Academia.eduAcademia.edu

Niteliksel Arastirmalarda Feminist Yaklasim

Kadınların yaşamına dair bilgiler eril bakış açılarının baskın olduğu bilgi alanlarında yok sayılmış ya da oluşturulmamıştır. Çalışma alanı olarak değer verilen alanlar ve bilginin edinildiği yerler, erkeklerin ilgi alanına giren durumlardır. Özellikle gerek niteliksel gerekse niceliksel sosyal bilim araştırmalarında araştırılan konular kamu alanları ya da erkeklerin sosyal dünyaları üzerinedir. Kadınların kamu alanındaki deneyimleri görünmez kılınmıştır ya da erkeklerin bakış açısından, onların toplumsal alanla ilgili önemli olduğunu düşündükleri soruları sorarak anlatılmaktadır. Bütün bunlardan yola çıkan Feminist araştırma, temeline kadınların durumlarını, sorunlarını ve bakış açılarını yerleştirir. Kadınların toplumsal ortamdaki deneyimlerini onların kendi yorumlarıyla ve dilleriyle belirgin hale getirir, ataerkil sosyal dinamikleri ve ilişkileri kadının bakış açısından araştırıp, ortaya çıkarır. Araştırma yapma, veri toplama ve bulguları biraraya koyma aracı olan metot ile bakış açısı ya da çerçevesi oluşturmak olan metodoloji arasındaki farka (Harding, 1987:2-3) dayanarak, feminist yöntem ya da metot gibi farklı bir yöntemin söz konusu olmadığını, ancak metodolojik olarak bakıldığında bir feminist metodoloji yaklaşımının varlığını vurgulamak gerekir (Letherby, 2003:5). Feminist araştırmalarda sadece ne yapıldığı değil, nasıl ve neden yapıldığı, aynı zamanda seçilen teknik ve yaklaşımların bağlamı da önemlidir. Feminist kuram kadınların yaşamını şekillendiren koşulları incelemek ve kadın olmanın ne olduğu konusundaki kültürel anlayışları araştırmayı hedefler (Jackson ve Jones, 1998:1). Feminist kuramın kurallarını belirleyen en önemli özelliklerinden biri 'içerden bakış'tır (Kümbetoğlu, 2008:53). Bu yaklaşım, anlama çabasını hiyerarşik, otoriter ve yönlendirici olmayan bir uslüpla sürdürmeyi ilke edinir: Empati, karşılıklı anlayış, duygu, deneyim paylaşımı, etkileşim ve ilişki kurmaya dayanır. Kadın ve toplumsal cinsiyet rollerinin birer değişken olarak değil, teorik bir kategori olarak alınması sosyal gerçeklik bilgisine daha ayrıntılı bir şekilde ulaşılmasını sağlar. Feminist yaklaşımda konu başlığının seçiminden verilerin sunumuna kadar araştırmanın tüm aşamalarında feminist ilkeler kullanılır (Jackson ve Jones, 1998:1).

NİTELİKSEL ARAŞTIRMALAR ve FEMİNİST YAKLAŞIMLAR “Nesnellik, erkek öznelliğidir.” Adrienne Rich Kadınların yaşamına dair bilgiler eril bakış açılarının baskın olduğu bilgi alanlarında yok sayılmış ya da oluşturulmamıştır. Çalışma alanı olarak değer verilen alanlar ve bilginin edinildiği yerler, erkeklerin ilgi alanına giren durumlardır. Özellikle gerek niteliksel gerekse niceliksel sosyal bilim araştırmalarında araştırılan konular kamu alanları ya da erkeklerin sosyal dünyaları üzerinedir. Kadınların kamu alanındaki deneyimleri görünmez kılınmıştır ya da erkeklerin bakış açısından, onların toplumsal alanla ilgili önemli olduğunu düşündükleri soruları sorarak anlatılmaktadır. Bütün bunlardan yola çıkan Feminist araştırma, temeline kadınların durumlarını, sorunlarını ve bakış açılarını yerleştirir. Kadınların toplumsal ortamdaki deneyimlerini onların kendi yorumlarıyla ve dilleriyle belirgin hale getirir, ataerkil sosyal dinamikleri ve ilişkileri kadının bakış açısından araştırıp, ortaya çıkarır. Araştırma yapma, veri toplama ve bulguları biraraya koyma aracı olan metot ile bakış açısı ya da çerçevesi oluşturmak olan metodoloji arasındaki farka (Harding, 1987:2-3) dayanarak, feminist yöntem ya da metot gibi farklı bir yöntemin söz konusu olmadığını, ancak metodolojik olarak bakıldığında bir feminist metodoloji yaklaşımının varlığını vurgulamak gerekir (Letherby, 2003:5). Feminist araştırmalarda sadece ne yapıldığı değil, nasıl ve neden yapıldığı, aynı zamanda seçilen teknik ve yaklaşımların bağlamı da önemlidir. Feminist kuram kadınların yaşamını şekillendiren koşulları incelemek ve kadın olmanın ne olduğu konusundaki kültürel anlayışları araştırmayı hedefler (Jackson ve Jones, 1998:1). Feminist kuramın kurallarını belirleyen en önemli özelliklerinden biri ‘içerden bakış’tır (Kümbetoğlu, 2008:53). Bu yaklaşım, anlama çabasını hiyerarşik, otoriter ve yönlendirici olmayan bir uslüpla sürdürmeyi ilke edinir: Empati, karşılıklı anlayış, duygu, deneyim paylaşımı, etkileşim ve ilişki kurmaya dayanır. Kadın ve toplumsal cinsiyet rollerinin birer değişken olarak değil, teorik bir kategori olarak alınması sosyal gerçeklik bilgisine daha ayrıntılı bir şekilde ulaşılmasını sağlar. Feminist yaklaşımda konu başlığının seçiminden verilerin sunumuna kadar araştırmanın tüm aşamalarında feminist ilkeler kullanılır (Jackson ve Jones, 1998:1). 1 “İnsan bilimlerinde feminist araştırmaların bariz ideolojik hedefi kadın deneyiminin hem görünmezliğini hem de saptırılmışlığını düzeltmektir (Lather’den aktaran Brayton, 1997).” Feminist yaklaşımla toplumsal araştırma yapmanın temel noktasını siyasal olarak doğruluk ya metodolojik saflık değil, cinsiyetçi toplumsal varoluşlara bakış kazandırmak oluşturur (Ramazanoğlu, 2002:147). Kadın deneyimlerini ve bu deneyimlerin çeşitliliğini temel alan Feminist araştırmalarda tek tip bir yaklaşım söz konusu olmasa da bu tip araştırmalar daha çok toplumsal cinsiyet ve iktidar kuramları, normatif çerçeveler ve transformasyon ve yükümlülük (accountability) kavramlarıyla saptanabilir. Geleneksel yöntemler değişkenler üzerine odaklanmış bir bakış açısı geliştirirken, feminist bakış açısı ve feminist yöntem insana odaklanır. “Aynı kültürel çevre, hatta aynı fiziksel mekanlarda bile yaşasalar, kadınlar ve erkekler farklı gerçeklikler içinde yer alırlar (Kümbetoğlu, 2008:54).” Feminist yaklaşımda araştırmacı daha aktif bir rol üstlenir; insanların yaşadığı olayları, bu olayların nedenlerini araştırmakla kalmaz, aynı zamanda yaşamlarının kalitesini yükseltmek ve ihtiyaçlarını sunmayı hedefler. Ayrıca, sesini duyuramayanların bilgisini görünür kılma çabası içerisinde inceleme alanından dışarda tutulan bilgileri de derleyebilir. Bu yöntemi kullanan bir araştırmacı araştırmalarını deneyim, pratik, düşünce, inanç ve duygularla ilgili bilginin bunlara yüklenen anlamlardan ayrılmaz olduğunu göz önünde bulundurarak tasarlar. “Feminist teoriler kullanılması sadece kadınların araştırılacağı ya da toplumsal cinsiyetle ilgilenildiği veya kadınların iktidarı suistimal etmediğini iddia etmek anlamına gelmez (Ramazanoğlu, 2002:147)”. Feminist araştırmalarda, diğer araştırmalardan yalnızca tasarı aşamasında değil, aynı zamanda yöntemin seçilip uygulanma aşamasında da farklı bir yol izlenir. Sadece neden-sonuç ilişkisiyle ilgilenilmez, sosyal hayatın, günlük deneyimlerin, ilişkilerin anlamını derinlemesine kavramak ve tanımlamak amacıyla derinlemesine görüşme, gözlem, odak grup tekniklerine dayalı niteliksel yöntemlere başvurulur (Kümbetoğlu, 2008:56). Ortaklaşa etkileşim sürecinin yaratılabileceği teknikler tercih edilerek, sadece araştırılan özne değil, araştırmacının deneyim ve bilgileri de paylaşılır. Paylaşım ve etkileşim dönüştürücü bir eylem sürecine katkı sağlar. İki tarafın da deneyimden elde ettiği bilgi algılanan gerçekliği zenginleştirici, eleştirici, dönüştürücü olabilir. Feministler bilimsel yöntemde üç unsura önem verir: “1) sağlam temelleri olan ve olmayan cinsiyetçi toplumsal varoluş öyküleri arasında ayrım yapabilme olasılığı; 2) 2 rasyonalitenin sorunlu geçmişine rağmen mantığa dayalı argümana bağlılık; 3) iddia edilen bilgileri doğrulama ihtiyacı (Ramazanoğlu, 2002:165).” Adaletsiz iktidar ilişkilerine karşı çıkma konusunda taşınan umutlar toplumsal yaşamın yapısı hakkında merak ve cinsiyetçi toplumsal oluşumlardaki farklılıkların yanısıra benzerlikleri açıklama isteği uyandırır. Kısaca yalnızca farklılıklara değil, benzerliklere de dikkat çekilir. Feminizm hem ‘teori’ hem de “uygulama’dır. Feminist araştırmacılar çalışmalarına kendilerini kadınların yaşamında toplumsal ve bireysel değişim yoluyla fark yaratacak faydalı bilgiler üretmeye adayarak başlar. “Gerek çalışma yapılan konular gerekse çalışmanın yapılma şekliyle ilgili olarak ana akım araştırmalardaki sessizliklere başkaldırmakla uğraşırlar. Feminist çalışmalar araştırmacıların yöntem, araştırma başlıkları ve çalışma grubu popülasyonu seçimlerinin daima politik eylemler olduğu gerçeğinden hareket eder (Letherby, 2003:4).” Feminist yöntem geleneksel yöntemleri, özellikle pozitivizmi üç farklı noktadan eleştirir. Birincisi, nesnelliğin değerden arınmış bilim ilkesine yönelik olması, ikincisi araştırılan kişi, grup, olgu ve deneyimlerin objeleştirilmesi ve sömürülmesi, sonuncusu ise araştırmacı-araştırılan ilişkisiyle ilgilidir (Wolf’den aktaran Kümbetoğlu, 2008:56). Kadınların yararına kullanılacak bilginin üretimindeki farklılığa dikkat çeken feminist yazarlar, bu yararın ancak içerden bakışla sağlanabileceğine inanır. Mesafe koyma ve dahil olmama halinin dışardan ve üstten bir bakış açısı nedeniyle yeterince ayrıntılı, öze giren bir anlayış geliştirmeye olanak vermediğini öne sürerler. Feminist yöntem geleneksel yöntemlerin var olan kategorilerini sorgular. Geleneksel yöntemlerde teorik çerçeve ve kavramlar verili bir şekilde alındığından, ev içi/ev dışı, kamusal/özel, doğal/kültürel ayrımları olduğu gibi kabul edilmektedir (Moore’dan aktaran Kümbetoğlu, 2008:57). Bu ayrımlar kültürel olarak inşa edilmiş toplumsal cinsiyet kavramı bakış açısıyla yeniden değerlendirilmek durumundadır. Araştırmacı olarak kadınların kendi deneyim ve hikayeleri araştırmacı rolü ve araştırma sürecinde yer alır. Feminist araştırmacı araştırma yaptığı ortam ve konuya hem içerden hem de dışardan bakabilir. İçerden baktığında araştırılan durumla ilgili bilgi veren dinamikleri ve toplumsal ilişkilerin oynadığı rolü daha iyi anlayabilir. İncelenen durumun dışında yaşayan feminist araştırmacı katılımcılarla yaşanan iktidar ilişkilerindeki dengesizliği giderebilir. Kişisel deneyim ve duygularını dışardan gelen 3 birine açıklamak kadınlara kendi yaşanan gerçekliklerini eleştirel bir şekilde değerlendirme fırsatı sağlar (Brayton, 1997). Feminist katılımcı araştırma, araştırmacıyla araştırılan arasındaki ayrımın ortadan kaldırılmasıyla birlikte araştırmacıyı kontrol etme duygusundan uzaklaşır, açıklık, karşılıklı alışveriş, paylaşım değerlerine dayanır. Böylece araştırma yapmak bir sömürü ilişkisi olmaktan çıkarılarak sorunlar hakkında bir şeyler yapılması hedeflenir. Yani, feminist araştırmacılar bilgi ve eylemi bir araya getirmeyi amaçlar. Uygulamalı araştırmaların politik olduğuna dair getirilen eleştirilere her araştırmanın politik sonuçları olabileceği ve her uygulamanın teorik çıkarsama yaratabileceği yanıtını verirler (Kümbetoğlu, 2008:59). Feminist görüş açısı toplumsal cinsiyet ve iktidar teorileri bilgisi, feminist bilgi algısı ile deneyim ve gerçeklik algısı gerektirir. Birden fazla feminist teori ve birden fazla feminist epistemolojisinin varlığı nedeniyle Feminist bakış açıları da değişkenlik gösterir. Susan Hekman (1997) epistemoloji ve siyasetin birbirinden ayrılmaz olduğunu kabul ederek feminist görüş açısının beş temel özelliğini ortaya koyar (Hekman’dan aktaran Ramazanoğlu, 2002:64). Bu özellikler şu şekilde sıralanmaktadır: Feminist bakış; 1) bilgi ile iktidar arasındaki ilişkileri araştırır, 2) ‘bilen feminist” olgusunu yapıçözüme uğratır, 3) duygular ve cisimleştirmeyi içeren kadın deneyimini temel alır, 4) kadın deneyimlerindeki çeşitililiği ve kadınlar arasındaki iktidar ilişkilerinin birbirine bağlayıcılığını göz önüne alır ve 5) Feminist bakış açısında bilgi hiçbir zaman tam değildir. Feminist eleştirel yaklaşıma göre niceliksel ve niteliksel yöntemler arasındaki ayrım ve bu konudaki tartışmalar cinsiyet ve bilim arasındaki ilişkiyi yansıtmaktadır. Erkeklerin çoğunluğu oluşturduğu bilim dünyasında otorite, ayrım, mesafeli duruş ve kontrol kavramlarının hakim olduğu niceliksel araştırmalar yoğundur. Niteliksel araştırmalarda ise eşitlikçi bir ilişki hedeflenerek, açıklık, karşılıklı deneyim paylaşımı ve fikir alışverişi baskındır, bu şekilde araştırmacı ve araştırılan arasındaki ayrım yok etmek hedeflenir. Kolektif çaba önem kazanır. Feminist araştırmanın epistemolojik ilkeleri beş başlık altında toplanmaktadır: 1. araştırmacı-araştırılan ilişkisi 2. bir araştırma deneyi olarak duygu 3. araştırmacıların entellektüel özgeçmişleri 4 4. araştırmacı ve araştırılanın farklı gerçeklikleri nasıl kavradığı ve kavradıklarının nasıl bağdaştırılacağı 5. araştırma ve yazma sürecindeki karmaşık iktidar sorunu (Stanley ve Wise’dan aktaran Kümbetoğlu:2008:60). ’Kullanılabilir araştırma’ kavramını ortaya atan feminist araştırmacılar araştırma raporlarında genel politika önermelerini belirtmeyi ve değişim için izlenecek yollara işaret etmeyi de sorumlulukları içinde görmektedir (Kümbetoğlu:2008:60). Feminist teoriler monotetik, statik değildir, planlı, dikkatli uygulanan, kontrollü bir süreç yerine araştırma süresince araştırılan grup ve kişilerden gelen etkilere açık yöntemler tercih edilir. “Bilginin mülkiyeti sadece araştırmacıda değildir. Bilginin yayılması, akademik dünyanın dışına çıkması, kadınların kendilerine dair araştırmaların bulgularını öğrenmesi feminist araştırma etiği açısından olduğu kadar, bilginin dönüştürücü gücü açısından da önemlidir. ‘Etkileşimci yöntem’ adı verilen yöntemle farklı sosyal gruplardan gelen araştırmacı ve araştırılan, alışılmış araştırma yöntemlerinde olduğundan farklı bir yol izleyerek çalışma biçimini özgünleştirirler (Kümbetoğlu, 2008:67).” Uygulamalı araştırmalarda araştırmacının katılımcıları araştırmanın yaratılmasına davet etmesi kolektif bir çabanın ürünü olmanın yanısıra, araştırma etiği açısından esneklik sağlar, bu şekilde katılımcıların istedikleri doğrultuda yapılan araştırma deneyimlerin aktarılması ve paylaşılmasındaki tereddütleri ortadan kaldırır. Araştırma terimleriyle ifade edildiğinde, yorumlayıcı feminist araştırma döngüsünde şu unsurlar yer alır: temel kavramı, bağımlı değişken olarak ‘işlevselleştirilmiş’, kendinden önceki toplumsal ve söylemsel uygulamalar yerine, üretilen toplumsal cinsiyettir; yoruma yönelik yapısı, ampirik gözlemlere dayalı bir kuram yaratacak şekilde tümevarımcıdır; derinlemesine görüşme, grup görüşmeleri ve katılımcı gözlem gibi niteliksel veri toplama yöntemleri kullanır; veri analizi teknikleri de nitelikseldir, sözcük, cümle ve dil analiz birimleri olarak kullanılır, yanıt verenlerin neyi yansıttıklarına değil, dille neyi söylemeyi başardıklarına odaklanır (van Zoonen, 2006: 147) Feminist yöntemin sosyal araştırmalara en önemli katkısı sadece yöntem konusunda değil, teori ve pratiklerle ilgili bir çok kavramın yeniden sorgulanmasına zemin hazırlamasıdır. “Kadın araştırmaları teorik kaygılarla önceden biçimlendirilmiş standart sorular yerine, kadınların kendini ifade etme fırsatı bulabileceği soruları, kadınlara duyulan empati, sevgi, yakınlık ve açıklık ilkesine dayalı, karşılıklı ilişki ve 5 etkileşim temelinde gerçekleşecek görüşmeler yoluyla elde edilecek bilgiyi sayısal, kuru, kadın gerçeğinin tüm boyutlarını vermeyen bilgiye tercih etmektedir (Rienharz’dan aktaran Kümbetoğlu, 2008:62).” Niteliksel araştırmalarda davranış ve tutumlardan çok anlamlarının ön planda oluşu bu yöntemin kadın araştırmalarında daha çok tercih edilmesini getirmiştir. Geleneksel araştırma yöntemlerinde önemi vurgulanan nesnellik ilkesi kadın araştırmalarında yerini öznel deneyimlere ve bu deneyimlerin önemine bırakmıştır. Feminist araştırmalar, anaakım araştırmalardaki erkek-merkezci yanlılıkları ortaya koyar ve bunun üstesinden gelir, sosyal değişim arayışı içindedir, insan çeşitliliğini temsil etme çabası gösterir ve araştırmacının konumunun farkındadır. Feminist çalışmalarda metin analizleri, etnografi, izleyici tepkileri ve bellek çalışmaları gibi metodolojilerin (Skeggs, 1995:3) kullanıldığını, katılımcı gözlem, derinlemesine görüşme ve grup görüşmeleri gibi niteliksel araştırma yöntemlerinin (van Zoonen, 2006:135) deneyimleri aktarmakta birincil yöntemler olarak görüldüğünü vurgulamak gerekir. Epistemoloji, etik ve siyasetin birbirinden ayrılmazlığına olan kuvvetli inançları, feministleri insan ilişkilerinin nasıl daha farklı olabileceğini ve daha iyi bir toplumsal yaşamın nasıl işleyeceğini düşünmeye teşvik etmektedir. 6 Kaynaklar Brayton, Jennifer (1997). What makes Feminist Research Feminist? The Structure of Feminist Research within the Social Sciences. http://www.unb.ca/parl/win/feminmethod.htm Harding, Sandra (1987). “Introduction” in Feminism and Methodology: Social Science Issues, (ed.) Sandra Harding. Bloomington: Indiana University Press. Jackson, Stevi ve Jackie Jones (1998). Thinking for Ourselves: An Introduction to Feminist Theorising, Contemporary Feminist Theories, Stevi Jackson ve Jackie Jones (ed.). Edinburgh University Press. Kümbetoğlu, Belkıs (2008, İkinci Basım). Sosyolojide ve Antropolojide Niteliksel Yöntem ve Araştırma, İstanbul: Bağlam Yayıncılık Letherby, Gayle (2003). Feminist Research in Theory and Practice. Buckingham: Open University Press. Ramazanoğlu, Caroline ve Janet Holland (2002). Feminist Methodology: Challenges and Choices, Londra: SAGE Publications Ltd. Skeggs, Beverley (1995). Feminist Cultural Theory, process and production, Manchester: Mancester University Press. Van Zoonen, Liesbet (2006), Feminist Media Studies, Londra: Sage Pub. 7