Yaşamın tüm sihirli tarafı da bu değil mi zaten bir gün öleceğini bilmek ama ne zaman olacağını bilmemek.
Bir ceza için çok acımasız bir ödül için de fazla uzun.
Yaşamın tüm sihirli tarafı da bu değil mi zaten bir gün öleceğini bilmek ama ne zaman olacağını bilmemek.
Bir ceza için çok acımasız bir ödül için de fazla uzun.
Ben artık önemliyim. Herkes beni seviyor. Yakında milyonlarca kişi beni görecek ve benden hoşlanacak. Onlara senden ve babandan bahsedeceğim. Bize nasıl iyi davrandığını. Hatırladın mı? Bu, sabahları uyanmak için iyi bir sebep. Kırmızı elbiseye girmem için, kilo vermem için bir sebep. Gülümsemem için bir sebep. Yarını çok güzel gösteriyor. Elimde ne var? Neden yatağı yapıp bulaşıkları yıkayayım? Yapıyorum ama neden yapayım? Yalnızım. Baban gitti, sen de gittin. Bakacak kimsem kalmadı. Elimde ne var? Yalnızım ve yaşlıyım.
Sen güzelsin. Sen dünyadaki en güzel kızsın. Sen benim hayalimsin.
Seninle seninle ilk konuştuğumuzda sana ne dedim hatırlıyor musun? Neyi neden yaptığınla ilgilenmiyorum, bana her şeyi anlat ve sakın yalan söyleme dedim. Hatırlıyor musun ?
Başkanım müvekkilim Musa Sarı intihara meyilli birisidir kollarındaki tereddüt çizgileri de bunun en büyük göstergesidir.
-Sevgilin var mı İstanbullu
-Var komutanım
-Yok artık. Hayırlısıyla başka biriyle evlenecek artık. Öldün oğlum sen öldün. Annenizin gözü yaşlı hüngür hüngür ağlıyor kadın komşularınızın kolları arasında, bileklerini ovuyorlar kolonyayla “Evladımm.” diye ağlıyor “Evimin direği” diye ağlıyor. Babanız da ağlıyor, göstermiyor kimseye ama geçmiş bir köşeye içine içine ağlıyor adam. Ama ağzında bir cümle tek bir cümle “Vatan Sağ olsun.”. (11.10)