Academia.eduAcademia.edu

Orhun Abidelerinde Metaforlar

2018, International Congress on Science and Education

Metafor, bir kavramsal alanın bir başka kavramsal alanla ilgili bilgilere, tecrübelere dayanarak anlaşılması olarak tanımlanır. Toplumun tecrübeleri ile edindiği bilgi ve tecrübeler, karşılaşılan yeni varlık, durum veya hareketlerin zihin dünyasına yerleştirilmesine, kavramsallaştırılmasına yaramaktadır. Bu kavramsallaştırmada farklı alanlar arasında benzetmeye dayalı ilişki kurulur. Metaforlar ile ilgili yapılan çalışmalarda konunun evrensel nitelik arz eden taraflarına çok eğildiği görülür. Toplumlar arasında metafor yönünden görülen bu benzerlik, insan doğasının, ihtiyaçlarının, tecrübelerinin genel olarak her yerde ortak olmasına bağlanmaktadır. Metafor üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Kövecses, metaforlarda evrensel olmayan pek çok durumun göz ardı edildiğini, kültür ile metaforun pek çok açıdan birbiriyle ilişkili olduğunu belirterek bu yönde yapılacak çalışmaların önemini ve gerekliliğini ifade eder (Kövecses 2005). Türk kültürüne ait metaforları belirlemek ve farklı kültürler ile olan benzerlik ve farklılıkların ortaya çıkmasına katkıda bulunmak adına, çalışmamızda, eski Türk dili ve kültürüne ışık tutan ilk eserlerimizden Orhun Abidelerindeki metaforların belirlenmesi ve incelenmesi amaçlanmış ve Muharrem Ergin tarafından yayımlanan Orhun Abideleri adlı eseri esas alınmış; abidelerdeki metaforlar taranarak doküman incelemesi yapılmış ve literatürde kabul gören şekilde tasnif edilip incelenmiştir. Sınırlı bir içeriğe sahip olması; eserde kullanılan bazı sözcüklerin daha önceki dönemlerde ve/veya daha sonraki dönemlerde takibinin yapılamaması metaforlarla ilgili tespitleri güçleştirmiştir. Buna rağmen sınırlı da olsa ontolojik, konumsal ve yapısal olmak üzere üç farklı türde kavramsal metaforlar tespit edilmiştir. Abidelerin, MS VIII. yüzyıla ait olmasına rağmen, metaforlar yönünden günümüz Türkiye Türkçesine benzerlikleri tespit edilmiştir. Bu benzerlikler, beklenildiği üzere, Türk kültürünün tarih içerisinde devamlılık arz ettiğini göstermektedir.

International Congress on Science and Education Afyonkarahisar, 2018 Orhun Abidelerinde Metaforlar Dr. Öğr. Üyesi Bayram Çetinkaya, Afyon Kocatepe Üniversitesi, Türkiye, bcetinkaya@aku.edu.tr Öz Metafor, bir kavramsal alanın bir başka kavramsal alanla ilgili bilgilere, tecrübelere dayanarak anlaşılması olarak tanımlanır. Toplumun tecrübeleri ile edindiği bilgi ve tecrübeler, karşılaşılan yeni varlık, durum veya hareketlerin zihin dünyasına yerleştirilmesine, kavramsallaştırılmasına yaramaktadır. Bu kavramsallaştırmada farklı alanlar arasında benzetmeye dayalı ilişki kurulur. Metaforlar ile ilgili yapılan çalışmalarda konunun evrensel nitelik arz eden taraflarına çok eğildiği görülür. Toplumlar arasında metafor yönünden görülen bu benzerlik, insan doğasının, ihtiyaçlarının, tecrübelerinin genel olarak her yerde ortak olmasına bağlanmaktadır. Metafor üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanınan Kövecses, metaforlarda evrensel olmayan pek çok durumun göz ardı edildiğini, kültür ile metaforun pek çok açıdan birbiriyle ilişkili olduğunu belirterek bu yönde yapılacak çalışmaların önemini ve gerekliliğini ifade eder (Kövecses 2005). Türk kültürüne ait metaforları belirlemek ve farklı kültürler ile olan benzerlik ve farklılıkların ortaya çıkmasına katkıda bulunmak adına, çalışmamızda, eski Türk dili ve kültürüne ışık tutan ilk eserlerimizden Orhun Abidelerindeki metaforların belirlenmesi ve incelenmesi amaçlanmış ve Muharrem Ergin tarafından yayımlanan Orhun Abideleri adlı eseri esas alınmış; abidelerdeki metaforlar taranarak doküman incelemesi yapılmış ve literatürde kabul gören şekilde tasnif edilip incelenmiştir. Sınırlı bir içeriğe sahip olması; eserde kullanılan bazı sözcüklerin daha önceki dönemlerde ve/veya daha sonraki dönemlerde takibinin yapılamaması metaforlarla ilgili tespitleri güçleştirmiştir. Buna rağmen sınırlı da olsa ontolojik, konumsal ve yapısal olmak üzere üç farklı türde kavramsal metaforlar tespit edilmiştir. Abidelerin, MS VIII. yüzyıla ait olmasına rağmen, metaforlar yönünden günümüz Türkiye Türkçesine benzerlikleri tespit edilmiştir. Bu benzerlikler, beklenildiği üzere, Türk kültürünün tarih içerisinde devamlılık arz ettiğini göstermektedir. Anahtar Kelimeler: Orhun Abideleri, Köktürk, metafor Abstract A metaphor is defined as an understanding of a conceptual field based on experience, knowledge on another conceptual domain. The knowledge and experiences gained by the experiences of society are useful for the conceptualization of new entities, situations and movements to be placed in our mind. In this conceptualization, a similarity-based relationship is established between different fields. It is seen that the studies on the metaphors tend to focus on their universal qualities. The presence of similar metaphors in societies depends on the human nature, needs and experiences being similar everywhere. Kövecses states that culture and metaphor are related to each other in many ways and express the importance and necessity of the studies to be carried out in this direction (Kövecses 2005). It was aimed to reveal and examine the metaphors of Orkhun Monuments in order to determine the metaphors belonging to Turkish culture and to contribute to the emergence of similarities and differences with different cultures. So in this study, Orhun Abideleri published by Muharrem Ergin was examined. In this research, document analysis was used and the metaphors in Orhun Monuments have been compiled and classified as accepted in the literature. We encountered difficulties in our work because of the monuments have a limited content, some of the words used in the monuments have low frequency. Nevertheless, three different kinds of conceptual metaphors have been identified as ontological, orientational and structural. It was determined that the metaphors in the monuments showed similarities with the metaphors in Turkey Turkish. These similarities, as expected, demonstrate the continuity of Turkish culture the continuity of culture across the centuries. Keywords: Orkhun Monuments, Old Turkish, metaphor Giriş İnsan, gerek kendi bünyesi gerekse dış çevresi ile olan etkileşimi sonucu farklı tecrübeler edinmektedir. Biyolojik yapılarının benzerliği, aynı mekân ve şartlarda sürdürülen yaşamları bu bilgi ve tecrübelerin toplumun bütün fertlerine yayılmasını kaçınılmaz kılmaktadır. İlk kez karşılaşılan bir varlık, durum veya hareketin algılanması, yorumlanması veya bilinen varlık, durum veya hareketlerin yeniden değerlendirilmesinde, edinilmiş bilgi ve tecrübeler önemli rol oynar. Dil dışı dünyanın zihne yerleştirme sürecinde mevcut kavram alanları, yeni tecrübe ve öğrenmelerle gelişmekte; bunun yanında başka kavram alanlarıyla benzerlik ve farklılıkları belirginleşmektedir. Zihinde gerek belirli bir kavram alanı içerisinde gerekse başka bir kavram alanı arasında bir etkileşimler görülmektedir. Nitekim bu etkileşim dildeki bazı ifadelere de yansımaktadır. Aynı kavram alanı içerisinde yakın ilişkiye dayalı ve farklı kavram alanları arasında benzerlik ilişkisine dayalı etkileşimlere şu örnekleri verebiliriz: Yakın ilişkiye dayalı konuşmamak ağzını açmamak yemek yemek sofraya oturmak Benzetime dayalı hayat yolculuk yanlış işler yapmak, ne yapacağını bilememek yolunu şaşırmak 382 International Congress on Science and Education Afyonkarahisar, 2018 Kavramlar arasında benzerlik ilişkisi kurulmasıyla ortaya çıkan metaforları Lakoff ve Johnson bir tür şeyi başka bir tür şeye göre anlamak ve tecrübe etmek şeklinde açıklar (2010:27). Metaforlar duygu, düşüncelerimizi, hareketlerimizi, karşılaştığımız durumları, varlıkları ifade ederken sıkça başvurmaktayız. Özellikle soyut kavramların somut bir şekilde ifade edilmesinde, bir duygu, düşünceyi daha etkili bir şekilde aktarmak istediğimizde metaforlar önemli işler görmektedir. Son yıllarda, bilişsel dilbilim çalışmalarında insanın dil dışı dünyayı zihinselleştirme boyutunu, düşünme sistemini ortaya koyma amacıyla metafor çalışmalarına yoğunlaşıldığı bilinmektedir. Dildeki yapılardan yola çıkarak toplum zihnindeki kavramsal metaforlara ulaşılmaya çalışmakta ve belirlenen metaforların millî veya evrensel nitelik taşıyıp taşımadığı incelenmektedir. Örneğin “Söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil.”, “söylediklerini sindiremedim.”, “çiğ sözler” gibi dildeki örneklerden yola çıkarak toplumun DÜŞÜNCE kavram alanı ile YİYECEK kavram alanı arasında benzerlik kurduğu tespit edilmekte ve buna dayanarak toplum zihninde kavramsal boyutta DÜŞÜNCE YİYECEKTİR şeklinde bir metaforun varlığı ortaya çıkarılmaktadır. (Lakoff & Johnson 1980:46-47). Evrensel yönden dilbilimcilerin, metaforlar ile ilgili önemli çalışmalar yaptıklarını belirten Kövecses; metaforların toplumun önemli parçası olduğunu, kavramlaştırmalarda evrensel olmayan pek çok durumun göz ardı edildiğini ifade eder(Kövecses 2005:xii). Lakoff ve Johnson (1980a), kaynak kavram alanı ile hedef kavram alanı arasındaki ilişkinin niteliğini ve kapsamını göz önünde bulundurarak metaforları ontolojik (physical /ontological), konumsal (orientational) ve yapısal (structural) metaforlar olmak üzere üçe ayırırlar. Ontolojik metaforlar, özellikle soyut nitelikteki varlıkları, durumları somut bir varlık gibi karşımıza getirirler. Kaynak ve hedef kavramlar arasında benzetmeye dayalı ilişkilendirme, somutlaştırmayla sınırlı olduğu için bu metafor türü daha genel ve daha yüzeysel niteliktedir. Örn. ZAMAN BİR MADDEDİR metaforu (“zamanım kalmadı”, “çok zamanım var”, “ömrünü boş işlerde tüketiyorsun”.) Konumsal metaforlar, YUKARI-AŞAĞI, ÖN-ARKA, İÇ-DIŞ, DERİN – SIĞ, MERKEZÎ – ÇEVRESEL şeklinde mekâna dayalı yönelimler ile ilgilidir. Bir kavramı, bir mekânı esas alarak yön belirlenir (Örn. MUTLU YUKARIDADIR.) (Lakoff & Johnson 1980a: 460-462). Evrensel nitelikteki konumsal metaforlardan İYİ OLAN YUKARIDADIR / KÖTÜ OLAN AŞAĞIDADIR’da toplum zihninde iyi olan, bir değere sahip olanın yukarıda bulunduğu veya yukarı yönlü hareket ettiği; kötü, değersiz nitelikte olanın ise aşağıda bulunduğu veya aşağı yönlü hareket ettiği düşüncesinin var olduğunu görmekteyiz. Türkçedeki “havalara uçmak, başı göğe ermek; yerin dibine girmek” deyimlerini bu konumsal metaforlara örnek olarak verebiliriz. Yapısal metaforlarda ise hedef alan için yararlanılan kaynak alan, daha zengin içerik ve ilişkiler ağıyla karşımıza çıkmaktadır. Daha ileri düzeyde yapılandırılmış ve açık bir şekilde ortaya konulmuş bir kavramı bir başka yapı için kullanmamıza izin vermektedir (Lakoff & Johnson, 1980b:61). SÖZ, BİR İPTİR (lafı bağlamak, sözümü kesmeyin, sözü çok uzatıyorsun) Bu çalışmamızda 8. yy.da dikilmiş olan Orhun Abidelerinde yer alan metaforlar üzerinde durulmuştur. Toplumun kavramlara olan yaklaşımını, zihnin dış dünyayı algılama yöntemini ortaya koyması açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmayla, bilinen ilk yazılı eserlerimizden olan Orhun Abidelerindeki metaforları tespit etmek ve MS 7. ve 8. yüzyıllarda toplumun kavramlara nasıl baktığını, hangi kavramlarla benzerlikler kurduğunu tespit etmek amaçlanmıştır. Yöntem Doküman inceleme yönteminin kullanıldığı bu çalışmada, Muharrem Ergin’in yayımladığı Orhun Abideleri (1995) adlı eser esas alınmıştır. Eserde belirlenen metaforlar, literatürde kabul gören şekilde kaynak metaforu ve hedef metaforu içerecek şekilde, büyük harflerle, yazı tipi boyutu küçültülmüş cümleler biçiminde verilmiştir. Bulgular Yapılan tarama ve incelemede ontolojik, konumsal ve yapısal metaforlar olmak üzere 22 adet kavramsal metafor tespit edilmiştir: 1. Ontololojik Metaforlar Genel ve yüzeysel bir şekilde yapılan benzetim sonucu ortaya çıkan ontolojik metaforlar soyut nitelikteki 383 International Congress on Science and Education Afyonkarahisar, 2018 varlığın somutlaştırarak ifade edilmesini sağlar. Orhun Abidelerinde 13 adet ontolojik metafor tespit edilmiştir. Ontolojik metaforlar içerisinde yer alan ve evrensel nitelik arz eden kap metaforları duygu, düşünce ile ilişkili kavramların ifade edilirken karşımıza çıkar. Bedenin belirli organları içermesi, sindirim, boşaltım ve solunum sistemimizdeki organlarımızın işleyişleri bedenin bir kap gibi düşünülmesinde rol oynamaktadır. Yapılan taramada gönül, söz kavramlarının birer kap düşünüldüğü görülmüştür. (1) GÖNÜL, BİR KAPTIR köngülte sıgıt kelser yanduru sakındım “Gönülden çığlık gelse geri çevirerek düşündüm” (Kültigin K. 11). köngülteki sabımın urturtum “Gönüldeki sözümü vurdurdum” (Bilge Kagan, 14). (2) SÖZ BİR KAPTIR bu sabımda igid bar gu “Bu sözümde yalan var mı?” (Bilge Kagan 7). Uyku hedef kavramından bahsedilirken “aç-” fiilinin kullanılması, toplum tarafından, uykunun da bir kap, kutu şeklinde algılandığını göstermektedir. (3) UYKU BİR KAPTIR usın süngügün açdımız “uykusunu süngüyle açtık” (Tonyukuk I, K. 4). Kap metaforları yanında soyut nitelikteki “söz”, “bilgi”, “kut”, “ad”, “iş/güç” kavramlarının somut fiillerle kullanılması toplumun ilgili kavramlara bir madde gibi baktığını ortaya koymaktadır: (4) SÖZ BİR MADDEDİR mening sabımın sımadı “benim sözümü kırmadı” (Kültigin G.11). sab ança ıdmış “sözü şöyle göndermiş” (Tonyukuk I, G. 2). sabıg alı olur tidi “sözü alıp/dinleyip otur” (Tonyukuk I, K. 8). Kanda yana sabıg yana kelti “Han tarafından söz dönüp geldi” (Tonyukuk I, K. 9-10). (5) BİLGİ BİR MADDEDİR Tengri bilig birtük üçün “Tanrı bilgi verdiği için” (Tonyukuk I, B. 6). (6) KUT, BİR MADDEDİR kutum bar üçün (Kültigin D. 29) kutum ülügüm bar üçün “talihim olduğu için” (Bilge Kagan D. 23). eçim kagan kut taplamadı erinç (Bilge Kagan D. 35). (7) AD, BİR MADDEDİR Türk begler Türk atın ıtı “Türk beyleri Türk adını bıraktı” (Kültigin D. 7). Tabgaçgı begler Tabgaç atın tutupan “Çin’e bağlanan beyler Çin adını tutarak…” (Kültigin D. 7). kagan atı bunda biz birtimiz “Kağan adını burada biz verdik” (Kültigin D. 20). kangımız eçimiz kazganmış bodun atı küsi yok bolmazun “Babamızın, amcamızın kazandığı milletin adı, şanı yok olmasın” (Bilge Kagan D. 22). (8) İŞ/GÜÇ BİR MADDEDİR elig yıl işig küçüg birmiş “Elli yıl işi gücü vermiş” (Kültigin D. 8). Tengri küç birtük üçün “Tanrı güç verdiği için” (Kültigin D. 12). işig küçüg birtim “İşi gücü verdim” (Tonyukuk II, D. 2). Duyguların bedende meydana getirdiği değişimler (fizyolojik ve bedensel tepkiler) yaşanan duygunun canlı, belirli bir iradeye sahip varlık olarak görülmesine yol açmıştır. Orhun Abidelerinde ontolojik metaforlar arasında sayabileceğimiz şu metafor tespit edilmiştir: (9) İSTEK / DUYGU CANLI BİR VARLIKTIR tün yime udısıkım kelmez erti kün yime olursıkım kelmez erti “gece uyuyacağım gelmiyordu, gündüz oturacağım gelmiyordu” (Tonyukuk I, D.5). “İl (ülke)” ve “bodun (millet)” sözcüklerinin bazı kullanımlarında ilgili kavramlara ticari bir madde olarak yaklaşıldığı belirlenmiştir: (10) ÜLKE, BİR TİCARİ MADDEDİR kimke ilig kazganur men “kime ili kazanıyorum” (Kültigin D. 9). il birigme tengri “il veren tanrı” (Kültigin D. 25). ilin altımız “Ülkesini aldık” (Kültigin D. 38). ordug birmedi “şehri vermedi” (Kültigin K. 9). 384 International Congress on Science and Education Afyonkarahisar, 2018 ilig törüg yigdi kazgandım “Ülkeyi, töreyi çok iyi kazanım” (Bilge Kagan D. 36). (11) MİLLET, BİR TİCARİ MADDEDİR Tokuz Oguz mening bodunum erti “Dokuz Oğuz benim milletim idi” (Bilge Kagan D. 29). tört bulungdakı bodunug almış “dört taraftaki milleti almış” (Bilge Kagan D. 3). Maddelerin bazı özelliklerinin, ontolojik metaforlar içerisinde değerlendirilebilecek kullanımları görülebilmektedir. Orhun Abidelerinde “ağır” kavramının, “değerli” ve “önemli” hedef kavramı için kullanıldığı 1 kullanım tespit edilmiştir: (12) DEĞERLİ, AĞIRDIR bunça agır törüg “bunca ağır/değerli töreyi (Bilge Kagan D. 2). Günümüz Türkçesindeki ifadelerde “zaman” kavramının “mekân” gibi algılandığı örnekleri görmekteyiz. (zamanın daralıyor, geniş bir zaman, 2018’de, vb.) Orhun Abidelerinde “öd (zaman)” sözcüğünün aldığı hâl eki ve “olur-(otur-)” fiiliyle olan birlikteliği zaman kavramına mekân gibi yaklaşıldığını gösterir. (13) ZAMAN, BİR MEKÂNDIR bu ödke olurtum “Bu zamanda oturdum” (Kültigin G.1) bödke özüm olurup “Bu zamanda kendim oturup” (Bilge Kagan D. 2) bödke olurtum “Bu zamanda oturdum” (Bilge Kagan K.1). 2. Konumsal Metaforlar (14) İYİ OLAN YUKARIDADIR Pek çok dinî inanışta, yöneten-yönetilen ilişkisinde, tehlikelerle mücadelede “yukarı”, “üst” “sema” kavramlarının ve bu konumlarla ilişkili varlıkların daha değerli, üstün bir niteliğe sahip olduğu bilinmektedir. Dinî inanışların ve yaşanılan tecrübelerle oluşan iyi, güzel, değerli olanın yukarıda olduğu düşüncesi; yukarıya doğru yapılan hareketin de iyi, güzel, değerli hareket şeklinde değerlendirilmesine sebep olmuştur. Orhun abidelerinde Tanrı’nın mekânı, Tanrı tarafından milleti yöneteceklerin belirlenmesi, iyi ruhların dünyadan ayrılması sırasında yukarının toplum tarafından “iyi” olarak algılandığı görülür. üze Türk tengrisi “yukarıda Türk tanrısı” (Bilge Kagan D. 9-10). kangım İlteriş kaganıg ögüm İlbilge katunug tengri töpüsinde tutup yügerü kötürmiş “Babam İlteriş Kağanı, annem İlbilge Hatunu Tanrı tepesinden tutup yukarı kaldırmış” (Kültigin D. 11). kişi oglında üze eçüm apam Bumin Kagan İstemi Kagan olurmış “İnsan oğlunun üstüne ecdadım Bumin Kağan, İstemi Kağan oturmuş” (Bilge Kagan D. 3). ögirip sebinip tongtamış közi yügerü körti “memnun olup, sevinip yere dikilmiş gözü yukarı baktı” (Bilge Kagan D. 2). kangım kagan ança ilig törüg kazganıp uça barmış “Babam kağan onca ülkeyi, töreyi kazanıp uçup gitmiş (Bilge Kagan D. 13). 3. Yapısal Metaforlar Yapısal metaforlarda, kaynak kavram alanı, ontolojik metaforlara göre daha ayrıntılı, daha belirgin bir şekilde karşımıza çıkar. Farklı yönleri, farklı örnekleri ile karşımıza çıkan yapısal metaforların sınırlı içeriğe sahip metinlerde tespit edilmesinde zorluklarla karşılaşılabilmektedir. Eski Türkçe dönemi eserleri ve günümüz Türkçesindeki örnekler göz önünde bulundurularak Orhun Abidelerindeki yapısal metaforlar şu şekilde belirlenmiştir: (15) DÜZEN, TEŞKİLAT BİR BİNADIR Bina/yapı metaforlarının Kutadgu Bilig’de kendi içinde belirli bir düzene sahip topluluk, teşkilat, devlet hedef kavram alanları ile ilişkili olarak kullanıldığı tespit edilmiştir. Kutadgu Bilig’de de “‘boz-’, ‘yıkıl-’, ‘ul’ sözcüklerinin bazı kullanım yerlerinde gördüğümüz bu metafora (Çetinkaya 2017:391) Orhun Abidelerinde şu örneklerde rastlamaktayız: ilingin törüngün kim artatı udaçı erti “ilini, töreni kim bozabilecekti” (Bilge Kagan D. 19). Tangut bodunug bozdum “Tangut milletini bozdum.” (Bilge Kagan D. 24). süsin bozdum “ordusunu bozdum” (Bilge Kagan D. 34). ebin barkın bozdum “evini barkını yıktım” (Bilge Kagan D. 34). 385 International Congress on Science and Education (16) Afyonkarahisar, 2018 KARIŞIK/DÜZENSİZ DURUM, BULANIK BİR SUDUR Dîvânu Lugâti’t-Türk’te ‘suw’ (su) ile ilişkili olarak tanımlanan ‘bulga-’ (Ercilasun & Akkoyunlu, 2015: 470), ‘bulgan-’ (Ercilasun & Akkoyunlu 2015: 302) ve ‘süz-’ (Ercilasun & Akkoyunlu 2015: 235) sözcüklerinin Orhun Abidelerinde de düzensizlik, karışıklık durumlarından bahsedilirken kullanılması ve benzer kullanımlarının Kutadgu Bilig’de de görülmesi (Çetinkaya 2017:396-397) Türklerde “bulanık su” kavramının kaynak kavram olarak metaforlarda kullanıldığını ispatlamaktadır: Tengri yir bulgakın üçün yagı boldı “Gök yer bulandığı için düşman oldu” (Kültigin K. 4). Türk bodunı yime bulganç o timiş “Türk milleti yine karışık/bulanık demiş” (Tonyukuk I, D. 5). (17) SÖZ BİR YİYECEKTİR (GÜZEL SÖZ, ŞEKERDİR) Günümüzde “acı söz, acı söylemek, tatlı dilli, çiğ söz, sözünü pişirmek” gibi kullanımlarda da görüleceği üzere “söz” kavramının “yiyecek” kavramı ile ilişkilendirildiği görülür. Sınırlı da olsa Orhun Abidelerinde “süçig” sözcüğünün kullanımlarında “söz(sab)”e bir yiyecek gibi bakılmıştır: Tabgaç bodun sabı süçig agısı yımşak ermiş “Çin milletinin sözü tatlı, ipek kumaşı yumuşak imiş” (Kültigin G. 5) süçig sabınga “tatlı sözüne” (Bilge Kagan K. 5). (18) YAŞAM BİR YOLCULUKTUR İnsanın yaşam ile ölüm arasındaki macerası, pek çok kültürde, bir yolculuk olarak görülmektedir. Zengin ve yaygın bir metafor olarak karşımıza çıkan YAŞAM BİR YOLCULUKTUR metaforu, zaman içerisinde “DÜZENLİ HAYAT, DOĞRU BİR YOLDUR”, “YAŞAMAK, YÜRÜMEKTİR”, “HATA YAPMAK, YOLDAN SAPMAKTIR” gibi başka metaforların doğmasına da sebep olmuştur (Lakoff 1993:223). edgü alp kişig yorıtmaz ermiş “iyi alp kişiyi yürütmez/yaşatmaz imiş” (Kültigin G. 6). toru ölü yorıyur ertig “zayıflayarak, ölerek yürüyor/yaşıyor idin” (Bilge Kagan 7). bilmedükin üçün bizinge yangıldukın .. Üçün “ bilmediği için, bize karşı yanlış hareket ettiği için” (Bilge Kagan D.16) yangılıp ölsikingin “yanılıp öleceksin” (Kültigin G. 10). Türk bodun adak kamşattı “Türk milleti ayak titretti/sendeledi (Bilge Kagan D. 30). eçim kağan ili kamşag boltukında “Amcam kağanın ülkesi sarsıldığında (Kültigin K. 3). (19) İYİ/DÜRÜST DÜZDÜR Yaşam ve yolculuk arasında kurulan benzetim, “yol” kavramının da metaforik kullanımlarına zemin hazırlamıştır. Hatta tarihî metinlerde ve günümüz kullanımlarında yol ile ilişkili olarak düz ve eğri kavramlarının sırasıyla iyi ve kötü anlamlarını kazanmasını da sağlamıştır: begleri yime bodunı yime tüz ermiş “Beyleri de milleti de doğru imiş” (Kültigin D. 3). begleri bodunu tüzsüz üçün “Beyleri, milleti dürüst olmadığı için” (Bilge Kagan D. 6). (20) ANLAŞMAK/ SULH ETMEK DÜZ DURMAKTIR Anlaşmak, sulh etmek kavramlarında da yol metaforunu görmekteyiz. bu yirde olurup Tabgaç bodun birle tüzültüm “Bu yerde oturup Çin milleti ile anlaştım” (Kültigin G. 4-5). (21) ÖFKE, ATEŞTİR Öfke duygusunda gerek vücuttaki fizyolojik değişiklikler gerekse öfkelendiren varlığa karşı bedensel tepki öfke kavramına yıkıcı, yakıcı bir varlık olarak bakılmasına neden olmuştur. İlgili kavram dillerde ateş varlığına benzetilmiştir. Orhun Abidelerinde öfke ve ateş kavramları arasında ilişkiyi şu örneklerde görebiliriz: ikinti kün örtçe kızıp kelti “İkinci gün ateş gibi kızıp geldi” (Tonyukuk II, B. 4-5). Türgiş kagan süsi otça borça kelti “Türgiş kağanın ordusu ateş gibi fırtına gibi geldi” (Bilge Kagan D. 28). (22) ÖFKE, ŞİDDETLİ RÜZGARDIR Öfkeli insanın öfkelendiren varlığa karşı sert, yıkıcı tepkisi öfke kavramının şiddetli rüzgar, fırtına ile ilişkilendirilmesini sağlamıştır. Öfkeli kişinin şiddetli ve sık sık solumasının da bu benzetimde etkisi olduğu söylenebilir. Türgiş kağan süsi Bolçuda otça borça kelti “Türgiş kağanın ordusu ateş gibi, fırtına gibi geldi” (Kültigin D. 37). Türgiş kagan süsi otça borça kelti (Bilge Kagan D. 28) . 386 International Congress on Science and Education Afyonkarahisar, 2018 Sonuç Orhun Abidelerindeki metaforların belirlenmesi ve incelenmesi amacıyla yaptığımız çalışmada ontolojik, konumsal ve yapısal olmak üzere, 22 adet kavramsal metafor tespit edilmiştir. Bu metaforlar arasında ontolojik metaforlar, sayıca daha fazladır. Tespit edilen metaforlara bakıldığında Orhun Türkçesi ile günümüz Türkçesi arasında benzerlikler görülür. Bu da kültürün devamlılığının somut bir göstergesidir. Tarihî metinlerde kavramsal metafor tespitinde bazı zorluklarla karşılaşılmaktadır. Özellikle günümüzden bakıldığında unutulmuş köklerle karşılaşılması, sözcüklerin sınırlı sayıda kullanılmış olması ilk, temel anlamın şekillendirilmesini engellemektedir. Bu açıdan, eski metinlerdeki metaforların tespitinde konunun dönemsel bir yaklaşımla karşılaşılan sorunları azaltacaktır. incelenmesi, Kaynakça Çetinkaya, B. (2017). Kutadgu Bilig’de Kavramsal Metaforlar. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 19(2), 377-399. Ercilasun, A. B. & Akkoyunlu, Z.(2015). Dîvânu Lugâti’t-Türk. Ankara: TDK Yayınları. Ergin, M. (1995). Orhun Abideleri. İstanbul: Boğaziçi Yayınları. Lakoff, G. & Johnson, M. (1980a). Conceptual Metaphor in Everyday Language. The Journal of Philosophy. 77(8), 453-486. Lakoff, G. & Johnson, M. (1980b). Metaphors We Live By. Chicago: The University of Chicago Press. Lakoff, G. & Johnson, M. (2010). Metaforlar – Hayat, Anlam ve Dil, (Çev.) G. Y. Demir, İstanbul: Paradigma. Kövecses, Z. (2005). Metaphor in Culture. Cambridge: Cambridge University Press. 387