İlk olarak 2008 senesinde Kadıköy sinemasında izlemiştim. 6 Kasım eyleminden hemen önceydi diye hatırlıyorum. Sonra defalarca daha izledim. Ve üzerinden neredeyse on sene geçtikten sonra bir daha izledim. Şimdi daha objektif bakıyorum tabii… Eğer biraz daha kısa olsa ve tekrara düşen mizansenler olmasa daha akılda kalıcı bir film olabilirdi. Belki sinematik olarak aynı dönem çıkan Özcan Alper’in Sonbahar’ı kadar ses getiremedi. Sonbahar, biçim olarak daha doğru bir filmdi ama duygusu yoktu. Duygusu olduğunu düşenenler bence yanılıyor. Sonbahar duygusu varmış gibi…
Favorite films
Recent activity
AllRecent reviews
More-
-
The Batman 2022
batman ideolojik bir kahraman. her kahraman gibi… ama en çok batman açık ara devletin egemen ideolojisinin uzantısı olarak çalışıyor. batman para-militer bir güç. batman bir kontrgerilla. batman, gotham’ın jitemi…
tam da c. nolan gibi britanyan’nın merkez sağı bir zatla ideolojik karşılığını bulmuştu. demode bir sağ kahraman. batman’in gücü wall street’i yağmalayan renkli puşili kent isyancılarına yeterdi ancak. (the dark night rises)
neyse en azından bu yeni batman yorumu neo-noir estetiği sayesinde batman’in sağcılığını biraz olsun unutturuyor. daha önceki batman’lere göre biraz daha demokrat… revizyonist bir batman var. sanırım biden dönemine denk gelmesinin de etkisi. umarım bu yorumu zizek’ten önce yazmışımdır.Translated from by
Popular reviews
More-
Love 2015
Gaspar Noe'ye karşı ön yargılı oldum. -Sanırım olmaya da devam edeceğim. Elimde olan bir şey değil- Ve sonunda uzun zaman aradan sonra kendisinin filmlerini izlemeye Love ile başladım.
Pek kolay bir şekilde vasat veya vasat üstü bir film diye izlenip geçilebilirdi. Oyunculuklarla ilgili bir sorun diye düşünüyorum. Tabii bir de senaryosunun da yer yer aksaması. Eh neden sevdim o zaman ben bu filmi? Çünkü yönetmen görüntülerle izleyicilerde bir takım duygular uyandırmasını biliyor. Görüntülerin duygularımızı yönlendirdiğinin farkında işte yönetmen... Gaspar Noe'nin…Translated from by -
Harper 1966
Robert Siodmak, John Huston, Billy Wilder, Orson Welles ve adını sayamadığım niceleri “dur ben film noir yapayım” dememişlerdi. Onlar güzel suç filmleri çektiler. Sonra entelektüeller bir film türü yarattı: Film Noir.
Jack Smight’da film noir’in köşesinin, bucağının, etinin budunun farkında olarak klişenin hakkıyla kullanıldığı güzel bir dedektif filmi çekmiş vakti zamanında. Entelektüeller buna da neo-noir diyor. Jack Smight bunları hiç umursamamıştır diye tahmin ediyorum. O yüzden Harper, kendisiyle barışık ve mütevazı bir film.
Paul Newman da Bogart’ın sempatik ve yakışıklı hali… 60’lar 40’lar kadar karanlık değildi, dedektifler de değişiyor.Translated from by