Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
9 pages
1 file
Turkish Studies Historical Analysis Volume 14 Issue 4, 2019, p. 1029-1046 DOI: 10.29228/TurkishStudies.39629 ISSN: 2667-5552 Skopje/MACEDONIA-Ankara/TURKEY, 2019
Akdeniz korsanlarının Osmanlı ticaret gemilerine saldırıları esnasında Kıbrıs adasını bir üs olarak kullanmaları Osmanlı Devletini rahatsız etmekteydi. Bu nedenle, II. Sultan Selim 1571’de Kıbrıs fethedilmiştir. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı sırasından Osmanlı Devletine destek veren İngiltere, Kıbrıs adasını geçici olarak işgal etmiştir. Ancak, yapılan anlaşmaya aykırı bir şekilde Birinci Dünya Savaşı’na girer girmez 5 Kasım 1914’te tek taraflı bir şekilde Kıbrıs’ı ilhak ettiğini ilan etmiştir. Birinci Dünya Savaşı sırasında İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu ile Suriye, Irak Cephelerinde yaptığı savaşlar esnasında önemli bir lojistik üs olarak kullanarak üstünlük sağlamıştır. İngiliz yönetimi sırasında Yunanistan, Kıbrıs’ı İngilizler’den hem Birinci Dünya Savaşı sırasında hem de Lozan Antlaşması sırasında resmen istemişlerdi. İngiliz yönetimi iki isteği de resmen reddetmiştir. Ancak İkinci Dünya Savaşı’nda İngiltere’nin güç kaybetmesi adaki Rumlara cesaret vermiştir. İngiletere, adayı tek başına Rumlara teslim etmesi siyasi menfaatlerine aykırı görmekteydi. Bu maksatla Türkiye, adada iki kesimi temsil eden bir Kıbrıs Cumhuriyeti kurulabileceği fikrini ortaya koydu. Bu amaçla, bir seri müzakere için Zürih ve Londra’da görüşmelerine Türkiye adına Başbakan Adnan Menderes ile Yunistan Başbakanı Kostantin Karamanlis katıldılar. Yapılan görüşmeler sonunda 19 Şubat 1959’da Zürih - Londra Anlaşmaları imzalandı. Bu Anlaşma ile Kıbrıs Cumhuriyeti adında bir devlet kurulmuş oldu ve bu devlet BM tarafından Kabul gördü. Ancak Kıbrıslı Rumlar, bu idare şeklinden memnun olmadılar. Ayrıca, Enosis fikri ile Kıbrıs adasını Yunanistan’a bağlama istekleri adada kanlı iç çatışmalara sebep oldu. 1963 Kanlı Noel ve 1967 Rumların Türk köylerine saldırarak bir çok Türkü öldürmesi ile göçler başlamıştır. Türkler Türk Mukavemet Teşkilatını (TMT) kurarak bu saldırılara karşılık vermek istemiş ancak bu yeterli olmamıştır. 15 Temmuzda 1974 tarihinde Yunanistan’da yapılan askeri darbe ile Makaryos adayı terk etmek zorunda kalmış ve ardından adanın Yunanistan’a bağlama girişimleri üzerine Türkiye Garantör Devlet sıfatı ile 1974 Kıbrıs Barış Harekatı’nı yapmıştır. Böylece adada iki kesimli devlet yapısı fiilen gerçekleşmiştir.
Bilimname, 2020
Türk modernleşme tecrübesinde basın ve yayın önemli bir görev üstlenmiş ve kurucu bir hüviyete sahip olmuştur. Düşünce dünyasının farklı kesimleri fikirlerini gazete ve dergiler vasıtasıyla halka iletmiş, halka modern anlamda vatan, millet, milliyet gibi kavramlar bu unsurlarla tanıtılmıştır. Cumhuriyet’in ilanının ardından din işlerini tanzim etmek maksadıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, 1968’de Diyanet Gazetesi’ni neşretmeye başlamıştır. Dini meselelerin yanında halkın genel kültürünü de tahkim etme çabası gösteren Diyanet Gazetesi, devletin ortaya koyduğu politikalar hususunda da devlet siyasetini destekleyen bir duruş sergilemiştir. Bu duruşun önemli örneklerinden biri de 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde gazetenin yaptığı yayıncılık faaliyetlerinde görülebilir. Türkiye için büyük bir öneme sahip olan Kıbrıs Adası’nda çeşitli antlaşma ve sistemler denenmiş olmasına rağmen barış ve düzenin sağlanamamış olması ve Yunanistan’ın desteklediği askeri unsurların adanın meşru yönetimine askeri darbe gerçekleştirmesi sebebiyle Türkiye, uluslararası antlaşmalardan doğan garantörlük hakkı doğrultusunda 20 Temmuz 1974’te adaya bir harekât düzenlemiştir. Devleti destekleme misyonu doğrultusunda Diyanet Gazetesi Kıbrıs Barış Harekatı’na, harekât öncesi, harekât anı ve sonrasında yer vermiş ve devletin söylemine muvafık bir söylem ortaya koymuştur. Sonuç olarak Diyanet İşleri Başkanlığı Diyanet Gazetesi vasıtası ile Türk düşünce geleneğindeki din ve siyasetin kardeş olduğu, devletin dini koruma ve yüceltme dinin ise onu desteklemekle görevli bulunduğu tasavvurunu hayata geçirmiştir. Çalışmada uluslararası meseleler karşısında Diyanet Gazetesi’nin nasıl bir söylem geliştirdiği probleminin Kıbrıs Barış Harekâtı süreci etrafında tetkik edilmesi amaçlanmış ve bu istikamette söylem analizi yöntemi ile gazetedeki Kıbrıs konulu yazılar incelenmiştir. Varılan sonuç ise Diyanet Gazetesi’nin Kıbrıs Barış Harekâtı sürecinde devlet siyasetini tahkim edici bir yayıncılık politikası izlediği olmuştur. In the Turkish modernization experience, the press and media played an important role and had a founding identity. Different segments of the world of thought conveyed their ideas to the public through newspapers and magazines, and concepts such as homeland, nation and nationality were introduced to the public in these modern terms. The Presidency of Religious Affairs, which was established to organize religious affairs after the proclamation of the Republic, started to publish the Diyanet Gazetesi (Religious Affairs Newspaper) in 1968. The Diyanet Gazetesi, which strives to support the general culture of the people as well as religious issues, has taken a stance that supports the policy of the state regarding the policies put forward by the state. One of the important examples of this stance can be seen in the publishing activities of the newspaper during the 1974 Cyprus Peace Operation. Because even though various treaties and systems have been tried on the Cyprus which is an important island for Turkey, there has been always a failure to maintain order and peace, Greece supported to perform military coup to the island’s legitimate government, Turkey has made an operation in accordance with the right of guarantee arising from international treaties on 20 July 1974. In line with its mission to support the state, Diyanet Gazetesi included the Cyprus Peace Operation before, during and after the action and put forward a parallel discourse with the state. As a result, the Presidency of Religious Affairs has realized the understanding that religion and politics are brothers in the Turkish thought tradition and that the state is responsible for protecting and exalting religion while the religion supports it through Diyanet Gazetesi. In this study, it was aimed to examine the problem of how Diyanet Gazetesi developed discourse in the face of international issues around the Cyprus Peace Operation process and accordingly, the articles on Cyprus in the newspaper were analyzed by discourse analysis method. The conclusion was that Diyanet Gazetesi followed a publishing policy that supported state policy during the Cyprus Peace Operation.
Uluslararası politikanın en önemli belirleyici unsurlarından biri olan coğrafya, geçmişte olduğu gibi, bugün de devletlerin dış politikalarını belirlerken dikkate alınacak bir husustur. Akdeniz'in önemli adalarından olan Kıbrıs stratejik konumu itibariyle bölgesel ve küresel güçlerin çıkarları açısından önemli bir coğrafyadır. Avrupa, Asya ve Afrika'ya hemen hemen eşit uzaklıkta olması sebebiyle dünya ana kıtası içinde merkezi konuma sahip olan Kıbrıs, su geçiş yollarının kesiştiği bir hat üzerindedir. Asya, Avrupa'yı ayıran; Boğazlar ile Asya ve Afrika'yı ayıran Süveyş Kanalı arasında yer alan Kıbrıs, aynı zamanda Avrasya-Afrika bağlantısının en önemli su havzaları olan Körfez ve Hazar havzaları ile Aden ve Hürmüz suyollarının da nabzını tutabilen bir konumdadır. Bu bağlamda, örneğin, sömürgecilik yöntemlerinin değişmesine rağmen İngiltere'nin Kıbns'ta hâlâ üs bulundurmasının temelinde, bu ihmal edilemez stratejik konum vardır (Davutoğlu, 2001: 175-176). Kıbrıs, küresel ve bölgesel politikalar bağlamında değerlendirildiğinde, Avrupa-Asya, Asya-Afrika ve Afrika-Avrupa arasında doğrudan stratejik bağlantıları bulunması nedeniyle, uluslararası dengede önemli bir yer tutar. Aynı zamanda Kıbrıs, Doğu Akdeniz'in tarihsel coğrafyasında ve bölgedeki dengelerin oluşumunda önemli rol oynar. Hem yönünü doğuya çeviren Batı için, hem de batıya çeviren Doğu için Kıbrıs stratejik bir manevra alanı haline gelmiştir.
ÖZET Fert ve toplum hayatında barışın mı yoksa savaşın mı hâkim olacağını belirleyen şartlar sadece politik, ideolojik, ekonomik ve askeri değildir. Bu soru askeri, ekonomik ve politik olduğu kadar, kültürel ve ahlakidir de. Fert ve toplumun kültür ve ahlakını belirleyen en önemli unsurlardan biri de sanattır. Bütün yazılı, sözlü ve görsel biçimleriyle sanat, toplumun kültürel ve ahlaki kodlarının belirlenmesinde ve dönüşmesinde önemli roller üstlenmektedir. Bu rol, ekonomi ve politikanın aksine kendini pek toplumsal hadiselerin yüzeyinde göstermemektedir. Bilakis sanat fert ve toplumun en ücra hücrelerine kadar işleyen bir nüfuz gücüyle süren hayatın solumalarına sessizce eşlik etmekte, gizlice akışı yönlendirmektedir. Bu çerçevede çalışma özellikle Batı'nın masal, tiyatro, roman ve sinema kültürüne hâkim olan dram sanatının hakikatle ilişkisini ve toplumsal hayat üzerindeki muhtemel etkisini sorgulamaktadır. Anahtar kelimeler: sanat, hakikat, özgürlük, savaş, barış. ABSTRACT/ ABSTRAKT Die Bedingungen, welche die Dominanz der Friede oder des Kriegs über das individuelle und gemeinschaftliche Leben bestimmen, sind nicht nur die Politischen, Ideologischen, Wirtschaftlichen und Militärischen. Das ist nicht nur die Frage des Militärischen, Ökonomischen und Politischen, auch des Kulturellen und Moralischen. Einer der wichtigsten Faktoren, welche die Kultur und Moral der Gesellschaft bestimmen, ist die Kunst. Mit allen schriftlichen, mündlichen und visuellen Formen spielt die Kunst wichtige Rollen bei der Bestimmung und Transformation der kulturellen und moralischen Codes der Gesellschaft. Im Gegensatz zu Wirtschaft und Politik zeigt sich diese Rolle nicht so sehr auf der Oberfläche von gesellschaftlichen Ereignissen. Im Gegenteil begleitet die Kunst mit ihrer die entlegensten Zellen der Gesellschaft und des Individuums wirkende Durchschlagskraft ruhig die Atmungen des dauernden Lebens und lenkt heimlich den Strom. In diesem Rahmen inquiriert die Arbeit die Beziehung des Dramas zur Wahrheit und die vermutliche Wirkung auf gesellschaftliches Leben, welches die westliche Kultur des Märchens, Theaters, Romans und Kinos dominiert.
Şerʻiyye sicilleri, Osmanlı tarihi araştırmalarında kullanılan ana kaynaklar arasında yer almaktadır. Üretildikleri dönemin idari, hukuki, iktisadi, sosyal ve kültürel yönlerine ışık tutan siciller, diğer kaynaklarda olmayan pek çok ayrıntıya sahiptir. Bu çalışmada Galata Mahkemesi’ne ait 94 numaralı şerʻiyye sicili tanıtılmakla birlikte aynı zamanda defterdeki kayıtlar içerdikleri konulara göre şahıs hukuku, aile hukuku, miras hukuku, ticaret hukuku ve ceza hukuku başlıkları altında sınıflandırılarak Galataʹnın 1663-1664 tarihindeki sosyo-ekonomik hayatına dair değerlendirmeler yapılacaktır.
Kimi zaman kitlesel kimi zaman bireysel olarak karşımıza çıkan, tarihin her döneminde var olan göç olgusu, genel olarak insanların bulunduğu sosyo-ekonomik durumlarından kaynaklı almış oldukları karar olsa da çalışmamıza konu olan göç olgusu, iş gücünün karşılanması adı altında Kıbrıs Türk Federe Devletinin isteği üzerine, menşei ülke Türkiye tarafından topraksız, heyelan bölgesi ve orman arazisi içinde kalmış köylülerin hedef ülke Kıbrıs Türk Federe Devletine göç ettirilmesidir. Bu çalışma konu itibari ile Türkiye'den Kıbrıs'a göç eden vatandaşların Çaykara ilçesi özelinde incelenmesi ile sınırlandırılmıştır. Kıbrıs'a göç eden vatandaşların göç etme nedenleri, göç ettikten sonra Ada'da karşılaştıkları sorunlar ile Ada'nın hangi bölgelerine iskân ettirildikleri araştırmanın temel konusunu oluşturmaktadır. Çalışmamızda; kitap, makale, tez, harita, sınırlı sayıda da olsa döneminin tanıkları ile çok gizli ibareli arşiv belgeleri ile çalışma desteklenmiştir.
1878 yılına gelindiğinde, sömürge yollarının emniyetini arayan İngiltere, Akdeniz'de bu durumu gerçekleştirecek üs ya da üsler aramaktaydı. Stratejik yönden Doğu Akdeniz'in düğüm noktasını teşkil eden Kıbrıs, İngiltere'nin bölgedeki çıkarlarına en uygun bir üs teşkil etmekteydi. İngiltere bu Ada'yı elde etmeliydi. Bu fırsatı yakalamakta da gecikmedi. Rusya, 1877 yılı başlarından itibaren Avrupa'nın desteğini kaybetmiş olan Osmanlı Devleti'ne 24 Nisan 1877'de savaş ilan etti. Rusya'nın Osmanlı Devleti'ne savaş açması üzerine büyük devletler tarafsızlıklarını ilan etmişlerdi. Yalnızca İngiltere, Rusya'nın harp sebeplerini haklı görmediğini ve Rusya'nın tek başına Balkanlardaki Hıristiyanların durumunu ıslah etmek için silaha sarılmasını protesto etmişti. 42 Osmanlı Devleti, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşında yenilgiye uğrayarak Ayastefanos Antlaşmasını imzalamak zorunda kaldı. 43 Osmanlı Devleti, bu antlaşma ile 1,410.000.000 Ruble harp tazminatının bir kısmına karşılık olmak üzere Ardahan, Kars, Batum ve Bayezit (Karaköse) vilayetleriyle Dobriçe'yi Rusya'ya terk etmeyi kabul etmiştir. 44 Rusya'nın Panslavizm politikası sonucu patlak veren 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşını sona erdiren Ayastefanos Antlaşması ve onu kısmen büyük devletler lehine tadil eden Berlin Kongresi ve antlaşması ve buna bağlı bazı gelişmeler, Osmanlı Devleti'ni olduğu gibi, Kıbrıs'ı da doğrudan etkiledi. 45 Ayastefanos Antlaşmasıyla Rusya'nın elde ettiği askeri ve politik güç, İngiltere'nin Ortadoğu'daki çıkarlarıyla çelişiyordu. Kıbrıs üzerinde hesapları olan İngiltere harekete geçmeye karar verdi. İngiltere, Osmanlı Devleti'ne Ayastefanos Antlaşması'nın çok ağır şartlarında tadilat yapabileceğini vaat etti. Ancak İngiltere'nin Osmanlı Devleti'ni destekleyebilmesi için Akdeniz'de Anadolu'ya yakın bir adanın İngiltere'ye üs olarak verilmesi gerekiyordu. Bu durum bir mektupla Osmanlı Devleti'ne bildirildi. 46 Şurası muhakkak ki, İngiltere, Rus tehlikesini bahane ederek Kıbrıs'ı askeri, ekonomik ve her yönden ele geçirmeye kararlıydı. İngiltere'nin teklifi Osmanlı devlet 141 Birand,
Turkish Studies, 2014
Dil çalışmalarının belirli bir düzeye erişmesinde metin incelemelerinin yeri önemlidir. Cümle üstü birimleri merkezine alan metin dil bilimi, şu ölçütler çerçevesinde çalışmalarını yürütür: bağdaşıklık, tutarlılık, niyetlilik (amaçlılık), metin içi ilişki (metinler arasılık), bilgi vericilik (bilgilendiricilik), benimsenirlik (ikna edicilik, kabul edilebilirlik) ve durumsallık. Bunlardan bağdaşıklık ve tutarlılık diğerlerine göre daha yaygın biçimde uygulanır. Popüler kültür ve günlük yaşamın vazgeçilmez unsurlarından biri haline gelen şarkıların, bir metnin üretilme amacına uyması ve kendi aracılığıyla aktarılmak istenen iletinin doğru kavranabilmesi için oldukça önemli olan bağdaşıklık ve tutarlılık ölçütleriyle değerlendirildiğinde gözle görülür bir dil kirliliği barındırdıkları ortaya çıkar. Sesli ve görüntülü kitle iletişim araçları sayesinde şarkıların inanılması güç bir hızla yayılması; bilinçsiz tüketim nedeniyle üretimin sınırlarının zorlanmasıyla üretim-tüketim dengesinin tüketim lehine bozulması; kendini şarkının ritmine kaptıran dinleyicinin de farkına varmadan dil yanlışlığını benimseyip taklit yoluyla geliştirdiği diline yeni yeni kurallar / kuralsızlıklar katması, pek çok alanda olduğu gibi şarkı sözlerinde de dil kirliliğini artırdığını düşündürmektedir. Doğru iletişim kurulmasında vazgeçilmez bir unsur olan dilin günlük yaşamda sıkça karşılaşılan sorunlarını -örneğin şarkı sözlerindeki dil kirliliği- önemsememek ya da bir şekilde geçiştirmek doğru ve kalıcı bir çözüm değildir. Bu davranış biçimi aksine sorunu derinleştirir. Çözüm, dilin kendi doğasından getirdiği kurallar çerçevesinde belli bir bilgi birikiminin ürünü olan bilimsel verilerde gizlidir.
Frontiers in Physiology, 2018
Latin American Research Review
Psychology and Education: A Multidisciplinary Journal, 2024
Giornate di studi, 39° convegno di studi internazionale. Bressanone, 2-4 luglio 2024, vol. XXXIX, Arcadia Ricerche, Marghera-Venezia 2024, 2024
Slavia - časopis pro slovanskou filologii, 2023
Annals of the Náprstek Museum , 2021
Journal of Exposure Science & Environmental Epidemiology, 2024
Número 5, Julio-Diciembre, 2017
Mujeres y hombres en la formación del pensamiento occidental, vol. 2 / editado por Virginia Maqueira D’Angelo, 1989
Jurnal Administrasi dan Manajemen Pendidikan
The journal of maternal-fetal & neonatal medicine : the official journal of the European Association of Perinatal Medicine, the Federation of Asia and Oceania Perinatal Societies, the International Society of Perinatal Obstetricians, 2015
Energia Caracter Y Sociedad, 2000
Zenodo (CERN European Organization for Nuclear Research), 2023
Revista @mbienteeducação, 2018
Nature Structural & Molecular Biology
Annali dell'Istituto superiore di sanita, 2017