SOCIAL SCIENCES
STUDIES JOURNAL
SSSjournal (ISSN:2587-1587)
Economics and Administration, Tourism and Tourism Management, History, Culture, Religion, Psychology, Sociology, Fine Arts,
Engineering, Architecture, Language, Literature, Educational Sciences, Pedagogy & Other Disciplines in Social Sciences
Vol:4, Issue:24
sssjournal.com
Article Arrival Date (Makale Geliş Tarihi) 02/10/2018
pp.4872-4880
ISSN:2587-1587
2018
sssjournal.info@gmail.com
The Published Rel. Date (Makale Yayın Kabul Tarihi) 17/11/2018
Published Date (Makale Yayın Tarihi) 17.11.2018
HELÂL OTEL SERTİFİKASI KURALLARININ FIKHÎ İLKELER ÇERÇEVESİNDE
DEĞERLENDİRİLMESİ
EVALUATION OF THE HALAL HOTEL CERTIFICATE RULES IN THE FRAMEWORK OF
THE ISLAMIC LAW PRINCIPLES
Dr. Öğr. Üyesi Ahmet ÖZDEMİR
Kastamonu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi İDKAB Eğitimi Bölümü, Kastamonu/Türkiye
Article Type
: Research Article/ Araştırma Makalesi
Doi Number
: http://dx.doi.org/10.26449/sssj.945
Reference
: Özdemir, A. (2018). “Helâl Otel Sertifikası Kurallarının Fıkhî İlkeler Çerçevesinde Değerlendirilmesi”,
International Social Sciences Studies Journal, 4(24): 4872-4880
ÖZ
Turizm sektöründe faaliyet göstermekte olan; otel, pansiyon ve tatil köyü gibi tesislerin helâl sertifikası almaları için uymaları
gereken kurallar bulunmaktadır. Bu kurallar fıkıh ilmi çerçevesinde incelendiğinde, bir kısmının zarurî olarak sağlanmasının gerekli
olduğu, bir kısmının ise tavsiye nitelikli olduğu görülmektedir. Zorunlu olarak uyulması gereken kurallara örnek olarak otel
içerisinde bayan ve erkek kullanımına ayrı ayrı tahsis edilmiş havuzların bulunması, lokanta hizmetlerinde haram ürünlerin
kullanılmaması, namaz ibadeti için mekân tahsis edilmesi gösterilebilir. Otel içindeki etkinliklerin namaz saatlerine göre ayarlanması,
kıble yönünün belirtilmesi, odalarda Kur’an-ı Kerim bulunmasını ise mecburî olmayıp fıkhen tavsiye niteliği taşıyan uygulamalara
örnek olarak gösterilebilir.
Helâl otel sertifikasında ikili bir ayırıma gidilerek asgarî şartları taşıyan helâl oteller ile azamî hassasiyeti ilke edinen oteller şeklinde
iki farklı kategori oluşturmak mümkündür. Müşteri hedef kitlesi olarak sadece İslam ülkelerini ve dinî duyarlılığı olanları belirleyen
oteller tüm kuralları yerine getirerek “Sarı Helâl Otel Sertifikası” alırken; müşteri hedef kitlesini daha geniş tutanlar, dinî duyarlılığı
ön planda olanların da otellerinde hizmet almasını sağlamak amacıyla “Mavi Helâl Otel Sertifikası” almayı tercih edebilirler. Bu
çalışmada, helâl otel standartları için beyan edilen ilkeler fıkıh ilmi çerçevesinde değerlendirilerek uyulması mecbur kurallar ile,
tavsiye edilen kurallar şeklinde ikili bir tasnif sistemi geliştirilmesi hedeflenmektedir. Burada elde edilen sonuçların uygulamaya
geçirilmesi ile, iki farklı helâl otel standardı geliştirilip helâl turizm pazarının büyümesine katkı sağlamak mümkün olabilecektir.
Anahtar Kelimeler: Fıkıh, Helâl Otel Sertifikası, Teklifî Hüküm, Farz, Haram
ABSTRACT
There are certain rules for hotels, hostels and holiday villages etc. to have a halal certificate in the tourism sector. Upon examination
of these rules in the framework of Islamic Law, it is seen that some of them are compulsory while some of them are optional. As an
example to the compulsory rules, to build two separate pools for men and women, not to use any product forbidden by religion and
facilitating a place for the prayer (namaz) worship can be counted. Organizing the activities within the hotel according to prayer
hours, indicating the direction of Kiblah, putting Quran in the rooms are not compulsory but recommended activities which can be
defined as optional (mendup) in the Islamic Law.
For the halal hotel certificate, it is possible to create two groups in which halal hotels with the minimum requirements are included in
one and hotels having the utmost requirements are included in the second one. The hotels selecting the Islamic countries and those
with a religious consciousness as their target customers are awarded the “Yellow Halal Hotel Certificate” other hotels with a broader
customer range may be awarded “Blue Halal Hotel Certificate” to also include other holiday makers with a religious awareness. It is
aimed in this study to form a binary classification system as the compulsory rules and other optional ones declared for the halal hotel
standards in the framework of the Islamic Law. With the application of the results obtained herein, two different halal hotel standards
will be developed and it will be possible to contribute to the growth of halal tourism market.
Keywords: Islamic Law, Halal Hotel Certificate, Permissible, Fardh (obligation), Forbidden by Religion
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018
Vol:4
Issue:24
pp:4872-4880
1. GİRİŞ
Dünya turizm sektöründe alternatif konaklama şekilleri günden güne gelişim göstermektedir. Dinî duyarlılığı
olan insanlara hizmet etme amacı ile helâl otel sertifikalı otel işletim yönteminin büyük bir artış gösterdiği
görülmektedir (Pamukçu, 2017: 47). Bir otelin helâl otel sertifikası alabilmesi için çeşitli yükümlülüklerinin
olması tabiîdir. Bu yükümlülükler, yapılması gerekenler ve yapılmaması gerekenler olarak ikiye
ayrılmaktadır. Bu ikili ayırım kendi içinde mutlaka gerekli olanlar ile olması tavsiye edilenler olarak ikiye
ayrılmaktadır. Fıkıh usulünde teklifî hükümler başlığı altında hükümlerin çeşitleri ayrıntılı olarak ele
alınmıştır. Hükümlere ilişkin kavramların tanımlanmasında mezhepler arasında farklı yaklaşımlar olmakla
birlikte, yapılması olumlu ve iyi görülen davranışlar farz, vacip, mendup, sünnet, müstehap, nafile,
kavramları ile ifade edilirken; yapılması istenilmeyen davranışlar tenzihen mekruh, tahrimen mekruh ve
haram kavramları ile tanımlanmıştır. Yapılması ve terk edilmesi serbest bırakılan alan ise mubah, helâl,
meşru ve caiz kavramları ile ifade edilmiştir.1 Güzel görülen davranışlar ve günah/çirkin kabul edilen bir
davranışlar için birden çok kavramın kullanılmasının sebebi, yapılan davranışın bağlayıcılık ölçüsünün farklı
olmasıdır. Uhrevî olarak karşılaşılacak olan ödül ve ceza, ortaya konulan fiilin niteliğine göre değişiklik
gösterecektir.
Fıkıh literatüründe oluşmuş bu kavram bilgisinden hareketle teklifî hükümleri, zorunlu olarak uyulması
gerekenler ile tavsiye niteliğinde olan hükümler olmak üzere iki kategori olarak sınıflandırma yapılabilir.
Buna göre farz, vacip hükmünü taşıyan davranışlar yapma (edâ) bakımından, haram hükmü taşıyan
davranışlar ise yapmama (kaçınma) bakımından zorunlu olarak riayet edilmesi gereken hükümler sınıfına
dâhildir. Mendup, sünnet, müstehap, fazilet, nafile, meşrû, caiz ve helâl hükmü ile tanımlanan davranışlar ise
zorunlu olarak uyulması gerekli olmayan tavsiye nitelikli hükümler sınıfına dâhildir. Helâl otel sertifikası
kuralları tespit edilirken fıkıh usulündeki teklifî hükümlerin bağlayıcılık bakımından farklılığını gösteren bu
bilgilerden istifade edilecektir.
2. HELÂL OTEL SERTİFİKASI KURALLARI
Resmi kurumlar tarafından henüz helâl otel standardizasyonu yapılmadığı için genel kabul görüp
uygulamaya geçirilen bir standardizasyon bulunmamaktadır. Bu konudaki ihtiyaca cevap vermek üzere sivil
toplum kuruluşları tarafından standart belirleme çalışmaları yapılmaktadır. Turizm sektöründe faaliyet
göstermekte olan konaklama işletmelerinin2 helâl sertifikası almaları için uygulamaları gereken kuralları
beyan eden çeşitli standardizasyon sistemleri incelendiğinde3 bu kuralların bir kısmının Müslümanlar için
zorunlu olarak uyulması gereken esaslar olduğu, bir kısmının ise tavsiye niteliğinde olup en iyi olana
yönlendirme amacı taşıdığı görülmektedir. Hâlihazırda yapılan, tüm kuralları tek bir başlık altında sunmaktır.
Ancak dinen uyulması mecburi olan kurallar ile tavsiye niteliğinde olan kuralların tek bir başlık altında
sunulması isabetli değildir. Sağlıklı bir standart yapılabilmesi için zorunlu olan ile olmayan esasların
ayrılması gerekmektedir.
2.1. Zorunlu Olarak Bulunması Gereken Kurallar
Üzerinde çalışılan mevzu sadece helâl otel standardizasyonu çerçevesinde olduğu için temizlik, güvenirlilik,
emeğin hakkının tam ve zamanında verilmesi, can ve mal güvenliğinin sağlanması gibi tüm otellerde dikkat
edilmesi gereken hususlara burada değinilmeyecektir. Bu araştırmada amaç, tüm otellerde aranan asgari
standartlara “helâl” kavramına uyum için yapılacak ilave standart kurallarını zorunlu olan, tavsiye edilen
ayırımı yaparak tespit etmektir.
Zorunlu olarak uyulması gereken kuralları; mahremiyet sınırlarının korunması, ibadetlerin yapılabilmesi için
gerekli imkânların sunulması, eğlencenin sınırlarının belirlenmesi, yemeklerde helâl ürünlerin sunulması
başlıkları altında toplamak mümkündür.
* Bu makale, Kastamonu Üniversitesi Turizm Fakültesi tarafından 7-9 Nisan 2017 tarihinde Alanya’da düzenlenen 1. Helâl Turizm Kongresinde
sunulan ve bildiri kitabında yayınlanan tebliğ gözden geçirilerek, gerekli değişiklik ve düzenlemeler yapılarak hazırlanmıştır.
1
Teklifî hüküm çeşitleri ve oluşum süreci hakkında bkz. Dilek, U. B. (2011). Teklifî Hüküm İfade Eden Kavramların Doğuşu, Gelişimi ve
Terimleşmesi, İslâm Hukuku Araştırmaları Dergisi, 18, s. 211-242.
2
Helâl otel işletmelerinin Türkiye’deki mevcut durumunu ve istatistikî veriler için bkz. Pamukçu, H.ve Arpacı, Ö. (2015). Helâl Konseptli Otel
İşletmeleri: Türkiye’deki Mevcut Durum Üzerine Bir Araştırma, 1. Uluslararası Türk Dünyası Turizm Sempozyumu Bildirileri, s. 319-331,
Kastamonu: Kastamonu Üniversitesi.
3
Helâl otel sertifikası için aranan şartlar hakkında örnekler için bkz. http://adlbelge.com/helâl-otel-sertifikasi (Erişim Tarihi: 05.01.2017);
http://www.gimdes.org/helâl-otel-nasil-olmali-2.html (Erişim Tarihi: 05.01.2017); http://www.turizmaktuel.com (Erişim Tarihi: 05.01.2017)
sssjournal.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal)
4873
sssjournal.info@gmail.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018
Vol:4
Issue:24
pp:4872-4880
2.1.1. Mahremiyet Sınırlarının Korunması Kapsamındaki Kurallar:
a- Otelde bay-bayan kullanımına ayrı ayrı tahsis edilmiş havuzlar bulunmalıdır. Otelde tek havuz olması
durumunda dönüşümlü kullanılması sağlanmalıdır.
b- Bay ve bayan havuzlarına giriş-çıkış yolları birbirinden bağımsız halde olmalıdır.
c- Bayan havuzlarının dışarıdan görülmesine engel olunmalıdır. İçeride fotoğraf ve kamera kaydı alınmasına
izin verilmemelidir.
d- Televizyon yayınlarında müstehcen kanallara yer verilmemelidir.
e- Bina içinde ve dışında müstehcen nitelikli reklam, pano, afiş bulunmamalıdır.
f- Kuaför ve masaj salonlarında müşteriler ve hizmet sunanlar bakımından erkek-kadın ayrımı sağlanmalıdır.
g- Mahremiyete aykırılık olacağı için oda içleri kamera takibine alınmamalıdır.
h- Otelde evli olmayan çiftlerin kalmasına izin verilmemelidir. Birinci dereceden yakın akraba olmayanların
aynı odada kalmalarına izin verilmemelidir.
Buraya kadar zikredilen kuralların mecburiyet taşımasının gerekçesi ayet ve hadislerde kadın ve erkeğin
örtülmesi gereken yerlerinin beyan edilmesi, birbirine yabancı olan erkek ile kadınların birbirlerini görme ve
dokunma hususundaki sınırları açıklayan ayet ve hadislerin bulunmasıdır. Tesettürün mevcudiyeti zarurî ilim
ifade eden Kur’an ayetleri ile sabit olmuştur. (Topaloğlu, 1991: 16) “Mü’min erkeklere söyle, gözlerini
haramdan sakınsınlar, ırzlarını korusunlar. Bu davranış onlar için nezihtir. Şüphe yok ki, Allah onların
yaptıklarından hakkıyla haberdardır. Mü’min kadınlara söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, ırzlarını
korusunlar. Görünen kısımlar hariç ziynetlerini göstermesinler. Bir de başörtülerini yakalarının üzerine
salıversinler…” (Nur Suresi, 24/30-31). Hz. Peygamber (s.a.) hadislerinde harama bakmama konusunda
Müslümanlara uyarılarda bulunmuştur (Ebû Dâvûd, Nikâh, 2149).
Evli olmayan erkek ve kadının aynı odada kalmalarının yasak olmasının temelinde, İslâm dininin nikâh bağı
olmadan birlikte yaşamayı, aralarında nikâh bağı olmayan birbirine yabancı erkek ve kadının kimsenin
bulunmadığı kapalı yerlerde bulunmayı ve zinayı yasaklaması gelmektedir. Bu konuda birçok ayet ve hadis
bulunmaktadır. İsrâ Suresi 32. ayetinde “Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o, son derece çirkin bir iştir ve çok kötü
bir yoldur.” buyrulmuştur. Hz. Peygamber (s.a.) “Bir adam yanında mahremi olmadıkça yabancı bir kadınla
yalnız kalmasın.” (Buhârî, Nikâh, 4935) ikazı ile korunması gereken mahremiyet sınırlarını beyan etmiştir.
Birbirine yabancı erkek ve kadınların arasında mahremiyet kuralları bakımından olması gereken ölçü ve
sınırlara dair ayet ve hadislerdeki bu uyarılar, otellerde havuz, hamam, plaj, spa merkezi, masaj salonu ve
sauna gibi alanlarda erkek ve kadınlar için ayrı mekânların tahsis edilmesini zorunlu kılmaktadır. Aynı odayı
paylaşacak kişilerin yakın akraba veya evli olma zorunluluğu bulunmalıdır. Naslarda bu konuda yer alan
hükümler, tavsiye niteliğinde olmayıp, mutlaka uyulması gereken sınırları beyan ettiği için oteller, helâl otel
sertifikası alabilmek için bu kurallara uygun hareket etmekle yükümlü olmalıdır.
2.1.2. Eğlencenin Sınırları Bakımından Uyulması Gereken Kurallar:
a-Eğlence ve animasyon gösterilerinde dinin haram saydığı davranış ve uygulamalar yapılmamalıdır.
b- Kumarhaneler ve bahis oyunu mekânları bulunmamalıdır.
Kur’an’da içki ve kumar yasağı aynı ayette bulunmaktadır. Mâide Suresi 90. Ayetindeki “Ey İman edenler!
İçki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak, şeytan işi birer pisliktir. Onlardan kaçının ki kurtuluşa
eresiniz.” uyarısı konaklama yerlerinin helâl statüsü elde edebilmeleri için alkol, uyuşturucu, kumar ve bahis
gibi haram kabul edilen uygulamalara işletmelerinde yer vermemelerini zorunlu kılmaktadır.
Eğlence ve gösteri amaçlı etkinliklerde içki, uyuşturucu gibi haram unsurların bulunması, cinsellik ihtiva
eden genel kamu ahlakına aykırı dans ve oyun gösterilerin yapılması helâl otel standardına aykırılık
taşıyacaktır.
2.1.3. İbadetlerin Yapılabilmesi İçin Alınması Gereken Tedbirler:
a- Abdest almak ve namaz ibadetini yerine getirebilmek için mekân tahsis edilmelidir.
b- Ramazan ayında imsak ve iftar saatlerinde yemek hizmetleri bulunmalıdır.
sssjournal.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal)
4874
sssjournal.info@gmail.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018
Vol:4
Issue:24
pp:4872-4880
Birçok ayet-i kerimede namaz kılmanın ve oruç tutmanın farz kılındığı bildirilmektedir.4 Ayrıca İslâm’ın beş
esas üzerine bina edildiğini ifade eden hadiste namaz ve orucun bu esaslardan olduğu beyan edilmiştir
(Tirmizî, İman, 2609). Namaz kılabilmek için abdestli olmak gerekir. Bu sebeple, lavabolarda abdest almak
yasaklanıyorsa, abdest almak için mutlaka başka uygun bir yer gösterilmelidir.
Odalarda her zaman namaz kılma fırsatı bulunamayacağından otelin bir yerinde mescit açılması helâl otel
standardında mecbur olarak kabul edilmelidir. Ramazan ayının hususiyeti sebebiyle bu ayda oruç tutan
müşteriler için iftar ve sahur vakitlerinde yemek hizmeti sunulmalıdır.
2.1.4. Yemek Hizmetinde Uyulması Gereken Kurallar:
a- Yemek hizmetlerinde alkollü içeceklere yer verilmemelidir.
b- Depolama, taşınma, pişirilme ve sunulma aşamalarında helâl ürünlerin haram ürünlerle karışması
engellenmelidir.
c-Domuz ürünleri ve türevleri kullanılmamalıdır.
d- İslâmî esaslara göre kesimi yapılan hayvanların etleri kullanılmalıdır.
e- Otelde kullanılan ürünlerde israfın önüne geçilmesi için tedbirler alınmalıdır.
İslâm dininde helâl sahası çok geniştir. Ancak dünyanın imtihan sahası olması, sağlığın korunması gibi
birçok hikmete dayalı olarak bazı ürünlerin kullanılması yasaklanmıştır. Hayvan türlerinden domuz ve İslâmî
usuller gözetilmeden kesilen hayvanların etleri fıkıh mezheplerinin ittifakı ile haramdır. Bu hükmün
temelinde “Allah size ancak leş, kan, domuz eti ve Allah’tan başkası adına kesileni haram kıldı…” (Nahl
Suresi, 16/115) ayeti bulunmaktadır.
Buna göre yemek hizmetlerinde domuz ve türevlerinin kullanılmaması, İslâmî esaslara göre kesimi yapılan
hayvanların etlerinin kullanılması ve satın alınmasından sofraya kadar geçen süreçte haram hükmünde olan
bir nesne ile buluşmaması için gerekli tedbirlerin alınması fıkhî bir gereklilik olduğu için, bu şartlar helâl otel
sertifikası için zorunlu olarak uyulması gereken kurallar kapsamındadır.
Sahip olunan servet, nimet ve imkânların yerli yerince kullanılmaması diye tanımlayabileceğimiz israf ve
savurganlık sadece helâl otel sertifikası alan mekânlarda değil insanın hayat sürdüğü her yerde kaçınılması
gereken bir davranış olduğunu kabul etmek gerekir. Kur’an’da harcamalarda orta yolu tutmak emredilmekte
(Furkân Suresi, 25/67) ve israf etmek yasaklanmaktadır (En’am Suresi, 6/141). Resûlullah (s.a.) akan
nehirden abdest alırken bile israf edilmemesi gerektiğini bildirmektedir (İbn Mâce, Tahare, 425). Otellerdeki
israfın önüne geçilmesi için yapılması gerekenler başlı başına bir proje çerçevesinde ele alınmayı
beklemektedir. Helâl otel sertifikası için zorunlu olarak israfın önlenmesi için gerekli tedbirlerin alınması
şartı ileri sürülerek acil çözüm bekleyen bu meselede belki ilk adımı atmak mümkün olabilecektir.
2.1.5. Taharet Kapsamında Uyulması Gereken Kurallar:
a-Tuvaletlerde su tesisatı bulunmalıdır.
b-Küçük çocuklar için ayrı bir çocuk havuzu bulunmalıdır.
Namaz ibadetinin şartlarından olan “necasetten taharet” namaz kılacak kimsenin vücudunun ve elbisesinin
temiz olmasını gerektirmektedir. Bütün necaset çeşitleri ve necis maddelerin temizliği için temizlik
yollarından öncelikle yıkama yolu uygulanır. (Akyüz, 1995:356) Su olmadığında yeterli temizlik
sağlanamayacağından dolayı, helâl otel statüsü tuvaletlerde su tesisatının bulunmasını zorunlu kılmaktadır.
Küçük çocukların idrarını tutamayacaklarını ve havuzu kirletebileceklerini düşündüğümüzde çocuklar için
yetişkinlerden ayrı bir havuzun tahsis edilmesi, fıkıhtaki “necasetten taharet” kuralı sebebi ile önem arz
etmektedir.
2.2. Helâl Otel Sertifikası İçin Tavsiye Niteliğindeki Kurallar
Bir otelin helâl sertifikası alması için zorunlu kuralların yanında tavsiye niteliğinde kurallar da bulunmalıdır.
Bu sayede asgari şartları taşıyan oteller ile müşteri memnuniyeti için daha fazla hizmet sunan otelleri
ayırmak mümkün olacak ve helâl oteller arasında “iyi, daha iyi ve en iyi” kategorisi uygulanabilecektir.
Zorunlu olan kuralları yerine getiren işletmeler en alt kategoriden helâl sertifikası alırken, tavsiye niteliğinde
kuralları da hayata geçiren oteller mevcut yıldız kategorisine benzer bir şekilde sınıflandırılabilecektir.
4
Namaz ve oruç hakkındaki ayetlerin konu bakımından tasnifi ve listesi için bkz. Özdemir, A. (2014). Kur’an’da Yeralan Fıkhî İlke ve Konular,
s.113-118, Murat Kitabevi. Ankara.
sssjournal.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal)
4875
sssjournal.info@gmail.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018
Vol:4
Issue:24
pp:4872-4880
2.2.1. İbadetlerin Yapılabilmesi İçin Tavsiye Kuralları:
a- Otelde yapılacak etkinliklerin namaz saatleri ve iftar vakitleri dikkate alarak planlanması
Oteldeki etkinliklere katılmak mecburiyet taşımadığına göre isteyenler namaz kılmaya engel olacak
durumlarda etkinliğe katılmayarak ibadetlerini yerine getirme imkânı bulacaklardır. Bu sebeple etkinliklerin
namaz saatleri dikkate alarak planlanması zorunlu kurallar arasında zikredilmemiştir. Ancak tüm konuklara
hizmet sunabilme ilkesinin işletme sahipleri için ideal bir yaklaşım olduğu göz önüne alındığında ibadetlerini
yaptıkları için etkinliklere katılamayacak durumda olan misafirler de dikkate alınarak etkinlikler için zaman
planlamasının buna göre yapılması en doğru olan uygulama olacaktır.
b- Cuma namazları için yakında bulunan camilere ulaşım imkânı sağlanması
Cuma namazı erkekler için farz bir ibadet olmasına rağmen bu maddenin tavsiye kurallar içinde
bulunmasının nedeni cuma namazı için camiye ulaşma sorumluluğunun otelin değil fertlerin sorumluluğunda
olmasıdır. Fertlerin kendi imkânlarını kullanarak Cuma namazı için camiye gitmelerinin önünde bir engel
yoktur. Cuma namazı için servis tahsisi müşteri memnuniyetini sağlama bakımından faydalı bir uygulama
olacaktır. Ancak bunu mecburî kabul etmek isabetli değildir.
c- Odalarda kıble yönünün gösterilmesi, seccade ve Kur’an-ı Kerim bulunması, namaz saatini gösteren
takvimlerin olması
Burada zikredilenler ibadetini yapmak isteyenlerin otel yönetimine muhtaç olmadan da çözüm bulabileceği
hususlardır. Gelişen teknolojik araçların bu konuda büyük kolaylık tanıdığı malumdur. Otelin bu imkânları
sunmasını ise zorunlu olmadığı halde müşteri memnuniyeti için yaptığı faydalı uygulamalar arasında
sayabiliriz.
d- Mescitlerin gürültü ve sese karşı izole edilmesi
Namaz kılarken dışardan duyulan ses ve gürültü namazı bozmayacağı için her ne kadar zorunlu kurallar
çerçevesinde ele alınmasa da, ibadetin huzurlu bir şekilde yerine getirilmesi ve ibadet edenlere saygı
gösterilmesi için ses ve gürültüye karşı uygun mekânların mescit olarak tahsis edilmesi helâl otel sertifikası
için tavsiye edilen kurallardandır.
2.2.2.Yemek Hizmetinde Tavsiye Kuralları:
a- Yemek hizmetlerinde bütün fıkıh mezheplerinin caiz kabul ettiği ürünlerin bulunması
Fıkıh mezhepleri ictihad5 farklılığına dayalı olarak bir mesele hakkında farklı hükümler verebilmektedirler.
Yenilmesi helâl olan ürünler konusunda özellikle de hangi hayvan türlerinin yenilebileceği konusunda farklı
görüşler bulunmaktadır. Burada şöyle bir soru gündeme gelmektedir. Helâl sertifikası için sadece tüm
mezhepler tarafından ittifakla helâl kabul edilenler mi otelde bulundurulacaktır yoksa bir mezhep tarafından
helâl görülmesi, o ürünü otelde bulundurmak için yeterli kabul edilebilir mi?
İctihad seviyesinde olmadığı için fıkhî bilgiyi taklit ederek öğrenenlerin tek bir mezhebe bağlı kalma
mecburiyetinin olmadığı hususunda fıkıh usulünde genel bir kabul vardır. Sadece, kendi mezhebi dışındaki
mezhepleri hangi durumlarda taklit edilebileceğinde ihtilaf mevcuttur. Bu ruhsatı kullanabilmek için zarurî
şartların mevcut olmasını savunanların yanında ihtiyaç söz konusu ise farklı mezheplerden
yararlanılabileceğini savunanlar da vardır. Hatta zarurete ya da ihtiyaca dayalı olmaksızın Müslümanların
kendi durumuna en uygun ictihada göre hareket edebileceğini savunlar da bulunmaktadır.6 İctihad edemeyen
kişi için taklit ve bilmeye ihtiyaç duyduğu hükümleri ilim ehline sormak vacip olmakla birlikte, karşılaştığı
bütün meselelerde belirli bir imamı taklit etmesi vacip değildir (Şa’ban, 2015: 450). Buna göre, bir
Müslüman ictihad ehliyetine sahip herhangi bir âlimin görüşü doğrultusunda hareket ediyorsa ona dinin
kurallarına aykırı hareket ediyor diye bakılamaz. O kişi dinî bakımından sorumlu olmayacaktır ve yaptığı o
uygulama dinin meşruiyet sınırları içindedir.
Bu açıklamalardan çıkan sonuca göre, otellerde yemek hizmetlerinde bütün fıkıh mezheplerinin helâl kabul
ettiği ürünleri bulundurmayı zarurî kurallar çerçevesinde değerlendirmek isabetli olmayacaktır. Bununla
birlikte sadece kendi mezhebine bağlı olup başka mezheplere tabî olmayı hiçbir zaman kabul etmeyen
5
İctihad, Kitap ve sünnette bir konunun hükmü açık olarak bulunamadığı zaman, fıkıh usulü ilkelerinden yararlanarak bilgiyi elde edebilmek için
yapılan ilmî çalışmadır. Bkz. Karaman, H. (1996). İslâm Hukukunda İctihad, s. 19, İfav Yayınları, İstanbul.
6
Mukallidin mezhepler karşısındaki durumu hakkındaki ortaya konan görüş ve değerlendirmeler için bkz. Karaman, H. (1993). İslâm’ın Işığında
Günün Meseleleri, II, 521-529, Nesil Yayınları, İstanbul.
sssjournal.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal)
4876
sssjournal.info@gmail.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018
Vol:4
Issue:24
pp:4872-4880
müşterilerin de olabileceği varsayımı ile her mezhebe göre caiz olan yiyecekleri bulundurmak tavsiye
nitelikli kurallar içerisine dâhil edilebilir.
Hanefilere göre deniz ürünlerinden sadece balık türleri helâl iken, diğer fıkıh mezheplerinde deniz
mahsullerinde bu şekilde bir sınırlandırma bulunmamaktadır. Bu yaklaşımın bir sonucu olarak, bir otelin
balık dışındaki deniz ürünlerini otel müşterilerine sunması helâl otel belgesi almasının önünde engel olarak
görülmemelidir. Bir ürünün tüketilmesi bir mezhebe göre caiz ise onu otelde müşterilere sunmak helâl otel
sertifikasına aykırı kabul edilmemelidir. Bununla birlikte oteller tek bir mezhebe bağlı olarak hayatını
sürdürmek isteyen müşterilerin de bulunabileceğini düşünerek, tüm mezheplerin ittifakla caiz gördüğü
yiyecekleri alternatif olarak sunmalıdır.
b- Kullanılan ürünlerde helâl sertifikası bulunması
Türkiye’de son yıllarda helâl gıda alanında faaliyetlerin yaygınlaştığı görülmektedir. Fıkıh ilmi çerçevesinde
bu hususu şu şekilde değerlendirebiliriz. Hayatta %100 kesinlik mümkün ve uygulanabilir olmadığı için
galib-i zanna (gerçekleşme ihtimali daha yüksek olana) itibar edilir (Merginânî, t.y., s. 37). Yalan üzere
birleşmesi mümkün olmayan büyük bir çoğunluğun rivayetine dayalı olduğu için (mütevâtir) kesinlik taşıyan
Kur’an ve mütevâtir hadislerin yanında, bu derecede olmayan ayet ve hadisler de hüküm verirken delil
olarak kullanılabilmektedir. Yolda yürürken ayağa değen toprağa birisinin necis (dinen pis kabul edilen) bir
maddeyi dökme ihtimali az da olsa bulunmasına rağmen temiz kabul edilmekte, yanılma ve yanıltma ihtimali
olmasına rağmen mahkemelerde şahitlerin ifadesine dayalı olarak hüküm verilmekte, ağaçtan yere düşen
elmayı yemek –oradan geçen bir hayvanın kirletme ihtimaline rağmen- caiz kabul edilmektedir. Bu ve
benzeri binlerce örnek vermek mümkündür. O halde fıkıh, hayatı idame ettirirken mutlak bir kesinlik arama
sorumluluğu yüklememekte, gerçeklik ihtimali yüksek olana dayanarak da hareket edebilme kolaylığı7
tanımaktadır.
Müslümanlara hangi hayvanların yenilmesinin haram kılındığı vahiy ile beyan edilmiştir. Helâl olanlar ise
isim isim sayılmak yerine "Haramlığı beyan edilenlerin dışındakiler helâl kılındı" (Mâide Suresi,
5/1)buyrulmuştur. Bu durum haram alanın dar ve sınırlı, helâl sahanın ise geniş olduğunu gösterir. “O,
yeryüzünde olanların hepsini sizin için yaratandır…” (Mülk Suresi, 67/15) ayeti yeraltı ve yerüstü
zenginlikleri ile bütün yerkürenin insanların hizmetine sunulduğunu ifade etmektedir ki, bu da aslolanın helâl
olduğunu ve bir şeye haram hükmünün ancak bir delile dayalı olarak verilebileceğini gösterir. Bu ilkeden
hareketle diyebiliriz ki, fıkıh bilgininin yeni üretilen bir gıdanın dinî hükmünü araştırırken onu haram kılacak
unsur taşıyıp taşımadığını tespit etmesi yeterlidir. Çünkü haram nesne barındırmayan gıdalar aslolanın
helâllik olması ilkesinden hareketle mubah hükmünde olacaktır (Özdemir, 2014: 55).
Türkiye ölçeğinde helâl gıda çalışmalarına bakıldığında çoğunluk itibariyle Müslüman olan bu ülkede aksine
bir delil olmadığı sürece üretilen ürünlerin helâl olarak kabul edilmesi isabetli olacaktır. Bir işletmenin helâl
gıda sertifikası almaması oranın haram ürünler ürettiği anlamına gelmeyecektir. Helâller sayılmaya
başlandığında –mubah alan çok geniş olduğundan- eksik bırakılan her ürün, haram gibi görülmeye
başlayacaktır ki, bu da başka bir mesuliyet doğuracaktır. Çünkü harama helâl demek gibi helâle haram
demek de büyük bir günah olacaktır. O halde Müslümanların çoğunluğu oluşturduğu toplumlarda yapılması
gereken helâlleri saymak değil, haramları delil ve bulguya dayalı olarak tespit etmektir.
Gayr-i müslim ülkelerde ise durum değişmektedir. Çünkü oralarda alkol, domuz eti, domuz yağı kullanımı
çok fazla olduğu için araştırma yapmaksızın helâl hükmünü vermek mümkün olmayacaktır. Helâl gıda
sertifikaları bu ülkelerde önemli bir işlev görmektedir. Örnek vermek gerekirse çikolata yapımında yaygın
bir şekilde likör kullanılan bir ülkede çikolata yiyebilmek için, pizzada domuz etinin yaygınlıkla kullanıldığı
ülkelerde de pizza yiyebilmek için önceden helâlliğinin araştırılması gerekir.
Bu açıklamalardan çıkan sonuca göre; Türkiye özelinde düşündüğümüzde yurtiçinden temin edilen ürünlerde
helâl sertifikası bulundurma zorunluluğu bulunmamaktadır. Ancak ithal edilen ürünlerde haram katkı
maddesinin bulunma şüphesinin mevcut olması durumunda, bu hususta hassasiyet gösterilmesi gerekli
olacaktır. Helâl otel standardı belirlenirken Türkiye’den temin edilen veya diğer İslam ülkelerinden ithal
edilen ürünlerde “helâl belgesi” talep mükellefiyeti olmamakla birlikte, diğer ülkelerden yapılacak ithalatta
“helâl belgesi” bulunma mecburiyeti aranılmalıdır.
2.2.3. Mahremiyet Kapsamındaki Tavsiye Kuralları:
a- Sağlık görevlisi olarak hem kadın, hem de erkek hemşire ve doktor istihdamının sağlanması
7
Fıkıh ilminde kolaylığın yeri ve kolaylık içeren hükümler için bkz. Çalış, H. (2013). İslâm’da Kolaylaştırma İlkesi. Ensar Neşriyat, İstanbul.
sssjournal.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal)
4877
sssjournal.info@gmail.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018
Vol:4
Issue:24
pp:4872-4880
Fıkıh ilminde birbirine yabancı kadın ile erkek arasında bakma ve dokunma bakımından belirli
sınırlandırmalar getirildiği malumdur (Serahsî, 2000: X, 255). Ancak bu sınırlar zarurî maslahatları koruma
durumunda belirli ölçüde değişebilmektedir. Zaruret ve ihtiyaca dayalı olarak kadının erkeği, erkeğin de
kadını muayene etmesi meşrudur.8 Bu sebeple bu madde zorunlu kurallar arasında zikredilmemiştir. Ancak
sağlık hizmetleri bakımından hem erkek, hem de kadın görevlinin istihdam edilmesi en ideal ortamı
oluşturacağı için tavsiye nitelikli kurallar arasında sayılmıştır. Dinî kuralların yanında, örfen ve fıtraten de
insanların hem cinsiyle sağlık mevzularında daha rahat konuşabileceği göz önünde tutulmalıdır.
b- Otel çalışanlarının giyim-kuşamlarına dinî kurallar çerçevesinde hassasiyet gösterilmesi
Fıkıh ilmi, kadın ve erkeklerin kılık-kıyafetlerinde uymaları gereken ölçü ve sınırları açıklamıştır. Bu
kurallara uymak şahsî açıdan zorunluluk taşımaktadır. Bu kurallara uygun davranmayanlar dinî sorumluluk
altındadır. Bu maddenin tavsiye ilkeler arasında sayılmasının sebebi, bir işletmede tesettür kurallarına uygun
olmayanların bulunmasının oradan hizmet almayı haram kılmaması sebebiyledir. Ancak dinî duyarlılığı olan
insanların bulundukları yerlerde ve yakın çevrelerinde kendileri gibi düşünen ve hareket eden insanlar görme
isteklerinin olacağını düşündüğümüzde, giyim-kuşam konusunda helâl otel sertifikası için belirli kuralların
getirilmesi tabiîdir.
2.2.4. Dini Duyarlılık Kapsamındaki Tavsiye Kuralları:
a- Tuvaletlerin kıble yönü olmayacak şekilde konumlandırılması
b- Yatakların ayak kısmı kıbleye gelmeyecek şekilde ayarlanması
Yatarken ayakları kıbleye uzatmayı yasaklayan bir ayet ya da hadis bulunmamaktadır. Kâbe’nin önemine
dayalı olarak bazı kaynaklarda kıble istikametine hassasiyet gösterilmesinden bahsedilmektedir. Ancak bu
açıklamalar genelde açık alanda kıbleye doğru tuvalet ihtiyacını gidermemek hakkındadır (Yıldırım,
1991:1721). Kapalı mekânlar için hüküm değişmektedir. Bununla birlikte kapalı-açık hiçbir yerde kıbleye
ayak uzatmak ve tuvaleti kullanmak istemeyenlerin de bulunacağını dikkate alarak otellerde oda iç
dizaynında bu hassasiyete dikkat edilmesi yerinde olacaktır.
3. HELÂL SERTİFİKASINDA TASNİF SİSTEMİ
Helâl otel sertifika kurallarını fıkhî ilkeler çerçevesinde incelediğimizde farz, vacip ya da haram hükümlerini
taşıdığı için zorunlu olarak uyulması gereken kuralların yanında, mendup ya da mubah hükmünde olduğu
için tavsiye niteliğinde kuralların da olduğu ortaya çıkmıştır. Bu tasnif, helâl otel sertifikasında ikili bir
ayırıma gidilmesini, asgarî şartları taşıyan helâl oteller ile azamî hassasiyeti ilke edinen oteller şeklinde iki
farklı kategori oluşturulmasını mümkün kılmaktadır.
3.1. A Sınıfı (Sarı) Helâl Otel Sertifikası
Bu grubun A sınıfı ya da herhangi bir renk ile tanımlanması bir öneri niteliğindedir. Başka isimlendirmeler
de yapılabilir. Sadece İslam ülkelerini ve dinî duyarlılığı olanları müşteri hedef kitlesi olarak belirleyen
oteller “Sarı Helâl Otel Sertifikası” ya da “A sınıfı Helâl Otel Sertifikası” almayı tercih edebilirler. Bu
sertifikayı almak için yukarıda izah edilen hem zorunlu kuralları, hem de tavsiye niteliğindeki kuralları
yerine getirme mecburiyeti olacaktır. Otel tercihinde bulunurken A’dan Z’ye dinî hassasiyetin gözetilmiş
olmasını isteyen müşteri kitlesi için bu sertifika sahibi oteller başlıca tercih sebebi olacaktır. Arzu ettiği
ortamı bulamayacağı için turistik mekânlarda tatil yapmayı düşünmeyenler için de alternatif bir turizm
hareketliliği bu sayede sağlanabilecektir.
3.2. B Sınıfı (Mavi) Helâl Otel Sertifikası
Bir otel müşteri hedef kitlesini daha geniş tutarak farklı kesimlerin yanında dinî duyarlılığı olanlara da
hizmet vermeyi ilke edinebilir. Bu perspektif ile hareket edenler “Mavi Helâl Otel Sertifikası” ya da “B
Sınıfı Helâl Otel Sertifikası” olarak isimlendirilen sertifika alabilirler. Bu sertifika için zorunlu kuralların
yerine getirilmesi yeterlidir. Tavsiye kurallarına riayet etme beklenmemektedir. Asgarî şartlarda da olsa dinî
hassasiyetin gözetildiği ortamlarda tatil yapmak isteyenler için bu gruptaki oteller tercih sebebi olacaktır.
4. SONUÇ VE DEĞERLENDİRME
Hizmet sektöründe gelişim sağlayabilmenin temel şartlarından biri, müşteri memnuniyetini sağlamak ve
beklentilere cevap verebilmektir. Helâl otel sertifikaları, otellerde tatil yapma düşüncesinde olmayan birçok
insanı turizm hareketi içine dâhil ederek daha çok müşteriye hizmet sunabilme imkânı sağlayacaktır. Artan
8
İslâm Fıkhında zaruretin yeri ve kapsamı için bkz. Zuhaylî, V. (1982). Nazariyyetü’z-zarûreti’ş-şeriyye. Müessesetü’r-Risâle, Beyrut.
sssjournal.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal)
4878
sssjournal.info@gmail.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018
Vol:4
Issue:24
pp:4872-4880
talep sektörün canlanmasına, istihdam fırsatlarının artmasına, yurtdışından gelecek konuklar aracılığı ile
ülkeye döviz girdisinin sağlanmasına zemin hazırlayacaktır. Helâl sertifikası almayı tercih eden işletmeler
isterlerse A Sınıfı, isterlerse de B sınıfı sertifika alabilmelidirler. Helâl sertifikasının geçerliliğinin devamı
için sürekli ve düzenli bir denetleme sisteminin kurularak belirli aralıklarla kural ihlallerinin olup
olmadığının kontrol edilmesi gereklidir.
Helâl otel sertifikası olan otellerden başka dindar Müslümanların hizmet alabileceği bir başka otel çeşidi
farklı inançtan olanlara saygılı olan ve otel içinde alternatif çözümler sunan otellerdir. Bu otellerde dinî
hassasiyet olarak helâl otel sertifikası için belirlenen zorunlu ya da tavsiye nitelikli kurallara riayet
beklenmemektedir. Buradaki beklenti, dindar insana günaha girmeden o işletmede konaklama imkânı
sunması, Müslümanlara dinlerine uygun davranabilmeleri için alan açmasıdır. Bu otellerde yemek
hizmetlerinde domuz ve alkol bulunmasına rağmen, hazırlanmasından sunulmasına kadar karışıma gitmeden
-aynı ızgaranın kullanılmaması, ürünlerin birbirine temas etmemesi gibi durumlara dikkat ederek- ayrı bir
helâl yemek alternatifi sunulmalıdır. İsteyenlere alkollü içki sunulmakla birlikte, alkolsüz içecekler de
bulunmalıdır. Havuzların kullanılmasında vücudu daha fazla örten kıyafetlerin kullanılmasına engel
olunmamalıdır. Bu türden otelleri kullanan müşterilerin günah olan eylemi işlememe hususunda ferdî
gayretlerine ihtiyaç vardır. Mayo reklamı yapılan panoya bakmamak, tuvalette su tesisatı yok ise önceden
tedbir alarak tuvalete girmek, bahis oyun alanlarına gitmemek, masadaki alkollü içkiyi içmemek gibi haram
olan davranışlardan kaçınmak şahsın sorumluluğunda olacaktır.
Burada ortaya konan teklifler helâl turizm çerçevesinde değerlendirildiğinde, hayatında farz, vacip ibadetleri
yapmanın yanında mendup, müstehap olan davranışları da uygulamak isteyenler için A sınıfı helâl otel
sertifikası alan işletmeler tercih sebebi olacaktır. Yolculuk durumunun dinde belirli kolaylık hükümlerini
sağladığını düşünen ve otellerde zorunlu olarak bulunması gerekenler ile yetinecek olanlar, alternatif olarak
B sınıf helâl otel sertifikası alan işletmeleri de tercih edebilecektir. Gidilmek istenen yerde helâl otel
sertifikası alan otel olmadığında yapılması gereken farklı din ve inançtan olanlara göre yemek ve havuz
kullanımında düzenlemeler yapmış olan otellerin tercih edilmesidir. Bu tercihe en son başvurulacağı ve
orada bulunulduğu sürece günah kabul edilen eylemlerden kaçınma hususunda fertlere önemli sorumluluklar
düştüğü ortadadır. Bu üç gruba girmeyen, dinî duyarlılıklara kayıtsız ve yenilen yemeklerde haram ürünlerin
kullanıldığı otellerden hizmet almak ise fıkhen meşru olmayacaktır.
KAYNAKÇA
Akyüz, V. (1995). Mukayeseli İbadetler İlmihali, İz Yayıncılık, İstanbul.
Altuntaş, H. ve Şahin, M. (2005). Kur’an-ı Kerim Meâli, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara.
Çalış, H. (2013). İslâm’da Kolaylaştırma İlkesi, Ensar Neşriyat, İstanbul.
Dilek, U. B. (2011). Teklifî Hüküm İfade Eden Kavramların Doğuşu, Gelişimi ve Terimleşmesi, İslâm
Hukuku Araştırmaları Dergisi, 18, s. 211-242.
Ebû Dâvûd, S. E. (t.y.). Sünen, Dâru’l-Kitâbi’l-Arabî, Beyrut.
Gurbetoğlu,
Ali,
Bilimsel
Araştırma
Yöntemleri,
http://agurbetoglu.com/files/2%20ARA%C5%9ETIRMA%20%20T%C3%9CRLER%C4%B0.pdf (Erişim
Tarihi: 18.02.2017).
İbn Mâce, M. Y. (t.y). Sünen, Dâru’l- Fikir, Beyrut.
Karaman, H. (1993). İslâm’ın Işığında Günün Meseleleri, Nesil Yayınları, İstanbul.
Karaman, H. (1996). İslâm Hukukunda İctihad, İfav Yayınları, İstanbul.
Merginânî, A. E. (t.y). el-Hidâye şerhu Bidâyeti’l-Mübtedî, el-Mektebetü’l-İslâmiyye.
Özdemir, A. (2014). Kur’an’da Yeralan Fıkhî İlke ve Konular, Murat Kitabevi, Ankara.
Serahsî, Ş. (2000). el-Mebsût, Dâru’l-Fikr, Beyrut.
Şa’bân, Z. (2015). İslâm Hukuk İlminin Esasları, (çev. İbrahim Kâfi Dönmez), Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları, Ankara.
Pamukçu, H. (2017). Konaklama İşletmelerinde Helâl Turizm Standardizasyonu Önerisi, Sakarya
Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi.
sssjournal.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal)
4879
sssjournal.info@gmail.com
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 2018
Vol:4
Issue:24
pp:4872-4880
Pamukçu, H.ve Arpacı, Ö. (2015). Helâl Konseptli Otel İşletmeleri: Türkiye’deki Mevcut Durum Üzerine
Bir Araştırma, 1. Uluslararası Türk Dünyası Turizm Sempozyumu Bildirileri, s. 319-331. Kastamonu
Üniversitesi.
Tirmizî, M. İ. (t.y.). Sünen, Dâru İhyâi’t-Turâsil-Arabiyye, Beyrut.
Topaloğlu, B. (1991). İslâm İtikadı Açısından Kıyafet ve Örtünme, İslâm’da Kıyafet ve Örtünme, İsav
Yayınları, İstanbul.
Yıldırım, C. (1991). Kaynaklarıyla İslâm Fıkhı, 6. Baskı, Uysal Kitabevi, Konya.
Zuhaylî, V. (1982). Nazariyyetü’z-zarûreti’ş-şeriyye. Müessesetü’r-Risâle, Beyrut.
http://adlbelge.com/helâl-otel-sertifikasi (Erişim Tarihi: 05.01.2017).
http://www.gimdes.org/helâl-otel-nasil-olmali-2.html
http://www.turizmaktuel.com (Erişim Tarihi: 05.01.2017).
sssjournal.com
(Erişim
Social Sciences Studies Journal (SSSJournal)
4880
Tarihi:
05.01.2017).
sssjournal.info@gmail.com