Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2015, M. Adil Çetin, Hatay Büyükşehir Belediyesi, Mayıs 2015, Hatay, s. 361-363.
…
5 pages
1 file
Eski Türk Edebiyatı Araştırmaları Dergisi, 2019
Divan edebiyatının başlangıcından sonuna kadarki süreçte birçok büyük şair yetişmiş, birçok muhalled eser ortaya konulmuştur. 18. yüzyılda Nedîm ve Şeyh Galip'ten sonra çığır açan, kendisine nazîreler yazılan pek şair çıkmamış ve 19. yüzyıl ile birlikte yeni arayışlara girilmiştir. Bu arayışlar döneminde kimi şairler kadîm tarza karşı tavır alırken kimisi de eskiyi savunarak ıslah çabasında bulunmuştur. İşte bu şairlerden biri olan Andelîb, batıyı takip edip bazı yenilikleri savunduysa da daha ziyade eskiden yana olmuştur. Mutavassitîn arasında ismi anılan Andelîb, bu grubun içindeki velûd şairlerden olup genç yaşta vefat etmiş olmasına karşın geride birçok eser bırakmıştır. 1874 yılında, İstanbul'da doğan Mehmed Esad Bey bir dönem Faik mahlasını kullanmışsa da daha ziyade Andelîb mahlasıyla tanınmaktadır. Mekteb, Hazine-i Fünûn, İrtika gibi dergilerde başmuharrirlik yapmış ve Muallim Naci çizgisinde bir edebi anlayış ortaya koymuştur. 1902 yılında, Malatya'da vefat etmiştir. Sabâh-ı Hayâtım, Gül Demetleri, Bir Demet Çiçek eserlerinden bazılarıdır. Bu çalışmada dönem hakkında bilgi verilmiş, Andelîb'in hayatı, eserleri ele alınmış ve Gülbün isimli eseri incelenmiş, günümüz harflerine aktarılmıştır.
FARSÇA VE ARAPÇA KAYNAKLARDA TÜRK VE MOĞOL DEVLETLERİ TARİHİ II, ed. Ahmet ÖZTURHAN, 2024
..... Ülkemizde Ḥabîbü’s-Siyer ve müellifi hakkında yakın dönemde yapılmış tercümeler ve akademik çalışmalar da bulunmaktadır. Mesela Mustafa Şahin, 2014 yılında “Habibü’s-Sîyer’e Göre Türkiye Selçukluları” adlı çalışmasında eserin Türkiye Selçuklularıyla ilgili kısmını tercüme etmiştir.166 Vural Öntürk, 2018 yılında “Ravzatü’s-safâ ve Habibü’s-siyer’e göre Gurlular” adlı çalışmasında eserin Gurlular hakkındaki kısmını tercüme etmiştir.167 2019 yılında Mustafa Köksal, Ravzatü’s-Safâ ve Habîbü’s-Siyer’de Moğollar Kısmının Tercümesi (1155-1259) adlı yüksek lisans tezinde eserin 1155-1259 tarihleri arasını içeren ve Cengiz Han’ın doğumundan Mengü Kağan’ın vefatına kadar olan olayları ele alan kısmı tercüme edilmiştir.168 Farishtamo Khomushova, 2020 yılında Giyasüddîn Handmîr’in Hayatı, Eserleri ve Tarihçiliği adlı yüksek lisans tezini hazırlamıştır. Biz ise bu çalışmada Ḥabîbü’s-Siyer’in üçüncü cildinin Çağatay Hanlığı’nı ele alan kısmını tercüme etmiş bulunmaktayız. Bu bağlamda “Turan Vilayetinde Cengiz Han’ın Oğlu Çağatay Han’ın Saltanatı” başlığından “Tuğluk Timur Han” başlığının sonuna kadar olan kısmı tercüme ettik. Çeviriyi yaparken eserin daha önce yapılan İngilizce çevrisini de göz önünde bulundurduk. Bu çeviride eserde yer alan beyit ve mısralardan çevirisi zor olanların tercüme edilmeden geçilmiş olduğunu fark ettik. Biz kendi çevirimizde bütün şiirleri tercüme ettik. Eserin dilinin dönemin diğer eserlerine göre oldukça sade olduğunu söyleyebiliriz. Eserde geçen yer ve kişi adlarının yazılışları Moğolca ve Türkçe asılları ile tam olarak örtüşmektedir. İsimlerin yazılışı Farsça veya Arapça telaffuzlarına kaymaktadır. Bu nedenle kişi adlarını ilk geçtikleri yerde yaygın kullanımları ile verdik ve parantez içerisinde eserde nasıl yazıldıysa onu sunduk. Aynı ismin geçtiği diğer yerlerde doğrudan yaygın kullanımlarını vermekle yetindik. İsimlerin başka şekilde yazıldığı durumlar varsa -Karaçar Noyan yerine Kokoços yazılması gibi- onları da dipnotlarda sunduk. On iki hayvanlı takvimin günümüzdeki karşılıklarını vermekle birlikte parantez içerisinde orijinal yazılışlarını da sunduk: Sığır Yılı (Ûd Îl). Metnin daha iyi anlaşılabilmesi için gerekli yerlere açıklama parantezleri ve açıklama dipnotları ilave ettik. Çevirisini yaptığımız neşirde bazı imla hataları olduğunu fark ettik ve bunları dipnotlarda belirttik. Bir örnek vermek gerekirse bir yerde “hilekâr” anlamına gelen zerk ( (زرق yazılacakken harflerin yeri karıştırılarak yazılışı benzer olan ve “rızık veren” anlamına gelen rezzak ( رزاق ) adı yazılmıştır. Çevirirken mümkün olduğunca metni birebir çevirmeye ve orijinal tabirleri de sunmaya çalıştık. Örneğin öldü çevirisini yapıp metinde yazan orijinal ifade olan dünya evinden göç etti kalıbını parantez içerisinde sunduk. Eğer orijinal ifadenin çevirisi birkaç kelimeden oluşuyorsa bu durumda söz konusu kelimeleri tırnak içine alıp ardından parantez içinde metindeki orijinal karşılığını sunduk. Örnek vermek gerekirse “padişah olarak hüküm sürdü” (padişahlık bayrağını yükseltti) ve “hükümdar oldu” (saltanat bayrağını yükseltti) bu tür ifadeler arasında yer almaktadır. Kolaylık olması bakımından hükümdarların saltanat yıllarını köşeli parantez içerisinde aktardık. Metinde geçen hicri tarihlerin miladi karşılıklarını da köşeli parantez içerisinde sunduk. Metinde geçen yâsâmîşî, payze ve incu gibi ıstılahların anlamlarını dipnotlarda açıkladık. Hükümdarların ve önemli kişilerin faaliyetleri hakkında önemli bilgileri özet halinde dipnotlarda aktardık. Ayrıca dönemin tarihi ve gelenekleriyle ilgili bazı önemli açıklamalara da dipnotlarda yer verdik.
Tüm hakları editöre aittir. Editörün izni alınmadan kitabın tümünün veya bir kısmının elektronik, mekanik ya da fotokopi yoluyla basımı, çoğaltılması yapılamaz. Yalnızca kaynak gösterilerek kullanılabilir.
Akçağ Yayınları, 1999
Dil-i hazinimi pervâne-i muhabbet edip Civâr-ı şu'le-i irfanda müstedîr eyler Riyâz-ı gülşenin el-yevm bülbül-i zarı Cenâb-ı Şeyh Şerefüddin beni esîr eyler Semâ-yı ma'rifetin necm-i pertevi ki odur Kulûb-ı kâsiyeyi nûru şu'le-gîr eyler Onun vücûdu bu dîne şeref-pezîr-i Hudâ Füyûz-ı ilm ü kemâli onu bî-nazîr eyler Uluvv-i himmet ü irfanı zahir oldukça Hudâ-yı azze ve celle bâtınında pır eyler Hulûs-ı aşk u muhabbetle kemteri Vassâf Bu yolda hissini ta'zîmini kesîr eyler5 Vassâf, Şerefeddin Efendi'nin vefatından sonra halifesi Ahmed Müslim Efendi'nin terbiyesine girmiş, onun emirle riyle halifesi Şeyh Şehri Efendi'den Gülşenî hilâfetnâmesi almıştır. Bu tarîkatle olan münasebetini, yazmış olduğu silsilenâmede söz konusu etmiştir: Tarîk-ı Gülşenî'ye nisbetim var andelîb-âsâ Meşâm-ı cânıma gül-bûy-ı Yûsuf gelmede cânâ Doğunca matla'-ı ma'nâdan âhir bir meh-i tâbân Harîm-i sîneme envâr-ı aşk ile olup peydâ 5 Divan, s. 42. Hüseyin Vassâf 7 Münevver oldu hamdolsun Huda'ya gönlümün şehri Kemâi-i şükr ile eltâf-ı Hak'tan ettim istid'â Cenâb-ı Şeyh Şehri himmet-i pâk-i azız ile Hilâfetle fakiri kâm-yâb etti safa bahşâ Azizim mürşidimden almış idi himmet-i feyzi Hakire tercümân-ı âlem-i gayb oldu ol cânâ Huda'nın avn ü tevfîkiyle bezm-âşinâyım ben Erenlerden ümîd-vârım beni reddeylemez hâşâ Husûsan Şeyh Şerefeddîn azîz-i evvelimdir bil Gülistân-ı muhabbette yegâne bir gül-i râ'nâ Mükerremdir muhteremdir edîb-i nükte-pîrâdır Beşûştur hem halûktur hâsılı bir mürşîd-i a'lâ Kemâl-i hilme mazhar vâris-i irfân-ı peygamber Ma'ârif gülşenînde fi'l-hakîka bülbül-i şeydâ Cemâl-i enverinden müstenir olmaktadır uşşâk Kulûb-ı âşıkanın neş'esi bir nûr-ı feyz-i ikrâ Esir oldum onun irfanına ez-cân u dil billâh Tecellâ-yı kemâlinden beni mest etti tahsîsâ Azizim mürşidim makbul u mergûbum odur el-hak Feyz-bahşâ-yı devrânından desem ol zât için uhrâ Cemâl Kıımaz-Mustafa Tatcı 8 Gelir subh u mesâ bûy-ı kemâli cânıma yâ hû Benim'çün zâtıdır f! külli vaktin Ka'be-i ulyâ Cenâb-ı Kâdir ü Kayyûm'dan istirhâmım oldur ki Safâ-yı rahmetinde dâim etsün her zamân Mevlâ Der-i ihsânınm bir abdidir Vassâf-ı bî-evsâf Şefâ'at-hâhıyam dâim ola çeşm-i dilim bînâ6 Vassâf bu sûfîlerden başka Kadiri şeyhlerinden Müştak Baha'nın oğlu Edhem Baha'nın halifesi Şeyh Muhammed Kemter Hazretlerinden semâ' telkini ile bir icazet-nâme al mıştır. Müştâk Baba ve oğlu Edhem Baba hakkında bir eser yazdığı için, Kadir! şeyhi mânâ âleminde kendisine Sümûhî mahlasını vermiştir. Vassâf, aralarında kırk seneden fazla hukuk ve muhabbet bulunan Şeyh Hacı Ali Behçet Efendi ile Tâhir Ağa Dergâhı'nda sohbette bulunmuştur.7 Özellikle burada med-Divan, s. 4 7 Vassâf, Behçet Efendi'yle aralarındaki muhabbeti "Tâhir Ağa Der-gâhı Şeyhi el-Hâc Ali Behçet Efendi Hazretlerine" başlığıyla ithaf ettiği bir gazelinde dile getirmiştir: Nakşbendî gülüdür Hazret-i şeyhim Behçet Reh-i aşk bülbülüdür Hazret-i şeyhim Behçet Bezm-i tevhide verir neş'eyi hâlâtı ile Aşk-ı Hak'la doludur Hazret-i şeyhim Behçet Mazhar-ı zevk-i hakîkî olarak feyz-âver Kâdirî Sünbülîdir Hazret-i şeyhim Behçet Revnak-efzâ-yı dil ü cân-ı mürîdândır o Kendi Hak yoludur Hazret-i şeyhim Behçet Çok sever muhlisi Vassâfı ona meftündur Nakş-bendî gülüdür Hazret-i şeyhim Behçet (Divan, s. 17).
İslam Medeniyeti Araştırmaları Dergisi, 2021
Journal of Turkish Language and Literature, 2016
Karabağ Hikâyeleri, Azerbaycan Hikâyeleri, İmdat Avşar, Ganire Paşayeva
Derin Tarih Dergisi, 2024
Erken Cumhuriyet idaresinin 1924 sonrasında benimsediği yeni dinî söylem, Osmanlı son devir fikriyatıyla önemli benzerlikler taşımaktaydı. Devletin gayesi, dinî alanı tamamen tasfiye etmek yerine Cumhuriyet ideolojisinin politikalarıyla uyumlu, tek-tip bir dinî anlayışı halk nezdinde de kabul ettirmekti. Bu amaç doğrultusunda ilköğretim din dersi kitaplarının içeriği değiştirilerek, resmî dinî söylemin eğitim aracılığıyla benimsetilmesi arzulandı. Aynı şekilde, Cuma hutbeleri ve sair zamanlarda camilerde verilen vaazlar da devletin halka ulaşma araçlarından biri olarak görüldü. Vaazlar vasıtasıyla devlete itaat, dinî bir mefhum olan ulu’l-emre itaat üzerinden tembihlendi.
Journal of Old Turkic Studies, 2020
Atebetü'l-Hakâyık, Karahanlılar devrinde XII. yüzyılın ilk yarısında Edîb Ahmed Yüknekî tarafından yazılmış bir nasihat kitabıdır. Eser, Karahanlı beylerinden Muhammed Dâd Sipehsâlâr Bey'e sunulmuştur. Eser dörtlükler şeklinde ve aruz ölçüsü ile yazılmıştır. Eser, bir ahlak ve öğüt kitabı olduğu için eserde hikmet üslubu kullanılmıştır. Eserde başlıca şu konular işlenmiştir: Bilgi, dil, dünyanın dönekliği, cömertlik ve hasislik, tevazu ve kibir, harislik, kerem, hilm (yumuşak huyluluk, sakinlik) ve zamanenin bozukluğu. Edîb Ahmed Yüknekî, eserinin değerini arttırmak için yer yer Kur'an'dan ayetler ve hadislerden örnekler kullanmıştır. Eser, Karahanlı Türkçesinin Kaşgar şivesi ile yazılmıştır ve Karahanlı döneminden kalan önemli dil yadigârlarından biridir. Eserin adı günümüz Türkçesine 'Gerçeklerin Eşiği' olarak aktarılabilir.
HATAY’DA BULUNAN ÇİVİ YAZILI BELGELER VE HİYEROGLİF YAZITLAR ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME -HATAY ARAŞTIRMALARI II, 2016
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
In: Vanhoutte, S. (ed.), Change and continuity at the Roman coastal fort at Oudenburg from the late 2nd until the early 5th century AD (vol. II), 2023
St Antony's Series, Palgrave Macmillan, Cham, 2019
Tantangan Dalam Implementasi Pancasila Sebagai Dasar Negara di Indonesia, 2021
İstanbul Nişantaşı Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, 2024
De Gruyter eBooks, 2024
Ethnic and Racial Studies, 2024
Tạp chí Y Dược học Cần Thơ
THE PACIFIC WAR: KEY FIGURES, 2024
Journal of Pediatric Urology, 2010
Le fascisme italien au prisme des arts contemporains. Réinterprétations, remontage, deconstruction, 2021
International Journal of Information and Education Technology, 2015
Scientific Reports, 2022
Apunts. Educació física i esports, 2008
IEEE Access, 2020
Jurnal Pendidikan Geografi Unpatti
Planta, 1986
The Journal of Clinical Endocrinology & Metabolism, 2018
Journal of Mixed Methods Research, 2010
Neurological Sciences, 2023