algıları ile Mesleğe Yönelik
Tutumları Arasındaki İlişki (Yüksek Lisans Tezi). Atatürk Üniversitesi, Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, Erzurum.
Nisbet, E. K., Zelenski, J. M., & Murphy, S. A. (2011). Happiness is in our nature:
Exploring nature relatedness as a contributor to subjective well-being. Journal
of Happiness Studies, 12(2), 303-322.
Odabaş, S. (2013). La définition Aristotélicienne du Bonheur en Tant Qu'activite de
l'âme Conforme à la Vertu / Ruhun Erdeme Uygun Etkinliği Olarak
Aristoteles'in Mutluluk Tanımı (Yüksek Lisans Tezi). Galatasaray Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Odabaş, U. K. (2019). Eudaimonia’nın Sokratik Görünümü: Erdem Bilgidir ve Hiç
Kimse Bilerek Kötülük Yapmaz. Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
23(1), 93-102.
Odabaşı, Ş. (2016). Üniversite Öğrencilerinin Online Oyun Bağımlılığı Düzeylerinin
Öznel Mutluluk Düzeyleriyle İlişkisi (Yüksek Lisans Tezi). Sakarya Üniversitesi,
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sakarya.
Omay, M. (2004). Aristoteles Ahlakında ‘Mutluluk’ Kavramı (Yüksek Lisans Tezi).
İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Öğüt, N. (2018). Kültürlerarası Duyarlılık Düzeyi ile Etkinmerkezcilik, Yaşam
Doyumu ve Mutluluk Düzeyleri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi (Doktora Tezi).
Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Örgev, M. & Günalan, M. (2011). İşyeri Maneviyatı Üzerine Eleştirel Bir
Değerlendirme. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İktisadi ve İdari
Bilimler Fakültesi Dergisi, 1(2), 51-64.
Özbaşaran, F., Ergül, Ş., Bayık Temel, A., Gürol Aslan, G., Çoban, A. (2011). Turkish
nurses’ perceptions of spirituality and spiritual care. Journal of Clinical Nursing,
20, 21-22.
Özdoğan, Ö. (2005). Ruhsal Yaklaşım ve İnsan Türkiye’de Bir Uygulama Örneği.
Tasavvuf: İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi, 6(15), 137-152.
Özen, Y. & Gül, A. (2007). Sosyal ve Eğitim Bilimleri Araştırmalarında Evren-
Örneklem Sorunu. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi
Dergisi, 0(15), 394-472.
Özen, Y. (2010). Tanrı- Sen ve Ben Üçümüzün Yolu- Pastoral Psikoloji ve
Danışmanlığın Gerekliliği Üzerine. Din Bilimleri Akademik Araştırma Dergisi,
10(2), 41-57.
Özkan, A. (2017). İlkokul ve Ortaokul Öğretmenlerinin İş Doyumu Düzeyi (Balıkesir
İli Merkez İlçeler Örneği) (Yüksek Lisans Tezi). Balıkesir Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Balıkesir.
68
Öztaş, İ. (2018). Farklı Kurumlarda Çalışan Memurların Serbest Zaman Doyum Ve
Mutluluk Düzeylerinin Belirlenmesi (Kırıkkale İli Örneği) (Yüksek Lisans Tezi).
Ağrı İbrahim Çeçen Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ağrı.
Öztürk, A. (2015). Öğretmenlerin Sahip Oldukları Yaşam Amaçları ve Sosyal
Desteğin Öznel İyi Oluş Üzerindeki Yordayıcı Rolü. Uluslararası Türk Eğitim
Bilimleri Dergisi, 338-347.
Saleem, R. (2017). Spirituality in relation to quality of life and psychological well-
being among religious and non-religious persons. Indian Journal of Positive
Psychology, 8(3), 420- 424.
Sancak, T. (2019). Öğretmenlerin Okullardaki Mekân Düzenlemelerine İlişkin
Memnuniyetleri ile Mutlulukları ve Örgütsel Bağlılıkları Arasındaki İlişki
(Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Sav, S. (2017). Etik Bir Problem Olarak İkincil Doğa: Çevre (Yüksek Lisans Tezi).
İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Sayar, K. (2011). Ruh Hali. İstanbul: Timaş Yayınları.
Saygın, Y. (2008). Üniversite Öğrencilerinin Sosyal Destek, Benlik Saygısı ve Öznel
İyi Oluş Düzeylerinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Saygılı, S. (2016). Mutluluk Elimizde. İstanbul: Elit Yayınları.
Scott, E. L. & Agretsti, A. A. (1998). Factor Analysis of The Spiritual Well-Being
Scale and Its Clinical Utility With Psychiatric Inpatients. Journal for The
Scientific Study of Religion. 37(2), 314–322.
Sevindik, D. (2015). Orta Yaş Bireylerde Dindarlık-Mutluluk İlişkisi: Denizli Örneği
(Yüksek Lisans Tezi). Süleyman Demirel Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Isparta.
Seligman, M. & Csikszentmihalyi, M. (2000). Positive Psychology: An Introduction.
American Psychologist, 55 (1), 5–14.
Sheldon, K. & King, L. (2001). Why Positive Psychology is Necessary. American
Psychologist, 56 (3), 216-217.
Sönmez, M. (2016). İletişim ve Mutluluk İlişkisi (Yüksek Lisans Tezi). Marmara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Subramanian, S.V., Kim, D., ve Kawachi, I. (2005). “Covariation in the
socioeconomic determinants of self rated health and happiness: A multivariate
multilevel analysis of individuals and communities in the USA”, Journal of
Epidemiology and Community Health, 59, 664 – 669.
Sülü, E. (2006). Yoğun Bakımda Yatan Çocuk Hastaların Annelerinin Manevi Bakım
(Spiritüel Bakım) Gereksinimleri (Yüksek Lisans Tezi). Ege Üniversitesi, Sağlık
Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Şahin, F. (2018). Şizofreni Hastalarının Algılanan Aile Desteği ile Mutluluk Düzeyi
Arasındaki İlişki (Yüksek Lisans Tezi). Atatürk Üniversitesi, Sağlık Bilimleri
Enstitüsü, Erzurum.
69
Şahin, G., N., (2011). Üniversite Öğrencilerinin Kendini Açma, Öznel İyi Oluş ve
Algıladıkları Sosyal Destek Düzeylerinin Karşılaştırılması (Yüksek Lisans
Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Şahin, Y. (2015). Üniversite Öğrencilerinin mutluluk, iyimserlik ve Özgecilik
Düzeylerinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Gaziosmanpaşa Üniversitesi,
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Tokat.
Şaşmaz, Ş., C., (2016). Çocuğu Olan Evli ve Evli Olmayan Bireylerin Psikolojik
Sağlamlık ve Mutluluk Düzeylerinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Beykent
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Şeftalici, B. (2017). Lise Son Sınıf Öğrencilerinde Sınav Kaygısı ve Maneviyat
Şanlıurfa-Viranşehir Örneği (Yüksek Lisans Tezi). Çukurova Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Şengül, F. (2007). Dindarlık ve Ruh Sağlığı İlişkisi (Yüksek Lisans Tezi). Marmara
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Şirin, T. (2019). Evli Çiftlerin Spiritüel İyi Oluşları ile Evlilik Doyumları Arasındaki
İlişki. Ekev Akademi Dergisi, 77, 389-410.
Taşdemir, E. (2018). Psikologlarda Bilinçli Farkındalık ve Psikolojik Dayanıklılık İle
Psikolojik İyi Oluş Arasındaki İlişkinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi).
İstanbul Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Tingaz, E. O. (2014). Beden Eğitimi ve Spor Öğretmenliği ile Bazı Öğretmen
Adaylarının Duygusal Zekâ ve Mutluluklarının Karşılaştırılması (Yüksek Lisans
Tezi). Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Topcu, B. (2011). Epiküros'ta Ataraxia Kavramı Pierre Gassendi'nin Felsefesine
Yansımalar (Yüksek Lisans Tezi). Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Erzurum.
Toprak, Y. (2018). Maneviyat, Yaşam Amaçları ve İyi Oluş Arasındaki İlişki (Yüksek
Lisans Tezi). Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Tokat.
Topuz, C. (2013). Üniversite Öğrencilerinde Özgeciliğin Öznel İyi Oluş ve Piskolojik
İyi Oluş ile İlişkisinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Fatih Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Tuncay, T. (2007). Kronik Hastalıklarla Başetmede Tinsellik. Sağlık ve Toplum
Dergisi, 17(2), 14-15.
Tuncer, M. (2006). Aristo ve Farabi’de Mutluluk Düşüncesi (Yüksek Lisans Tezi).
Cumhuriyet Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Sivas.
Turan, E. Y. (2015). İlkçağ Felsefesinde Faydacılığın Temelleri. Atatürk İletişim
Dergisi, (8), 250-256.
Tuzcuoğlu, N. (2008). Kant’ta Ödev Ahlakının Temellendirilişi (Yüksek Lisans Tezi).
Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Tuzgöl Dost, M. (2004). Üniversite Öğrencilerinin Öznel İyi Oluş Düzeyleri (Doktora
Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
70
Türkdoğan, T. (2010). Üniversite Öğrencilerinde Temel İhtiyaçların Karşılanma
Düzeyinin Öznel İyi Oluş Düzeyini Yordamadaki Rolü (Yüksek Lisans Tezi).
Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli.
Uçar, M. (2017). Yaşlılarda Yaşam Kalitesi ile Spiritüalite Arasındaki İlişki (Yüksek
Lisans Tezi). İnönü Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Malatya.
Uygur, D. (2016). Hemşirelerin Spiritüalite ve Spiritüel Bakım Algısının Belirlenmesi
ve İş Doyumu ile Arasındaki İlişkinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Abant
İzzet Baysal Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Bolu.
Ünaldı, N. (2013). Descartes’in Etik Anlayışı (Yüksek Lisans Tezi). Dokuz Eylül
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İzmir.
Wong K.F, Lee L.Y.K, Lee J.K.L. (2008). Hong Kong enrolled nurses’ perceptions of
spirituality and spiritual care. International Nursing Review, 55, 333–340.
Wu L.F, Lin L.Y. (2011). Exploration of clinical nurses’ perceptions of spirituality
and spiritual care. Journal of Nursing Research, 19(4), 250-256.
Yavuz, Ç. (2006). Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Öğrencilerinde Öznel İyi Olma
Hali, Psikiyatrik Belirtiler ve Bazı Kişilik Özellikleri: Karşılaştırmalı Bir
Çalışma (Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul.
Yazıcı, Ö. (2015). Beden Eğitimi Öğretmen Adaylarının Mutluluk ve Zindelik
Düzeylerinin İncelenmesi (Yüksek Lisans Tezi). Karadeniz Teknik Üniversitesi,
Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.
Yılmaz, M. (2010). Holistik Bakımın Bir Boyutu: Spiritüalite, Doğası ve Hemşirelikle
İlişkisi. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi, 14(2), 61-70.
Yılmaz, M. Ve Okyay, N. (2009). Hemşirelerin Maneviyat ve Manevi Bakıma İlişkin
Görüşleri. Hemşirelikte Araştırma Geliştirme Dergisi, 11(3), 41-52.
Yoon, E., Chang, C. C. T., Clawson, A., Knoll, M., Aydin, F., Barsigian, L., ve
Hughes, K. (2015). Religiousness, spirituality, and eudaimonic and hedonic
well-being. Counselling Psychology Quarterly, 28(2), 132-149.
Zelenski, J. M., & Nisbet, E. K. (2014). Happiness and feeling connected: The distinct
role of nature relatedness. Environment and Behavior, 46(1), 3- 23.
71
EKLER
Ek 1:
72
Ek 2:
73
Ek 3:
74
Ek 4:
75
Ek 5:
76
Ek 6:
77
ÖZGEÇMİŞ
KİŞİSEL BİLGİLER
E-Posta: ozdenyilmaz1@hotmail.com
EĞİTİM
MESLEKİ DENEYİM
78