Yasin Özdemir
1991’de Tekirdağ’da doğdum. 1997’de başladığım Nurettin Ekmekçioğlu İlköğretim Okulu’ndan 2005’te mezun oldum. 2005’te başladığım Tekirdağ Teknik Lisesi, Elektrik-Elektronik Bölümü’nden 2009’da mezun oldum. 2010’da Ege Üniversitesi Tarih Bölümü’nü kazandım ve 2014’te aynı bölümden mezun oldum. Aynı yıl Dokuz Eylül Üniversitesi Tarih bölümünde başladığım yüksek lisans eğitimini 2018’de tamamladım. 2018’de Ege Üniversitesi, Tarih Bölümü’nde doktora eğitimine başladım. 2013’ten beri birçok sempozyuma, çeşitli konularda yazdığım yazılar ile katıldım. Osmanlı sosyo-ekonomi tarihi, gündelik hayat ile cemaatler arası ilişkilerin tarihi üzerine çalışmalar yapmaktayım.
less
Related Authors
Judith L Green
University of California, Santa Barbara
Armando Salvatore
McGill University
Benjamin Isakhan
Deakin University
Alejandra B Osorio
Wellesley College
Andrea Peto
Central European University
Martin van Bruinessen
Universiteit Utrecht
Gabor Agoston
Georgetown University
Armando Marques-Guedes
UNL - New University of Lisbon
Giulia Sissa
Ucla
Bahar Gökpınar
Yeditepe University
InterestsView All (73)
Uploads
Papers by Yasin Özdemir
for many years, has been a city where Italian merchants have lived since
the Middle Ages: in the first centuries it was mostly the Genoese and Venetians,
but they were then followed by people who came from Tuscany,
Kingdom of Sardinia and Kingdom of Two Sicilies and ended up living
in the Aegean harbour. This study examines the socio-economic and socio-
cultural structures of Italians and Italian immigrants living in Izmir
in the middle of the 19th century, using the temettuat registers made in
1845. In these censuses made before the completion of the union of Italy,
there is information about the Kingdom of Two Sicilies, the Duchy of Tuscany,
the Kingdom of Sardinia and the Genoese citizens who were subjects
to the Kingdom of Sardinia in 1845. Apart from the subjects of these
four political entities, Italians who came from the regions under Austrian
domination at that time and Italians who became Russian subjects were
also spotted and identified. In the records in the temettuat registers, there
is information about which neighborhood the Italians lived in 1845 in Izmir,
their professions and the communities with whom they established
closer relations. During this period, the majority of Italians living in Izmir
lived in the Frank district, which is now called Alsancak and consists
of eight districts. They established relations with especially Armenians,
Greeks, Jews and other Italians in the region where they lived.
Dünya bunları yaşarken Osmanlı halkı olayları ağızdan ağzına öğrenmenin yanında gazete ve dergilerden de takip etmekteydiler. Bunlardan 1908 sonrası yayın faaliyetlerine başlayan Karagöz isimli karikatür dergisi hem yüksek zümreye hem de halka hitap eden bir karikatür-mizah dergisi idi. Özellikle Balkan Savaşları esnasında yayınlanan karikatürler ile halkı bilgilendirmiş ve eğlendirmiştir. I. Dünya Savaşını da yakından takip eden dergi yayınladığı karikatürler ile halkı güldürmüş ve moralini yüksek tutmaya çalışmıştır. Karikatürlerinde İttifak güçlerini her zaman güçlü, atletik ve yenilmez olarak gösterirken, İtilaf devletlerini sıska, bebek hatta hayvan olarak tasvir etmişlerdir. Bu dönem içinde yayınlanan karikatürlerde Alman-Rus savaşı, Mısır Cephesi, Çanakkale Savaşları’nın tasvirleri sayıca fazlalığını korumaktadır. Derginin 1. Dünya Savaşı’nın başladığı ilk bir yılının işlendiği bu çalışmada yer alan karikatürler basının ve mizah dünyasının savaşa olan bakışını göstermesi açısından tarihsel belge nitelikleri taşımaktadırlar.
Article by Yasin Özdemir
for many years, has been a city where Italian merchants have lived since
the Middle Ages: in the first centuries it was mostly the Genoese and Venetians,
but they were then followed by people who came from Tuscany,
Kingdom of Sardinia and Kingdom of Two Sicilies and ended up living
in the Aegean harbour. This study examines the socio-economic and socio-
cultural structures of Italians and Italian immigrants living in Izmir
in the middle of the 19th century, using the temettuat registers made in
1845. In these censuses made before the completion of the union of Italy,
there is information about the Kingdom of Two Sicilies, the Duchy of Tuscany,
the Kingdom of Sardinia and the Genoese citizens who were subjects
to the Kingdom of Sardinia in 1845. Apart from the subjects of these
four political entities, Italians who came from the regions under Austrian
domination at that time and Italians who became Russian subjects were
also spotted and identified. In the records in the temettuat registers, there
is information about which neighborhood the Italians lived in 1845 in Izmir,
their professions and the communities with whom they established
closer relations. During this period, the majority of Italians living in Izmir
lived in the Frank district, which is now called Alsancak and consists
of eight districts. They established relations with especially Armenians,
Greeks, Jews and other Italians in the region where they lived.
Dünya bunları yaşarken Osmanlı halkı olayları ağızdan ağzına öğrenmenin yanında gazete ve dergilerden de takip etmekteydiler. Bunlardan 1908 sonrası yayın faaliyetlerine başlayan Karagöz isimli karikatür dergisi hem yüksek zümreye hem de halka hitap eden bir karikatür-mizah dergisi idi. Özellikle Balkan Savaşları esnasında yayınlanan karikatürler ile halkı bilgilendirmiş ve eğlendirmiştir. I. Dünya Savaşını da yakından takip eden dergi yayınladığı karikatürler ile halkı güldürmüş ve moralini yüksek tutmaya çalışmıştır. Karikatürlerinde İttifak güçlerini her zaman güçlü, atletik ve yenilmez olarak gösterirken, İtilaf devletlerini sıska, bebek hatta hayvan olarak tasvir etmişlerdir. Bu dönem içinde yayınlanan karikatürlerde Alman-Rus savaşı, Mısır Cephesi, Çanakkale Savaşları’nın tasvirleri sayıca fazlalığını korumaktadır. Derginin 1. Dünya Savaşı’nın başladığı ilk bir yılının işlendiği bu çalışmada yer alan karikatürler basının ve mizah dünyasının savaşa olan bakışını göstermesi açısından tarihsel belge nitelikleri taşımaktadırlar.
Dünya tarihi din uğruna yapılan savaşları uzun uzadıya anlatmakta ve incelemektedir. Kudüs'ü alabilmek için yapılan birçok Haçlı Seferi buna örnektir. Kudüs’te bulunan ve Hıristiyan mezheplerinin kavgalarına neden olan Kamame Kilisesi herkesçe bilinmektedir. Bu kilisenin çatısına haç dikebilmek için Rusya ve Fransa’nın çatışmasına Osmanlı’da eklenince “Kutsal Yerler Sorunu” ortaya çıkmıştır. Belki bu olayın büyüklüğünden olacak bu yıllarda İstanbul’un hemen yanında küçük kozmopolit bir kasaba olan Tekirdağ’da da buna benzer kilise kavgası yaşanmaya başladığında kimsenin ilgisini çekmemiştir. Rumlar ve Ermeniler arasında yaşanan olaylar silsilesine Şehir Meclisi, Meclis-i Vâlâ, Patriklik Makamları da eklenmiş ve olay tam bir karmaşaya dönmüştür.
Anahtar Kelimeler: Tekirdağ, Rum, Ermeni, Kilise Kavgası, Meclis-i Vâlâ
Erkek çocukları ve günümüzde genç ergen olarak tanımlanabilecek erkekler, yetişkin erkekler tarafından dünya tarihinin birçok döneminde ve coğrafyasında cinsel ilgi nesnesi olarak görülmüştür. Erken tarihli hukukî metinlerde yasaklanan ve cezalandırılan bu tür davranış biçimine pederasti denilmektedir. Tek tanrılı dinlerin ortaya çıkışı ile birlikte kutsal kitaplarda lanetlenen ve cinsel olarak yoldan sapma kapsamında değerlendirilen sodomi yahut livata kavramının içine dâhil edilen pederasti, Osmanlı devletinin hukuki metinlerinde de yer almıştır. Gerek merkezi gerekse bölgesel kanunnamelerde oğlan çekme, livata, fiil-i şeni gibi tanımlarla karşımıza çıkan pederasti kavramı, şeyhülislam fetvalarında ise livata, fiil-i şeni gibi tanımlar dâhilinde değerlendirilmiştir. Bu makalede Osmanlı devletinin değişik hukukî metinlerinde yer alan pederasti kavramına karşı ne tür cezalar verdiği incelenecektir.
Anahtar Kelimeler: Pederasti, Osmanlı, Hukuk, Kanunname, Fetva.
ABSTRACT
Boys and men, who can be defined as young adolescents, have been seen by adult men as the object of sexual interest in many periods and geography of world history. Such behavior, which was prohibited and punished in early legal texts, is called pederasty.It was also included in the legal texts of the Ottoman state about the pederasty included in the concept of sodomy or liwat , which was cursed in the sacred books and evaluated in the context of sexual deviation. In both the central and regional law codes, the concept of pederasty with the definitions of child abduction, liwat, abominable act, and in the fatwa of the Shaykh al-Islam was evaluated in terms of definitions such as liwat, abominable act. In this article, what kind of punishments against the concept of pederasti in the different legal texts of Ottoman Empire will be examined.
Keywords: Pederasty, Ottoman, Law, Codex, Fatwa.