2024, CUMHURİYETİN 100. YILINDA MİMARLIK
Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinden başlamış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından kalkınma planları kapsamında hızlanmış modernleşme ve sanayileşme çabalarının ortak bir sonucu olarak Anadolu’da çok sayıda üretim mekanları inşa edilmiştir. Endüstrileşme devrini yakalamaya çalışan yeni kurulmuş Türkiye Cumhuriyeti için bu üretim tesisleri, sadece ekonomik olarak kendi kendine yeten bir ülke oluşturma hedefine hizmet etmemiş, aynı zamanda modern bir ülke ve toplum yaratma yolunda kültür inşasına da ortam sağlamıştır. Sanayileşme sürecindeki üretim ortamı için ön koşul olan demir madeninin ithal edilerek işlenmesi ve kullanılması hedeflenerek Karabük Demir Çelik Fabrikası’nın temeli 1937 yılında atılmıştır. Bu esnada çetin bir coğrafyada zorlu bir şekilde ilerleyen Sivas-Erzincan demiryolu hattının Divriği bölgesinden geçişi sırasında ülke ihtiyaçlarını büyük oranda karşılayacak demir madeni rezervi keşfedilmiştir. Maden sahasına yakın bir noktada konumlanan ve bu çalışmaya konu edilen Cürek Maden Sitesi, Avrupa ve Amerika’daki şirket kasabalarından farklı olarak Türkiye’de devlet eliyle hayata geçirilmiş barınma ve bütün sosyal donatılarıyla bir arada üretilmiş sanayi yerleşimlerine bir örnek niteliğindir. Hayata geçtiği dönemde genellikle kent çeperine inşa edilen işçi yerleşkelerinden farklı olarak Cürek Maden Sitesi, Sivas’ın Divriği ilçesinin merkezinden 14 km uzakta maden yataklarına yakın kırsal bir arazide konumlandırılmıştır. Ekinbaşı Köyü arazinin bir kısmının kamulaştırılması ile 1938 yılında yapımına başlanan maden sitesinin tasarlanma amacı, yurt dışında ve yurt içinde eğitim almış nitelikli beyaz yakalıları burada yaşamaya teşvik edecek bir yaşam alanı hayata geçirmektir. Dönemin mimari yaklaşımının bir örneği olarak yerleşkede modern mimarı tarzı benimsenmiş ve Almanlar tarafından tasarlanmıştır. Yerleşke havuşbaşı olarak anılan olimpik havuz, tenis ve basketbol sahaları ile yeşil alandan oluşan rekreasyon alanını merkeze alan ve etrafında konumlanmış çeşitli ölçek ve özelliklerde bahçeli konutlar, hastane, ilkokul, ortaokul, lise, sinema, lokal, işçi sarayı, misafirhane, her türlü ihtiyaca cevap veren alışveriş binası, postane, cami, mahalle muhtarlığı, idari bina, cami, atölyeler, kimyahane, depolar ve modern kentsel donatılardan oluşmaktadır. Yerleşkenin kırsal bir alanda konumlanması ve kontrollü bir şekilde alanla ilişki kurulmasına izin verilmesi sebebiyle kendi içerisinde steril modern bir sosyal bir hayat oluşmuştur. Ancak demir işletmesinin ve maden yerleşkesinin burada konumlanması, Cürek tren istasyonunun yakınında yeni bir mahallenin oluşmasına sebep olmuştur. O dönemin koşullarında ilçede mevcut olmayan sinema ve daha iyi koşullarda hizmet veren okul ve çarşı gibi olanaklar vasıtasıyla civar köy ve mahalledeki halkla geçirgen bir ilişki kurması, sadece kendi kullanıcısını değil etrafında konumlanmış sosyal ve mekânsal yapısının dönüşmesine olanak sağlamıştır. Çalışma kapsamında ele alınan Cürek Maden Sitesi, 1938 yılında yapımına başlanmış 1980’li yıllara kadar bilfiil çalışmış, işletmenin taşınmasıyla birlikte 2006 yılındaki özelleştirmeye kadar kullanılmıştır. Yıkımının söz konusu olması üzerine 2007 yılında kültür mirası olarak tescillenen yerleşke bugün terk edilmiş haldedir. Bu makalede Türkiye'deki sanayileşme sürecinin somut ve somut olmayan değerlerini taşıyan Cürek Maden Sitesi bir endüstri mirası alanı olarak ele alınmıştır. Çalışma tarihi belgeler, saha çalışmaları ve derin görüşmelerden elde edilen bilgi ve belgeleri aktararak alanın tarihine ışık tutmaktadır. Ayrıca aynı dönem işçi yerleşkelerinden farklı olarak, Cürek Maden Sitesi’nin kendine özgü konum ve koşulları sebebiyle bulunduğu coğrafyayı fiziksel ve sosyal olarak dönüştürücü etkisine dair tartışmalar içermektedir.