Academia.eduAcademia.edu

GÜRZ

GÜRZ du ve kabul edildi. Cumhrbaşknlığ için başlngıçt Gürsel'le birlikte senato üyesi Ali Fuat Başgil de aday oldu. Ancak Milli Birlik Komitesi tarfınd yapıln baskılr sonucunda Başgil adaylıktan çekilince, anayasaya göre Cumhuriyet Senatosu'nun tabii üyesi olan Gürsel tek aday olarak 26 Ekim 1961'de Türkiye Büyük Miflet Meclisi'nin ortak toplanısd Türkiye Cumhuriyeti'nin seçildi ve İs­ dördüncü cumhrbaşknı met İnöü ' yü hükümeti kurmakla görevlendirdi. Ancak Gürsel'in hastlığ giderek ağırlşt . Şubat 1966 ·da tedavi Devletleri'ne göniçin Amerika Birleşk derildiyse de komaya girmesi üzerine 26 Mart 1966'da Ankara'ya getirilerek Akademisi'ne yatı­ Gülhane Askeri Tıp rıld. 28 Mart 1966'da bir hekimler hedair yetinin görevini yürtemcğin rapor vermesi üzerine Genelkurmay Baş­ kanı Cevdet Sunay cumhrbaşknı seçildi. 14 Eylül 1966' da tedavi görmekte olduğ hastahanede ölen Gürsel Anıt­ kabir'in bahçe kısmna gömüldü. Mezarı 30 Ağusto 1988'de Devlet Mezarlı­ ğı ' na nakledildL BİLYOGRAF: Devlet ve Hükümet Başknı Sayın Cemal Gürsel Diyor ki, istanbul 1962; Sayın Cum· hurbaşknımz Cemal Gürsel'in Beyantı , is· tanbul 1965; Mustafa Atalay, Cemal Gürsel ve Haytı , istanbul 1960 ; Baki Kurtlş, Cemal Gürsel, Ankara 1961 ; Ali Fuat Başgil. La reva· lutian militaire de 1960 en Turquie, ses origi· nes, Geneve 1963, tür.yer.; Atatürk 'ten Evren'e Cumhrbaşknlız, istanbul 1985; Metin To- ker. Demokrasimizin İsmet 1973 : Yarı Silahı , Yarı Paş Külah/ı Yılar 1944· Bir Ara Rejim ' lı 1960·J961,Ankara 1991 , s. 89, 105, 129, 165· 169, ayrıc bk. tür.yer.; Ya lçın Toker. Cumhuri· yet Kauglrı ue Türk Cumhrbaşknlı , is· tanbul 1994, s. 182 · 188; Türkiye 1923-1973 Ansiklopedisi, istanbul 1974, ll , 695; Türk ue Dünya Ünlüleri Ansiklopedisi, istanbul 198385, V, 2560·2561; "Gürsel", ML, V, 459. !il ATiLLA ÇE Tİ N GÜRSES, Cemal L (bk. CEMAL EFENDi, Aksarylı). ı GÜRZ _j len bu yırtc kuş türünün kafsın bensizetilmesidir. Gürz daha ziyade ateşli lahrın icadın önce insalrı yakın dövüşte kulandır vurucu, ezici. parçalyıc bir saldır silahı idi. Biçimine ve ağırln göre "çekme gürz, kesme gürz, asma gürz. dikenli gürz" gibi adlarla anı­ lır. baş kısm yuvarlak ve çivisiz olanlarına "matrak", en ağırln da "gürz-i giran· denilirdi. Gürzlerin baş kısm yuvarlak bir küre biçimindedir ve dikenli tiplerinde bu küucu sivri çiviler veya re üzerine çakılmş madeni olanrı dökümü sırand bı­ rakılmş sivri çıkntlar bulunur. Bu tip gürzlerin Arapça'da "debbüs tayyar" (uçan topuz). Türkçe'de "salık (salın; göntopuz) denilen bir türü. bir derilen, atıln sapın ucuna zincirle bağlnmış dikenli bir veya nadiren birden fazla küre yahut yumurta şeklindr ve yakın dövüş­ ten ziyade hedef alın düşman fırla­ tılmak suretiyle kulanır. Diğerlnd farklı biçimde baş kısm küre olmayıp lobut gibi kabzadan itibaren kalınş ahşp gürzler de kulanımştr. Kabzsı hariç her tarfı madeni dikenli olan bu gürzler daha çok piyade silahı durumundayı. Tasviri Türk santlrıd bu tip gürzlere ilk defa, Xl -XII. yüzılar ait Gazne saryındki mitolojik muhafız figürlerinin ellerinde rastlnı. Bozdğan olarak adlnır türler ise baş kısm ­ ları dilimler veya prizmatik şekilrdn meydana gelen gürzlerdir. Osmanlı döon altı çeşit bozdoneminde kulanımş ğan bulnmaktdır . Bunları gerek elde mevcut örneklerden, gerekse XVI. yüzyıldan başlyrk Osmanlı minyatürlerinden tesbit etmek mümkündür. Bozdoğanlr esasen topuzun yuvarlak küre . Baş burada biçiminden geliştrm çeşitl tarzprizmatik karakterli şekilr. da kıvrmla ve dikey olarak uzanan dilimlerden meydana gelir. Dilimlerde bazan sivri ve keskin, bazan da yuvarlak denilen tür hatlar hakimdir. "Şeşpr de bozdğan grubu içinde yer alır. Türkkanat" anlmı geler, Farsça'da "altı ı ( .))') Yakın L dövüştekulanı bir savş aleti. XVI. _j Farsça gürz adın yanı sıra Türkçe toArapça debbüs. amüa puz ve bozdğan, ve mitraka adlrıy da bilinir. Bozdğan denilmesinin sebebi. bazı tiplerinin şek- yüzı la ait bir gürz (TSM, nr . 2/7151 len şeprin yanı sıra "dilimli topuz" adı­ nı da verdikleri bu silahı bazan yedi- dokuz dilimli yapmışlrd. Gürzler ağç veya taşn yahut demir, bakır . tunç ve pirinç gibi madenierden yapılrd. Genellikle sapı ahşp, topuz kıs­ mı maden olanrı tercih edilmesine karşıl tamı maden ya da tamı ahşp örneklere de rastlnmkdı; maiçieri bazan boştur. Tadenden olanrı şıma kolayığnd dolayı ahşp ve hafif gürılei bellerine sarıl kuşa ya da kemere sokulmş şekild piyadeler, zırh parçalama amcıyl yapıln dikenli ve ağır madenileri ise eyerlerinin sol tarafına asarak taşıyn süvariler kulanırd. Gürz. erken çağlrdn itibaren Araptanıyordu. lar ve Türkler tarfınd Kalkşendi' öğrenild göre Halid b. Velid'in debbüsu ünlü idi (Şubf:t'l· a'ş, , ı . 142) . Abbasiler'de saray gulamların, halifenin oturdğ tahın etrafında kılçarn kuşanmı vaziyette ve ellerinde debbüs olduğ halde nöbet tukları bilinmektedir (Sabi. s. 80). Volga Bulgarı'n topuzu üzerinde çivivardı. Gürz, Gazneler bulunan gürılei liler ve Selçuklular tarfınd da çok eski tarihlerden beri kulanımtyd. Nitekim Selçuklu hanedı atsı Selçuk'un bası Dukak, Oğuz yabgusunun bir Türk boyu üzerine yapmak istedğ sefere itiraz etmiş ve çıkan kavgada kendisi yüzünden yarlnıke gürz ile vurarak yabguyu atınd düşrmt (iA, X, 354) . Anadolu Selçukarı zamnıd da Antaly'ı fethinde ve çeşitl savş­ larda askerler gürz kulanmışrd (ibn ise gürzden daBibi, s. 97). Osmanlır ha yagın şekild faydlnmışr . Yeniçerilerden atlı zağrcıl. atlı sekbanbüyük zabitleri, yabşıl ­ lar, ocağın rı , bölükaşır, odabşılr ve topuzlu gürılei bulunuyorsüvari çavuşlrın du. Bu silah, taşıyn kişn değrin ve itbarın işaret eder, ağırl artıkç kişin itbarı da artdı. Başk silahlardan farklı olarak düşmanı gürzüyle alt gürzü teşhir için caeden kahrmnı mi kapısn asılrd. Osmanlı hükümdarları idareleri altınd bulunan Kırm hanların , Eflak. Bağdn ve Erde! beylerine ihsan ederlerdi (Ömer topuz ve şepr Seyfeddin'in ünlü "Topuz" hikayesi bu konuyu işlemktdr). Gürz kullanmak Selçuklu ve Osmanlı sultanrı arsınd çok yagınd. Özellikle ı. Alaeddin Keykubad, Yıldrm Bayezid, Cem Sultan ve IV. Mubu hususta maharetli oldukarı rad 'ın kaynaklarda belirtilmektedir. Ayrıca gürz 327 GÜRZ IV t t i Tt ~'t GÜVEN, Dursun Nuri Feyzi (1883- 1977) L ,~ij Bazı tipik Osmanlı gürzlerini lbozdğan ve topuzları gösteren bir çizim bir nevi spor halini almışt; lV. "idman ·topuzu" denilen farklı ki gürılei · kulandığ bilinmek- kaldırm Murad'ın ağırlkt tedir. Askerlerin ve küçük rütbeli subaylakulandığ gürzlerin sadeliğn karşı­ lık yüksek rütbeli subaylarla padişhl­ rın gürılei genellikle birer kuyumculuk şahesrid. Bu gürılein altın ve gümş kakmalarla ve zümrüt, yeşim, yakut, firOze, akik gibi kıymetli taşlr süslendiğ görülür. Değrli .gürzler genellikle olarak kulanı­ tören ve gösteri silahı mıştr. Topuz kısm hayvan başı şeklin­ de ve boynuzlu bir tür gürı de daha çok iran'da saray merasimlerinde taşınm· tır. Yine murassa' olan bu gürzlerin to- . genellikle Doğu'n mitolojik puz kısm hayvnıri ve temsili cin başlrı şeklin­ dedir. Ateşli silahrın ortaya çıkş ve buna bağlı olarak savş tekniğ değişmesyl birlikte gürz de değrin yitirmeye başlmı ve XVIII. yüzıldan itiHalen baren tamame,n terkdilmş. başt Topkaı Saryı ve Askeri Müze olmak üzere Türkiye'de ve Türkiye dışn­ da birçok müzede çok değrli gürz örneklerine rastlnmkdı. rın BİLYOGRAF : Sabi, Rusama dari'l-hila{e, s. 80, 91; İbn Bibi. el-Evamirü'l -'ala'iiJYe, s. 97, 215, 277, 280, 338, 398, 401, 420, 503, 530, 572, 641; 328 Sübki, Mu'fdü'n-ni'am ve mübfdü'n-nikam, Beyrut 1407 /1986, s. 34; Kalkşendi, Şubtz'l­ a'ş, ll, 142; Solakzade. Tarih, s. 63; DefterMehmed Paş, Zübde-i Vekayiat (n ş r. dar Sarı Abdülkadir Özcan), Ankara 1995, s. 56, 81 , 605; Ahmed Cevad. Tarih-i Askeri-i Osman!, İstanbul 1297, 1, 150- 151 ; Uzunçarşıl. Kapukulu Ocaklrı, 1, 217, 377; ll, 178; M. Sercer. Staro Oruzje na Motkı , Zagreb 1972, s. 31-56; Hasn-ı Enveri, fştıla:-L Divani-yi Devre-i Tahran 2535 ş., s. 142; Gaznevi ve Selçü~[, R. Eldood, lslamic Arms and Armour, London 1979, tür.yer.;M. Altay Köymen, AlpArslan ve Zamnı, Ankara 1983, ll, 260 ; Ramazan Şe­ şen , Salahaddin Devrinde Eyyübiler Devleti, İstanbul 1983, s. 153; Mahmud Şit Hattab, el'Askeriyyetü'l- 'Arabiyyetü 'l-islamiyye, Kahire 1403 / 1983, s. 117 ; Bahaeddin Ögel. islamiyelten Önce Türk Kültür Tarihi, Ankara 1984, s. 248; Metin Sözen - Uğur Tanyeli, Sanat istanbul 1986, Kavram ve Terimleri Sözlüğ, . s. 95; Mustafa Zeki Terzi. Abbasiler Döneminde Askeri Teşkilat (doktora tezi, 1986), AÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 160; Sertoğlu. Tarih Lügatı , s. 57, 127; Emine Uyumaz, Selçuklular Döneminde Askeri Teşkilat (yüksek lisans tezi, 1992), Mimar Siı;an ÜniVersitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 154-155; Ahat Vural Bikkul. "Topkaı Saryı Silah Müzesindeki Eserler'', Türk Etnogra{ya Dergisi, sy. 2, Ankara TA, VIII, 5; "Gürz", 1957, s. 35-52; "Bozdğan, a.e., XVIII, 232-233; Paklın. 1, 241, 689-690 ; lll, 345, 520; İbrahim Kafesoğlu. "Selçuklular", iA, X, 354; "Bozdğan, ist.A, VI, 3060-3061; · 11 Gürz", "Salak veya Salık", 'Salık", ,,Silah", SA, ll, 667 ; IV, 1749, 1806, 1813-1814. ~ TüLiN ÇoRUHLU Cumhuriyet devri müderris şeyhlrind. ve Nakşi _j Van'dan göç edip Trabzon'un Of ilçesine bağlı Büyükköy'e yerlşn ve Güveır lakbı ile anıl Abdülaziz Efendi'nin torunlaıd Yakub Efendi'nin oğludr. Doğum yerine nisbette Çalekli Dursun . Hafızlk yapmaya Efendi olarak tanır başldığ yedi yaşınd basın kaybetiken Hemşinl Ahmed ti. Dokuz yaşınd hafızlğn bitirdi ve Efendi'nin yanıd Karkş Ahmed Efendi'den Arapça öğ­ renmeye başldı. Hocasın ölümü üzerine Çaykr'nı Akdoğan köyüne giderek Tayyib Zühdü Efendi'nin talebesi olçlu. Bu sırad annesi vefat etiğnd tahsiline bir süre ara verdi. Bir müddet sonra hacsı Çalek (Sırağç) köyüne gelince tahsiline kendi köyünde devam etti. Tayyib Zühdü Efendi'nin birkaç yıl sonra Çaykara'ya dönmesi üzerine ismedreselere kısa bir tanbul'a gitti. Bazı süre devam etti, ardın memleketine giderek Tayyib Zühdü Efendi'nin yanı­ da tahsilini tamldı. Hocasın kardeşi Velizade Hasan Hilmi Efendi'den feicazet aldıktn sonraiz ilmini öğrenip ra tekrar istanbul'a döndü. Darü'l- hilafeti'l-aliyye Medresesi'ne girerek Medrese-i Sahn'ı bitirdi. 1922'de Süleyma­ niye Medresesi Ketarn ve Hikmet Şube si'nden mezun oldu ve dersiam unvaı­ nı ald;_ Dursun Nuri Feyzi Arapça ve Farsça'yanı sıra Almanca da öğrendi. Bir süre Meşihat Dairesi'nde çalıştkn sonra alay imalığ yaptı. Ardına Medresetü'l- kudat'tan mezun oldu ve Kanı Dursun Nuri Fevzi Güven'in bir icazet merasiminde dua ederken çekilmis fotğraı (solunda Na kşi meş3y i hind en Karahasanzade Mehmed Efendi, gin gö_rülmektedir) sagınd Çaykara eski müftüsü Yusuf Bil·