Papers by Duygu Sarımuratoğlu
MSGSÜ Sosyal Bilimler
The article highlights the importance of examining the explanatory contributions of migration sta... more The article highlights the importance of examining the explanatory contributions of migration status, social isolation, and perceived social support in studying the impact of the pandemic on older immigrant women’s experiences of loneliness and stigmatization. In this study, the co-researchers interviewed 15 Syrian women in Gaziantep and 6 British women in Muğla using in-depth interviews and observational techniques. It suggests that loneliness is experienced differently by older immigrant women depending on their position such as ethnicity, faith, class. It also shows that individualistic and collectivistic views of life lead to differences in the experience and perception of loneliness and social isolation during the Covid 19 process. The intersection of factors such as gender, ethnicity, and immigration led to different patterns of stigmatization, especially among Syrian immigrant women. Recognizing that the pandemic is not only a health crisis but also a social crisis, the study...
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2022
Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik... more Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik bir araştırmanın, araştırma tasarımı sürecine ve üç ay süren saha çalışması deneyimlerine yer verilecektir. Makaleye konu olan araştırmada, çok mevkili saha araştırması yöntemi kullanarak Gaziantep (Suriyeli), Muğla (yerli ve Britanyalı) ve Zonguldak (yerli) olmak üzere üç farklı ilde yalnız yaşayan yaşlı kadınlarla Ağustos 2020-Ekim 2020 tarihleri arasında yüz yüze derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Pandemi koşulları, araştırma sahasının, saha çalışmasını yürütecek araştırmacıların ve araştırma yönteminin belirlenmesinde ve saha çalışmasının planlanmasında, başka deyişle araştırma tasarımı sürecinde belirleyici olurken; araştırmanın başlangıcından tamamlanmasına kadar olan tüm aşamalarda öngörülemeyen durumlarla karşılaşılmasına da neden olmuştur. Katılımcılara erişim imkânlarının daralması ve araştırmacı-katılımcı-aracı arasındaki güven tesisinin zorlaşması öngörülemeyen durumların...
Sosyoloji araştırmaları dergisi, Mar 20, 2022
Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik... more Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik bir araştırmanın, araştırma tasarımı sürecine ve üç ay süren saha çalışması deneyimlerine yer verilecektir. Makaleye konu olan araştırmada, çok mevkili saha araştırması yöntemi kullanarak Gaziantep (Suriyeli), Muğla (yerli ve Britanyalı) ve Zonguldak (yerli) olmak üzere üç farklı ilde yalnız yaşayan yaşlı kadınlarla Ağustos 2020-Ekim 2020 tarihleri arasında yüz yüze derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Pandemi koşulları, araştırma sahasının, saha çalışmasını yürütecek araştırmacıların ve araştırma yönteminin belirlenmesinde ve saha çalışmasının planlanmasında, başka deyişle araştırma tasarımı sürecinde belirleyici olurken; araştırmanın başlangıcından tamamlanmasına kadar olan tüm aşamalarda öngörülemeyen durumlarla karşılaşılmasına da neden olmuştur. Katılımcılara erişim imkânlarının daralması ve araştırmacı-katılımcı-aracı arasındaki güven tesisinin zorlaşması öngörülemeyen durumların başında gelmektedir. Bunun karşısında araştırmacılar, araştırmanın bütününe yayılan risk yönetimi çerçevesinde, zorluklar karşısında çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Görüşmelerin tek seferlik ve uzun süreli planlanması ile kartopu tekniğinin çalışmaması ve kurumsal aracıların çoğu durumda işlevsiz kalması karşısında mahalli aracıların çeşitlendirilmesi bu stratejilerden bazılarıdır. Makalede, pandemi döneminde gerçekleştirilen bir araştırmada hâlihazırda mevcut eşitsizlik ve kırılganlıkların salt katılımcılardan elde edilen verilerle sınırlı kalmadığı, bunların araştırmacıların saha deneyimlerine de yansıyan belirleyiciler olduğu ortaya konmaktadır.
The article highlights the importance of examining the explanatory contributions of class positio... more The article highlights the importance of examining the explanatory contributions of class position, migration status, social isolation, and perceived social support in studying the impact of the pandemic on older migrant women's experiences of loneliness and stigmatization. In this study, the co-researchers interviewed 15 Syrian women in Gaziantep and 6 British women in Muğla using in-depth interviews and observational techniques. It suggests that loneliness is experienced differently by older migrant women depending on their position such as ethnicity, faith, class. It also shows that individualistic and collectivistic views of life lead to differences in the experience and perception of loneliness and social isolation during the Covid 19 process. The intersection of factors such as gender, ethnicity, and migration led to different patterns of stigmatization, especially among Syrian migrant women. Recognizing that the pandemic is not only a health crisis but also a social crisis, the study provides insights into the manifestations that experiences at the intersection of age, femininity, and migration can and do take on during social crises.
TÜBİTAK ARDEB 1001 Programı kapsamında desteklenen “Yaşlılıkta Baş Etme Stratejileri: Covid-19 Sü... more TÜBİTAK ARDEB 1001 Programı kapsamında desteklenen “Yaşlılıkta Baş Etme Stratejileri: Covid-19 Sürecinde Yalnız Kadınlık Deneyimleri” isimli projede yalnız yaşlanmanın kadınlaşmasından yola çıkılmış, çok mevkili saha araştırması yöntemi kullanılarak elde edilen bulgular kesişimsel bir perspektifle analiz edilmiştir. Söz konusu çok mevkili saha araştırmasının Muğla ayağına odaklanan bu makalede, Muğla’da ikamet etmekte olan toplamda 15 yalnız yaşayan yaşlı kadın (9’u Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı, 6’sı Britanya vatandaşı) ile gerçekleştirilen derinlemesine görüşmeler sonucunda Covid-19 pandemisi sürecinde ortaya çıkan aynı mekânda farklılaşan deneyimlerin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Muğla sahasının projenin diğer iki ayağını oluşturan kentlere (Gaziantep ve Zonguldak) oranla sınıfsal açıdan daha heterojen bir örüntü sergilediği tespit edilmiştir. Bu bağlamda, Muğla’da yaşayan yerli kadınların kendi içinde Muğla’da doğup büyüyen ve hareketli kesim olmak üzere ikiye ayrıldığı, bu iki grubun destek mekanizmaları açısından benzerlik gösterebilmekle birlikte bilhassa kültürel sermaye bakımından ayrıştığı, Britanyalı kadınların ise iki gruptan da farklı olarak bireyci değerler taşıdığı, kültürel sermaye açısından hareketli kesime benzemekle birlikte sosyal çevrelerinden görece kopuk bir şekilde yaşadıkları, bu makaleye konu temel bulgulardır.
Bu çalışmanın amacı; Covid-19 sürecinde yalnız kadınlık deneyimlerini ve
yalnız yaşayan yaşlı kad... more Bu çalışmanın amacı; Covid-19 sürecinde yalnız kadınlık deneyimlerini ve
yalnız yaşayan yaşlı kadınların geliştirdikleri farklı baş etme stratejilerini ele
almaktır. Henüz sürmekte olan TÜBİTAK destekli nitel bir araştırmaya dayalı olan makalede, yaşlanma çalışmaları alanında nitelikli bilgi üretiminin önündeki epistemolojik engelleri açığa çıkarmaya çalışmaktayız. Çalışma alanında kuşatıcı ve açıklayıcı gücü yüksek teorik çerçevelerin eksik oluşu, araştırmacıları gündelik bilgi biçimlerinin etkisine açık hale getirmektedir. Bunlardan ilki, yaşlanma çalışmalarını yaşlıları çalışmakla özdeşleştirme hatasıdır. İkincisi, yaş aralıklarına ve kuşaklara değişmez ve sabit nitelikler atfetme hatasıdır. Üçüncüsü, yaşlılara, yaşlı kadınlara ve/veya yalnız yaşayan yaşlı kadınlara sanki homojen gruplarmış gibi davranma hatasıdır. Bu tözcü yaklaşımların sergilenmesinin ardından, yalnız yaşayan yaşlı kadınların farklılaşan heterojen deneyimlerini araştırmada önemli bir imkân sunan “kesişimsellik” kavramını tartışmaktayız. Burada, kavramın farklı kullanımlarından ayırt edilmesi gereken ilişkisel bir kavranışının imkânı üzerine odaklanmaktayız. Makalenin son kısmında, henüz devam etmekte olan saha araştırmasının bazı ilk bulgularını paylaşmaktayız.
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2022
Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik... more Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik bir araştırmanın, araştırma tasarımı sürecine ve üç ay süren saha çalışması deneyimlerine yer verilecektir. Makaleye konu olan araştırmada, çok mevkili saha araştırması yöntemi kullanarak Gaziantep (Suriyeli), Muğla (yerli ve Britanyalı) ve Zonguldak (yerli) olmak üzere üç farklı ilde yalnız yaşayan yaşlı kadınlarla Ağustos 2020-Ekim 2020 tarihleri arasında yüz yüze derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Pandemi koşulları, araştırma sahasının, saha çalışmasını yürütecek araştırmacıların ve araştırma yönteminin belirlenmesinde ve saha çalışmasının planlanmasında, başka deyişle araştırma tasarımı sürecinde belirleyici olurken; araştırmanın başlangıcından tamamlanmasına kadar olan tüm aşamalarda öngörülemeyen durumlarla karşılaşılmasına da neden olmuştur. Katılımcılara erişim imkânlarının daralması ve araştırmacı-katılımcı-aracı arasındaki güven tesisinin zorlaşması öngörülemeyen durumların başında gelmektedir. Bunun karşısında araştırmacılar, araştırmanın bütününe yayılan risk yönetimi çerçevesinde, zorluklar karşısında çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Görüşmelerin tek seferlik ve uzun süreli planlanması ile kartopu tekniğinin çalışmaması ve kurumsal aracıların çoğu durumda işlevsiz kalması karşısında mahalli aracıların çeşitlendirilmesi bu stratejilerden bazılarıdır. Makalede, pandemi döneminde gerçekleştirilen bir araştırmada hâlihazırda mevcut eşitsizlik ve kırılganlıkların salt katılımcılardan elde edilen verilerle sınırlı kalmadığı, bunların araştırmacıların saha deneyimlerine de yansıyan belirleyiciler olduğu ortaya konmaktadır.
The article highlights the importance of examining the explanatory contributions of class positio... more The article highlights the importance of examining the explanatory contributions of class position, migration status, social isolation, and perceived social support in studying the impact of the pandemic on older migrant women's experiences of loneliness and stigmatization. In this study, the co-researchers interviewed 15 Syrian women in Gaziantep and 6 British women in Muğla using in-depth interviews and observational techniques. It suggests that loneliness is experienced differently by older migrant women depending on their position such as ethnicity, faith, class. It also shows that individualistic and collectivistic views of life lead to differences in the experience and perception of loneliness and social isolation during the Covid 19 process. The intersection of factors such as gender, ethnicity, and migration led to different patterns of stigmatization, especially among Syrian migrant women. Recognizing that the pandemic is not only a health crisis but also a social crisis, the study provides insights into the manifestations that experiences at the intersection of age, femininity, and migration can and do take on during social crises.
Bu makalede Konvansiyonalist Cephedeki iç savaşa sebep olan farklılıklar açıklanmaya çalışılmıştı... more Bu makalede Konvansiyonalist Cephedeki iç savaşa sebep olan farklılıklar açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, Güçlü Program ile Aktör-Ağ teorisinin argümanları arasındaki temel farklılıklardan söz edilmiştir. Güçlü Program, adında da anlaşıldığı üzere bilimsel uğraşın Merton'ın belirttiğinin aksine saf bir pratik olmadığı savından yola çıkmış ve onun sosyal süreçlerden ne şekilde etkilendiğini göstermeye çalışmıştır. Dolayısıyla Güçlü Program, Merton'ın geliştirmiş olduğu pozitivist, yapısal-işlevselci bilim kavrayışına ve bilimin çıkarlardan azade bir uğraşı olduğu anlayışına karşı çıkmıştır. Merton bilimin de sosyolojik analize tabi tutulabileceğini ifade etmiştir, lakin bilimin sosyal olandan etkilenmediğini iddia etmiştir. Fakat Güçlü Program bilimin sosyal süreçlerden etkilendiğini öne sürmüş ve bunu tarihsel örneklerden yola çıkarak açıklama çabası içinde olmuştur. Aktör-Ağ teorisini öne süren Bruno Latour ise Güçlü Programın yılmaz savunucularından David Bloor ile ateşli bir polemiğe girerek Güçlü Programın aşırı rölativist yönünü ve bilimsel pratiğin gerçekleşme sürecinde topluma verdiği ağırlığın derecesini eleştirmiştir. İlaveten, bilimsel pratiğin salt özneler dâhilinde gerçekleşen bir süreç olmadığını, nesnelerin de en az özneler kadar önemli ve etkili olduğunu iddia etmiştir. Güçlü Program, bilimsel keşiflerde tecrübe öncesi inançların etkili olduğunu öne sürmektedir. Fakat Güçlü Program'ın refleksiviteye yaptığı vurgu fazlasıyla önem arz etse de tecrübe öncesi inançların nasıl inceleneceği Güçlü Program'ın en büyük çıkmazlarından birisini teşkil etmektedir. Öte yandan, Aktör-Ağ teorisi sayesinde Güçlü Program'ın yapmış olduğu doğa ile toplum ya da cansız ile canlı arasında yapılan keskin ayrımın yıkılması da bilimsel keşif süreçlerinin daha doğru bir biçimde anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Sosyoloji Araştırmaları Dergisi, 2022
Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik... more Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik bir araştırmanın, araştırma tasarımı sürecine ve üç ay süren saha çalışması deneyimlerine yer verilecektir. Makaleye konu olan araştırmada, çok mevkili saha araştırması yöntemi kullanarak Gaziantep (Suriyeli), Muğla (yerli ve Britanyalı) ve Zonguldak (yerli) olmak üzere üç farklı ilde yalnız yaşayan yaşlı kadınlarla Ağustos 2020-Ekim 2020 tarihleri arasında yüz yüze derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Pandemi koşulları, araştırma sahasının, saha çalışmasını yürütecek araştırmacıların ve araştırma yönteminin belirlenmesinde ve saha çalışmasının planlanmasında, başka deyişle araştırma tasarımı sürecinde belirleyici olurken; araştırmanın başlangıcından tamamlanmasına kadar olan tüm aşamalarda öngörülemeyen durumlarla karşılaşılmasına da neden olmuştur. Katılımcılara erişim imkânlarının daralması ve araştırmacı-katılımcı-aracı arasındaki güven tesisinin zorlaşması öngörülemeyen durumların başında gelmektedir. Bunun karşısında araştırmacılar, araştırmanın bütününe yayılan risk yönetimi çerçevesinde, zorluklar karşısında çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Görüşmelerin tek seferlik ve uzun süreli planlanması ile kartopu tekniğinin çalışmaması ve kurumsal aracıların çoğu durumda işlevsiz kalması karşısında mahalli aracıların çeşitlendirilmesi bu stratejilerden bazılarıdır. Makalede, pandemi döneminde gerçekleştirilen bir araştırmada hâlihazırda mevcut eşitsizlik ve kırılganlıkların salt katılımcılardan elde edilen verilerle sınırlı kalmadığı, bunların araştırmacıların saha deneyimlerine de yansıyan belirleyiciler olduğu ortaya konmaktadır.
Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik... more Bu makalede, COVID-19 pandemisi sürecinde nitel araştırma yöntemiyle gerçekleştirilmiş sosyolojik bir araştırmanın, araştırma tasarımı sürecine ve üç ay süren saha çalışması deneyimlerine yer verilecektir. Makaleye konu olan araştırmada, çok mevkili saha araştırması yöntemi kullanarak Gaziantep (Suriyeli), Muğla (yerli ve Britanyalı) ve Zonguldak (yerli) olmak üzere üç farklı ilde yalnız yaşayan yaşlı kadınlarla Ağustos 2020-Ekim 2020 tarihleri arasında yüz yüze derinlemesine görüşmeler yapılmıştır. Pandemi koşulları, araştırma sahasının, saha çalışmasını yürütecek araştırmacıların ve araştırma yönteminin belirlenmesinde ve saha çalışmasının planlanmasında, başka deyişle araştırma tasarımı sürecinde belirleyici olurken; araştırmanın başlangıcından tamamlanmasına kadar olan tüm aşamalarda öngörülemeyen durumlarla karşılaşılmasına da neden olmuştur. Katılımcılara erişim imkânlarının daralması ve araştırmacı-katılımcı-aracı arasındaki güven tesisinin zorlaşması öngörülemeyen durumların başında gelmektedir. Bunun karşısında araştırmacılar, araştırmanın bütününe yayılan risk yönetimi çerçevesinde, zorluklar karşısında çeşitli stratejiler geliştirmiştir. Görüşmelerin tek seferlik ve uzun süreli planlanması ile kartopu tekniğinin çalışmaması ve kurumsal aracıların çoğu durumda işlevsiz kalması karşısında mahalli aracıların çeşitlendirilmesi bu stratejilerden bazılarıdır. Makalede, pandemi döneminde gerçekleştirilen bir araştırmada hâlihazırda mevcut eşitsizlik ve kırılganlıkların salt katılımcılardan elde edilen verilerle sınırlı kalmadığı, bunların araştırmacıların saha deneyimlerine de yansıyan belirleyiciler olduğu ortaya konmaktadır. -
This article discusses the research design process of a sociological study conducted using the qualitative research method during the Covid 19 pandemic and the experience of the field research, which lasted three months. The field research on which the article is based involved in-depth interviews with elderly women living alone in three different cities: Gaziantep (Syrian), Muğla (British and local), Zonguldak (local); using the multi-sited field research method. While the conditions of the pandemic were crucial in determining the research area, the researchers who conducted the fieldwork, the research method, and the planning of the fieldwork, in short, the research design process; they also resulted in unforeseen situations occurring at all stages from the beginning to the conclusion of the research. The unforeseen situations included the limitation of access to participants and the difficulty of establishing trust between researcher, participant-intermediary. As part of the risk management process throughout the research, the researchers developed various strategies to address the difficulties. Some of these strategies were one-time and long-term planning of meetings and diversification of local intermediaries given the failure of the snowball technique and ineffectiveness of institutional intermediaries in most cases. The article demonstrates that the current inequalities and vulnerabilities in a study conducted during the pandemic period are not limited to the data obtained from participants, but are also determinants reflected in the field experiences of the researchers.
Bu makalede Konvansiyonalist Cephedeki iç savaşa sebep olan farklılıklar açıklanmaya çalışılmıştı... more Bu makalede Konvansiyonalist Cephedeki iç savaşa sebep olan farklılıklar açıklanmaya çalışılmıştır. Bu bağlamda, Güçlü Program ile Aktör-Ağ teorisinin argümanları arasındaki temel farklılıklardan söz edilmiştir. Güçlü Program, adında da anlaşıldığı üzere bilimsel uğraşın Merton'ın belirttiğinin aksine saf bir pratik olmadığı savından yola çıkmış ve onun sosyal süreçlerden ne şekilde etkilendiğini göstermeye çalışmıştır. Dolayısıyla Güçlü Program, Merton'ın geliştirmiş olduğu pozitivist, yapısal-işlevselci bilim kavrayışına ve bilimin çıkarlardan azade bir uğraşı olduğu anlayışına karşı çıkmıştır. Merton bilimin de sosyolojik analize tabi tutulabileceğini ifade etmiştir, lakin bilimin sosyal olandan etkilenmediğini iddia etmiştir. Fakat Güçlü Program bilimin sosyal süreçlerden etkilendiğini öne sürmüş ve bunu tarihsel örneklerden yola çıkarak açıklama çabası içinde olmuştur. Aktör-Ağ teorisini öne süren Bruno Latour ise Güçlü Programın yılmaz savunucularından David Bloor ile ateşli bir polemiğe girerek Güçlü Programın aşırı rölativist yönünü ve bilimsel pratiğin gerçekleşme sürecinde topluma verdiği ağırlığın derecesini eleştirmiştir. İlaveten, bilimsel pratiğin salt özneler dâhilinde gerçekleşen bir süreç olmadığını, nesnelerin de en az özneler kadar önemli ve etkili olduğunu iddia etmiştir. Güçlü Program, bilimsel keşiflerde tecrübe öncesi inançların etkili olduğunu öne sürmektedir. Fakat Güçlü Program'ın refleksiviteye yaptığı vurgu fazlasıyla önem arz etse de tecrübe öncesi inançların nasıl inceleneceği Güçlü Program'ın en büyük çıkmazlarından birisini teşkil etmektedir. Öte yandan, Aktör-Ağ teorisi sayesinde Güçlü Program'ın yapmış olduğu doğa ile toplum ya da cansız ile canlı arasında yapılan keskin ayrımın yıkılması da bilimsel keşif süreçlerinin daha doğru bir biçimde anlaşılmasına yardımcı olacaktır.
Anahtar Kelimeler: Bilimsel Bilgi Sosyolojisi, Konvansiyonalist Ekol, Güçlü Program, Aktör-Ağ Teorisi.
Kanser, tedavisi çok zor ya da bazı durumlarda mümkün olmayan bir hastalıktır. Bu hastalığa yakal... more Kanser, tedavisi çok zor ya da bazı durumlarda mümkün olmayan bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalandığında çaresizliğe düşen ve her yolu denemeyi düşünen hastaların kanserle mücadele esnasında başvurduğu pratiklerden birisi de geleneksel tedavi uygulamalarıdır. 10 onkolog hekimle yapılan derinlemesine mülakatlar sonucunda, böylesi kritik bir alanda kanıta dayalı tıp yaptıklarını savunan modern onkolog hekimlerin geleneksel tedavi hususunda iki farklı stratejiye başvurdukları görülmüştür. Söz konusu stratejilerden ilki, geleneksel olanı tamamen reddetmektir. İkincisi ise modern kozmolojide geleneksel olanın yeri olmasa da geleneksel olanı bağlamından koparıp onu modern kozmolojiye entegre etme eylemidir. Weber'in tipoloji kuramı bağlamında ve elbette saf tip özelliklerini taşımasa da ilk grup rasyonel hekimler; ikinci grup ise karizmatik hekimler olarak adlandırılmıştır. Rasyonel hekimlerin biçimsel rasyonaliteye, karizmatik hekimlerin ise tözel rasyonaliteye atıfla eyledikleri görülmüştür. Bu da bize sahada çoklu rasyonalitenin işlediğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, Kanıta-dayalı Tıp, Kanser, Rasyonelleşme, Biçimsel Rasyonalite, Tözel Rasyonalite.
Kanser, tedavisi çok zor ya da bazı durumlarda mümkün olmayan bir hastalıktır. Bu hastalığa yakal... more Kanser, tedavisi çok zor ya da bazı durumlarda mümkün olmayan bir hastalıktır. Bu hastalığa yakalandığında çaresizliğe düşen ve her yolu denemeyi düşünen hastaların kanserle mücadele esnasında başvurduğu pratiklerden birisi de geleneksel tedavi uygulamalarıdır. 10 onkolog hekimle yapılan derinlemesine mülakatlar sonucunda, böylesi kritik bir alanda kanıta dayalı tıp yaptıklarını savunan modern onkolog hekimlerin geleneksel tedavi hususunda iki farklı stratejiye başvurdukları görülmüştür. Söz konusu stratejilerden ilki, geleneksel olanı tamamen reddetmektir. İkincisi ise modern kozmolojide geleneksel olanın yeri olmasa da geleneksel olanı bağlamından koparıp onu modern kozmolojiye entegre etme eylemidir. Weber'in tipoloji kuramı bağlamında ve elbette saf tip özelliklerini taşımasa da ilk grup rasyonel hekimler; ikinci grup ise karizmatik hekimler olarak adlandırılmıştır. Rasyonel hekimlerin biçimsel rasyonaliteye, karizmatik hekimlerin ise tözel rasyonaliteye atıfla eyledikleri görülmüştür. Bu da bize sahada çoklu rasyonalitenin işlediğini göstermektedir.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, Kanıta-dayalı Tıp, Kanser, Rasyonelleşme, Biçimsel Rasyonalite, Tözel Rasyonalite.
Conference Presentations by Duygu Sarımuratoğlu
MSGSÜ SOSYOLOJİ KONFERANSI 2022 BİLDİRİ ÖZET KİTAPÇIĞI, 2022
Özne kavrayışının sosyolojik ve psikolojik boyutları olduğundan ötürü psikiyatristlerin hekim-özn... more Özne kavrayışının sosyolojik ve psikolojik boyutları olduğundan ötürü psikiyatristlerin hekim-özne olarak akıl hastanesindeki inşasının boyutları önem arz eder. Nasıl ki hasta-özne olmadan hekim var olamazsa, hekimlerin bakışı da hasta-özneyi inşa eder, bu ikisi ayrılmaz bir bütün olarak düşünülebilir. Ayrıca burada bir ilişkisellik de vardır. Bunlar göz önünde bulundurularak psikiyatristler açısından epistemolojik anlamda kartezyen öznenin hala geçerliliğini koruyup korumadığını anlamak ve özneye bakışlarının değişip değişmediğini tespit etmek önemlidir. Bunun peşi sıra akıl ve beden arasındaki ilişkinin psikiyatrist tarafından ne tarzda yorumlandığını açığa çıkarmak gerekmektedir. Modern dönemle birlikte psikiyatrinin, ruhun hastalığını mı yoksa aklın hastalığını mı inceleyeceği ikileminde kaldığını söylenebilir. Bunun da en temelde, modern tıbbın bir dalı olmasına karşın psikiyatrinin, insan davranışlarını yorumlayarak anlamaya çalışmasından kaynaklandığı ifade edilebilir. Dolayısıyla psikiyatristlerin bu ikilemden nasıl sıyrıldıklarını ya da söz konusu ikilemi ne şekilde meşru kıldıklarını yani psikiyatristin pratiğini olduğu şey kılan içsel ilişkilerin neler olduğunu anlamak önem arz eder. Buradan hareketle bu bildiride, doktora tezime konu olan psikiyatristlerin bilim ve psişe anlayışları ve total kurumda hekim-öznenin ilişkisel inşasını incelemeyi mümkün kılan teorik hat içerisinde bilhassa psikiyatristin pratiğinin nasıl şekillendiğine yer verilecektir. Bu argümanlar çerçevesinde araştırma sahasına yöneltilebilecek sorular etrafında bir tartışma yürütülecektir.
Anahtar Sözcükler: Psikiyatri, Kartezyen Özne, İlişkisellik.
VIII. İlişkisel Sosyal Bilimler Kongresi Özet Kitapçığı, 2024
Uploads
Papers by Duygu Sarımuratoğlu
yalnız yaşayan yaşlı kadınların geliştirdikleri farklı baş etme stratejilerini ele
almaktır. Henüz sürmekte olan TÜBİTAK destekli nitel bir araştırmaya dayalı olan makalede, yaşlanma çalışmaları alanında nitelikli bilgi üretiminin önündeki epistemolojik engelleri açığa çıkarmaya çalışmaktayız. Çalışma alanında kuşatıcı ve açıklayıcı gücü yüksek teorik çerçevelerin eksik oluşu, araştırmacıları gündelik bilgi biçimlerinin etkisine açık hale getirmektedir. Bunlardan ilki, yaşlanma çalışmalarını yaşlıları çalışmakla özdeşleştirme hatasıdır. İkincisi, yaş aralıklarına ve kuşaklara değişmez ve sabit nitelikler atfetme hatasıdır. Üçüncüsü, yaşlılara, yaşlı kadınlara ve/veya yalnız yaşayan yaşlı kadınlara sanki homojen gruplarmış gibi davranma hatasıdır. Bu tözcü yaklaşımların sergilenmesinin ardından, yalnız yaşayan yaşlı kadınların farklılaşan heterojen deneyimlerini araştırmada önemli bir imkân sunan “kesişimsellik” kavramını tartışmaktayız. Burada, kavramın farklı kullanımlarından ayırt edilmesi gereken ilişkisel bir kavranışının imkânı üzerine odaklanmaktayız. Makalenin son kısmında, henüz devam etmekte olan saha araştırmasının bazı ilk bulgularını paylaşmaktayız.
This article discusses the research design process of a sociological study conducted using the qualitative research method during the Covid 19 pandemic and the experience of the field research, which lasted three months. The field research on which the article is based involved in-depth interviews with elderly women living alone in three different cities: Gaziantep (Syrian), Muğla (British and local), Zonguldak (local); using the multi-sited field research method. While the conditions of the pandemic were crucial in determining the research area, the researchers who conducted the fieldwork, the research method, and the planning of the fieldwork, in short, the research design process; they also resulted in unforeseen situations occurring at all stages from the beginning to the conclusion of the research. The unforeseen situations included the limitation of access to participants and the difficulty of establishing trust between researcher, participant-intermediary. As part of the risk management process throughout the research, the researchers developed various strategies to address the difficulties. Some of these strategies were one-time and long-term planning of meetings and diversification of local intermediaries given the failure of the snowball technique and ineffectiveness of institutional intermediaries in most cases. The article demonstrates that the current inequalities and vulnerabilities in a study conducted during the pandemic period are not limited to the data obtained from participants, but are also determinants reflected in the field experiences of the researchers.
Anahtar Kelimeler: Bilimsel Bilgi Sosyolojisi, Konvansiyonalist Ekol, Güçlü Program, Aktör-Ağ Teorisi.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, Kanıta-dayalı Tıp, Kanser, Rasyonelleşme, Biçimsel Rasyonalite, Tözel Rasyonalite.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, Kanıta-dayalı Tıp, Kanser, Rasyonelleşme, Biçimsel Rasyonalite, Tözel Rasyonalite.
Conference Presentations by Duygu Sarımuratoğlu
Anahtar Sözcükler: Psikiyatri, Kartezyen Özne, İlişkisellik.
yalnız yaşayan yaşlı kadınların geliştirdikleri farklı baş etme stratejilerini ele
almaktır. Henüz sürmekte olan TÜBİTAK destekli nitel bir araştırmaya dayalı olan makalede, yaşlanma çalışmaları alanında nitelikli bilgi üretiminin önündeki epistemolojik engelleri açığa çıkarmaya çalışmaktayız. Çalışma alanında kuşatıcı ve açıklayıcı gücü yüksek teorik çerçevelerin eksik oluşu, araştırmacıları gündelik bilgi biçimlerinin etkisine açık hale getirmektedir. Bunlardan ilki, yaşlanma çalışmalarını yaşlıları çalışmakla özdeşleştirme hatasıdır. İkincisi, yaş aralıklarına ve kuşaklara değişmez ve sabit nitelikler atfetme hatasıdır. Üçüncüsü, yaşlılara, yaşlı kadınlara ve/veya yalnız yaşayan yaşlı kadınlara sanki homojen gruplarmış gibi davranma hatasıdır. Bu tözcü yaklaşımların sergilenmesinin ardından, yalnız yaşayan yaşlı kadınların farklılaşan heterojen deneyimlerini araştırmada önemli bir imkân sunan “kesişimsellik” kavramını tartışmaktayız. Burada, kavramın farklı kullanımlarından ayırt edilmesi gereken ilişkisel bir kavranışının imkânı üzerine odaklanmaktayız. Makalenin son kısmında, henüz devam etmekte olan saha araştırmasının bazı ilk bulgularını paylaşmaktayız.
This article discusses the research design process of a sociological study conducted using the qualitative research method during the Covid 19 pandemic and the experience of the field research, which lasted three months. The field research on which the article is based involved in-depth interviews with elderly women living alone in three different cities: Gaziantep (Syrian), Muğla (British and local), Zonguldak (local); using the multi-sited field research method. While the conditions of the pandemic were crucial in determining the research area, the researchers who conducted the fieldwork, the research method, and the planning of the fieldwork, in short, the research design process; they also resulted in unforeseen situations occurring at all stages from the beginning to the conclusion of the research. The unforeseen situations included the limitation of access to participants and the difficulty of establishing trust between researcher, participant-intermediary. As part of the risk management process throughout the research, the researchers developed various strategies to address the difficulties. Some of these strategies were one-time and long-term planning of meetings and diversification of local intermediaries given the failure of the snowball technique and ineffectiveness of institutional intermediaries in most cases. The article demonstrates that the current inequalities and vulnerabilities in a study conducted during the pandemic period are not limited to the data obtained from participants, but are also determinants reflected in the field experiences of the researchers.
Anahtar Kelimeler: Bilimsel Bilgi Sosyolojisi, Konvansiyonalist Ekol, Güçlü Program, Aktör-Ağ Teorisi.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, Kanıta-dayalı Tıp, Kanser, Rasyonelleşme, Biçimsel Rasyonalite, Tözel Rasyonalite.
Anahtar Kelimeler: Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp, Kanıta-dayalı Tıp, Kanser, Rasyonelleşme, Biçimsel Rasyonalite, Tözel Rasyonalite.
Anahtar Sözcükler: Psikiyatri, Kartezyen Özne, İlişkisellik.