Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2021, Ay ve Güneş – 2 . Alaattin Bayram -1 Aralık 20210122
…
6 pages
1 file
Güvenliğin içeriği, koruma alanları ve güvenlik politikaları tarihsel süreç içinde konjonktüre göre farklılık göstermiştir. Arap Baharı olarak anılan Ortadoğu'daki kitlesel hareketler bölgenin dengesizliğini artırarak Suriye'de iç savaşa neden olmuş ve dünyanın farklı bölgelerinden yaşanan katılımlarla transnasyonal terörizm hareketleri ortaya çıkmıştır. Günümüzün en önemli güvenlik sorunu olan uluslararası terörizm aynı zamanda postmodernite'nin neden olduğu kimlik sorunlarından, sanal ağlar ve imaj dünyasının neden olduğu hiperrealiteden, neo-emperyalizmin neden olduğu sosyopolitik gerilimlerden beslenmektedir. Tüm bunların ortaya çıkardığı durumsal determinizm ise kişilerin inanç ve değerlerini baskılayarak şiddete olan eğilimlerini artırmaktadır. Bu olumsuzluklardan yararlanan terör örgütleri ise sıradan insanlar arasından edindikleri taraftarlar yoluyla dünyanın pekçok yerinde eylem gerçekleştirebilme kapasitesine ulaşmaktadır. Bu makalede Arap Baharının neden olduğu güvenlik sorunları ile koşulların yaratmış olduğu durumsal determinizm açıklanarak, terör eylemlerinin herhangi bir inanç ya da etnik aidiyetle doğrudan ilişkilendirilemeyeceği savunulmaktadır. Araştırmada betimsel analiz yöntemleri kullanılmıştır. ABSTRACT Security phenomenon and policies has been diversified in historically. Mass movement and revolutions known as Arab Spring has created more instability in Middle East and caused to the civil War in Syria. The chaos of civil war has brought out transnational terrorism by participation from almost all over the world. So, ınternational terrorism is the most prominent problems of today's world. Besides, the international terrorism also has been fed by the identity problems which are caused by postmodernism and the hyper-reality which is caused by image of world and virtual networks. This is creates a situational determinism to increase tendency of the violence which is causing suppressing beliefs and values of people. Terror organizations have been benefited from the situational determinism for recruiting new members to use in terror activities in all over the world. Hence, the asymmetry between legal forces and terrorist organizations is causing to more metastases security problems. This paper explains the international security problems caused by Arab Spring and reveals that there is no correlation between religion or ethnicity and terror activities by explanation of the situational determinism. Descriptive analysis methods were used in this paper.
Baudouin'in doğum tarihi tam olarak belirli olmamakla beraber 1060-1070 arasında doğduğu kabul edilmektedir. Babası Rethel Kontu I. Hugue, annesi ise Montlhéryli Melisende'dir. Baudouin'in Manasses ile Gervaise adında iki erkek ve Matilda ile Hodierna adında iki kız kardeşi olduğunu Haçlı tarihçisi Surlu William belirtmektedir. William her ne kadar Baudouin'in en büyük erkek evlat olduğunu söylese de, Manasses isminin geneleksel olarak Rethel Kontları tarafından büyük evlatlarına verdikleri göz önünde bulundurulursa onun büyük kardeş olması muhtemeldir. Dönemin kaynaklarında da Baudouin aile soyadı diyebileceğimiz Rethel sanının yerine ailenin elindeki Bourg kalesi ile anılır; ki bu durum da onun küçük kardeş olabileceği ihtimalini kuvvetlendirmektedir. Muhtemelen dini hissiyatlarının yanı sıra ailesinin sahip olduğu toprakların ağabeyine kalacağını düşünerek, kendisine ait toprakları ele geçirmek üzere Birinci Haçlı Seferi'ne katılmıştır. Surlu William Baudouin'in boyunun uzun olduğunu, saçlarının ince ve sarı olduğunu ve göğsüne kadar inen ince bir sakalı olduğunu yazar. Kudüs Krallığı arması, 16. yüzyıl. (Torre de Tombo Milli Arşivi, Casa Real, Cartorio da Nobreza, liv. 19 vr. 77)
Teke, Uluslararası Türkçe Edebiyat Kültür Eğitim Dergisi, 2023
Yeryüzünün en kadim şehirlerinden olan Kudüs, semavi dinlerin ortak kutsal mekânıdır. Medeniyetler ve dinler tarihinde her dönem çatışma ve tartışmalara ev sahipliği yapan Kudüs, dört asır süren Osmanlı hakimiyetinden sonra Yahudiler tarafından önce işgal edilir, sonrasında bölgede kurulan İsrail devletinin başkenti ilan edilir. Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs, İslam dünyası için sosyolojik önemiyle birlikte sembolik bir değer de taşır. Türk edebiyatında Süleyman Çelebi’nin Mevlid’inden itibaren hemen her dönem kutsiyet atfedilerek işlenen Kudüs, modern dönemde İslami duyarlılığı benimseyip sürdüren Sezai Karakoç ve Nuri Pakdil tarafından İslam estetiği ve ideolojisinin temsili mekânı olur. Nuri Pakdil’in çıkardığı Edebiyat dergisinin ikinci kuşak yazar ve şairlerinden olan Arif Ay da kendisinden önceki Kudüs bilincini sahiplenerek fikir dünyasının ve estetik duyarlılığının merkezine genelde kadim İslam şehirlerini, özelde ise Kudüs’ü yerleştirir. İslam coğrafyasının yaşadığı zulmü sıklıkla gündeme getiren Arif Ay, Kudüs’ü İslam’ın kolektif ruhunun simgesi olarak şiir ve yazılarında yorumlar. Bu çerçevede İslam dünyasının parçalanmışlığının, Orta Doğu’da yaşanan acıların ve Müslümanların modern dünyadaki konumunun göstergesi olarak gelişen Kudüs bilinci, Arif Ay’ın ideolojik duruşunun, direniş ve diriliş arzusunun temelini oluşturur.
EGE'NİN İKİ YAKASI, 2019
18. yüzyılın sonlarında Batılı aydınlar Helenizmi yeniden canlandırmak istemekteyken Avrupalıların Hristiyanlık öncesindeki antik Yunan’a dönme özlemleri çoğu Yunan için şaşırtıcı ve bilinmedik şeylerdir. Buna rağmen Batılı devletlerin desteğiyle Mora Yarımadası’ndaki Yunanlar ikna edilip büyük bir ayaklanma gerçekleşmiş ve Osmanlı İmparatorluğu ciddi bir toprak kaybı yaşamıştır. Bu kitap 1821’de başlayan Yunan Ayaklanması’ndan günümüze kadar Türk-Yunan ilişkilerinde yaşanan siyasi gelişmeleri siyaset bilimi ve tarih literatüründen yararlanarak bir tarihsel arka plan olarak sunmaktadır. Kitabın ampirik verilere ayrılan kısmında ise Türk-Yunan ilişkilerinde 2004 yılından 2017 yılına kadar yaşanan 7 örnek olayın Türk basınınca nasıl sunulduğu incelemiştir. Çalışmada eleştirel söylem analizi üzerinden Söylem-Tarihsel Yaklaşım kullanılarak haber metinleri çözümlenmiş ve tarihsel arka plana bağlı kalınarak günümüzdeki siyasi meselelere açıklık getirilmeye çalışılmıştır. Kitapta tartışıldığı üzere Türkler ve Yunanlar ortak bir coğrafya ve kültür alanı içerisinde uzun yıllar birlikte yaşamış iki millet olsalar da birbirleriyle savaşarak ve birbirlerini ötekileştirerek 100 yıl arayla modern ulus devletlerini kurmuşlardır. İki milletin birlikte sahip olduğu miras yalnızca ortak kültür değerlerini önceleyen romantik bir birikim olarak kalmamaktadır. Türk-Yunan ilişkileri tarihindeki savaşlar, krizler ve çatışmalar kimi zamanlarda ortak kültürü yok sayan bir seviyede iki tarafın zihnini şekillendirmektedir. Bu bağlamda, kitapta barış gazeteciliği yaklaşımı çerçevesinde Türk-Yunan ilişkileri konusu üzerinde durulmuş ve barış gazeteciliğinin Türk-Yunan ilişkileri için ne anlama geldiği tartışılmıştır.
The right to solar and wind access can be described as an 'environmental right', and these rights are also important in terms of the first generation rights. In this study " solar and wind rights " are considered within the scope of the environmental rights of citizens who live in cities. In this context, the study discusses 'the importance of solar and wind rights' in a framework of the sustainability that includes energy production and urban sustainability. The main hypothesis of the study is as follows: 'Solar and wind right' is playing an increasingly important role in urban policies and urban planning, and the issue needs to be developed conceptually. The study briefly discusses the following topics: (1) The conceptual debates on solar and wind access rights and global trends, (2) The importance of solar and wind as a source of renewable energy in urban planning policies, (3) The evaluation of solar and wind rights and urban sustainability, (4) Conclusion and recommendations.
Özet: Cami hizmetlerinde çalışanlara verilen genel bir isim olş.n haderne-i .hayrat, hayra hizmet •edenler anlamına gelmektedir. Medeniyet. tarihimizde bu hizmetler daima.çok Önemli ve önde bir hizmet olarak benimsenmiş, buna göre zaman içinde niteliğin artması~a dönük uygula~alar d~ kendini göstermiştir. Osmanlı Devleti'nde hayır eserlerinin inşasında en• büyük • örnek! ik ise Osmanlı padişahları tarafindan yerine getirilmiştir. Padişa}ıların yaptırdığı, • külliyenin bir parçası olarak inşa 'edilen seliitin caıriiler, haderne-i hayrat sayıları ve çeşitleri itibariyle bir zenginliğe sahip olagelmiştir. Bu itibarla görevli. alımında da ayırt edici vasıflar ön pial'!a.çıkınıştır. Meşihat'e bağlı olan haderne-i hayrat, 1920-1924 arasında Şer'iyye ve Ev-kafVekaleti tarafindan idare edilmiştir. Daha sonra Diyanet İşleri Reisliğine bağlı hale gelmiştir. Bir süre sonra bazı: görevler tamamen kaldırılmıştır. Günüıriüzde, _ görev •ç-eşitliliği Osmanlı dönemine göre aialmış, haderne-i hayriıt için aranan nitelikler de aynı nispette daralmıştır. •. •. ' •
Iksad Publications , 2021
Ödenen faizin %5'i(42,25 TL) 4 Aylık taksit-(Ödenen Faiz + BSMV+ KKDF) 2 | D r. A y k a n C O Ş K U N A) Kredi tutarından 250 TL tahsis ücreti alındıktan sonra kalan tutar işletmenin ABC Bankası Eryaman şubesi mevduat hesabına aktarılmıştır. Gerekli yevmiye kaydını yapınız.
Academia Molecular Biology and Genomics, 2024
Leprosy Review, 2024
The Catholic Epistles and Apostolic Tradition, , ed. Karl-Wilhelm Niebuhr and Robert T. Wall. Waco, Tex.: Baylor University Press, 71–100., 2009
Atti 26° Con. Naz. Daunia, 2016
International Journal of Pharmaceutical Sciences, 2024
Epistemic Injustice and Violence, 2024
Graduate Program ln Phllosophy Fortnlghtly Seminar, 1986
Breast Cancer Research - BREAST CANCER RES, 2001
Politica Y Gobierno, 2012
Annals of The Association of American Geographers, 2007
Meandros Medical and Dental Journal
ECS Transactions, 2007
Viral Hepatit Dergisi, 2014
International Research Journal Of Pharmacy, 2018
2011