Turkish, which has a history of thousands of years, has been divided into various dialects until today, and has experienced many changes. These changes are still going on. However, changes in all natural languages were generally perceived...
moreTurkish, which has a history of thousands of years, has been divided into various dialects until today, and has experienced many changes. These changes are still going on. However, changes in all natural languages were generally perceived as negative in almost every period. The main reason for this is that young and mature generations have different perspectives on preserving the past and adapting to innovation. It is possible to follow the traces of generational conflicts from ancient times to today. In this qualitative study, the way the young generation uses Turkish is exemplified by using observation and document analysis methods in the axis of generational conflicts. It also explains the reasons for the emergence of new forms. Nowadays, especially the language of the generation Z, born after the 2000s, has been criticized in many ways by previous generations. Some of these criticisms are the use of English words, slang and jargon, mumpsimuses and deviations from general grammar rules, spelling problems and divergence from the literary language tradition. However, most of these criticisms are not specific today. In the past, intellectuals have criticized the languages of their time for similar reasons. However, contrary to these negative interpretations, language innovations, called re-analysis, often open new areas to language for the transfer of its past features to the future and provide the development of the language. As a matter of fact, it is seen that many new words such as atarlanmak, dis atmak, dm'den yürümek, duyar kasmak, gider yapmak, kafa açmak, kafasını yaşamak, stolklamak, tav olmak, trip atmak, yargı dağıtmak that young people use today are reinterpreted forms of old language habits. Considering that the languages that were not reprocessed by their speakers died, it is a good sign that Turkish continues to be reinterpreted today. ÖZET Binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan Türkçe günümüze gelene kadar çeşitli kollara ayrılmış ve pek çok değişim yaşamıştır. Bu değişimler hâlen yaşanmaya devam etmektedir. Ancak tüm doğal dillerde görülen değişmeler, hemen her dönemde genellikle olumsuz olarak algılanmıştır. Bunun temel sebebi, genç ve olgun nesillerin geçmişi koruma ve yeniliğe adapte olma konularında farklı bakış açılarına sahip olmalarıdır. Antik çağlardan günümüze bu tür kuşak çatışmalarının izlerini takip etmek mümkündür. Nitel bir araştırma olan bu çalışmada, gözlem ve doküman inceleme yöntemleri kullanılarak kuşak çatışmaları çerçevesinde genç neslin Türkçe kullanımı örneklendirilmekte ve yeni biçimlerin ortaya çıkış sebepleri açıklanmaktadır. Buna göre; günümüzde özellikle 2000'li yıllar sonrasında doğan Z kuşağının Türkçesi, önceki nesiller tarafından pek çok açıdan eleştirilmektedir. Bu eleştirilerden bazıları, İngilizce kaynaklı kelime kullanımı, argo ve jargona başvurma, galat-ı meşhurlar-genel gramer kurallarından sapmalar, imla problemleri ve edebiyat dili geleneğinden uzaklaşmadır. Fakat bu eleştirilerin çoğu günümüze özgü değildir. Geçmişte de entelektüeller kendi dönemlerinin dillerini benzer gerekçelerle eleştirmişlerdir. Ancak bu olumsuz yorumların aksine, yeniden çözümleme olarak adlandırılan dil yenilikleri, çoğu kez geçmişteki özelliklerin geleceğe aktarılması için dile yeni alanlar açmakta, dilin gelişmesini sağlamaktadır. Nitekim, bugün gençlerin sıkça kullandığı atarlanmak, dis atmak, dm'den yürümek, duyar kasmak, gider yapmak, kafa açmak, kafasını yaşamak, stolklamak, tav olmak, trip atmak, yargı dağıtmak gibi pek çok yeni sözün eski dil alışkanlıklarının yeniden yorumlanmış şekilleri olduğu görülmektedir. Bu şekilde konuşurları tarafından yeniden işlenmeyen dillerin öldüğü göz önüne alındığında, Türkçenin bugün de yeniden yorumlanmaya devam etmesi iyiye işaret etmektedir.