Aile Aidiyeti Ölçek Formu

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 135

T.C.

Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Bilim Dalı

ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN MUTLULUK DÜZEYLERĠNĠN


AĠLE AĠDĠYETĠ VE MANEVĠ YÖNELĠMLERĠNE
GÖRE YORDANMASI

Sümeyye Ġrem YETER


(Yüksek Lisans Tezi)

Ġstanbul, 2019
T.C.
Marmara Üniversitesi
Eğitim Bilimleri Enstitüsü
Eğitim Bilimleri Anabilim Dalı
Rehberlik ve Psikolojik DanıĢmanlık Bilim Dalı

ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN MUTLULUK DÜZEYLERĠNĠN


AĠLE AĠDĠYETĠ VE MANEVĠ YÖNELĠMLERĠNE
GÖRE YORDANMASI

Sümeyye Ġrem YETER


(Yüksek Lisans Tezi)

DanıĢman
Doç. Dr. Müge YÜKSEL

Ġstanbul, 2019
Tüm kullanım hakları
M.Ü. Eğitim Bilimleri Enstitüsü’ne aittir.
© 2019
i
ÖZGEÇMĠġ

2015-2019 : Marmara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Eğitim Bilimleri


Ana Bilim Dalı Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Yüksek
Lisans Programı

2015-Halen : Yalova Üniversitesi Hukuk Fakültesi

2013-2015 : İstanbul Üniversitesi Hasan Ali Yücel Eğitim Fakültesi Rehberlik


ve Psikolojik Danışmanlık

2011-2013 : Cumhuriyet Üniversitesi Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik


Danışmanlık

2007-2011 : Elazığ Kaya Karakaya Anadolu Lisesi

ĠLETĠġĠM BĠLGĠLERĠ

Çalıştığı Kurum : Kocaeli/ Körfez Hereke Nuh Çimento Mesleki ve Teknik


Anadolu Lisesi Psikolojik Danışman ve Rehber Öğretmen
E-Posta : sumeyyeiremtr@gmail.com

ii
ÖNSÖZ

Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin aile aidiyeti ve manevi


yönelimlerine göre yordanması amaçlanmıştır. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre
sonuçlara ve bu sonuçlara göre de önerilere yer verilmiştir.

Tanıdığım andan itibaren bilgisi, içtenliği, yapıcılığı ve yol göstericiliği ile bana ışık tutan,
farklı olmayı öğreten; tez yazım sürecimde verdiği destekle motivasyonumun düşmesine izin
vermeyen, sorularıma vakit ayırıp bitmeyen bir sabırla yanıt veren, sorunlarımın çözüme
ulaşmasında değerli desteğini hiç esirgemeyen, kıymetli hocam Doç. Dr. Müge YÜKSEL‟e çok
teşekkür ederim. Tez savunma sürecinde bana vakit ayıran verdiği kıymetli dönütleriyle bana
yardımcı olan tanımaktan memnuniyet duyduğum Doç. Dr. Durmuş ÜMMET ve Doç. Dr.
Füsun EKŞİ hocalarıma çok teşekkür ederim.

Evlatları olmaktan hep gurur duyduğum; hakkı, hukuku, eşitliği, inancı, merhameti, saygıyı,
sevgiyi ve daha nicelerini bana öğretme gayreti ile çabalayan ve beni tüm bu kavramlarla
büyüten; kendimi geliştirmem için her türlü olanağı sağlayan, varlıklarıyla güç bulduğum,
sevgisini ve duasını hep üzerimde hissettiğim kıymetli annem Nevin ŞENOL‟a ve kıymetli
babam Ümit ŞENOL‟a sonsuz teşekkür ederim.

Sorumluluk almayı, paylaşmayı, anlaşmayı öğrenmeme vesile olan, doğduğu andan itibaren
manevi olarak en büyük destekçim sevgili kardeşim Abdullah Taha ŞENOL‟a teşekkür ederim.

Yollarımızın kesişmesini büyük bir lütuf olarak algıladığım, tez sürecim boyunca beni hep
destekleyen, yoğun çalışma temposunda kendine kalan azıcık vakti bile benim için harcayarak
beni çalışmalarımda yalnız bırakmayan, zorlandığım her anda aslında çözümün o kadar da zor
olmadığını bana gösteren, hoşgörüsünü ve anlayışını her zaman örnek aldığım değerli eşim
Reşat YETER‟e teşekkür ederim.

Sümeyye Ġrem YETER

iii
ÖZET

ÜNĠVERSĠTE ÖĞRENCĠLERĠNĠN MUTLULUK DÜZEYLERĠNĠN


AĠLE AĠDĠYETĠ VE MANEVĠ YÖNELĠMLERĠNE
GÖRE YORDANMASI

Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin aile aidiyeti ve manevi


yönelimlerine göre yordanması amaçlanmıştır. Araştırmada üniversite öğrencilerinin
mutluluk düzeyi ile aile aidiyet düzeyi, mutluluk düzeyi ile manevi yönelim düzeyi,
manevi yönelim düzeyi ile aile aidiyet düzeyi arasında ilişki olup olmadığını ve bu
değişkenlerin çeşitli demografik değişkenlere göre farklılık gösterip göstermediğini
ortaya koymak amaçlanmıştır.

Araştırmanın evrenini 2017-2018 eğitim öğretim yılında Marmara Üniversitesi Atatürk


Eğitim Fakültesinde okumakta olan üniversite öğrencileri oluşturmakta olup,
örneklemini ise evrenden küme örnekleme ile seçilmiş Atatürk Eğitim Fakültesinin
çeşitli bölümlerinde okuyan 146 erkek (%28,2), 371 kadın (%71,8) toplam 517 birey
oluşturmuştur. Araştırmada demografik veriler ile ilgili bilgi elde etmek amacıyla
hazırlanmış olan 12 soruluk kişisel bilgi formu; mutluluk düzeylerini belirlemek
amacıyla Doğan ve Sapmaz tarafından (2012) gerekli geçerlik ve güvenirlik çalışmaları
yapılarak Türkçe‟ye uyarlanmış olan 29 maddelik Oxford Mutluluk Ölçeği; Aile aidiyet
düzeyleriyle ilgili fikir sahibi olmak için Mavili, Kesen ve Daşbaş (2014) tarafından
geliştirilen 17 maddeden oluşan Aile Aidiyet Ölçeği; manevi yönelimlerini ölçmek için
Kasapoğlu tarafından (2015) geliştirilen 16 maddeden oluşan Manevi Yönelim Ölçeği,
kullanılmıştır.

Yapılan çalışma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin


mutluluk düzeyleri ile cinsiyet, öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm,
mezun olunan lise türü, baba meslek durumu, anne meslek durumu, baba eğitim
durumu, anne eğitim durumu, aile tipi, kardeş sayısı ve barınılan yer değişkenleri
arasında istatiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı, mutluluk düzeyi ile algılanan maddi
durum değişkeni arasında anlamlı fark olduğu sonucu elde edilmiştir.

iv
Manevi yönelimleri ile cinsiyet, öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm,
baba meslek durumu, anne meslek durumu, aile tipi, algılanan maddi durum, barınılan
yer değişkenleri arasında istatiksel açıdan anlamlı bir fark olmadığı; manevi yönelim
düzeyleri ile mezun olunan lise türü, baba eğitim durumu, anne eğitim durumu ve
kardeş sayısı değişkenleri arasında istatiksel açıdan anlamlı fark olduğu sonucu elde
edilmiştir.

Aile aidiyeti ile cinsiyet, öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, mezun
olunan lise türü, baba meslek durumu, anne meslek durumu, baba eğitim durumu, anne
eğitim durumu, aile tipi, kardeş sayısı, barınılan yer değişkenleri arasında istatiksel
açıdan anlamlı bir fark olmadığı, yalnızca aile aidiyet düzeyi ile algılanan maddi durum
değişkeni arasında anlamlı fark olduğu sonucu elde edilmiştir.

Mutluluk düzeyi ile manevi yönelim arasında düşük düzeyde pozitif yönde anlamlı bir
ilişki olduğu sonucu; mutluluk düzeyi ile aile aidiyet düzeyi arasında kendilik aidiyeti
ve aile aidiyeti alt boyutlarında da pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu sonucu,
manevi yönelim ile aile aidiyeti arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu sonucu
elde edilmiştir. Ayrıca manevi yönelim ve aile aidiyeti puanlarının mutluluk puanları
üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu sonucu elde edilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Mutluluk, Aile Aidiyeti, Manevi Yönelim, Üniversite Öğrencileri

v
ABSTRACT

PREDICTING THE HAPPINESS LEVELS OF UNIVERSITY STUDENTS


ACCORDING TO FAMILY BELONGING AND SPIRITUAL ORIENTATION

In this study, it was aimed to predict the happiness levels of university students
according to family belonging and spiritual orientation. The aim of this study is to
determine whether there is a relationship between the level of happiness and family
belonging, level of happiness and spiritual orientation, level of spiritual orientation and
family belonging; and whether these variables are related to various demographic
variables.

The universe of the study consists of the university students studying at Marmara
University Atatürk Faculty of Education during the 2017-2018 academic year and the
sample of the study consists of 517 individuals in total as 146 males (28.2%) and 371
females (71.8%) studying at various departments of the Faculty of Education. The
sample was chosen from the universe with cluster samling method. The 12-item
personal information form prepared for obtaining information about the demographic
data; 29-item Oxford Happiness Scale adapted into Turkish by performing the required
validity and reliability assessments by Doğan and Sapmaz (2012) in order to determine
the levels of happiness; Family Belonging Scale consisting of 17 items and developed
by Mavili, Kesen and Daşbaş (2014) for gaining insight about the levels of family
belonging; 16-item Spiritual Orientation Scale developed by Kasapoğlu (2015) for
measuring spiritual orientations were used in the study.

According to the findings obtained, there was not a statistically significant difference
between the happiness levels of students and the variables of gender, class level,
department, the graduated high school type, father professional status, mother
professional status, mother educational status, family type, number of sibling and place
to live in; there was also a significant difference between the variables of level of
happiness and perceived financial status.

It was also found out that there was not a statistically significant difference between the
spiritual orientations of students and the variables of gender, class level, department,
father professional status, mother professional status, family type, perceived financial

vi
status; there was also a significant difference between the spiritual orientation levels of
students and the variables of the graduated high school type, father educational status,
mother educational status and number of sibling.

It was concluded that there was not a statistically significant difference between the
family belonging of students and the variables of gender, class level, department,
graduated high school type, father professional status, mother professional status, father
educational status, mother educational status, family type, number of sibling, place to
live in; there was a significant difference between the family belonging and the variable
of perceived financial status.

It was revealed that there was a positively significant relationship between the level of
happiness and spiritual orientation; there was a positively significant relationship
between the level of happiness and family belonging in the sub-dimensions of self-
belonging and family belonging; there was a positively significant relationship between
the spiritual orientation and family belonging. In addition, it was found that the scores
of spiritual orientation and family belonging scores had a significant effect on the scores
of happiness.

Keywords: Happiness, Family Belonging, Spiritual Orientation, University Students

vii
ĠÇĠNDEKĠLER

ONAY ............................................................................ Hata! Yer işareti tanımlanmamış.


ÖZGEÇMĠġ .................................................................................................................... ii
ÖNSÖZ ........................................................................................................................... iii
ÖZET .............................................................................................................................. iv
ĠÇĠNDEKĠLER ............................................................................................................ viii
TABLOLAR LĠSTESĠ ................................................................................................... x
KISALTMALAR VE SEMBOLLER ........................................................................ xiv
BÖLÜM I: GĠRĠġ ........................................................................................................... 1
1.1. Problem Durumu ...................................................................................................... 1
1.2. Amaç ........................................................................................................................ 5
1.3. Önem ........................................................................................................................ 6
1.4. Sayıltılar ................................................................................................................... 8
1.5. Sınırlılıklar................................................................................................................ 8
1.6. Tanımlar ................................................................................................................... 9
BÖLÜM II: ĠLGĠLĠ ALANYAZIN............................................................................. 10
2.1. Mutluluk ................................................................................................................. 10
2.1.1. Mutluluk Kuramları ................................................................................... 12
2.1.1.1. Uyum Kuramı .............................................................................. 13
2.1.1.2. Aşağıdan Yukarıya ve Yukarıdan Aşağıya Kuramları
(Tabandan Tavana Kuramı ve Tavandan Tabana Kuramı) ......... 14
2.1.1.3. Mutluluğu Anlamlandırma Yaklaşımı......................................... 14
2.1.1.4. Sabit Nokta Kuramı ..................................................................... 15
2.1.1.5. Erek (Telic-Amaç) Kuramı ......................................................... 15
2.1.1.6. Etkinlik Kuramı ........................................................................... 16
2.1.1.7. Akış Kuramı ................................................................................ 16
2.1.1.8. Yargı Kuramı (Sosyal Karşılaştırma Yaklaşımı) Kuramı ........... 16
2.1.2. Mutluluğun Belirleyicileri ve Mutluluğu Etkileyen Faktörler ................... 17
2.1.2.1. Kişilik .................................................................................... 17
2.1.2.2. Ekonomik Durum ........................................................................ 18

viii
2.1.2.3. Sosyal Destek ve Aile.................................................................. 20
2.1.2.4. Maneviyat ve Din ........................................................................ 21
2.1.3. Mutluluk ile İlgili Araştırmalar .................................................................. 23
2.2. Aile Aidiyeti ........................................................................................................... 32
2.2.1. Aile Kavramı .............................................................................................. 32
2.2.2. Aidiyet 33
2.2.3. Aile Aidiyeti ............................................................................................... 35
2.2.4. Aidiyet ve Aile Aidiyeti ile İlgili Yapılmış Araştırmalar .......................... 37
2.3. Manevi Yönelim ..................................................................................................... 40
2.3.1. Maneviyat ve Ruh Sağlığı .......................................................................... 41
2.3.2. Maneviyat ve Manevi Yönelim ile İlgili Yapılmış Araştırmalar ............... 43
BÖLÜM III: YÖNTEM ............................................................................................... 47
3.1. Araştırmanın Modeli .............................................................................................. 47
3.2. Evren ve Örneklem ................................................................................................. 47
3.3. Veri Toplama Araçları ............................................................................................ 48
3.3.1. Kişisel Bilgi Formu .................................................................................... 48
3.3.2. Oxford Mutluluk Ölçeği............................................................................. 48
3.3.3. Aile Aidiyet Ölçeği .................................................................................... 49
3.3.4. Manevi Yönelim Ölçeği ............................................................................. 50
3.4. Verilerin Toplanması .............................................................................................. 50
3.5. Verilerin Analizi ..................................................................................................... 51
BÖLÜM IV: BULGULAR ........................................................................................... 53
BÖLÜM V: SONUÇ ..................................................................................................... 84
5.1. Yargı ....................................................................................................................... 84
5.2. Tartışma .................................................................................................................. 87
5.3. Öneriler ................................................................................................................... 97
KAYNAKÇA ............................................................................................................... 100
EKLER ........................................................................................................................ 114
Ek 1: Kişisel Bilgi Formu ............................................................................................. 114
Ek 2: Oxford Mutluluk Ölçeği ...................................................................................... 115
Ek 3: Manevi Yönelim Ölçeği ...................................................................................... 116
Ek 4: Aile Aidiyet Ölçeği ............................................................................................. 117

ix
TABLOLAR LĠSTESĠ

Tablo 4.1. Cinsiyet Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri ............................... 53


Tablo 4.2. Sınıf Düzeyi Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri ........................ 53
Tablo 4.3. Bölüm Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri .................................. 54
Tablo 4.4. Mezun Olunan Lise Türü Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri .... 54
Tablo 4.5. Baba Meslek Durumu Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri ......... 55
Tablo 4.6. Anne Meslek Durumu Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri ......... 55
Tablo 4.7. Baba Eğitim Durumu Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri .......... 56
Tablo 4.8. Anne Eğitim Durumu Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri .......... 56
Tablo 4.9. Aile Tipi Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri .............................. 57
Tablo 4.10. Algılanan Maddi Durum Değişkeni İçin Frekans ve Yüzde Değerleri ..... 57
Tablo 4.11. Kardeş Sayısı Değişkeni için Frekans ve Yüzde Değerleri ....................... 57
Tablo 4.12. Barınılan Yer Değişkeni için Frekans ve Yüzde Değerleri ....................... 58

Tablo 4.13. Oxford Mutluluk Ölçeği için , , , , Çarpıklık ve


Basıklık Değerleri ...................................................................................... 58

Tablo 4.14. Manevi Yönelim Ölçeği için , , , , Çarpıklık ve Basıklık


Değerleri .................................................................................................... 58

Tablo 4.15. Aile Aidiyeti Ölçeği ve Alt Boyut Puanları için , , , ,


Çarpıklık ve Basıklık Değerleri ................................................................. 59
Tablo 4.16. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Cinsiyet Değişkenine Göre
Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız
Grup t Testi Sonuçları ............................................................................... 60
Tablo 4.17. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Öğrenim Görülen Sınıf Düzeyi
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 60
Tablo 4.18. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Öğrenim Görülen Bölüm
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 61
Tablo 4.19. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Mezun Olunan Lise Türü
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 61
Tablo 4.20. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Baba Meslek Durumu
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 62

x
Tablo 4.21. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Anne Meslek Durumu
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Kruskal Wallis-H Testi Sonuçları ................................................ 62
Tablo 4.22. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Baba Eğitim Durumu
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Kruskal Wallis-H Testi Sonuçları ................................................ 63
Tablo 4.23. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Anne Eğitim Durumu
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 63
Tablo 4.24. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Aile Tipi Değişkenine Göre
Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................................................... 64
Tablo 4.25. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Algılanan Maddi Durum
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 64
Tablo 4.26. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Algılanan Maddi Durum
Değişkenine Göre Hangi Alt Gruplar Arasında Farklılaştığını
Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)
Sonrası Scheffe Testi Sonuçları ................................................................. 65
Tablo 4.27. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Kardeş Sayısı Değişkenine
Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ............................................ 66
Tablo 4.28. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Barınılan Yer Değişkenine
Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ............................................ 66
Tablo 4.29. Aile Aidiyet Ölçeği ile Alt Boyut Puanlarının Cinsiyet Değişkenine
Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan
Bağımsız Grup t Testi Sonuçları ............................................................... 67
Tablo 4.30. Aile Aidiyet Ölçeği ile Alt Boyut Puanlarının Bazı Demografik
Değişkenlere Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve Kruskal Wallis
H-testi Sonuçları ........................................................................................ 68
Tablo 4.31. Aile Aidiyet Ölçeği ile Alt Boyut Puanlarının Bazı Demografik
Değişkenlere Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 69
Tablo 4.32. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Cinsiyet Değişkenine Göre
Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız
Grup t Testi Sonuçları ............................................................................... 70
Tablo 4.33. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Öğrenim Görülen Sınıf Düzeyi
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 70

xi
Tablo 4.34. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Öğrenim Görülen Bölüm
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 71
Tablo 4.35. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Mezun Olunan Lise Türü
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 71
Tablo 4.36. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Lise Türü Değişkenine Göre
Hangi Alt Gruplar Arasında Farklılaştığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonrası Tamhane‟s
Testi Sonuçları ........................................................................................... 72
Tablo 4.37. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Baba Meslek Durumu
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 73
Tablo 4.38. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Anne Meslek Durumu
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Kruskal Wallis-H Testi Sonuçları ................................................ 74
Tablo 4.39. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Baba Eğitim Durumu
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Kruskal Wallis-H Testi Sonuçları ................................................ 74
Tablo 4.40. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Baba Eğitim Durumu
Değişkenine Göre Hangi Alt Gruplar Arasında Farklılaştığını
Belirlemek Üzere Yapılan Kruskal Wallis H-Testi Sonrası Mann
Whitney-U Testi Sonuçları ........................................................................ 75
Tablo 4.41. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Anne Eğitim Durumu
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 76
Tablo 4.42. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Anne Eğitim Durumu
Değişkenine Göre Hangi Alt Gruplar Arasında Farklılaştığını
Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA)
Sonrası Tamhane‟s Testi Sonuçları ........................................................... 77
Tablo 4.43. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Aile Tipi Değişkenine Göre
Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................................................... 78
Tablo 4.44. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Algılanan Maddi Durum
Değişkenine Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ....................... 78
Tablo 4.45. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Kardeş Sayısı Değişkenine
Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ............................................ 79
Tablo 4.46. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Kardeş Sayısı Değişkenine
Göre Hangi Alt Gruplar Arasında Farklılaştığını Belirlemek Üzere
Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonrası Tamhane‟s
Testi Sonuçları ........................................................................................... 80

xii
Tablo 4.47. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Barınılan Yer Değişkenine
Göre Farklılaşıp Farklılaşmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları ............................................ 81
Tablo 4.48. Oxford Mutluluk Ölçeğinden Alınan Puanlarla Manevi Yönelim
Ölçeği Puanları Arasındaki İlişkiyi Belirlemek Üzere Yapılan
Pearson Çarpım Moment Korelasyon Analizi Sonuçları .......................... 81
Tablo 4.49. Oxford Mutluluk Ölçeğinden Alınan Puanlarla Aile Aidiyet Ölçeği
ile Alt Boyut Puanları Arasındaki İlişkiyi Belirlemek Üzere Yapılan
Pearson Çarpım Moment Korelasyon Analizi Sonuçları .......................... 82
Tablo 4.50. Manevi Yönelim Ölçeğinden Alınan Puanlarla Aile Aidiyet Ölçeği
ile Alt Boyut Puanları Arasındaki İlişkiyi Belirlemek Üzere Yapılan
Pearson Çarpım Moment Korelasyon Analizi Sonuçları .......................... 82
Tablo 4.51. Manevi Yönelim Ölçeği Puanları ile Aile Aidiyet Ölçeği Puanlarının
Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarını Yordama Düzeyine İlişkin Çoklu
Regresyon Analizi Sonuçları ..................................................................... 83

xiii
KISALTMALAR VE SEMBOLLER

% : Yüzde

%geç : Geçerli puanların yüzdesi

%yığ : Geçerli puanların kümülatif (yığınlaştırılmış) yüzdesi

Akt : Aktaran

f : Frekans

p : Anlamlılık Düzeyi

sd : Serbestlik Derecesi

SPSS : İstatistik Paket Programı

TDK : Türk Dil Kurumu

www : World Wide Web

xiv
1

BÖLÜM I: GĠRĠġ

Bu bölümde sırayla araştırmanın problem durumuna, alt problemlerine, amacına,


önemine, sınırlılıklarına ve araştırmayla ilgili temel tanımlara yer verilmiştir.

1.1. Problem Durumu

İnsanların sahip olduğu olumlu ve olumsuz olarak düşünülen pek çok duygu durumu
bulunmaktadır. Bunlardan biri olan mutluluk durumu, bireyin olumlu duyguları,
olumsuz duygulara göre daha fazla deneyimlemesi olarak tanımlanmaktadır (Diener,
1984). Mutluluk hali bireyden bireye değişkenlik göstermektedir. Diener‟e göre (2000)
mutluluk kavramı ile öznel iyi oluş kavramı aynı anlamı karşılamaktadır yani eş
değerdir.Mutluluk bireyin hayatını ele alıp göz önünde bulundurarak vardığı noktadır
(Yetim, 2001. s.17). Mutluluk kavramının psikoloji alanında ele alınıp çalışılması
pozitif psikoloji çalışmalarının çoğalmasından sonra artmıştır. Mutluluk ile ilgili
yapılmış olan araştırmalara bakıldığında mutluluk kavramının pek çok disiplinde ve
bilim alanında ele alındığı görülmüştür. Geçmiş zamanlarda mutluluk ile alakalı felsefe,
ekonomi, tarih gibi birçok disiplinde araştırmalar yapılmış; mutluluk ile ilgili bilgiler
elde edilmeye çalışılmıştır. Örneğin nörofizyolojik açıdan mutluluk kavramı ile ilgili
mutluluğun beynin hangi loblarıyla ilişkili olduğuna, hormon düzeylerine göre mutluluk
durumuna dair çalışmalar sürdürülmüştür (Bülbül ve Giray, 2001). Mutluluğu etkileyen
demografik değişkenlere bakılmış, hangi durumlarda mutluluk düzeyinin nasıl değiştiği
ile ilgili bulgular ortaya konulmuştur. Mutlulukla ilgili çalışmalara bakıldığında zaman
ilgili alan yazında öznel iyi oluş kavramı ile yer değiştirilerek kullanıldığı belirlenmiştir
(Cihangir Çankaya, 2008). İyi oluş, yaşam doyumu, öznel iyi oluş, iyilik hali gibi
kavramlar da mutlulukla ilişkilendirilerek ara ara mutluluk yerine kullanılmaktadır
(Tuzgöl Dost, 2004). Bu nedenle alan yazın incelenirken mutlulukla birlikte öznel iyi
oluş ile ilgili de pek çok araştırma yapıldığı tespit edilmiştir. Küsgülü (2014) üniversite
öğrencileri ile yaptığı çalışmada umut ve mutluluk arasında ilişki olduğu sonucunu elde
etmiştir. Kermen ve Sarı (2014) üniversite öğrencileri ile yaptığı çalışmada; ihtiyaç
2

doyumunun öznel iyi oluşu önemli derecede yordadığı bulgusune elde etmiştir. Doğan
(2013) 18-61 yaş arasındaki bireylerle yaptığı araştırmada kişilik özelliklerinden
dışadönüklük, sorumluluk, deneyime açıklık ile öznel iyi oluş arasında pozitif yönde
ilişki olduğu, nevrotiklik ile öznel iyi oluş arasında negatif yönde ilişki olduğu
bulgularını elde edilmiştir. Eryılmaz (2011) ergenlerle yaptığı çalışmasında olumlu
gelecek beklentisine sahip ergenlerin öznel iyi oluş düzeyinin sahip olmayanlara göre
yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir. İlhan (2009), üniversite öğrencileriyle yaptığı
araştırmada yaşam amaçları ile psikolojik ihtiyaçların doyumunun öznel iyi oluş ile
anlamlı düzeyde ilişkili olduğu sonucunu elde etmiştir. İlhan ve Özbay (2010) 18-28 yaş
aralığındaki 1474 öğrenciyle yaptıkları çalışmada içsel amaçların öznel iyi oluşu dışsal
amaçlardan daha fazla yordadığı sonucunu elde etmişlerdir. Eryılmaz ve Ercan (2011)
öznel iyi oluşun yaş, cinsiyet ve kişilik özellikleri açısından incelenmesi amacıyla 14-17
yaş arasındaki ergenlerle, 19-25 yaş arası genç yetişkinlerle ve 26-45 yaş arası
yetişkinlerle çalışmış, çalışma sonucunda 26-45 yaş grubundaki erkek katılımcıların
kadın katılımcılara oranla daha yüksek öznel iyi oluşa sahip olduklarını, 19-25 yaş
grubundaki katılımcıların diğer gruplara göre daha düşük düzeyde öznel iyi oluşa sahip
olduklarını bulmuşlardır.

Yapılan tüm bu araştırmaların yanında pozitif psikolojinin önem kazanmasıyla birlikte


aktif hala gelen mutluluk kavramını ortaya koyabilmek için, mutluluğun ne olduğu,
mutluluk yolları gibi pek çok noktaya açıklık getirilmeye çalışılmış, mutluluk ile ilgili
yapılan araştırmalarda; mutluluk durumunun kaynakları, neye göre değişkenlik
gösterdiği ve belirleyicilerinin ne olduğu araştırılmıştır (Doğan, 2013).

Pozitif psikolojinin mutluluk kavramıyla birlikte affedicilik, iyimserlik, değerler gibi


pek çok kavramı ele alarak güçlenmesiyle maneviyat alanındaki çalışmalarda da artış
olmuştur. Bu durum mutluluk durumu ile manevi yönelim arasındaki ilişkinin merak
edilmesine neden olmuştur (Ekşi, Kaya ve Çiftçi, 2016. s.26.). Literatüre bakıldığında
maneviyat kavramının çok farklı şekillerde tanımlandığı göze çarpmaktadır. Spritüalite,
tinsellik ve maneviyat kavramları eş değer anlamları içermektedir ve birbirlerinin yerine
kullanılan kavramlardır (Esendir, 2016). Maneviyat insan yaşamına anlam katan,
bireyin destek ve güç aldığı bir kavram olarak tanımlanmaktadır (Karaırmak, 2004).
3

Maneviyat kavramının temeli ilahi bir güce karşılık gelebileceği gibi, bu kavram bireyin
güç aldığı, tatmin olduğu ve daha iyi hissettiği sanat, resim, doğa vb. gibi bir kavramla
da ilişkili olabilir (Tuncay, 2007). Horozcu‟ya göre (2010) dinden farklı olarak
maneviyat kavramının beraberinde getirdiği uygulanması gereken kuralları, birtakım
faaliyetleri veya zorunlulukları yoktur. Bu durum din ile maneviyat arasındaki farkın
sınırının çizilmesinde önemlidir.

Maneviyat kavramının tanımıyla ilgili farklı açıklamalar söz konusudur. Maneviyat


kavramının din bilimciler tarafından daha din temelli ve ilahi boyutla birlikte ele alınan
bir tanımı yapılmaktadır. Sosyal bilimciler tarafından ise çağın getirilerine ve bireyin
içinde bulunduğu duruma göre tanımının yapıldığı görülmüştür (Esendir, 2016).

Pozitif psikolojinin temel olarak ele aldığı konular olan öznel iyi oluş, yaşam doyumu,
umut, iyimserlik, merhamet, şefkat, affedicilik, farkındalık ve maneviyat kavramı gibi
kavramlar zamanla daha detaylı olarak araştırılmaya başlanmıştır (Seligman ve
Csikszentmihalyi, 2000). Maneviyat kavramının da pozitif psikoloji çalışmalarının
artmasıyla birlikte daha fazla ele alındığı görülmüştür. Seligman‟a (2002) göre,
bireylerin sağlığına ilişkin tıbbi müdahalelerin arttığı ikinci dünya savaşından sonraki
zaman diliminde; bireylerin olumlu, güçlü ve geliştirilmeye açık olan yönleri yeterince
önemsenmemiştir. Bu durum pozitif psikolojinin gelişimiyle birlikte insanların iyi
yaşamı için güçlü yönlerinin ele alınması gerektiği düşüncesiyle son bulmuştur
(İmamoğlu, 2017. s.215).

Mutluluk kavramının pek çok faktörle alakalı olduğu belirtilmişti. Bu faktörlerden biri
olarak aile kavramı düşünülmektedir. Cenkseven ve Akbaş (2007) üniversite öğrencileri
ile yaptıkları, öznel iyi olmanın ve psikolojik iyi olmanın yordayıcılarını inceledikleri
çalışmada sosyal ilişkilerin ve bunun içerisinde yer alan ebeveyn ile ilişkilerin
mutluluğun belirleyicilerinden olduğunu ortaya koymuştur. Toplumsal bir varlık olan
insanın hayatı boyunca istemli ya da istemsiz kimlik oluşturma sürecinde yakın bulduğu
ya da şartların ona uygun şekilde getirdiği gruplara ait olduğu aşikârdır. Bu grubun
içerisinde kendini ifade ettiği, grupta karşılıklı olarak etkileşim içinde olduğu zaman
zaman dayanışma duygusunu yaşadığı fırsatlar elde etmektedir. Bu zaman dilimleri
bireyin kendini o gruba ait hissetmesini sağlamaktadır. Birbirini kabul etme ve
4

benimseme süreçlerini içeren bu duruma verilen isim toplumsal aidiyettir (Alptekin,


2011). Sosyal destek sağlıklı bir yaşam için bir gereksinimdir (Ardahan, 2006). İnsan
hayatında ailenin sosyal destek, sosyal hayat, ekonomik destek, bakım verme vb.
şekilde rolleri ve işlevleri vardır (Mavili, 2015 s.11-13). Bu rollerin sağlıklı olarak
sürmesi işlevselliği ortaya çıkarır. Aile içindeki dayanışma, iletişim, karşılıklı saygı ve
aidiyetle sağlıklı işlevler öne çıkarılmış olur. Bu durumda öne çıkan kavramlardan
aidiyet bireyin içinde bulunduğu ortamı değerlendirmesine ve deneyimlemesine katkı
sağlar. Aidiyet kavramı kişinin kendini ailesine ne kadar ait hissettiğini ortaya koyduğu
kendilik aidiyeti ve ailesine ne kadar ait olduğunu düşündüğü aile aidiyeti alt
boyutlarıyla ele alınmıştır. Seçim hakkının bireyde olması kaydıyla aile içi ilişkilere
vurgu yapan aidiyet kavramı sosyalleşmeye yardımcı olan bir noktadadır. Bireyi
bireysellikten alarak toplumsal bir konuma getiren aidiyet kavramının pek çok
değişkenle ilişkili olabileceği düşünülmektedir (Mavili, Kesen ve Daşbaş, 2014). Saki
(2018) aile aidiyetini spor ve demografik değişkenlere göre incelemiştir. Güneş (2018)
genç yetişkinlerde aile aidiyet duygusunu güvengenlik ve utangaçlık bağlamında ele
almıştır. Aslantürk (2017) tam aileye ve parçalanmış aileye sahip bireylerin aile
aidiyetlerini karşılaştırmıştır.

Bu çalışmada aile aidiyeti ile ilişkili olabilecek değişkenlerden biri olarak mutluluk
kavramı düşünülmüştür. Bireyin mutluluk düzeyi ile aile aidiyet düzeyi arasında bir
ilişki olduğu düşünülmektedir. Bireyin yaşamdan keyif almasını sağlayan bu duyguyla
bireyin manevi yönelimi ve aile aidiyeti arasında bir ilişki olabileceği düşüncesi bu
araştırmanın problem durumudur. Bu durumdan yola çıkarak bireylerin mutluluk
düzeyleri ve manevi yönelimleri ile aile aidiyetleri arasındaki ilişkiye bakılmasına karar
verilmiştir.

Son zamanlarda hayatımızda yoğun kaygı, stres, huzursuzluk gibi kavramlar sık sık
karşımıza çıkmaktadır. Olumsuz olarak tanımlanabilecek bu duygu durumların
fazlalığının mutluluk kavramının eksikliğiyle ilgili olabileceği düşünülmektedir. Bu
araştırma da mutluluğun temel olarak alınmasının ilk nedeni budur. Aynı şekilde
değişen dünya ve toplum şartları aile kavramına yeni bir bakış getirmiştir. Bireylerin
kendilerini içinde hissettikleri, onaylandıkları, istendikleri, sevildikleri ortam olan aileye
5

ilişkin olma durumları aidiyet kavramı ile açıklanmaktadır. Bireyler aidiyetten yoksun
kaldıklarında daha uyumsuz davranışlar göstermekte ve kendilerini daha olumsuz bir
noktada hissetmektedirler. Bu durum kişilerin bulundukları aile yapısına karşı aidiyet
durumları ile mutluluk düzeyleri arasında bir ilişki olabilir mi? sorusunu akla
getirmektedir. Toplumsal yapı içerisinde bireylerin fiziksel ve ruhsal hastalıklarının
artması, memnuniyetsiz hissetmeleri, sağlıksızlık ve çeşitli psikolojik rahatsızlıklar,
yaşamdan doyum alamama, stres düzeyinin artması ve tüm bunlarla birlikte mutsuzluk
giderek artan bir orana sahiptir. Bu yapılara bakıldığı zaman mutluluk kavramı ile
etkileşim içinde olabileceği düşünülen bireyin manevi yönelimi ve içinde bulunduğu
ana sistemde kendinin ne kadar yer edindiğini ortaya koyan aile aidiyeti bu araştırmada
ele alınarak, aralarındaki ilişki durumunun ortaya konulması hedeflenmiştir.

Tüm bu açıklamalar göz önünde bulundurulduğunda, bu çalışmada mutluluk düzeyi ile


manevi yönelim ve aile aidiyeti arasında ilişki olup olmadığına ve aile aidiyeti ile
manevi yönelim arasında ilişki olup olmadığına bakılmıştır.

1.2. Amaç

Bu araştırmanın amacı; üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile aile aidiyetleri


ile manevi yönelimleri arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu araştırmada, üniversite
öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin aile aidiyeti ve manevi yönelimlerine göre
yordanması amaçlanmıştır. Bu çalışmanın ana sorusu olarak mutluluk ile manevi
yönelim ve aile aidiyeti arasında bir ilişki olup olmadığını incelenmiş ve ayrıca bu
doğrultuda aşağıdaki sorulara da yanıt aranmıştır.

1. Üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri demografik özelliklere (cinsiyet,


öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, mezun olunan lise türü, baba
mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin eğitim durumu, aile tipi,
algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?

2. Üniversite öğrencilerinin aile aidiyeti düzeyleri demografik özelliklere (cinsiyet,


öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, mezun olunan lise türü, baba
6

mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin eğitim durumu, aile tipi,
algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) göre anlamlı farklılık
göstermekte midir?

3. Üniversite öğrencilerinin manevi yönelim düzeyleri demografik özelliklere


(cinsiyet, öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, mezun olunan lise
türü, baba mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin eğitim durumu,
aile tipi, algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) göre anlamlı
farklılık göstermekte midir?

4. Üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile manevi yönelimleri arasında ilişki


var mıdır?

5. Üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile aile aidiyetleri arasında ilişki var
mıdır?

6. Üniversite öğrencilerinin manevi yönelim düzeyleri ile aile aidiyetleri arasında ilişki
var mıdır?

7. Üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri aile aidiyetleri ve manevi yönelim


tarafından yordanmakta mıdır?

1.3. Önem

Bu çalışmada mutluluk durumu ile bireyin içinde yetiştiği toplumun yapı taş olan aileye
olan aidiyeti ve bireyin manevi yönelim durumu arasında bir ilişki olup olmadığını
ortaya koymak ve bu konuda detaylı bilgileri ortaya çıkarmak amaçlanmıştır.
Ülkemizdeki 18 yaş altı bireylerin %12 ile %22 arasındaki kısmı ruh sağlığı konusunda
desteğe ihtiyaç duymaktadır (Eryılmaz, 2009a). Psikoloji biliminde mutluluk kavramı
kaygı, stres gibi kavramlardan çok sonra ön plana çıkmıştır (Eryılmaz, 2011). Bu
durum bize mutluluk düzeyini ve iyi oluşu arttırma yollarının incelenmesinin
gerekliliğini göstermektedir. Bireyin sahip olduğu olumlu duyguların fazlalığı bireyi
mutlu olarak tanımlatmaktadır. Bireyler olumlu duyguları yaşamayı olumsuz duygular
yaşamaya tercih ederler. Birey bu duyguları yaşarken aynı zamanda toplumsal bir
7

sistem içerisinde yer almaktadır. Her insanın doğumundan itibaren içinde bulunduğu
toplumsal bir yapı mevcuttur. Kişinin toplumsal bir varlık olmasından süregelen ve
ihtiyaçlarını karşılıklı olarak giderebileceği bir yapıya ihtiyaç duymasıyla devam eden
süreçte aidiyet yadsınamaz bir yere sahiptir (Alptekin, 2011). Bireylerin bu toplumsal
yapı içinde kendilerine edindikleri yer, orada kabul edilip onaylanma durumları oraya
karşı olan hisleri aidiyet kavramının içine girer. Aidiyet ihtiyacını gideremeyen bireyler
bütünleşemezler bu durumda manevi ihtiyaçları karşılanmadığı için ruhsal sorunlar
ortaya çıkabilir (Güneş, 2014 s.18). Toplumun en küçük yapı taşı olan aile içerisinde
bireylerin kendilerini oraya ait hissedip hissetmediklerini öğrenmek ve çıkan sonuca
göre bu durumun bireylerin mutluluk düzeyleri ile alakalı olup olmadığını öğrenmek
araştırmamız için önemlidir. Bu sonuç mutluluk düzeyinin artmasıyla ya da azalmasıyla
bireyin aile içerisinde aitlik hissiyatının karşılanıp karşılanmamasının ya da bireyin
bunu nasıl algıladığının arasında nasıl bir ilişki olduğunu ortaya koyacaktır. Çıkan
sonuca göre aidiyetle ilgili çeşitli aile ve mutluluk programları, etkinlikleri
geliştirilebilir.

Bireyin destek aldığı bir güç kaynağı olarak da maneviyat düşünülmektedir (Karaırmak,
2004). İnsanın anlam arayışı sürecinde kendini daha güçlü daha iyi hissedip mutlu
olarak tanımlamasının maneviyatla ilişkili olabileceği düşünülmektedir. Pozitif
psikolojinin temel konularından biri olan mutluluk ile manevi yönelim arasında ilişki
olup olmadığı öğrenilerek konuyla alakalı müdahale ve farkındalık programları
düzenlenebilir. Çeşitli eğitim programları bu çerçevede geliştirilebilir. Konuyla alakalı
daha geniş kapsamlı çalışmalar yapılabilir. Bu araştırmadan çıkan sonuçlar, yapılacak
çalışmalar için fikir kaynağı olabilir.

Mutluluk halinin; insanın varlığı itibari ile bir parçası olduğu aile kavramına özenini,
verdiği değerini bütün içinde kendini gördüğü yerini kapsayan aile ve aile aidiyeti ile
kendi iç dünyasındaki değerlerine bakışı olan manevi durumu arasında bir ilişki olup
olmayacağı merak uyandıran bir durumdur. Literatür incelendiğinde mutluluk ile aile
aidiyetinin ve manevi yöneliminin beraber ele alındığı bir çalışma görülememiştir.
Mutluluk kavramıyla, bireyin aile aidiyetinin ve manevi yöneliminin arasındaki ilişkinin
ortaya konulduğu, mutluluğun aile aidiyeti ve manevi yönelimi yordayıp yordamadığına
8

bakıldığı bu araştırmanın alan yazına katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Araştırmadan


elde edilen bulguların ruh sağlığı ile ilgili çalışma yapan araştırmacılara katkı
sağlayacağı, mutluluğu ele alan araştırmacıların mutlulukla ilişkili kavramları
incelerken yapacağı yeni araştırmalara ışık tutacağı, mutluluğu arttıracak müdahale
programları, aile eğitim programları ve psikolojik danışma alanında uzman kişiler
tarafından manevi yönelimli psikolojik danışma çalışmaları geliştirilirken yapılacak
araştırmalara katkı sağlayacağı düşünülmektedir.

1.4. Sayıltılar

1. Çalışma grubundan geçerli ve güvenilir bilgiler alındığı, ölçme araçlarını içtenlikle


ve tarafsız olarak cevaplandığı varsayılmıştır.

2. Örneklemin evreni temsil ettiği varsayılmıştır.

3. Oxford Mutluluk Ölçeğinin mutluluk durumunu ortaya koymakta yeterli olduğu,


Aile Aidiyet Ölçeğinin bireylerin aile aidiyet durumunu ortaya koymakta yeterli
olduğu ve Manevi Yönelim Ölçeğinin amacını gerçekleştirebilecek yeterlilikte
olduğu varsayılmıştır.

4. Oluşturulan kişisel bilgi formunun demografik bilgileri almakta ve istenilen bilgileri


toplamakta yeterli olduğu varsayılmıştır.

1.5. Sınırlılıklar

1. Bu çalışma, çalışma grubunu oluşturan Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim


Fakültesinde 2017-2018 Eğitim öğretim yılında eğitim öğretim gören öğrenciler ile
sınırlıdır.

2. Araştırma esnasında toplanacak olan veriler ölçüm araçları olan; Kişisel Bilgi
Formunun, Oxford Mutluluk Ölçeğinin, Aile Aidiyet Ölçeğinin ve Manevi Yönelim
Ölçeğinin ölçtüğü maddeler ile sınırlıdır.
9

1.6. Tanımlar

Mutluluk: İyi his bırakan duyguların kötü his bırakan duygulara göre daha fazla olma
durumudur (Diener, 1984). Mutluluk yaşamdan üst seviyelerde alınan doyum, olumlu
duyguları fazlaca yaşama, olumsuz hissettiren duyguları daha az yaşama hali olarak
tanımlanır (Doğan, 2013).

Aidiyet: Herhangi bir nesneye, topluluğa, gruba, yapıya, insana ve bunlar gibi çeşitli
unsurlara ilişkin olma durumu ya da mensubiyet olarak tanımlanır (Alptekin, 2011).
İlkçağdan günümüze, bireysellikten çıkıp toplumsallaşma sürecine geçilmesiyle
paylaşım ve güç birliğini kapsayan, insanların bu bağlamda devam ettirdiği çok yönlü
duyguların bütünüdür (Elitaş ve Keskin, 2014).

Aile Aidiyeti: Bireyin söz hakkına ve hayır deme hakkına saygı duyulacak şekilde,
kendini ailesinin içinde görmesi ve oraya uygun hissetmesidir (Mavili, Kesen ve
Daşbaş, 2014).

Maneviyat: Varoluşsal olarak bireyin destek ve güç aldığı; din kavramı gibi kendine
özgü kuralları, ritüelleri olmayan, insanın maddi olmayan iç kısmına odaklanan bir
kavram olarak tanımlanmaktadır (Karaırmak, 2004).

Manevi Yönelim: Bireyin maddi olmayan içsel dünyasına odaklanması durumu ve


kendi iç dünyasına olan bakışıdır (Eğlence ve Şimşek, 2014).
10

BÖLÜM II: ĠLGĠLĠ ALANYAZIN

Bu bölümde mutluluk, aile aidiyeti ve manevi yönelim konularıyla alakalı alan yazından
bilgilere yer verilmiştir.

2.1. Mutluluk

Mutluluk kavramı geçmişten günümüze, bireylerin mutlu olmayı istemesi ve bunu


amaçlamasıyla önemli bir kavram olmuştur. Bu sebeple de çeşitli araştırmaların konusu
olarak önümüze çıkmıştır. Bu kavram toplumdaki pek çok meslek ve bilim grubunun
çalışma alanı içerisine girmiştir (Bülbül ve Giray, 2011). Doğumundan itibaren bireyler
mutlu olma isteğindedirler ve bu isteği yerine getirmek için bir arayış içerisindedirler
(Acaboğa, 2007). Felsefe tarihinde bireyin en yüksek ve nihai güdüleyicisi olarak
mutluluk kavramı temel alınmasına karşın, psikologlar mutluluk kavramını biraz ihmal
etmişlerdir. Mutluluk mutsuzluğun tersidir anlayışı 1970‟lerde tartışılmaya başlanmış ve
mutluluk üzerinde araştırmalar artmaya başlamıştır (Yetim, 2001. s.133). Türk Dil
Kurumu‟na göre mutluluk hasret duyulan şeylere tam ve daimî olarak ulaşmaktan
dolayı yaşanan kıvanç, ongunluk, bahtiyarlık, mesut olma ve saadettir (TDK, 2018).
Mutluluk olumlu hislerin olumsuz hislere oranla daha fazla hissedilmesi durumudur
(Kangal, 2013).

Bireylerin haz isteği ve hayatlarını olumlu şeylerle renklendirme isteği her zaman var
olmuştur. Olumsuz yaşantılar bireyi olumsuz duygu haline sokarken olumlu yaşantılar
bireyin istediği niteliklerdir (Yetim, 2001. s.13). Mutluluk kişinin iyi olarak adlandırdığı
duygular bütünü olarak ele alınmaktadır (Eryılmaz, 2014. s.36). Doğan (2013)
mutluluğu iyi hissettiren duyguların olumsuz hissettiren duygulara ağır basması olarak
tanımlamıştır. Mutluluk mutlu olduğunu ifade eden bireyin hissettiği şeydir (Yetim,
2001 s.134). Tanımı zor olan mutluluk kavramı herkesin idealinde olan ama sadece
ideal olarak kalmayıp yaşam içerisinde sürekli var olması istenen duygulardır
(Türkdoğan, 2010). İngilizce „de mutluluk kelimesine karşılık olarak memnuniyet, neşe,
11

sevinç gibi pek çok kelime gelmektedir (Toprak, 2014). Öznel iyi oluş kavramı yerine
günlük hayatta mutluluk kavramı tercih edilmektedir (Cihangir Çankaya, 2008). İyi
oluş, yaşam doyumu, öznel iyi oluş, iyilik hali gibi kavramlar da mutlulukla
ilişkilendirilerek ara ara mutluluk yerine kullanılmaktadır (Tuzgöl Dost, 2004).

Öznel iyi oluş kavramı ile ilgili yapılan kapsamlı ilk çalışma 1967 yılında Wilson‟un
doktora tezi için yaptığı araştırmadır ve bu çalışmada Wilson mutlu bireyi sağlıklı,
eğitimli, zekâ seviyesinden genç, evli, özsaygısı yüksek, mütevazı, amaçları olan birey
olarak tanımlamıştır (Diener, Suh, Lucas ve Smith, 1999). Diener‟a (1984) göre
mutluluk kavramının yerine eş olarak kullanılabilen öznel iyi oluş kavramının içinde
bulundurduğu üç öğesi vardır. Bunlar öznel iyi oluş kişiye özeldir ve kişinin
yaşantısında yer alır; öznel iyi oluş olumsuz faktörlerin yokluğuyla sınırlı kalmaz
olumlu faktörlerin varlığıyla da ilgilidir ve öznel iyi oluş yaşamın bir yönünün
değerlendirilmesinden çok genel yaşamın değerlendirmesi durumudur. Diener (1984)
öznel iyi oluşu duygusal olarak iyi hissetmekle alakalı olan duygulanım boyutu ve
kişinin yaşamıyla ilgili kendi fikirlerini içeren bilişsel boyut olmak üzere iki boyutta ele
almıştır. Andrews ve Withey‟ın (1976) bahsettiği yaşam doyumu, olumlu duygulanım
ve olumsuz duygulanımdan faydalanmıştır. İki boyutu olan öznel iyi oluş kavramının
bilişsel boyutunda bireyin hayatını bir çeşit değerlendirmesi olan yaşam doyumu,
duygusal boyutunda ise istek, neşe, alaka gibi duyguları barındıran olumlu duygulanım
ve üzüntü, elem, acı, suçluluk gibi duyguları barındıran olumsuz duygulanım yer
almaktadır (Diener, 1984). Bradburn (1969) ise psikolojik açıdan olumluluk hali olan
mutluluğun, olumlu ve olumsuz duygulanım dengesinin işlevi olarak yer aldığını;
mutlulukla iyi oluşun ilişkili olduğunu ancak aynı olmadığını belirtmiştir. Ancak
yapılan birçok araştırmada bu iki kavram birbirlerinin yerine kullanılmış ve aynı şeyi
ifade etmiştir (Akın, 2008).

Bireylerin gerçekleştirmek istediği hedeflerden biri mutluluğa ulaşmaktır. Bireyler


mevcut bulunan hayat şartlarından memnunlarsa bu şartlar onlara doyum veriyorsa,
olumlu duyguları olumsuz duygulara karşı daha fazla tadıyorlarsa bu bireyler yüksek
öznel iyi oluşa sahip bireylerdir (Eryılmaz, 2010). Her ne kadar insanların mutlu
hissetme koşulları birbirinden farklılaşsa da mutlu bireylerin sağlıklı, iyi eğitimli,
12

dışadönük, iyimser, az üzüntüsü olan bireyler olduğuna dair bir düşünce mevcuttur.
Mutluluk kişinin gözünden yaşamının değerlendirilmesiyle oluşturduğu tepkilerden,
düşüncelerden, oluşmaktadır. Bu değerlendirmeler yaşanan hazların, sevinçlerin
oluşturduğu olumlu duygu, kötü ve acı verici şeylerin az olduğu olumsuz duygu ve
hayatı ile ilgili genel yargılarından oluşan bir süreç değerlendirmesi olan yaşam doyumu
olmak üzere üç genel boyuttan oluşmaktadır (Yetim, 2001.s17.)

Bireyin kendi hakkındaki görüşlerine bakıldığında mutlu olduğu anları mutsuz olduğu
anlara oranla daha fazla deneyimleyen kişi mutlu kişidir (Eryılmaz, 2011). Mutluluk
kavramı kişilik özelliği olarak da ele alınmaktadır. Mutlu bireylerin belirli karakteristik
özellikleri yoktur ancak ilişkilerinde güçlü, başarılı ve dışa dönük özellikler gösterirler
(Myers ve Diener, 1995).

Bireyin olumlu tarafına odaklanılmasını temel alan pozitif psikoloji 2000‟li yılların
başından beri psikoloji içerisinde etkisini devem ettirmektedir. Seligman ve
Csikszentmihalyi (2000) olumsuz kavramlar yerine maneviyat, sorumluluk, mutluluk
gibi kavramlara odaklanılması gerektiğini belirtmişlerdir (Demir Çelebi, 2014). Pozitif
psikolojinin temelini atan Martin Seligman olumsuz durumların nedenlerine yönelmek
yerine kişilerdeki olumlu ve işlevsel özelliklerin neler olduğuna yönelmiştir. Bu tarz
sorular psikolojide iyi oluş kavramının incelenmesine ortam oluşturmuştur (Akın,
2008). Öznel iyi oluş ya da mutluluk kavramı pozitif psikolojinin odağı konumundadır.

Mutlu bireyler olumsuz yaşantılarında bile mevcut durumu zihninde yeniden


kurgulayarak olumsuz yaşantıdan olumlu bir kazanım elde edebilirler (Yetim, 2001.
s.14.)

2.1.1. Mutluluk Kuramları

Mutluluk kuramları bireylerin nasıl ve ne şartlarda mutlu olduğunu, bireyin yapısı ve


mutluluk durumu arasındaki ilişkiyi açıklamaktadır. Bu kuramlardan bazılarına
değinilmiştir.
13

2.1.1.1. Uyum Kuramı

Mutluluk ile ilişkisi olabileceği düşünülen kavramlar arasındaki ilişki yapılan çeşitli
çalışmalarda araştırılmıştır. Heady ve Wearing (1989) uyum kuramı ile ilgili olarak
mutluluğa ilişkin bireyin mutlu olmasını en çok sağlayan kavramın bireyin çevresine
uyum sağlama özelliğinden geçtiğini belirtmektedir (Eryılmaz, 2014. s.36). Uyum,
uyarıcılara karşı duyarlılığın azalmasıyla birlikte alışma hali olarak açıklanır ve uyum
kuramında bireyin yaşadığı olumlu ya da olumsuz hissiyatın zamanla eski etkisini
kaybedeceği belirtilir. Evrimsel bakış açısında da olduğu gibi bireyin adaptasyon
sağlaması için çeşitli önlemler alması gerekir. Bu durum bireyin vücudunun sıcağa ya
da soğuğa alışması gibidir. Zamanla yani uyum sağlandıkça etkiler azalmakta; bireyler
mutluluğu ya da mutsuzluğu sürekli yaşamamaktadırlar (Diener, Suh, Lucas ve Smith;
1999). Yeniliklere değişimlere uyum sağlama bu kuramın temelini oluşturmuştur.
Bireyler ilk zamanlarda değişikliklere tepki gösterse de vakit geçtikçe değişikliklere
adapte olacak ve eski düzenlerine geri döneceklerdir (Yetim, 2001 s.268). Bireylerin
uyum sağlamaları ile birlikte olumlu veya olumsuz duygularında azalmalar olur. Tüm
bunlar aynı zamanda bireyin baş etme gücüyle de alakalıdır. Diener‟e göre (1984) uyum
kuramı mutluluk ile ilişkisi olabileceği düşünülen evlilik, sağlık, gelir gibi faktörlerin
mutlulukla çok az düzeyde ilişkisi olmasını bireyin zamanla uyum sağlaması ve duruma
alışması ile açıklamaktadır (Malkoç, 2011).

Kişiler sahip oldukları dengeyi koruma eğilimindedirler Hayat akışı içerisinde zaman
zaman olumsuz durumlar oluşsa bile bireyler zamanla duruma uyum sağlayarak
mutluluk dengelerini korurlar (Tuzgöl Dost, 2004). Uyum kuramında kişinin şu anki
mutluluğu geçmişiyle bağlantılıdır, şu anki koşulları geçmişe göre daha iyi ise birey o
zaman mutlu olarak kabul edilir (İlhan, 2009). Bu kuramda bireyin önceki standartlarına
bakılır eğer birey önceki standartlarından daha iyi şartlara sahipse mutlu olarak
tanımlanır ya da birey ailesinin çevresinin sahip olduğu standartlara göre kendi
mutluluğunu tanımlayabilir (Yetim, 2001 s.269).
14

2.1.1.2. AĢağıdan Yukarıya ve Yukarıdan AĢağıya Kuramları (Tabandan Tavana


Kuramı ve Tavandan Tabana Kuramı)

Locke‟nin indirgemeci görüşünü temel alan tavandan tabana kuramına göre bireyin
mutlu yaşamı mutlu anlarının bütünüdür (Yetim, 2001. s.259). Diener, Suh, Lucas ve
Smith‟in (1999) mutluluk haz veren ufak şeylerin birleşimidir fikrine dayanarak ortaya
çıkan aşağıdan yukarı kuramı; temelde Wilson‟un kişinin hayat şartları ihtiyaçlarını
karşılayabileceği şekildeyse mutluluk sağlanır fikrine dayanmaktadır. Aşağıdan
yukarıya kuramında birey fazlaca mutlu anlar yaşadığı için mutludur. Bireyin zevk
veren deneyimleri ne kadar fazla ise birey o kadar mutludur. Haz veren deneyimleri ise
dışsal faktörle ilgilidir (Tuzgöl Dost, 2004). Birey yaşadığı hazları ve acıları düşünerek
mutlu ya da mutsuz olduğuna karar verir (Yetim, 2001 s.259). Yaş, cinsiyet, gelir, iş,
aile vb. dışsal etkenler ve demografik değişkenler mutlulukta önemli yere sahiptir
(Malkoç, 2011).

Genetik ve dış faktörler üzerine yapılan araştırmalar yukarıdan aşağıya kuramının ön


plana çıkmasına neden olmuşlardır (Tel, 2011). Benzer yaşam koşullarına sahip
bireylerin mutluluk düzeylerinin farklı olmasını açıklama noktasında bize yardımcı olan
yukarıdan aşağıya kuramı ise mutluluğun bireyin sahip olduğu kişilik özeliklerinin
mutluluk üzerindeki etkisinden bahsetmektedir. Yukarıdan Aşağıya kuramında önemli
olan dış faktörler değil, bireyin kişiliğidir. Yani iç faktörlere odaklanır (Tuzgöl Dost,
2004). Aşağıdan yukarıya kuramı mutlu dünya görüşünün varlığı, olaylara yüklenen
anlamları ve alınan hazları belirlemektedir (Yetim, 2001. S.260). Aşağıdan yukarı
kuramında mutluluk birey için sonuç iken, yukarıdan aşağı kuramında mutluluk birey
için sebeptir (Saföz Güven, 2008).

2.1.1.3. Mutluluğu Anlamlandırma YaklaĢımı

Lyubomirsky‟nin (2001) ortaya koyduğu mutluluğu anlamlandırma yaklaşımı; aşağıdan


yukarı ve yukarıdan aşağı kuramlarını sentezleyen ama temeli aşağıdan yukarı kuramına
dayanan bir yaklaşımdır ve bu yaklaşım yaşam şartlarının bireyin mutluluğu üzerindeki
etkisini bireyin sahip olduğu koşulların birey tarafından anlamlandırılma şekliyle
açıklar. Önemli olan yaşam koşullarının iyileşmesi değil bireyin koşullarını olumlu
15

yorumluyor olmasıdır. Koşullar birey tarafından olumlu yorumlanırsa mutluluk ortaya


çıkacaktır. Bu durum iyimser bireylerin daha fazla olumlu duyguları hissetmesini de
açıklamaktadır (Malkoç, 2011).

2.1.1.4. Sabit Nokta Kuramı

Sabit nokta kuramı kişilerin mutlulukların kararlılık düzeyi olduğunu zaman zaman
değişiklik gösterse bile mutluluk düzeyinin genetik özelliklerin belirlediği kararlılık
düzeyine geri döneceğini söylemektedir (Diener, 1984). Lyubomirsky ve arkadaşları,
(2005), genetik ve kişilik özelliklerini mutluluğun belirleyici olarak ele alındığı sabit
nokta kuramında çevresel etmenlere göre mutluluk durumu anlık olarak değişse de
zamanla eski düzeyine geri gelir demişlerdir (İlhan, 2009). Kişinin sahip olduğu genetik
özellikleri sebebi ile mutluluk durumu yaşantılarla değişse bile sonuçta tekrar
bulunduğu seviyeye gelecektir (Diener, 1984).

2.1.1.5. Erek (Telic-Amaç) Kuramı

İnsanın amaçları doğrultusunda hareket ettiğini ve amaçların bireyin mutluluğunda etkin


olduğunu belirten erek kuramı 1960 yılında Wilson tarafından açıklanmıştır (Diener,
2000). Wilson (1960) birey ihtiyaçlarını temin ederse mutlu, tamamlayamazsa mutsuz
olur fikrinden yola çıkarak kuramın temelini oluşturmuştur (Köker, 1991). Erek kuramı
gereksinimlerin giderilmesi amaçların tamamlanmasıyla öznel iyi oluşun
gerçekleşeceğini ileri sürer (Yetim, 2001. s.206). Erek kuramı bireylerin amaçlarına
ulaşmasının mı, amaçları için mücadele etmesinin mi bireyi mutluluğa eriştirmede etkin
olduğunu ortaya koymayı temel alır. Bireyin davranışlarını anlamak içinde, bireyin
yaşam amaçlarına bakılabilir. Bireyler yaşam amaçlarına göre hareket ederler.
Amaçlarını gerçekleştiremeyen bireyin mutsuz olmaması olanaksızdır (Diener, 1984).

Bireyin sahip olduğu amaçlar, çabalamasını ve amaca ulaşmak için mücadeleye devam
etmesini sağlamaktadır. Amaçlar doğrultusunda hareket etmek bireyin mutluluğunu
arttırabilmektedir (Satan, 2014). Kişiler birbirlerinden farklı istek, amaç ve değerlere
sahiptirler ve kişi değerlerine uygun amaç edinmişse ve bu amaçlara göre hareket ederse
mutlu olacaktır (Diener ve Diener, 2000).
16

2.1.1.6. Etkinlik Kuramı

Aristo tarafından temelleri atılan etkinlik kuramı amaçlara ulaşmak için yapılan
mücadelelerin, etkinliklerin mutluluk durumunu belirlediğini söyler (Diener, 1984).
Mutluluk bir sonuç değil, süreçte yaşananların bütünüdür (Malkoç, 2011). Mutluluk
durumu kişinin kendi yaptıklarıyla oluşur. Birey sürekli olarak mutlu olmayı düşünmek
yerine, önemli faaliyetlerde bulunursa bu durum onun mutlu olmasını sağlayacaktır
(Diener, 1984). Etkinlik kuramı, erek kuramının amacı ele almasının aksine, amaca
giden yolda sarf edilen emeğin daha etkili olduğunu söylemektedir (Tuzgöl Dost, 2004).
Doruğa ulaşmaktansa, ulaşırken yapılan yürüyüşün verdiği hazda olduğu gibi; yapılan
faaliyet, faaliyetin sonucundan daha keyif vericidir. Bir de birey yaptığı faaliyette uygun
yeteneğe sahipse ve zorluk şartları ne çok basit ne aşırı üstlerdeyse birey bu etkinlikten
keyif alır, doyum sağlar, mutlu olur (Yetim, 2001. s.257).

2.1.1.7. AkıĢ Kuramı

Akış kuramına göre Aristo erdemli etkinliklerin kusursuz bir şekilde yapılmasının
mutluluğu ortaya çıkardığını söyler: Bu kuramda birey eğer etkinliklere ve amaçlara
odaklanırsa mutlulukta akış içinde gelecektir (Yetim, 2001 s.258). Akış bireyin bir
faaliyete diğer şeyleri önemsemeyecek kadar kendini vermesi durumudur. Bu durum
bireye o kadar haz verir ki birey etkinliğe devam edebilmek için bedeller vermeyi de
göze alabilir. Spor, sanat, sosyal etkinlikler gibi faaliyetleri göz önüne aldığımızda
mutlu olunan zaman dilimlerini belirleyebiliriz. Birey dış dünyayı bir kenara bırakarak
bilincine odaklanırsa mutluluğu ya da mutsuzluğu sağlayabilir (Csikszentmihalyi, 2018
s.19). Bu süreçte birey faaliyetlerine karşı yetenekli ise mutluluk durumu oluşur (Diener
ve Diener, 2000). Bireyin yeteneği de süreci destekliyorsa mutluluk kaçınılmazıdır
(Tuzgöl Dost, 2004).

2.1.1.8. Yargı Kuramı (Sosyal KarĢılaĢtırma YaklaĢımı) Kuramı

Yargı kuramına göre bireylerin mutlu olma durumlarındaki ölçüt çevrenin belirlediği
kriterlerdir. Birey çevredekilerle kendini kıyaslayarak durumunu belirler. Ölçütleri
belirlenmesi durumunda bireyin durumu ölçütlerin üzerindeyse mutluluğun artacağı
17

düşünülür (Diener, 1984). 1954 yılında Leon Festinger, bireyin kendi ile ilgili
değerlendirme yaparken diğerlerinin düşünce ve isteklerine bakar, grubun içinde yer
alma isteği bireyin kendisini diğerleriyle kıyaslamasıyla devam eder diyerek sosyal
karşılaştırma yaklaşımının temelini oluşturmuştur (Diener, 1984). Sosyal karşılaştırma
kuramı kişinin etrafındaki kimselerle kendisini kıyaslama durumu sonucunda eğer
kendini diğerlerinden daha iyi seviyede düşünüyorsa mutlu, daha alt seviyede
düşünüyorsa mutsuz olarak tanımlayacağını öne sürer (Diener ve Diener, 2000). Ryff;
Maslow, Rogers, Jung, Allport, Ericson, Buhler gibi pek çok kuramcının kuramlarından
ve düşüncelerinden faydalanarak kuramını oluşturmuş, kuramında iyi oluşun bireyin
anlamlı varoluşsal amaçlar belirlemesi ve öz farkındalık geliştirmesiyle mümkün
olabileceğini belirtmiştir. Öz kabul, diğerleriyle iyi ilişkiler, özgürlük, doğa bilgisi,
yaşam amacı ve kişisel gelişimin öznel iyi oluşun sağlanması için gerekli olduğunu
belirtmiştir (Ryff ve Singer, 1998). Sosyal karşılaştırmayı birey kendinden kötü
durumda olan bireyle yaparak öznel iyi oluşunu arttırabilir ya da aynı süreçlerden geçip,
sorunları yaşayan kimseyle kıyaslamalar yapar. Böylece kendini rahatlatmayı başarır.
(Yetim, 2001 s.265).

2.1.2. Mutluluğun Belirleyicileri ve Mutluluğu Etkileyen Faktörler

Mutluluk konusunda ilk doktora çalışmasını yapan Wilson (1967) mutlulukla ilgili pek
çok araştırma yapmıştır. Bu araştırmalar sonucunda ulaştığı sonuçlardan biri
demografik değişkenlerin mutluluğun çok küçük bir kısmını açıkladığı şeklindedir.
Ulaştığı bir diğer sonuç ise en avantajlı duruma sahip olan bireyin en mutlu birey
olduğudur (Yetim, 2001. s.134). Mutlulukla ilgili pek çok faktör yapılan çalışmalarda
ele alınmıştır. Bu araştırmanın konusuyla ilgili olduğu için bu bölümde kişilik,
ekonomik durum, sosyal destek ve aile, maneviyat ve din faktörleri ele alınıp
açıklanmıştır.

2.1.2.1. KiĢilik

Avrupa‟da mutlu olan bireyler, vicdanlı, istikrarlı, öz saygıları yüksek olarak; mutsuz
bireyler içe kapanık, nevrotiklik seviyeleri yüksek ve uyumsuz olarak
18

düşünülmektedirler. Ama her toplum ve kültürde bu durum değişmektedir (Carr, 2016).


Alan yazında kişilik ve iyi olma arasında ilişki olduğuna dair pek çok çalışma mevcuttur
(Yetim, 2001 s.172). Ergenlerle yapılan araştırmada başarılı kimlik statüsü ile
ergenlerin öznel iyi oluşu arasında anlamlı ilişkiler bulunmuştur (Eryılmaz ve Aypay,
2011). Doğan‟ın 2013 yılında 5 faktör kişilik özellikleri ve öznel iyi oluş arasındaki
ilişkiyi bulmak için 18-61 yaş arasındaki 98 kadın 136 erkek ile yaptığı çalışmanın
bulgularına göre; dışadönüklük, sorumluluk, yumuşak başlılık ve deneyime açıklık
kişilik özelikleriyle öznel iyi oluş durumu arasında pozitif yönde manidar ilişki olduğu,
nevrotiklik kişilik özelliğiyle de negatif yönde manidar bir ilişkinin olduğu ortaya
çıkarılmış, dışa dönüklüğün olumlu duygulanımı; nevrotikliğin ise olumsuz
duygulanımı yordadığı sonucu elde edilmiştir (Doğan, 2013). Beş faktör kişilik yapısına
bakıldığında nevrotizmin mutluluk üzerinde büyük bir etkiye sahip olduğunu olumsuz
duygulanımı anlamlı şekilde yordadığını görülmüştür (Türkdoğan, 2010).

Kişi dış dünyayı bırakıp kendini yenilemeye odaklanırsa o zaman mutlu olur (Tarhan,
2005 s.13). Bireyselliğin ön planda olduğu Batı toplumlarında bireylerin kendilerinden
daha fazla memnun olduğu, kendilerini ortalamadan daha zeki, sağlıklı ve ahlaklı olarak
düşündükleri belirlenmiştir. Mutluluğun saygı, kişisel kontrol duygusu, iyimserlik ve
dışa dönüklük olmak üzere dört kişisel özellikle kendini gösterdiği söylenmiştir
(Cihangir Çankaya, 2008). Mutlu olarak düşünülen bireylerin hayatları süresince mutlu
anlara daha yatkın daha fazla şahit olmaları kişilik kavramı ile ilişkilendirilebilir. Kişilik
kavramı içerisinde kontrol odağı kavramı da ele alınır. Bu kavram iç denetimi
beraberinde getirir ve kişinin meydana gelen durumları dış dünyadan çok iç dünyasında
kendine bağlı kalarak açıklamasını sağlar (Yetim, 2001. s.171).

2.1.2.2. Ekonomik Durum

Bireyin geliri bulunduğu ortama göre anlam kazanır. Toplumlarda paranın her kapının
açılmasını sağlayan bir anahtar olduğu fikrinin yer alması insanların ekonomik
kazanımlara verdiği değerin bir göstergesidir. Buna karşılık 1930‟larda yapılan
taramalarda bile sosyoekonomik durum ile mutluluğun arasında beklenen yönde bir
ilişki olmadığı ortaya konulmuştur. Yapılan çalışmalar ekonomik durum ile mutluluk
19

arasında doğrusal bir ilişki olmadığını, bireyin hayati gereksinimlerinin giderilmesi


koşulu ile mutluluk için ekonomik koşulların beklenilen seviyede olmasının gerekli
olmadığına dikkat çekmektedir (Yetim, 2001. s.21). Maddi açıdan iyi durumda olan
bireylerin kötü olan durumdaki bireylere göre sağlıklı olması, stresli yaşam olaylarına
daha az rastlaması, suç işleme oranlarının düşük olması durumlarına rağmen ABD,
İngiltere gibi sanayi yönünden iyi durumda olan zengin ülkelerde yapılan çalışmalar
ekonomik koşullarla mutluluk arasında anlamlı bir ilişki olmadığı sonuçlarını
göstermiştir. (Carr, 2016 s.36). Diener (1995) gelir durumu ile mutluluk arasındaki ilişki
incelerken uluslararası verilerden yararlanmış ve bunun sonucundan yoksul ülkelerin
öznel iyi oluş puanlarının zengin ülkelere göre düşük olduğu bulgusu elde edilmiştir.
Ama buna karşılık gelir düzeyi sürekli artan ülkelerde mutluluk ortalamasının
değişmediği bulgusunu elde edilmiştir (Yetim, 2001. s.150). Diener ve Diener‟a göre
(1995) sosyoekonomik düzeyi beklenilen düzeyde olmayan yoksul ülkelerde temel
ihtiyaçların giderilememesi bireylerin mutluluk durumunu da etkilemektedir (Kermen,
2013). Sosyoekonomik koşulların gelişmesiyle birlikte maddiyatın beraberinde getirdiği
stres, yoğunluk, kirlilik vb. faktörler ekonomik koşulların avantajını dezavantaja
çevirerek durumu dengelemektedir (Yetim, 2001. s.151).

Cihangir Çankaya (2009) yılında yaptığı araştırmada paranın kişinin hayatının en


merkezinde bulunmasının bireyin iyi oluş düzeyini olumsuz etkilediğini belirtmiştir.
Türkiye‟de yapılan çalışmalara bakıldığında Tuzgöl Dost (2006) algılanan ekonomik
durumun mutlulukla anlamlı ilişkiler gösterdiğini ortaya çıkarmıştır. Canbay (2010)
Ankara‟da lise öğrencileriyle yaptığı araştırmada öznel iyi oluş düzeyi aile gelir durumu
arasında öznel iyi oluşun değişiklik gösterdiği bulgusunu elde etmiştir. Kara (2010)
yılında yaptığı çalışmasında mutluluk durumunun gelire göre farklılaşmadığı bulgusunu
elde etmiştir. Campell, Converse ve Rodgers (1976), mutluluk düzeyi en düşük
bireylerin işleri olmayan bireyler olduğu bulgusunu ortaya koymuşlardır (Yetim,
2001.s.154). Buradaki bulguda iş yaşamından alınan doyumunda etkisi büyüktür. İş
doyumu bireylerin mutluluğunu doğrudan etkilemektedir. Amacı zenginlik olup bu
amaç uğruna çaba gösteren bireyler, hedefleri manevi olan bireylere göre daha çok
mutsuzluk yaşamaktadırlar. Bunun altında yatan neden insani ihtiyaçlar giderildikten
20

sonra sosyal ve psikolojik gereksinimlerin para ile giderilememesi ve amaçların bu


yönde olmamasının bireyi mutsuz etmesiyle alakalı olabilir (Carr, 2016 s.38).

2.1.2.3. Sosyal Destek ve Aile

Toplumsal mutluluk durumu kişisel mutluluğun ilk şartı ve ön koşuludur (Hançerlioğlu,


1996 s.519). Sosyal yönümüzü daha çok aile, akraba, arkadaş ortamında geliştiririz.
Bireyin mutluluğu ancak içinde bulunduğu yapının mutluluğuyla sağlanır (Tuturel
Kışlak, 2002).

Alınan sosyal destek bireyin geçmiş yaşantısında çevresinden aldığı desteği, algılanan
sosyal destek ise gelecek zamanlarda gerekli durumlarda beklediği desteği
anlatmaktadır. Aileden alınan sosyal destek ihtiyacı bireyin aidiyet gereksinimini
gidererek mutluluk ve iyi oluş düzeyini arttırmaktadır (Carr, 2016 s.44). Bireylerin
yaşadığı pek çok olumsuz duygunun temelinde sosyal destek eksikliğinin yattığı ve baş
etme konusunda sosyal desteğin önemli bir rol aldığı çeşitli araştırmalarla ortaya
çıkarılmıştır. Sosyal destek, sosyal ilişkilerle alakalı pek çok faktörü içinde
barındırmakla birlikte kişinin ailesi, arkadaşları, çevresi vb. gibi kişinin sosyal destek
yapısını oluşturmaktadır (Yıldırım, 2016). Buss‟a (2007) göre her birey evrimsel olarak
ailelerimizle mutlu olabilmek üzere özelliklere ve beklentilere sahibiz (Carr, 2016 s.44).

Eryılmaz‟ın (2009b) yılında Rask, Kurki ve Paavlianien‟in (2003) ergenlerle yaptığı


çalışmasından aktardığı üzere, aile içerisindeki açık iletişimin karşılıklı bir şekilde
olması, duygusal yakınlığın mevcut olması, ergenin kendini aileden ayrıştırılmış
hissetmemesi, aile içinde güveninin yer alması durumunda mutluluğun olumlu yönde
ilerlediği belirtilmiştir. Toplum ile iyi ilişki kurmak iyi ilişkiler kurmak, akraba ve çevre
ile samimiyetin olması mutluluğun gelmesini sağlayacaktır (Tarhan, 2011). Diener ve
Seligman (2002) 222 öğrenciyle yaptıkları çalışmalarında bireylerin aile ve
arkadaşlarıyla geçirdiği zamanının ve onlara bağlılığının önemli bir mutluluk kaynağı
olduğunu belirtmiş, mutlu kişilerin daha az tek vakit geçirdiğini ve daha çok sosyal
ilişkilerinin olduğunu söylemişlerdir.

Jorenen ve Kurki (2005) yaptığı çalışmasında aile ve öznel iyi oluş ile ilgili güvenli ev
ortamı, iletişimde açıklık, ailenin bir parçası olma, sevgi ortamı, dışsal ilişkiler kurma
21

ve bireyin aile içerisindeki öneminin farkında olması olmak üzere altı faktör tespit
etmiştir (Alim, 2018). Öznel iyi oluşla ilgili yapılan araştırmada aileden ve arkadaştan
destek görme ile mutluluk durumu arasında pozitif yönde manidar ilişkiler olduğu
ortaya çıkarılmıştır (Doğan, 2006a). Cenkseven ve Akbaş ebeveyn ve flörtle ilişkiden
algılanan hoşnutluğun öznel iyi oluşu anlamlı derecede yordadığı bulgusunu elde
etmişlerdir (Cenkseven ve Akbaş, 2007).

Aile kavramı mutluluk açısından çok önemlidir. Güvenli, açık iletişim kurulan ve sevgi
dolu aile ortamına sahip bireyin mutluluğu da artmaktadır. Bu ilişkilerden alınan doyum
yaşam doyumunu da etkilemektedir (Eryılmaz, 2009b). Rask, Astedt-Kurki, Paavilainen
ve Laippala (2003), ergenlerle yaptığı çalışmasında aile dinamikleriyle öznel iyi oluş
arasındaki ilişkiyi incelemiş ve açık iletişim ve karşılıklı duygusal yakınlığın öznel iyi
oluş pozitif yönde etkilediği sonucunu elde etmiştir (Derin, 2013). Doğan (2006b)
Hacettepe Üniversitesinde Üniversite öğrencilerinin iyilik hallerini etkileyen
değişkenlerle ilgili yaptığı araştırmasında aile desteği puanının artmasının iyilik hali
düzeyinin de artmasını sağladığı bulgusunu elde etmiştir. Aynı şekilde arkadaş desteği
ile iyilik hali arasında doğrusal bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Ben-Zur (2003)
ergenlik döneminde aile faktörü ile mutluluk arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak için
yaptığı çalışmasında anne babalarıyla çocuğun öznel iyi oluşu arasında pozitif ilişki
olduğu bulgusunu elde etmiştir. Ezer (2017) Hatay ilinde 2016-2017 eğitim öğretim
yılında ergenlik dönemindeki 392 öğrenciyle yaptığı çalışmasında ilgisiz aile tutumuna
sahip olan katılımcılar ile demokratik ve koruyucu tutumuna sahip katılımcılar arasında
mutluluk düzeyleri açısından anlamlı farklılıklar olduğu sonucunu elde etmiştir.

2.1.2.4. Maneviyat ve Din

Din kişilerin duygularını etkileyebilmekte, iyi olmayan duygular din yolu ile
engellenebilmektedir (Diener, Suh ve Oishi, 1997; Cihangir Çankaya, 2008). Dinsel
yaşantılar yaşamsal olayların kabulünü kolaylaştırmakta, benzer inanışa sahip bireyleri
aynı ortamı sağlayarak mutluluğa olumlu yönden fayda sağlamaktadır. Dini yaşam, dini
yaşamın getirilerini kabul edip uygulama sergileme, kader anlayışı ve beraberinde
getirdiği teslimiyet psikolojik açıdan ruh sağlığına iyi yönde etki etmektedir: Benzer
22

dini görüşteki insanların bir araya gelmesi hem yalnızlıktan ziyade tek olmadığını
hissettirmesi, sosyal bir yapı meydana getirmesi hem de olayların kabullenişini
kolaylaştırması açısından psikolojik ve sosyolojik açıdan önemli olması ve sosyal
gelişimine katkı sağlaması nedeniyle mutluluk üzerinde etkiye sahiptir (Diener, Suh,
Lucas ve Smith; 1999). Din özellikle sosyal açıdan dışarıda bırakılmış gruplarda ve
stresli durumlarda başa çıkma gücünü arttırır. Dinin mutluluk üzerindeki etkisi bireyin
yaşamında dinin yerine göre farklılaşır (Carr, 2016 s.34). Türkiye‟de din, maneviyat ve
mutluluk ile alakalı yapılmış çalışmalar mevcuttur. Bu araştırmaların bir kısmında dini
inanca sahip olmanın mutluluk durumunu arttırdığı sonucu elde edilmiştir. Tuzgöl Dost
(2004) dini inanca sahip olan öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının dini inancı
olmayanlardan yüksek olduğu sonuçlarını elde etmiştir. Acaboğa (2007) 2006 yılında
Kahramanmaraş İl Müftülüğüne bağlı Kur‟an kurslarına devam eden 240 kadın öğrenci
ile yaptığı “Din-Mutluluk İlişkisi” isimli çalışmasında dinin mutluluğun artmasında
etkili bir faktör olduğu sonucunu elde etmiştir. Aydemir (2008) 2007 yılında Samsun
Bafra da 20-35 yaş arasındaki 254 yetişkin ile yaptığı “Dindarlık ve Mutluluk ilişkisi”
adlı çalışmasında dindarlığın mutluluğun artmasında önemli bir değişken olduğu, dini
kurallara uymanın mutluluk düzeyini arttırdığı sonucunu elde etmiştir. Maneviyat
kişiden kişiye değişebilen öznel bir tanıma sahip olmasına rağmen, hayat içerisinde
tamamlayıcı bir role sahiptir; bireyin güç ve destek almasını sağlar (Karaırmak, 2004).
Bu durum mutluluğu etkileyen faktörler arasında yer almasına neden olmuştur.
Maneviyatla alakalı çalışmalar pozitif psikoloji çalışmalarıyla birlikte artış göstermiştir
(İmamoğlu, 2017. s.215). Maneviyat ve mutluluğun birlikte ele alındığı sınırlı sayıda
araştırma vardır. Emhan ve Çayır (2010) Diyarbakır ilinde 112 girişimci ile anket ve
görüşme yaptığı; sosyal yaşamda tinsel değerin yerini ortaya çıkarmaya çalıştığı
araştırmasında stresi azaltmada ve ruh sağlığını korumada tinsel yani manevi değerlerin
önemli olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Bu durum iyi oluşla alakalı çalışmalarda
manevi değerlerinde göz önüne alınabileceğini göstermektedir. Aydoğan, Özbay ve
Büyüköztürk (2017) 237‟si kadın 78‟i erkek toplam 315 üniversite öğrencisiyle
yaptıkları çalışmalarında maneviyata yönelimin mutluluk ile pozitif yönde ilişkili
olduğu sonucunu, özgünlük ile mutluluk arasında maneviyatın aracı rolü olduğu
23

sonucunu ve maneviyatın mutluluk üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu sonucunu
elde etmişlerdir.

2.1.3. Mutluluk ile Ġlgili AraĢtırmalar

Literatür ve yapılmış araştırmalar incelendiğinde mutluluk kavramı ile öznel iyi oluş
kavramının birbirinin yerine kullanıldığı ve iç içe geçmiş olduğu görülmüştür. Pek çok
araştırmada bu iki kavram eş değer olarak kullanılmıştır (Diener, 1984; Tuzgöl Dost,
2004; Cihangir Çankaya, 2008) Bu doğrultuda bu bölümde ilgili araştırmalar verilirken
öznel iyi oluşla ve mutlulukla ilgili yapılmış olan araştırmalar bir arada verilmiştir.

Tuzgöl Dost (2004) yılında Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler, Fen,
Mühendislik, Eğitim ve Edebiyat Fakülteleri öğrencileriyle yaptığı çalışmasında öznel
iyi oluşla; ekonomik durumunu orta ve üstü olarak algılayan öğrencilerin lehine anlamlı
farklılık olduğu, bölümünden memnun olan üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluş
puanlarının bölümünden memnun olmayanlara göre daha yüksek olduğu; demokratik
anne baba tutumunu algılayan öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının ilgisiz ve aşırı
koruyucu olan anne baba tutumlarını algılayan öğrencilerin puanından yüksek olduğu;
dini inancı olan öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının dini inancı olmayanlardan
yüksek olduğu sonuçlarını elde etmiştir.

Doğan (2006b) Başkent Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesinde okumakta olan 936


üniversite öğrencisiyle öğrencilerin iyilik hallerini etkileyen değişkenleri ortaya
çıkarabilmek amacıyla yaptığı çalışmasında ailesinden ve arkadaşlarından sosyal destek
bulan öğrencilerin iyilik hallerinin diğerlerinden daha yüksek olduğu sonucunu elde
etmiştir.

Kuzucu (2006) yılında Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinde Sosyal


Bilgiler Öğretmenliği, Sınıf Öğretmenliği ve Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri
Öğretmenliği bölümlerinin ikinci ve üçüncü sınıfında eğitim gören öğrencilerle yaptığı
deneysel çalışmasında kendi hazırladığı “Fark Etmeye ve İfade Etmeye Yönelik Bir
Psiko-Eğitim Programı‟nı ön test son test ve izleme testi olarak tamamlamış, çalışma
sonucunda psiko-eğitimin öznel iyi oluş düzeylerine etkisini incelemiştir. 12 oturumluk
24

psiko-eğitim çalışmasına katılan ve katılmayan katılımcılar arasında anlamlı bir fark


bulunamamıştır.

Cenkseven ve Akbaş‟ın (2007) yaşları 17 ile 28 arasında değişen 500 üniversite


öğrencisiyle öznel ve psikolojik iyi olmanın çeşitli değişkenleri ne derece yordadığını
belirlemek amacıyla yaptığı araştırmada arkadaşlarıyla ilişkisinde hoşnut olmanın öznel
iyi oluşu anlamlı olarak yordamadığı sonucunu ancak cinsiyet, sosyoekonomik statü,
dışadönüklük, ebeveynle ilişkiden algılanan hoşnutluk ve öğrenilmiş güçlülüğü anlamlı
olarak yordadığı sonucunu elde edilmiştir.

Çelik (2008) 2006-2007 eğitim öğretim yılında Konya Selçuklu‟ da 485 lise
öğrencisiyle yaptığı çalışmasında öznel iyi oluş ve duygusal zekânın alt boyutları
arasında orta düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu sonucunu ve öznel iyi oluşun duygusal
zekâyı yordadığı sonucunu elde etmiştir.

Arslan (2008) Selçuk Üniversitesinde okumakta olan 639 öğrenci ile yaptığı
araştırmasında arkadaşlardan ve öğretmenden alınan sosyal destek ile öznel iyi oluş
arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ve sosyal desteğin öznel iyi oluşu açıkladığı
sonucunu elde etmiştir.

Aydemir (2008) 2007 yılında Samsun Bafra da 20-35 yaş arasındaki 254 yetişkin ile
yaptığı “Dindarlık ve Mutluluk ilişkisi” adlı çalışmasında dindarlığın mutluluğun
artmasında önemli bir değişken olduğu, medeni durum, gelir ve öğrenim düzeyinin de
mutluluğu etkilediği sonucunu elde etmiştir

Yavuz Güler ve İşmen Gazioğlu (2008) Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümü


öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyini diğer bölüm öğrencileriyle karşılaştırarak 463
öğrenci ile yaptıkları araştırmalarında 1. Sınıf öğrencilerinin ve 4. sınıf öğrencilerinin
olumlu ve olumsuz duygu puanları arasında anlamlı farklılık bulunmazken, yaşam
doyumu bakımından kızların lehine anlamlı farklılık bulunduğu sonucunu elde
etmişlerdir.

Saföz Güven (2008) Fen ve Genel lise öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyleriyle ilgili
544 lise öğrencisiyle yaptığı araştırma sonucunda sosyometrik açıdan kabullenilen
25

ergenlerin öznel iyi oluş puanlarının diğerlerine göre daha yüksek olduğu sonucunu elde
etmiştir.

Eryılmaz (2009a) yetişkin öznel iyi oluşuyla ilgili pek çok çalışma olduğunu ancak
ergen öznel oluşuyla ilgili az sayıda çalışma olduğunu belirtmiş ve bir ölçek geliştirme
çalışması yapmıştır. 14-18 yaş arasındaki 250 ergenle yaptığı “Ergen Öznel İyi Oluş
Ölçeğinin Geliştirilmesi” adlı çalışmasında sorumluluk ve dışa dönüklüğün öznel iyi
oluşu düşük seviyede pozitif yönde etkilediği bulgusunu elde etmiştir.

Eryılmaz (2009b) Ankara‟da lise öğrenimi gören 541 öğrenci ile yaptığı “Başa çıkma
stratejilerinin kişilik özellikleriyle ergen öznel iyi oluşu arasındaki aracı rolü” adlı
çalışmasında sorumluluk ve dışa dönüklük kişilik özelliklerinin öznel iyi oluşu olumlu
yönde, duygusal dengesizliğin ise olumsuz yönde etkilediği sonucuna ulaşmıştır.

Kara (2010) kamu ve özel sektörde çalışan 282 kişi ile yaptığı çalışmasında mutluluk
durumunun yaşa ve cinsiyete göre farklılaşmadığı bulgusunu ve iş tatmini üzerinde
mutluluğun başarıdan daha çok etkili olduğu sonucunu elde etmiştir.

Tuzgöl Dost‟un 2010 yılında Güney Afrika‟daki ve Türkiye‟deki Üniversite


Öğrencilerinin öznel iyi oluş ve yaşam doyumu durumlarını algılanan akademik başarı,
algılanan ekonomik durum, algılanan anne baba tutumu göre incelediği araştırmasında,
Güney Afrika‟daki üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluş ve yaşam doyumu
puanlarının Türkiye‟deki üniversite öğrencilerinin puanlarından daha yüksek olduğu
bulgusunu elde etmiştir. Yapılan araştırmalarda cinsiyetin bireylerin öznel iyi oluşu ile
yüksek derecede ilişkili bir değişken olmadığı sonucu elde edilmiştir

Canbay (2010) Ankara‟nın Çankaya ilçesinde 445 lise öğrencisiyle yaptığı, lise
öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile sosyal beceri düzeyleri arasındaki ilişkiyi
incelediği araştırmasında lise öğrencilerinin sosyal beceri düzeyleri ile mutluluk
düzeyleri arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu mutluluk düzeylerinin anne
baba tutumları, akademik başarı ve gelir durumlarına göre anlamlı derecede farklılaştığı
sonucunu elde etmiş; demokratik anne baba tutumu ile yetiştirilen öğrenciler sosyal
çevresinde kendini daha iyi ifade eden bireyler haline gelirken, otoriter baskıcı aile
tutumu ile yetişen çocukların ihtiyaçlarını iade etmekte zorlanan , arkadaşlarıyla
26

ilişkileri sınırlanan, çevresiyle güven geliştirmekte zorlanan bireyler haline geldiğini


belirtmiştir.

İlhan ve Özbay (2010) 14 üniversiteden 1474 üniversite öğrencisiyle yaptıkları


çalışmada öznel iyi oluş ile yeterlilik, özerklik, psikolojik gereksinimleri sağlama
durumu arasında doğrusal bir ilişki olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Öznel iyi oluşu
etkileyen önemli bir faktöründe temel psikolojik gereksinimlerin giderilmesi olduğunu
bulmuştur.

Balcı (2011) Bursa‟da ikamet eden 475 yetişkin ile yaptığı araştırmasında Allah inancı,
kader inancı ve ahiret inancı olan bireylerin, şüphe içinde olan veya inanmayanlara göre
öznel iyi olma hallerinin daha yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir.

Tümkaya‟nın (2011) Çukurova Üniversitesinin farklı bölümlerinde okuyan 376


öğrenciyle yaptığı çalışmasında toplam öznel iyi oluş puanının erkek öğrencilerde kız
öğrencilerden anlamlı oranda yüksek olduğu, olumsuz duygu puanında kız öğrencilerin
puanının erkek öğrencilerden yüksek olduğu, olumlu duygu puanlarında cinsiyet
değişkenine göre herhangi bir farklılaşma olmadığı; mizah, saldırgan mizah ve romantik
ilişkinin öznel iyi oluşu yordadığı sonuçlarını elde etmiştir.

Malkoç (2011) Marmara Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık bölümüne


devam eden 251 öğrenciye uyguladığı Beş Faktör Kişilik envanterinin duygusal
dengesizlik alt boyutundan en yüksek puanı alan 24 öğrenciyle yaptığı çalışmasında; 12
kontrol 12 deney grubu olarak eşleme yaparak 90 dakikalık 11 oturumluk bir müdahale
programı uygulamıştır. Öznel iyi oluş müdahale programının katılımcılara olan etkisini
ön test ve son test yaparak incelemiş, çalışma sonucunda anlamlı bir farklılık tespit
etmiş, mutluluğun arttırılabilir olduğu bulgusunu ortaya koymuştur.

Eryılmaz ve Atak (2011) 14-18 yaşları arasında 227 ergenle yaptığı çalışmalarında
mutluluk ve iyimserlik puanları arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğunu ortaya
çıkarmış, iyimserliğin ergen mutluluğunu yordadığı bulgusunu elde etmişlerdir.

Eryılmaz (2011) Ankara Keçiören‟de 14-17 yaş arasındaki 233 lise öğrencisiyle yaptığı
çalışmasında öznel iyi oluş ve olumlu gelecek beklentisi arasında önemli bir ilişki
olduğu, olumlu gelecek beklentisine sahip olan ergenlerin öznel iyi oluş düzeylerinin
27

yükseldiği, aile ortamında birlik olma durumunun artmasıyla öznel iyi oluş düzeyinin
arttığı ve aile ortamındaki kontrol durumun öznel iyi oluş ile alakalı olmadığı, aile
ortamının ergen öznel iyi oluşunu %26 oranında açıkladığı sonuçlarını elde etmiştir.

Türkdoğan ve Duru (2012) 627 üniversite öğrencisiyle yaptığı “Üniversite


öğrencilerinde öznel iyi oluşun yordanmasında temel ihtiyaçların karşılanmasının rolü”
adlı çalışmasında beş temel ihtiyacın karşılanmasından alınan doyumun öznel iyi oluşu
anlamlı şekilde açıkladığı sonucuna ulaşmıştır. Beş temel ihtiyaçtan ait olmanın öznel
iyi oluşu daha az yordadığı bulgusu elde edilmiş ve bunun sebebi ait olma ihtiyacının
giderildiği aile ve arkadaş ortamlarının bireylerin hayatında kalıcı olması nedeni ile
öznel iyi oluş noktasında merkezde bulunmamasıyla açıklandığı görülmüştür.

Gündoğdu ve Yavuzer‟in (2012) Aksaray Üniversitesi Eğitim Fakültesi öğrencilerinin


öznel iyi oluş ve psikolojik ihtiyaçlarını demografik değişkenlere göre incelemek
amacıyla 331 öğrenci ile yaptığı çalışmasında lisans programının ve cinsiyetin öznel iyi
oluş puanı üzerindeki etkisi anlamlı bulunmuştur ayrıca kadınların öznel iyi oluş
puanları daha yüksek bulunmuştur. Ayrıca öğrenim görülen lisans programlarının ve
cinsiyetin öznel iyi oluş puanları üzerindeki etkileri anlamlı bulunmuştur

Eryılmaz (2012) 2011-2012 eğitim öğretim yılında Ankara‟da ergenlerle yaptığı; ön


çalışmasına 360 asıl çalışmasına 90 ergenin katıldığı araştırmasında ergenlerin çevreden
önemsenmesi, ergene değer verilmesi, sosyal desteği, sevildiğini görmesi durumunda
öznel iyi oluş puanlarının arttığı sonucunu elde etmiştir.

Doğan (2013) 18-61 yaş arasındaki 234 bireyle yaptığı araştırmada kişilik
özelliklerinden dışadönüklük, sorumluluk, yumuşak başlılık ve deneyime açıklıkla
mutluluk kavramı yerine kullanılan öznel iyi oluşla pozitif yönde ilişki olduğu, nevrotik
kişilik özelliğiyle de öznel iyi oluş arasında da negatif yönde anlamlı bir ilişki olduğu
sonucunu elde etmiştir.

Kartal (2013) 2011-2012 eğitim öğretim yılında Samsun İlkadım‟da 1541 lise
öğrencisiyle yaptığı çalışmasında öznel iyi oluş puanları arttıkça öğrencilerin iletişim
becerilerinin arttığını anne babası öz olan öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının üvey
ebeveyne sahip çocuklardan daha yüksek olduğu sonucunu; anne babası birlikte olan
28

öğrencilerin ayrı olanlara göre öznel iyi oluş puanının daha yüksek olduğu sonucunu
elde etmiştir.

Kublay (2013) Rize il merkezinde 452 evli bireyle yaptığı bireylerin evlilik uyumları,
değer tercihleri ve öznel mutlulukları arasındaki ilişkinin incelendiği çalışmasında
evlilik uyumu ve değer tercihleri arasındaki ilişki incelendiğinde maneviyat ile evlilik
uyumu arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu sonucunu elde etmiş, evlilik
uyumu ve öznel iyi oluş arasında da pozitif yönde bir ilişki olduğu sonuçlarını elde
etmiştir.

Derin (2013) 2011-2012 eğitim öğretim yılında Manisa‟da okumakta olan 794 lise
öğrencisiyle internet bağımlılığı ve öznel iyi oluş arasındaki ilişkinin incelenmesi
amacıyla yaptığı çalışmasında diğer kişilerle ilişkide doyum ve olumlu duyguların
artmasının internet bağımlılığı ihtimalini düşürdüğü sonucunu elde etmiştir.

Satan (2014) Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinde okumakta olan 198
üniversite öğrencisiyle yaptığı “Dini inanç ve bilişsel esneklik düzeylerinin öznel iyi
oluş düzeyine etkisi” adlı çalışmasında dini inanç düzeyinin öznel iyi oluşun anlamlı bir
yordayıcısı olduğu bulgusunu elde etmiştir.

Özkan (2014) anne baba tutumlarıyla öznel iyi oluş arasındaki ilişkiyi ortaya koymak
amacı ile Karabük Safranbolu‟da lisede okumakta olan 659 öğrenciyle yaptığı
çalışmasında anne baba tutumunu demokratik ve hoşgörülü olarak algılayan ergenlerin
öznel iyi oluş puanlarının otoriter olarak algılayan ergenlerden daha yüksek olduğu
sonucunu elde etmiştir. Ergenlerin anne babadan aldıkları olumlu tutum ve sosyal
desteğin mutluluğun arttırılmasıyla ilişkili olabileceği sonucunu elde etmiştir.

Demir Çelebi (2014) 2012-2013 eğitim öğretim yılında İstanbul Üsküdar‟da okumakta
olan 442 lise öğrencisiyle yaptığı öznel iyi oluş ile ahlaki olgunluk arasındaki ilişkinin
incelendiği çalışmasında öğrencilerin öznel iyi oluş puanları ile ahlaki olgunluk puanları
arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu sonucunu elde etmiştir.

Toprak (2014) 2012-2013 eğitim öğretim yılında Karadeniz Ereğli‟de 477 lise
öğrencisiyle yaptığı “Ergenlerde mutluluk ve yaşam doyumunun yordayıcısı olarak
29

psikolojik sağlamlık ve psikolojik ihtiyaç doyumu” adlı çalışmasında psikolojik ihtiyaç


doyumunun ve psikolojik sağlamlığı mutluluğu yordadığı sonucunu elde etmiştir.

Küsgülü (2014) Orta Karadeniz‟de 526 üniversite öğrencisiyle mutluluk, umut ve


narsisizm düzeyini araştırdığı ayrıca bu değişkenlerle çeşitli sosyodemografik
değişkenler arasındaki ilişkiye baktığı çalışmasında öğrencilerin umut ve mutluluk
düzeyleri arasında pozitif yönde orta düzeyde ilişki olduğu, narsistik kişilik özelliğiyle
mutluluk düzeyi arasında pozitif yönde fakat düşük düzeyde ilişki olduğu sonucunu elde
etmiştir. Ayrıca mutluluk düzeyinin sahip olunan anne baba tutumuna göre değişmediği
sonucu elde edilmiştir.

Tatay (2015) parçalanmış ve parçalanmamış aileye sahip ergenlerin akademik başarı,


öznel iyi oluş ve yalnızlık düzeylerinin karşılaştırılmalı olarak incelenmesi amacıyla
307 lise öğrencisiyle yaptığı çalışmasında parçalanmamış aileye sahip ergenlerin öznel
iyi oluş puanlarının parçalanmış aileye sahip olan ergenlerden daha da yüksek olduğu
sonucunu elde etmiştir.

Dursun (2015) Bursa Yıldırım‟da 14-18 yaş arasındaki 9 deney grubu 9 kontrol
grubunda olan anne ve babası boşanmış 18 lise öğrencisiyle yaptığı 11 oturumluk
çalışmasında hazırladığı programın anne ve babası boşanmış ergenlerin öznel iyi
oluşuna katkı sağladığı sonucunu elde etmiştir.

Kublay ve Oktan (2015) 2013 yılında Rize‟de 452 evli bireyle yaptıkları çalışmalarında
öznel mutluluk ile evlilik uyumu arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu
sonucunu elde etmişlerdir.

Şahin (2015) 322 kız 110 erkek toplam 532 üniversite öğrencisiyle yaptığı “Üniversite
öğrencilerinin mutluluk, iyimserlik ve özgecilik düzeylerinin incelenmesi” adlı
çalışmasında mutlulukla iyimserlik arasında pozitif yönde anlamlı ve orta düzeyde;
özgecilik ve mutluluk arasında ise pozitif düzeyde anlamlı düşük seviyede bir ilişki
olduğu bulgusunu elde etmiştir.

Kaplan (2016) yılında Elâzığ il merkezinde ortaöğretim kurumlarında eğitim gören lise
öğrencileriyle yaptığı çalışmada ilgisiz anne baba tutumuna sahip çocukların mutluluk
düzeylerinin düşük olduğu bulgusunu elde etmiştir. Mükemmeliyetçi anne baba
30

tutumuna sahip çocuklarınsa öznel iyi oluş puanlarının yüksek olduğu bulgusunu elde
etmiştir.

Gündoğan (2016), Niğde ilinde 548 ortaöğretim öğrencisiyle yaptığı araştırmasında


öğrencilerin algıladığı sosyal destek ile öznel iyi oluşları arasında pozitif yönde anlamlı
bir ilişki olduğu bulgusunu elde etmiştir.

Yalçın (2016) üniversite öğrencilerinin saldırganlık ve mutluluk düzeyleri arasındaki


ilişkiyi ortaya çıkarabilmek amacıyla Atatürk Üniversitesinde okumakta olan 776
öğrenci ile yaptığı çalışmasında saldırganlığın azaltılmasında mutluluğun önemli bir
faktör olduğu sonucunu elde etmiştir.

Karataş (2016) hazırladığı “Yapılandırılmış Grup Sanat Terapisi Programını” 15-18 yaş
arasındaki 20 ergene 11 oturum uygulayarak sanat terapisi tekniklerini kullanarak
mutluluklarının arttırılmasını hedeflemiştir. 10 deney grubu 10 kontrol grubu arasında
uygulanan terapi sonrasında anlamlı fark olduğu sonucunu elde etmiştir.

Yılmaz (2016) 2014-2015 eğitim öğretim yılında İstanbul ilinde 838 İmam Hatip Lisesi
öğrencisiyle akran ilişkilerinin insanı değerler ve öznel iyi oluş düzeyleri arasındaki
ilişkinin incelenmesi amacıyla yaptığı çalışmasında akran ilişkileri ile öznel iyi oluş
arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu sonucunu elde etmiştir.

Duman (2016) 300 üniversite öğrencisiyle yaptığı “Üniversite öğrencilerinde öznel iyi
oluş ve benlik saygısının stresle başa çıkma tarzlarıyla ilişkisinin incelenmesi” adlı
çalışmasında öznel iyi oluş puanları arttıkça boyun eğici yaklaşım gösterme düzeyinin
düştüğü, kızların öznel iyi oluş puanlarının erkeklerden daha yüksek olduğu, yaş
ilerledikçe öznel iyi oluşun arttığı sonuçlarını elde etmiştir.

İşgör (2017) 18-32 yaş arasındaki 402 öğrenciyle yaptığı” Merhametin Öznel İyi Oluş
Üzerindeki Yordayıcı Etkisinin İncelenmesi” adlı çalışmasında merhamet ile öznel iyi
oluş arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki olduğu sonucunu elde etmiş ayrıca
merhametin öznel iyi oluşun anlamlı bir yordayıcısı olduğu bulgusunu elde etmiştir.

Bulut (2017) İstanbul ilinde 356 üniversite öğrencisiyle üniversite öğrencilerinin


bağlanma stillerinin öznel iyi oluş düzeyleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmak
amacıyla yaptığı çalışmasında; öznel iyi oluşun korkulu bağlanma ve saplantılı
31

bağlanma ile negatif yönde; güvenli bağlanma stili ile ise pozitif yönde ilişkili olduğu,
kayıtsız bağlanma ile ilişkili olmadığı sonucunu elde etmiştir. Ayrıca güvenli bağlanma
ve saplantılı bağlanmanın öznel iyi oluşun önemli bir yordayıcı olduğu; korkulu ve
kayıtsız bağlanmanın ise öznel iyi oluşu yormadığı sonucunu elde etmiştir.

Öztürk (2017) Samsun Çarşamba‟da 540 lise öğrencisiyle gerçekleştirdiği “Ergenlerde


dindarlık ile öznel iyi oluş arasındaki ilişkinin incelenmesi” adlı çalışmasında dindarlık
ile öznel iyi oluş arasında pozitif yönden ilişkiler bulunduğu sonucunu elde etmiştir.

Aydoğdu (2017) 575 lise öğrenciyle yaptığı “Lise öğrencilerinde öznel iyi oluş ve akılcı
olmayan inançlar arasındaki ilişkinin incelenmesi” adlı çalışmasında öznel iyi oluş ile
akılcı olmayan inanç arasında negatif yönde anlamlı bir ilişki bulgusu elde etmiştir.

Yıldırım (2018) 2017-2018 Eğitim öğretim yılında Kocaeli şehrinde 671 lise
öğrencisiyle yaptığı “Ergenlerin öznel iyi oluş ve anne baba tutumları ile akıllı telefon
bağımlılığı arasındaki ilişkinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi” adlı
çalışmasında akıllı telefon bağımlılığının en önemli yordayıcısının öznel iyi oluş olduğu
sonucunu elde etmiştir.

Namdar (2018) 10-14 yaş arasındaki 150 öğrenci ile yaptığı “Bir grup öğrencide umut,
kaygı ve mutluluk arasındaki ilişkinin incelenmesi” adlı çalışmasında öğrencilerin
mutluluk düzeyininim artmasıyla umutsuzluk düzeyinin azaldığı sonucunu ve kaygı
düzeylerinin artmasının mutluluk düzeyini azalttığı sonucunu elde etmiştir.

Bayram (2018) 2016-2017 eğitim öğretim yılında 602 lise öğrencisiyle yaptığı
“Ergenlerin öznel iyi oluş düzeyleri ile kişilerarası ilişki tarzları arasındaki ilişkinin
incelenmesi” adlı çalışmasında ergenlerin öznel iyi oluş düzeyleri ile demokratik anne
baba tutumuna sahip ergenlerin öznel iyi oluş puanlarının daha yüksek olduğu
sonucunu, koruyucu anne baba tutumuna sahip ergenlerin öznel iyi oluş puanlarının da
tutarsız anne baba tutumuna sahip ergenlerden daha yüksek olduğu sonucunu elde
etmiştir.

Cihangir Çankaya ve Meydan (2018) 506 lise öğrencisiyle yaptıkları araştırma


sonucunda umut değişkeninin mutluluğun anlamlım bir yordayıcı olduğunu, mutluluğun
cinsiyet anne baba eğitim durumu gibi demografik değişkenlere göre değişkenlik
32

göstermediği, ergenlerin mutluluk düzeyleri yordanırken amaçların peşinden gitme


motivasyonun önemli bir faktör olduğu sonuçlarını elde etmişlerdir.

2.2. Aile Aidiyeti

2.2.1. Aile Kavramı

Her bebek doğumundan itibaren ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için kendine bakım


verecek; fiziksel, duygusal, sosyal vb. ihtiyaçlarını giderecek birine muhtaçtır. Bu
süreçte bebeğin ihtiyaçlarını genellikle anne ve baba karşılamaktadır. Bebeğin,
gereksinimlerini gideren bu kimselerle kişiliğinin temellerini oluşturan bu dönemde bağ
kurması kaçınılmazdır (Tüzün ve Sayar, 2006). Aile kavramı geçmiş zamanlardan beri
toplumun temel taşı olarak süregelmiştir (Özgüven, 2017 s.1). Aile; içinde bulunduğu
üyelerinin biyolojik, psikolojik, tarihsel, duygusal veya ekonomik olarak ilişki de
olduğu ve bu bütünün içinde üyelerin her birinin bir yere sahip olduğu yapıdır
(Gladding, 2015 s.5). Toplumun omurgası olan aile, kan bağı, evlilik, evlat edinme vb.
şekillerde temeli atılan; içinde barındırdığı üyelere farklı roller yükleyen kendi içinde
bir kültürel miras oluşturan ve bu mirası birbirine aktararak zenginleştiren bir yapıdır.
Aile yasal ve törensel bağlarla birleşen yetişkinlerin, işlevsel olarak biyolojik, psikolojik
ve toplumsal olarak oluşturduğu kurumdur (Özgüven, 2017 s.24). Dünyayı değiştirmek
aileyi değiştirmekle olur; işte aile bu kadar mühim ve kıymetlidir (Satir, 2018 s.16).
Aile birbirini destekleyen yakın ilişkiye sahip, görev dağılımının olduğu, özerkliği
teşvik eden, beklentilerin rahatça ifade edilebildiği birbirlerinin görüşlerine saygı duyan
bir yapıya sahip olursa işlevsel yapıda olur. Aksi durumda görev dağılımının uygun
olmadığı, sağlıksız ilişkilerin ve ilgisizliğin söz konusu olduğu, destekleme yerine hayal
kırıklığına uğratmanın söz konusu olduğu işlevsel olmayan aile yapısı söz konusu olur
(Tuzcuoğlu, 1994). Aile kavramı süreğen yapıdadır içerisinde zaman zaman güç
değişiklikleri, yeni yaşam olayları, krizler gibi aktif durumları barındırır. Denge durumu
zaman zaman değişebilir. Sağlıklı aileler bunlarla mücadele ederek gerekirse gerekli
destekleri alarak dengelerini sağlarlar (Özgüven, 2017 s.2). Aile bireyin doğumundan
itibaren bireye koruma sağlayan, ihtiyaçlarını gideren, sevgi ve ilgi veren güvenli
ortamdır (Mavili, 2015 s.9). Bireyin doğumuyla birlikte varlığına devam ettiği, kritik
33

zamanları yaşadığı, geçirdiği; ilk deneyimlemelerini yaptığı, kendini anlamaya,


tanımaya çalıştığı, güvenmeyi ve güvenilmeyi öğrendiği yer olan aile kurumu;
ekonomik şartların değişim göstermesi, endüstrileşme, iş hayatındaki değişiklikler ile
değişim içerisine girmiş ve ataerkil yapıdan modern demokratik yapıya; geniş aileden
çekirdek aileye geçişi beraberinde getirmiştir. Aile yapısındaki değişiklikler aile çocuk
arasındaki ilişkiyi, anne baba tutumunu, aile içi iletişimi ve beraberindeki pek çok
yapıyı da etkilemiştir (Tezel Şahin ve Cevher; 2007).

Aileler bir araya gelirse toplum meydana gelir. Aile de toplumda kaderleri birbirini
etkileyen kimselerden oluşur. Aile toplumda nasıl davranılacağı konusunda üyelerine
kimi zaman sorumluluğu, kimi zaman adaleti, kimi zaman rahatlığı öğretir (Satir, 2018
s.409). Bireyin fiziksel, sosyal ve psikolojik açıdan zenginleştiği ilk yapı ailedir (Mavili,
Kesen ve Daşbaş, 2014). Thomas‟a göre (1992 s.62) sağlıklı ve güçlü aileler sadece
ailenin gelişimine değil, aile içindeki bireylerin gelişimine, sosyalleşmesine, kendini
geliştirmesine de önem verirler (Gladding, 2015 s.32). Kişiliğin oluşması ilk çocukluk
yıllarında içinde bulundukları yapı içerisindeki sosyalleşme süreciyle ilgilidir (Kızmaz,
2006). Bu süreçte bireyin ailesine mensubiyeti aidiyet kavramı ile açıklanır. Bireyler
kurdukları bağ ve sahip oldukları aidiyetle birlikte problemleriyle başa çıkmayı öğrenir
(Mavili, Kesen ve Daşbaş; 2014). Aidiyet doğuştan var olan bir gereksinimdir (Güneş,
2016 s.17).

2.2.2. Aidiyet

Aidiyet kavramı sözcük olarak mensubiyet, ait olma ve ilişkin olma manasına gelmekle
birlikte bütünleşme, kendini ait hissetme anlamına da karşılık gelir. Ait olma bireyin ruh
sağlığında önemli bir temel taşı olarak kabul edilmektedir (Ersanlı ve Koçyiğit, 2013).
Türkçe „de aidiyet kavramına karşı gelen anlam ilişkin olma ve ilgidir (TDK, 2018).
Bireyin güvende hissettiği insanlarla bağ kurması aidiyet olarak ele alınır (Güneş, 2016
s.15). Bireyin ihtiyaçlar hiyerarşisindeki bir gereksinimi olan aidiyet kavramı, bireyin
ilişkin olduğu yapıları kapsar (Aydın, 2016). Aidiyet kişi ve karşısındaki yapının
birbirine karşı etkileşimlerini, sorumluluklarını, iletişimini içinde barındıran; kişinin
istediğiyle bağ kurmasını sağlayan ve güven gereksinimini karşılayan bir duygudur
34

(Alptekin, 2011). Aidiyet bireyin içinde bulunduğu yapıda kendine ait bir yerin mevcut
olduğunu, bu yapı içerisinde zaman zaman onaylandığını görmesiyle birlikte kendini
önemli hissetmesini fark etmesi durumudur (Uslu ve Gizir; 2017).

Aidiyet kavramı duygusallığın yanı sıra; etrafındaki diğer kimseleri kabul etme süreci,
bu süreçte insanlarla bir arada geçirilen zaman ve karşılıklı etkileşim süreci sonucunda
gelişir (Mavili, Kesen ve Daşbaş, 2014). Birey bulunduğu grupta kabul görüp
onaylanıyorsa o bireyde aitlik hissi baş gösterir (Alaca, 2011). Aidiyet kişinin değer
verdiği kişilerce tanınması, onaylanması kabullenilmesi, sevilmesiyle birlikte bu
gereksinimlerinin karşılanma giderilme durumudur. Çeşitli şekillerde tanımlanan ve
açıklanan aidiyet kavramının sınırlarını belirlemeye çalışan ilk kimse Yuval Davis
(2006), aidiyet kavramının iki yönlü olduğunu belirtmiştir. Bunlardan ilkini kişinin
kendini ait olarak hissettiği yer olarak açıklamış; diğerini aidiyetin çerçevelediği
toplumsal yapının belirlendiği yer olarak belirtmiştir (Uysal, 2015).

Aidiyet kavramının bireyin doğumu itibariyle içinde bulunduğu çerçevede varlığının


onaylamasıyla toplumsal olarak orada bulunması dışında, bireyin içinden gelerek
yaptığı tercihlerle şekillenen ve oluşan kapsamlı bir tarafı da mevcuttur. Aidiyet
hayatımızda o kadar önemli bir noktadadır ki; yeni bir kimseyle tanıştığımızda bile
aidiyete ilişkin sorular sorarız. Nerelisin? Baban ne işle meşgul? Kaç kardeşsiniz? gibi
sorularla bile bireyin aidiyetinin neleri kapsadığını ve içerisinde neler barındırdığını
anlamak amaçlanmaktadır. Bunu anlayarak bireyin etkileşimlerine ve iletişimlerine yön
veren temel mekanizmaları çözmeyi hedefleriz. Aidiyet insanın doğasındadır (Alptekin,
2011). Çocuk ileride karşısına çıkabilecek sorunları ve bu sorunlarla başa çıkmayı
aidiyet duygusunu geliştirdiği yetişkinin hareketleriyle öğrenir (Güneş, 2016 s.15).
Aidiyet kavramı temel bir gereksinim olmasından olsa gerek pek çok kuramda ele
alınmıştır. Glasser (1999) gerçeklik terapisinin temelinde olan beş temel ihtiyaçtan
birini ait olma olarak belirtmiştir (Ersanlı ve Koçyiğit, 2013). Maslow (1987) fizyolojik
ihtiyaçların ve güvenlik ihtiyaçlarının giderilmesinin ardından üçüncü bir ihtiyaç olan
ait olma ihtiyacının devreye girdiğini söylemiş ve aidiyeti bireyin karşılıklı olarak
onaylanıp onaylama; önemsenip önemseme, kabul edilip kabul etme süreci olarak ifade
ederek, kendini gerçekleştirme sürecinde aidiyetin önemini vurgulamıştır (Çalık, 2015).
35

Özerklik kuramı kişinin gelişimini sosyal çevre ile açıklamışlardır (Deci, Vallerand,
Pelletier ve Ryan; 1991). Fromm‟a göre (2001) aidiyetle birlikte insan sahip olduğu
değerleri içine alacak şekilde ortak bir kültürün içinde barındığını fark eder ve bu kişide
güven duygusu oluşturur (Alptekin, 2011).

Aidiyet konusunda yapılmış olan çalışmalardan biri Baumeister ve Leary‟in (1995)


yaptıkları çalışma ve yazdıkları makaledir. Bu makalede aidiyetin temel bir insan
güdüsü olduğunu belirterek, bu güdünün iletişimin devamında, etkileşimde, ilişkilerin
devamında evrensel bir gereksinim olduğunu ve giderildiğinde psikolojik olarak
doyuma ulaşıldığını ortaya çıkarmıştır. Bireyin kişilik yapısına bakılarak davranışlarına
yön veren esas unsurlar hakkında bilgi sahibi olunabilir. Bireyin sahip olduğu aidiyet
duygusu da bebeklik dönemlerinde oluşan, bireyin annesine karşı tutumu ve bağlılığıyla
alakalıdır. Bebekliğinden itibaren içinde bulunduğu sosyal çevre bireyin hem aidiyet
yapısını oluştururken hem de bireyin kendi seçimleri ile gelişen değişken yapıya sahip
bir aidiyet mekanizmasını oluşturmaktadır (Alptekin, 2011). Bir gereksinim olan aidiyet
bireyin bir gruba, bir sosyal yapıya dahil olma çabasını bir arada getirir (Aydın,2016).

Aidiyet ve ait olma ihtiyacı toplumun yapısını doğrudan etkileyebilecek bir güce
sahiptir çünkü aidiyet kişinin iç dinamiklerini etkileyerek davranışlarını etkilemekte ve
büyük bir potansiyeli içinde barındırmaktadır (Alptekin, 2011). Kişilere nerede
yaşıyorsun sorusu yerine nereye kendini ait hissediyorsun sorusu sorulursa, alınan
cevaplardan bireyin aidiyet kavramı şekillendirilebilir (Öksüz, 2017). Aidiyet bireyin
hem bireysel hem toplumsal olarak mensup olduğu sistemde kendine ait bir yer
olduğunu hissetmesiyle mevcut olur (Dere ve Kılıç, 2016). Birey yaşamı boyunca
aidiyet üç basamağından geçer. Bunlar aile aidiyeti, sosyal aidiyet ve soyut aidiyet
basamaklarıdır. Bu basamakların her birinin uygun şekilde tamamlanması sağlıklı
olanıdır (Güneş, 2016 s.111).

2.2.3. Aile Aidiyeti

Aidiyet bireyin içerisinde bulunduğu grupla etkileşime girerek geliştirdiği ve tekliğin


değil de çokluğun içinde barınan bir kavramdır (Alptekin, 2011). Sevgi temeline dayalı
olan aile çeşitli duyguları içinde bulundurur. Aidiyette bu duygular arasında sayılabilir
36

(Özgüven, 2017 s.26). Bireyin varoluşundan gelen ait olma ihtiyacını karşıladığı ilk yer
aile kurumudur (Uslu, 2012). Aile kurumu bireyin üreme, korunma, sevilme, güven gibi
ihtiyaçlarını karşılarken ait olma ihtiyacını da karşılar (Özgüven, 2017 s.24). Toplumsal
varlık olan bireyin davranışlarının uygun olup olmadığını söyleyen ve bu davranışların
yapılıp yapılmamasında yol gösteren dolayısıyla davranış geliştirmesine katkı sağlayan
ilk yapı ailedir (Kızmaz, 2006). Toplumun temelini oluşturan aile günlük hayattaki
sevgi, bağlanma, mutluluk ve ait olma gibi duyguların ve birbirlerini dinleme, birlikte
zaman geçirme, birbirlerine vakit ayırma, destekleme, birlikte sevinip üzülme gibi
durumların yaşanmasını sağlayan bir yapıdır (Gladding, 2015 s.3). Açık bir sistem olan
aile içinde bulundurduğu bireylerin birbiriyle olan karşılıklı ilişki örüntüleriyle doludur
ve sosyal bir sistem olarak aile içindeki kişiler birbirini etkiler (Özgüven, 2017 s.1).
Birey birincil aidiyet duygusunu aile içerisinde geliştiremezse, başka kimselerle aidiyet
ihtiyacını giderebilir ama bu durum tehlikeli sonuçlar doğurabilir (Güneş, 2016 s.16).

Aidiyet duygusu sosyal ve kültürel ilişkiler çerçevesinde gelişip artabilir ya da azalabilir


(Alptekin, 2011). Aidiyet duygusu kişiyle karşısındaki kişi ya da grup için karşılıklı
olarak önemli olma ve bir arada bulunmanın kendiyle birlikte getirdiği sorumlulukları
kapsar. Bu sorumlulukların karşılıklı olarak yerine getirilmesi olarak ele alınabilir
(Duru, 2007). Birey toplumsallaşma sürecinde kendini topluma ait bir parça olarak
görme gereksinimi hisseder (Aksan ve Alptekin, 2009). Bireyin aidiyet gereksinimi ile
etrafındaki kimseler tarafından kabul edilip sevilme durumu arasında doğrudan güçlü
bir bağ mevcuttur (Murdock, 1999). Ait olma gereksinimine sahip olan bireyin bu
ihtiyacın giderilmesine en fazla ihtiyaç duyduğu ortam aile ortamıdır ve bireyin dahil
olma ihtiyacı aile içerisinde giderilebilmelidir (Saki, 2018). Aidiyet bireyle ailesi,
arasındaki bağı anlamamıza yardımcı olan bir kavramdır (Alptekin, 2011). Çeşitli
nedenlerle birey ile ailesi arasına mesafe girdiğinde ve bireyin aidiyet ihtiyacı
giderilemediğinde birey yalnızlık hissiyatına kapılır ve bu durum mutsuzluğa yol açar
(Kır, 2011). Fizyolojik ihtiyaçlarının giderilmesiyle birlikte psikolojik ve üst
basamaktaki gereksinimlerinin karşılanması bireyin daha mutlu olmasını sağlamaktadır
(Deveci, 2007).
37

Aile içerisinde aidiyet durumunun yüksek düzeyde olmasının kişinin aile ve toplum
içinde işlevselliğini arttırdığını gösteren araştırmalar mevcuttur (Duru, 2015). Kişinin
meydana geldiği ortam iç dünyasında aidiyet mekanizmasını oluştururken, çevresiyle
etkileşimi ve seçimleri sonucu bu mekanizma değişir (Alptekin, 2011). Aidiyet ihtiyacı
özellikle ergenlik döneminde toplumun kabul ettiği sınırlarda giderilip bu ihtiyaç
doyurulamazsa bu durum risk davranışlarını da içerisinde barındırabilir (Duru, 2007).
Birey aidiyet ihtiyacını aile içerisinde gideremezse bu durumda kendini ait hissedeceği
yeni gruplar aramaya başlar (Güneş, 2016 s.68). Newman, Newman, Griffen, O‟Connor
ve Spas, (2007) parçalanmış ailelerde yetişen çocukların ve ilgisiz, sevgiden yoksun bir
ortamda ilgi sevgi ihtiyaçları giderilmeden yetişen çocukların kendilerini tek başına ve
kimliği oturmamış bireyler olarak tanımladıklarını söylemiştir (Uslu, 2012).

Aile içerisinde yer alan birey aidiyet ihtiyacını karşılayabilirse aldığı güç artar ve bu
durum aile aidiyet hissinin de doğrudan artmasını sağlar. Bu durum da kişinin duygusal
sisteminin aitlik yönünden kendisini tamamlamasını sağlar ve bireyin elde ettiği
başarılarda, hissettiği olumlu duygularda artar (Dere ve Kılıç, 2016). Ailesine karşı
aidiyet hisseden; kendini o aile içinde seven ve kabul görmüş bir birey olarak düşünen
birey psikolojik olarak mutlu olur ve kendini değerli görür (Güneş, 2016 s.18). Aile
ortamında reddedilen bir birey duygusal açıdan sorunlar yaşar ve hayatında dengeli
tutumlar sergileyemez. Benzer şekilde okul, iş, sosyal çevre vb. şekilde çeşitli alanlarda
huzursuzluk, mutsuzluk gibi sorunlar yaşar (Balkıs, Duru ve Buluş; 2005). Aidiyet
bireyin toplum içinde bir yere sahip olması, özgürleşmesi ve kendini tanıyıp bilmesi
açısından önemli bir kavramıdır (Mavili, Kesen ve Daşbaş; 2014). Aile aidiyeti gelişmiş
bireylerin sosyal çevreye uyumu kolaylaşır. Ayrıca duygusal gelişimi ve sosyal gelişimi
de paralel olarak sağlanır (Güneş, 2016 s.115). Araştırmalar, kişinin sağlıklı bir aidiyet
duygusuna sahip olmasının; yüksek benlik saygısı, uyum, akademik açıdan başarı ile
doğrudan ilişkili olduğunu ortaya koymuşlardır (Alptekin, 2011).

2.2.4. Aidiyet ve Aile Aidiyeti ile Ġlgili YapılmıĢ AraĢtırmalar

Duru (2007) 2005-2006 eğitim öğretim yılında 588 öğrenci ile yaptığı çalışmasında 125
öğrenciyle yaptığı çalışmasını dört hafta sonra tekrarlamıştır ve öğrencilere tekrar
38

uygulama yapmıştır. Aidiyet durumunun yokluğunun; kişinin reddedilme, ayrışma,


uzaklaşma duygularını arttırarak bireyin çeşitli sorunlar yaşamasına ve sağlıksız bir
ruhsal yapıya girmesine neden olduğunu belirtmiştir.

Alptekin (2011) Selçuk Üniversitesinde okumakta olan 479 kadın, 433 erkek toplam
912 üniversite öğrencisiyle yaptığı sosyolojik araştırmada aileye bağlılık durumu ile
araştırma esnasında bireyin kendini ailesine ait hissettiği ifadelere yer verme durumu
arasındaki ilişkinin çok yüksek olduğunu ortaya koymuştur.

Cemalcılar (2010) cinsiyet, sosyoekonomik durum, akranlarla ilişki gibi demografik


değişkenlerle aidiyet arasındaki ilişkiyi ortaya koymak maksadıyla, 800 öğrenciyle
yaptığı araştırmasında akranlarla ilişkiyle aidiyet arasında pozitif yönde bir ilişki
bulmuşken; diğer değişkenlerle manidar bir ilişki ortaya konamamıştır.

Şentürk (2012) 280‟i parçalanmış aileye mensup 280‟i tüm aileye sahip 560 öğrenci ile
yaptığı “Parçalanmış Aile Çocuklarının Eğitimdeki Başarı/Başarısızlık Durumu
(Malatya Örneği 2006)” adlı makalesinde parçalanmış aileye mensup çocukların birlikte
olan ailelerin çocuklarına göre ailelerinden yeterli desteği alamadığını ve akademik
başarılarının daha düşük olduğunu belirtmiştir.

Bener ve Günay (2013) 2011 yılında Karabük Üniversitesinde öğrenim gören 931
öğrenci ile yaptıkları “Gençlerin Evlilik ve Aile Yaşamına İlişkin Tutumları” adlı
çalışmalarının sonucuna göre üniversitede ilk yılları olan birinci sınıf öğrencilerinin aile
yaşantısına aidiyetlerinin diğer öğrencilere göre daha yüksek olduğu sonucunu elde
etmişlerdir.

Nasır (2013) 284 bireyle yapmış olduğu çalışmasında arzu ettiği aidiyetle, mevcut
aidiyet durumu arasında fark olan bireylerin sosyallik yönlerinin daha düşük olduğu
sonucunu ve bu bireylerim ailenin psikolojik kontrolünden daha çok etkilenmiş olduğu
sonucunu elde etmiştir.

Öngider (2013) “Boşanmanın Çocuk Üzerindeki Etkileri” adlı çalışmasında evli


ailelerdeki çocuklara göre parçalanmış ailelerdeki çocukların yaşadıkları problem
durumlarının daha fazla olduğunu belirtmiştir.
39

Gül, Barlas, Onan ve Öz (2013) yaptıkları “16-20 Yaş Grubu Ergenlerde Aile İşlevleri
ve Kişilerarası İlişki Tarzının İncelenmesi: Bir Üniversite Örneklemi” isimli
araştırmada gelir düzeyi yüksek olan ergenlerin, olmayanlara göre aile aidiyetlerinin
yüksek olduğu sonucu elde edilmiştir

Keskin ve Seferoğlu (2017) Ankara‟da Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi


bölümü 2, 3 ve 4. Sınıflarında okumakta olan 66 kadın 51 erkek toplam 117 öğretmen
adayı ile yaptığı “Öğretmen Adaylarının Aidiyet Duyguları ve Araştırma Topluluğu
Algılarıyla İlgili Bir İnceleme” adlı çalışmasında öğretmen adaylarının ailelerine karşı
aidiyet düzeylerinin, mesleklerine karşı aidiyet düzeyinden daha yüksek olduğu
bulgusunu elde etmişlerdir.

Camadan, Karataş ve Bozali (2017) “Aile İçinde Yaşanan Anlaşmazlıklar: Ebeveynlerin


ve Çocukların Görüşleri” adlı çalışma aile içi geçimsizliğin ve aile içi şiddetin
çocukların aile aidiyet duygusunu olumsuz yönde etkilediğini ve ait olacak yeni
ortamlar aramaya ittiğini ortaya koymuştur.

Aslantürk (2017) nitel bölümünü 13 tek ebeveynli 13 çift ebeveynli 26 üniversite


öğrencisi ile nicel bölümünü 383 tek ebeveynli 383 çift ebeveynli üniversite
öğrencisiyle aile aidiyetlerinin karşılaştırılması için yaptığı çalışmasında çift ebeveynli
öğrencilerin aile aidiyet puanlarının daha yüksek olduğu sonucunu elde etmiş, yapılan
çalışmada her iki grupta aile aidiyetinin en çok hissedildiği anlar olarak özel günler ve
zor günler olduğunu belirtmiştir.

Güneş (2018) 2017-2018 eğitim öğretim yılında 655 yetişkin ile yaptığı çalışmasında
güvengenlik ve utangaçlık algılarıyla duygusal düzenlemede öz-yeterlik ve aile aidiyeti
arasında doğrudan bir ilişkinin olduğu sonucunu, ailenin geniş veya çekirdek aile
olmasıyla aile aidiyeti puanları arasında herhangi bir farklılık olmadığı ve soğuk/kopuk
aileye sahip olanlar yerine yakın/samimi aileye sahip olanlar aile aidiyet düzeylerinin
daha yüksek olduğu sonucunu elde etmiştir.

Saki (2018) 2017-2018 eğitim öğretim yılında 534‟ü spor yapan 666‟sı spor yapmayan
1200 üniversite öğrencisiyle yaptığı çalışmasında; kadınların aile aidiyet puanlarının
erkeklerden daha yüksek olduğu, çekirdek aileye sahip öğrencilerin aile aidiyet
40

puanlarının geniş veya parçalanmış aileye sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu,
bireysel ya da takım halinde spor yapan gruplar arasında aidiyet açısından anlamlı bir
farklılık olmadığı, aile aidiyeti alt boyutunda haftada 4-5 saat spor yapanların aile
aidiyet puanlarının; diğer alt gruplardan yüksek olduğu sonuçlarını elde etmiştir.

2.3. Manevi Yönelim

Bireyler insanlığın başından beri varlıklarını anlamlandırma üzerine fazlaca


düşünmüşlerdir. Bu doğrultuda dünyaya ve kendilerine anlamlar yüklemeye çabalamış,
bunları yaparken de bazen bilimi bazen de dini anlam kaynağı olarak ele almışlardır
(Kızılırmak, 2015). Yapısında belirsizliği sevmemek olan bireyler; yaşam olaylarını,
hayatını ve varlığını anlamlandırmaya çalışırken zaman zaman tüm bunları gözden
geçirme değiştirme ve yönetme gayreti içinde bulunmuşlardır (Bahadır, 1999). Bu
anlam arayışı din ve maneviyat kavramlarını gündeme getirmiştir. Türkçe „de
maneviyat kavramı, ruhsallık, tinsellik, spritüalite, spritüelite şekillerinde
kullanılmaktadır (Düzgüner, 2016 s.20). Spritüalite kavramının Türkçe tam karşılığını,
Arapça bir kelime olan maneviyat sağlamaktadır. İngilizcede sprit kökünden gelen
spirituality yani maneviyat nefes, cesaret, kuvvet, ruhsallık, tinsellik manalarındadır
(Düzgüner, 2013). Bu kelime maddi olmayan yürekten gelen güç anlamındadır (Aştı,
Pektekin ve Adana, 2005). Manevi kelimesi ise tinsel, ruhani, duyularla sezilebilen
anlamındadır (TDK, 2018). Zamanla yapılan çalışmalar maneviyat kavramına yeni
manalar kazandırmıştır (Düzgüner, 2013). Maneviyat kavramını Cloninger, Svrakic ve
Pryzbeck (1993) bireyin kendi iç kimliğini tanıması, nihai olgunluğa erişmesini
sağlayan gelişimin süreci, benlik ötesinin farkında varma olarak tanımlamaktadır.
Maneviyat bireyin iyi hissetmesini sağlayan, sosyal bilişsel bir güçtür (Aydoğan, Özbay
ve Büyüköztürk, 2007). Maneviyat bireyler için tükenmeyen bir güç membaıdır (Kurt,
2005).

Maneviyat kelimesi sık sık karşımıza çıkmasına rağmen tanımı için bir sınır çizmek
kolay değildir. Maneviyat kelimesi deyince her kişinin aklında farklı bir anlam
oluşabilir bu noktada biraz öznel tanımlaması yapılabilir bir kavram olduğu söylenebilir
(Bedel, 2009). Amerika‟da ve Avrupa‟da maneviyatın yeniden tanımlanması üzerine
41

çalışmalar yürütülmektedir. Türkiye‟de maneviyat kavramı 2000‟li yıllarda aktif olarak


çalışılmaya başlanmıştır. (Düzgüner, 2016 s.12).

Yapılan literatür tarama çalışmaları sonucunda maneviyat kavramının zaman zaman din
kavramıyla birlikte zaman zamanda dinden apayrı bir noktada ele alındığı görülmüştür.
Bu durumun nedenleri arasında maneviyat kavramının soyut ve tanımlanması güç olan
bir kavram olması düşünülebilir (Kızılırmak, 2015). 1950‟li yıllara kadar din
kavramıyla aynı manada kullanılan maneviyat kavramı 1950‟lerden sonra ayrı bir
kavram olarak ele alınmıştır (Düzgüner, 2013). Maneviyat kavramı ile din kavramı
arasında önemli farklıklar olduğunu belirtenler; dinin spesifik ve törensel bir öğreti
olduğunu kendi içerisinde kurallar ve ritüeller barındırdığını buna karşılık maneviyat
kavramının kuralının ritüelinin olmadığını, bireyin dini inancı olmasa da manevi
yönünün olabildiğini söylerler. Din kavramı ile iç içe olan maneviyat kavramı dini
inanışın ilk basamağında olması gereken bir yapı olarak düşünülse bile dinin altında ele
alınamayacak kadar geniş bir kapsama karşılık gelmektedir (Çetinkaya, Altundağ ve
Azak, 2007). Walsh‟e (2009) halk dilinde zaman zaman din kelimesi maneviyat ile yer
değiştirilerek kullanılsa da maneviyat kavramı din kavramından daha geniş bir anlam
içermektedir. Dinle ilişkisi olması nedeniyle maneviyatı dinle sınırlandırmak oldukça
yanlış olur. Din daha geleneksel ve toplumsalken maneviyat daha bireye özgüdür
(Aydoğan, Özbay ve Büyüköztürk, 2017). Türkiye‟de maneviyat ile dindarlık ayrı
kavramlar olarak ele alınsa bile bu iki kavram arasında çok güçlü bir bağ olduğu
düşünülmektedir (Düzgüner, 2016 s.22).

2.3.1. Maneviyat ve Ruh Sağlığı

İnsanlar var olduğu süre boyunca, hayatın anlamlandırmasında manevi yönelimin etkisi
mevcut olacaktır (Çelimli ve Tozlu Güldal, 2016 s.101). Maneviyat eksikliğinin
sonuçlarını araştıran bilim insanları, toplumun manevi durumu ile toplumdaki ruhsal
rahatsızlıklar arasında önemli bir ilişki olduğu sonucuna ulaşmışlardır (Westgate, 1996).
Bilim dünyasında son zamanlarda maneviyat ile insan sağlığı arasındaki ilişkiyi
inceleyen araştırmaların sayısı artmıştır (Horozcu, 2010). Maneviyatın giderek daha
yaygın şekilde ele alınması, maneviyatın insan yaşamında tamamlayıcı özelliğe sahip
42

olmasından kaynaklıdır (Karaırmak, 2004). Maneviyat kavramının iyi oluş kavramı ile
ilişkilendirilerek ele alınması sağlık alanında maneviyatla alakalı çalışmaların
yapılmasına kaynaklık etmiştir (Göcen, 2016b s.175).

İnsanların sahip olduğu maneviyatın ve manevi değerlerin; yaşamın


anlamlandırılmasında ve stresin azaltılıp ruh sağlığının korunasında önemli bir rolü
vardır (Emhan ve Çayır, 2010). Manevi ihtiyaçlar bireyin biyolojik sisteminin bir
parçası kadar gereklidir. Sağlıklı bir birey diğer ihtiyaçlarını tamamlasa da manevi
ihtiyaçlarını karşılamadan tam bir iyi oluşa sahip olmuş olamaz (Kavas ve Kavas,
2014). Maneviyatı yüksek ya da manevi yönelimi yüksek bir bireyin özelliklerini
doğrudan saymak güçtür. Bu konuda doğrudan bir ölçüm yapılması zordur. Maneviyat
ve manevi yönelimde kısaslar, mistik aziz kendini aşmış bireylerin gözlemlenebilen
davranışlarına bakılarak elde edilmiştir (Arkar, 2004). Elkins (2001) maneviyatın altı
tane özelliğini belirtmiştir. Bunlar maneviyatın evrensel olup herkese açık olduğu,
insani bir fenomen olarak mevcut olduğu, fenomolojik olduğu, iç güce yanıt bulabilme
kapasitesi olarak önümüze geldiği, farklı ve gizemli enerji olarak tanımlandığı ve de
ruhsallığın temel gayesinin merhamet duygusu olduğu şeklindedir (Kasapoğlu, 2017
s.259). Maneviyat kavramıyla birlikte manevi değerlerde önem kazanmıştır. Manevi
değerler kişilerin hayatı anlamlandırmasında katkı sağlayan önemli yapılardır. İnsanın
kendini geliştirme sürecinde, gelişimde etkili bir noktadadır (Mutluer, 2006). Corey
(2005) manevi değerler için kişiliği bütün olarak ele aldığımızda bizim için oldukça
kıymetlidir ve bize önemli ipuçları verir. Danışma sürecinin uygun bir biçimde
planlanmasına katkı sağlar demiştir (Kasapoğlu, 2017 s.253).

Pargament‟e göre (2002) maneviyat; felaket, açlık gibi kriz durumlarında başa çıkmayı
sağlayan bir sistemdir (İmamoğlu, 2017. s.211). Bireyler zorlu bir süreçten geçtikleri
zaman, sıkıntılı anlarında evrensel olarak manevi arayışlarda bulunabilmekte umut,
özgüven, paylaşma, hissetme gibi manevi ihtiyaçlara gerek duymaktadırlar (Dedeli ve
Karadeniz, 2009). Bireylerin manevi tarafı yaşamın diğer alanları ile iç içe olan
yadsınamaz bir gerçektir. Gladding‟e (2013) göre maneviyat psikolojik danışma
sürecinde kültürel bir unsur olarak süreci, sonucu etkileyen yapıya sahip bir başa çıkma
faktörüdür (Kasapoğlu, 2017 s.253).
43

Bireyler danışma sürecinde bir bütün olarak ele alındığında manevi yapılarının da göz
önüne alınması gereklidir. Bu düşünce ile yola çıkan Amerikan Psikologlar Derneği
ACA, (2014) “Maneviyata yönelik etik kuralları” oluşturmuştur. Danışma sürecinde
maneviyat kavramının ele alınması ile ilgili Pargament (2007) tarafından danışandan,
terapistten ve süreçten kaynaklı olabilecek sebepler şeklinde açıklanmıştır. Maneviyat
kavramı danışanın manevi yapısının güçlü olma durumuyla ilgili olarak seanslarından
dışında bırakılamayacağı düşüncesiyle, danışanın maneviyat ile ilgili problemlerinin
psikolojik sorunlara yol açabileceği, maneviyatın danışanın sorununun çözümünde
direnç kaynağı olabileceği sebebiyle danışma sürecinde kullanılabilir. Bunlar
danışandan kaynaklı maneviyatı kullanma sebebi olabilir. Danışmanın maneviyatı
danışma oturumlarının dışında bırakamaması danışmandan kaynaklı kullanım sebebi
olabilir. Süreç içerisinde manevi boyutun olması, bireylerin manevi bakışları danışma
sürecinde kullanım sebebi olabilir (Summermatter, 2017. s.91). Seligman ve
Csikszentmihalyi (2000 s.12) pozitif psikoloji çalışmalarında insanı mutlu eden şeyler
listesinde maneviyat kavramını bir alt başlık olarak ele almışlardır (Güldal, 2006b
s.176).

2.3.2. Maneviyat ve Manevi Yönelim ile Ġlgili YapılmıĢ AraĢtırmalar

Türkiye‟de maneviyat ile ilgili yapılmış olan araştırmalar Batı‟ya göre oldukça azdır
(Düzgüner, 2016 s.21). Mert ve Topal (2018) Uşak Üniversitesinde okumakta olan 256
öğrenciyle yaptığı “Benlik Ayrımlaşmasının Manevi Yönelimine Etkisinin Bazı
Değişkenlerle İncelenmesi” adlı araştırmalarında manevi yönelimle benlik ayrımlaşması
arasında pozitif yönde manidar bir ilişki olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Ayrıca aile
ekonomik durumu iyi olan öğrencilerin manevi yönelim puanlarının; ekonomik açıdan
kötü olan üniversite öğrencileri lehine manevi yönelim puanına göre daha düşük
düzeyde olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Yani ekonomik durumun manevi yönelim
puanını negatif yönde etkilediği sonucuna ulaşmışlardır ve aynı araştırmada cinsiyet
değişkeni açısından kadınların erkeklere oranla daha yüksek düzeyde manevi yönelim
puanına sahip olduğunu ortaya çıkarmışlardır.
44

Türkyılmaz (2008) 17-52 yaş arasında olan ikizlerle yaptığı “Davranış genetiği
bağlamında dini ve manevi eğilimler” adlı çalışmasında tek yumurta ikizlerinin ve çift
yumurta ikizlerinin birbiriyle maneviyata ilişkin tutumları arasında farklılık olmadığı
sonucunu elde etmiştir. Bu sonuçta maneviyatın kalıtsallığı ile ilgili düşüncelere yol
açmıştır.

Emhan ve Çayır (2010) Diyarbakır ilinde 112 girişimci ile anket ve görüşme yaptığı;
sosyal yaşamda tinsel değerin yerini ortaya çıkarmaya çalıştığı araştırmasında stresi
azaltmada ve ruh sağlığını korumada tinsel değerlerin önemli olduğu sonucunu elde
etmişlerdir.

Düzgüner (2013) “Maneviyat algısı ve diğerkâmlıkla ilişkisi (Kan bağışı örneğinde


Türkiye ve Amerika karşılaştırmalı nitel bir araştırma)” adlı çalışmasında elde ettiği
sonuca göre Amerika‟da maneviyat çoğunlukla aşkın bir varlığın farkında olma olarak
düşünülürken Türkiye‟de dinin veya kişinin inandığı değerler her neyse onların getirdiği
yaşantı olarak düşündüğü şeklindedir.

Kıraç (2013) 18-59 yaş arasındaki erkek eşcinsel bireylerle yaptığı “Eşcinsellikle ilgili
dini-psikolojik algılar ve maneviyat (erkek eşcinsel örneklem)” adlı çalışmasında
eşcinsel yönelimini kabul etme eğilimi gösteren grupların, dine karşı daha uzak
oldukları, fakat yaşamlarını daha anlamlı gördükleri, cinsel yönelimlerini kabul etmekte
zorlanan grupların ise daha dindar oldukları, fakat daha çok anlamsızlık duygusu
yaşadıkları sonucunu elde etmişlerdir.

İslambay (2014) manevi inançların bazı değişkenler gözetilerek dini/manevi başa çıkma
ve dindarlık değişkenleriyle olan ilişkisini incelediği çalışmasında erkek katılımcıların
manevi inançlarının kadınlardan daha fazla olduğunu; yaş, gelir düzeyi ve eğitim
seviyesinin manevi inançları taşımada fark oluşturmadığı, içsel denetim odağına sahip
katılımcıların, dışsal denetim odağına sahip olanlara göre daha çok manevi inanç taşıma
durumunun söz konusu olduğu sonuçlarını elde etmiştir.

Kızılırmak (2015) 19-29 yaş arasındaki 315 kişiyle yaptığı “Genç yetişkinlerde
yaşamda anlamın maneviyat ve kişilik özellikleri açısından incelenmesi” adlı
çalışmasında maneviyatın alt boyutları birlikte yaşamda anlam varlığı varyansının
45

%10‟unu, anlam arayışı varyansının %12‟sini açıkladığı bulgusunu elde etmiştir.


Bireylerin, sırasıyla kendini açma, kişiler ötesi özdeşim, kendilik kaybı ve manevi
kabullenme düzeyleri arttıkça anlam arayışı düzeylerinin azalabileceği sonucunu elde
etmiştir.

Doğan (2016) “Üniversite Öğrencilerinin İyilik Hallerinin İncelenmesi” adlı


çalışmasında karşı cinsten arkadaşa sahip olma, dengeli beslenme, sigara kullanıp
kullanmama ile maneviyat arasındaki ilişkinin manidar olmadığı sonuçlarını elde
etmiştir. Karşı cinsten arkadaşı olmayan öğrencilerin maneviyat puanlarının, karşı
cinsten arkadaşı olanlara göre daha yüksek olduğu; her gün egzersiz yapan öğrencilerin
maneviyat puanlarının ve iyilik hallerinin daha az egzersiz yapanlara göre yüksek
olduğu; daha az alkol kullanma durumu oldukça maneviyat puanlarında yükselme
görüldüğü; dinsel olarak inançları olduğunu belirten öğrencilerin maneviyat puanlarının
inançları olmayanlardan daha yüksek olduğu; orta düzey aile desteğine sahip olan
öğrencilerin maneviyat puanlarının yüksek ve düşük düzeyde aile desteğine sahip olan
öğrencilerden daha yüksek olduğu sonuçlarını elde etmiştir.

Göcen (2016a) 2012 yılında 11-12 arasındaki 70 çocuğa gönüllü olarak minnettarlık
günlüğü tutturduğu nitel çalışmasında en sık bir aileye sahip olma temasının olduğu,
daha sonra temel ihtiyaçların karşılanması ve akabinde mutlu olmanın üçüncü tema
olduğu sonucunu elde etmiş, minnettarlığın artmasının maneviyatın artmasıyla ilişki
olduğu sonucuna ulaşmıştır.

Ekşi, Takmaz ve Kardaş (2016) İstanbul iline görev yapmakta olan 8 psikolojik
danışmanla görüşmeler yaptıkları ve olgu bilim desenini kullandıkları araştırmalarında
psikolojik danışmanların danışmanlık sürecinde maneviyata önem verdiği ve
maneviyatın danışma sürecine kullanılmasının fayda sağlayacağı sonucuna
ulaşmışlardır.

Aydoğan, Özbay ve Büyüköztürk (2017) 237 kadın 78 erkek toplam 315 üniversite
öğrencisiyle yaptıkları çalışmalarında özgünlük durumunda bireyin kendi iç
yöneliminin artmakta olduğunu özgünlük ve bu durumunda bireyin yaşam içerisinde
46

amaç belirlerken maneviyata yönelim gösterdiği; özgünlük ve mutluluk arasındaki


ilişkide maneviyatın aracı rolü olduğu sonucunu elde etmişlerdir.

Kasapoğlu ve Yabanigül (2018) İstanbul ilinde ikamet eden 586 evli bireyle yaptıkları
çalışmalarında evlilik doyumunun yaşam doyumu ve maneviyatı yordadığını ayrıca
maneviyatın aracı rolü ile evlilik doyumunun yaşam doyumunu etkilediği sonucunu
elde etmişlerdir.

Nas (2018) Hakkâri ilinde çalışan 213 hemşire ile yaptığı çalışmasında hemşirelerin
maneviyat algısı arttıkça mesleğe yönelik tutumlarının pozitif yönde arttığı sonucunu
elde etmiştir.

Memiş (2018) 2016-2017 eğitim öğretim yılında İstanbul ilinde 13‟ü deney 13‟ü kontrol
grubunu oluşturan 26 öğrenciyle yaptığı çalışmasında öğrencilere uygulanan manevi
danışmanlık oturumlarının, sorunlarla baş etme puanlarını yükselttiği sonucunu elde
etmiştir.

Masat (2018) 2017 yılının 8. ve 12. ayları arasında Samsun Ondokuz Mayıs
Üniversitesi Onkoloji ve Hematoloji servislerinde yatan 406 hasta bireyle yaptığı
çalışmasında, manevi yönelim puanı arttıkça yaşam kalitesi puanlarının da arttığı
sonucunu elde etmiştir.

Toprak (2018) 600 üniversite öğrencisiyle yaptığı “Maneviyat, yaşam amaçları ve iyi
oluş arasındaki ilişki” adlı çalışması maneviyatın içsel yaşam amaçlarıyla ve iyi oluş ile
pozitif yönde ilişkili olduğu sonucunu ve içsel yaşam amacının maneviyat ile iyi oluş
arasında aracılık rolü olduğu sonucunu elde etmiştir.

Keçeci (2018) “Evli kadınların psikolojik istismar profillerinin toplumsal cinsiyet


algıları ve spiritüel iyi oluşları açısından incelenmesi” isimli çalışmasında spiritüel iyi
oluş ile aile tipi değişkeni arasında anlamlı bir fark bulamamıştır. Hayatını büyük
şehirde geçiren kadınların iyi oluşlarının ise kasaba ve şehirde geçirenlere göre daha
yüksek olduğu sonucunu elde etmiştir.

Kaya Akarsu (2018) 270‟i kadın 130‟u erkek toplam 400 üniversite öğrencisiyle yaptığı
çalışmasında ilişki yatırımı ve maneviyat arasında pozitif yönde bir ilişki olduğu ve
maneviyatın ilişki yatırımını yordadığı bulgularını elde etmiştir.
47

BÖLÜM III: YÖNTEM

Bu bölümde sırayla araştırmanın modeline, çalışmanın evrenine ve örneklemine, veri


toplama araçlarına ve verilerin analizine ilişkin bilgiler mevcuttur.

3.1. AraĢtırmanın Modeli

Bu araştırma, üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleriyle aile aidiyeti ve manevi


yönelimleri arasındaki ilişkiyi ortaya çıkarmayı amaçlayan betimsel bir çalışmadır.
Nicel araştırma yöntemlerinden biri olan ilişkisel tarama modelinin kullanıldığı bu
araştırmada, var olan durumu ortaya koymak hedeflenmiştir. Bu modelde evrenden
seçilen örneklem ile evren hakkında bir kanıya varmak amacıyla değişkenler
belirlenerek, değişkenler arasındaki ilişki durumunun ortaya konması hedeflenir
(Büyüköztürk, Kılıç Çakmak, Akgün, Karadeniz ve Demirel, 2016). Veri toplama
araçları olarak, Kişisel Bilgi Formu, Oxford Mutluluk Ölçeği, Aile Aidiyet Ölçeği ve
Manevi Yönelim Ölçeğinin kullanıldığı üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin
aile aidiyeti ve manevi yönelim durumuna göre farklılaşıp farklılaşmadığını araştıran
çalışmamızda ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Tarama modeli, şu an var olan ya
da önceden var olmuş bir durumu olduğu gibi ortaya koymayı amaçlayan, durumu kendi
şartları altında değiştirmeden, müdahale etmeden açıklamayı temel alan bir modeldir.
İlişkisel tarama modeli iki veya ikiden fazla değişkenin arasındaki ilişkiyi ya da
ilişkinin düzeyini ortaya koymayı amaçlayan bir tarama modelidir (Karasar, 2012).

3.2. Evren ve Örneklem

Araştırmanın evrenini Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinde eğitim gören


üniversite öğrencileri oluşturmaktadır: Evrenden küme örnekleme yöntemi ile
belirlenen öğrencilerinden alınmıştır. Küme örnekleme betimsel bir çıkarım yapabilmek
adına evrendeki kümelerin listelenmesi akabinde örneklem tesadüfi olarak oluşturulur.
Tesadüfi olarak oluşturulan kümeler örneklemi meydana getirir. Örneklem büyüklüğü
48

belirlenirken Büyüköztürk ve arkadaşlarının (Büyüköztürk, Kılıç Çakmak, Akgün,


Karadeniz ve Demirel, 2012). S.98); Çıngı‟dan (1994 s.25) uyarlamış olduğu sapma
miktarları için örneklem büyüklüğü tablosundan yararlanılmıştır. Bu evren içerisinden
seçilen Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinde eğitim gören ve yönergeye
uygun yanıt veren 584 öğrenci örneklemi oluşturmaktadır. Yönergeye uygun yanıt
vermeyen ve bazı soruları yanıtlamayan 67 üniversite öğrencisinin formları
değerlendirme dışı bırakılmıştır. Toplam 517 öğrenci ile çalışma tamamlanmıştır.

3.3. Veri Toplama Araçları

Bu araştırmada demografik değişkenlerle ilgili bilgi sahibi olmak için Kişisel Bilgi
Formu, mutluluk durumunun belirlenmesi amacıyla Oxford Mutluluk Ölçeği, manevi
yönelim düzeyinin incelenmesi amacıyla Manevi Yönelim Ölçeği, aile aidiyet
durumunun ölçülmesi için Aile Aidiyet Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada kullanılan
veri toplama araçları hakkında bilgiler aşağıda verilmiştir.

3.3.1. KiĢisel Bilgi Formu

Kişisel bilgi formu araştırmacı tarafından oluşturulmuş olup, hazırlanan kişisel bilgi
formunda Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinde okumakta olan ve
örneklemi oluşturan bireyler ile ilgili genel bilgiler elde edebilmek adına belirlenen on
iki demografik soru yer almaktadır. Demografik sorular; cinsiyet, sınıf düzeyi, okunulan
bölüm, mezun olunan lise türü, baba mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu,
annenin eğitim durumu, aile tipi, algılanan ekonomik durum, kardeş sayısı ve barınılan
yer ile alakalıdır.

3.3.2. Oxford Mutluluk Ölçeği

Oxford Mutluluk Ölçeği Hills ve Argyle‟nin geliştirdiği, 6‟lı likert tipi bir veri toplama
aracıdır. 29 maddeden oluşan ölçek Doğan ve Sapmaz tarafından (2012) Türkçe„ye
uyarlanmış olup; mutluluğu ölçmek için kullanılan tek faktörlü bir ölçme aracıdır.
Ölçme aracının uyarlanma sürecinde 2011-2012 eğitim öğretim yılında Sakarya
Üniversitesinde okumakta olan 491 üniversite öğrencisinin katılımıyla gerekli dilsel eş
49

değerlik çalışmaları, geçerlik ve güvenirlik çalışmaları yapılmış olup; tüm bu çalışmalar


sonucunda ölçeğin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu bulgusu elde edilmiştir.
Ölçeğin Faktör yük dengesinin 0.32 ile 0.77 arasında değer aldığı belirlenmiştir. Oxford
Mutluluk Ölçeğinin Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı 0.91 test yarılama sonucu elde
edilen güvenirlik kat sayısının 0.86 olduğu, bileşik güvenirliğin ise 0,91 olduğu
saptanmıştır. Bu değerler araştırmada kullanılan ölçeğin yüksek derecede güvenilir
olduğunu ve ölçmek istediği şeyleri iyi ölçtüğünü göstermektedir (Doğan ve Sapmaz,
2012).

3.3.3. Aile Aidiyet Ölçeği

Aile Aidiyet Ölçeği Mavili, Kesen ve Daşbaş (2014) tarafından bireylerin ailelerine
karşı aidiyet durumlarını ölçmek amacıyla; Konya‟daki farklı bölümlerde okuyan 1579
Üniversite öğrencisinin katılımıyla geliştirilmiş bir ölçme aracıdır. Ölçek (1) tamamen
katılmıyorum ve (5) tamamen katılıyorum arasında farklı cevaplama haklarının
bulunduğu 5‟li likert şeklindedir ve 17 maddeden oluşmaktadır. Kişinin ailesine karşı
ait olma düzeyini gösteren kendilik aidiyeti ve ailenin bireye ne kadar aileye ait
olduğunu hissettirdiği aile aidiyeti olmak üzere iki alt boyutu olan ölçeğin alt
boyutlarından elde edilen puanlar toplam puanı oluşturmaktadır. 2,5,8,9 ve 16.
sorulardan alınan toplam puan aile aidiyeti alt boyutunun puanlarını; 1, 3, 4, 6, 7, 10,
11, 12, 13, 14, 15 ve 17. sorular kendilik aidiyeti alt boyutunun puanlarını
oluşturmaktadır. Kendilik aidiyeti 2‟si olumuz 10‟u olumlu 12 maddeden; Aile aidiyeti
ise 2‟si olumsuz 3‟ü olumlu 5 maddeden oluşmuştur. 17 ile 85 arasında puan alınabilen
ölçekte toplam puan arttıkça aile aidiyeti düzeyi de yükselmektedir. Ölçek geliştirme
sürecinde yapılan geçerlik ve güvenirlik çalışmaları için verilerin faktör analizine uygun
olup olmadığını belirlemek amacı ile Barlett ve Kaiser-Meyer-Olkin (KMO) testleri
yapılmış Bartlett Sphericity testi ki-kare değeri 16943,875 ve KMO değeri 0.96
(p<0,001) olarak anlamlı düzeyde bulunmuştur ve çalışma sonucunda ölçeğin geçerli ve
güvenir bir ölçme aracı olduğu bulgusu elde edilmiştir. Yapılan test tekrar test yöntemi
sonucunda Aile Aidiyet Ölçeğinin güvenirlik puanı 0,84 olarak bulunmuştur. Cronbach
alfa iç tutarlılık katsayısının kendilik aidiyeti alt boyutu için 0.93, aile aidiyeti alt
50

boyutu için 0.82 ve ölçeğin tamamı için 0.94 olduğu saptanmıştır. Bu değerler
araştırmada kullanılan ölçeğin yüksek derecede güvenilir olduğunu ve ölçmek istediği
şeyleri iyi ölçtüğünü, başta aile danışmanlığı çalışmaları olmak üzere ilgili alanların
tümünde kullanılabileceğini göstermektedir (Mavili, Kesen ve Daşbaş; 2014).

3.3.4. Manevi Yönelim Ölçeği

Manevi Yönelim Ölçeği Kasapoğlu tarafından 2015 yılında 492 kadın, 380 erkek
toplam 872 üniversite öğrencisinin katılımıyla manevi yönelimin değerlendirilmesi
amacı ile geliştirilen 16 maddeden ve tek alt boyuttan oluşan bir ölçme aracıdır. Manevi
yönelimle ilgili alan yazın araştırmasından 53 maddelik bir listeleme yapılmış, daha
sonra yapılan çalışmalar neticesinde ölçek 16 maddelik hale getirilmiştir. Bireylerin
manevi yönelimlerini değerlendirmeyi amaçlayan ölçekte, 1-hiç katılmıyorum 7-
tamamen katılıyorum şeklindeki 7‟li likert tipinde değerlendirme yapılmaktadır.
Bununla birlikte ölçekten en düşük 16 en yüksek 112 puan alınabilmekte, alınan yüksek
puan manevi yönelimin yüksek olduğu anlamına gelmektedir. Ölçeğin geliştirilme
sürecinde faktör analizi kullanılarak yapılan açımlayıcı ve doğrulayıcı faktör analizleri
sonucunda, ölçeğin geçerli olduğu sonucu ve iç tutarlık kat sayıları neticesinde ölçeğin
güvenilir olduğu sonucu elde edilmiştir. Ölçek toplam varyansın %47.5 „ini açıklayan
tek faktörden oluşmaktadır. Manevi Yönelim Ölçeğinin Cronbach alfa iç tutarlılık
katsayısı 0.87 test tekrar test güvenirlik kat sayısı 0.84 bulunmuştur. Bu değerler
araştırmada kullanılan ölçeğin yüksek derecede güvenilir olduğunu ve ölçmek istediği
şeyleri iyi ölçtüğünü göstermektedir (Kasapoğlu, 2015).

3.4. Verilerin Toplanması

Araştırma verilerinin toplanabilmesi amacıyla öncelikle ölçeği geliştirmiş veya


uyarlamış olan kişilerden, verilerin toplanması için belirlenen üniversitede gerekli birim
ve yetkililerle görüşülerek izinler alınmıştır. İzinler doğrultusunda hazırlanmış olan veri
toplama formları dağıtılarak veriler toplanmıştır. Uygulama öncesinde öğrencilere
yapılan araştırma ve testler hakkında açıklayıcı bilgi verilmiştir. Çalışma 2018-2019
eğitim öğretim yılında tamamlanmıştır.
51

3.5. Verilerin Analizi

Verilerin toplanmasından sonra analiz çalışmalarını yapabilmek için istatiksel analiz


yöntemleri kullanılmıştır. İstatistiki çalışmaların yapılması için SPSS 15.0‟dan
faydalanılmıştır. Veri toplama araçlarındaki veriler kodlanarak bilgisayar ortamına
aktarılmış ve gerekli analizler yapılmıştır.

Örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin mutluluk, aile aidiyeti ve manevi


yönelim puanlarının; cinsiyet değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını
belirlemek amacıyla bağımsız gruplar t testi yapılmıştır.

Örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin Oxford Mutluluk Ölçeği, Aile


Aidiyeti Ölçeği ve Manevi Yönelim Ölçeğinden aldıkları puanların; sınıf düzeyi,
öğrenim görülen bölüm, mezun olunan lise türü, baba meslek durumu, anne eğitim
durumu, aile tipi, algılanan maddi durum, kardeş sayısı, barınılan yer değişkenlerine
göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek için tek yönlü varyans analizi (ANOVA)
yapılmıştır.

Tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda gruplar arasında fark bulunduğunda,
farklılıkların kaynağını (hangi gruplar arasında olduğunu) belirlemek üzere varyansların
homojen olması durumunda post-hoc Scheffé testi, varyansların homojen olmaması
durumunda Tamhane‟s testi yapılmıştır.

Örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin Oxford Mutluluk Ölçeği, Aile


Aidiyeti Ölçeği ve Manevi Yönelim Ölçeğinden aldıkları puanların; baba meslek
durumu, anne eğitim durumu değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını
belirlemek için non-parametrik bir test olan Kruskal Wallis-H testi yapılmıştır.

Non-parametrik bir test olan Kruskal Wallis-H testi sonucunda gruplar arasında fark
bulunduğunda, farklılıkların kaynağını (hangi gruplar arasında olduğunu) belirlemek
üzere non-parametrik bir test olan Mann Whitney-U testi yapılmıştır.

Örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin Oxford Mutluluk Ölçeği, Aile


Aidiyeti Ölçeği ve Manevi Yönelim Ölçeğinden aldıkları puanları arasında anlamlı bir
52

ilişki olup olmadığını ve ilişki varsa bu ilişkilerin yönünü ve derecesini belirlemek


amacıyla Pearson Çarpım Momentler Korelasyonu analizi yapılmıştır.

Örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin aile


aidiyeti ve manevi yönelim tarafından yordanıp yordanmadığını ve gücünü belirlemek
amacıyla çoklu regresyon analizi yapılmıştır.
53

BÖLÜM IV: BULGULAR

Araştırmanın bu bölümünde, üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin aile


aidiyeti ve manevi yönelimlerini yordamasına yönelik hedeflenen amaçlar
doğrultusunda yapılan istatistiki analizlere ve değişkenler arasındaki ilişkilere yönelik
analizlere yer verilmiştir. Bulgular, amaç ve alt amaçlara göre tablolar halinde
yorumlarıyla birlikte sunulmuştur.

Örneklem Grubunun Genel Yapısına ĠliĢkin Frekans ve Yüzde Değerleri

Bu bölümde araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin cinsiyet, sınıf düzeyi,


okunulan bölüm, mezun olunan lise türü, baba mesleği, anne mesleği, babanın eğitim
durumu, annenin eğitim durumu, aile tipi, algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve
barınılan yer değişkenleri için elde edilen frekans (f) ve yüzde (%) değerlerinin
dağılımlarına yer verilmiştir.

Tablo 4.1. Cinsiyet DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Cinsiyet f % % gec % yig


Erkek 146 28,20 28,20 28,20
Kadın 371 71,80 71,80 100,00
Toplam 517 100,00 100,00

Tablo 4.1‟de görüldüğü üzere örneklem grubu 146‟sı (%28,20) erkek; 371‟i (%71,80)
kadın olmak üzere toplam 517 üniversite öğrencisinden oluşmaktadır.

Tablo 4.2. Sınıf Düzeyi DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Sınıf düzeyi f % % gec % yig


1. Sınıf 180 34,80 34,80 34,80
2. Sınıf 177 34,20 34,20 69,10
3. Sınıf 54 10,40 10,40 79,50
4. Sınıf 106 20,50 20,50 100
Toplam 517 100 100
54

Tablo 4.2‟de görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin


180‟i (%34,80) üniversite 1. sınıf, 177‟si (%34,20) 2. sınıf, 54‟ü (%10,40) 3.sınıf ve
106‟sı (%20,50) üniversite 4.sınıf öğrencileridir.

Tablo 4.3. Bölüm DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Bölüm-Alan f % % gec % yig


Eşit Ağırlık 232 44,90 44,90 44,90
Sözel 82 15,90 15,90 60,70
Sayısal 84 16,20 16,20 77,00
Dil 119 23,00 23,00 100,00
Toplam 517 100,00 100,00

Tablo 4.3‟de görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin


232‟sinin (%44,90) öğrenim gördüğü bölümler eşit ağırlık alanına dahil iken 82‟sinin
(%15,90) sözel alana, 84‟ünün (%16,20) sayısal alana ve 119‟unun (%23,00) öğrenim
gördüğü bölümün dil alanına dahil olduğu görülmektedir.

Tablo 4.4. Mezun Olunan Lise Türü DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Lise Türü f % % gec % yig


Meslek Lisesi 38 7,40 7,40 7,40
İmam Hatip 44 8,50 8,50 15,90
Anadolu-Fen 338 65,40 65,40 81,20
Genel- Düz Lise 72 13,90 13,90 95,20
Diğer Lise 25 4,80 4,80 100,00
Toplam 517 100 100

Tablo 4.4‟den de anlaşılacağı üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite


öğrencilerinin 38‟inin (%7,40) meslek liselerinden, 44‟ünün (%8,50) İmam Hatip
liselerinden, 338‟inin (%65,40) Anadolu ve Fen liselerinden, 72‟sinin (%13,90) düz-
genel liselerden geri kalan 25‟inin ise (%4,80) diğer liseler – kolej, askeri lise, yurt
dışındaki liseler, açık lise vs.) mezun olduğu görülmektedir.
55

Tablo 4.5. Baba Meslek Durumu DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Baba-Meslek f % % gec % yig


Çalışmıyor 55 10,60 10,60 10,60
Memur 64 12,40 12,40 23,00
İşçi 92 17,80 17,80 40,80
Küçük Esnaf 43 8,30 8,30 49,10
Emekli 127 24,60 24,60 73,70
Serbest Meslek 136 26,3 26,3 100
Toplam 517 100 100

Tablo 4.5‟de de görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin


babalarının meslek durumlarına göre dağılımına baktığımızda; 55 öğrencinin babasının
(%10,60) herhangi bir işte çalışmadığı, 64‟ünün (%12,40) memur olduğu, 92‟sinin
(%17,80) işçi olduğu, 43‟ünün (%8,30) esnaf olduğu, 127‟sinin (%24,60) emekli olduğu
ve 136‟sının (%26,3) serbest meslekte olduğu görülmektedir.

Tablo 4.6. Anne Meslek Durumu DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Anne-Meslek f % % gec % yig


Çalışmıyor 415 80,30 80,30 80,30
Memur 25 4,80 4,80 85,10
İşçi 21 4,10 4,10 89,20
Emekli 22 4,30 4,30 93,40
Serbest Meslek 34 6,60 6,60 100,00
Toplam 517 100 100

Tablo 4.6‟da da görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinden


415‟inin (%80,30) annesinin herhangi bir işte çalışmadığı, 25‟inin (%4,80) memur
olduğu, 21‟inin (%4,10) işçi olduğu, 22‟sinin (%4,30) emekli olduğu ve 34‟ünün
(%6,60) serbest meslekte olduğu görülmektedir.
56

Tablo 4.7. Baba Eğitim Durumu DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Baba Eğitim f % % gec % yig


Okuryazar değil 10 1,90 1,90 1,90
Okuryazar 101 19,50 19,50 21,50
Ortaokul 160 30,90 30,90 52,40
Lise 140 27,10 27,10 79,50
Üniversite 106 20,50 20,50 100,00
Toplam 517 100 100

Tablo 4.7‟de de görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan kişilerin babalarının


eğitim düzeyine baktığımızda babaların 10‟unun (%1,90) okuryazar olmadığı, 101‟inin
(%19,50) okuryazar olduğu, 160‟ının (%30,90) ortaokul mezunu olduğu, 140‟ının
(%27,10) lise mezunu olduğu ve 106‟sının ise (%20,50) üniversite mezunu olduğu
görülmektedir.

Tablo 4.8. Anne Eğitim Durumu DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Anne Eğitim f % % gec % yig


Okuryazar değil 44 8,50 8,50 8,50
Okuryazar 147 28,40 28,40 36,90
Ortaokul 196 37,90 37,90 74,90
Lise 85 16,40 16,40 91,30
Üniversite 45 8,70 8,70 100,00
Toplam 517 100 100

Tablo 4.8‟de de görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan kişilerin annelerinin


eğitim düzeyine baktığımızda 44‟ünün (%8,50) annelerinin okuryazar olmadığı,
147‟sinin (%28,40) okuryazar olduğu, 196‟sının (%37,90) ortaokul mezunu olduğu,
85‟inin (%16,40) lise mezunu olduğu ve 45‟inin ise (%8,70) annelerinin üniversite
mezunu olduğu görülmektedir.
57

Tablo 4.9. Aile Tipi DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Aile Tipi f % % gec % yig


Çekirdek Aile 417 80,70 80,70 80,70
Geniş Aile 69 13,30 13,30 94,00
Tek Ebeveynli Aile 31 6,00 6,00 100,00
Toplam 517 100,00 100,00

Tablo 4.9‟da da görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrenci


ailelerinin durumuna baktığımızda 417‟si (%80,70) çekirdek ailede, 69‟u (%13,30)
geniş ailede ve 31‟i (%6,00) tek ebeveynli ailede bulunduklarını belirtmişlerdir.

Tablo 4.10. Algılanan Maddi Durum DeğiĢkeni Ġçin Frekans ve Yüzde Değerleri

Algılanan Maddi Durum f % % gec % yig


Düşük 31 6,00 6,00 6,00
Ortanın Altı 32 6,20 6,20 12,20
Orta 381 73,70 73,70 85,90
Ortanın Üstü 73 14,10 14,10 100,00
Toplam 517 100,00 100,00

Tablo 4.10‟da da görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin


algıladıkları maddi durumlarını 31‟i (%6,0) düşük, 32‟si (%6,20) ortanın altı, 381‟i
(%73,70) orta ve 73‟ü (%14,10) ortanın üstü şeklinde belirtmişlerdir.

Tablo 4.11. KardeĢ Sayısı DeğiĢkeni için Frekans ve Yüzde Değerleri

KardeĢ Sayısı f % % gec % yig


1 36 7,00 7,00 7,00
2 127 24,60 24,60 31,50
3 177 34,20 34,20 65,80
4 106 20,50 20,50 86,30
5 30 5,80 5,80 92,10
6 ve üstü 41 7,9 7,9 100
Toplam 517 100 100

Tablo 4.11‟de de görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin


36‟sı (%7,00) kardeş sayısını bir olarak belirtmiştir. 127‟si (%24,60) kardeş sayısını iki,
58

177‟si (%34,20) kardeş sayısını üç, 106‟sı (%20,50) kardeş sayısını 4, 30‟u (%5,80)
kardeş sayısını beş ve son olarak 41‟i (%7,9) kardeş sayısını 6 ve üstü olarak
belirtmişlerdir.

Tablo 4.12. Barınılan Yer DeğiĢkeni için Frekans ve Yüzde Değerleri

Barınılan Yer f % % gec % yig


Aile yanı 246 47,60 47,60 47,60
Ev 80 15,50 15,50 63,10
Yurt 191 36,90 36,90 100,00
Toplam 517 100,00 100,00

Tablo 4.12‟de de görüldüğü üzere örneklem grubunu oluşturan üniversite öğrencilerinin


246‟sı (%47,60) aile yanında, 80‟i (%15,50) öğrenci evinde, 191‟i (%36,90) yurtta
kalmaktadır.

Tablo 4.13. Oxford Mutluluk Ölçeği için N , x , ss , Sh x , Çarpıklık ve Basıklık Değerleri

Boyutlar N x Sh x ss Çarpıklık Basıklık


Mutluluk 517 3,90 0,03 0,64 ,04 -,23

Tablo 4.13 „de de yer aldığı üzere Oxford Mutluluk Ölçeği‟nin aritmetik ortalaması

( x )= 3,90; standart sapması (ss)= 0,64 ve standart hatası ( Sh x )= ,03 olarak


hesaplanmıştır. Araştırma kapsamında ölçekten alınan puanlarının çarpıklık ve basıklık
değerlerinin 1 ve -1 aralığında olduğu görülmektedir ve bu doğrultuda ölçekten alınan
puanların normal bir dağılıma sahip olduğu söylenebilmektedir.

Tablo 4.14. Manevi Yönelim Ölçeği için N , x , ss , Sh x , Çarpıklık ve Basıklık Değerleri

Boyutlar N x Sh x ss Çarpıklık Basıklık


Manevi Yönelim 517 5,92 0,05 1,12 -,98 -,16

Tablo 4. 14‟de de yer aldığı üzere Manevi Yönelim Ölçeği‟nin aritmetik ortalaması

( x )= 5,92; standart sapması (ss)= 1,12 ve standart hatası ( Sh x )= ,05 olarak


hesaplanmıştır. Araştırma kapsamında ölçekten alınan puanlarının çarpıklık ve basıklık
59

değerlerini incelediğimizde değerlerin 1 ve -1 aralığında olduğu görülmektedir ve bu


doğrultuda ölçekten alınan puanların normal bir dağılıma sahip olduğu
söylenebilmektedir.

Tablo 4.15. Aile Aidiyeti Ölçeği ve Alt Boyut Puanları için N , x , ss , Sh x , Çarpıklık ve
Basıklık Değerleri

Boyutlar N x Sh x ss Çarpıklık Basıklık


Aile Aidiyeti 517 3,58 ,024 0,54 0,15 -0,01
Kendilik Aidiyeti 517 4,01 ,019 0,43 -0,63 0,27
Aidiyet Toplam 517 3,88 ,018 0,40 -0,35 0,05

Tablo 4.15‟de de yer aldığı üzere Aile Aidiyet Ölçeği‟nin aritmetik ortalaması ( x )=

3,88; standart sapması (ss)= 0,40 ve standart hatası ( Sh x )= ,018 olarak hesaplanmıştır.
Aile aidiyeti ölçeği alt boyutlarında aile aidiyeti alt boyutu için aritmetik ortalaması

( x )= 3,58; standart sapması (ss)= 0,54 ve standart hatası ( Sh x )= ,024; kendilik aidiyeti

alt boyutu için aritmetik ortalaması ( x )= 4,01; standart sapması (ss)= 0,43 ve standart

hatası ( Sh x )= ,019 olarak hesaplanmıştır.

Aile Aidiyet Ölçeği toplam puanı ile alt boyut puanlarının çarpıklık ve basıklık
değerleri incelendiğinde değerlerin 1 ve -1 aralığında olduğu görülmektedir ve bu
doğrultuda ölçekten alınan puanların normal bir dağılıma sahip olduğu
söylenebilmektedir.

Araştırmanın 1. amacı üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri demografik


değişkenlere (cinsiyet, sınıf düzeyi, okunulan bölüm, mezun olunan lise türü, baba
mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin eğitim durumu, aile tipi,
algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) göre anlamlı farklılık
göstermekte midir? sorusuna yanıt aramaktır. Bu amacı açıklamaya yönelik analizler
Tablo 4.16. ile 4.28. arasında verilmiştir.
60

Tablo 4.16. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Cinsiyet DeğiĢkenine Göre FarklılaĢıp
FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup t Testi Sonuçları
t Testi
Puan Gruplar N x Sh x ss
t Sd p
Erkek 146 3,90 ,62 ,05
Mutluluk ,002 515 ,998
Kadın 371 3,90 ,65 ,03

Tablo 4.16‟da da görüldüğü gibi, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının cinsiyet


değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilen bağımsız grup t testi sonucunda, grupların aritmetik ortalamaları
arasında istatiksel açıdan anlamlı bir fark görülmemektedir (t=,002; p>,05).

Tablo 4.17. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Öğrenim Görülen Sınıf Düzeyi
DeğiĢkenine Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan
Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
1. Sınıf 180 3,89 0,65 G.Arası 1,50 3 ,501
1,25 ,296
2. Sınıf 177 3,85 0,60 G.Ġçi 207,90 513 ,405
Mutluluk 3. Sınıf 54 3,88 0,72 Toplam 209,41 516
4. Sınıf 106 4,00 0,64
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.17‟de de görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının öğrenim


görülen sınıf düzeyi değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini
belirlemek amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda
grupların aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık
saptanmamıştır (F=1,25; p>.05).
61

Tablo 4.18. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Öğrenim Görülen Bölüm DeğiĢkenine
Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Eşit Ağırlık 232 3,87 ,62 G.Arası 0,59 3 0,195
,48 ,697
Sözel 82 3,96 ,67 G.Ġçi 208,82 513 0,407
Mutluluk Sayısal 84 3,92 ,58 Toplam 209,41 516
Dil 119 3,88 ,68
Toplam 517 3,90 ,64

Tablo 4.18‟de de görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının öğrenim


görülen bölüm değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(F=,48; p>.05).

Tablo 4.19. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Mezun Olunan Lise Türü DeğiĢkenine
Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Meslek 38 4,14 0,66 G.Arası 3,64 4 ,91
2,26 ,06
İmam Hatip 44 3,88 0,68 G.Ġçi . 205,76 512 ,402
Anadolu-Fen 338 3,88 0,63 Toplam 209,40 516
Mutluluk
Genel Lise 72 3,96 0,64
Diğer 25 3,69 0,57
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.19‟da da görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının mezun olunan
lise türü değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(F=2,26; p>.05).
62

Tablo 4.20. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Baba Meslek Durumu DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Çalışmıyor 55 3,99 0,55 G.Arası 0,94 5 ,189
,462 ,08
Memur 64 3,92 0,69 G.Ġçi 208,46 511 ,408
İşçi 92 3,88 0,57 Toplam 209,41 516
Küçük Esnaf 43 3,94 0,60
Mutluluk
Emekli 127 3,85 0,64
Serbest
136 3,90 0,70
Meslek
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.20‟de görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının baba meslek
durumu değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(F=,462; p>.05).

Tablo 4.21. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Anne Meslek Durumu DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Kruskal Wallis-H
Testi Sonuçları

Puan Gruplar N xsıra x2 sd p


Çalışmıyor 415 257,06
Memur 25 283,12
İşçi 21 212,64
Mutluluk 4,73 4 ,316
Emekli 22 303,3
Serbest Meslek 34 264,87
Toplam 517

Tablo 4.21‟de görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının anne meslek
durumu değişkenine göre sıra ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan Kruskal Wallis-H testi sonuçlarına göre
grupların sıra ortalamaları arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır ( x 2 =4,73, p>.05).
63

Tablo 4.22. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Baba Eğitim Durumu DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Kruskal Wallis-H
Testi Sonuçları

Puan Gruplar N xsıra x2 sd p


Okuryazar değil 10 234,10
Okuryazar 101 251,81
Ortaokul 160 260,36
Mutluluk ,890 4 ,926
Lise 140 257,86
Üniversite 106 267,66
Toplam 517

Tablo 4.22‟de görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının baba eğitim
durumu değişkenine göre sıra ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan Kruskal Wallis-H testi sonuçlarına göre
grupların sıra ortalamaları arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır ( x 2 =,890; p>.05).

Tablo 4.23. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Anne Eğitim Durumu DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Okuryazar değil 44 3,84 0,64 G.Arası 0,226 4 ,056
,138 ,968
Okuryazar değil 147 3,90 0,64 G.Ġçi 209,18 512 ,409
Ortaokul 196 3,90 0,64 Toplam 209,40 516
Mutluluk
Lise 85 3,91 0,62
Üniversite 45 3,93 0,67
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.23‟de görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının anne eğitim
durumu değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(F=,138; p>.05).
64

Tablo 4.24. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Aile Tipi DeğiĢkenine Göre FarklılaĢıp
FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi
(ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Çekirdek Aile 417 3,88 0,63 G.Arası 0,692 2 ,346
Geniş Aile 69 3,98 0,60 G.Ġçi 208,71 514 ,406 ,853 ,427
Mutluluk Tek Ebeveynli
31 3,95 0,75 Toplam 209,40 516
Aile
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.24‟de görüldüğü üzere Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının aile tipi
değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların aritmetik
ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (F=,853;
p>.05).

Tablo 4.25. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Algılanan Maddi Durum DeğiĢkenine
Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Düşük 31 3,88 0,75 G.Arası 5,676 3 1,892
4,76 ,003
Ortanın Altı 32 3,69 0,79 G.Ġçi 203,73 513 0,397
Mutluluk Orta 381 3,87 0,61 Toplam 209,40 516
Ortanın Üstü 73 4,13 0,61
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.25‟de görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının algılanan maddi
durum değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuştur
(F=4,76; p<.01). Bu işlemin ardından ANOVA sonrası belirlenen anlamlı farklılığın
hangi gruplardan kaynaklandığını belirlemek üzere tamamlayıcı post-hoc analiz
tekniklerine geçilmiştir.
65

ANOVA sonrası hangi post-hoc çoklu karşılaştırma tekniğinin kullanılacağına karar


vermek için öncelikle Levene‟s testi ile grup dağılımlarının varyanslarının homojen
olup olmadığı hipotezi sınanmış, varyansların homojen olduğu saptanmıştır (LF=1,34;
p>.05). Bunun üzerine varyansların homojen olması durumunda yaygınlıkla kullanılan
Scheffe çoklu karşılaştırma tekniği tercih edilmiştir. Gerçekleştirilen Scheffe çoklu
karşılaştırma analizi sonuçları aşağıdaki Tablo 4.26‟da sunulmuştur.

Tablo 4.26. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Algılanan Maddi Durum DeğiĢkenine
Göre Hangi Alt Gruplar Arasında FarklılaĢtığını Belirlemek Üzere Yapılan
Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonrası Scheffe Testi Sonuçları

Maddi (i) Maddi (j) xi - xj Sh x P


Orta alt 0,19 0,16 ,698
Düşük Orta 0,01 0,12 1,00
Orta üst -0,25 0,14 ,319
Düşük -0,19 0,16 ,698
Orta alt Orta -0,18 0,12 ,475
Orta üst -0,44 0,13 ,012
Düşük -0,01 0,12 1,00
Orta Orta alt 0,18 0,12 ,475
Orta üst -0,26 0,08 ,016

Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının algılanan maddi durum değişkenine göre hangi alt
gruplar arasında farklılaştığını belirlemek üzere yapılan tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) sonrası Scheffe testi sonucunda algılanan orta-alt ile orta- üst maddi düzey
grupları arasında orta-üst düzey lehine (p<.05) ve algılanan orta ile orta- üst maddi
düzey grupları arasında orta-üst düzey lehine (p<.05) istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık saptanmıştır. Diğer alt gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
bulunamamıştır (p>.05).
66

Tablo 4.27. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının KardeĢ Sayısı DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
1 36 3,90 0,70 G.Arası 1,049 5 ,21
,514 ,77
2 127 3,82 0,61 G.Ġçi 208,35 511 ,408
3 177 3,92 0,67 Toplam 209,40 516
Mutluluk 4 106 3,91 0,64
5 30 3,96 0,54
6 ve üstü 41 3,96 0,60
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.27‟de görüldüğü üzere Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının kardeş sayısı
değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların aritmetik
ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (F=,514;
p>.05).

Tablo 4.28. Oxford Mutluluk Ölçeği Puanlarının Barınılan Yer DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Aile yanı 246 3,89 0,67 G.Arası 0,205 2 ,103
,252 ,77
Ev 80 3,86 0,63 G.Ġçi 209,20 514 ,407
Mutluluk
Yurt 191 3,92 0,61 Toplam 209,40 516
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.28‟de görüldüğü üzere, Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarının barınılan yer
değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların aritmetik
ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (F=,252;
p>.05).
67

Araştırmanın 2. amacı üniversite öğrencilerinin aile aidiyet düzeyleri demografik


değişkenlere (cinsiyet, sınıf düzeyi, okunulan bölüm, mezun olunan lise türü, baba
mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin eğitim durumu, aile tipi,
algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) göre anlamlı farklılık
göstermekte midir? sorusuna yanıt aramaktır. Bu amacı açıklamaya yönelik analizler
Tablo 4.29. ile 4.31. arasında verilmiştir.

Tablo 4.29. Aile Aidiyet Ölçeği ile Alt Boyut Puanlarının Cinsiyet DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup t
Testi Sonuçları
t Testi
Puan Gruplar N x Sh x ss
t Sd p
Erkek 146 3,84 0,44 0,04
Aidiyet Gen. -1,53 515 ,126
Kadın 371 3,90 0,39 0,02
Erkek 146 3,57 0,55 0,05
Kendilik aidiyet. 0,38 515 ,704
Kadın 371 3,59 0,53 0,03
Erkek 146 3,95 0,48 0,04 -1,831 515 ,068
Aile Aidiyet.
Kadın 371 4,03 0,41 0,02

Tablo 4.29‟da görüldüğü gibi, örneklemi oluşturan üniversite öğrencilerinin Aile


Aidiyet Ölçeği puanları ve alt boyutları olan aile aidiyet ve kendilik aidiyeti puanlarının
cinsiyet değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen bağımsız grup t testi sonucunda, öğrencilerin aidiyet
puanlarının cinsiyete göre anlamlı bir farklılık göstermediği görülmektedir (p>.05)
Tablo 4.30. Aile Aidiyet Ölçeği ile Alt Boyut Puanlarının Bazı Demografik DeğiĢkenlere Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek
Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve Kruskal Wallis H-testi Sonuçları

Sınıf Bölüm Lise Baba Meslek Anne Meslek Baba Eğitim


Gruplar 1.Birinci 1. Eşit A. 1. Meslek Lisesi 1.Çalışmıyor 1.Çalışmıyor 1. Okuryazar değil
2. İkinci 2. Sözel 2. İmam Hatip Lisesi 2. Memur 2. Memur 2. Okuryazar
3. Üçüncü 3. Sayısal 3. Anad./ Fen Liseleri 3. İşçi 3. İşçi 3. Ortaokul
4. Dördüncü 4. Dil 4. Genel/ Düz Lise 4. Esnaf 4. Emekli 4. Lise
5. Diğer Liseler 5. Emekli 5. Serbest meslek 5. Üniversite
6. Serbest meslek
A’lı A’lı A.fa A’lı A’lı A.lı
Puanlar F p
fark
F p
fark
F p
rk
F p
fark x2 p
fark x2 p
fark
Aidiyet Gen 1,11 ,342 --- 1,25 ,291 --- 1,35 ,249 --- ,923 ,465 --- 6,65 ,156 --- 7,18 ,126 ---
Aile aidiyet 2,31 ,075 --- ,033 ,992 --- 1,46 ,214 --- ,932 ,460 --- 2,94 ,568 --- 2,58 ,630 ---
Kendilik aid. ,91 ,438 --- 2,48 ,060 --- 1,05 ,382 --- ,766 ,575 --- 9,10 ,059 --- 9,50 ,051 ---

Tablo 4.30‟da görüldüğü üzere Aile Aidiyet Ölçeği puanları ile alt boyut puanlarının öğrenim görülen sınıf, bölüm, mezun olunana
lise ve baba meslek durumu değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere gerçekleştirilen tek yönlü varyans
analizi (ANOVA) sonucunda grupların aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (p>.05).
Yine aynı şekilde Aile Aidiyet Ölçeği puanları ile alt boyut puanlarının anne meslek ve baba eğitim durumu değişkenlerine göre
farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan Kruskal Wallis H-testi analiz sonuçlarına göre grupların sıra ortalamaları
arasında anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (p>.05).

68
Tablo 4.31. Aile Aidiyet Ölçeği ile Alt Boyut Puanlarının Bazı Demografik DeğiĢkenlere Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek
Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları
Anne Eğitim Aile Tipi Maddi Durum KardeĢ Sayısı Barınılan Yer
Gruplar 1. Okuryazar değil 1. Çekirdek 1. Düşük 1. Bir kardeş 1. Aile Yanı
2. Okuryazar 2. Geniş Aile 2. Orta Altı 2. İki 2. Ev
3. Ortaokul 3. Tek Ebeveynli aile 3. Orta 3. Üç 3. Yurt
4. Lise 4. Ortanın üstü 4. Dört
5. Üniversite 5. Beş
6. Altı ve üstü kardeş
A’lı A’lı A’lı A’lı
Puanlar F p F p F p A.fark F p F p
fark fark fark fark
Aidiyet Gen ,925 ,449 --- 1,28 ,278 --- 3,17 ,024 4>1 ,929 ,462 --- ,775 ,461 ---
Aile aidiyet ,749 ,559 --- 2,04 ,130 --- ,734 ,532 --- ,498 ,778 --- ,189 ,828 ---
Kendilik aid. ,853 ,492 --- 1,22 ,297 --- 3,73 ,011 4>1 ,980 ,430 --- ,943 ,390 ---

Tablo 4.31‟de görüldüğü üzere Aile Aidiyet Ölçeği puanları ile alt boyut puanlarının anne eğitim durumu, aile tipi, maddi durum,
kardeş sayısı ve barınılan yer değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek üzere gerçekleştirilen tek yönlü varyans
analizi (ANOVA) sonucunda maddi durum değişkeni haricinde diğer değişkenlere göre grupların aritmetik ortalamaları arasında
istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (p>.05). Analiz sonuçlarına göre Aile Aidiyet Ölçeği toplam puanı ile alt
boyutlarında kendilik aidiyeti alt boyut puanları maddi durum değişkenine göre istatiksel açıdan anlamlı farklılık göstermektedir
(p<.05). Anlamlı farklılıkların hangi gruplar arasında oluştuğunu belirlemek için yapılan tamamlayıcı analizlerden Scheffe testi
sonuçlarına göre Aile Aidiyet Ölçeği genel puanları ve kendilik aidiyeti alt boyut puanları sadece algılanan maddi durumu düşük ile
algılanan maddi durumu ortanın üstü olan grup arasında, ortanın üstü olan grup lehine olacak şekilde istatiksel açıdan anlamlı
farklılık göstermektedir (p<.05). Diğer grupların aritmetik ortalamaları arasında anlamlı bir fark görülmemektedir (p>.05).

69
70

Araştırmanın 3. amacı üniversite öğrencilerinin manevi yönelim düzeyleri demografik


değişkenlere göre (cinsiyet, sınıf düzeyi, okunulan bölüm, mezun olunan lise türü, baba
mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin eğitim durumu, aile tipi,
algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) anlamlı farklılık göstermekte
midir? sorusuna yanıt aramaktır. Bu amacı açıklamaya yönelik analizler Tablo 4.32. ile
4.47. arasında verilmiştir.

Tablo 4.32. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Cinsiyet DeğiĢkenine Göre FarklılaĢıp
FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Bağımsız Grup t Testi Sonuçları
t Testi
Puan Gruplar N x Sh x ss
t Sd p
Erkek 146 5,81 1,21 0,10
Manevi Yönelim ,151
Kadın 371 5,96 1,07 0,06 -1,44 515

Tablo 4.32‟de görüldüğü gibi, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının cinsiyet değişkenine
göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen
bağımsız grup t testi sonucunda, grupların aritmetik ortalamaları arasında istatiksel
açıdan anlamlı bir fark görülmemektedir (t=-1,44; p>,05).

Tablo 4.33. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Öğrenim Görülen Sınıf Düzeyi
DeğiĢkenine Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan
Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
1. Sınıf 180 6,05 1,12 G.Arası 8,521 3 2,84
2,30 ,077
Manevi 2. Sınıf 177 5,75 1,17 G.Ġçi 633,82 513 1,236
Yönelim 3. Sınıf 54 5,90 1,11 Toplam 642,34 516
4. Sınıf 106 5,99 0,99
Toplam 517 5,92 1,12

Tablo 4.33‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının öğrenim görülen
sınıf düzeyi değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
71

aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır


(F=2,30; p>.05).

Tablo 4.34. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Öğrenim Görülen Bölüm DeğiĢkenine
Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Eşit ağırlık 232 5,98 1,12 G.Arası 5,779 3 1,926
1,55 ,200
Sözel 82 6,07 1,03 G.Ġçi 636,57 513 1,241
Manevi
Sayısal 84 5,77 1,24 Toplam 642,349 516
Yönelim
Dil 119 5,81 1,06
Toplam 517 5,92 1,12

Tablo 4.34‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının öğrenim görülen
bölüm değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(F=1,55; p>.05).

Tablo 4.35. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Mezun Olunan Lise Türü DeğiĢkenine
Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Meslek 38 5,91 1,17 G.Arası 18,046 4 4,511
3,70 ,006
İmam Hatip 44 6,46 0,68 G.Ġçi 624,303 512 1,219
Manevi
Anadolu-Fen 338 5,82 1,13 Toplam 642,349 516
Yönelim
Genel Lise 72 6,07 1,11
Diğer 25 5,96 1,22
Toplam 517 5,92 1,12

Tablo 4.35‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının mezun olunan lise
türü değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların aritmetik
ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuştur (F=3,70; p<.01).
72

Bu işlemin ardından ANOVA sonrası belirlenen anlamlı farklılığın hangi gruplardan


kaynaklandığını belirlemek üzere tamamlayıcı post-hoc analiz tekniklerine geçilmiştir.

ANOVA sonrası hangi post-hoc çoklu karşılaştırma tekniğinin kullanılacağına karar


vermek için öncelikle Levene‟s testi ile grup dağılımlarının varyanslarının homojen
olup olmadığı hipotezi sınanmıştır. Levene‟s testi sonucu varyansların homojen
olmadığı saptanmıştır (LF=4,54; p<.05). Bunun üzerine varyansların homojen olmadığı
durumlarda sıklıkla kullanılan Tamhane‟s çoklu karşılaştırma tekniği tercih edilmiştir.
Gerçekleştirilen Tamhane‟s çoklu karşılaştırma analizi sonuçları aşağıdaki Tablo
4.36‟da sunulmuştur.

Tablo 4.36. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Lise Türü DeğiĢkenine Göre Hangi Alt
Gruplar Arasında FarklılaĢtığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonrası Tamhane’s Testi Sonuçları

Lise (i) Lise (j) xi - xj Sh x P


İmam Hatip -0,55 0,22 ,133
Anadolu-Fen 0,10 0,20 1,00
Meslek
Genel Lise -0,15 0,23 ,999
Diğer -0,04 0,31 1,00
Meslek 0,55 0,22 ,133
Anadolu-Fen 0,64 0,12 ,000
İmam Hatip
Genel Lise 0,39 0,17 ,179
Diğer 0,50 0,27 ,502
Meslek -0,10 0,20 1,00
İmam Hatip -0,64 0,12 ,000
Anadolu-Fen
Genel Lise -0,25 0,14 ,590
Diğer -0,14 0,25 1,00
Meslek 0,15 0,23 ,999
İmam Hatip -0,39 0,17 ,179
Genel Lise
Anadolu-Fen 0,25 0,14 ,590
Diğer 0,11 0,28 1,00
Meslek 0,04 0,31 1,00
İmam Hatip -0,50 0,27 ,502
Diğer
Anadolu-Fen 0,14 0,25 1,00
Genel Lise -0,11 0,28 1,00
73

Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının mezun olunan lise türü değişkenine göre hangi alt
gruplar arasında farklılaştığını belirlemek üzere yapılan tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) sonrası Tamhane‟s testi sonucunda İmam Hatip Lisesinden mezun olanlar ile
Anadolu ve Fen Liselerinden mezun olan gruplar arasında İmam Hatip lisesinden
mezun olan gruplar lehine manevi yönelim puanları istatistiksel olarak anlamlı bir
farklılık göstermektedir (p<.001). Diğer alt gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı
bir farklılık bulunmamıştır (p>.05).

Tablo 4.37. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Baba Meslek Durumu DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Çalışmıyor 55 6,14 0,95 G.Arası 4,386 5 0,877
,703 ,62
Memur 64 5,83 1,23 G.Ġçi 637,964 511 1,248
İşçi 92 5,87 1,04 Toplam 642,349 516
Manevi
Yönelim Küçük Esnaf 43 5,98 1,21
Emekli 127 5,85 1,14
Serbest
136 5,95 1,12
Meslek
Toplam 517 5,92 1,12

Tablo 4.37‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının baba meslek
durumu değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(F=,703; p>.05).
74

Tablo 4.38. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Anne Meslek Durumu DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Kruskal Wallis-H
Testi Sonuçları

Puan Gruplar N xsıra x2 sd p


Çalışmıyor 415 264,15
Memur 25 249,20
3,59 4 ,464
Manevi İşçi 21 223,07
Yönelim Emekli 22 217,64
Serbest Meslek 34 252,26
Toplam 517

Tablo 4.38‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının anne meslek
durumu değişkenine göre sıra ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan Kruskal Wallis-H testi sonucuna göre
grupların sıra ortalamaları arasında anlamlı bir fark saptanmamıştır ( x 2 =3,59, p>.05).

Tablo 4.39. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Baba Eğitim Durumu DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Kruskal Wallis-H
Testi Sonuçları

Puan Gruplar N xsıra x2 sd p


Okuryazar değil 10 201,45
Okuryazar 101 298,86
Manevi 11,67 4 ,02
Ortaokul 160 261,28
Yönelim
Lise 140 239,45
Üniversite 106 248,83
Toplam 517

Tablo 4.39‟da görüldüğü üzere Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının baba eğitim
durumu değişkenine göre sıra ortalamalarının anlamlı düzeyde farklılaşıp
farklılaşmadığını belirlemek üzere yapılan Kruskal Wallis-H testi sonuçlarına göre
grupların sıra ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunmuştur ( x 2 =11,67 p<.05).
Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının hangi gruplar arasında farklılaştığını belirlemek
üzere yapılan Mann Whitney-U testi sonuçları aşağıdaki Tablo 4.40‟da özetlenmiştir.
75

Tablo 4.40. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Baba Eğitim Durumu DeğiĢkenine Göre
Hangi Alt Gruplar Arasında FarklılaĢtığını Belirlemek Üzere Yapılan
Kruskal Wallis H-Testi Sonrası Mann Whitney-U Testi Sonuçları
Baba-Eğitim (i) Baba-Eğitim (j) U z p
Okuryazar 313,50 -1,99 ,047
Ortaokul 604,50 -1,30 ,194
Okur-yazar değil
Lise 603,00 -,732 ,464
Üniversite 438,50 -,902 ,367
Ortaokul 6881,50 -2,03 ,043
Okur-yazar Lise 5469,00 -3,01 ,003
Üniversite 4318,50 -2,41 ,016
Lise 10228,0 -1,30 ,194
Ortaokul
Üniversite 8084,00 -,646 ,518
Lise Üniversite 7158,50 -,474 ,635

Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının baba eğitim durumu değişkenine göre hangi alt
gruplar arasında farklılaştığını belirlemek üzere Kruskal Wallis H-Testi sonrası yapılan
Mann Whitney-U testi sonucunda grupların sıra ortalamaları arasında; baba eğitim
durumu okuryazar olmayan ile okuryazar olanlar arasında okuryazar olanların lehine;
okur-yazar olanlar ile ortaokul mezunu olanlar arasında okuryazar olanların lehine;
okuryazar olanlar ile lise mezunu olanlar arasında okuryazar olanların lehine ve yine
okuryazar olanlar ile üniversite mezunu olanlar arasında babaları okuryazar olan grup
lehine istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmıştır (p<.05). Diğer eğitim durumu
grupları arasında ise anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>.05).
76

Tablo 4.41. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Anne Eğitim Durumu DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Okuryazar değil 44 6,09 1,18 G.Arası 14,418 4 3,605
2,94 ,020
Okuryazar 147 6,12 0,97 G.Ġçi 627,931 512 1,226
Manevi Ortaokul 196 5,89 1,14 Toplam . 642,349 516
Yönelim Lise 85 5,70 1,21
Üniversite 45 5,65 1,13
Toplam 517 5,92 1,12

Tablo 4.41‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının anne eğitim
durumu değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuştur
(F=2,94; p<.05). Bu işlemin ardından ANOVA sonrası belirlenen anlamlı farklılığın
hangi gruplardan kaynaklandığını belirlemek üzere tamamlayıcı post-hoc analiz
tekniklerine geçilmiştir.

ANOVA sonrası hangi post-hoc çoklu karşılaştırma tekniğinin kullanılacağına karar


vermek için öncelikle Levene‟s testi ile grup dağılımlarının varyanslarının homojen
olup olmadığı hipotezi sınanmış, varyansların homojen olmadığı saptanmıştır (LF=3,34;
p<.05). Bunun üzerine varyansların homojen olmadığı durumlarda yaygınlıkla
kullanılan Tamhane‟s çoklu karşılaştırma tekniği tercih edilmiştir. Gerçekleştirilen
Tamhane‟s çoklu karşılaştırma analizi sonuçları aşağıdaki Tablo 4.42‟de sunulmuştur.
77

Tablo 4.42. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Anne Eğitim Durumu DeğiĢkenine Göre
Hangi Alt Gruplar Arasında FarklılaĢtığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek
Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) Sonrası Tamhane’s Testi Sonuçları

Anne-eğt. (i) Anne-eğt. (j) xi - xj Sh x P


Okuryazar -0,03 0,19 1,00
Ortaokul 0,20 0,20 ,976
Okuryazar değil
Lise 0,39 0,22 ,580
Üniversite 0,44 0,24 ,535
Okuryazar değil 0,03 0,19 1,00
Ortaokul 0,23 0,11 ,392
Okuryazar
Lise 0,41 0,15 ,078
Üniversite 0,47 0,19 ,134
Okuryazar değil -0,20 0,20 ,976
Okuryazar -0,23 0,11 ,392
Ortaokul
Lise 0,19 0,15 ,924
Üniversite 0,24 0,19 ,890
Okuryazar değil -0,39 0,22 ,580
Okuryazar -0,41 0,15 ,078
Lise
Ortaokul -0,19 0,15 ,924
Üniversite 0,06 0,21 1,00
Okuryazar değil -0,44 0,24 ,535
Okuryazar -0,47 0,19 ,134
Üniversite
Ortaokul -0,24 0,19 ,890
Lise -0,06 0,21 1,00

Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının anne eğitim durumu değişkenine göre hangi alt
gruplar arasında farklılaştığını belirlemek üzere yapılan tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) sonrası Tamhane‟s testi sonucunda alt gruplar arasında istatistiksel olarak
herhangi anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>.05).
78

Tablo 4.43. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Aile Tipi DeğiĢkenine Göre FarklılaĢıp
FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans Analizi
(ANOVA) Sonuçları

f , x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları

Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p


Çekirdek Aile 417 5,89 1,15 G.Arası 5,17 2 . 2,585
Geniş Aile 69 6,17 0,92 G.Ġçi 637,18 514 1,24 2,08 ,125
Manevi
Yönelim Tek Ebeveynli 31 5,78 1,07 Toplam 642,349 516
Aile
Toplam 517 3,90 0,64

Tablo 4.43‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının aile tipi
değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların aritmetik
ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (F=,853;
p>.05).

Tablo 4.44. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Algılanan Maddi Durum DeğiĢkenine
Göre FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Düşük 31 5,82 1,28 G.Arası 3,323 3 1,108
,89 ,447
Ortanın Altı 32 6,03 1,13 G.Ġçi 639,027 513 1,246
Manevi
Orta 381 5,89 1,11 Toplam 642,349 516
Yönelim
Ortanın Üstü 73 6,09 1,09
Toplam 517 5,92 1,12

Tablo 4.44‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının algılanan maddi
durum değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek
amacıyla gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların
aritmetik ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır
(F=,89; p>.05).
79

Tablo 4.45. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının KardeĢ Sayısı DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
1 kardeş 36 5,61 1,10 G.Arası 34,551 5 6,91
5,81 ,000
2 kardeş 127 5,55 1,20 G.Ġçi 607,799 511 1,18
3 kardeş 177 6,02 1,09 Toplam 642,349 516
Manevi
4 kardeş 106 6,06 1,08
Yönelim
5 kardeş 30 6,40 0,49
6 ve üstü 41 6,20 1,08
Toplam 517 5,92 1,12

Tablo 4.45‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının kardeş sayısı
değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların aritmetik
ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık bulunmuştur (F=5,81;
p<.001). Bu işlemin ardından ANOVA sonrası belirlenen anlamlı farklılığın hangi
gruplardan kaynaklandığını belirlemek üzere tamamlayıcı post-hoc analiz tekniklerine
geçilmiştir.

ANOVA sonrası hangi post-hoc çoklu karşılaştırma tekniğinin kullanılacağına karar


vermek için öncelikle Levene‟s testi ile grup dağılımlarının varyanslarının homojen
olup olmadığı hipotezi sınanmış, varyansların homojen olmadığı saptanmıştır (LF=4,96;
p<.05). Bunun üzerine varyansların homojen olmadığı durumlarda yaygınlıkla
kullanılan Tamhane‟s çoklu karşılaştırma tekniği tercih edilmiştir. Gerçekleştirilen
Tamhane‟s çoklu karşılaştırma analizi sonuçları aşağıdaki Tablo 4.46‟da sunulmuştur.
80

Tablo 4.46. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının KardeĢ Sayısı DeğiĢkenine Göre Hangi
Alt Gruplar Arasında FarklılaĢtığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü
Varyans Analizi (ANOVA) Sonrası Tamhane’s Testi Sonuçları

KardeĢ (i) KardeĢ (j) xi - xj Sh x P


2 0,06 0,21 1,000
3 -0,41 0,20 0,523
1 4 -0,45 0,21 0,444
5 -0,79 0,20 0,005
6 ve üstü -0,59 0,25 0,269
1 -0,06 0,21 1,000
3 -0,47 0,13 0,009
2 4 -0,51 0,15 0,012
5 -0,85 0,14 0,000
6 ve üstü -0,65 0,20 0,025
1 0,41 0,20 0,523
2 0,47 0,13 0,009
3 4 -0,04 0,13 1,000
5 -0,38 0,12 0,032
6 ve üstü -0,18 0,19 0,998
1 0,45 0,21 0,444
2 0,51 0,15 0,012
4 3 0,04 0,13 1,000
5 -0,34 0,14 0,199
6 ve üstü -0,14 0,20 1,000
1 0,79 0,20 0,005
2 0,85 0,14 0,000
5 3 0,38 0,12 0,032
4 0,34 0,14 0,199
6 ve üstü 0,20 0,19 0,995

Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının anne eğitim durumu değişkenine göre hangi alt
gruplar arasında farklılaştığını belirlemek üzere yapılan tek yönlü varyans analizi
(ANOVA) sonrası Tamhane‟s testi sonucunda bir kardeş ile beş kardeş olanlar arasında
beş kardeş olanların lehine; iki kardeş olanlar ile üç kardeş olanlar arasında üç kardeş
olanlar lehine; iki kardeş olanlar ile dört kardeş olanlar arasında dört kardeş olanlar
lehine; iki kardeş olanlar ile beş kardeş olanlar arasında beş kardeş olanlar lehine grup
ortalamaları istatiksel açıdan anlamlı farklılık göstermektedir (p<.05). Bunun yanı sıra
üç kardeş olanlar ile beş kardeş olanlar arasında beş kardeş olanlar lehine olacak şekilde
81

grup ortalamaları arasında anlamlı farklılık bulunmaktadır (p<.05). Diğer alt gruplar
arasında ise istatistiksel olarak herhangi bir anlamlı bir farklılık bulunmamıştır (p>.05).

Tablo 4.47. Manevi Yönelim Ölçeği Puanlarının Barınılan Yer DeğiĢkenine Göre
FarklılaĢıp FarklılaĢmadığını Belirlemek Üzere Yapılan Tek Yönlü Varyans
Analizi (ANOVA) Sonuçları

f, x ve ss Değerleri ANOVA Sonuçları


Puan Gruplar N x ss Var. K. KT Sd KO F p
Aile yanı 246 5,94 1,08 G.Arası 0,351 2 0,175
,140 ,869
Manevi Ev 80 5,92 1,14 G.Ġçi 641,99 514 1,249
Yönelim Yurt 191 5,89 1,16 Toplam 642,39 516
Toplam 517 5,92 1,12

Tablo 4.47‟de görüldüğü üzere, Manevi Yönelim Ölçeği puanlarının barınılan yer
değişkenine göre anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla
gerçekleştirilen tek yönlü varyans analizi (ANOVA) sonucunda grupların aritmetik
ortalamaları arasında istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmamıştır (F=,140;
p>.05).

Araştırmanın 4. amacı üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile manevi


yönelimleri arasında ilişki var mıdır? sorusuna yanıt aramaktır. Bu amacı açıklamaya
yönelik analizler Tablo 4.48‟de verilmiştir

Tablo 4.48. Oxford Mutluluk Ölçeğinden Alınan Puanlarla Manevi Yönelim Ölçeği
Puanları Arasındaki ĠliĢkiyi Belirlemek Üzere Yapılan Pearson Çarpım
Moment Korelasyon Analizi Sonuçları
DeğiĢkenler N r p
Mutluluk
517 ,279 ,000
Manevi Yönelim

Tablo 4.48‟de görüldüğü gibi Oxford Mutluluk Ölçeğinden alınan puanlarla Manevi
Yönelim Ölçeğinden alınan puanlar arasındaki ilişkiyi belirlemek üzere yapılan Pearson
Moment Korelasyon analizi sonuçlarına göre; mutluluk düzeyi ile manevi yönelim
arasında düşük düzeyde ve pozitif yönde istatiksel açıdan anlamlı bir ilişki
bulunmaktadır (r=,279; p<,001).
82

Araştırmanın 5. amacı üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile aile aidiyetleri


arasında ilişki var mıdır? sorusuna yanıt aramaktır. Bu amacı açıklamaya yönelik
analizler Tablo 4.49‟da verilmiştir

Tablo 4.49. Oxford Mutluluk Ölçeğinden Alınan Puanlarla Aile Aidiyet Ölçeği ile Alt
Boyut Puanları Arasındaki ĠliĢkiyi Belirlemek Üzere Yapılan Pearson Çarpım
Moment Korelasyon Analizi Sonuçları
DeğiĢken Aidiyet gen. Aile aidiyeti Kendilik Aidiyet
r ,291 ,175 ,295
Mutluluk P ,000 ,000 ,000
N 517 517 517

Tablo 4.49‟da görüldüğü gibi Oxford Mutluluk Ölçeğinden alınan puanlarla Aile
Aidiyet Ölçeği ile alt boyut puanları arasındaki ilişkiyi belirlemek üzere yapılan Pearson
çarpım moment korelasyon analizi sonuçlarına göre mutluluk ölçeği puanları ile aidiyet
ölçeği genel puanları arasında (r=,29) pozitif yönde; aile aidiyeti puanları ile (r= 18)
pozitif yönde ve kendilik aidiyeti puanları (r=,30) ile yine pozitif yönde istatiksel açıdan
anlamlı biri ilişki içerisinde olduğu görülmektedir (p<.05).

Araştırmanın 6. amacı üniversite öğrencilerinin manevi yönelim düzeyleri ile aile


aidiyetleri arasında ilişki var mıdır? sorusuna yanıt aramaktır. Bu amacı açıklamaya
yönelik analizler Tablo 4.50‟de verilmiştir

Tablo 4.50. Manevi Yönelim Ölçeğinden Alınan Puanlarla Aile Aidiyet Ölçeği ile Alt
Boyut Puanları Arasındaki ĠliĢkiyi Belirlemek Üzere Yapılan Pearson Çarpım
Moment Korelasyon Analizi Sonuçları
DeğiĢken Aidiyet gen. Aile aidiyeti Kendilik Aidiyet
r ,248 ,151 ,250
Manevi Yönelim P ,000 ,000 ,000
N 517 517 517

Tablo 4.50‟de de görüldüğü gibi Manevi Yönelim Ölçeğinden alınan puanlarla Aile
Aidiyet Ölçeği ile alt boyut puanları arasındaki ilişkiyi belirlemek üzere yapılan Pearson
çarpım moment korelasyon analizi sonuçlarına göre Manevi Yönelim Ölçeği puanları
ile aidiyet ölçeği genel puanları (r=,25), aile aidiyeti puanları (r= 15) ve kendilik aidiyeti
83

puanları (r=,25) ile pozitif yönde istatiksel açıdan anlamlı bir ilişki içerisinde olduğu
bulgulanmıştır(p<.05).

Araştırmanın 7. amacı üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri manevi yönelim ve


aile aidiyetlerini yordamakta mıdır? sorusuna yanıt aramaktır. Bu amacı açıklamaya
yönelik analiz Tablo 4.51‟de verilmiştir

Tablo 4.51. Manevi Yönelim Ölçeği Puanları ile Aile Aidiyet Ölçeği Puanlarının Oxford
Mutluluk Ölçeği Puanlarını Yordama Düzeyine ĠliĢkin Çoklu Regresyon
Analizi Sonuçları
DeğiĢken B St. H. ß t p Ġkili r Kısmi r
Sabit 1,707 ,265 6,434 ,000
Manevi ,126 ,024 ,22 5,185 ,000 ,279 ,223
Aile Aidiyet ,373 ,067 ,24 5,566 ,000 ,291 ,238
2
R=,36 R =,13 F= 38,44, Sd=2 p<.001

Tablo 4.51‟de de görüldüğü üzere Manevi Yönelim Ölçeği Puanları ile Aile Aidiyet
Ölçeği puanlarının Oxford Mutluluk Ölçeği puanlarını yordama düzeyini belirlemek
üzere gerçekleştirilen çoklu regresyon analizi sonuçlarına göre Manevi Yönelim Ölçeği
puanları ile Aile Aidiyet Ölçeği puanları, Oxford Mutluluk Ölçeği puanları ile orta
düzeyde anlamlı bir ilişki göstermektedir ve bununla birlikte manevi yönelim ile aile
aidiyeti düzeyi birlikte mutluluk düzeyinin toplam varyansının %13‟ünü açıkladığı
görülmektedir (R=,36 ;R2 =,13; p<.001).

Standardize edilmiş regresyon katsayısına (β) göre yordayıcı değişkenlerin mutluluk


düzeyi üzerindeki göreli önem sırası; aile aidiyeti ve manevi yönelim şeklindedir.
Regresyon katsayılarının anlamlılığına ilişkin t-testi sonuçları incelendiğinde ise manevi
yönelim (β=,22) ve aile aidiyet puanlarının (β=,24) mutluluk puanları üzerinde anlamlı
bir etkiye sahip olduğu görülmektedir (p<.001).
84

BÖLÜM V: SONUÇ

Bu bölümde, üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri, aile aidiyet düzeyleri ve


manevi yönelim düzeyleri arasındaki ilişkiye ve mutluluğun; aile aidiyet ve manevi
yönelim tarafından ne ölçüde yordandığına yönelik yapılan analizler sonucunda elde
edilen bulguların yorumlanmasına yer verilmiştir. Bulgular alan yazındaki ilgili
araştırma bulgularına benzerlik ve farklılıkları açısından değerlendirilmiştir.

5.1. Yargı

Üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin aile aidiyeti ve manevi yönelim


durumuna göre incelendiği bu araştırmanın yedi alt amacına yönelik bulgular aşağıda
belirtilmiştir.

Araştırmanın birinci amacı olan üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri


demografik özelliklere (cinsiyet, öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm,
mezun olunan lise türü, baba mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin
eğitim durumu, aile tipi, algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) göre
anlamlı farklılık göstermekte midir? sorusuna yanıt aramak için yapılan analizlerin
sonuçlarına göre, üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin cinsiyet, öğrenim
görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, mezun olunan lise türü, baba meslek
durumu, anne meslek durumu, baba eğitim durumu, anne eğitim durumu, aile tipi,
kardeş sayısı ve barınılan yer değişkenlerine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı
saptanmıştır. Üniversite öğrencilerinin mutluluk durumu algılanan maddi durum
değişkenine göre farklılaşmakta olup algılanan orta-alt ile orta- üst maddi düzey
grupları arasında orta-üst düzey lehine ve algılanan orta ile orta- üst ekonomik düzey
grupları arasında orta-üst düzey lehine istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
saptanmıştır. Diğer alt gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık
bulunamamıştır.
85

Araştırmanın ikinci amacı olan üniversite öğrencilerinin aile aidiyet düzeyleri


demografik özelliklere (cinsiyet, öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm,
mezun olunan lise türü, baba mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin
eğitim durumu, aile tipi, algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) göre
anlamlı farklılık göstermekte midir? sorusuna yanıt aramak için yapılan analizlerin
sonuçlarına göre, üniversite öğrencilerinin aile aidiyet düzeyleri cinsiyet, öğrenim
görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, mezun olunan lise türü, baba meslek
durumu, anne meslek durumu, baba eğitim durumu, anne eğitim durumu, aile tipi,
kardeş sayısı ve barınılan yer değişkenlerine göre manidar düzeyde farklılaşmadığı
saptanmıştır. Üniversite öğrencilerinin aile aidiyet düzeylerinin ailenin algılanan maddi
düzeyi değişkenine göre farklılaşmakta olup kendilik aidiyeti alt boyut puanları sadece
algılanan maddi durumu düşük ile algılanan maddi durumu ortanın üstü olan grup
arasında, algılanan maddi durumu ortanın üstü olan grup lehine olacak şekilde istatiksel
açıdan anlamlı farklılık gösterdiği bulgusu elde edilmiştir. Diğer alt gruplar arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.

Araştırmanın üçüncü amacı olan üniversite öğrencilerinin manevi yönelim düzeyleri


demografik özelliklere (cinsiyet, öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm,
mezun olunan lise türü, baba mesleği, anne mesleği, babanın eğitim durumu, annenin
eğitim durumu, aile tipi, algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer) göre
anlamlı farklılık göstermekte midir? sorusuna yanıt aramak için yapılan analizlerin
sonuçlarına göre, üniversite öğrencilerinin manevi yönelim düzeyleri cinsiyet, öğrenim
görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, baba meslek durumu, anne meslek
durumu, aile tipi, algılanan maddi durum, kardeş sayısı ve barınılan yer değişkenlerine
göre manidar düzeyde farklılaşmadığı saptanmıştır. Üniversite öğrencilerinin manevi
yönelim düzeylerinin mezun olunan lise türü değişkenine göre farklılaşmakta olup
imam hatip lisesinden mezun olanlar ile anadolu ve fen liselerinden mezun olan gruplar
arasında İmam hatip lisesinden mezun olan gruplar lehine Manevi Yönelim Ölçeği
puanlarının istatistiksel açıdan anlamlı bir farklılık gösterdiği bulgusu elde edilmiştir.
Diğer alt gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır.
Üniversite öğrencilerinin manevi yönelim düzeyleri baba eğitim durumuna göre
86

farklılaşmakta olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılan analizler sonucunda baba


eğitim durumu okuryazar olmayan ile okuryazar olanlar arasında okuryazar olanların
lehine; okuryazar olanlar ile ortaokul mezunu olanlar arasında okuryazar olanların
lehine; okuryazar olanlar ile lise mezunu olanlar arasında okuryazar olanların lehine ve
yine okuryazar olanlar ile üniversite mezunu olanlar arasında babaları okuryazar olan
grup lehine istatiksel açıdan anlamlı bir farklılık saptanmıştır. Diğer alt gruplar arasında
istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık bulunmamıştır. Üniversite öğrencilerinin manevi
yönelim düzeyleri kardeş sayısı değişkenine göre farklılaşmakta olup bir kardeş ile beş
kardeş olanlar arasında beş kardeş olanların lehine; iki kardeş olanlar ile üç kardeş
olanlar arasında üç kardeş olanlar lehine; iki kardeş olanlar ile dört kardeş olanlar
arasında dört kardeş olanlar lehine; iki kardeş olanlar ile beş kardeş olanlar arasında beş
kardeş olanlar lehine grup ortalamaları istatiksel açıdan anlamlı farklılık göstermektedir.
Bunun yanı sıra üç kardeş olanlar ile beş kardeş olanlar arasında beş kardeş olanlar
lehine olacak şekilde grup ortalamaları arasında anlamlı farklılık bulunmaktadır. Diğer
alt gruplar arasında ise istatistiksel olarak herhangi bir anlamlı bir farklılık
bulunmamıştır.

Araştırmanın dördüncü amacı olan üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile


manevi yönelimleri arasında ilişki var mıdır? sorusuna yanıt aramak için yapılan
analizlerin sonuçlarına göre, örneklemi oluşturan üniversite öğrencilerinin mutluluk
düzeyleri ile manevi yönelim düzeyleri arasında pozitif yönde düşük düzeyde manidar
bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri
arttıkça düşük düzeyde de olsa manevi yönelimleri artmaktadır.

Araştırmanın beşinci amacı olan üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile aile
aidiyet düzeyleri arasında ilişki var mıdır? sorusuna yanıt aramak için yapılan
analizlerin sonuçlarına göre, örneklemi oluşturan üniversite öğrencilerinin mutluluk
düzeyleri ile aile aidiyetleri arasında pozitif yönde manidar bir ilişki olduğu, ölçeğin aile
aidiyeti alt boyutu ve kendilik aidiyeti alt boyutu ile pozitif yönde manidar bir ilişki
olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri arttıkça aile
aidiyeti de artmaktadır.
87

Araştırmanın altıncı amacı olan üniversite öğrencilerinin aile aidiyet düzeyleri ile
manevi yönelimleri arasında ilişki var mıdır? sorusuna yanıt aramak için yapılan
analizlerin sonuçlarına göre, örneklemi oluşturan üniversite öğrencilerinin manevi
yönelim düzeyleri ile aile aidiyetleri arasında pozitif yönde manidar bir ilişki olduğu,
ölçeğin aile aidiyeti alt boyutu ve kendilik aidiyeti alt boyutu ile pozitif yönde manidar
bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Üniversite öğrencilerinin manevi yönelim
düzeyleri arttıkça aile aidiyeti de artmaktadır.

Araştırmanın yedinci amacı ile ilgili analizlerin sonuçlarına göre, örneklemi oluşturan
üniversite öğrencilerinin manevi yönelim ve aile aidiyetleri mutluluk düzeylerini orta
derecede anlamlı şekilde yordamaktadır.

5.2. TartıĢma

Bu araştırmada üniversite öğrencilerinin aile aidiyetlerinin ve manevi yönelimlerinin


mutluluk düzeylerini yordama gücü sınanmıştır. Ayrıca araştırmanın bu bölümünde
araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri, aile aidiyetleri ve
manevi yönelimleri bazı demografik değişkenlere göre değerlendirilmiş; Marmara
Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinin çeşitli bölümlerinde okuyan 517 öğrenciden
elde edilen verilere göre mutluluk düzeyleri, aile aidiyetleri ve manevi yönelimleri
arasındaki ilişki verileri literatürde yer alan değerlendirmelere göre tartışılmıştır.

Mutluluk Düzeyi ile Demografik DeğiĢkenler Ġçin TartıĢma

Elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri cinsiyet


değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Bu sonuç ile ilgili literatürde değişik veriler
bulunmaktadır. Yapılan bazı çalışmalar cinsiyet ile mutluluk arasında düşük bir ilişkinin
olduğunu ortaya koymaktadır (Diener, Oishi ve Lucas, 2003; Tuzgöl Dost, 2010).
Cinsiyet ile mutluluk arasında ne tür bir ilişki olduğunu ortaya koymak için pek çok
araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalardan bazıları cinsiyet açısından anlamlı bir fark
olduğunu ortaya koysa da bazı araştırmalarda cinsiyet açısından anlamlı bir fark ortaya
çıkmamıştır. Saföz Güven 2008 yılında fen ve genel lise öğrencilerinin öznel iyi oluş
düzeyleriyle ilgili yaptığı araştırma da kız ergenlerin öznel iyi oluş düzeylerinin erkek
88

ergenlere göre daha düşük olduğu bulgusunu elde etmiştir. Doğan 2004 yılında
üniversite öğrencileriyle yaptığı çalışmada cinsiyetin öznel iyi oluşla düşük düzeyde
ilişkili olduğu bulgusunu elde etmiştir. Yetim (2001. s.153) öznel iyi oluşun erkekler
lehine daha yüksek çıkmasını erkeklerin çevresini kontrol etme ve yönetme gücünden
aldığı hazla açıklamıştır. Saygın‟ın (2008) “üniversite öğrencilerinin sosyal destek,
benlik saygısı ve öznel iyi oluş düzeylerinin incelenmesi” adlı çalışmasında öznel iyi
oluşun cinsiyete göre farklılaşmadığı bulgusunu elde etmiştir. Cinsiyet ile mutluluk
durumu arasında kimi zaman erkeklerin lehine (Ben-Zur, 2003; Saföz Güven, 2008;
Tümkaya, 2011; Eryılmaz ve Ercan, 2011; İlhan, 2009), kimi zaman kadınların lehine
(Yavuz-Güler ve İşmen-Gazioğlu, 2008; Canbay, 2010; Gündoğdu ve Yavuzer, 2012;
Reisoğlu, 2014; Nigar, 2014; Duman, 2016; Reisoğlu ve Yazıcı 2017; Balcı Arvas
2017; Bulut, 2017) anlamlı ilişkiler bulunduğunu ortaya koyan araştırmalar mevcuttur.
Kimi araştırmalarda mutluluk ile cinsiyet arasında herhangi bir ilişki ortaya
koymamıştır (Tuzgöl Dost, 2004; Çelik, 2008; Saygın, 2008; Arslan, 2008; Aydemir,
2008; Cihangir Çankaya, 2009; Eryılmaz ve Aypay, 2011; Nur Şahin, 2011; Balcı,
2011; Kermen, 2013; Erginsoy Osmanoğlu ve Kaya, 2013; Kartal, 2013; Toprak, 2014;
Küsgülü, 2014; Demir Çelebi 2014; Çakır, 2015; Tatay, 2015; Şahin, 2015; Sancaktar,
2016; Gündoğan, 2016; Yılmaz, 2016; Ezer, 2017; Turp, 2017; Aydoğdu, 2017; Güney,
2017; Cihangir Çankaya ve Meydan, 2018; Özberk, 2018; Namdar, 2018; Bayram,
2018).

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


düzeyleri sınıf düzeyi değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Yılmaz (2016) lise
öğrencileriyle yaptığı çalışmasında öğrencilerin mutluluk düzeylerinin sınıf düzeyine
göre değişmediği bulgusunu elde etmiştir. Çelik (2008), Nur Şahin (2011), Erginsoy
Osmanoğlu ve Kaya, (2013), Nigar, (2014), Demir Çelebi (2014), Şahin (2015), Çakır
(2015), Gündoğdu (2016), Duman (2016), Gündoğan (2016), Aydoğdu (2017), Turp
(2017), Akdoğan (2017), Alim (2018) ve Namdar (2018) araştırmalarının sonucunda
mutluluğun sınıf düzeyine göre değişmediği bulgusunu destekler niteliktedir. Bu sonuç
ile ilgili literatürde değişik veriler bulunmaktadır. Saygın (2008), üniversite
öğrencileriyle yaptığı çalışmasında 1.ve 2. sınıfa devam eden öğrencilerin öznel iyi oluş
89

düzeyinin 3. sınıfa devam eden öğrencilerden yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir.
Arslan (2008) üniversite öğrencileriyle yaptığı çalışmasında 2.sınıfa ve 3. sınıfa devam
eden öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının, 1.sınıfa devam eden öğrenciler lehine daha
yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


düzeyleri öğrenim görülen bölüm değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Duman (2016)
eşit ağırlık bir bölüm olan psikoloji bölümü okuyan üniversite öğrencilerinin öznel iyi
oluş puanlarının diğerlerinden daha yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


düzeyleri mezun olunan lise türü, baba meslek durumu ve anne meslek durumu
değişkenlerine göre farklılaşmamaktadır. Özberk (2018) Aydın Nazilli ilçesinde 311
lise öğrencisiyle yaptığı “Annelerin eğitimleri, çalışıp çalışmama durumuna göre lise
öğrencilerinin duygusal zekâ, mutluluk ve sosyal kaygı düzeylerinin karşılaştırılması”
adlı çalışmasında annelerin çalışma durumuyla mutluluk arasında herhangi bir ilişki
olmadığı sonucunu elde etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


düzeyleri baba eğitim durumu değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Yılmaz (2016) lise
öğrencileriyle yaptığı çalışmasında öğrencilerin mutluluk düzeylerinin baba eğitim
durumu değişkenine göre farklılaşmadığı bulgusunu elde etmiştir. Bazı araştırmalar bu
sonucu destekler niteliktedir (Nur Şahin, 2011; Erginsoy Osmanoğlu ve Kaya, 2013;
Demir Çelebi, 2014; Duman, 2016; Gündoğdu, 2016; Turp, 2017; Eke, 2018; Cihangir
Çankaya ve Meydan, 2018).

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


düzeyleri anne eğitim durumu değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Yılmaz (2016)
İmam Hatip lise öğrencileriyle yaptığı çalışmasında öğrencilerin mutluluk düzeylerinin
anne eğitim durumu değişkenine göre değişmediği bulgusunu elde etmiştir Bazı
araştırmalar bu sonucu destekler niteliktedir (Nur Şahin, 2011; Erginsoy Osmanoğlu ve
Kaya, 2013; Toprak, 2014; Duman, 2016; Gündoğdu, 2016; Turp, 2017; Cihangir
Çankaya ve Meydan, 2018; Ege, 2018).
90

Elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri aile tipi
değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Ezer (2017) çalışmasında iki ebeveyne sahip
katılımcıların mutluluk düzeyi puan ortalamaları yüksek iken, tek ebeveyne sahip
katılımcılarda daha düşük olduğu gözlenmektedir sonucunu elde etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


düzeyleri algılanan maddi durum değişkenine göre orta-alt ile orta- üst ekonomik düzey
grupları arasında orta-üst düzey lehine ve algılanan orta ile orta- üst ekonomik düzey
grupları arasında orta-üst düzey lehine farklılaşmaktadır. Bu sonuç ile ilgili literatürde
değişik veriler bulunmaktadır. Bazı araştırmacılar gelir durumu ile mutluluk düzeyi
arasında herhangi bir ilişki olmadığı bulgusunu elde etmişlerdir (Balcı, 2011; Çakır,
2015; Sancaktar, 2016; Gündoğdu, 2016). Bayram (2018) ergenlerle yaptığı
çalışmasında gelir düzeyini orta ve yüksek olarak belirten ergenlerin, düşük olarak
belirtenlere göre öznel iyi oluş düzeylerinin daha yüksek olduğu bulgusunu, orta ve
yüksek gelir durumu arasında ise herhangi bir fark olmadığı bulgusunu elde etmiştir.
Aydemir (2008) ilk yetişkinlik dönemindeki bireylerle yaptığı çalışmasında ekonomik
durumu iyi olan bireylerin, ekonomik durumu iyi olmayanlar lehine daha yüksek
mutluluk puanına sahip olduğu bulgusunu elde etmiştir. İşgör (2017) algılanan gelir
düzeyi yüksek olan öğrencilerin öznel iyi oluş düzeylerinin algılanan gelir düzeyi alt ve
orta olan öğrencilerden daha yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir. Demir Çelebi
(2014) öznel iyi oluş düzeyinin gelir düzeyine göre anlamlı bir farklılık göstermediği
sonucunu elde etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


düzeyleri kardeş sayısı değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Yılmaz (2016) İmam
Hatip lisesi öğrencileriyle yaptığı çalışmasında öğrencilerin mutluluk düzeylerinin sınıf
düzeyine göre değişmediği bulgusunu elde etmiştir. Nur Şahin, (2011), Erginsoy
Osmanoğlu ve Kaya, (2013), Aydoğdu (2017), Turp (2017), Eke (2018),
araştırmalarının sonucunda mutluluğun kardeş sayısına göre değişmediği şeklindedir

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


düzeyleri barınılan yer değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Kaplan (2016) Elâzığ il
merkezinde öğrenim gören 600 lise öğrencisiyle yaptığı çalışmasında mutluluk düzeyi
91

ile barınılan yer arasında anlamlı bir ilişki olmadığı bulgusunu elde etmiştir. Turp
(2017) yaptığı çalışmada bu sonucu destekler niteliktedir.

Aile Aidiyeti ile Demografik DeğiĢkenler Ġçin TartıĢma

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre; üniversite öğrencilerinin aile aidiyet
düzeyleri cinsiyet, öğrenim görülen sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, mezun olunan
lise türü, baba meslek durumu, anne meslek durumu, baba eğitim durumu, anne eğitim
durumu, aile tipi, kardeş sayısı ve barınılan yer değişkenlerine göre
farklılaşmamaktadır. Üniversite öğrencilerinin aile aidiyet düzeylerinin ailenin algılanan
maddi durumu değişkenine göre farklılaşmakta olup kendilik aidiyeti alt boyut puanları
sadece algılanan maddi durumu düşük ile algılanan maddi durumu ortanın üstü olan
grup arasında, algılanan maddi durumu ortanın üstü olan grup lehine olacak şekilde
istatiksel açıdan anlamlı farklılık gösterdiği bulgusu elde edilmiştir. Üniversite
öğrencilerinin aile aidiyeti ölçeğinden aldıkları puanlarının cinsiyet değişkeni açısından
anlamlı bir farklılık gösterip göstermediğini belirlemek amacıyla gerçekleştirilen
bağımsız grup t testi sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin aile
aidiyet puanları düzeyleri cinsiyet değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Kendilik
aidiyeti ve aile aidiyeti alt boyutlarında da sonuç değişmemekte cinsiyet değişkenine
göre anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Bu sonuç ile ilgili literatürde değişik veriler
bulunmaktadır. Saki (2018)1200 üniversite öğrencisi ile yaptığı çalışmasında kadınların
aile aidiyet toplam puanlarının erkeklere göre daha yüksek olduğu bulgusunu elde
etmiştir. Güneş (2018) kendilik aidiyeti alt boyut puanlarının kadınlar lehine daha
yüksek olduğu, aile aidiyeti alt boyutu puanlarının ise gruplar arasında anlamlı bir
farklılığa sahip olmadığı bulgusunu elde etmiştir. Balak (2017) okul aidiyeti puanının
3.ve 4. sınıf öğrencileri arasında cinsiyet değişkenine göre değişmediği sonucunu elde
etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin aile aidiyet
ölçeği puanları düzeyleri sınıf düzeyi değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Kendilik
aidiyeti ve aile aidiyeti alt boyutlarında da sonuç değişmemekte sınıf düzeyi
değişkenine göre anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Bu sonuç ile ilgili literatürde
değişik veriler bulunmaktadır. Saki (2018) 1. ve 4. sınıf üniversite öğrencilerinin aile
92

aidiyet puanlarının 2. sınıf öğrencilerinden daha yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir.
Bener ve Günay (2013) üniversite hazırlık ve 1. sınıfta okuyan üniversite öğrencilerinin
aile aidiyet puanlarının diğer gruplardan daha yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin aile aidiyet
ölçeği puanları düzeyleri öğrenim görülen bölüm değişkenine göre farklılaşmamaktadır.
Kendilik aidiyeti ve aile aidiyeti alt boyutlarında da sonuç değişmemekte öğrenim
görülen bölüm değişkenine göre anlamlı bir farklılık bulunmamaktadır. Bu sonuç ile
ilgili literatürde değişik veriler bulunmaktadır. Saki (2018) kendilik aidiyeti alt boyutu
puanlarının fen bilimlerinde öğrenim gören öğrencilerin aile aidiyet düzeylerinin Türk
dili ve edebiyatı bölümünde öğrenim gören öğrencilerden yüksek olduğu bulgusunu
elde etmiştir. Aile aidiyet alt ölçeği puanlarının beden eğitimi ve spor, güzel sanatlar,
sosyal bilimler, fen bilimleri bölümlerinde okuyan öğrencilerin lehine psikolojik
danışmanlık ve rehberlik bölümünde okuyan öğrencilerin aile aidiyet düzeylerinden
yüksek olduğu bulgusunu elde etmiştir. Balak (2017) annesi okuma yazma bilmeyen
öğrencilerin okula aidiyet duygu düzeylerinin annesi okuryazar olan, ilkokul, ortaokul
ve lise mezunu olan öğrencilerden daha düşük olduğu sonucunu elde etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin aile aidiyet
ölçeği puanları aile tipi değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Kendilik aidiyeti ve aile
aidiyeti alt boyutlarında da sonuç değişmemekte aile tipi değişkenine göre anlamlı bir
farklılık bulunmamaktadır. Güneş (2018)‟in araştırmasında elde ettiği verilerde bu
sonucu destekler niteliktedir. Bu sonuç ile ilgili literatürde değişik veriler
bulunmaktadır. Saki (2018) yılında yaptığı çalışmasında çekirdek aileye sahip olan
öğrencilerin aile aidiyet düzeylerinin geniş aile ve parçalanmış aileye sahip olan
öğrencilerin lehine ve geniş aileye sahip öğrencilerin de aile aidiyet düzeyleri
parçalanmış aileye sahip öğrenciler lehine aile aidiyet düzeylerinden yüksek olduğu
bulgusunu elde etmiştir. Öngider (2013) çalışmasında evli ailelerde yetişen çocukların
aile aidiyet puanlarının boşanmış ailelerde yetişen çocuklara göre yüksek olduğu
bulgusunu elde etmiştir. Aslantürk (2017) tam aileye sahip öğrencilerin aile aidiyet
puanlarının tek ebeveynli aileye sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu sonucunu elde
etmiştir. Algılanan anne baba tutumu, fiziksel görünüşten memnuniyet, dini inanç ve
93

denetim odağı değişkenleri arasında öznel iyi oluşla anlamlı ilişkiler olduğu ortaya
çıkarılmıştır (Tuzgöl Dost, 2006).

Siyez, Gezginci Gürçay ve Yüncü (2012) madde kullanım bozukluğu gösteren 19 ergen
ve madde kullanmayan 18 ergenle yaptığı “Madde kullanım bozukluğu olan ve olmayan
ergenlerin çocukluk dönemi aile yaşantılarına ilişkin algıları” adlı çalışmasında
ergenlerin durumlarıyla ilgili olarak aile yaşantılarının, anne baba tutumlarının,
mutluluk düzeyinin farklılaştığını belirtmiş ve tüm bunların çocuğun gelişimindeki
önemine vurgu yapmıştır.

Manevi Yönelim ile Demografik DeğiĢkenler Ġçin TartıĢma

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin manevi


yönelim puanları cinsiyet değişkenine göre farklılaşmamaktadır. Bu sonuç
Türkyılmaz‟ın (2008) “Davranış Genetiği Bağlamında Dini ve Manevi Eğilimler” isimli
çalışmasında elde ettiği sonuç tarafından desteklenir niteliktedir. Doğan (2006b) yaptığı
çalışma da bu sonucu destekler niteliktedir. Bu sonuç ile ilgili literatürde değişik veriler
bulunmaktadır Toprak (2018), 600 üniversite öğrencisiyle yaptığı “Maneviyat İyi Oluş
ve Yaşam Amaçları Arasındaki İlişki” adlı çalışmasında maneviyat envanterinin
fenomolojik alt boyutunda erkekler lehine anlamlı farklılık olduğu; bilişsel, varoluşsal,
doğaüstü inançlar ve dindarlık alt boyutlarında ise cinsiyet değişkeni açısında anlamlı
farklılık olmadığı bulgusunu elde etmiştir. Türkyılmaz (2008) Mert ve Topal (2018),
manevi yönelim puanlarının kadınlar lehine daha yüksek olduğu bulgusunu elde
etmişlerdir. Doğan (2004) üniversite öğrencilerinin iyilik halinin incelendiği
araştırmasında cinsiyet değişkenine maneviyat alt ölçeği puanlarının değişmediği
sonucunu elde etmiştir. Masat (2018) kanser hastası bireylerle yaptığı çalışmasında
manevi yönelim puanlarının kadınlar lehine daha yüksek olduğu bulgusunu elde
etmiştir.

Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara göre üniversite öğrencilerinin manevi


yönelim puanları sınıf düzeyi, öğrenim görülen bölüm, baba meslek durumu, anne
meslek durumu, algılanan maddi durum, barınılan yer değişkenlerine göre
farklılaşmamaktadır.; mezun olunan lise türü, baba eğitim durumu, anne eğitim durumu,
94

kardeş sayısı değişkenlerine göre farklılaşmaktadır. Masat (2018) kanser hastası


bireylerle yaptığı çalışmasında manevi yönelim puanlarının aile yapısı değişkenine göre
değişiklik göstermediği sonucunu elde etmiştir. Mert ve Topal (2018) ekonomik açıdan
iyi durumda olan bireylerin manevi yönelimlerinin düşük olduğunu; dar gelirli
bireylerin manevi yönelim puanlarının daha yüksek olduğu bulgusunu elde etmişlerdir.
Masat (2018) kanser hastası bireylerle yaptığı çalışmasında manevi yönelim puanlarının
gelir değişkenine göre değişiklik göstermediği sonucunu elde etmiştir.

Mutluluk ve Aile Aidiyeti Arasındaki ĠliĢki Ġçin TartıĢma

Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


puanları ile aile aidiyet puanları arasında pozitif yönde istatiksel açıdan anlamlı bir ilişki
olduğu sonucu elde edilmiştir. Aidiyetin alt boyutları olan kendilik aidiyeti ve aile
aidiyeti ile mutluluk arasında yine istatiksel açıdan anlamlı ve pozitif yönde bir ilişki
olduğu bulunmuştur. Alan yazın incelendiğinde mutluluk ile aile aidiyetinin birlikte ele
alındığı bir çalışmaya rastlanmamıştır. Ancak aileden alınan sosyal destek ve mutluluk
ile alakalı yapılmış araştırmalar mevcuttur. Doğan (2006b) 936 üniversite öğrencisiyle
öğrencilerin iyilik hallerini etkileyen değişkenleri ortaya çıkarabilmek amacıyla yaptığı
çalışmasında ailesinden ve arkadaşlarından sosyal destek bulan öğrencilerin iyilik
hallerinin diğerlerinden daha yüksek olduğu sonucunu elde etmiştir. Eryılmaz (2011)
Ankara Keçiören‟de 14-17 yaş arasındaki 233 lise öğrencisiyle yaptığı çalışmasında aile
ortamında birlik olma durumunun artmasıyla öznel iyi oluş düzeyinin arttığı ve aile
ortamındaki kontrol durumun öznel iyi oluş ile alakalı olmadığı, aile ortamının ergen
öznel iyi oluşunu %26 oranında açıkladığı sonuçlarını elde etmiştir. Kartal (2013) 2011-
2012 eğitim öğretim yılında Samsun İlkadım‟da 1541 lise öğrencisiyle yaptığı
çalışmasında anne babası öz olan öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının üvey ebeveyne
sahip öğrencilerden daha yüksek olduğu sonucunu; anne babası birlikte olan
öğrencilerin ayrı olanlara göre öznel iyi oluş puanının daha yüksek olduğu sonucunu
elde etmiştir. Tatay (2015) parçalanmış ve parçalanmamış aileye sahip 307 lise
öğrencisiyle yaptığı çalışmasında parçalanmamış aileye sahip ergenlerin öznel iyi oluş
puanlarının parçalanmış aileye sahip olan ergenlerden daha da yüksek olduğu sonucunu
elde etmiştir.
95

Tuzgöl Dost (2004) yılında Hacettepe Üniversitesinin çeşitli fakültelerinde eğitim gören
üniversite öğrencileriyle yaptığı çalışmasında demokratik anne baba tutumunu algılayan
öğrencilerin öznel iyi oluş puanlarının ilgisiz ve aşırı koruyucu olan anne baba
tutumlarını algılayan öğrencilerin puanından yüksek olduğu sonucunu elde etmiştir.

Mutluluk ve Manevi Yönelim Arasındaki ĠliĢki Ġçin TartıĢma

Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre üniversite öğrencilerinin mutluluk


puanları ile manevi yönelim puanları arasında pozitif yönde düşük düzeyde istatiksel
açıdan anlamlı bir ilişki olduğu sonucu elde edilmiştir. Alan yazın incelendiğinde
mutluluk ile manevi yönelimin birlikte ele alındığı çok az çalışma mevcuttur.
Maneviyat bireyin güç ve destek almasını sağlayan özelliklere sahiptir (Karaırmak,
2004). Aydoğan, Özbay ve Büyüköztürk (2017) 237‟si kadın 78‟i erkek toplam 315
üniversite öğrencisiyle yaptıkları çalışmalarında maneviyata yönelimin mutluluk ile
pozitif yönde ilişkili olduğu sonucunu, özgünlük ile mutluluk arasında maneviyatın
aracı rolü olduğu sonucunu ve maneviyatın mutluluk üzerinde anlamlı bir etkiye sahip
olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Emhan ve Çayır (2010) Diyarbakır ilinde 112
girişimci ile anket ve görüşme yaparak sosyal hayat da manevi değerlerin yerini ortaya
çıkarmaya çalıştığı araştırmasında; stresi azaltmada ve ruh sağlığını korumada tinsel
değerlerin önemli olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Bu durum iyi oluşla alakalı
çalışmalarda manevi değerlerinde göz önüne alınabileceğini göstermektedir. Holder,
Coleman, ve Wallace (2010) 8-12 yaşlar arasındaki 320 çocukla yaptıkları
çalışmalarında manevi yönelim puanı yüksek olan çocukların mutluluk puanlarının da
yüksek olduğu sonucunu elde etmişlerdir. Sonuç olarak 8-12 yaş arasındaki çocukların
manevi yönelim puanları arttıkça mutluluk puanlarının da arttığı ifade edilebilir. Bu
araştırma sonucunda üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri arttıkça manevi
yönelim puanlarının da arttığı söylenebilir.

Manevi Yönelim ve Aile Aidiyeti Arasındaki ĠliĢki Ġçin TartıĢma

Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre üniversite öğrencilerinin manevi yönelim
puanları ile aile aidiyet puanları arasında pozitif yönde istatiksel açıdan anlamlı bir ilişki
olduğu sonucu elde edilmiştir. Aidiyetin alt boyutları olan kendilik aidiyeti ve aile
96

aidiyeti ile manevi yönelim arasında yine istatiksel açıdan anlamlı ve pozitif yönde bir
ilişki olduğu bulunmuştur. Çalışma sonucunda üniversite öğrencilerinin manevi yönelim
puanları arttıkça aile aidiyet puanlarının da arttığı söylenebilir. Alan yazın
incelendiğinde manevi yönelim ile aile aidiyetinin birlikte ele alındığı bir çalışmaya
rastlanmamıştır.

Manevi Yönelim ve Aile Aidiyetinin Mutluluğu Yordama Gücü Ġçin TartıĢma

Araştırma sonucunda elde edilen verilere göre üniversite öğrencilerinin manevi yönelim
ve aile aidiyet puanları, mutluluk puanları ile orta düzeyde anlamlı bir ilişki göstermekte
ve aile aidiyeti ve manevi yönelim birlikte mutluluk düzeyinin toplam varyasının
%13‟ünü açıklamaktadır. Yapılan analizler sonucunda mutluluk düzeyi üzerinde göreli
önem sırasının aile aidiyeti ve manevi yönelim şeklinde olduğu sonucu elde edilmiştir.
Ayrıca manevi yönelim ve aile aidiyet puanlarının mutluluk puanları arasında anlamlı
bir etkiye sahip olduğu sonucu elde edilmiştir. Alan yazın incelendiğinde mutluluk ile
aile aidiyeti ve manevi yönelimin birlikte ele alındığı bir çalışmaya rastlanmamıştır.
Sonuçta, aile aidiyeti ve manevi yönelimin mutluluğun yordayıcıları olduğu tespit
edilmiştir.

Araştırma sonucuna göre üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri, manevi yönelim


düzeyleri ve aile aidiyet düzeyleri ile çeşitli demografik değişkenler arasındaki ilişki
incelenmiş; mutluluk düzeyi ile algılanan maddi durum değişkeni arasında anlamlı fark
olduğu; manevi yönelim düzeyleri ile mezun olunan lise türü, baba eğitim durumu, anne
eğitim durumu ve kardeş sayısı değişkenleri arasında istatiksel açıdan anlamlı fark
olduğu; aile aidiyet düzeyi ile algılanan maddi durum değişkeni arasında anlamlı fark
olduğu sonucu elde edilmiştir. Diğer demografik değişkenlerle mutluluk düzeyleri,
manevi yönelim düzeyleri ve aile aidiyet düzeyleri arasında anlamlı bir fark
bulunamamıştır. Mutluluk düzeyi ile manevi yönelim arasında düşük düzeyde pozitif
yönde anlamlı bir ilişki olduğu sonucu; mutluluk düzeyi ile aile aidiyet düzeyi arasında
kendilik aidiyeti ve aile aidiyeti alt boyutlarında da pozitif yönde anlamlı bir ilişki
olduğu sonucu, manevi yönelim ile aile aidiyeti arasında pozitif yönde anlamlı bir ilişki
olduğu sonucu elde edilmiştir. Ayrıca manevi yönelim ve aile aidiyeti puanlarının
mutluluk puanları üzerinde anlamlı bir etkiye sahip olduğu sonucu elde edilmiştir.
97

5.3. Öneriler

Araştırmada elde edilen bulgu ve yorumlar sonucunda aşağıdaki önerilerde


bulunulabilir. Araştırmada üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerinin aile aidiyeti
ve manevi yönelimlerini yordayıp yordamadığına bakılmış, ayrıca üniversite
öğrencilerinin mutluluk düzeyleri, aile aidiyeti ve manevi yönelim düzeyleri farklı
demografik değişkenlere göre incelenmiştir.

Bu araĢtırma sonucunda araĢtırmacılara verilebilecek öneriler Ģu Ģekildedir.

1. Çalışma Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesinde okuyan öğrencilerle


yapılmış olup çalışmanın farklı kurumlarda ve gruplarda yapılmasının sonuçların
genellenebilmesi açısından faydalı olabileceği düşünülmektedir. Farklı fakültelerde
farklı puan türlerine göre üniversiteye giren öğrencilerin bu kavramlara yükledikleri
anlamlar farklılık gösterebilir. Üniversite öğrencilerinde mutluluk düzeyinin manevi
yönelim ve aile aidiyeti açısından araştırılmasına yönelik farklı örneklem gruplarında
yapılacak çalışmaların sayısı arttırılabilir. Böylece mutluluğun, aile aidiyeti ve manevi
yönelimi açıklaması ile ilgili olarak daha güçlü araştırma sonuçlarına ulaşılabilir.
Çalışma ergenleri ve ileri yaş dönemlerindeki bireyleri kapsayacak şekilde
genişletilebilir.

2. Bu çalışma parçalanmış aile ve birlikte olan ailelerden örneklemler alarak, aynı


ailenin iki çocuğundan yani kardeşlerden verileri toplanarak genişletilebilir. Aile
özellikleriyle ilgili daha kapsamlı sonuçlara bu şekilde ulaşılabilir. Bu şekilde aile
danışmanlığı alanında çalışan uzmanların bu kavramlar bağlamında da aile yapılarını
ele alması mümkün olabilir.

3. Üniversite öğrencilerinde mutluluk düzeyinin manevi yönelim ve aile aidiyeti


açısından ele alındığı nitel çalışmalar yapılabilir. Böylece mutlulukla ve mutlulukla
ilişkili olan faktörlerle ilgili daha derinlemesine daha farklı veriler elde edilebilir. Aynı
şekilde aile aidiyeti ve manevi yönelim ile ilgili daha derinlemesine ve farklı sonuçlar
elde edilebilir.

4. Yapılan alan yazın incelenmesinde aile aidiyeti manevi yönelim ve mutluluk


değişkenlerinin bir arada alındığı bir araştırma göze çarpmamış, bu değişkenlerle ilgili
98

ölçme araçlarının tek başlarına kullanıldığı araştırmalara ulaşılabilmiştir. Özellikle aile


aidiyeti ve manevi yönelim konularında psikoloji literatüründe yapılmış Türkçe çalışma
sayısı oldukça azdır. Bu konularla ilgili çalışmaların arttırılması konuya alakalı
eksikliğin giderilmesinde fayda sağlayacaktır.

5. Mutlulukla ilişkili olan aile aidiyet durumlarını yükseltmek için uzmanlar tarafından
bu kapsamda aile eğitim programları hazırlanabilir, konuyla alakalı çalışmalar
yapılabilir. Aile içi sorunların arttığı şu zaman diliminde, ailedeki bireylerin mutluluğu
ile ilişkili olabilecek faktörleri bilmek ve bu faktörlerden yararlanarak mutluluk
düzeylerini değiştirmek için aile eğitim programları düzenlemek yararlı olabilir.
Ailelere aile aidiyeti ile ilgili farkındalık kazandırılması sağlanabilir.

6. Alanında uzman kişiler tarafından bireylerin mutluluk düzeylerinin aile aidiyetleri ve


manevi yönelimlerini de kapsayacak şekilde yükseltilmeye çalışılacağı deneysel
çalışmalar yapılabilir. Yapılacak olan deneysel çalışmaların öğrencilerin mutluluk
düzeylerini etkileyen faktörlerin bulunmasında fayda sağlayacağı düşünülmektedir.
Mutluluğa etki eden faktörlerin bilinmesi aynı zamanda aile aidiyeti ve manevi
yönelimin mutluluğu ne kadar ve ne yönde etkilediğinin ortaya çıkarılması konuyla
ilgili daha derin sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir. Bu çalışma boylamsal olarak
yapılarak bireylerin yaşları arttıkça mutluluklarının ne şekilde ve hangi faktörlere bağlı
olarak değiştiği bilgisi elde edilebilir. Çalışma farklı yaş grupları ile yapılarak hangi
yaş grubunda hangi faktörün daha çok etkili olduğu sonuçları elde edilebilir. Böylece
farklı yaş gruplarının mutluluk düzeyleri ve mutluluk düzeylerini etkileyen faktörlerle
ilgili bilgi sahibi olunabilir. Yapılacak tüm bu çalışmalar bizlere mutluluğu etkileyen
faktörlerle ilgili derinlemesine bilgi sağlayabilir.

Bu araĢtırma sonucunda uygulayıcılara verilebilecek öneriler Ģu Ģekildedir;

1. Bu araştırmada manevi yönelim ve aile aidiyetinin manevi yönelimi yordadığı sonucu


elde edilmiştir. Bu kapsamda ailelere, aidiyet ile ilgili kurulan ilişkilere yönelik,
dönemin gelişimsel özelikleri çerçevesinde uzmanlarca bilgilendirme çalışmaları
yapılabilir, seminerler düzenlenebilir.
99

2. Araştırmaya katılan üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeyleri ile aile aidiyet


puanları arasında anlamlı bir ilişki olduğu sonucu elde edilmiştir. Araştırma sonucuna
göre mutluluk düzeyi yüksek olan bireylerin aile aidiyet düzeylerinin de yüksek olduğu
görülmüştür. Bu durumda mutlulukla ilişkili olabilecek olan faktörle ilgili farkındalık
sağlanabilirse ailelere, öğrencilere daha verimli olabilecek bilgiler aktarılabilir. Çocuk
yetiştirme sürecinde bu verilerden faydalanılabilir. Bu doğrultuda uzmanlarca öğrenci
ailelerinin farkındalık seviyelerini arttırıcı eğitim programları hazırlanabilir, bu durumu
geliştirmek için zengin içerikli programlar hazırlanıp uygulanabilir.

3. Aile aidiyeti ve manevi yönelimin üniversite öğrencilerinin mutluluk düzeylerini


yordadığının ortaya koyulduğu bu araştırmada bu doğrultuda öğrencilerin mutluluk
düzeylerini arttıracak çeşitli uygulamalar planlanabilir. Bireyler bu konuda
bilgilendirilebilir. Konuyla alakalı uzman kişiler tarafından seminerler düzenlenebilir.
Grupla psikolojik danışma çalışmaları yapılabilir.
100

KAYNAKÇA

Acaboğa, A. (2007). Din-mutluluk ilişkisi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).


Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Kahramanmaraş.
Akdoğan, B. (2017). Lise öğrencilerinin psikolojik dayanıklılık ve çatışma çözme
davranışlarının öznel iyi oluşlarını yordaması. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Akın, A. (2008). Psikolojik iyi olma ölçekleri (PİOÖ): Geçerlik ve güvenirlik
çalışması. Kuram ve Uygulamada Eğitim Bilimleri, 3, 721-750.
Aksan, G. ve Alptekin, D. (2009). Küresel yoksulluk, yoksulluk kültürü ve toplumsal
aidiyet bağlamında yoksulluğun değişen yüzü. Uluslararası Davraz Kongresi
Bildiriler Kitabı içinde (s.1769-1779). Isparta: Süleyman Demirel Üniversitesi.
Alaca, F. (2011). İki dilli olan ve olmayan öğrencilerde okul yaşam kalitesi algısı ve
okula aidiyet duygusu ilişkisi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Çukurova
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Adana.
Alim, E. (2018). Ergenlerde mükemmeliyetçilik, öznel iyi oluş ve depresyon arasındaki
ilişkilerin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Fatih Sultan
Mehmet Vakıf Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Alptekin, D. (2011). Toplumsal aidiyet ve gençlik: üniversite gençliğinin aidiyeti
üzerine sosyolojik bir araştırma. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Selçuk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Ardahan, M. (2006). Sosyal destek ve hemşirelik. Atatürk Üniversitesi Hemşirelik
Yüksekokulu Dergisi, 9(2), 68-75.
Arkar, H. (2004). Cloninger’in psikobiyolojik kişilik kuramının Türk örnekleminde
sınanması. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ege Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İzmir.
Arslan, C. (2008). Üniversite öğrencilerinin sosyal destek, benlik saygısı ve öznel iyi
oluş düzeylerinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Selçuk
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Konya.
Aslantürk, H. (2017). Tam aileye ve tek ebeveynli aileye sahip üniversite öğrencilerinin
aile aidiyetlerinin karşılaştırılması. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Selçuk
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Aştı, N., Pektekin, Ç. ve Adana, F. (2005). Cerrahi hemşirelik bakımının manevi
boyutu. İstanbul Üniversitesi F.N.H.Y.O. Dergisi, 13(54), 27-34.
Aydemir, R. E. (2008). Dindarlık ve mutluluk ilişkisi (İlk yetişkinlik dönemi).
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ondokuzmayıs Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Samsun.
101

Aydın, B. (2016). Toplumsal dışlanma ve aidiyet kıskacında bağımlı gençlik (Konya


örneği). (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Konya.
Aydoğan, D., Özbay, Y. ve Büyüköztürk, Ş. (2017). Özgünlük Ölçeği‟nin uyarlanması
ve özgünlük ile mutluluk arasındaki ilişkide maneviyatın aracı rolü. The
Journal of Happiness & Well-Being, 5(1), 38-59.
Aydoğdu, H. (2017). Lise öğrencilerinde öznel iyi oluş ve akılcı olmayan inançlar
arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
İstanbul Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Bahadır, A. (1999). Hayatın anlam kazanmasında psiko-sosyal faktörler ve din.
(Yayınlanmamış Doktora Tezi). Uludağ Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Bursa.
Balak, D. (2017). İlkokul öğrencilerinin duygusal zekâ düzeyleri ile akran zorbalığı ve
okula aidiyet duyguları arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul.
Balcı, F. (2011). Psikolojik ve öznel iyi olma hali ile dini inançlar arasındaki ilişki
üzerine bir inceleme. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Uludağ
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bursa.
Balcı Arvas, F. (2017). Öznel iyi-olma hali ile dini inançlar arasındaki ilişki üzerine bir
inceleme. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 26(2). 165-201.
Balkıs, M., Duru, E. ve Buluş, M. (2005). Şiddete yönelik tutumların özyeterlik, medya,
şiddete yönelik inanç, arkadaş grubu ve okula bağlılık duygusu ile ilişkisi. Ege
Eğitim Dergisi, 6(2), 81-97.
Bayram, E. (2018). Ergenlerin öznel iyi oluş düzeyleri ile kişilerarası ilişki tarzları
arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Abant
İzzet Baysal Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bolu.
Bedel, G. (2009). The validity and relıability study of the turkish version of the
spırıtuality scale. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Bilgi
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Bener, Ö. ve Günay, G. (2013). Gençlerin evlilik ve aile yaşamına ilişkin tutumları.
Karabük Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1(1), 1-16.
Ben-Zur, H. (2003). Happy adolescents: The link between subjective well-being,
internal esources, and parental factors. Journal of Youth and Adolescence, 32
(2), 67–79.
Bulut, E. (2017). Üniversite öğrencilerinin bağlanma stillerinin öznel iyi oluş düzeyleri
üzerine etkisi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Arel
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Bülbül, Ş. ve Giray, S. (2011). Sosyodemografik özellikler ile mutluluk algısı. Ege
Akademik Bakış, 11(5), 113-123.
102

Büyüköztürk, Ş., Kılıç Çakmak, E., Akgün, Ö. E., Karadeniz, Ş. ve Demirel, F. (2016).
Bilimsel Araştırma Yöntemleri (20. Baskı). Ankara: Pegem Akademi.
Camadan, F., Karataş, Z. ve Bozali, S. (2017). Aile içinde yaşanan anlaşmazlıklar:
ebeveynlerin ve çocukların görüşleri, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi,
16(64), 1510-1530.
Cemalcılar, Z. (2010). Schools as socialisation contexts: understanding the impact of
school climate factors on students sense of school belonging. Applied
Psychology; An International Review, 59(2), 243-272.
https://doi.org/10.1111/j.1464-0597.2009.00389.x
Canbay, H. (2010). Lise öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyleri ile sosyal beceri
düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Carr, A. (2016). Mutluluk. Çev: Ümit Şendilek Pozitif psikoloji. (1. Baskı). İstanbul:
Kaknüs Psikoloji.
Cenkseven, F. ve Akbaş, T. (2007). Üniversite öğrencilerinde öznel ve psikolojik iyi
olmanın yordayıcılarının incelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Dergisi, 3(27), 43-65.
Cihangir Çankaya Z. (2008). Bazı insanlar neden daha mutludur? öznel iyi olma
sürecinde psikolojik ihtiyaçların rolü. Aile ve Toplum, 10(4), 29-36.
Cihangir Çankaya, Z. (2009). Özerklik desteği, temel psikolojik ihtiyaçların doyumu ve
öznel iyi olma: öz-belirleme kuramı. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Dergisi, 4(31), 23-31.
Cihangir Çankaya, Z. ve Meydan, B. (2018). Ergenlik döneminde mutluluk ve umut.
Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 17(65), 207-222. DOI:
10.17755/esosder.316977,
Csikszentmihalyi, M.(2018). Akış mutluluk bilimi. (2.Baskı) Ankara:Buzdağı Yayınevi.
Cloninger, C. R., Svrakic, D. M. ve Przybeck, T. R. (1993). A psychobiological model
of temperament and character. Archives of General Psychiatry, 50(12), 975-
990. doi:10.1001/archpsyc.1993.01820240059008.
Çakır, G. (2015). Lise öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeylerinin bazı değişkenler
açısından incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Dokuz Eylül
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İzmir.
Çalık, N. (2015). 7. Sınıf görsel sanatlar dersinde uygulanan işbirlikli öğrenme
yönteminin öğrencinin aidiyet duygusuna etkisi. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Çelik, Ş. (2008). Lise öğrencilerinin öznel iyi oluşlarının duygusal zeka açısından
incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Konya.
103

Çelimli, Ç. ve Tozlu Güldal, Ş. (2016). Manevi yönelimli danışmanlık ile psikoterapi


yöntem ve teknikleri: Doğu ve batıdan örnekler. H. Ekşi ve Ç. Kaya. (Ed).
Manevi yönelimli psikoterapi ve psikolojik danışma. (99-111). İstanbul,
Kaknüs Yayınları.
Çetinkaya, B., Altundağ, S. ve Azak, A. (2007). Spiritual bakım ve hemşirelik, ADÜ
Tıp Fakültesi Dergisi, 8(1), 47-50.
Deci, E. L., Vallerand, R. J., Pelletier, L.G ve Ryan. R. M. (1991). Motivation and
education: The self-determination perspective. Educational Psychologist, 26(3
& 4), 325-346.
Dedeli, Ö. ve Karadeniz, G. (2009). Kanser ağrısının kontrolü ile psikososyal-spiritüel
modelin birleştirilmesi, Ağrı Dergisi, 21( 2), 45-53.
Demir Çelebi, Ç. (2014). Lise öğrencilerinin öznel iyi oluşları ile ahlâkî olgunluk
seviyeleri arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Dere, G. ve Kılıç, E. (2016). Aidiyet perspektifinden çatışma yönetimi üzerine
kuramsal bir çalışma, Kara Harp Okulu Bilim Dergisi, 26(2), 127-154.
Derin, S. (2013). Lise öğrencilerinde internet bağımlılığı ve öznel iyi oluş.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Deveci, H. (2007). Öğretmenlerin psikolojik ihtiyaçlarına ilişkin görüşleri
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Selçuk Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Konya.
Diener, E. (1984). Subjective well-being. American Psychologist, 95(3), 542-575.
Diener, E., Suh, E. M., Lucas, R. E. ve Smith, H. L. (1999). Subjective well-being: three
decades of progress, Psychological Bulletin, 125(2), 276-302.
Diener, E. (2000). Subjective well-being: The science of happiness and proposal for a
national ındex. American Psychologist, 55(1), 34-43. doi/10.1037/0003-
066X.55.1.34
Diener, E. ve Diener, R.B. (2000). New directions in subjective well-being research:
the cutting edge. Indian Journal of Clinical Psychology, 27(1), 21-33.
Diener, E. ve Seligman, M. E. P., (2002). Very Happy People. Psychological Science,
13(1), 81-84 doi.org/10.1111%2F1467-9280.00415
Doğan, T. (2004), Üniversite öğrencilerinin iyilik halinin incelenmesi. (Yayınlanmamış
Doktora Tezi). Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Doğan, T. (2006a). Üniversite öğrencilerinin iyilik halinin incelenmesi. Hacettepe
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 30(30), 120-129.
Doğan, T. (2006b). Üniversite öğrencilerinin iyilik halinin "maneviyat" ve "serbest
zaman" boyutlarının incelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Dergisi, 3(26), 1-16.
104

Doğan, T. ve Sapmaz, F. (2012). Oxford mutluluk ölçeği Türkçe formunun psikometrik


özelliklerinin üniversite öğrencilerinde incelenmesi. Düşünen Adam Psikiyatri
ve Nörolojik Bilimler Dergisi. 25, 297-304. DOI: 10.5350/DAJPN2012250401
Doğan, T. (2013). Beş faktör kişilik özellikleri ve öznel iyi oluş. Doğuş Üniversitesi
Dergisi, 14(1), 56-64.
Duman, S. (2016). Üniversite öğrencilerinde öznel iyi oluş ve benlik saygısının stresle
başa çıkma tarzlarıyla ilişkisinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Beykent Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Dursun, A. (2015). Anne babası boşanmış ergenlerin öznel iyi oluşunu artırma
programının etkililiğinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eskişehir.
Duru, E. (2007). Sosyal Bağlılık Ölçeği‟nin Türk kültürüne uyarlanması. Eurasian
Journal of Educational Research (EJER), 26, 85-94.
Duru, E. (2015). Genel Aidiyet ölçeğinin psikometrik özellikleri: Geçerlik ve güvenirlik
çalışması. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 5(44), 37-47.
Düzgüner, S. (2013). Maneviyat algısı ve diğerkâmlıkla ilişkisi (Kan bağışı örneğinde
Türkiye ve Amerika karşılaştırmalı nitel bir araştırma). (Yayınlanmamış
Doktora Tezi). Necmetin Erbakan Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
Konya.
Düzgüner, S. (2016). Psikoloji literatüründe maneviyat kavramı(Batı ve Türkiye
karşılaştırması). M.Atak (Ed). Maneviyat Psikolojisi (s167-189). İstanbul: Elit
Kültür Türdav Yayın Grubu.
Eğlence, R. ve Şimşek, N. (2014). Hemşirelerin maneviyat ve manevi bakım hakkındaki
bilgilerinin değerlendirilmesi. Acıbadem Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi,
5(1), 48-53.
Eke, A. (2018). Beliren yetişkinlerde aile ortamı algısı ve affedicilik özelliklerinin
öznel iyi oluş üzerindeki etkisi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Maltepe
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Ekşi, H., Kaya, Ç. ve Çiftçi, M. (2016). Maneviyat ve psikolojik danışma. H. Ekşi, Ç.
Kaya. (Ed.), Manevi yönelimli psikoterapi ve psikolojik danışma, (11-27).
İstanbul: Kaknüs Psikoloji.
Ekşi, H., Takmaz, Z. ve Kardaş, S. (2016). Psikoterapi sürecinde maneviyat: Türk sağlık
çalışanlarının deneyimleri üzerine fenomenolojik bir araştırma. Spiritual
Psychology and Counseling, 1(1), 89-108.
Elitaş, T ve Keskin, S. (2014). Sanal aidiyet bağlamında zihinsel diaspora: Facebook
örneği. Atatürk İletişim Dergisi, 7, 161-186.
Emhan, A. ve Çayır, C. (2010) Girişimcilerin stres ile başedebilmesinde tinsel
değerlerin etkisi. Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi, 24(2) ,
101-120.
105

Erginsoy Osmanoğlu, D. ve Kaya, H.İ. (2013). Öğretmen adaylarının yüksek öğretime


dair memnuniyet durumları ile öznel iyi oluş durumlarının değerlendirilmesi:
Kafkas Üniversitesi örneği. Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Dergisi, 12, 45-70.
Ersanlı, K. ve Koçyiğit, M. (2013). Ait Olma Ölçeği‟nin psikometrik özellikleri.
İnternational Periodical Fort he Languages, Literature and History of Turkish
or Turkic Volume, 8(12). 751-764.
Eryılmaz, A. (2009a). Ergen öznel iyi oluş ölçeği‟nin geliştirilmesi. Türk Eğitim
Bilimleri Dergisi, 7(4), 975-989.
Eryılmaz A. (2009b). Başa çıkma stratejilerinin kişilik özellikleriyle ergen öznel iyi
oluşu arasındaki aracı rolü. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ankara
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Eryılmaz, A. (2010). Ergenler için öznel iyi oluşu artırma stratejileri ölçeğinin
geliştirilmesi, Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 4(33), 81-88.
Eryılmaz, A. ve Aypay, A. (2011). Ergen öznel iyi oluşu ile kimlik statüsü ilişkisinin
incelenmesi. Dicle Üniversitesi Ziya Gökalp Eğitim Fakültesi Dergisi. 16, 167-
179.
Eryılmaz, A. ve Atak, H. (2011). ergen öznel iyi oluşunun, öz saygı ve iyimserlik
eğilimi ile ilişkisinin incelenmesi. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 37(10),
170-181.
Eryılmaz, A. (2011). Ergen öznel iyi oluşu ile olumlu gelecek beklentisi arasındaki
ilişkinin incelenmesi. Düşünen Adam Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi,
24, 209-215. DOI:10.5350/DAJPN2011240306.
Eryılmaz, A. ve Ercan, A. (2011). Öznel iyi oluşun cinsiyet, yaş grupları ve kişilik
özellikleri açısından incelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Dergisi, 4(36), 139-151.
Eryılmaz, A. (2012). Ergenler öznel iyi oluş düzeylerini, çevreyle ilişkiler aracılığıyla
nasıl artırırlar?. TAF Preventive Medicine Bulletin, 11(4), 407-414.
Eryılmaz, A. (2014). Herkes için mutluluğun baş ucu kitabı (1. Baskı). Ankara: Pegem
Akademi
Esendir, N. (2016). Sağlık çalışanlarının maneviyat ve manevi bakım algısı, İstanbul
örneği. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Çanakkale Onsekiz Mart
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Çanakkale.
Ezer, H. İ. (2017). Ergenlik döneminde yaygın kullanılan savunma mekanizmaları ile
psikolojik sağlamlık ve mutluluk düzeyi arasındaki ilişki: Hatay il merkezi
örneği. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Çağ Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Mersin.
Gladding, S.T. (2015). Aile terapisi tarihi, kuram ve uygulamaları. (3.Basım). (İ.
Keklik ve İ. Yıldırım. Çev. Ed.). Ankara: PDR Yayınları.
106

Göcen, G. (2016a). Qualitatively exploring the relationship among gratitude,


Spirituality and Life Satisfaction İn Turkish-Muslim Children, 1(2), 189-208.S
DOI 10.12738/spc.2016.2.0010
Göcen, G. (2016b). Şükür maneviyatın neresinde? M.Atak (Ed). Maneviyat Psikolojisi
(s167-189). İstanbul: Elit Kültür Türdav Yayın Grubu.
Gül, S. K., Barlas, Ü., Onan, N. ve Öz, Y.C. (2013). 16-20 yaş grubu ergenlerde aile
işlevleri ve kişilerarası ilişki tarzının incelenmesi: bir üniversite örneklemi.
Balıkesir Sağlık Bilimleri Dergisi, 2(3), 139-146.
Gündoğdu, R. ve Yavuzer, Y. (2012). Öğretmen adaylarının öznel iyi oluş ve psikolojik
ihtiyaçlarının demografik değişkenlere göre incelenmesi. Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 1(23), 115-131
Gündoğan, S. (2016). Ortaöğretim öğrencilerinin saldırganlık düzeylerinin algılanan
sosyal destek ve öznel iyi oluş açısından incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Konya.
Güneş, A. (2016). Tutunma çabası aidiyet (4. Baskı), İstanbul: Timaş Yayınları.
Güneş, F. (2018). Genç yetişkinlerde güvengenlik ve utangaçlık: Aile aidiyet
duygusunun ve duygu-düzenlemede öz-yeterlik algısının belirleyici etkisi.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, İstanbul.
Güney, M. A. (2017). Ergenlerde Duygusal özerklik, sosyal destek ve öznel iyi oluş
arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Necmettin Erbakan Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Hançerlioğlu, O. (1996). Felsefe sözlüğü, İstanbul: Remzi Kitapevi.
Holder, M. D., Coleman, B. & Wallace, J. C. (2010). Spirituality, religiousness, and
happiness in children aged 8-12 years. Journal of Happiness Studies, 11(2)
131-150. https://doi.org/10.1007/s10902-008-9126-1
Horozcu, Ü. (2010). Tecrübî araştırmalar ışığında dindarlık ve maneviyat ile ruhsal ve
bedensel sağlık arasındaki ilişki. Milel ve Nihal İnanç, Kültür ve Mitoloji
Araştırmaları Dergisi, 7(1), 209-240.
İlhan, T. (2009). Üniversite öğrencilerinin benlik uyumu modeli: yaşam amaçları, temel
psikolojik ihtiyaçlar ve öznel iyi oluş. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Gazi
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
İlhan, T. ve Özbay, Y. (2010). Yaşam amaçlarının ve psikolojik ihtiyaç doyumunun
öznel iyi oluş üzerindeki yordayıcı rolü. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik
Dergisi, 4(34), 109-116.
İmamoğlu, F. (2017). Manevi yönelimli pozitif psikoloji. H. Ekşi. (Ed.), Psikoterapi ve
psikolojik danışmada maneviyat kuramlar ve uygulamalar. (209-282). İstanbul:
Kaknüs Psikoloji.
107

İslambay, D. (2014). A Prelımınary analysıs of non-materıal belıefs ın turkısh sample


wıth the predıctabılıty of locus of control, system justıfıcatıon,
relıgıous/spırıtual copıng and relıgıosıty. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
İşgör, İ. Y. (2017). Merhametin öznel iyi oluş üzerindeki yordayıcı etkisinin
incelenmesi. Gaziantep University Journal of Social Sciences, 16(2), 425-436.
DOI: 10.21547/jss.290441
Kangal, A. (2013). Mutluluk üzerine kavramsal bir değerlendirme ve Türk hane halkı
için bazı sonuçlar. Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, 44(12), 214-233.
Kaplan, Y. (2016). Ergenlerde okul odaklı öznel iyi oluş ile davranışsal ve duyuşsal
problemler arasındaki ilişki. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Beykent
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Kara. M. M. (2010). İş tatmini ile mutluluk arasındaki ilişkinin incelenmesi.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Karaırmak, Ö. (2004). Tinsel anlayışın psikolojik danışmadaki rolü. Türk Psikolojik
Danışma ve Rehberlik Dergisi, 3(22), 45-55.
Karasar, N. (2012). Bilimsel araştırma yöntemi: Kavramlar, ilkeler, teknikler,
(23.Basım). Ankara: Nobel Yayıncılık.
Karataş, E. (2016). Yapılandırılmış grup sanat terapisi programının 15-18 yaş
aralığındaki ergenlerin mutluluk düzeyleri, duygularını ifade etme eğilimleri,
duygu düzenleme güçlükleri ve psikiyatrik belirtilerine etkisi. (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi). İstanbul Arel Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul.
Kartal, M. A. (2013). Ortaöğretim öğrencilerinin bazı değişkenlere göre öznel iyi oluş
ve iletişim becerileri düzeyleri. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). On
Dokuz Mayıs Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Samsun.
Kasapoğlu, F. (2015). Manevi Yönelim Ölçeği‟nin geliştirilmesi: Geçerlik ve güvenirlik
çalışması. İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 16(3), 51-68. doi:
10.17679/iuefd.16360640
Kasapoğlu, F. (2017). Terapötik süreçte maneviyatın değerlendirilmesi. H. Ekşi. (Ed.),
Psikoterapi ve psikolojik danışmada maneviyat kuramlar ve uygulamalar, (253-
282). İstanbul: Kaknüs Psikoloji.
Kasapoğlu, F. ve Yabanigül, A. (2018). Marital satisfaction and life satisfaction: the
mediating effect of spirituality. Spirituality and Life Satisfaction İn Turkish-
muslim children, 3(2), 177-195. DOI 10.12738/spc.2018.3.2.0048
Kavas, E. ve Kavas, N. (2014). Manevi Destek Algısı (MDA) ölçeği: Geliştirilmesi,
geçerliği ve güvenirliği. International Periodical For The Languages,
Literature and History of Turkish or Turkic, 9(2), 905 – 915.
108

Kaya Akarsu, Ş. (2018). Üniversite öğrencilerinin ilişki istikrarı ile sosyal ilgi, ilişkisel
benlik saygısı ve maneviyatları arasındaki ilişki. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Gazi Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Keçeci, B.(2018). Evli kadınların psikolojik istismar profillerinin toplumsal cinsiyet
algıları ve spiritüel iyi oluşları açısından incelenmesi. (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
İstanbul.
Kermen, U. (2013). Üniversite öğrencilerinin ihtiyaç doyumu ve öznel iyi oluş
düzeylerinin bazı değişkenler açısından incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Bolu.
Kermen, U. ve Sarı, T. (2014). Üniversite öğrencilerinde ihtiyaç doyumu ve öznel iyi
oluş arasındaki ilişkinin incelenmesi. Abant İzzet Baysal Üniversitesi Eğitim
Fakültesi Dergisi, 14(2), 175-185.
http://dx.doi.org/10.17240/aibuefd.2014.14.2-5000091533.
Keskin, S. ve Seferoğlu, S. S. (2017). Öğretmen adaylarının aidiyet duyguları ve
araştırma topluluğu algılarıyla ilgili bir inceleme. Mehmet Akif Ersoy
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 44, 90-114.
DOI:10.21764/maeuefd.309133
Kır, İ. (2011). Toplumsal bir kurum olarak ailenin işlevleri. Elektronik Sosyal Bilimler
Dergisi, 10(36), 381-404.
Kıraç, F. (2013). Eşcinsellikle ilgili dini-psikolojik algılar ve maneviyat(Erkek eşcinsel
örneklem). (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ankara Üniversitesi, Sosyal
Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Kızılırmak, Ö. (2015). Genç yetişkinlerde yaşamda anlamın maneviyat ve kişilik
özellikleri açısından incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Gazi
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Ankara.
Kızmaz, Z. (2006). Okullardaki şiddet davranışının kaynakları üzerine kuramsal bir
yaklaşım. C.Ü Sosyal Bilimler Dergisi, 30(1), 47-70.
Köker, S. (1991). Normal ve sorunlu ergenlerin yaşam doyumu düzeyinin
karşılaştırılması. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Kublay, D. (2013). Evlilik uyumu: Değer tercihleri ve öznel mutluluk açısından
incelenmesi. Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Karadeniz Teknik
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Trabzon.
Kublay, D. ve Oktan, V. (2015). Evlilik uyumu: Değer tercihleri ve öznel mutluluk
açısından incelenmesi. Türk Psikolojik Danışma ve Rehberlik Dergisi, 5(44),
25-35.
109

Kurt, Z. (2005). Kanserli hastaların iyileşmesinde manevi değerlerin rolü.


(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Ankara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, Ankara.
Kuzucu, Y. (2006). Duyguları fark etmeye ve ifade etmeye yönelik bir psiko- eğitim
programının, üniversite öğrencilerinin duygusal farkındalık düzeylerine,
duyguları ifade etme eğilimlerine, psikolojik ve öznel iyi oluşlarına etkisi.
(Yayınlanmamış Doktora Tezi). Ankara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Ankara.
Küsgülü, Ü. (2014). Üniversite öğrencilerinin mutluluk, umut ve narsizm düzeylerinin
incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Gaziosmanpaşa
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Tokat.
Malkoç, A. (2011). Öznel iyi oluş müdahale programının üniversite öğrencilerinin
öznel iyi oluş düzeylerine etkisi. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). Marmara
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
Masat, S. (2018). Onkoloji hastalarında psikososyal sorunlar ile manevi yönelim ve
dini başa çıkma tarzları arasındaki ilişki. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Samsun.
Mavili, A., Kesen, N.F. ve Daşbaş, F. (2014). Aile Aidiyeti Ölçeği: Bir ölçek geliştirme
çalışması. Sosyal Politika Çalışmaları Dergisi, 33, 29-45. doi:
http://dx.doi.org/10.21560/spcd.19507
Mavili, A. (2015). Ben ve ailem. (2.Baskı). Konya: Atlas Akademi.
Memiş, H. (2018). Manevi danışmanlık uygulamalarının ergenlerin ergenlik
sorunlarıyla başa çıkma düzeylerine etkisi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü,
İstanbul.
Mert, A. ve Topal, İ. (2018). Benlik ayrımlaşmasının manevi yönelimine etkisinin
bazı değişkenlerle incelenmesi. Uluslararası Toplum Araştırmaları Dergisi,
8(14), 68- 91. doi: 10.26466/opus.392361
Murdock, T. B. (1999). The social context of risk: status and motivational predictors of
alienation in middle school. Journal of Educational Psychology, 91(1), 62-75.
doi/10.1037/0022-0663.91.1.62
Mutluer, S. (2006). Özgüven oluşmasında manevi değerlerin rolü. Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara.
Myers., D. G ve E. Diener (1995). Who is happy? Psychological Science, 6(1), 10–19.
Namdar, A. (2018). Bir grup öğrencide umut, kaygı ve mutluluk arasındaki ilişki.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Üsküdar Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Nas, İ. (2018). Hemşirelerin maneviyat ve manevi bakım algıları ile mesleğe yönelik
tutumları arasındaki ilişki. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Atatürk
Üniversitesi, Sağlık Bilimleri Enstitüsü, Erzurum.
110

Nasır, Ş. (2013). Origins of ındividual differences in the need to belong: the role of
parental control. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Koç Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Nigar, F. (2014). Ortaokul öğrencileri ile yatılı bölge ortaokul öğrencilerinin öznel iyi
oluş ve temel psikolojik ihtiyaçlar düzeyinin karşılaştırılması (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi). Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Tokat
Nur Şahin, G. (2011). Üniversite öğrencilerinin kendini açma, öznel iyi oluş ve
algıladıkları sosyal destek düzeylerinin karşılaştırılması. (Yayınlanmamış
Yüksek Lisans Tezi). Dokuz Eylül Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
İzmir
Öksüz, E. N. (2017). Gaziantep şehrinin destinasyon marka imajı ve destinasyon
aidiyeti: yerli turistler üzerine bir araştırma. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans
Tezi). Gaziantep Üniversitesi, Sosyal Bilimleri Enstitüsü, Gaziantep.
Öngider, N. (2013). Boşanmanın çocuk üzerindeki etkileri, Psikiyatride Güncel
Yaklaşımlar, 5(2). 140-161. doi:10.5455/cap.20130510
Özberk, F. (2018). Annelerin eğitimleri, çalışıp çalışmama durumuna göre lise
öğrencilerinin duygusal zeka, mutluluk ve sosyal kaygı düzeylerinin
karşılaştırılması. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Arel Üniversitesi,
Sosyal bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Özgüven, İ. E. (2017). Evlilik ve aile terapisi. (4.Basım). Ankara: Nobel.
Özkan, İ. (2014). Ergenlerde anne baba tutumu ile öznel iyi oluş arasındaki ilişkinin
incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Abant İzzet Baysal
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Bolu.
Öztürk, Y. (2017). Ergenlerde dindarlık ile öznel iyi oluş arasındaki ilişkinin
incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Hitit Üniversitesi, Sosyal
bilimler Enstitüsü, Çorum.
Reisoğlu, S. (2014). Üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluşlarını yordam da beş faktör
kişilik özellikleri, mizah tarzları ve duygusal zekânın rolü. (Yayınlanmamış
Doktora Tezi). Karadeniz Teknik Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü,
Trabzon.
Reisoğlu, S. ve Yazıcı, H. (2017). Üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluşlarını
yordamada beş faktör kişilik özellikleri, mizah tarzları ve duygusal zekânın
rolü. Journal of History Culture and Art Research, 6(4), 888-912.
doi:http://dx.doi.org/10.7596/taksad.v6i4.973
Ryff. C. D. ve Singer, B. (1998). The Contours of positive human health.
PsychologicalInquiry, 9(1), 1-28. doi/10.1207/s15327965pli0901_1
111

Saföz Güven, İ. G. (2008). Fen ve genel lise öğrencilerinin cinsiyet ve sosyometrik


statülerine göre öznel iyi oluş düzeyleri, genel sağlık örüntüleri ve psikolojik
belirti türleri. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Çukurova Üniversitesi,
Sosyal Bilimler Enstitüsü. Adana.
Saki, Ü. (2018). Üniversite öğrencilerinin aile aidiyet düzeylerinin spor ve farklı
değişkenler açısından incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Atatürk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Erzurum.
Sancaktar, N. (2016). Yeni evlenen ve uzun süredir evli olan çiftlerin evlilikte problem
çözme becerisi düzeylerinin öznel iyi oluş ve evlilik doyumu düzeyleri ile
ilişkisinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Beykent
Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, İstanbul.
Satan, A. A. (2014). Dini inanç ve bilişsel esneklik düzeylerinin öznel iyi oluş düzeyine
olan etkisi. 21. Yüzyılda Eğitim ve Toplum Eğitim Bilimleri ve Sosyal
Araştırmalar Dergisi, 3(7), 56-74.
Satir, V. (2018). İnsan yaratmak: Aile terapisinin başyapıtı. İstanbul: Beyaz Yayınevi.
Saygın, Y. (2008). Üniversite öğrencilerinin sosyal destek, benlik saygısı ve öznel iyi
oluş düzeylerinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Selçuk
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Konya.
Seligman, M. E. ve Csikszentmihalyi, M. (2000). Positive psychology: An introduction.
American Psychologist, 55(1), 5-14.
Siyez, D. M., Gezginci Gürçay, E. ve Yüncü, Z. (2012). Madde kullanım bozukluğu
olan ve olmayan ergenlerin çocukluk dönemi aile yaşantılarına ilişkin algıları.
Anadolu Psikiyatri Dergisi, 13(4), 299-305.
Summermatter, A. (2017). Bilişsel davranışçı terapiler ve maneviyat. H. Ekşi. (Ed.),
Psikoterapi ve psikolojik danışmada maneviyat kuramlar ve uygulamalar. (87-
114). İstanbul: Kaknüs Psikoloji.
Şahin, Y. (2015). Üniversite öğrencilerinin mutluluk, iyimserlik ve özgecilik düzeylerinin
incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Gaziosmanpaşa
Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Tokat.
Şentürk, Ü. (2012). Parçalanmış aile çocuklarının eğitimdeki başarı/başarısızlık
durumu (Malatya Örneği 2006), Sosyal Politika Çalışmaları, 7(29). 105-126.
Tarhan, N. (2005). Mutluluk psikolojisi ve stresle başa çıkma. Timaş Yayınları,
İstanbul.
Tarhan, N. (2011). Duyguların psikolojisi, (10. Baskı). İstanbul: Timaş Yayınları.
Tatay, E. (2015). Parçalanmış ve parçalanmamış aileye sahip ergenlerin akademik
başarı, öznel iyi oluş ve yalnızlık düzeylerinin karşılaştırılması.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Gaziosman Paşa Üniversitesi, Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Tokat.
112

Tel F.D. (2011). Üniversite öğrencilerinin yaşam doyumu ve öz duyarlık düzeylerinin


bazı değişkenler açısından incelenmesi (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Bolu.
Tezel Şahin, F. ve Cevher, F. N. (2007). Türk toplumunda aile-çocuk ilişkilerine genel
bir bakış. Uluslararası Asya ve Kuzey Afrika Çalışmaları Kongresi 38.
ICANAS, Ankara, Türkiye,
Toprak, H. (2014). Ergenlerde mutluluk ve yaşam doyumunun yordayıcısı olarak
psikolojik sağlamlık ve psikolojik ihtiyaç doyumu. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Sakarya Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Sakarya.
Toprak, Y. (2018). Maneviyat, yaşam amaçları ve iyi oluş arasındaki ilişki.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Gaziosmanpaşa Üniversitesi, Eğitim
Bilimleri Enstitüsü, Tokat.
Tuncay, T. (2007). Kronik hastalıklarla başetmede tinsellik. Sağlık ve Toplum, 17(2),
13-20.
Turp, H. H. (2017). Rehberlik ve psikolojik danışmanlık öğrencilerinin öznel iyi oluş ve
bağlanma stiller arasındaki ilişkinin incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Atatürk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Erzurum.
Tuturel Kışlak, Ş. (2002). İlişkilerde Mutluluk Ölçeği (İMÖ): Güvenirlik ve geçerlik
çalışması. Kriz Dergisi, 10(1), 37-43.
Tuzcuoğlu, S. (1994). Aile birimlerinin yapısını tanıma ve aile terapisi. Marmara
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 1 (1), 154-157.
Tuzgöl Dost, M. (2004). Üniversite öğrencilerinin öznel iyi oluş düzeyleri
Yayınlanmamış Doktora Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü. Ankara.
Tuzgöl Dost, M. (2006). Subjective well-being among university students. Hacettepe
Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dergisi, 31(31), 188-197.
Tuzgöl Dost, M. (2010). Güney Afrika ve Türkiye‟deki üniversite öğrencilerinin bazı
değişkenlere göre öznel iyi oluş ve yaşam doyumlarının incelenmesi. Eğitim ve
Bilim, 35(158), 75-89.
Tümkaya, S. (2011). Humor styles and socio-demographic variables as predictors of
subjective well-being of Turkish university students. Eğitim ve Bilim, 36(160),
158-170.
Türk Dil Kurumu (TDK) (2018). Türk Dil Kurumu Sözlüğü. Türk Dil Kurumu web
sitesi. http://www.tdk.gov.tr.
Türkdoğan, T. (2010). Üniversite öğrencilerinde temel ihtiyaçların karşılanma
düzeyinin öznel iyi oluş düzeyini yordamadaki rolü. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Pamukkale Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Denizli.
113

Türkdoğan, T. ve Duru, E. (2012). Üniversite öğrencilerinde öznel iyi oluşun


yordanmasında temel ihtiyaçların karşılanmasının rolü. Kuram ve Uygulamada
Eğitim Bilimleri, 121(4), 2429-2446.
Türkyılmaz, N. (2008). Davranış genetiği bağlamında dinî ve manevî eğilimler.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi, Sosyal Bilimler
Enstitüsü, İstanbul.
Tüzün, O. ve Sayar, K. (2006). Bağlanma kuramı ve psikopatoloji. Düşünen Adam:
Psikiyatri ve Nörolojik Bilimler Dergisi, 19(1), 24-39.
Uslu, F. (2012). İlköğretim okulu öğrencilerinin okula yönelik aidiyeti:öğretmen-
öğrenci ilişkisi, akran ilişkisi ve aile katılımının rolü. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Mersin Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Mersin.
Uslu, F. ve Gizir, S. (2017). School belonging of adolescents: the role of teacher?
student relationships, peer relationships and family involvement. Kuram ve
Uygulamada Eğitim Bilimleri, 17(1), 21-40. DOI 10.12738/estp.2017.1.0104
Uysal, A. (2015). Londra‟daki Türklerde aidiyet ve mekân ilişkisi, Coğrafya Dergisi,
30(0), 61-78.
Westgate, C.E. (1996). Spiritual wellness and depression. Journal of Counseling &
Development, 75(1), 26-35. http://dx.doi.org/10.1002/j.1556-
6676.1996.tb02311.x
Yalçın, R. Ü. (2016). Üniversite öğrencilerinin saldırganlık ve mutluluk düzeyleri
Arasındaki İlişkinin İncelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi).
Atatürk Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, Erzurum.
Yavuz Güler, Ç. ve İşmen-Gazioğlu, A. E. (2008). Rehberlik ve psikolojik danışmanlık
öğrencilerinde öznel iyi olma hali, psikiyatrik belirtiler ve bazı kişilik
özellikleri: karşılaştırmalı bir çalışma. Dokuz Eylül Üniversitesi Buca Eğitim
Fakültesi Dergisi, 23, 107-114.
Yetim, Ü. (2001). Toplumdan bireye mutluluk resimleri. İstanbul: Bağlam Yayınları.
Yıldırım, İ. (2016). Akademik başarı düzeyi farklı olan lise öğrencilerinin bazı
değişkenlere göre sosyal destek düzeyleri. Türk Psikolojik Danışma ve
Rehberlik Dergisi, 2(10), 33-45.
Yıldırım, S. (2018). Ergenlerin öznel iyi oluş ve anne baba tutumları ile akıllı telefon
bağımlılığı arasındaki ilişkinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi.
(Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi). Sakarya Üniversitesi, Eğitim Bilimleri
Enstitüsü, Sakarya.
Yılmaz, S. (2016). İmam hatip lisesi öğrencilerinin akran ilişkilerinin, insani değerler
ve öznel iyi oluş düzeyleri açısından incelenmesi. (Yayınlanmamış Yüksek
Lisans Tezi). Marmara Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.
114

EKLER

Ek 1: KiĢisel Bilgi Formu

1.Cinsiyetiniz:  Erkek  Kız 2. Kaçıncı Sınıfta Okuyorsunuz?

3. Okuduğunuz Bölüm/ Program:

4. Mezun Olduğunuz Lise Türü


 Genel Lise
 Anadolu Lisesi
 Endüstri Meslek Lisesi
 Fen Lisesi
 Ticaret Meslek Lisesi
 Kız Meslek Lisesi
 İmam Hatip Lisesi  Diğer (belirtiniz ………………………………………………..…...…)

5. Babanızın Mesleği: : 1-çalışmıyor 2 öğretmen 3 emekli 4 küçük esnaf 5 işçi 6 memur 7 serbest
meslek 8 diğer

6. Annenizin Mesleği: 1- çalışmıyor 2 öğretmen 3 emekli 4 hemşire 5 işçi 6 memur 7 serbest meslek 8
diğer

7. Annenizin Eğitim Durumu:


 Okuryazar değil  Okuryazar  Ortaokul  Lise  Yüksekokul-Üniversite  YL / DR

8. Babanızın Eğitim Durumu:


 Okuryazar değil  Okuryazar  Ortaokul  Lise  Yüksekokul-Üniversite  YL / DR

9. Aile tipinizi nasıl tanımlarsınız?


Çekirdek aile (Anne, baba ve çocuklardan oluşan aile)
Geniş aile
Tek ebeveynli aile (Anne ve çocuktan oluşan ya da baba-çocuktan oluşan)

10. Ailenizin toplam gelirini düĢündüğünüzde aĢağıdaki gelir grubundan hangisi size uygundur?
 Düşük  Ortanın Altı  Orta  Ortanın Üstü  Yüksek

11. KardeĢ Sayısı(Kendiniz Dahil) :  1 2  3  4 5 6 ve üstü

12. Üniversiteyi okurken nerde barınıyorsunuz?  Ailenizin yanında  Ev  Yurt  Apart


Diğer…………
115

Ek 2: Oxford Mutluluk Ölçeği

katılmıyorum

katılmıyorum

Katılıyorum
katılıyorum

katılıyorum

katılıyorum
Çoğunlukla

Çoğunlukla

Tamamen
Biraz
Hiç
1. Kendimden hoşnut değilim. 1 2 3 4 5 6
2. Diğer insanlara karşı oldukça ilgiliyim. 1 2 3 4 5 6
3. Hayatın oldukça ödüllendirici olduğunu düşünüyorum. 1 2 3 4 5 6
4. Neredeyse herkese karşı oldukça sıcak duygular besliyorum. 1 2 3 4 5 6
5. Sabahları dinlenmiş olarak uyanırım. 1 2 3 4 5 6
6. Geleceğim hakkında pek iyimser değilim. 1 2 3 4 5 6
7. Pek çok şeyi eğlenceli buluyorum. 1 2 3 4 5 6
8. Yaptığım şeylere karşı ilgili ve kendini adayan birisiyim. 1 2 3 4 5 6
9. Hayat güzeldir. 1 2 3 4 5 6
10. Dünyanın iyi bir yer olduğunu düĢünmüyorum. 1 2 3 4 5 6
11. Çok gülen birisiyim. 1 2 3 4 5 6
12. Hayatımdaki her şeyden oldukça memnunum. 1 2 3 4 5 6
13. Çekici birisi olduğumu düĢünmüyorum. 1 2 3 4 5 6
14. Yaptıklarımla yapmak istediklerim arasında büyük fark var. 1 2 3 4 5 6
15. Çok mutluyum. 1 2 3 4 5 6
16. Çevremdeki güzellikleri fark ederim. 1 2 3 4 5 6
17. Diğer insanlar üzerinde daima neşeli bir etki bırakırım. 1 2 3 4 5 6
18. Yapmak istediğim her şeye zaman bulabilirim. 1 2 3 4 5 6
19. Yaşamımın kontrolü elimde değilmiş gibi hissediyorum. 1 2 3 4 5 6
20. Kendimi herhangi bir konuda sorumluluk alabilecek güçte
1 2 3 4 5 6
hissediyorum.
21. Zihinsel olarak kendimi tamamen zinde (dinç) hissediyorum. 1 2 3 4 5 6
22. Genellikle neşeli ve sevinçliyim. 1 2 3 4 5 6
23. Herhangi bir konuda karar vermekte zorlanırım. 1 2 3 4 5 6
24. Yaşamımın belli bir amacı ve anlamı yok. 1 2 3 4 5 6
25. Kendimi oldukça enerjik hissediyorum. 1 2 3 4 5 6
26. Genellikle olaylar üzerinde olumlu etkim vardır. 1 2 3 4 5 6
27. Diğer insanlarla birlikte olmaktan keyif almıyorum. 1 2 3 4 5 6
28. Kendimi çok sağlıklı hissetmiyorum. 1 2 3 4 5 6
29. Geçmişimle ilgili pek mutlu anılara sahip değilim. 1 2 3 4 5 6
116

Ek 3: Manevi Yönelim Ölçeği

Her bir maddeyi dikkatli bir şekilde okuduktan sonra, buna ne derecede katıldığınızı ya da katılmadığınızı
size verilen maddenin karşısındaki numaralardan birini daire içine alarak işaretleyiniz

katılıyorum
Tamamen
katılmıyorum
Kesinlikle
Yüce bir gücün varlığını ruhumun
1 1 2 3 4 5 6 7
derinliklerinde hissederim
2 Bana huzur veren manevi yaşantılarım vardır. 1 2 3 4 5 6 7

3 İlahi bir varlık tarafından sevildiğimi hissederim. 1 2 3 4 5 6 7

İnsanı nihai noktada, ancak sonsuz bir varlık


4 1 2 3 4 5 6 7
anlayabilir.
Dua/meditasyon, manevi yaşantımın önemli bir
5 1 2 3 4 5 6 7
parçasıdır.
İlahi bir güce olan inancım, hayattaki zorluklarla
6 1 2 3 4 5 6 7
başa çıkmamda bana yardımcı olur.
Bir kimse hayatının anlamını gerçekten ararsa,
7 1 2 3 4 5 6 7
cevaplar bulabilir.
İlahi bir varlığa olan inancım davranışlarım
8 1 2 3 4 5 6 7
üzerinde etkilidir.
Dua ederek, kendimi inandığım şeye daha yakın
9 1 2 3 4 5 6 7
hissedebilirim.
İlahi bir varlığa olan inancım, hayatıma anlam
10 1 2 3 4 5 6 7
kazandırır.
11 Dua/meditasyon bana duygusal destek sağlar. 1 2 3 4 5 6 7

Manevi boyutla olan iletişimim, ruh sağlığıma


12 1 2 3 4 5 6 7
iyi gelir.
Yüce bir güç tarafından korunduğumu
13 1 2 3 4 5 6 7
hissederim.
Dua/meditasyon dinginliğinde bir bütünlük
14 1 2 3 4 5 6 7
duygusu yaşarım.
Doğayı hayranlık içinde seyretmek manevi
15 1 2 3 4 5 6 7
duygularımı güçlendirir.
İnancım çevremdeki insanlarla iletişimimi
16 1 2 3 4 5 6 7
güçlendirir.
117

Ek 4: Aile Aidiyet Ölçeği

Tamamen Katılıyorum
Hiç Katılmıyorum

Katılmıyorum

Katılıyorum
Kararsızım
1. Aileme güçlü bir şekilde bağlılık hissediyorum. 1 2 3 4 5
2. Ailemde hayır deme hakkımız hep korunur. 1 2 3 4 5
3. Ailemin önemli bir parçasıyım. 1 2 3 4 5
4. Ailemin beni desteklediğini hissediyorum. 1 2 3 4 5
5. Ailemde birçok kişi benim için bazı zevklerinden vazgeçmez. 1 2 3 4 5
6. Ailemde kendimi değerli hissediyorum. 1 2 3 4 5
7. Ailemin bana güvendiğini hiç hissetmedim. 1 2 3 4 5
8. Ailemin bana saygı gösterdiğini hep görmüşümdür. 1 2 3 4 5
9. Ailemde kararları birlikte almayız. 1 2 3 4 5
10. İhtiyaç içinde ve hasta olduğumda ailem hemen destek olur. 1 2 3 4 5
11. Ailemle birlikte zaman geçirebiliyoruz. 1 2 3 4 5
12. Kendimi evimde ve ailemle birlikte mutlu hissetmiyorum. 1 2 3 4 5
13. Sevgi ve hoşgörü ailemin önemli bir parçasıdır 1 2 3 4 5
14. Ailem bana özen gösterir. 1 2 3 4 5
15. Bende aileme özen gösteririm. 1 2 3 4 5
16. Ailemde eleştiri hakkımız özenle korunur. 1 2 3 4 5
17. Bir daha dünyaya gelsem aynı ailede doğmak isterdim 1 2 3 4 5
ProQuest Number: 28244752

All rights reserved

INFORMATION TO ALL USERS


The quality of this reproduction is dependent on the quality of the copy submitted.

In the unlikely event that the author did not send a complete manuscript
and there are missing pages, these will be noted. Also, if material had to be removed,
a note will indicate the deletion.

ProQuest 28244752

Published by ProQuest LLC ( 2021 ). Copyright of the Dissertation is held by the Author.

All Rights Reserved.


This work is protected against unauthorized copying under Title 17, United States Code
Microform Edition © ProQuest LLC.

ProQuest LLC
789 East Eisenhower Parkway
P.O. Box 1346
Ann Arbor, MI 48106 - 1346

You might also like