Favorite films
Don’t forget to select your favorite films!
Don’t forget to select your favorite films!
This review may contain spoilers. I can handle the truth.
just wow... tek bir odada bu kadar fazla duyguyu derinden bana yaşatması inanılmazdı. uzun zamandır bu kadar zevk alarak izlediğim bir film olmamıştı. günlük hayatta aslında hep kafamı kurcalayan senaryolar çerçevesinde dönmesi beni cezbetti. ne yazık ki mertin yerinde olmaktan her zaman korkmuşumdur, bu yüzden onla çok iyi bir bağ kurdum ve film boyunca o deneyimi kişiselleştirebildim. semih kahpesi gibi tiplemeler ne yazık ki varlar ve çoklar ama onları bu hale getiren, doğuran da toplum ne yazık ki. aşkı standardize etmeye çalışmanın ve tektip aile kurumunu kabul etmenin gereksizliği yüzünden yaratılan problemler, ne kadar kolay çözülebilirdi farklı düşünebilseydik.
mental awareness yoğunluklu içerikli çoğu zaman bayıcı bulsam da güncel mental durumumdan dolayı burda steven'a çok relate ettiğim ve kendimi fazla gördüğüm yerler oldu. özellikle duygularını bastırmaya çalışırken kendisine söylediği cümleler her ne kadar içeriği doğru olsa da kullanımı yanlış olan cümleler. hata yapmak elbette dünyanın sonu değil lakin sırf hatalarımızla öğreniyoruz diye onları %100 güzellemeye gerek olmadığını hatırlamam açısından son bölümler baya başarılıydı. ve tabi pink pearl'ün bölümü en sevdiğim bölüm oldu. sonlara doğru garnet'ın dediği "o kendisinin bir canavar olduğuna inandığı sürece biz aksini ona gösteremeyiz" cümlesi de kendimizi ya da başkalarını algılayış biçimimizin bizi kısıtlayan şeylerden biri olduğunu güzelce işliyordu.
doğum, yaşam, ölüm adımlarını tamamlarken son durağa doğru ilerlemenin en güzel anlatıldığı filmlerden biri bence. eski istanbul manzaralarının, semt hayatının atmosferi içinde yaşlı bir kadının ölmeden önce kedisine yuva ararken tükettiği son günleri izliyoruz. pek çok kıymetli dersi gördüğümüz bi film olsa da bana kalırsa hiç ağır bir film değildi. çok rahat izledim. sanat filmi ya da bir tiyatro izliyormuşum gibi hissettirdi. yönetmeni özellikle beğendim. yıldız kenter zaten muazzam bir oyuncu/tiyatrocu
daha önce gündelik uzakdoğu hayatına dair pek film izlememiştim (parasite ve animeler falan hariç) bu yüzden pek bilmediğim hayat tarzlarını, yemekleri, sokakları, mimarileri, kıyafetleri görmek benim için oldukça keyifliydi. filmin kurgusu hoştu ama tam bir hikayeden bahsetmiyor. bir yere de varmadı aslında sonuç. yine de verdiği enerjiyi çok yakından hissettim.