İrem Aksoy

İrem Aksoy

Favorite films

  • Persona
  • The Man Who Sold His Skin
  • Stalker
  • Buğday

Recent activity

All
  • This Is Not A Place For You

  • Columbus

  • Jenin, Jenin

  • Women Talking

Recent reviews

More
  • This Is Not A Place For You

    This Is Not A Place For You

    Kısa metraj diyalektiğinin açtığı pencereyi seviyorum. Marifet o ki günler geçse de kapanmaması. Hikayenin parçası olan, derde ortak kılınan her isme teşekkür ederim. Yeşermesi için tohumun sığın ağına, sığınağına. Ne yerlere ne göklere; mümin kulumun kalbine sığdım, buyurana. Önce dön, sonra dönüş toprağa. Evinin yolunu bulanlara; burası size göre, burası bize göre!

  • Columbus

    Columbus

    Şimdilerde A Big Bold Beautiful Journey filminin çekimlerine hazırlanan ve son olarak After Yang filmiyle dikkat çeken Kogonada; ilk uzun metrajlı filmi Columbus ile modern mimarinin dingin dünyasına kapı aralamıştı. 

    Filmografisini sondan başa doğru takip ettiğim yönetmenin ilk filmi, mimari ile karakterlerin iç içe geçtiği bir dünya sunarken insan ilişkilerini katmanlı anlatımıyla birleştirdi. Yalnızca mimariyi değil; sanatın gizli imâsını, ilerlemenin ve modernizmin sınırlarını keşfettiği ustalıklı bir giriş yakaladı. İnsan ve mekan bağlamını, film süresince tekrarlanan "asimetrik ancak dengede" ifadesiyle imgelediği…

Popular reviews

More
  • Inpaintings

    Inpaintings

    İlk uzun metrajını yapmak için hazır olmadığını her yönüyle belli eden Ozan Yoleri’nin Başlangıçlar filminde senaryo oluşumu için yeterli unsurlar söz konusu değildi. Yanı sıra filmin; ne görsel dili, ne oyunculukları, ne de akışı kayda değerdi. Oldukça net biçimde işaret edilen ritm sorunu başta olmak üzere teknik kusurların beraberinde, ses kaymalarının ardı kesilmedi. Oyuncuları sırt plan ve amorstan gördüğümüz birkaç sahnede, dudak dahi oynatmamalarına karşın (kafa sesi değildi) dublaj yapılması durumun vahametini koydu.

    Bu vesileyle festivallerde yönetmeni pohpohlayan ancak arkasından…

  • Dahomey

    Dahomey

    Mati Diop'un yönetmenliğindeki "Dahomey" köle ticaretinin izlerini taşıyan Batı Afrika ülkesi Benin'in, müzeye yerleştirilen heykeller üzerinden kültürel mirasını geri kazanma mücadelesini işledi.

    Odağına dekolonizasyon kavramını alan belgesel; eserlerin geri dönüşünün yalnızca fiziksel bir eylem olmadığını, aynı zamanda kültürel kimlik, tarih ve toplum üzerinde etkilere sahip olduğunu özgün diliyle vurgularken kurgusal anlatımında gözlemsel ve izlenimci bir yaklaşım benimsedi. Filme Berlinale’den Altın Ayı kazandıran ise şüphesiz batının sömürgeci mirasıyla yüzleşmesi diğer bir ifadeyle vicdanını temizleme hamlesi oldu.

    Birçok yönden ele alınabilecek tartışmalar…