Favorite films
Don’t forget to select your favorite films!
Don’t forget to select your favorite films!
My First Film" mi? Daha çok "My First Existential Crisis" gibi. Zia Anger, kendi çekemediği uzun metraj filmini alıp, “Bakın ben de başarısız oldum, hadi hep beraber acımı paylaşalım” diyerek bir performans gösterisine çeviriyor. İyi mi? Evet. Yorucu mu? Kesinlikle. İzlerken bazen “Vay be, sinema gerçekten sadece film yapmak değilmiş” diye düşünüyor, bazen de “Bu kadar dağınık anlatım olur mu arkadaş?” diye iç çekiyorsun.
Bir noktada film, sinemadan çıkıp Anger’in açık terapi seansına dönüyor ve o dakikadan sonra tamamen izleyicinin…
Bazen "Vay be, ne güzel anlatmışlar" derken bazen de "Ee, şimdi ne oluyor?" diye boş boş ekrana bakıyorsun. Yine de güzellik algısı, kimlik meselesi falan derken bir şeyler anlatmaya çalıştığı kesin ve bunu oldukça stilize bir şekilde yapıyor. Oyuncular da iyi iş çıkarmış, bazı sahnelerde baya içine çekiyor. Sonuç? Festival filmi sevenler “Sanat, sanat!” diye bayılır, diğerleri ise "Ben ne izledim az önce?" diye kalır. Ama işte, sanat dediğin biraz da kafa karıştırmazsa eksik kalmaz mı? Bu profil artık Nihal Yalçın aşığıdır.
Melancholy, humor, and existential crises about literally everything… This is exactly what happens when the French reflect on life and immortality. Not bloody, dark yet oddly warm, and maybe even funny. It was so strange that I liked it.