Yeni İnsan Yayınevi
Ekoloji Serisi
EkolojiYeniBoy200x250.indd 1
29/11/2017 15:05
EkolojiYeniBoy200x250.indd 2
29/11/2017 15:05
EKOLOJİ
ALMANAĞI
–2005 - 2016–
Hazırlayanlar:
Cemil Aksu
Ramazan Korkut
<(1ú ú16$1
\D\×QHYL
EkolojiYeniBoy200x250.indd 3
29/11/2017 15:05
<(1ú ú16$1
\D\×QHYL
Yeni İnsan Yayınevi – 153
Ekoloji Serisi – 44
Ekoloji Almanağı –2005-2016–
Cemil Aksu - Ramazan Korkut
1. Baskı: Aralık 2017
ISBN: 978-975-2498-41-9
Genel Yayın Yönetmeni: Aytaç Timur
Düzelti: Merthan Özcan - Fevzi Özlüer
Sayfa ve Kapak Tasarımı: Şendoğan Yazıcı
Sertifika No: 12186
Baskı: Asya Basım Yayın Sanayi Tic. Ltd. Şti
Tevfikbey Mah. Halkalı Cad. No: 162/7
Küçükçekmece – İSTANBUL
Matbaa Sertifika No: 36150
Tüm hakları saklıdır. Yayıncının yazılı izni olmaksızın,
tanıtım için yapılacak kısa alıntılar dışında, hiç bir yolla çoğaltılamaz.
© Tohum Yayıncılık Turizm Reklam ve Sağlık Hizm. San. Tic. Ltd. Şti. 2017
Altıntepe mah. Galipbey Caddesi, Özüdoğru Sok. No: 44/1B
Küçükyalı İstanbul
Tel: (0 216) 489 84 08 Fax: (0 216) 518 23 60
www.yeniinsanyayinevi.com
yeniinsanyayinevi@gmail.com
newhumanpublisher@yahoo.com
facebook/yeniinsanyayinevi
instagram/yeniinsanyayinevi
twitter.com/yeninsanyayin
Bu yayın Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği Türkiye Temsilciliği'nin desteği ile gerçekleştirilmiştir.
EkolojiYeniBoy200x250.indd 4
29/11/2017 15:05
EKOLOJİ
ALMANAĞI
–2005 - 2016–
Hazırlayanlar:
Cemil Aksu
Ramazan Korkut
<(1ú ú16$1
\D\×QHYL
EkolojiYeniBoy200x250.indd 5
29/11/2017 15:05
EkolojiYeniBoy200x250.indd 6
29/11/2017 15:05
İçindekiler
EkolojiYeniBoy200x250.indd 7
11
|
Sunuş
13
|
Birinci Bölüm İklim Değişikliği ve İklim Adaleti Hareketi
41
|
İkinci Bölüm Madenler: Doğa’nın Değeri (Altınla) Ölçülebilir Mi?
79
|
Üçüncü Bölüm Cerattepe
107 |
Dördüncü Bölüm Termik Santral Karşıtı Hareket
143 |
Beşinci Bölüm Nükleer Santral Karşıtı Hareket
181 |
Altıncı Bölüm HES Karşıtı Hareket
281 |
Yedinci Bölüm “Güneş ve Rüzgar Bize Yeter” Mi?
301 |
Sekizinci Bölüm Gdo’ya Hayır Hareketi
321 |
Dokuzuncu Bölüm “Kentsel Dönüşüm”e Karşı “Kent Hareketleri”
391 |
Onuncu Bölüm Kuzey Ormanları…
419 |
Onbirinci Bölüm Karadeniz Sahil Yolu
429 |
Onikinci Bölüm Yola Devam: Yeşil Yol Projesine Karşı Mücadele
449 |
Onüçüncü Bölüm Hava, Su, Toprak: Her Şey Kirlenirken…
483 |
Ondördüncü Bölüm Tek Tek Ağaçlar ve Hep Birlikte Ormanlar Yok Edilirken….
547 |
Onbeşinci Bölüm “Doğal” Afetler
569 |
Onaltıncı Bölüm Hayvan Hakları Hareketi
589 |
Onyedinci Bölüm Forumlar, Sempozyumlar, Konferanslar, Paneller
29/11/2017 15:05
EkolojiYeniBoy200x250.indd 8
29/11/2017 15:05
Sunuş
SUNUŞ
Çevre/Ekoloji Hareketlerinin Türkiye’yi
(Görece) Sarsan Oniki Yılı1
Cemil Aksu - Ramazan Korkut
E
konomide cari canlanmayı sağlama hedefiyle özellikle
maden, enerji ve inşaat sektörlerine dayanan bir “büyüme” stratejisi, 2002’de iktidara gelen AKP ile tam bir
şahlanma sürecine girdi.1
Sözkonusu üç sektörün –aslında hepsinin birer inşaat ayağı
var- hammaddesi “müşterekler”, yani “herkes”in ya da daha
doğrusu “hiçkimse”nin olan ama “milli emlak” sayılan ormanlar, tarım alanları, kentlerdeki “boş alanlar”, “yeşil alanlar” vb.
alanlar oldu. Devlet ya da hükümet yasal değişiklikler, imar
izni verme, devlet arazisini özelleştirme, “kentsel dönüşüm
projeleri”, “acele kamulaştırma”, enerji ve köprü ihalelerinde
gördüğümüz gibi hizmet alım garantörlüğü, mahkeme kararlarına uymama gibi olağanüstü yetkilerle sürecin sermaye
tarafında bizzat katıldı. Bu sektörler, bir zamanlar “kamu iktisadi teşebbüslerinin” “arpalık” olarak kullanılmasında olduğu
gibi, oy deposu olarak da kullanıldı. Yürütülen projelerin hem
büyük finansal akış yaratması hem başka sektörlerdeki ürün
ve hizmetleri girdi olarak kullanması ve hem de bu sektörlerdeki çıktıların başka sektörler için canlandırıcı etki yapması
“ekonomik canlılık”, “istihdam”, hastane, okul, ev sahibi olma
biçiminde olduğu gibi sanal bir zenginleşme hissi yarattı ve bir
kalkınma efsanesi canlandırıldı. 2
Elbette bu “kalkınma efsanesi”nin bedeli büyük oldu. Maden,
1 Akın Atauz’un “Çevreci Hareketlerin Türkiye’yi Sarsmayan On
Yılı” yazısına binayen… Birikim dergisi, Sayı : 57-58 - Ocak/Şubat
1994 http://www.birikimdergisi.com/birikim-yazi/4939/cevreci-hareketlerin-turkiye-yi-sarsmayan-on-yili#.WSb-CGjyjIU
2 Melih Yeşilbağ l Hegemonyanın Harcı: AKP Döneminde İnşaata Dayalı Birikim Rejimi l Ankara Üniversitesi SBF Dergisi, Cilt
71, No. 2, 2016, s. 599-626 http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/42/2088/21593.pdf
enerji ve inşaat şirketlerine tanınan serbestlikler doğa ve işçi
katliamlarıyla sonuçlandı.3 Doğanın, “yaşam alanları”nın şirketlerce yağmalanması karşısında “savunma”lar da boy gösterdi.
Türkiye elbette daha önce de –nükleer santral projesi, Gökova, Elbistan termik santrali, Murgul bakır madeni, Bergama
altın madeni, vd.- birçok doğa katliamına mekan oldu ve bu
katliamlara karşı hem yerel hem de görece ulusal çapta mücadeleler yürütüldü. Fakat –bu Almanak’ta da bir nevi milat
seçtiğimiz- 2005 yılından itibaren hem katliamlar ve yağma
hem de -hareketin kendi lugatıyla -”yaşam savunucuları”nın
eylemleri ve örgütlenmeleri olabildiğince yaygınlaştı, derinleşti, kitleselleşti ve görünürlük kazandı. Ve “üç beş ağaç meselesi”, Türkiye’nin siyasal tarihinde birçok açıdan “sıçrama”
sayılan/sayılabilecek Gezi İsyanı ya da Haziran Ayaklanması’na vesile (ya da en önemli vesilelerden biri) oldu.4
Çevre, ekoloji ya da “yaşam savunusu” olarak adlandırılan bu
hareketlerin söz ve eylem kapasiteleri, uzun zamandan beri siyasetin gündemini işgal eden “kriz” tartışmalarının satırbaşlarını oluşturan “temsiliyet, yatay örgütlenme, iletişim tekniklerinin
siyasete etkisi, doğa-kültür/insan çatışkısı” gibi konuların da
daha içeriden tartışılmasını sağladı, sağlıyor.5 90’lı yıllarda bir iki
3 Yaşanan iş cinayetleri ve işçi katliamları ile ilgili Bir Umut Derneği
tarafından 2012’den beri yayınlanan İş Cinayetleri Almanağı, bu
almanak çalışmasının esin kaynağıdır.
4 Sinan Erensü, Gezi Parkı Direnişinin İlhamını Yerelde Aramak,
http://bianet.org/bianet/siyaset/147400-gezi-parki-direnisinin-ilhamini-yerelde-aramak. 10 Haziran 2013
5 Cemil Aksu, ‘Derelerin Özgürlüğünden Yaşamın Özgürleştirilmesine: Hes Karşıtı Kitle Hareketlerinin Politik Ufku Üzerine Bir
Deneme’, Sudan Sebepler (Ed. Sinan Erensü, Erdem Evren ve
Cemil Aksu), İletişim Yayınları, 2016
9
EkolojiYeniBoy200x250.indd 9
29/11/2017 15:05
6
1
0
2
5
0
0
2
yayınevi , dergi ve bir iki dernekle6 sınırlı iken, 2005’ten sonra,
birçok yerel platform kurulması, ekoloji temalı sitelerin, sosyal
medya hesaplarının açılması, yayınevlerinin dizi başlıklarına
“ekoloji”yi eklemeleri, belli başlı haber sitelerinin anasayfalarına
“ekoloji” butonu eklemeleri hız kazandı. Artık “ekoloji” gündelik
yaşamımızın ana gündem maddelerinden biri…
Bugüne kadar geçen 12 yıllık sürecin birikiminin kayıt altına
alınması, üretilen bilgi-belgelerin herkes için erişilir kılınması,
hareketlerin belleğinin ortaklaştırılması vb. bakımından –hareketlerin yeteneklerine oranla- maalesef çok geri olunduğu
söylenebilir. Hareketlerle ilgili çıkan kitap sayısı bir elin parmaklarını geçmemektedir. Bir ilk olmaları bakımından, HES
karşıtı hareketi mercek altına alan, Mahmut Hamsici’nin “Dereler ve İsyanlar”ı ile Erensü-Evren ve Aksu’nun editörlüğünü
yaptığı “Sudan Sebebler” kitaplarını anabiliriz. Ekoloji yayıncılığında akla ilk gelen yine Ekoloji Kolektifi Derneği’dir. Dernek
tarafından yayınlanan Kolektif dergi 2008-2015 arasında 18
sayı çıktı. Yeşiller Hareketi’nden Ümit Şahin, Rahmi G. Öğdül,
Nergis Ertekin, Ebru Özdemir’in çıkardığı Üç Ekoloji dergisi ise
daha çok düşünsel gelişim açısından önemli bir katkı olmuştur. Üç Ekoloji de 2003-2015 arasında 10 sayı çıkabilmiştir.
Arada kısa ömürlü başka yayınlar da çıktı; İstanbul merkezli
çıkan Yeşil Öfke, Yeşil Direniş gibi.
Çevre ya da ekoloji hareketleri sosyal medyayı etkili kullanmaları ile öne çıksalar da, önemli başarılara imza atan/atmış
birçok yerel platform hakkında bilgi edinebileceğimiz birinci el
kaynaklar, örneğin internet siteleri, maalesef yok. Kapanan siteler, sürekli artan yasaklamalar, kapatmalar ve bazen de hacklemeler birçok bilginin kaybolmasına neden olmaktadır. Örgütlenme ve paylaşım açısından son derece işlevsel olan sosyal
medya, en başta da facebook hesapları ise geçmişe yönelik
bilgi-belge erişimi açısından işlevsel ve erişilebilir değil.
Bir Ekoloji Almanağı fikri de işte bu tablodan hareketle oluştu.
İlk olarak 10 yıllık düşünülen Almanak, ancak 2 yılda son haline
geldiği için kapsamı da 12 yıla çıktı. Böyle bir almanağın hazırlanmasının en kısa ve doğru yolu, tıpkı mücadelede olduğu gibi, hareketlerin, aktivistlerin ortak emeği ile gerçekleşmesiydi. Bu doğrultuda yaptığımız öneri arkadaşlarca fikir bazında güzel bulunsa
6 En başta elbette Ayrıntı ve İletişim Yayınları, dergi olarak da
Ağaçkakan ve Git dergileri sayılabilir. Bergama köylülerinin altın
madenine karşı mücadelesi, Akkuyu nükleer ve Gökova termik
santrallerine karşı mücadele çevre/ekoloji hareketine ilginin yoğunlaşmasını getirdi. Ekoloji Kolektifi Derneği hala çalışmalarını
sürdüren ilk akla gelen derneklerdendir. Daha çok AB fonları ile
organik tarım alanında faaliyet sürdüren Buğday Ekoloji Derneği’nin faaliyetlerini de unutmamak lazım.
Eko lo ji A lmanağ ı – 2005 -2016–
da zaman ve iş planlaması noktasında bir ortaklık kurulamadığı
için bireysel olarak çalışmayı yürütmek zorunda kaldık.
Hem uzun bir zaman dilimini kapsaması hem sorun/hareket
çeşitliliği açısından gerçekleşebilirliği hayli zor görünmesine
rağmen, birçok eksiklikle de olsa, Ekoloji Almanağı elinizde.
Ekoloji Almanağı, hareket odaklı olarak oluşturuldu. Başka
türlü nasıl olurdu, bilemedik. Hareket odaklı derken, sorunları
değil “eylemleri” esas aldık. Bu açıdan elbette burada belirtilenden çok daha fazla sorun olduğunu belirtmeye gerek yok.
Biz, daha kolay olduğu için, sorunlara karşı hareketleri takip
ettik. Yine de bütün hareketleri yakaladığımız söylenemez.
Elden geldiğince, hareketlerin çeşitliliğini, yaygınlığını, evrimini, öznelerini , eylem çeşitliliğini yansıtmaya gayret ettik. Bunu
yaparken, örneğin İstanbul’da kurum binalarında gerçekleşen
basın açıklamalarına ya da yazılı açıklamalara yer vermedik
ama Anadolu kentlerinde gerçekleşen bu biçimdeki eylemlere yer verdik. Bazı eylemlerdeki açıklamalara, konuşmalara
yer vermezken bazılarına hareketin taleplerini ve düşünce
dünyasını takip etme şansı vermesi açısından yer verdik.
Almanak açısından en temel sorun, olayın yaşandığı tarih ile
haberin çıktığı tarih arasındaki fark oldu. Almanak, büyük oranda internet taraması üzerinden oluşturuldu. Cumhuriyet, Milliyet, Hürriyet, Radikal, NTVCNBC gibi ana medya organlarının
internet arşivleri, Sendika.org, Bianet, Birgün, Evrensel, Dicle
Haber Ajansı, ANF, Açık Radyo, Etkin Haber Ajansı, Atılım Gazetesi gibi sol-sosyalist siteler, Türkiye Mimarlar Mühendisler
Odası’na bağlı odaların internet siteleri, Akitera, Mindap gibi
mimarlık siteleri, Ekolojistler.org, Kureseleylem.org, ekolojiagi.
wordpress.com, Yesilgundem.net, Su Hakkı Kampanyası, Yeryuzuneozgurluk.blogspot.com, nükleer karşıtı platform gibi
ekoloji blog ve internet sayfaları, Greenpeace, TEMA, Çevko
gibi çevre örgütlerinin siteleri, Egeçep, Munzur, Hasankeyf,
Derelerin Kardeşliği Platformu gibi onlarca yerel platformun
internet siteleri ve facebook sayfaları, ayrıca hemen hemen
bütün illerin yerel gazetelerinden en az bir tanesinin internet
sayfasında tematik aramalar yapılarak taramalar gerçekleştirildi. Bu nedenle haberin gerçekleştiği tarih ile yayınlandığı tarih
arasında fark olabilir. Hele yerel siteler çoğu durumda haberleri
haftalık girdikleri için tarih sıkıntısı daha fazla ortaya çıktı. Elden
geldiğince azaltmaya çalıştıksa da yine de böyle hataların olabileceğini peşinen kabul ediyoruz.
İşimizi oldukça kolaylaştıran, belli yıllarda yapılan yılsonu değerlendirmelerini, Barış Gençer Baykan’ın GDO ve İklim hareketi tarihçesi çalışmalarını, Ekoloji Kolektifi Derneği’nin hazır-
10
EkolojiYeniBoy200x250.indd 10
29/11/2017 15:05
Sunuş
ladığı Gerze direnişi almanağını anmadan geçemeyiz.
Ekoloji Almanağı’nı sürüncemede kalıp akamete uğrama tehlikesinden kurtaran ise Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği’nden Yasemin Ahi ile tanışmamız oldu. Çalışmamızdan büyük
heyecan duyan ve Hopa’ya gelerek çalışmanın muvaffak olması konusunda bize desteklerini sunan Yasemin’e, onunla
tanışmamıza vesile olan Artvin Çoruh Üniversitesi SBF’den
hocamız Ayhan Bilgin’e ve Friedrich-Ebert-Stiftung Derneği’ne ne kadar teşekkür etsek az.
Almanak’ın bazı bölümlerini son bir kontrolden geçirmesi için
yine ekoloji hareketinden arkadaşlarımızın yardımına başvurduk. HES karşıtı hareket ile ilgili bölümü İsmail Akyıldız, Yeşil Yol
Projesi’ne karşı direniş bölümünü Karadeniz İsyandadır Platformu’ndan Eren Dağıstanlı, GDO karşıtı hareket bölümünü
Greenpeace’ten Nejat Dinç, iklim hareketi bölümünü Ethem-
can Turhan ve Arif Cem Gündoğdu, Kuzey Ormanları mücadelesini Kuzey Ormanları Savunması’ndan Balaban Cerit okudu
ve düzeltmelerde bulundular. Almanak’ın tamamını okumayı
yine Ekoloji Kolektifi’nden Fevzi Özlüler, Cömert Uygar Erdem,
Emre Baturay Altınok ve Merthan Özcan yaptı. Hepsine teşekkür ediyoruz. Yine de Almanak’taki bütün hatalarda sorumluluğun bizde olduğunu belirtmeye gerek yok sanırız.
Almanak’ın çeşitli evrelerinde maddi ve manevi olarak birçok kişinin desteğini gördük. Almanak konusunda deneyimini bizimle paylaşan ve işbirliğinde (teşrikimesaide) bulunan
gazeteci Mustafa Alp Dağıstanlı’ya, Biryaşam İnisiyatifi’ne,
mekanlarını bize sunan Babil Cafe’nin emekçilerine ve adını
anamadığımız herkese teşekkür ediyoruz.
Ekoloji mücadelesine bir damlacık katkı olması dileği ile...
11
EkolojiYeniBoy200x250.indd 11
29/11/2017 15:05
6
1
0
2
5
0
0
2
Eko lo ji A lmanağ ı – 2005 -2016–
12
EkolojiYeniBoy200x250.indd 12
29/11/2017 15:05
İklim Değişikliği ve İklim Adaleti Hareketi
Birinci Bölüm
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE
İKLİM ADALETİ HAREKETİ
13
EkolojiYeniBoy200x250.indd 13
29/11/2017 15:05
6
0
0
2
5
0
0
2
İklim Değişikliği ve İklim Adaleti
1
Hareketi
Eko lo ji A lmanağ ı – 2005 -2016–
“İ
klim değişikliği” ya da “iklim adaletsizliği”, insanlığın karşı
karşıya olduğu en büyük sorunlardan biridir. Nedenleri
ve sonuçları ile diğer bütün çevresel veya ekolojik sorunları “acil” koduyla ele alınmasını gerektiren temel mesele
budur. Yalnız bu kadarıyla değil, nasıl yaşayacağımız, üretim ve
tüketim kültürünü nasıl değiştireceğimiz konusu da “iklim değişikliği”nden bağımsız tartışılamaz. Çünkü “iklim değişikliği” bütün bunların, “uygarlık”ın, “kültür”ün bir sonucu. Ezcümle insan
kaynaklı (antropojenik). Dolayısıyla “başka türlü bir dünya/hayat” ütopyasının üreteceği cevaplarda temel çıpa bu konudur.1
İklim değişikliği, “küresel ısınma” kavramının yaygın kullanılmasından dolayı eksik ya/da yanlış telakki edilmektedir. İklim
değişikliği orta, uzun vadede sıcaklık ortalamalarını arttırıyor,
arttıracak ancak bölgesel ve lokal seviyede yer yer aşırı/anormal soğuklara da yol açıyor/açacak. Dolayısı ile küresel ısınma
argümanı örneğin bahar aylarında aşırı soğuk havaların, kar
yağışının yaşanması gibi durumlarda pek çok insanda kavramsal açıdan şaşkınlık/karmaşa yaratıyor ve inkarcıların işini
kolaylaştırıyor (e hani ısınıyorduk? Bu kar ne bu mevsimde?).
İklim değişikliği sorunu sadece atmosfere CO2 salımı (emission) meselesinden ibaret sayılamaz. Büyük oranda fosil yakıt
(petrol ve türevleri, gaz, vb.) kullanımına dayanan dünya ekonomisinin kapitalist mantığı, azami kar için şirketlerin azgınlaşmış rekabeti, bu rekabette üstün gelmek için “ulus-devlet”in ve “ulus-üstü örgütler”in silahlı güçlerini devreye
sokmaktan çekinmeyen, dolayısıyla rekabetteki üstünlüğü
silahlanmaya dayalı üstünlükle berkiten bir işleyişe sahiptir.
Marx’ın “sermaye yüzde 10 kar için her yerde çalışmaya razıdır; kesin yüzde 20, iştahını kabartır; yüzde 50, küstahlaştırır,
yüzde 100, bütün insani yasaları ayaklar altına aldırır; yüzde
300 kar ile, sahibini astırma olasılığı bile olsa, işlemeyeceği ci-
1 Bu bölümün hazırlanmasında önemli oranda aşağıdaki çalışmadan yararlandık. Barış Gençer Baykan, Türkiye’de iklim hareketinin kısa tarihi: uluslararası müzakerelerden ulusal politikaya,
https://www.academia.edu/3340352/T%C3%BCrkiye_de_iklim_hareketinin_k%C4%B1sa_tarihi_Uluslararas%C4%B1_m%C3%BCzakerelerden_ulusal_politikaya
Ayrıca Ethemcan Turhan ve Arif Cem Gündoğan bu bölümü
gözden geçirerek önerileri ile geliştirmemizi sağladılar.
nayet, atılamayacağı tehlike yoktur.”2 Bugün karşı karşıya kaldığımız tablo böyle bir sistemin sonucu. Ama elbette sadece
bu kadarıyla değil. Dünyayı, doğayı insan denen canlı türüne
hizmet etmek için yaratıldığına kani, doğayı, hayvanları, devamında insanları da sömürmeyi marifet sayan düşünme biçimini de başedilmesi gereken bir sorun olarak görmek gerekir.
İnsan kaynaklı iklim değişikliğinin en önemli göstergelerinden birisi sayılan atmosferdeki CO2 konsantrasyonunun (veya seviyesinin) bilim insanlarının görece güvenli eşik olarak gördüğü 350
ppm (ppm = milyonda parçacık, halihazırdaki seviye 410 ppm sınırında) seviyesine çekilememesi ve içinde bulunduğumuz yüzyıl sonuna doğru küresel sıcaklık ortalamasındaki artışın sanayi
devrimi öncesine kıyasla 2 santigrat derecenin mümkün olduğu
kadar altında sınırlandırılması için gereken adımların şimdiden
atılmaması halinde etkisini şimdiden göstermeye başlayan küresel çapta felaketlerin yaşanması kaçınılmaz olacaktır.
İklim değişikliğinin Türkiye’deki etkilerinin artan yaz sıcaklıkları, batı illerinde azalan kış yağışları, yüzey sularının kaybı, artan
sıklıkta kuraklık, toprak bozulması, kıyı erozyonu ve sel şeklinde oluyor. Bu durum, gıda üretimi için gereken su kaynakları
ve kırsal kalkınma üzerinde olumsuz etkiler yaratıyor. Örneğin,
Türkiye’nin Ege kıyılarında yer alan Gediz ve Büyük Menderes
Havzaları’nda bu yüzyılın sonunda yüzey sularının %50’sinin
kaybolacağı, tarımsal, evsel ve sanayide su kullanımında aşırı
su sıkıntısı yaşanacağı tahmin ediliyor. Buna karşılık Doğu Karadeniz için yağışların ani ve şiddetli hal alacağı, bunun da sel,
heyelan gibi sonuçlara neden olacağı öngörülüyor.
Dolayısıyla fi tarihinde kopacak “kıyamet” şimdi kapımızda… Bir
an önce “bi şey yapmalı”. 1980’li ve 90’lı yıllarda tek tek çevre
STK’ları, yayınlar ve etkinlikler aracılığıyla iklim değişikliği konusunda faaliyet göstermeye başlasalar da 2000’li yıllara kadar
eşgüdümlü bir iklim hareketinden bahsedemeyiz. Türkiye’de
iklim değişikliği hareketinin 2005 yılının Aralık ayında İstanbul,
Ankara, İzmir, Bursa, Diyarbakır ve Eskişehir’de yapılan protestolarla başladığını öne sürülebilir. Söz konusu protestolar 34
ülkede aynı anda gerçekleştirilmiş ve iklim değişikliği ile mücadele için ilk defa küresel bir kampanya başlatılmıştı.
2 Karl Marx, Kapital 1. Cilt, (Sayfa 779, 67 nolu dipnot)
14
EkolojiYeniBoy200x250.indd 14
29/11/2017 15:05