Hayal kırıklığına uğrattı maalesef. Filmin ilk yarım saati maddi sıkıntılar yaşayan insanların ahlâkî bozukluklarına anlatmaya çalışıyorken sonradan bu ahlâkî bozukluk karikatürize ediliyor ve film, Atıf Yılmaz'ın diğer iyi fikirli filmlerinde olduğu gibi yersiz bir lirizmin hakim olmasıyla odak noktasını kaçırıyor. Bu lirizm kadının ekonomik özgürlüğüyle cinsel özgürlüğünü kazandığı izlenimini uyandırıyor gibi görünse de esasen kadın için değişen bir şey olmuyor, yeni kocası eskisinin eli ekmek tutanı ve kadın hala bir doğum yapma makinesi.
Her ne kadar karikatürizasyon ve lirizm rahatsız edici olsa da filmin cesurca denilebilecek şekilde parmak bastığı bazı hususlar önemli. Başyapıt beklentisiyle değil eleştirel bir gözle izlenmeye değer olduğunu düşünüyorum.