Tez | Thesis by Yetkin Karaoğlu
Doctoral Thesis, 2022
Ōmoto, Japon Yeni Dini Hareketleri içinde önemli bir konuma sahiptir. Bu konumun değeri onun tari... more Ōmoto, Japon Yeni Dini Hareketleri içinde önemli bir konuma sahiptir. Bu konumun değeri onun tarihi sürecinde Japonya’daki din müntesipleri arasında işbirliği, yardımlaşma faaliyetleri ve inanç paylaşımı gibi karakteristik özelliklerinin bir sonucudur. Ōmoto kendi ülkesinde olduğu kadar dünya çapındaki Yeni Dini Hareketler arasında eklektik-senkretik inanç sistemi ve tek tanrı anlayışı gibi özellikleriyle de öne çıkmıştır.
Bu anlamda Ōmoto kapsayıcı monoteistik bir tanrı inancına sahiptir. Tüm dinlerin aynı kaynaktan olduğuna inanmaktadırlar. Kutsal kişi, evren ve kurtuluş anlayışları da bu kapsamda olup, her varlığın uyum içerisinde yaşaması gerektiğini savunmaktadırlar. Çünkü Ōmoto’da kurucu nitelikte iki kutsal kişi ve birbirine bağlı iki dünya inancı bulunmaktadır. Ōmoto, Şintoizm ekseninde ortaya çıkmış bir Yeni Dini Hareket olduğundan inanç, ibadet ve kutsal mekanlarıyla hem Şintoizmi hem de Japon halk inançlarını temsil etmektedir. Ōmoto’da dört adet yıllık, bir adet aylık, bir adet haftalık ve iki adet günlük ibadet zamanları bulunmaktadır. Bu ibadetler Ōmoto’nun her iki kurucusuna atfen iki kutsal merkezde (Ayabe, Kameoka) gerçekleştirilmektedir. Ōmoto, hareketinin tüm dinlerin çıkış noktası olduğuna da inanmakta ve insanların hereketlerine katılmakla bu gerçeğe ulaşabileceklerine inanmaktadır.
Araştırmamız, “Japon Yeni Dini Hareketleri”, “Ōmoto Hakkında ve Kurucuların Hayatı”, “Ōmoto’nun Dini-Fenomenolojik Tarihi”, “Ōmoto İnançları” ve “Ōmoto İbadetleri” olarak beş bölümden oluşmuştur. Çalışmamızla hem Ōmoto hem de Japon Yeni Dini Hareketleri’ne dikkat çekmesi, tezin alana katkı sağlaması ve yapılacak akademik çalışmalara yol göstermesi beklenmektedir.
Bachelor Thesis, 2016
Birey ve Toplum hayatını belirleyen en önemli dizilimler esasında strateji kavramında temayüz etm... more Birey ve Toplum hayatını belirleyen en önemli dizilimler esasında strateji kavramında temayüz etmektedir. Dini alanlarda ise bu dini-strateji dini ve dünyevi alanlarda ise teo-strateji olarak isimlendirilmektedir. Özellikle de bu “Tanrı’nın Stratejisi” manasına gelmektedir. Bu çalışmamızda son yüzyılında ve özellikle 2000’li yıllardan sonra yükselişe geçen ve Hıristiyan dünya siyasetini etkisi altına alan “Evanjelizm” anlayışından ve onun teo-stratejik amaç ve gayelerini ve yöntemlerini konu edindik.
Strategy based on the most important sequences that determine the life of the individual and society concept. In religious areas this religious-strategy is religious and worldly In the fields, it is called the teo-strategy. Especially this “God Strategy asına means. In this study, in the last century and especially in 2000'li years after the rise and under the influence of Christian world politics From the understanding of ler evangelism stratejik and its teo-strategic aims and purposes we got the subject.
Master Thesis, 2018
İnsanoğlu var oluşundan itibaren dini bir ortam içerisinde yaşayarak kurtuluşunu arayan bir birey... more İnsanoğlu var oluşundan itibaren dini bir ortam içerisinde yaşayarak kurtuluşunu arayan bir birey olagelmiştir. Dinler de bu manada ortaya çıkışları ve gelişim göstermeleri ve temel unsurları noktasında günah (Hamartioloji) ve maddi dünyadan kurtuluşun (Soterioloji) yol, yöntem ve prensiplerini ortaya koymaya çalışmışlardır. Bu çerçevede Soterioloji, Hıristiyanlık dini sistemi içerisinde var oluşundan itibaren insanda var olan asli, var oluşundan sonra ortaya çıkan bireysel günahlar ve içerisinde bulunulan maddi dünyadan kurtuluş yöntemlerini inceleyen ve belirleyen son dönemlerde varlık gösteren bir bilimdir. Çalışmamızda bu bilim çerçevesinde Hıristiyanlığın erken dönemlerinde dini-toplumsal ortamda varlık göstermiş olan Basilides, Valentinus ve Marcion gibi Gnostik öğreticilerin Gnostik öğreticilerin konu üzerindeki görüşlerini ele almaya ve
Soterioloji bilimi perspektifinden görüşleriyle birlikte çeşitli dinlerdeki Soterioloji anlayışlarını ortaya koymaya gayret ettik. Buna göre Hıristiyanlığın erken dönemindeki Gnostik kurtuluş anlayışı ruh, Gnosis ve kurtarıcı unsurları içeriğinde Soteriolojik ‘Benimseme’, ‘Gerekçelendirme, ‘Kutsama’ ve ‘Kefaret’ teorileri ekseninde tarafımızca ifadesine çalışılmıştır.
Human beings have been living in a religious environment since their existence and seeking their salvation. In this sense, religions have tried to reveal the ways, methods and principles of salvation from the material world at the point of their emergence and development and its basic elements. In this context, Soteriology is a science that has existed in human beings since its existence within the Christian religious system, which has examined the individual sins that emerged after its existence and the methods of salvation from the material world within it. In this study, we tried to discuss the views of the like Basilides, Valentinus, Marcion Gnostic teachers who were present in the religious-social context in the early periods of Christianity and to illustrate the soceristics of various religions with their views from the perspective of the soteriology Science. According to this, in the context of the spirit, Gnosis and the redeemer elements of the understanding of the Gnostic salvation in the early period, we have tried to express ourselves in the framework of the theories of "Adoption", "Justification", "Sanctification" and "Atonement".
Kitap | Book by Yetkin Karaoğlu
Ōmoto, Japon Yeni Dini Hareketleri içinde önemli bir konuma sahiptir. Bu konumun değeri onun tari... more Ōmoto, Japon Yeni Dini Hareketleri içinde önemli bir konuma sahiptir. Bu konumun değeri onun tarihi sürecinde Japonya’daki din müntesipleri arasında iş birliği, yardımlaşma faaliyetleri ve inanç paylaşımı gibi karakteristik özelliklerinin bir sonucudur. Ōmoto kendi ülkesinde olduğu kadar dünya çapındaki Yeni Dini Hareketler arasında eklektik-senkretik inanç sistemi ve tek tanrı anlayışı gibi özellikleriyle de öne çıkmıştır. Bu anlamda Ōmoto kapsayıcı monoteistik bir tanrı inancına sahiptir. Tüm dinlerin aynı kaynaktan olduğuna inanmaktadırlar. Kutsal kişi, evren ve kurtuluş anlayışları da bu kapsamda olup, her varlığın uyum içerisinde yaşaması gerektiğini savunmaktadırlar. Çünkü Ōmoto’da kurucu nitelikte iki kutsal kişi ve birbirine bağlı iki dünya inancı bulunmaktadır. Ōmoto, Şintoizm ekseninde ortaya çıkmış bir Yeni Dini Hareket olduğundan inanç, ibadet ve kutsal mekanlarıyla hem Şintoizmi hem de Japon halk inançlarını temsil etmektedir. Ōmoto’da dört adet yıllık, bir adet aylık, bir adet haftalık ve iki adet günlük ibadet zamanları bulunmaktadır. Bu ibadetler Ōmoto’nun her iki kurucusuna atfen iki kutsal merkezde (Ayabe, Kameoka) gerçekleştirilmektedir. Ōmoto, hareketinin tüm dinlerin çıkış noktası olduğuna da inanmakta ve insanların hereketlerine katılmakla bu gerçeğe ulaşabileceklerine inanmaktadır. Araştırmamız, “Ōmoto Hakkında ve Kurucuların Hayatı”, “Ōmoto’nun Dini-Fenomenolojik Tarihi”, “Ōmoto İnançları” ve “Ōmoto İbadetleri” olarak dört bölümden oluşmuştur. Çalışmamızla hem Ōmoto hem de Japon Yeni Dini Hareketleri’ne dikkat çekmesi, çalışmanın alana katkı sağlaması ve yapılacak akademik çalışmalara yol göstermesi beklenmektedir.
EskiYeni Yayınları, 2023
Japon Yeni Dini Hareketleri, dünyada ve ülkemizde artan akademik bir ilgiye sahiptir. Söz konusu ... more Japon Yeni Dini Hareketleri, dünyada ve ülkemizde artan akademik bir ilgiye sahiptir. Söz konusu ilginin bir ifadesi olarak bu eserin ortaya çıkış motivasyonunu, Japon Yeni Dini Hareketleri’nin tanımı, dini-fenomenolojik tarihi, ortaya çıkış nedenleri ve karakteristik özelliklerini barındıran kapsamlı-müstakil bir esere dair eksikliğin giderilmesi oluşturmuştur. Çalışmada Japon Yeni Dini Hareketlerinin teolojik ve akademik tanımları, bu tanımların tarihsel süreçteki gelişimi ve günümüzdeki kullanımları; ne zaman ortaya çıktıkları, dönemlerinin sosyoekonomik, sosyopolitik ve sosyodini özelliklerinin şekillendirdiği dini kavramları tarihi-fenomenolojik bir perspektifte incelenmektedir. Yine Japon Yeni Dini Hareketlerinin ortaya çıkışında lider ve üyelerin psikolojik durumları, dönemlerindeki sosyoekonomik-sosyodini gelişmelerin dini tecrübelerine yansımaları; karizmatik kurucu ve manevi lider tipolojilerinin hareket ve üyelerine etkisi, üyelik sistemleri, misyonerlik faaliyetlerine dair stratejik-karakteristik unsurları irdelenmektedir. Bu eserle Japon Yeni Dini Hareketleri üzerine bölgesel ve bütüncül perspektifteki akademik çalışmalara dikkat çekilmesi ve yenilerine zemin oluşturulması amaçlanmıştır.
Makale | Article by Yetkin Karaoğlu
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi | Journal of Media and Religion Studies, 2024
The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectivenes... more The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectiveness of the counter-theological perspective on religions and cultures in print and broadcast media, especially since the early modern period. Even in regions where there has been no significant historical or religious interaction, the influence and imprint of different religious traditions on a particular religion can be discerned. In this context, theological or religious negative approaches to Islam in Japan can be evaluated within the framework of an influence that emerged in the West with modernity and has its roots in Christian religious traditions. Conversely, an examination of the historical development of Islam in Japan reveals that the country's multicultural and religiously pluralistic structure precludes the possibility of any religious group being perceived negatively on a collective level. However, it is important to acknowledge that the process of Western-style modernisation has occasionally led to negative cultural perceptions of other religions within Western societies. Considering the historical development of Islam in Japan, the country's multicultural and religiously pluralistic structure renders the collective portrayal of any religion as negative implausible. Consequently, the potential for Islamophobia in Japan today and the grounds for the discussions around it continue in this context.
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi, 2024
The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectivenes... more The impact of socio-political developments on a global scale has led to an increased effectiveness of the countertheological perspective on religions and cultures in print and broadcast media, especially since the early modern period. Even in regions where there has been no significant historical or religious interaction, the influence and imprint of different religious traditions on a particular religion can be discerned. In this context, theological or religious negative approaches to Islam in Japan can be evaluated within the framework of an influence that emerged in the West with modernity and has its roots in Christian religious traditions. Conversely, an examination of the historical development of Islam in Japan reveals that the country's multicultural and religiously pluralistic structure precludes the possibility of any religious group being perceived negatively on a collective level. However, it is important to acknowledge that the process of Western-style modernisation has occasionally led to negative cultural perceptions of other religions within Western societies. Considering the historical development of Islam in Japan, the country's multicultural and religiously pluralistic structure renders the collective portrayal of any religion as negative implausible. Consequently, the potential for Islamophobia in Japan today and the grounds for the discussions around it continue in this context.
Antakiyat, 2024
Öz Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15'ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH'ler),... more Öz Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15'ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH'ler), bu ülkede dinî deneyimin önemli bir aracı haline gelmiştir. Bu grupların birbirinden farklı çeşitli yapıları bulunmaktadır Onların birçoğu araştırmalarda "hayatî" olarak tanımlanmıştır. Konfüçyüsçü etiğe dayanan bu anlayış Tanrı, yaşam ve insan doğasına bakış açısındaki iyimserlikle karakterize edilmektedir. Bununla birlikte, bazı belirli dinî gruplardaki Tanrı tasavvuruna yakından bakıldığında, hayatî kavramında modern dönem boyunca din ve toplumdaki eğilimleri yansıtabilecek bir gelişmenin işaretleri görülebilmektedir.
Yeni koronavirüs Japonya’yı kasıp kavururken, her türden din uygulayıcısı tepki göstermiştir. Bu ... more Yeni koronavirüs Japonya’yı kasıp kavururken, her türden din uygulayıcısı tepki göstermiştir. Bu makale Budizm, Şinto, Yeni Dinler ve Japonya'daki diğer dini geleneklere bağlı kişi ve kuruluşların erken aşamadaki tepkilerine genel bir bakış sunmaktadır. Sosyal mesafe ve COVID-19’un daha vahim sonuçlarıyla mücadele eden Japon din adamları ve sıradan takipçilerle yapılan röportajlara yer verilmekte ve bu kişilerin tepkileri medyada yer alan haberler, mezhepsel kaynaklar ve tarihsel araştırmalar çerçevesinde bir bağlama oturtulmaktadır. Koronavirüse verilen dini tepkilerdeki eğilimleri, örneğin “yeni” ve “geleneksel” gruplar tarafından yürürlüğe konan politikalar arasındaki ayrımı vurgulayan makale, zıt tepkilerin nedenlerini tartışmakta ve pandemi yatıştıktan sonra Japonya'daki dini kuruluşların karşılaşacağı ikilemlere işaret etmektedir.
The History of Religions examines institutional religions in terms of their historical and phenom... more The History of Religions examines institutional religions in terms of their historical and phenomenological trajectories, as well as New Religious Movements (NRMs) that have emerged as a reality in recent history and today. This is due to the interdisciplinary as well as transdisciplinary perspective of the History of Religions. In this context, Japanese NERMs have an important value in terms of both their historical and phenomenological processes compared to those in other continents and regions. In particular, the fact that they emerged much earlier than their Western counterparts leads them to reconsider the outdated notion that GFLs emerged in the second half of the 20th century. Therefore, the Japanese NRMs are in a position to contribute to the history of religions and Japan studies in terms of their historical-phenomenological processes. The aim of this study is to draw attention to the importance of the subject and to lay the groundwork for new scientific studies.
Antakiyat, 2024
Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15’ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH’ler), bu... more Toplam üye sayısı Japonya nüfusunun belki de %15’ini oluşturan Yeni Dinî Hareketler (YDH’ler), bu ülkede dinî deneyimin önemli bir aracı haline gelmiştir. Bu grupların doğasındaki büyük çeşitliliğe rağmen, birçoğu önceki araştırmalarda “hayatî” olarak tanımlanan, Konfüçyüsçü bir etik ve Tanrı, yaşam ve insan doğasına iyimser bir bakışla karakterize edilen ortak bir dünya görüşünün unsurlarını paylaşmaktadır. Bununla birlikte, bazı belirli gruplardaki Tanrı tasavvuruna daha yakından bakıldığında, bu kavramda modern dönem boyunca din ve toplumdaki daha geniş eğilimleri yansıtabilecek bir gelişmenin işaretleri ortaya çıkmaktadır.
This study employs a historical-phenomenological approach to examine the concepts of “new religio... more This study employs a historical-phenomenological approach to examine the concepts of “new religion” and “new religious movement.” The concepts of religion and religious are examined by the history of religions in terms of the institutional and non-institutionalised nature of the religious structure and the variability and continuity of the hierophany-theophany role of the religious leader(s) in the sacred-profane relationship. This methodological approach renders this science invaluable for the study of religion and/or religious structures/persons. The concept of the New Religion, when the concepts of “New” and “Religion” are analysed in terms of whether the religious movement to which they are attributed is institutional or not, appears to be inconsistent in terms of the group that maintains the theological context of a theophanic religious leader and ensures the change-transformation of the group within this framework. It thus requires defining the relevant structure as religious. This situation renders a joint evaluation of the two terms impossible. However, since the sociological perspective adopts different approaches to the subject, it is beyond the scope of this study to determine whether a structure is religious or not. Consequently, it has become necessary to employ historical-phenomenological methods in the study of the related concepts and their equivalents, namely religious movements. The concept of the New Religious Movement is defined in two distinct ways. Primarily, it is defined as a sub-concept. Secondly, it is defined as a meta-inclusive concept. However, an examination of the conceptualisation reveals a historical-phenomenological inconsistency in the use of the terms “New Religion” and “New Religious Movement”. The terms “New' and “Religious” are deemed appropriate insofar as they serve to emphasise the theological continuity that characterises the change and transformation of religious structures and religious leaders. It can thus be stated that the term is currently in widespread use within the academic community. However, it has been acknowledged that the social structure and characterisations of the concept, as reflected in its examples, reflect the cultural perspective of Western European and US society. This perspective also encompasses Eastern religious movements, although examples from Central and Eastern Europe are included in the conceptual construction process. In this context, our study identifies inconsistencies in the historical-phenomenological conceptualisation of religion and religious movements in the concept of New Religion. Despite the designation of New Religious Movement as a meta-concept, our findings indicate that it is an inclusive and generalised concept that perpetuates a colonial cultural superiority approach without revising its sub-conceptual structure. This study aims to highlight these issues and provide a foundation for future research.
Ortak Hafıza, 2024
Japon Yeni Dinî Hareketleri, dünya ve ülkemiz literatürü açısından özellikle son dönemde sosyal o... more Japon Yeni Dinî Hareketleri, dünya ve ülkemiz literatürü açısından özellikle son dönemde sosyal olduğu kadar akademik bir ilgiyle karşılaşmaktadır. Bu noktada özellikle Şintoizm eksenli dinî hareketlerin Japon dinî tarihinde bıraktığı izler ve günümüz Japonya’sının din algısına oluşturduğu zemin bazı dini hareketlerin önemini öne çıkarmaktadır. Ōmoto, günümüzde aktif birçok dinî hareketin çıkış noktası ve yapısal olarak örneklik teşkil eden dinî hareketlerin başında gelmektedir. Ōmoto’yu diğer dinî hareketlerden ayıran başlıca unsur hareket liderliğinin düalist-dinî meşruiyetidir. Bu anlamda Ōmoto’da Nao Decguchi ve Onisaburō Degcuhi olmak üzere ikili bir kurucu dinî liderlik bulunmaktadır. Nao’nun dinî lider olarak tipolojisi kâhin, şifacı, vahiy ve eskatoloji eksenli; Onisaburō ise kutsallaştırıcı, maddî-mânevî gelişim ve kurtuluş eksenli bir dinî liderlik tipolojisine sahiptir. Onların karizmatik özellikleri dinî alanla sınırlı kalmamış, dünyevî alanın dinî alanla bir olduğu görüşünü savunmuşlardır. Çalışmamızda, Ōmoto dinî hareketinin kurucu iki liderinin tarihî ve fenomenolojik çerçevedeki tipolojileri incelenmiştir.
Taşbaşı: Eğitim, Kültür, Sanat ve Edebiyat Dergisi, 2023
Japon dinleri, müntesiplerini bedenî ve ruhî yaşamlarında bütünlüğün temel alındığı bir din anlay... more Japon dinleri, müntesiplerini bedenî ve ruhî yaşamlarında bütünlüğün temel alındığı bir din anlayışına yönlendirmiştir. Bunu sağlayan temel, Şintoizm’dir. Bu din, semitik din geleneğinden farklı bir misyon, eskatoloji, soterioloji ve litürjiye sahiptir. Japonların geleneksel inançlarını barındıran bu dinde, mensuplarının farklı bir dine dair inançları benimsemelerine yönelik bir engel bulunmamaktadır. Ancak bu durum diğer din ve/veya inançların olduğu gibi kabul edilmesi olarak anlaşılmamalıdır. Onlar, diğer inançları bir anlamda yerlileştirerek hayatlarına dāhil etmektedirler. Bu ise, kapsayıcı-çoğulcu bir din düşüncesini beslemektedir.
Amasya İlahiyat Dergisi, 2023
Ōmoto, Japon dini tarihi içerisinde adından en çok söz ettiren, Şinto temelli bir Japon Yeni Dini... more Ōmoto, Japon dini tarihi içerisinde adından en çok söz ettiren, Şinto temelli bir Japon Yeni Dini Hareketi (YDH)’dir. Japon tarihinde Meici Dönemi (1868-1912) itibariyle başlatılan hareket inanç ve ibadetleriyle dünyevi-politik düşüncelerini birleştirerek Taişō (1912-1926) ve Şōva (1926-1989) dönemlerinde öne çıkmıştır. Modern Dönemle birlikte pasifize olan hareket, içerisinde farklı eğilimlerin etkisiyle bölünme sürecine girmiştir. Günümüzde üç ayrı dini grup olarak faaliyetlerini devam ettirmektedir. Ōmoto’da hiyerarşik sırasıyla kannuşi, şinşoku ve miko olarak üç mabet görevlisi bulunmaktadır. Bunlar, mabette topluca yapılan ibadetlerin gerçekleştirilmesinden sorumludur. Mabette ve evde ibadetin sırasıyla harai, şinsen, norito ve naorai olmak üzere bazı aşamaları bulunmaktadır. Ōmoto’da belirli zamanlarda yapılan ibadetler de mevcuttur. Bunlara Matsuri denilmektedir. Bunların dördü yıllık (taisai), biri aylık (tsukinamisai), biri haftalık ve ikisi de günlük (asayu-sai) yapılmaktadır. Genellikle yıllık ve aylık olan ibadetler mabette, haftalık ve günlük ibadetler de ev ve işyerlerinde icra edilmektedir. Çalışmamız ülkemiz ve dünya literatüründe Ōmoto’nun ibadetleri açısından kapsayıcı nitelikte bir araştırma olup literatüre ve yeni araştırmalara katkı sağlanması amaçlanmıştır.
Ordu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2023
Bu yazı, İslam’ın bakış açısından Japon maneviyatına ışık tutmaya çalışmaktadır. Japonya, Türk sa... more Bu yazı, İslam’ın bakış açısından Japon maneviyatına ışık tutmaya çalışmaktadır. Japonya, Türk savaş gemisi (Ertuğrul) Wakayama kıyılarında battığında, 1890'da İslam ile ilk temasını yapmış ve bu olay ilk Japon Müslümanlığının doğuşuna yol açmıştır. O zamandan bugüne kadar geçen uzun yıllara rağmen Japon Müslümanların sayısı bugün sadece 10.000 kişi civarındadır. Onlar neden bu kadar azdır? Temel sebep, İslam maneviyatı ile Japon maneviyatı arasındaki farklılıklarda yatabilir. İslam, Allah’ın tek mutlak tanrı olduğu bir din olup yerine getirilmesi gereken İmanın Altı Şartı (六信) ile İslam’ın Beş Şartı (五行) gibi katı görevleri bulunmaktadır. Bu arada çoğu Japon Şintoizm’e veya Budizm’e inanmaktadır. Ancak onlar dua etmek için Şinto veya Budist tapınağına gitmekte, Hıristiyan kilisesinde nikâhlanmakta ve Budist tapınağında cenaze töreni yapmaktadırlar. Bu şaşırtıcı davranış Japon maneviyatının 1) dine bilinçsiz katılım, 2) birden fazla dini inanca sahip olma, 3) kutsal ve sekülerin bir karışımı ve 4) pratik faydalara ve iyileşmeye olan ilgi olarak dört temel karakteristiğini açıklamaktadır. Bu nedenle, Japonların İslam'ı alternatif bir yaşam tarzı olarak kabul etmeleri zor görünmektedir. Geçmişte “Japon İslam’ı” oluşturmak için bir girişimde bulunulmuştur. Fakat bu girişim İslam’ın değişime yer olmayan ebedi hakikat dini oluşu nedeniyle başarısızlığa uğramıştır.
Uploads
Tez | Thesis by Yetkin Karaoğlu
Bu anlamda Ōmoto kapsayıcı monoteistik bir tanrı inancına sahiptir. Tüm dinlerin aynı kaynaktan olduğuna inanmaktadırlar. Kutsal kişi, evren ve kurtuluş anlayışları da bu kapsamda olup, her varlığın uyum içerisinde yaşaması gerektiğini savunmaktadırlar. Çünkü Ōmoto’da kurucu nitelikte iki kutsal kişi ve birbirine bağlı iki dünya inancı bulunmaktadır. Ōmoto, Şintoizm ekseninde ortaya çıkmış bir Yeni Dini Hareket olduğundan inanç, ibadet ve kutsal mekanlarıyla hem Şintoizmi hem de Japon halk inançlarını temsil etmektedir. Ōmoto’da dört adet yıllık, bir adet aylık, bir adet haftalık ve iki adet günlük ibadet zamanları bulunmaktadır. Bu ibadetler Ōmoto’nun her iki kurucusuna atfen iki kutsal merkezde (Ayabe, Kameoka) gerçekleştirilmektedir. Ōmoto, hareketinin tüm dinlerin çıkış noktası olduğuna da inanmakta ve insanların hereketlerine katılmakla bu gerçeğe ulaşabileceklerine inanmaktadır.
Araştırmamız, “Japon Yeni Dini Hareketleri”, “Ōmoto Hakkında ve Kurucuların Hayatı”, “Ōmoto’nun Dini-Fenomenolojik Tarihi”, “Ōmoto İnançları” ve “Ōmoto İbadetleri” olarak beş bölümden oluşmuştur. Çalışmamızla hem Ōmoto hem de Japon Yeni Dini Hareketleri’ne dikkat çekmesi, tezin alana katkı sağlaması ve yapılacak akademik çalışmalara yol göstermesi beklenmektedir.
Strategy based on the most important sequences that determine the life of the individual and society concept. In religious areas this religious-strategy is religious and worldly In the fields, it is called the teo-strategy. Especially this “God Strategy asına means. In this study, in the last century and especially in 2000'li years after the rise and under the influence of Christian world politics From the understanding of ler evangelism stratejik and its teo-strategic aims and purposes we got the subject.
Soterioloji bilimi perspektifinden görüşleriyle birlikte çeşitli dinlerdeki Soterioloji anlayışlarını ortaya koymaya gayret ettik. Buna göre Hıristiyanlığın erken dönemindeki Gnostik kurtuluş anlayışı ruh, Gnosis ve kurtarıcı unsurları içeriğinde Soteriolojik ‘Benimseme’, ‘Gerekçelendirme, ‘Kutsama’ ve ‘Kefaret’ teorileri ekseninde tarafımızca ifadesine çalışılmıştır.
Human beings have been living in a religious environment since their existence and seeking their salvation. In this sense, religions have tried to reveal the ways, methods and principles of salvation from the material world at the point of their emergence and development and its basic elements. In this context, Soteriology is a science that has existed in human beings since its existence within the Christian religious system, which has examined the individual sins that emerged after its existence and the methods of salvation from the material world within it. In this study, we tried to discuss the views of the like Basilides, Valentinus, Marcion Gnostic teachers who were present in the religious-social context in the early periods of Christianity and to illustrate the soceristics of various religions with their views from the perspective of the soteriology Science. According to this, in the context of the spirit, Gnosis and the redeemer elements of the understanding of the Gnostic salvation in the early period, we have tried to express ourselves in the framework of the theories of "Adoption", "Justification", "Sanctification" and "Atonement".
Kitap | Book by Yetkin Karaoğlu
Makale | Article by Yetkin Karaoğlu
Bu anlamda Ōmoto kapsayıcı monoteistik bir tanrı inancına sahiptir. Tüm dinlerin aynı kaynaktan olduğuna inanmaktadırlar. Kutsal kişi, evren ve kurtuluş anlayışları da bu kapsamda olup, her varlığın uyum içerisinde yaşaması gerektiğini savunmaktadırlar. Çünkü Ōmoto’da kurucu nitelikte iki kutsal kişi ve birbirine bağlı iki dünya inancı bulunmaktadır. Ōmoto, Şintoizm ekseninde ortaya çıkmış bir Yeni Dini Hareket olduğundan inanç, ibadet ve kutsal mekanlarıyla hem Şintoizmi hem de Japon halk inançlarını temsil etmektedir. Ōmoto’da dört adet yıllık, bir adet aylık, bir adet haftalık ve iki adet günlük ibadet zamanları bulunmaktadır. Bu ibadetler Ōmoto’nun her iki kurucusuna atfen iki kutsal merkezde (Ayabe, Kameoka) gerçekleştirilmektedir. Ōmoto, hareketinin tüm dinlerin çıkış noktası olduğuna da inanmakta ve insanların hereketlerine katılmakla bu gerçeğe ulaşabileceklerine inanmaktadır.
Araştırmamız, “Japon Yeni Dini Hareketleri”, “Ōmoto Hakkında ve Kurucuların Hayatı”, “Ōmoto’nun Dini-Fenomenolojik Tarihi”, “Ōmoto İnançları” ve “Ōmoto İbadetleri” olarak beş bölümden oluşmuştur. Çalışmamızla hem Ōmoto hem de Japon Yeni Dini Hareketleri’ne dikkat çekmesi, tezin alana katkı sağlaması ve yapılacak akademik çalışmalara yol göstermesi beklenmektedir.
Strategy based on the most important sequences that determine the life of the individual and society concept. In religious areas this religious-strategy is religious and worldly In the fields, it is called the teo-strategy. Especially this “God Strategy asına means. In this study, in the last century and especially in 2000'li years after the rise and under the influence of Christian world politics From the understanding of ler evangelism stratejik and its teo-strategic aims and purposes we got the subject.
Soterioloji bilimi perspektifinden görüşleriyle birlikte çeşitli dinlerdeki Soterioloji anlayışlarını ortaya koymaya gayret ettik. Buna göre Hıristiyanlığın erken dönemindeki Gnostik kurtuluş anlayışı ruh, Gnosis ve kurtarıcı unsurları içeriğinde Soteriolojik ‘Benimseme’, ‘Gerekçelendirme, ‘Kutsama’ ve ‘Kefaret’ teorileri ekseninde tarafımızca ifadesine çalışılmıştır.
Human beings have been living in a religious environment since their existence and seeking their salvation. In this sense, religions have tried to reveal the ways, methods and principles of salvation from the material world at the point of their emergence and development and its basic elements. In this context, Soteriology is a science that has existed in human beings since its existence within the Christian religious system, which has examined the individual sins that emerged after its existence and the methods of salvation from the material world within it. In this study, we tried to discuss the views of the like Basilides, Valentinus, Marcion Gnostic teachers who were present in the religious-social context in the early periods of Christianity and to illustrate the soceristics of various religions with their views from the perspective of the soteriology Science. According to this, in the context of the spirit, Gnosis and the redeemer elements of the understanding of the Gnostic salvation in the early period, we have tried to express ourselves in the framework of the theories of "Adoption", "Justification", "Sanctification" and "Atonement".
Bu atölye, akademik bir atıf-kaynakça-veri yönetim programı olan Zotero’nun derme, kaynak ekleme, grup kitaplıkları; word, tarayıcı, etiket, ilişkili, notlar; kaynak ve veri yönetimi, zotfile, notlar; zotero tag, zotero ccm ve daha birçok zotero eklentisinin incelendiği ve örnek uygulamalarının yapıldığı başlangıçtan ileri seviyeye yönelik programdır. Bu içeriklerle ilgili atölyeye sosyal ve akademik ilgisi bulunan kişilerin, lisans, lisansüstü seviyedeki okuyan-mezun öğrencilerin bu konulara dair bilgi edinmeleri, akademik çalışmalarında kaliteyi arttırmaları, veri kaybının önüne geçilmesi, entelektüel birikimlerine katkı sunulması hedeflenmiştir.
Link: https://akademi.dta.org.tr/course-detail/zotero
Bu atölye, Japon Yeni Dini Hareketlerinin tanım, kapsam ve misyonları; dinî-fenomenolojik süreçleri; tipolojik tasnifleri; ortaya çıkış nedenleri; karizmatik liderlikleri; tanrı tipolojileri ve eskatolojilerin incelendiği ve analitik olarak değerlendirildiği bir programdır. Bu içeriklerle ilgili alana sosyal ve akademik ilgisi bulunan kişilerin, lisans ve lisansüstü seviyedeki öğrencilerin bu konulara dair bilgi edinmeleri ve bu sayede entelektüel birikimlerine katkı sunulması hedeflenmiştir.
Link: https://kursadresi.com/course-detail/japonydh
Bu atölye, Japoncanın alfabesi (Hiragana, Katakana ve Kanji); kelime yapısı (isim, sıfat, zarf); cümle yapısı, fiil yapısı (godan, ichidan, sahen); zamanlar (geçmiş, geniş, şimdiki, gelecek) ve örnek cümle çevirilerinin incelendiği bir programdır. Bu içeriklerle ilgili dile sosyal ve akademik ilgisi bulunan kişilerin, lisans ve lisansüstü seviyedeki öğrencilerin bu konulara dair bilgi edinmeleri ve bu sayede entelektüel birikimlerine katkı sunulması hedeflenmiştir.
Link: https://kursadresi.com/course-detail/japonca
Kayıt Linki: https://docs.google.com/forms/d/e/1FAIpQLSdlV-lHCLJfK_puqeHpCGpTlUf1c5KJVvbO1oVp_dAOPtpRow/viewform
Eusebius’un eseri, Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarının anlaşılabilmesi açısından son derece önemlidir. Bu minvalde çalışmamız günümüzde kurumsallaşan Hıristiyanlığın Eusebius’un alıntılarıyla ve kendi bakış açısıyla aktardıklarıyla erken dönem Hıristiyanlığın ve Hıristiyan toplumunun geçirmiş olduğu aşamaları konu edinmektedir.
Özetini amaç edindiğimiz “Kilise Tarihi” adlı eser, yazarı tarafından (çoğunluğu) aktarıcı ve kişi, yer ve zaman ile ilişkilendirici bir yöntem ile kaleme alınmıştır. Dolayısıyla eser yorumlayıcı bir yöntemle ele alınmakla birlikte kronolojik olarak alıntılı bilgiler içeren bir eser hüviyetine sahiptir. Bu çalışmada izlenilecek metot ise Eusebius’un izlediği kronolojik yaklaşımı korunmakla birlikte verilen bilgilerin yer-kişiler-zaman arasındaki bağlantının daha açık olmasına özen gösterilmeye çalışılması eksenindedir. Bununla birlikte Eusebius, “Kilise Tarihi” adlı eseri, kendisi tarafından on kitaba ayrılarak oluşturmuş bir çalışma olduğundan özet çalışmasında da bu yapının bozulmamasına çalışılmıştır.