Synopsis
Hayriye is afraid of the future. Every day, while waiting for his beloved Ali to return from fishing on the long wooden pier, she disappears one day; it is Ali' turn to wait.
Hayriye is afraid of the future. Every day, while waiting for his beloved Ali to return from fishing on the long wooden pier, she disappears one day; it is Ali' turn to wait.
The Reeds
Metin Erksan, doğu kültüründe önemli yer tutan “saplantılı aşk” ve “imgeye olan aşk” konularını bu filminde de işlemiş. Saplantılı aşkı, Ali Reis’in her gün, sabahtan akşama kadar Hayriye’yi araması ve Hayriye’nin yüzüne bakabilmek için, ona aynayı kendisinin tutması ile anlayabiliriz. Bu sahnede, Ali Reis’in tuttuğu aynadaki görüntü, başka bir aynadan yansır. İmgeye olan aşkı ise; göğsündeki Hayriye tasvirine ayna tutması ile anlayabiliriz. Aynada önce Ali Reis’in yüzünü görürüz, aynadan yansıyan ışık Hayriye’nin tasvirini, yani onun yüzünü aydınlatır. Sonra aynaya Hayriye’nin yüzü düşer, sonra da tekrar Ali Reis’in yüzü. Suretler, aynı yerde ardı ardına gelmiş ve bir nevi bütünleşmiştir, bu aşkı temsil etmektedir. Ayna ve yansımanın çok kullanılması, aşkın kişiye değil imgeye olduğunu gösterir.
Film, Ali Reis’in sazlıkta, kayığıyla dolanmasıyla başlar,…
This review may contain spoilers. I can handle the truth.
Metin Erksan ın filmlerinin sonunda neden hep birileri tüfekle vuruluyor
Ki beklemek en korkunç halidir yaşamın.
Deliliğin insana ağır ağır çöküşü.
İzlediğim hiçbir Türk filmine benzemiyor. Korkusuz ve bir o kadar farklı çekimlere sahip olan bu filmde senaryosu ve hikayesi de apayrı bir şekilde işliyor. Saçma sapan Türk filmleri yerine böyle sanat eserleri görmek beni mutlu ediyor.
sevmek zamanı ama 1975 versiyonu
Metin Erksan'ın full kafayı yemeli aşk içeren gerilim filmleri yazması
"Delilik kötüdür arkadaş..."
:D