Sixteen forever
Favorite films
Recent activity
AllRecent reviews
More-
Memento 2000
“I have to believe in a world outside my own mind. I have to believe that my actions still have meaning, even if I can’t remember them. I have to believe that when my eyes are closed, the world’s still there. Do I believe the world’s still there? Is it still out there? Yeah. We all need mirrors to remind ourselves who we are. I’m no different.”
Translated from by -
The Shining 1980
This review may contain spoilers. I can handle the truth.
Filmin finalinde, Jack’in bıraktığı izle karşılaşırız: 1921 yılının 4 Temmuz’unda otelin balo salonunda çekilmiş bir fotoğraf. Bu kare, yalnızca bir geçmiş anısı değil, aynı zamanda otelin zamanın ötesine uzanan doğasını da gözler önüne serer. Jack, fiziksel olarak var olamayacağı bir dönemde, bir iz olarak bu fotoğrafta yer almakta, otelin kolektif hafızasına karışmaktadır. Bu görüntü, Jack’in her zaman orada olduğu fikrini doğurur. Deliliğin ve şiddetin döngüsel yapısını, geçmişin bugüne nüfuz edişini ve baskıcı sistemlerin kendini yeniden üretmesini simgeler.
Overlook Otel, yalnızca…
Translated from by
Popular reviews
More-
Memento 2000
Leonard, karısının öldürülmesinden sonra yaşadığı bu rahatsızlık yüzünden yeni anılar oluşturamıyor ve gerçekliği takip edebilmek için dövmeler, Polaroid fotoğraflar ve notlardan oluşan bir sistem kullanıyor. Ancak bu yöntemlerin bile ne kadar güvenilir olduğu, izledikçe tamamen sorgulanır hale geliyor.
Filmi izlerken leonarla birlikte bende bir intikam duygusu oluştu aynı şekilde aynı arayışla aynı çaresizlikle..
Hikâyenin anlatım tarzı kesinlikle inanılmaz. Zaman çizgisi ikiye ayrılmış; bir taraf kronolojik ilerlerken diğer taraf sondan başa doğru gidiyor. Bu kurgusal yapı, izleyiciyi Leonard’ın kafa karışıklığını birebir…Translated from by -
Vertigo 1958
Vertigo benim için sadece bir film değil, tam anlamıyla bir deneyim. İlk izlediğimde, hikâyesi ve atmosferiyle beni derinden etkiledi. Film, sıradan bir gerilim hikâyesi gibi başlayıp zamanla insanın takıntıları, kimlik arayışı ve aşkın karanlık yüzü üzerine bir sorgulamaya dönüşüyor.Aslında aşkın zamanla nasıl tehlikeleşilebileceğinden bunun bir takıntıya, bir obsesyona dönebileceğinin en büyük kanıtı bu film diyebilirim.
Hikâye ilerledikçe kendimi Scottie’nin yerine koymaktan alıkoyamadım. Onun Madeleine’e duyduğu saplantı ve yaşadığı çaresizlik, insanın kendi kırılganlıklarıyla yüzleşmesini sağlayan bir derinlik taşıyor.Filmde beni en…
Translated from by