Favorite films
Don’t forget to select your favorite films!
Don’t forget to select your favorite films!
- İnsan bir süre sonra sadece kendi düşündüğünü fark ediyor.
+ Na mecbur, na mecbur!
- Hayır tatlım, hayır tatlım. Mecbur değil, tercih. Tercih ediyoruz. Ama sonra bir gün geliyor, yani eğer şanslıysanız 50’lerinize doğru her şeyin ne kadar geçici olduğunu anlıyorsunuz. Sizi ne kadar özlediklerini, bunca zaman sırf üzülmeyelim diye pek de söylemediklerini fark ettiğinizde ise… İşte ona hazırlıksız yakalanıyorsunuz.
Durumların zamanla seyircinin kavrayışına bırakılması, olayların işlenişi, duyguların hissettirilmesi o kadar başarılıydı ki 8 bölümlük bu diziyi bir solukta bitirmeme yetti. Hikayede bazı mantıksal hatalar vardı ancak Haluk Bilginer ve Ali Atay için görmezden gelinebiliyor. Şu sıralar en keyif alarak izlediğim yapım oldu, rewatch yapmayı şimdiden heyecanla bekliyorum. Ki bu tarz yapımların rewatchlarla daha da değerleneceğine inanıyorum, ister istemez insanın gözünden kaçıyor bazı şeyler. Sorunlu aile bireylerinin birbirleriyle ve başkalarıyla kurdukları sorunlu ilişkiler gerçekliğiyle işlenmişti. Aile içindeki davranış farklılıkları bile…
Daha önce de izlemeye başlayıp yarım bırakmış olmama mı yoksa filmin güzelliğine mi şaşıracağımı bilemiyorum şimdi. İlk izlediğimde kendimi filme veremeden dalgın kafayla izleyip yarım bırakmıştım ama şimdi anlıyorum ki aslında film sanılandan daha derin bir anlam taşıyor.
Biraz da günümüzü, ülkemizi, şartları düşünmeden edemedim filmi izlerken. Mantıklı düşündüğümüzde bu iki karakterin yaptığı bir yerde gerçekten delilik, onların da restoranda telefonla konuşma oyununu sahnelendirirken söyledikleri gibi. Ama bazen insan gerçekten bu kadar kontrollü olması gerekmesinden, kendini öylece akışa bırakamamaktan…