Papers by Demokaan DEMİREL
sociology lens, 2024
Even after centuries, the social and political insights of Islamic scholar Ibn Khaldun remain per... more Even after centuries, the social and political insights of Islamic scholar Ibn Khaldun remain pertinent. The most important concepts in state theory are social interactions and classifications. Khaldun used sociological deductions to evaluate how society and the state have changed. He linked the transformation of the Badavi social structure to the Hadari society's economic structure through Alm Al-Umran. In Badavi Alm Al-Umran, a particular chief's leadership is the cornerstone of governance, and a strong sense of unity and brotherhood prevails. From a social, cultural, and economic perspective, Badavi society is less developed than Hadari society. The reason Asabiyyahh and the lineage Asabiyyahh are two types of Asabiyyahh that serve as the cornerstone of state theory. While the reason Asabiyyahh is based on a country's shared language, history, culture, and physical location, the lineage Asabiyyahh is based on ancestry. Asabiyyahh is crucial to the maintaining and preserving of social ties. According to the organismic perspective of society, which views the social structure as a living organism, a reduction in economic and social upheaval signals the implosion of the condition. The fundamental dynamic that provides political legitimacy is the Asabiyyahh dynamic, which creates the social substructure of the state system. This study aims to assess the scientific concept of umran and the political idea of asabiyyahh, which are the foundations of Khaldun's state theory. Umran is a social phenomenon. This study applies the literature review approach to analyze Khaldun's state theory, paying particular attention to its political and administrative aspects. The political and administrative aspects of Khaldun's state theory are examined in this study using a literature review approach, focusing on how social structure integration or loosening affects the political structure.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, Nov 29, 2023
Bookmarks Related papers MentionsView impact
DergiPark (Istanbul University), Apr 1, 2014
Bookmarks Related papers MentionsView impact
DergiPark (Istanbul University), Dec 31, 2021
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Journal of Business, Economics and Finance, Jun 1, 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uluslararası Kültürel ve Sosyal Araştırmalar Dergisi (UKSAD), Jun 25, 2020
Bookmarks Related papers MentionsView impact
DergiPark (Istanbul University), Aug 1, 2014
Bookmarks Related papers MentionsView impact
International Journal of Social Sciences and Education Research, Jan 31, 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Gümüşhane üniversitesi sosyal bilimler enstitüsü dergisi, 2016
Bookmarks Related papers MentionsView impact
The Journal of International Social Research, Aug 30, 2016
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Karadeniz sosyal bilimler dergisi, Oct 16, 2017
Eski Turklerdeki devlet yapisinin temelinde dort unsur vardir. Bunlar; halk, ozgurluk, ulke ve ka... more Eski Turklerdeki devlet yapisinin temelinde dort unsur vardir. Bunlar; halk, ozgurluk, ulke ve kanundur. Halk, boylarin bir araya gelmesiyle olusmustur. Bagimsizlik, Turklerin buyuk onem verdigi bir unsurdur ve bunun icin mutlak bir devlet yapisi gereklidir. Ayrica her Turk devleti belirli bir arazi uzerinde kurulmustur ve Turk devletleri kanun anlamina gelen tore hukumlerine gore idare edilmislerdir. Adalet, esitlik ve insanlik torenin degismeyen hukumleridir. Bu hukumler kisi hak ve hurriyetlerini guvence altina almaktadir. Eski Turkler disiplin, ozgur dusunce, cesaret, gecmise baglilik gibi ozelliklere sahip fertlerden olusmaktadir. Bu calisma, Eski Turk devletlerindeki yonetsel nitelikleri mutlak monarsik rejimlerin ozellikleri ile karsilastirmayi amaclamaktadir. Bunun icin ilk once devlet yonetimindeki unsurlari dikkate alarak genel anlamda idari yapinin ozelliklerini tespit etmektedir. Kurultay ve torenin hukumdarin siyasal iktidari uzerindeki etkileri tartisilmaktadir. Veraset usulu degerlendirilmektedir. Toplumsal bakimdan ise sinifsal tabakalasma ve ozel mulkiyet, kadinin aile icindeki rolu gibi hususlar monarsik sisteme gore incelemeye tabi tutulmaktadir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
MANAS Sosyal Araştırmalar Dergisi, Jul 1, 2016
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Turkish studies, 2013
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Journal of Business Economics and Management, Feb 23, 2022
Bookmarks Related papers MentionsView impact
DergiPark (Istanbul University), Oct 16, 2017
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Ömer Halisdemir Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi, Apr 1, 2014
Fârâbi, siyaset konusunda eser yazan Musluman dusunurlerden biridir. O’nun siyaset anlayisi insan... more Fârâbi, siyaset konusunda eser yazan Musluman dusunurlerden biridir. O’nun siyaset anlayisi insan merkezlidir. Siyaset felsefesinin ana temasini erdemli sehir olusturur. Erdemli sehrin kokeni ve amaci mutlak saadettir. O’na gore; en iyi devlet gercek adalete dayanir. Adalet her degerin ozundeki zaruri bir unsurdur. Erdemli sehrin yoneticisi politik gucle felsefi bilgelige sahip ilk baskandir. Ilk baskan on iki nitelige sahiptir. Ancak bu vasiflara haiz hic kimse yoksa alti nitelige sahip biri ikinci baskan olur. Fârâbi devletleri erdemli sehir ve erdemli olmayan sehirler olarak siniflandirir. Erdemli sehir tektir. Âlim ve erdemli kisilerin bulundugu bir yerdir. Bu sehirde toplum uyeleri birbirine yardim eder. Erdemli olmayan sehirler ise dort cesittir: Cahil Şehir, Fasik Şehir, Degisebilen Şehir ve Sapkin Şehir. Erdemli olmayan sehirlerde insani degerler gelismemistir. Bunlar, baskalasmis ve bozulmus niteliksiz toplumlardir.
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Performans esaslı bütçeleme, 1980 sonrası kamu mali yönetimi reformlarında önemli bir yere sahipt... more Performans esaslı bütçeleme, 1980 sonrası kamu mali yönetimi reformlarında önemli bir yere sahiptir. Etkinlik, verimlilik, tutumluluk ilkeleri aracılığıyla kamu yönetimine ekonomik bir anlam katmaktadır. Bu bütçe türünün en önemli yararı, girdi ve süreçlerden çok çıktı ve sonuçlara odaklanmasıdır. Bu durum kamu harcamalarında rasyonel tercihler yapılmasını, mali saydamlık ve hesap verebilirliğin artmasını sağlamaktadır. Performans esaslı bütçeleme, stratejik planlamayla kamu kurumlarına geniş bir bakış açısı kazandırmaktadır. Sayısal verilere dayalı performans programı ve göstergeleriyle kamu sektöründe kaynak kullanımını kontrol altına almaktadır. Çok yıllı bütçeleme, analitik bütçeleme, tahakkuk esaslı muhasebe ise maliyet/fayda analizlerine imkân tanımaktadır. Faaliyet raporları aracılığıyla da kamu mali yönetiminin şeffaflığı sağlanmaktadır. Çalışma kapsamında, performans esaslı bütçeyi başarılı kılan faktörler değerlendirilmiştir. Bunun için ülke örnekleri incelenmiştir.Perform...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Gümüşhane Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Elektronik Dergisi, 2016
Bookmarks Related papers MentionsView impact
06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun... more 06.03.2018 tarihli ve 30352 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “Yükseköğretim Kanunu İle Bazı Kanun Ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun” ile 18.06.2018 tarihli “Lisansüstü Tezlerin Elektronik Ortamda Toplanması, Düzenlenmesi ve Erişime Açılmasına İlişkin Yönerge” gereğince tam metin erişime açılmıştır.Kamu yönetimi 1980 sonrası önemli değişikliklere maruz kalmıştır ve geleneksel yapısından gitgide uzaklaşmıştır. Bu değişim sürecinde yeni sağın siyasal bir akım olarak etkisi büyüktür. Yeni sağ politik olarak savunduğu ilkeleri küreselleşme ve yeni kamu yönetimi aracılığıyla kamu yönetimi reformları şeklinde somutlaştırmaktadır. Bu iki araç sayesinde devleti küçültme amacına uygun güçlü ve etkin, ekonomik rasyonalite mantığına göre işleyen bir kamu yönetimi yapısı oluşturulmaktadır.Bu araştırma siyasetin kamu yönetimi politikalarını yönlendirme ve etkilemedeki rolünü açıkça ortaya koymaktadır. Yeni sağın ideolojik arka plânının kamu yönetimi reformları ü...
Bookmarks Related papers MentionsView impact
YEREL İDARELERDE KAMU PERSONELİNİN PERFORMANS YÖNETİMİNE YAKLAŞIMI: KOCAELİ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÖRNEĞİ, 2023
Kamu yönetimi vatandaş taleplerine duyarlı olmak, hizmet sunumunda niteliği
artırmak durumundadır... more Kamu yönetimi vatandaş taleplerine duyarlı olmak, hizmet sunumunda niteliği
artırmak durumundadır. Yerel yönetimler halka en yakın demokratik birimlerdir.
Türkiye’de yerel yönetimlerin, özellikle de metropoliten belediyelerin sundukları
hizmetin çeşitliliği ve hizmet sunulan alanın büyüklüğü dikkate alındığında maliyetfayda analizi yapmaları elzemdir. Performans yönetim yerel ölçekteki hizmetlerin
vatandaş taleplerine uygunluğunu değerlendirerek ekonomik rasyonalite mantığını
kamu yönetiminde geçerli kılmaktadır. Performans yönetiminin başarılı biçimde
uygulanabilmesi yerelde istihdam edilen kamu personelinin niteliğine de bağlıdır. Bu
çalışma yerel kamu personelinin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi örneğinde
performans yönetimine yaklaşımı ortaya koyma amacındadır. Çalışma metodolojik
olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan basit örnekleme yöntemiyle
seçilen 350 memura uygulanmıştır. İstatistiki veriler tek yönlü ANOVA, tek yönlü
regresyon, Pearson korelasyonu, standart sapma ve ortak frekans yöntemleriyle
analiz edilmiştir. Ulaşılan sonuçlara göre, genel olarak yerel kamu personeli
performans ölçüm uygulamalarına sıcak bakmaktadır. Bunun için uzman personel
istihdamı ile değişim sürecini başlatacak hizmet içi eğitim programlarına ihtiyaç
vardır. Performans değerlendirmelerinin çoğulcu bir perspektife dayandırılması,
görevde yükselme, ücretlendirme, ödül ve disiplin uygulamalarında dikkate alınması
gerekli görülmektedir. Yerel düzeydeki katılımcı ve demokratik uygulamaların
performans sonuçlarına olumlu yansıyacağı düşünülmektedir
Bookmarks Related papers MentionsView impact
Uploads
Papers by Demokaan DEMİREL
artırmak durumundadır. Yerel yönetimler halka en yakın demokratik birimlerdir.
Türkiye’de yerel yönetimlerin, özellikle de metropoliten belediyelerin sundukları
hizmetin çeşitliliği ve hizmet sunulan alanın büyüklüğü dikkate alındığında maliyetfayda analizi yapmaları elzemdir. Performans yönetim yerel ölçekteki hizmetlerin
vatandaş taleplerine uygunluğunu değerlendirerek ekonomik rasyonalite mantığını
kamu yönetiminde geçerli kılmaktadır. Performans yönetiminin başarılı biçimde
uygulanabilmesi yerelde istihdam edilen kamu personelinin niteliğine de bağlıdır. Bu
çalışma yerel kamu personelinin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi örneğinde
performans yönetimine yaklaşımı ortaya koyma amacındadır. Çalışma metodolojik
olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan basit örnekleme yöntemiyle
seçilen 350 memura uygulanmıştır. İstatistiki veriler tek yönlü ANOVA, tek yönlü
regresyon, Pearson korelasyonu, standart sapma ve ortak frekans yöntemleriyle
analiz edilmiştir. Ulaşılan sonuçlara göre, genel olarak yerel kamu personeli
performans ölçüm uygulamalarına sıcak bakmaktadır. Bunun için uzman personel
istihdamı ile değişim sürecini başlatacak hizmet içi eğitim programlarına ihtiyaç
vardır. Performans değerlendirmelerinin çoğulcu bir perspektife dayandırılması,
görevde yükselme, ücretlendirme, ödül ve disiplin uygulamalarında dikkate alınması
gerekli görülmektedir. Yerel düzeydeki katılımcı ve demokratik uygulamaların
performans sonuçlarına olumlu yansıyacağı düşünülmektedir
artırmak durumundadır. Yerel yönetimler halka en yakın demokratik birimlerdir.
Türkiye’de yerel yönetimlerin, özellikle de metropoliten belediyelerin sundukları
hizmetin çeşitliliği ve hizmet sunulan alanın büyüklüğü dikkate alındığında maliyetfayda analizi yapmaları elzemdir. Performans yönetim yerel ölçekteki hizmetlerin
vatandaş taleplerine uygunluğunu değerlendirerek ekonomik rasyonalite mantığını
kamu yönetiminde geçerli kılmaktadır. Performans yönetiminin başarılı biçimde
uygulanabilmesi yerelde istihdam edilen kamu personelinin niteliğine de bağlıdır. Bu
çalışma yerel kamu personelinin Kocaeli Büyükşehir Belediyesi örneğinde
performans yönetimine yaklaşımı ortaya koyma amacındadır. Çalışma metodolojik
olarak Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nde çalışan basit örnekleme yöntemiyle
seçilen 350 memura uygulanmıştır. İstatistiki veriler tek yönlü ANOVA, tek yönlü
regresyon, Pearson korelasyonu, standart sapma ve ortak frekans yöntemleriyle
analiz edilmiştir. Ulaşılan sonuçlara göre, genel olarak yerel kamu personeli
performans ölçüm uygulamalarına sıcak bakmaktadır. Bunun için uzman personel
istihdamı ile değişim sürecini başlatacak hizmet içi eğitim programlarına ihtiyaç
vardır. Performans değerlendirmelerinin çoğulcu bir perspektife dayandırılması,
görevde yükselme, ücretlendirme, ödül ve disiplin uygulamalarında dikkate alınması
gerekli görülmektedir. Yerel düzeydeki katılımcı ve demokratik uygulamaların
performans sonuçlarına olumlu yansıyacağı düşünülmektedir
ve toplumsal kesimler arasında eşitliğin gözetimi devletin mihenk taşıdır. Bu çalışma, Osmanlı
Devleti'nde kadılık kurumunun klasik dönemdeki konumunu ve Tanzimat sonrası yapılan
reformlar sonrasında kadılık kurumunun dönüşümünü incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışmada
literatür taraması yönteminden yararlanılmıştır. Çalışma iki aşamada analiz edilmektedir.
Bunlar; Osmanlı klasik dönemi ve Tanzimat sonrası dönemleridir.
Osmanlı Devleti’nin klasik döneminde kadılık kurumu hem yargısal hem de yönetimsel
fonksiyonlara sahip önemli bir kurum olarak işlev görmektedir. Kadılar, atandıkları bölgelerde
yargı davalarına bakmış ve yerel yönetim işlerini düzenlemiştir. 19. yüzyılın ortalarındaki
Tanzimat dönemiyle birlikte Osmanlı Devleti modernleşme sürecine girmiştir. Bu dönemde
yapılan reformlar, kadılık kurumunu da etkilemiş ve kadıların rolü önemli ölçüde değişmiştir.
Tanzimat döneminde, Osmanlı Devleti’nde merkeziyetçilik ilkesine dayalı büyük reformlar
gerçekleştirilmiştir. Yönetimsel alanda belediyelerin ve valiliklerin kurulmasıyla yerel
yönetimler güçlendirilirken, kadıların yönetimsel görevleri azaltılmış ve sadece yargısal bir rol
üstlenmeleri hedeflenmiştir. Belediyeler, yerel yönetim işlerini daha etkin bir şekilde yürütmeyi
amaçlamıştır. Valilikler ise illerin idaresinden sorunludur. Bu sayede, kadılar daha çok yargısal
fonksiyonlarını yerine getirmeye odaklanmışlardır.
Tanzimat dönemi reformları aynı zamanda kadılık kurumunun yargısal yetkilerini de
sadeleştirmiş ve merkeziyetçi bir yapıya kavuşturmuştur. Meclis-i Ahkâm-ı Adliye ve Şura-yı
Devlet gibi yeni kurumlar, kadıların yargısal faaliyetlerini denetlemek ve yargılamayı
etkinleştirmek için önemli birer danışma organı olarak görev yapmışlardır. Kadıların atanması
ve görevden alınması süreçlerinde merkezi otoritenin daha etkin bir rol oynamasıyla, kadılar
daha bağımsız ve tarafsız yargıçlar olarak adaletin sağlanmasına odaklanmışlardır.
Tanzimat dönemi reformları, Osmanlı İmparatorluğu'ndaki kadılık kurumunun yargısal ve
yönetimsel yetkilerinin dönüşümüne yol açmıştır. Bu dönüşüm, Osmanlı toplumunun
modernleşme sürecinde kadıların rolünü değiştirmiştir. Kadılar, Tanzimat sonrası dönemde
sadece yargısal faaliyetleriyle ilişkilendirilmiş ve merkezi bir yapıya entegre olmuşlardır.
Ancak unutulmamalıdır ki, kadılık kurumu Osmanlı tarihinde derin izler taşımaktadır ve adalet
sistemine ve hukuk düzenine olan katkılarıyla daima önemini korumuştur.
Anahtar Kelimeler: Osmanlı Devleti, Kadı, Klasik Dönem, Tanzimat Dönemi, Reform.
katılımcılık ve sürekli gelişime dayalı bir yapıya odaklanır. Sağlık kurumları da günümüzde
modern yönetim tekniklerini benimseyerek daha etkin ve verimli çalışma prensipleri üzerine
odaklanmaktadır. Sağlık kurumları modern yönetim tekniklerini benimseyerek daha verimli,
etkin ve kaliteli sağlık hizmeti sunabilirler. Çalışanların katılımı artar, değişen koşullara hızla
uyum sağlanır ve sürekli gelişim anlayışıyla performans sürekli olarak iyileştirilir. Modern
yönetim teknikleri sağlık kurumlarının başarılı bir şekilde geleceğe adapte olmasını ve toplum
sağlığının gelişmesini destekler.
Bu araştırma, hastanelerde modern yönetim tekniklerinin verimliliği arttırmada kullanılıp
kullanılmadığının tespiti amacıyla yapılmıştır. Araştırma, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi
Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde çalışan sağlık personeline yönelik anketlerle
gerçekleştirilmiştir. Örneklem yöntemi olarak basit tesadüfi örneklem metodu kullanılmıştır ve
204 anket uygulaması üzerinden analiz gerçekleştirilmiştir. Anket formundaki ifadeler beşli
likert ölçeğine göre derecelendirilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 24 programıyla frekans ve
yüzde şeklinde analiz edilmiştir. Katılımcıların eğitim düzeyi, yaş aralığı ve iş deneyimi dikkate
alınarak modern yönetim tekniklerine olan talepleri ve destekleri değerlendirilmiştir.
Araştırma bulguları, hastanelerde modern yönetim tekniklerinin daha etkin bir şekilde
kullanılması için çeşitli politikaların geliştirilmesi gerektiğini göstermektedir. Eğitim ve
motivasyon odaklı stratejilerin benimsenmesi, personelin katılımcılığının teşvik edilmesi ve
teknolojinin etkin kullanımının sağlanması, hastanelerde verimliliğin artırılmasına katkı
sağlayabilir. Çalışma daha kapsamlı çalışmaların yapılması ve farklı sağlık kurumlarıyla
karşılaştırmalı analizlerin gerçekleştirilmesi önermektedir. Araştırma sonuçları hastane
yöneticilerine ve sağlık personeline, verimlilik artışına yönelik stratejiler geliştirmede rehberlik
edebilir ve daha etkin sağlık hizmetleri sunumuna katkı sağlayabilir.
Anahtar Kelimeler: Modern Yönetim Teknikleri, Verimlilik, Etkinlik, Toplam Kalite
Yönetimi, Sağlıkta Bilişim.
Bu çalışmanın amacı, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi kapsamında Herzberg'in çift faktör kuramına göre akademik personelin iş tatminine yönelik eğilimlerini belirlemektir. Araştırmanın metodolojisi, betimsel ve karşılaştırmalı bir yönteme dayanmaktadır. Örneklem yöntemi olarak basit tesadüfi örneklem metodu kullanılmış ve 300 kişiye anket uygulanmıştır. Anket, farklı fakülte ve meslek yüksekokullarında çalışan akademik personele yönelik 39 sorudan oluşmaktadır. Ankette, demografik özelliklerle ilgili 5 soru, hijyen faktörleriyle ilgili 19 soru ve motive edici faktörlerle ilgili 15 soru bulunmaktadır. Anket formundaki ifadeler beşli likert ölçeğine göre derecelendirilmiştir. Elde edilen veriler SPSS 24 programıyla frekans ve yüzde şeklinde analiz edilmiştir.
Araştırmanın bulguları, örneklemin yapısal özelliklerini ve motive edici faktörlerle hijyen faktörlerine ilişkin ifadeleri içermektedir. Bulgular, akademik personelin iş tatminini etkileyen faktörleri ortaya koymaktadır. Örneğin, akademik personelin karar alma özgürlüğü ve uluslararası faaliyetlere katılım konusunda olumlu düşünceleri olduğu görülmektedir, ancak günlük işlerin rutin olduğunu düşünen katılımcılar mevcuttur ve terfi sürecinden duyulan hoşnutsuzluk gibi bazı olumsuzluklar da bulunmaktadır.
Araştırmada belirlenen hipotezlere göre, cinsiyet, yaş, medeni hal gibi değişkenler göre katılımcıların iş tatmininde hijyen ve motive edici faktörler arasında farklılıklar bulunmaktadır. Gelir durumu ve çalışılan pozisyonun da iş tatmini üzerinde etkili olduğu gözlemlenmiştir.
Bu çalışma, Niğde Belediyesi örneği üzerinden yerel düzeydeki politikalara halkın siyasal katılımını incelemeyi amaçlamaktadır. Çalışma, nicel araştırma metodolojisine dayalıdır. Basit tesadüfi örneklem seçilerek anket uygulanmıştır. Çalışmanın örneklemi, 2022 yılında Niğde ilinde yaşayan 237.000 kişiyi temsilen seçilen 420 kişiden oluşmaktadır. Anket sonuçlarına verilen cevapların geçerliliği dikkate alınarak 385 anket değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Toplanan veriler SPSS 24 programıyla frekans ve yüzde şeklinde analiz edilmiştir. Çalışmanın amacı, hizmette halka yakınlık ilkesinin bir gereği olarak vatandaşların yerel düzeyde siyasal katılım süreçlerine ne derece ilgi gösterdiklerini ortaya koymaktır. Ankete katılanların belediyeyi nasıl tanımladığı, belediyelerin finansman kaynakları, yerel sorunlara duyarlılık düzeyi gibi konular üzerinde durulmuştur. Ayrıca, yerel halkın siyasal kararlara tepki verme biçimleri ve yerel demokrasiye ilişkin düşünceleri de araştırma sorularıyla ölçümlenmeye çalışılmıştır. Çalışma sonuçlarına göre, ankete katılanların çoğunluğu belediyeyi merkezi bir kamu kurumu olarak tanımlamaktadır. Yerel sorunlara duyarlılık düzeyi katılımcılar arasında farklılık göstermektedir. Yerel halk, belediye kararlarına tepki olarak ise yasal yollara başvurma ve protesto eylemlerine katılma gibi yöntemleri tercih etmektedir. Çalışma, yerel düzeyde siyasal katılımın önemine ve yerel demokrasiye yönelik önerilere odaklanmaktadır. Elde edilen bulgular, yerel yönetimlerin halkın katılımını teşvik etmeye ve karar alma süreçlerine daha fazla dâhil edilmesine yönelik politikalar geliştirmeleri gerektiğini göstermektedir. Yerel halkın taleplerini dikkate almanın ve yerel sorunlara duyarlılık düzeyini artırmanın, daha katılımcı ve demokratik bir yerel yönetim anlayışının oluşmasına katkı sağlayacağı düşünülmektedir.
Bu durum teknolojiyi etkili bir biçimde kullanabilecek bireylere ihtiyacı arttırmaktadır. Dijital dünya hayatımızın temel parçalarından biri haline gelmiştir. Alışverişten eğlenceye kadar birçok alanda dijitalleşmeden bahsetmek mümkündür. Dijitalleşme yüksek düzeyde eğitimli,nitelikli, bilişim okuryazarlığına sahip teknolojiyi aktif kullanabilen bireyler gerektirmektedir.Dijital okuryazarlık bilgi toplumuna uygun bir beşeri sermaye özelliğidir. Teknik araçlara erişim ve bunları kullanım, elde edilen bilgileri sorgulama ve araştırma yeteneğini dijital süper akıllı topluma geçişte önemli bir rekabet faktörüdür. Dijital okuryazarlık yoluyla bireyler
kendilerini geliştirme fırsatı bulabilmektedir. Dijital okuryazar bireyler bilgiye daha kolay ulaşabilmekte, mevcut bilgileri analiz ederek yeni bilgiler üretebilmektedir. Dijitalokuryazarlığın artması yönünde yükseköğretim kurumları da çeşitli çalışmalar sürdürmektedir.Bu konu ile ilgili bir örnek verilmek istenirse üniversitelerde öğrenciler için temel bilgiteknolojileri eğitimi verilmektedir. Bu eğitim ile yükseköğretim öğrencileri dijital
okuryazarlıklarını geliştirmeleri ve teknolojiyi daha aktif ve etkili bir biçim kullanmaları istenmektedir. Böylece öğrenciler teknolojik anlamda küresel dünyaya daha kolay uyumsağlayacaktır.Dünyada pandemi sonrası dijital tüketimde gittikçe artmıştır. Dijital tüketim ile bireyler mal vehizmet ihtiyaçlarını dijital yolla gerçekleştirmektedir. Fiyat, güvenilirlik, kalite gibi ürün içinönemli konuları araştırılmakta, ulusal veya uluslararası alanda dijital tüketimin hacmi günden güne artmaktadır.
Bu çalışmada yükseköğretim öğrencilerinin dijital okuryazarlık eğilimlerinin nasıl olduğu incelenmiştir. Çalışmanın amacı, dijital okuryazarlık için gerekli olan temel eğilimlerin neler olduğu, dijital tüketim faaliyetlerinin düzeyi ve karşılaşılan bazı sorunları tespit etmektir.
Çalışmada ilk olarak dijital dünya ve dijital tüketimden bahsedilmiştir. Çalışmanın ikinci bölümünde dijital okuryazarlık ve faydaları açıklanmıştır. Çalışmanın son bölümünde Niğde Ömer Halisdemir İİBF ile ilgili yapılan araştırmanın sonuçları açıklanmıştır. Araştırmada basit tesadüfi örneklem tipi kullanılmış olup araştırmanın kapsamı evrenin yaklaşık %50’sini 350kişilik öğrenci grubundan oluşmaktadır. Araştırma sonuçları, SPSS 24 programıyla frekans veyüzde halinde analiz edilerek takdim edilmektedir.
Anahtar Kelimeler: Dijitalleşme, Dijital Tüketim, Dijital Okuryazarlık, Yükseköğretim, Niğde Ömer Halisdemir İİBF.
hızlı ve etkili bir biçimde yayılmasının en önemli yollarından biri bilişim teknolojilerinin aktif
ve etkin bir biçimde kullanılmasıdır. Örgütler çalışanlarla bilgi alışverişi yaparken, katılımının
sağlanmasında ya da alınan kararların çalışanlar ile paylaşılmasında bilişim teknolojilerinden
yararlanmaktadır. Bilişim teknolojilerinin kullanılmasıyla küreselleşen dünyaya daha kolay
uyum sağlanmakta ve rekabet avantajı elde edilmektedir. Kamu kurumları bilişim
teknolojilerine uyum sağlayamaması veya teknik imkânları yeterince kullanmamaları kamu
hizmetlerini aksatacaktır.
Bilginin yayılmasında bilişim teknolojilerinin önemi inkâr edilemez bir gerçektir. Bilişim
teknolojileri yoluyla kamu kurumları daha kolay ve hızlı bir şekilde işlemlerini
gerçekleştirmektedir. Vatandaşlarda kamu kurumlarının hizmetlerinden hızlı bir şekilde
yararlanabilmektedir. Kamu kurumlarında bilişim teknolojilerinin kullanımına e-devlet
uygulamaları örnek verilebilir. Vatandaşlar e-devlet yolu ile gerekli bilgilere kolay ve hızlı bir
şekilde ulaşabilmektedir. Bu geleneksel bürokratik süreçlerin neden olduğu zaman ve maliyet
kayıplarını telafi etmektedir, kamu yönetimini vatandaşa yakınlaştırmakta ve cevap verebilir
kılmaktadır.
Çalışmanın birinci bölümünde bilgi toplumu kavramı açıklanmıştır. İkinci bölümde bilişim
teknolojisi ve bilişim teknolojisinin öneminden bahsedilmiştir. Çalışmanın üçüncü bölümünde
kamu kurumlarında bilişim teknolojisinin kullanılması açıklanmaktadır. Çalışmanın son
kısmında bu çalışmanın konusunu oluşturan Niğde Valiliği incelenmiştir. Valiliğe bağlı
birimlerde çalışan 71 personelle geliştirilen ölçek üzerinden basit tesadüfi örneklem yöntemiyle
anket yapılarak personelin bilişim teknolojileri kullanımına olan ilgisi ve bu alandaki kurumsal
çalışmaların düzeyi, karşılaşılan sorunların tespiti amaçlanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Bilgi Toplumu, Bilişim Teknolojileri, Kamu Kurumları, Niğde Valiliği.
development of technology has affected transportation, as it has affected every field. Smart
transportation systems, which are one of the important results of technological development,
reduce the negative effects of environmental pollution as well as safe transportation. At the
same time, it provides comfort, cheapness, and speed for citizens.
The fact that there are many advantages of living in the city has increased the migration
from rural to urban and this has led to an increase in population. In addition, many negative
situations such as the recent pandemic process have led to difficulties in transportation on a
national and international scale. Especially the large population living in metropolitan cities
reveals the necessity of coordination between units. The overpopulation has caused people
living in metropolitan cities to spend most of their lives in traffic. This situation negatively
affects socio-economic welfare. One of the most important solutions to prevent these problems
is smart transportation systems. Smart transportation systems provide many benefits such as a
safe traffic environment, shortening of travel times, reduction of traffic density, and energy
efficiency. The use of this system in metropolitan municipalities, despite the high population,
contributes to people spending less time in traffic and transportation in a safe environment.
With the transition to the smart transportation system in metropolises, the psychology of
society will also be positively affected. In addition, smart transportation systems will reduce
environmental pollution. This situation affects both the environment and public health
positively.
The province of Istanbul, which is the sample of the study, has a dense population due to
many reasons such as high job opportunities, living standards, a suitable structure for life,
educational advantages, etc. Due to its large population, citizens have been experiencing
transportation difficulties for years. Citizens spend a long time in traffic and this negatively
affects public health. In addition, the environment is adversely affected.
This study aims to create a smart transportation model in the example of Istanbul
Metropolitan Municipality. The main problem of the study is how a metropolitan with a high
population like Istanbul can solve transportation problems through smart systems. The study
aims to reach solutions for the development of the smart transportation system and theprevention of traffic jams by using a qualitative research method based on document analysis.
The relative scarcity of studies in the literature, the migration from rural to urban areas, and the
difficulties in transportation due to the pandemic process accompanying the refugee influx
prove the importance of the study.
Keywords: Smart Transportation, Environmental Quality, Socio-Economy,
organizational culture in line with organizational objectives and objectives. Organizational
commitment is particularly important in the banking sector. Considering the high competition
experienced in the banking sector, maintaining the qualified human resources in the enterprise
has become one of the prerequisites for the sustainability of competition in the sector. When
qualified staffs leave the company, businesses must bear certain costs. In addition to the cost
elements such as advertisement, interview, training of the hired person, problems such as
adjustment to working conditions, adaptation to the organizational culture and satisfactory
performance can be revealed. Businesses often want to keep getting qualified employees instead
of extra time and cost elements for staffs who will start new to the job. Compared to its
predecessors, the more sense of being an individual, seeking flexibility in working conditions,
and lack of loyalty in business, the Generation Y has found more space in business life which
also increases the interest in organizational commitment. Therefore, in the study, a
questionnaire based on a five-point Likert Scale was applied to Y Generation in the banking
sector. The sample size of the study is 150 people. The study is carried out in operating public
and private banks in the provincial borders of Kocaeli. The obtained data were analyzed and
interpreted statistically by using SPSS program.
Today's states are living the stage of information society after agriculture and industrial society level. The concepts such as speed, quality, efficiency and productivity have gained importance in the information society. The most important competitive tool in the information society is the acquisition of information and sharing among the institutions. The most important contribution of the information society to public administration reforms is the e-government, which provides advantages in terms of time and labour costs. E-government practices strengthen communication between citizens and administrative institutions. E-government is accelerating mutual communication between public institutions and increases communication possibilities. It makes public administrators accountable directly to the public. It prevents administrative corruption. It increases citizen participation in administrative processes and political practices in a democratic manner. The e-health, which refers to the e-government's practices in the health sector, ensures that the services provided to all stakeholders are delivered quickly and easily in the field of health. Turkey is still in its first phase in e-health applications. Since the announcement of the health transformation program in 2003, many e-health projects have been developed and put into practice. This study aims to explain the concepts of information society and e-government, to examine and evaluate the e-health applications in Turkey. From a methodological point of view, the study discusses the e-health projects in Turkey in a methodological way starting from the literature on e-government theory. It demonstrates the contribution of e-health projects in Turkey’s e-transformation process.
Matematiğin iktisat için önemli olduğu bir gerçektir ancak iktisatta kullanılan matematik bazı durumlarda yetersiz kalmaktadır; çünkü iktisat için önemli olan insan davranışları beklendiği gibi gerçekleşmeyebilmektedir. Sınırlı rasyonellik gösteren insan davranışları matematiksel olarak beklenen sonuçların ortaya çıkmamasına neden olabilir. Bu durumda insan davranışlarının iktisadi olarak ne şekilde olabileceğini açıklayan davranışsal iktisat önem kazanmaktadır. Davranışsal iktisat psikoloji ve iktisadın bir arada kullanılması ile ortaya çıkmıştır. İnsanların korku, mutluluk, tedirginlik gibi duygularının ekonomik kararları nasıl etkilediğini ortaya koymaktadır. İnsanların duyusal, zihinsel ve sosyal anlamda karar verme süreçlerini ne anlamda etkilediği ile ilgilenmektedir.
Davranışsal iktisat geleneksel anlamdaki ekonominin tam anlamıyla sorunları çözmemesi sonucunda ortaya çıkmıştır. Ekonomik anlamda insan davranışlarının psikolojik etkilerini de içermektedir. İnsan davranışlarının tam anlamıyla ne yönde olacağının kestirilememesi deneysel yaklaşımların kullanımını politik süreçlerde de geçerli kılmıştır. Bireylerin ne şekilde davranacağının bilinememesinin pek çok nedeni bulunabilir. Risk almaktan kaçınma isteği, deneyimler, yaşanan olumsuzluklar bu nedenlerden bazılarıdır.
Bireysel davranışların anlaşılması iktisadi alanda olduğu gibi diğer pek çok alanda da olumlu sonuçlar doğurmaktadır. Bu durum çoğu kez kamu politikalarının başarısını da doğrudan Bu nedenle davranışsal kamu politikaları gün geçtikte daha önemli bir hale gelmektedir. Davranışsal kamu politikaları kullanılarak bireyin ve toplumun refah seviyesinin arttırılması amaçlanmaktadır. Davranışsal kamu politikalarının şekillenmesinde çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. Toplumsal pazarlama, dürtme gibi yöntemler davranışsal kamu politikalarının daha etkin bir şekilde kullanılmasına yardımcı olmaktadır. Örneğin dürtme pek çok ülkede politika oluşmasında kullanılan bir araçtır. Dürtme teorisine göre herhangi bir şey yasaklanmadan veya engellenmeden insan davranışlarının değiştirilmesi olasıdır. Emeklilik, yoksulluk gibi birçok farklı kamu politikasında dürtme kullanılmaktadır.
Bu çalışmada ilk olarak davranışsal iktisat kavramı açıklanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde davranışsal kamu politikaları incelenerek kamu politikalarında davranışsal yaklaşımın önemine değinilmektedir. Çalışma, davranışsal kamu politikalarını yerli ve yabancı literatüre göre değerlendirmeyi amaçlayan literatür incelemesi metodunu kullanmıştır.
Anahtar Kelimeler: Davranışsal İktisat, Kamu Politikaları, Davranışsal Kamu Politikaları.
EDİTÖR: Dr. Öğr.Üyesi Gökhan AK, EKİN YAYINEVİ, BURSA, SS. 71-89