Editorial / Journal by Nilufer Kalkan Yorulmaz
Elinizdeki yazı, Hüseyin Avni Arapkirî'nin Bugyetu'l-Hasîs fî Târîhi İlmi'l-Hadis 1 isimli eserin... more Elinizdeki yazı, Hüseyin Avni Arapkirî'nin Bugyetu'l-Hasîs fî Târîhi İlmi'l-Hadis 1 isimli eserinin Aralık 2021 tarihinde yayımlanan neşrinin kisve-i tabʽa bürünme hikayesini ağırlıklı olarak akademik bir üslupla anlatmayı hedeflemektedir. 1861 2-1954 3 yıllarında arasında 1 Bu eser Cumhuriyet'in ilk dönemi olan 1926-1933 yılları arasındaki hadis anlayışının tespiti ve hadis tarihi alanında kayıp bir halkanın ortaya çıkarılması açısından oldukça önemlidir. 2 Müellifin doğum tarihi ile ilgili 1864 bilgisi de kaynaklarda yer almaktadır. Ancak mezar taşına 1861 yazıldığı için çalışmamızda bu tarih tercih edilmiştir. 3 1954 yılında İstanbul'da vefat eden Hüseyin Avni Karamehmetoğlu'nun kabri Edirnekapı Şehitliği'nde Türk-Ermeni Mezarlığı yolu 15 ada 4 parselde yer almaktadır.
darulfunun ilahiyat, 2021
Annals of Japan Association for Middle East Studies (AJAMES), 2021
Dergide yer alan yazılardan ve aktarılan görüşlerden yazarlar sorumludur.
18. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin daha önceki yüzyıllara nazaran siyasî ve
askerî başarılarını dev... more 18. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin daha önceki yüzyıllara nazaran siyasî ve
askerî başarılarını devam ettiremediği bilinmektedir. Dönemin tarihçiler
tarafından gerileme gibi olumsuz bir sıfatla nitelendirilmesi yüzyılla ilgili
tarih çalışmalarının azlığının bir sebebi olarak düşünülmektedir. Bu olumsuz nitelemenin araştırmacıların döneme dair ilim ve kültür sahasındaki çalışmalara yönelmesine de mani olduğu anlaşılmaktadır. Dönemle ilgili çalışmaların azlığı, bu yüzyılda ilmî faaliyetlerin bir nevi gerileme içerisinde olduğu düşüncesini beraberinde getirmiştir. Fakat son zamanlarda yapılan çalışmalar bunun en azından İslamî ilimler alanında yeniden düşünülmesinin gerektiğini göstermektedir. Bu çabanın bir örneği olan elinizdeki çalışma, 18. yüzyılın ilmî birikim bakımından bir gerileme dönemi olmayıp, klasik ile modern dönem arasında her iki dönemin özelliklerini de yansıtan bir geçiş dönemi olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmamız, İslamî ilimler alanındaki birikimi niceliksel olarak tespit etmeyi hedefleyen istatistiksel bir çalışmanın, ulaşılan verilerin tasvirini içeren ilk kısmı ile başlamaktadır. Bu çalışmanın verileri de birinci ve ikinci
cildin sonunda tablolar halinde sunulmuştur.
İki ciltten oluşan bu çalışmanın birinci cildinde hadis, dil bilimleri, fıkıh
ve ilmiye teşkilatı ile ilgili konular ele alınmıştır. Hadis ve dil bilimleri başlıklı bölümde Dâvûd el-Karsî ve Şerhu Usûli’l-Hadis isimli eseri, Edirneli
İbrahim Fıtrî Efendi ve Buhârî Şerhi, Bukâî ve Avâmil Şerhi, Hâherzâde ve
Kur’ân sözlüğü hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Fıkıh bölümünde
ise, çeşitli boyutları ile Hâdimî ve eseri Mecâmiu’l-Hakâik üç ayrı çalışma
ile ele alınmış, ayrıca Hafid Efendi’nin Galatât’ı ve vakıflar hukuku ile ilgili
tartışmalar gündeme getirilmiştir. Bu cildin son bölümünde ilmiye teşkilatındaki ıslah faaliyetleri ile vak’anüvislerin müderrislerle ilgili tuttuğu notlar ve Kadı Sıdkî Mustafa Efendi’nin günlüğü konu edilmiştir.
İkinci ciltte ise kelam ve felsefi ilimler, bilim tarihi, tasavvuf ve sanat tarihi
alanlarındaki yazılara yer verilmiştir. Kelam ve felsefe bölümünde Cârullah
Efendi’den hareketle tehâfüt ve tekfir münakaşaları, cihet-i vahde tartışmaları çerçevesinde dönemin ilmî düşüncesi ve 18. yüzyıldaki Mâturîdîlik
vurgusu ele alınmış, ayrıca Velican Mar’aşî’nin Zübdetü’l-münâzara ve İbrahim b. Haydar’ın er-Risâletü’l-kudsiyyetü’t-tâhire isimli eserleri değerlendirilmiştir. Bilim tarihi başlığını taşıyan bölümde ise dönemin kadısı Ebu
Sehl Nu’mân’ın Tebyînü a’mâli’l-misâha isimli eseri ile İbrahim Müteferrika’nın haritacılık çalışmaları ve Cârullah Efendi’nin teorik astronomi ile
ilgili notları konu edilmiştir. Tasavvuf bölümünde ise, Bursevî, Erzurûmî,
Müstakîmzâde ve Sâfî Musa el-Mevlevî et-Trablûsî üzerinde durulmuş,
ayrıca Nablûsî’nin el-Ukûdü’l-Lü’lüiyye isimli eseri tartışılmıştır. Sanat ve
tarih başlıklı son bölüme ise, Pîrîzâde’nin İbn Haldun’un Mukaddime Tercümesi, Hattat İsmail Zühdî Efendi’nin hat çalışmaları ve Abdurrahman
el-Cebertî’nin Acâibü’l-ahbâr fi’t-terâcim ve’l-ahbâr isimli eseri incelenmiş, ayrıca Müneccimbaşı Ahmed Dede hakkında bir çalışma yer almıştır.
Elinizdeki bu iki ciltlik çalışma, 22- 23 Aralık 2017 tarihlerinde İstanbul
Üniversitesi ile Zeytinburnu Belediyesi’nin işbirliği ile düzenlenen Sahn-ı
Seman’dan Darülfünuna Osmanlı’da İlim ve Fikir Dünyası Alimler, Müesseseler ve Fikri Eserler XVIII. Yüzyıl başlıklı uluslararası sempozyumun
tebliğlerinin kitaplaşmış halidir. Son olarak, bu kitabın meydana gelmesindeki katkıları sebebiyle İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Mürteza Bedir ve Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’a
özellikle teşekkür ederiz. Ayrıca Zeytinburnu İlçesi’ni ilim ve kültür merkezi haline getiren Belediye başkanımız sayın Murat Aydın’a da şükranlarımızı sunuyoruz.
Editörler
Ahmet Hamdi Furat
Nilüfer Kalkan Yorulmaz
Osman Sacid Arı
Klasik dönemin son asrı ve modern döneme geçmeden önceki son yüzyıl olan 18. yy. geçmiş ve gelece... more Klasik dönemin son asrı ve modern döneme geçmeden önceki son yüzyıl olan 18. yy. geçmiş ve geleceğin bağlantı noktası olarak kabul edilebilir. Yetişen âlimler ve kaleme alınan önemli çalışmalarla ilmi anlamda zengin bir dönem olmakla birlikte, Osmanlı tarihi açısından bir dönüm noktasını teşkil eden bu yüzyılın Osmanlı araştırmaları açısından ihmal edildiği görülmektedir. Nitekim bu asırda güçlü vakayinamelerin kaleme alınması, Babıali'nin oluşması, diplomasi alanında önemli eserler verilmesi, tercüme odasının kurulması, 16. ve 17. yy.'daki özellikle coğrafi birikimin bu dönemde İbrahim Müteferrika'nın matbaa çalışmalarıyla birlikte insanlara daha hızlı bir şekilde aktarılmaya başlanması yüzyılın güçlü bir ilim ve fikir dünyasını temsil ettiğini göstermektedir. Dolayısıyla bu dönemin ilmi birikiminin ortaya çıkarılarak, bu birikimin kendinden ön-
Yayımlanan makalelerin sorumluluğu yazarına/larına aittir. darulfunun ilahiyat is the peer-review... more Yayımlanan makalelerin sorumluluğu yazarına/larına aittir. darulfunun ilahiyat is the peer-reviewed, international journal of the Istanbul University Faculty of Theology. Authors bear responsibility for the content of their published articles.
darulfunun ilahiyat, 2019
Hadis tarihi dersleri ve bu konudaki literatür Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte gelişme göstermeye... more Hadis tarihi dersleri ve bu konudaki literatür Cumhuriyet'in ilanıyla birlikte gelişme göstermeye başlayan modern sayılabilecek hususları barındırmaktadır. Özellikle 1924 yılında medreselerin kaldırılması ve Dârülfünun bünyesinde bir İlahiyat Fakültesi'nin kurulmasıyla ders isimlerinin hadis tarihi, fıkıh tarihi, tasavvuf tarihi diye değiştirildiği 1 ve böylece konuyla ilgili literatürün oluşmaya başladığı söylenebilir. İzmirli İsmail Hakkı'nın Hadis Tarihi isimli eseri literatürün ilk örneği olmasının yanı sıra özellikle Cumhuriyet dönemi hadis çalışmaları arasında Şia'yı hadis tarihi içine dahil ederek ele alan ilk eser olması bakımından oldukça önem arz etmektedir. Ayrıca araştırmamızda ele alacağımız Hadis Tarihi kitabının Şia ile ilgili bu bölümünün, sonraki dönemlerde ülkemizde Şia'nın hadis anlayışıyla ile ilgili yapılan çalışmaların başlangıç noktalarından biri haline geldiği de görülmektedir. Bu durum da eserin özellikle Şia bölümünün mahiyeti ve yazılma sebeplerinin neler olduğu hususunda okuyucuda bir merak uyandırmaktadır.
darulfunun ilahiyat, 2019
Conference Presentations by Nilufer Kalkan Yorulmaz
Uploads
Editorial / Journal by Nilufer Kalkan Yorulmaz
askerî başarılarını devam ettiremediği bilinmektedir. Dönemin tarihçiler
tarafından gerileme gibi olumsuz bir sıfatla nitelendirilmesi yüzyılla ilgili
tarih çalışmalarının azlığının bir sebebi olarak düşünülmektedir. Bu olumsuz nitelemenin araştırmacıların döneme dair ilim ve kültür sahasındaki çalışmalara yönelmesine de mani olduğu anlaşılmaktadır. Dönemle ilgili çalışmaların azlığı, bu yüzyılda ilmî faaliyetlerin bir nevi gerileme içerisinde olduğu düşüncesini beraberinde getirmiştir. Fakat son zamanlarda yapılan çalışmalar bunun en azından İslamî ilimler alanında yeniden düşünülmesinin gerektiğini göstermektedir. Bu çabanın bir örneği olan elinizdeki çalışma, 18. yüzyılın ilmî birikim bakımından bir gerileme dönemi olmayıp, klasik ile modern dönem arasında her iki dönemin özelliklerini de yansıtan bir geçiş dönemi olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmamız, İslamî ilimler alanındaki birikimi niceliksel olarak tespit etmeyi hedefleyen istatistiksel bir çalışmanın, ulaşılan verilerin tasvirini içeren ilk kısmı ile başlamaktadır. Bu çalışmanın verileri de birinci ve ikinci
cildin sonunda tablolar halinde sunulmuştur.
İki ciltten oluşan bu çalışmanın birinci cildinde hadis, dil bilimleri, fıkıh
ve ilmiye teşkilatı ile ilgili konular ele alınmıştır. Hadis ve dil bilimleri başlıklı bölümde Dâvûd el-Karsî ve Şerhu Usûli’l-Hadis isimli eseri, Edirneli
İbrahim Fıtrî Efendi ve Buhârî Şerhi, Bukâî ve Avâmil Şerhi, Hâherzâde ve
Kur’ân sözlüğü hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Fıkıh bölümünde
ise, çeşitli boyutları ile Hâdimî ve eseri Mecâmiu’l-Hakâik üç ayrı çalışma
ile ele alınmış, ayrıca Hafid Efendi’nin Galatât’ı ve vakıflar hukuku ile ilgili
tartışmalar gündeme getirilmiştir. Bu cildin son bölümünde ilmiye teşkilatındaki ıslah faaliyetleri ile vak’anüvislerin müderrislerle ilgili tuttuğu notlar ve Kadı Sıdkî Mustafa Efendi’nin günlüğü konu edilmiştir.
İkinci ciltte ise kelam ve felsefi ilimler, bilim tarihi, tasavvuf ve sanat tarihi
alanlarındaki yazılara yer verilmiştir. Kelam ve felsefe bölümünde Cârullah
Efendi’den hareketle tehâfüt ve tekfir münakaşaları, cihet-i vahde tartışmaları çerçevesinde dönemin ilmî düşüncesi ve 18. yüzyıldaki Mâturîdîlik
vurgusu ele alınmış, ayrıca Velican Mar’aşî’nin Zübdetü’l-münâzara ve İbrahim b. Haydar’ın er-Risâletü’l-kudsiyyetü’t-tâhire isimli eserleri değerlendirilmiştir. Bilim tarihi başlığını taşıyan bölümde ise dönemin kadısı Ebu
Sehl Nu’mân’ın Tebyînü a’mâli’l-misâha isimli eseri ile İbrahim Müteferrika’nın haritacılık çalışmaları ve Cârullah Efendi’nin teorik astronomi ile
ilgili notları konu edilmiştir. Tasavvuf bölümünde ise, Bursevî, Erzurûmî,
Müstakîmzâde ve Sâfî Musa el-Mevlevî et-Trablûsî üzerinde durulmuş,
ayrıca Nablûsî’nin el-Ukûdü’l-Lü’lüiyye isimli eseri tartışılmıştır. Sanat ve
tarih başlıklı son bölüme ise, Pîrîzâde’nin İbn Haldun’un Mukaddime Tercümesi, Hattat İsmail Zühdî Efendi’nin hat çalışmaları ve Abdurrahman
el-Cebertî’nin Acâibü’l-ahbâr fi’t-terâcim ve’l-ahbâr isimli eseri incelenmiş, ayrıca Müneccimbaşı Ahmed Dede hakkında bir çalışma yer almıştır.
Elinizdeki bu iki ciltlik çalışma, 22- 23 Aralık 2017 tarihlerinde İstanbul
Üniversitesi ile Zeytinburnu Belediyesi’nin işbirliği ile düzenlenen Sahn-ı
Seman’dan Darülfünuna Osmanlı’da İlim ve Fikir Dünyası Alimler, Müesseseler ve Fikri Eserler XVIII. Yüzyıl başlıklı uluslararası sempozyumun
tebliğlerinin kitaplaşmış halidir. Son olarak, bu kitabın meydana gelmesindeki katkıları sebebiyle İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Mürteza Bedir ve Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’a
özellikle teşekkür ederiz. Ayrıca Zeytinburnu İlçesi’ni ilim ve kültür merkezi haline getiren Belediye başkanımız sayın Murat Aydın’a da şükranlarımızı sunuyoruz.
Editörler
Ahmet Hamdi Furat
Nilüfer Kalkan Yorulmaz
Osman Sacid Arı
Conference Presentations by Nilufer Kalkan Yorulmaz
askerî başarılarını devam ettiremediği bilinmektedir. Dönemin tarihçiler
tarafından gerileme gibi olumsuz bir sıfatla nitelendirilmesi yüzyılla ilgili
tarih çalışmalarının azlığının bir sebebi olarak düşünülmektedir. Bu olumsuz nitelemenin araştırmacıların döneme dair ilim ve kültür sahasındaki çalışmalara yönelmesine de mani olduğu anlaşılmaktadır. Dönemle ilgili çalışmaların azlığı, bu yüzyılda ilmî faaliyetlerin bir nevi gerileme içerisinde olduğu düşüncesini beraberinde getirmiştir. Fakat son zamanlarda yapılan çalışmalar bunun en azından İslamî ilimler alanında yeniden düşünülmesinin gerektiğini göstermektedir. Bu çabanın bir örneği olan elinizdeki çalışma, 18. yüzyılın ilmî birikim bakımından bir gerileme dönemi olmayıp, klasik ile modern dönem arasında her iki dönemin özelliklerini de yansıtan bir geçiş dönemi olduğunu ortaya koymayı amaçlamaktadır. Çalışmamız, İslamî ilimler alanındaki birikimi niceliksel olarak tespit etmeyi hedefleyen istatistiksel bir çalışmanın, ulaşılan verilerin tasvirini içeren ilk kısmı ile başlamaktadır. Bu çalışmanın verileri de birinci ve ikinci
cildin sonunda tablolar halinde sunulmuştur.
İki ciltten oluşan bu çalışmanın birinci cildinde hadis, dil bilimleri, fıkıh
ve ilmiye teşkilatı ile ilgili konular ele alınmıştır. Hadis ve dil bilimleri başlıklı bölümde Dâvûd el-Karsî ve Şerhu Usûli’l-Hadis isimli eseri, Edirneli
İbrahim Fıtrî Efendi ve Buhârî Şerhi, Bukâî ve Avâmil Şerhi, Hâherzâde ve
Kur’ân sözlüğü hakkında değerlendirmeler yapılmıştır. Fıkıh bölümünde
ise, çeşitli boyutları ile Hâdimî ve eseri Mecâmiu’l-Hakâik üç ayrı çalışma
ile ele alınmış, ayrıca Hafid Efendi’nin Galatât’ı ve vakıflar hukuku ile ilgili
tartışmalar gündeme getirilmiştir. Bu cildin son bölümünde ilmiye teşkilatındaki ıslah faaliyetleri ile vak’anüvislerin müderrislerle ilgili tuttuğu notlar ve Kadı Sıdkî Mustafa Efendi’nin günlüğü konu edilmiştir.
İkinci ciltte ise kelam ve felsefi ilimler, bilim tarihi, tasavvuf ve sanat tarihi
alanlarındaki yazılara yer verilmiştir. Kelam ve felsefe bölümünde Cârullah
Efendi’den hareketle tehâfüt ve tekfir münakaşaları, cihet-i vahde tartışmaları çerçevesinde dönemin ilmî düşüncesi ve 18. yüzyıldaki Mâturîdîlik
vurgusu ele alınmış, ayrıca Velican Mar’aşî’nin Zübdetü’l-münâzara ve İbrahim b. Haydar’ın er-Risâletü’l-kudsiyyetü’t-tâhire isimli eserleri değerlendirilmiştir. Bilim tarihi başlığını taşıyan bölümde ise dönemin kadısı Ebu
Sehl Nu’mân’ın Tebyînü a’mâli’l-misâha isimli eseri ile İbrahim Müteferrika’nın haritacılık çalışmaları ve Cârullah Efendi’nin teorik astronomi ile
ilgili notları konu edilmiştir. Tasavvuf bölümünde ise, Bursevî, Erzurûmî,
Müstakîmzâde ve Sâfî Musa el-Mevlevî et-Trablûsî üzerinde durulmuş,
ayrıca Nablûsî’nin el-Ukûdü’l-Lü’lüiyye isimli eseri tartışılmıştır. Sanat ve
tarih başlıklı son bölüme ise, Pîrîzâde’nin İbn Haldun’un Mukaddime Tercümesi, Hattat İsmail Zühdî Efendi’nin hat çalışmaları ve Abdurrahman
el-Cebertî’nin Acâibü’l-ahbâr fi’t-terâcim ve’l-ahbâr isimli eseri incelenmiş, ayrıca Müneccimbaşı Ahmed Dede hakkında bir çalışma yer almıştır.
Elinizdeki bu iki ciltlik çalışma, 22- 23 Aralık 2017 tarihlerinde İstanbul
Üniversitesi ile Zeytinburnu Belediyesi’nin işbirliği ile düzenlenen Sahn-ı
Seman’dan Darülfünuna Osmanlı’da İlim ve Fikir Dünyası Alimler, Müesseseler ve Fikri Eserler XVIII. Yüzyıl başlıklı uluslararası sempozyumun
tebliğlerinin kitaplaşmış halidir. Son olarak, bu kitabın meydana gelmesindeki katkıları sebebiyle İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Mürteza Bedir ve Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Mahmut Ak’a
özellikle teşekkür ederiz. Ayrıca Zeytinburnu İlçesi’ni ilim ve kültür merkezi haline getiren Belediye başkanımız sayın Murat Aydın’a da şükranlarımızı sunuyoruz.
Editörler
Ahmet Hamdi Furat
Nilüfer Kalkan Yorulmaz
Osman Sacid Arı