Synopsis
A moviemaker hands in a script for an arty production in order to receive film funds. Due to political reasons beyond his reach, his film is not provided with a certificate of accreditation. But a true moviemaker never gives up.
A moviemaker hands in a script for an arty production in order to receive film funds. Due to political reasons beyond his reach, his film is not provided with a certificate of accreditation. But a true moviemaker never gives up.
koskoca türkiye cumhuriyetini bu film mi deviricek yani? bir film deviriyorsa bırakın devirsin.
küçükken babamın bana izlettiği ve küçük yaşta apolitikliği kenara atma sebebim olan film. yerin hep ayrı olacak bu yüzden
aslında oldukça kötü birçok tarafı var. mesajını filmin her anında kafamıza kafamıza vurarak dikte etmesi ve 4 baş karakter dışındaki oyunculukların rezalet seviyesi başta olmak üzere ama içeriğinin bu ülke için fazla cüretkar olması, özgün biçimsel özellikleri ve bazı güzel repliklerinin hatrına kanaat notu kullanıyorum 1 yıldız.
asrın tok bu filmi izlerken kendine dokunabilir...
-Yasalar her zaman masum değildir Müzeyyen Hanım. Bir sabah uyandınız ve birileri diyor ki size; "Sabah kahvaltısında zeytin yemek yasak" ne olurdu ?
+Sabah kahvaltısında zeytin yemeyiz
-Yanlış. Her yasak kendi isyancısını yaratır. Zeytin severler bir örgüt kurarlardı, üzerinde zeytin dalı amblemi olan bi bayrakları olurdu, zeytinlere özgürlük diye bir marşları olurdu belki. Şimdi soruyorum size; zeytin severler ayaklanıp dağa çıksa dağa çıkan mı suçlu yoksa zeytini yasaklayan mı?
"Devlet nedir? Bize hizmet etmek zorunda olan bir alet, bir ütü, şofben gibi bir şey değil midir? Hiç kutsal bir ütü olabilir mi?"
"İnsanların başlarına ne takıp ne takmayacakları,evlerinde ne dilde konuşacakları,
ne yiyecekleri, ne giyecekleri yasaları ilgilendirir mi Müzeyyen Hanım?"
"20.Yüzyılda devletlerin ''Yasal Kağıt''larıyla öldürülen sivil insan sayısı 268 Milyondur."
(sagcilar izlemesin kirilgan turkluklerinden oturu tetiklenebilirler, henuz bu kadar gercege bunyeleri hazir degil)
Yasal mermisiyle bir komiser yaklaşmakta
İyi bir politik yapım…
"dün yok, yarın yok, bugünü yaşayacaksın."
Filmin son dakikalarında ipe asılmış ibo fotoğrafına kalbimi bıraktım
Film bitince yaptığım ilk şey gidip çayımı almak oldu, cem karaca işçi marşını söyledi ben de bir yandan çayımı yudumladım bir yandan eşlik ettim marşa.. Sözleri ve melodisi oldukça etkileyici zaten.. Bürokrasiye kafa göz dalmış film.. Toplumsal konulara mesajlarıyla beni benden aldı.. Bu tarz yapıtlara fazlasıyla ihtiyacımızın olduğu dönemlerden birindeyiz.. Herkes içine atıyor.. çok sessiziz.. Üzücü.. Film gerçek bir başyapıt.. 👌
This review may contain spoilers. I can handle the truth.
filmin amacını anladım ama bence Emrah hatalı olan kişiydi. filmi çekmeden önce izin alınmasını bilmemesinden dolayı başlayan bir silsile... Müzeyyen 'in kışkırtmaları olmasa kadının bir suçu yoktu o konuda. ayrıca babası dolaylı yoldan Müzeyyen yüzünden öldü, asıl ölüm sebebi o ağır yalanlardı. Emrah annesiyle ve diğerleriyle birlikte o yalanları sürdürmeye devam etmeseydi, Çiçek ile konuştuğu tam o bölümde, tam o anda her şeyi açıklasaydı keşke. bir şeyi değiştirir miydi, bunu bilmem ama günün sonunda ağır yalanlar uğruna kendini öldürdü o adamcağız kendini.
yine de günün sonunda güzel bir filmdi, izlemesi akıcıydı
"yasalar her zaman masum değildir Müzeyyen Hanım.
Turkish weird wave