Papers by Rahmi Tasci
Corresponding author (Sorumlu yazar): rahmi.tasci@tarimorman.gov.tr Received (Geliş tarihi): 02.0... more Corresponding author (Sorumlu yazar): rahmi.tasci@tarimorman.gov.tr Received (Geliş tarihi): 02.07.2020 Accepted (Kabul tarihi): 01.09.2020 ÖZ: Bu çalışmanın amacı; Yozgat ilinde bitkisel üretim deseni içinde makarnalık buğdaya yer veren tarım işletmelerinin makarnalık buğday üretimi ve pazarlama yapısının incelenmesidir. Türkiye'nin makarnalık buğday üretiminde uzun yıllardır önemli illerinden birisi olan Yozgat ilinde üreticilerin makarnalık buğday ekim alanlarını yıllar itibarıyla artırdığı görülmektedir. Üreticiler tarafından en fazla tanınan ve en geniş alanlarda ekilişi gerçekleştirilen makarnalık buğday çeşidinin Kızıltan 91 olduğu belirlenmiştir. Üreticilerin makarnalık buğday çeşit tercihinde, verimi fazla olan, yörenin iklim ve toprak yapısına uygun ve kolay pazarlanabilen çeşitleri tercih ettiği gözlenirken, yörede makarnalık buğday satış fiyatlarının, uzun yıllar boyunca ekmeklik buğday satış fiyatlarından fazla olduğu belirlenmiştir. Yeni geliştirilen makarnalık buğday çeşitlerinin ve üretim tekniklerinin üreticiye ulaştırılma çalışmalarının artarak sürdürülmesi gereklidir. Ayrıca gelecek yıllardaki makarnalık buğday ekim alanlarında ve üretim miktarında azalmanın olabileceği de göz önünde bulundurularak, özellikle Güneydoğu Anadolu ve Orta Anadolu Bölgeleri'nde makarnalık buğday üretim alanları belirlenerek, bu alanlarda makarnalık buğdaya ayrı bir tarımsal destekleme modeli önerilebilir. Anahtar kelimeler: Yozgat, makarnalık buğday, buğday üretimi, buğday pazarlama.
Turkish Journal of Agriculture - Food Science and Technology, 2020
The purpose of this research is to measure the economic performance and development of rainbow tr... more The purpose of this research is to measure the economic performance and development of rainbow trout farming in inland waters in Turkey. As a result of the research, it was determined that the farms use an average of 82% of their capacities. There was a negative relationship between the farm-scale and CUR, and as the farm scale grows, the CUR decreases. The average feed conversion rate (FCR) of the enterprises was calculated as 1.12. Fish capital (36.8%) had the largest share in active capital, and equity capital (87.2%) had the largest share in passive capital. Net profits of farms falling to one-tonne production capacity; it was calculated as 2.374 TRY in small-scale farms, 1.322 TRY in medium-scale farms and 1.896 TRY in large-scale farms. The proportional profit of farms was 1.08, 0.99, and 1.17, respectively. The average current ratio value of the examined farms was calculated as 3.67 and liquidity ratios as 3.55. As the farm's scale grows, current ratio values also increase, and large-scale farms had more cash assets than small and medium-scale farms. As a result of the research; It can be said that the trout-breeding farms in Turkey have current assets that can pay their short term debts. The average borrowing rate of farms was 0.16. In other words, 16% of the financial assets of the trout farms in Turkey were met from debts. The turnover rate of the assets of the farms was 0.79 and is below the sector average. The average rate of economic profitability of farms was calculated as 0.13. In other words, the income that farms generate from aquaculture is more than the opportunity cost. Bu çalışma, Türkiye'de iç sularda alabalık yetiştiren işletmelerin faaliyetlerinin ekonomik performanslarını ölçmek ve alabalık yetiştiriciliğinin son yıllardaki gelişimini ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırma sonucunda, işletmelerin kurulu kapasitelerinin ortalama %82'sini kullandığı tespit edilmiştir. İşletme ölçeği ile KKO arasında negatif yönlü bir ilişki olup işletme ölçeği büyüdükçe KKO düşmektedir. İşletmelerin yem dönüşüm oranları ortalaması 1,12 olarak hesaplanmıştır. İşletmelerin aktif sermayeleri içerisinde en büyük payı balık sermayesi (%36,8), pasif sermaye içerisinde ise en büyük payı öz sermaye (%87,2) almaktadır. İşletmelerin bir ton üretim kapasitesine düşen net kârları; küçük ölçekli işletmelerde 2.374 TL, orta ölçekli işletmelerde 1.322 TL, büyük ölçekli işletmelerde ise 1.896 TL olarak hesaplanmıştır. İşletmelerin (küçük, orta, büyük) nispi kârları ortalaması sırasıyla 1,08; 0,99 ve 1,17'dir. İncelenen işletmelerin ortalama cari oran değeri 3,67 ve likidite oranları ortalaması 3,55 olarak hesaplanmıştır. İşletme ölçeği büyüdükçe cari oran değerleri de artmakta, büyük ölçekli işletmeler küçük ve orta ölçekli işletmelere göre daha nakit varlıklara sahiptirler. Sonuç olarak Türkiye'de alabalık yetiştiren işletmelerin; kısa vadeli borçlarını ödeyebilecek cari varlıklara sahip olduğu söylenebilir. İşletmelerin borçlanma oranı ortalaması 0,16'dır. Eş deyişle Türkiye'de alabalık yetiştiren işletmelerin sahip oldukları finansal varlıkların %16'sı yabancı kaynaklardan karşılanmaktadır. İşletmelerin aktiflerinin devir hızı oranı ortalaması 0,79 olup sektör ortalamasının altındadır. İşletmelerin ekonomik rantabilitesi ortalama 0,13 olarak hesaplanmıştır. Eş deyişle işletmelerin yetiştiricilikten elde ettikleri gelir, fırsat maliyetinden daha fazladır.
TAGEM Proje Sonuç Raporu, 2016
Çalışma; Ankara İlinde un sanayinin kullandığı temel hammadde olan buğdayın tercihine, ekmek üret... more Çalışma; Ankara İlinde un sanayinin kullandığı temel hammadde olan buğdayın tercihine, ekmek üreten işyerlerinin un tercihlerine ve tüketicilerin ekmek tercihlerine etki eden faktörlerin araştırılmasına yöneliktir. Projede örneklem olarak; Ankara İlinde faaliyet gösteren ekmek fırınları ve un fabrikalarının tam sayım metodu kullanılarak tamamı ile basit tesadüfi örnekleme yoluyla belirlenen sayıda ekmek tüketicileri ile 2014-2015 yılları içinde anket çalışmaları yapılmıştır.
Araştırma sonucunda, Ankara ilinde hane başına günlük ekmek tüketimi 2,4 adet, (600 g) geleneksel beyaz ekmek tüketimi 2,3 adet (575 g), tam buğday ekmeği 1,3 adet olarak belirlenirken, kişi başına ekmek tüketimi ise 1,4 adet (350 g) olarak belirlenmiştir. Tüketicilerin %40,1’i evlerine aldıkları ekmeğin tamamını aynı günde tükettikleri, %59,9’unun aynı gün tüketmedikleri ve bu ekmeklerin %10,1’ini hayvan beslemede kullanmak için bayat ekmek toplayan kişilere verildikleri, ekmeklerin %2,2’sinin ise çöpe atıldığı belirlenmiştir.
Yapılan korelasyon analizlerinde; ekmek fiyatlarının satın alma gücü açısından farklı gelir düzeyindeki tüketicilere göre farklılık gösterdiği, geliri yüksek olan tüketicilerin ekmek fiyatlarını düşük, geliri düşük olan tüketicilerin ekmek fiyatlarını yüksek buldukları tespit edilmiştir (p<0,05). Yine gelir artışı ile hane halkının aldığı toplam ekmek sayısı azalırken, gelir düşüklüğü ile hane halkının satın aldığı toplam ekmek sayısının arttığı belirlenmiştir(p<0,01).
Ankara’da günlük yaklaşık 6 milyon ekmek üretilmekte olup, bir fırının ortalama ekmek üretimi yaklaşık 3500 adet/gün olarak hesaplanmış ve üretilen toplam ekmeğin %81,8’i geleneksel beyaz ekmek, %11,5’i tam buğday ekmeği olarak belirlenmiştir. Ekmek fırınları ile bayi ve bakkallar arasındaki “ekmek iadesi” önemli bir problem olup, günlük ekmek üretim miktarı ayarlanamadığından tamamı satılamamaktadır. Bayi ve bakkallardan fırınlara geri dönen ekmek fire oranı, günlük üretilen ekmeğin %5,6’sını oluşturmaktadır. Bu fire ile birlikte günde 336.000 adet ekmeğin, fırınlar tarafından hayvan beslenmesinde kullanılmak üzere çok düşük fiyatlarla satışı yapılmaktadır. İnsan gıdası olarak değerlendirilmeyen bu ekmeklerin buğday karşılığı 86,5 ton/gün olarak hesaplanmıştır.
Un fabrikalarında kullanılmak üzere özellikle tercih edilen buğday çeşitlerinin oranları; %39,3 Esperia, %32,1 Tosunbey ve %28,6 oranında Bezostaja 1 olarak belirlenmiştir. Un sanayicilerinin buğday alış fiyatını belirlemede en önemli kriterin; buğdayın süne emgi oranı olduğu belirlenirken, fiyata etki eden diğer kriterler sırasıyla, buğdayın çeşidi, enerji değeri, gluten değeri, protein değeri ve hektolitresi olarak tespit edilmiştir.
Tam buğday ekmeği ve katkı maddeleri konularında; hem tüketiciler, hem fırınlar hem de un sanayicileri için geçerli olmak üzere algı ve kavram karmaşası yaşandığı görülmektedir.
10. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi Kitabı, 2012
İnsan beslenmesinde temel gıda maddelerinden biri olan buğday dünyada stratejik ürünlerin başında... more İnsan beslenmesinde temel gıda maddelerinden biri olan buğday dünyada stratejik ürünlerin başında gelmektedir. Nüfusun
giderek artış eğilimi göstermesi diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizi de sürdürülebilirlik çerçevesinde gıda güvenliği ve güvencesinin
sağlanmasına yönelik üretim politikaları geliştirmeye yönlendirmektedir. Türkiye’de buğday, beslenmedeki ve stratejik öneminin
yanı sıra kırsal alanda yaşayan halkın en önemli gelir kaynaklarından biridir. Bu nedenle; ülkemizde gıda güvenliği ve güvencesinin
sağlanması, üretici gelir düzeyinin yükseltilmesi amacıyla yeni çeşit ve teknoloji geliştirmeye yönelik araştırmalar önem kazanmıştır.
Islah araştırmaları 1926 yılında başlatılmış ve günümüze kadar 139 ekmeklik, 51 adet makarnalık buğday çeşidi tescil edilmiştir.
Çeşitler içerisinde üretimde yer alanlar üretici ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamıştır. Ancak geliştirilen çeşit ve teknolojilerin
yaygınlığı ve etkilerinin ölçülmesi konusunda yapılan araştırmalar oldukça yetersizdir.
Çalışmada, Ankara ilinde buğday çeşitlerinin yaygınlık oranı, derecesi ve karlılığının belirlenmesi temel amacı oluşturmuştur. Bu
amaçla; buğday tarımının yoğun olduğu yerleşim yerleri ekmeklik, makarnalık buğday kuru-sulu olmak üzere 2 sistem dikkate alınarak
gayeli örnekleme metoduyla ilçeler ve köyler belirlenmiştir. Neyman yöntemine göre ise anket sayısı hesaplanmıştır. Birincil verilerin
elde edilmesinde 2007, 2010 ve 2011 yıllarında hasat sonrası çiftçilerle yüz yüze görüşmek suretiyle anket yöntemi uygulanmıştır.
Araştırma sonucunda yıllar itibariyle çeşitlerin yaygınlığında ve ekilen çeşit sayısında farklılıklar gözlenmiş ve yeni çeşitlerin
yaygınlık oranının arttığı, Bezostaja-1 çeşidinin azaldığı görülmüştür. Özellikle kuru alanlarda yeni geliştirilen çeşitlerin üretici gelirine
Bezostaja-1 çeşidine oranla daha fazla katkı sağladığı belirlenmiştir.
ANADOLU, J. of AARI, 2017
Although wild species, landraces and species diversity play an important role in global food secu... more Although wild species, landraces and species diversity play an important role in global food security and
are necessary for food safety and nutrition, they are very rarely included in daily diets. The "Biodiversity for Food and Nutrition"
project, which aims to ensure sustainable use of agricultural biodiversity, was carried out in three pilot sites in Turkey. As part
of the project, Kastamonu, Samsun and Sinop provinces were chosen as the pilot sites in the Black Sea Region. At the beginning
of the project, ten wild edible species and a landrace were identified by the pre-surveys performed at the Black Sea pilot site. The
samples of the species were collected from at least ten locations and analyzed to determine their nutritional content. Most of the
wild edible species found to be intensively consumed in the Black Sea pilot site are rich in minerals, vitamins and fiber.
Preliminary surveys were conducted to obtain socio-economic information and traditional knowledge on wild edibles. The
monograph technique was used and detailed data were collected using questionnaires. The surveys were conducted by collecting
species and meeting face-to-face with collectors and consumers. Questionnaires were administered to a sample of 111 collectors
and 295 consumers. The survey results showed that the most well-known and consumed wild edible species in Sinop and
Kastamonu is Kaldirik. Most of the consumers stated that they consume wild species once or twice a week. Preparation of
necessary policies and legislation will be addressed on the basis of knowledge that was obtained from this project. Awarenessraising
activities will be held with the stakeholders to strengthen the sustainable use of these species.
GAP VII. Tarım Kongresi Kitabı, 2015
Çalışmada, Sivas ve Yozgat İllerinde ekilen buğday çeşitlerinin, çeşitlerin yaygınlık oranının ve... more Çalışmada, Sivas ve Yozgat İllerinde ekilen buğday çeşitlerinin, çeşitlerin yaygınlık oranının ve
derecesinin, sertifikalı tohumluk ve girdi kullanımının ve üretimde kullanılan diğer
teknolojilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Buğday tarımının yoğun olduğu yerleşim yerleri
ekmeklik, makarnalık buğday kuru-sulu olmak üzere 2 sistem dikkate alınarak seçilmiştir.
Birincil verilerin elde edilmesinde; 2012 yılı hasat sonrası çiftçilerle yüz yüze görüşmek
suretiyle anket tekniği uygulanmıştır. Sivas ilinde 104, Yozgat ilinde 122 anket yapılmıştır.
Araştırma sonucunda Sivas’ta üreticilerin yaklaşık %36’sı, Yozgat’ta %17’si kullandığı
tohumluğun tamamını sertifikalı tercih ederken, Sivas’ta %43, Yozgat’ta %57’si ise bir kısmını
sertifikalı kullanmaktadır. Sivas’ta üreticilerin yaklaşık %67’si, Yozgat’ta %76’sı sertifikalı
tohumluk fiyatlarının yüksek olması nedeniyle kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. Sivas ilinde
üreticilerin yaklaşık %60’ı, Yozgat ilinde ise %59’u birden fazla çeşit ekmektedir. Her iki ilde
de dekara ortalama 22 - 23 kg tohum atılmaktadır. Ekimle birlikte gübre kullanımı Yozgat’ta
yaklaşık %97, Sivas’ta %86 düzeyindedir. Bahar gübresi kullanan üretici oranı her iki ilde de
yaklaşık %92 civarındadır. Atılan gübre miktarı Yozgat iline oranla Sivas’ta biraz daha
düşüktür. Üreticiler gübre fiyatlarının yüksek olması nedeniyle gübre kullanım miktarını
azalttıklarını veya kullanmaktan vazgeçtiklerini, gübre kullanan üreticiler ise vadeli almak
zorunda kaldıklarını beyan etmişlerdir. Ayrıca üreticilerin %80’den fazlası traktöre sahip
olmakla beraber bir veya daha fazla mibzer ve pulluğa da sahiptir. Araştırma sonuçları; buğday
üretiminde teknoloji kullanımının arttığını ancak teknoloji ve girdi fiyatlarındaki değişimlerin
kullanım düzeyini etkilediğini göstermiştir.
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2016
Çevre bilincinin gelişmesi ile toprağı ve bitkiyi koruyan korumalı tarım sistemleri giderek yaygı... more Çevre bilincinin gelişmesi ile toprağı ve bitkiyi koruyan korumalı tarım sistemleri giderek yaygınlaşmaya
başlamıştır. Korumalı tarım sistemi içinde, özellikle azaltılmış toprak işleme ve doğrudan ekim yöntemleri
önemli ölçüde yer almaktadır. Bu çalışma ile; ekonomik korumalı tarım sistemlerinden biri olan doğrudan
ekim sisteminin ve Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından geliştirilen buğday
çeşitlerinin Kırıkkale ilinde yaygınlaştırılması, yörenin tarımsal, sosyal ve kültürel bakımdan kalkınmasına
katkı sağlanması, araştırmacı-yayımcı-üretici arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Kırıkkale
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü kayıtlarına göre; ilde en fazla uygulanan ekim nöbeti sistemi
nadas/buğday ekim nöbeti olduğundan yaygınlaştırma çalışmaları nadas/buğday ekim nöbeti uygulanan
alanlarda yürütülmüştür. Aynı zamanda yapılan anket çalışmaları ile üreticilerin uygulamaları, doğrudan ekim
sisteminin yaygınlaştırılması konusundaki düşünceleri, önerileri ve üretimde karşılaştıkları problemler ortaya
konulmuştur. Çalışma süresince yürütülen demonstrasyon çalışmaları ile değişken masraflarda %72 oranında
azalma olduğu belirlenmiş ve sistem üreticilere Kırıkkale buğday üretim alanlarında uygulamalı olarak
gösterilmiştir. Çalışma sonucunda önerilen ekim sistemlerinin geliştirilmesi için öncelikle tanıtımların
arttırılmasına ve özendirici teşvik ve desteklere ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir.
Toprak Su Dergisi, Özel Sayı, 2019
Bu çalışmada; yerel bir çeşit olan Siyez buğdayının üretiminden tüketimine kadar olan sürecinin
d... more Bu çalışmada; yerel bir çeşit olan Siyez buğdayının üretiminden tüketimine kadar olan sürecinin
detaylı analiz ve yorumunu yapmak ve değer zincirinde yer alan aktörleri belirlemek amaçlanmıştır.
Çalışmada detaylı bir araştırma yapabilmek için monografik araştırma tekniği kullanılmıştır. Bu teknikte
bilgiler anket yolu ile elde edilmiştir. Anket çalışmaları 2014 yılında Kastamonu İli İhsangazi ilçesinde 15
yerleşim yerinde (köy, mahalle) 32 üretici ve 44 tüketici ile yürütülmüştür. Üretilen Siyez buğdayının
%68’i hayvan beslemede %32’si bulgur yapımında kullanılmaktadır. Üretilen bulgurun ise %11’i
evde tüketilmekte, %85’i pazarlanmaktadır. Ortalama 31 yıllık çiftçilik deneyimine sahip üreticilerin
yaklaşık %54’ünün elle serpme ekim yaptığı, sadece %31’inin üst gübre kullandığı belirlenmiştir. Üst
gübre kullanan üreticilerin %70’inin elle serpme ile gübre attığı, tamamına yakınının hastalık ilacı
kullanmadığı tespit edilmiştir. Ortalama verim 228 kg/da olarak belirlenmiştir. Üreticilerin büyük bir
bölümü buğdayını 2-8 km uzaklıktaki taş değirmenlerde öğütmektedir. Bölgede yıllık kişi başına 14.2
kg Siyez bulguru tüketilmektedir. Siyez buğdayı en çok yetiştirildiği ilçe olan İhsangazi’nin adıyla
beraber anılmaktadır ve bölge için önemli bir gelir kaynağıdır. Yerel çeşitlerin korunması ve üreticilerin
üretime devamlılığı açısından koruma ve pazarlama stratejilerinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi Kitabı, 2014
Bu araştırmanın amacı; Ankara İli Haymana İlçesinde buğday üreten işletmelerde buğdayın üretim ma... more Bu araştırmanın amacı; Ankara İli Haymana İlçesinde buğday üreten işletmelerde buğdayın üretim maliyetini belirlemek,
buğday üretiminde kullanılan yenilik ve teknoloji kullanım düzeyini tespit etmektir. Çalışma ile kullanılan buğday çeşitlerinin
yaygınlık oranı ve işletmelerin üretim ve pazarlamasında karar almalarını etkileyen faktörler de incelenmiştir. Çalışmanın ana
materyalini 3 köyde 55 işletmeden tabakalı örnekleme yöntemi ile anket tekniği ile elde edilen veriler oluşturmuştur. Veriler
2012-2013 buğday üretim sezonuna ait olup, bölgede buğday hasat edildikten sonra Ağustos ve Eylül aylarında bizzat araştırıcı
tarafından elde edilmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre 1 kg. buğday maliy eti 0,45 (TL/kg), buğday verimi ise 351,1 kg/da bulunmuştur. Buğdayın satış
fiyatı 0,65 TL/kg olarak hesaplanmıştır. Saman verimi 135 kg/da ve saman satış fiyatı 0,2 TL/kg bulunmuştur. Toplam gayri
safi üretim değeri 255,22 TL/da bulunmuştur. Buğdayın değişken masrafları 121,1 TL/da, üretim masrafları ise 175,13 TL/da
olarak hesaplanmıştır.
Araştırma alanında kullanılan buğday çeşitlerinin bölgede yaygınlık durumları %29,35 oranında Esperia, %21,77 oranında
Bezostaja1 ve %17,51 oranında Tosunbey olarak belirlenmiştir. Ayrıca buğday çeşitlerinin üreticiler tarafından yaygın olarak
kullanılma oranları Esperia %31,08, Bezostaja1 % 28,38 ve Tosunbey çeşidi % 17,57’dir.
Türk Tarım Dergisi, 2010
Tarımsal yayım, kırsal kesimin yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ile ekonominin güçlendirilmesi v... more Tarımsal yayım, kırsal kesimin yaşam kalitesinin iyileştirilmesi ile ekonominin güçlendirilmesi ve sürdürülebilir kırsal kalkınmanın sağlanmasında etken olan önemli araçlardan biridir. Temel amaç; tarımda verimliliğin ve buna bağlı olarak üretimin arttırılmasıdır. Araştırmalar sonucunda elde edilen yeni teknoloji ve bilgiler üretime yansıdığında verimlilik ve üretim artışı gerçekleşebilecektir. Araştırma kurumları ve Üniversiteler tarafından geliştirilen yeni bilgi ve teknolojiler yayımcı aracılığı ile üreticiye ulaştırılmakta, üretici problemleri yayım vasıtasıyla araştırmalara kaynağından aktarılmaktadır. Tarımsal yayımın başarısı ise araştırmacı-yayımcı-üretici arasındaki iletişim ve işbirliğinin güçlü olması ile mümkündür. Uzun yıllardır Ülkemizde ve gelişmekte olan ülkelerde bu iletişim yeterince sağlanamamış, pek çok bulgu uygulamaya aktarılamadan raflarda kalmıştır.
TÜRKİYE UN SANAYİCİLERİ FEDERASYONU (TUSAF) DERGİSİ, 2016
Bu çalışma; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal
Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürl... more Bu çalışma; Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal
Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından
desteklenen ve Tarla Bitkileri Merkez Araştırma
Enstitüsü Tarım Ekonomisi Bölümü tarafından yürütülen
“Ankara İlinde Buğday Çeşitlerinin Un Sanayisinde
Kullanım Durumu, Ekmek Fırınlarının Un Tercihi ve Ekmekte
Tüketici İstekleri” konulu araştırma projesinde un
sanayicileri ile yapılan anket çalışmasından elde edilen
verilerden oluşmaktadır.
SELÇUK ÜNİVERSİTESİ FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ, 2018
Bu çalışmada Konya ilinde arpa üretim, pazarlama ve işleme yapısı analiz edilmiştir. Bu amaca
yön... more Bu çalışmada Konya ilinde arpa üretim, pazarlama ve işleme yapısı analiz edilmiştir. Bu amaca
yönelik olarak Konya ilinde faaliyet gösteren; karma yem (37 adet) ve malt fabrikası (1 adet), arpa alım
satımı yapan tüccarlar (57 adet) ve tarımsal faaliyetleri içinde arpa üretimine yer veren tarım işletmeleri
(107 adet) ile anket çalışması yapılmıştır. Elde edilen veriler ile arpa üreten işletmelerin sosyo-ekonomik
analizi, arpa ticareti yapan ve işleyenlerin tercihleri analiz edilmiştir. Tüccarların arpa satın alırken göz
ününde bulundurduğu en önemli kriter arpanın hektolitresi olarak belirlenmiştir. Daha sonra arpanın
rutubeti, rengi ve içindeki yabancı madde karışıklık oranı gelmektedir. Karma yem fabrikalarının arpa satın
alırken göz önünde bulundurdukları en önemli kriter arpanın rutubet oranı olarak belirlenirken, daha sonra
arpanın hektolitresi ve içindeki yabancı madde karışıklık oranı gelmektedir. Malt sanayisinin arpa tedarik
kaynakları ise tüccarlar ve karma yem sektörüne göre farklılıklar göstermektedir. Malt sanayisi için arpa
alım kriterlerinde arpa çeşidi çok önemli görülürken, arpanın rutubet oranı ve rengi de önemli
bulunmaktadır. İncelenen tarım işletmelerinde ortalama 20 yıldır kesintisiz arpa üretimi yapılırken
işletmelerin tarımsal üretim deseninin içinde ortalama 152,88 dekar alanda arpa üretimi yaptıkları ve bu
alanın toplam üretim alanının %28,73’üne denk geldiği belirlenmiştir. İşletmelerin %34,80’inin kendi
hayvanlarının beslenmesinde kullanmak üzere, %65,20’isinin ise ticari amaçla arpa yetiştiriciliği yaptığı
belirlenmiştir. İncelenen işletmelerde 9 farklı arpa çeşidinin ekiminin yapıldığı, en fazla kullanılan
çeşitlerin Tarm-92 (%44,90), Larende (%23,20) ve Aydanhanım (%17,30) olduğu belirlenirken, işletme
sahiplerinin %8,80’inin kullandığı arpa çeşidinin adını bilmediği belirlenmiştir. Son beş yılda tarım
işletmelerinin %26,20’si arpa üretim alanlarını ortalama 40,10 dekar arttırırken, %17,80’i ise 90 dekar
azaltmıştır. Arpa alanlarının arttırılmasında; işletmelerin hayvan sayısının artması etkili olurken, arpanın
diğer ürünlerle ekonomik olarak rekabet edememesinin arpa alanlarının azaltılmasında önemli etken olduğu
belirlenmiştir. Bu çalışmada arpa çeşitlerinin üreticiler tarafından bilinmesi ve tercih edilmesi için arpanın
satış fiyatının artması ve buğdayda olduğu gibi alım kriterleri belirlenmesi gerektiği ortaya konmuştur.
İşletmeler tarafından arpa satımında fiyata etki ettiğini düşündüğü kriterlerin başında hektolitre ve arpanın
içinde farklı cins tahıl tohumunun karışık olmaması gelirken, arpa çeşidinin fiyatta bir etkisinin olmadığı
belirlenmiştir. İncelenen işletmelerde arpanın net kârının kuruda 17,43 TL/da suluda 37,37 TL/da olarak
bulunmuştur. Sonuç olarak arpa üretim ve ticaretinde; tarım işletmeleri için arpanın verimi, tüccarlar için
hektolitre ve rutubet, karma yem fabrikaları için rutubet ve hektolitre, malt fabrikaları için rutubet, arpa
çeşidi, renk ve hektolitrenin ön plana çıktığı belirlenmiştir.
Türk Tarım – Gıda Bilim ve Teknoloji Dergisi TURJAF, 2017
Bu çalışma ile; Konya ilinde arpa üretim, pazarlama ve işleme aşamalarında arpa pazarlamasına etk... more Bu çalışma ile; Konya ilinde arpa üretim, pazarlama ve işleme aşamalarında arpa pazarlamasına etki eden kriterlerin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışmada; Konya ilinde faaliyet gösteren; karma yem (37 adet) ve malt fabrikası (1 adet), arpa alım satımı yapan tüccarlar (50 adet) ve tarımsal faaliyetleri içinde arpa üretimine yer veren tarım işletmeleri (107 adet) ile yapılan anket sonuçları kullanılmıştır. Tarım işletmeleri tarafından arpa satımında fiyata etki ettiği düşünülen kriterlerin başında hektolitre ve arpanın içine başka bitki çeşidinin karışmaması öne çıkarken, arpa çeşitlerinin satış fiyatında önemli bir kriter olmadığı belirlenmiştir. Tüccarların arpa satın alırken göz önünde bulundurduğu en önemli kriter arpanın hektolitresi olup, bu kriteri arpanın rutubeti, rengi ve içindeki yabancı madde karışıklık oranı izlemektedir. Fabrikaların arpa satın alırken göz önünde bulundurdukları en önemli kriter arpanın rutubet oranı olarak belirlenirken, daha sonra arpanın hektolitresi ve içindeki yabancı madde karışıklık oranı gelmektedir. Malt sanayisi için ise; arpanın çeşidi alım kriterlerinde çok önemli bir faktör olup, bunu arpanın rutubet oranı ve rengi takip etmektedir.
KAFKAS ÜNİVERSİTESİ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kongre Kitabı, 2014
Dünya’da ve Türkiye’de buğday, beslenme ve ekonomideki önemi bakımından
stratejik bir ürün konumu... more Dünya’da ve Türkiye’de buğday, beslenme ve ekonomideki önemi bakımından
stratejik bir ürün konumundadır. Ülkemizde birçok sanayi kuruluşunun hammaddesi
olmasının yanı sıra kırsal alanda yaşayan halkın en önemli gelir kaynaklarından
biridir.
Gelirinin önemli bir kısmını buğdaydan elde eden üreticilerin üretimden pazara
kadar olan süreçte pazar tercihini ve pazarlama davranışını etkileyen en önemli
faktör ürün fiyatlarıdır.
Bu çalışma sonucunda; üretici toplam ürünün %58’ini tüccara, %11,5’ini
borsaya ve %8,8’ini TMO’ya sattığı belirlenmiştir. Pazar yerinin tercihinde en
önemli kriter peşin para ve yüksek fiyattır. Üreticilerin yeni buğday çeşitlerine
doğru yöneldiği, eski çeşitlerin ekim alanlarının azaldığı, yeni buğday çeşitlerinin
gelirine daha fazla katkı sağladığı da belirlenmiştir.
XI. Ulusal Tarım Ekonomisi Kongresi Kitabı, 2014
Bu çalışmada Ankara, Çorum ve Kayseri illerinde üreticilerin tarım sigortalarından haberdar olma ... more Bu çalışmada Ankara, Çorum ve Kayseri illerinde üreticilerin tarım sigortalarından haberdar olma durumları, tarım sigortasına
yönelik eğilimleri, sigorta yaptırma ve yaptırmama nedenleri, karşılaşılan sorunlar ve bunlara yönelik çözüm önerilerinin
belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın ana materyalini; bitkisel ürün sigortası yaptıran Ankara’da 64, Çorum’da 56,
Kayseri’de 52, bitkisel ürün sigortası yaptırmayan Ankara’da 61, Çorum’da 61 ve Kayseri’de 61 üretici olmak üzere toplamda
355 işletmeden bizzat araştırıcılar tarafından anket tekniği ile 2012 yılında elde edilen birincil veriler oluşturmuştur. İller gayeli
olarak, işletme sayıları basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak seçilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; Ankara ve
Çorum illerinde üreticilerin bitkisel ürün sigortası yaptırmamalarının birinci nedeni gelir yetersizliği, Kayseri ilinde ise
sigortanın gereksiz bir masraf unsuru olarak görülmesi tespit edilmiştir. Bitkisel ürün sigortası yaptıran üreticilerin
karşılaştıkları sorunlar ise; Ankara ve Kayseri’de hasar tespitinin düzgün ve zamanında yapılamaması, Çorum’da sigorta
primlerinin yüksek olması şeklinde belirlenmiştir. Bu araştırma ile; kuraklığın sigorta kapsamına alınması, kiralık ve hazine
arazisi işleyen üreticilerin sigorta yapma olanaklarının kolaylaştırılması, sigorta eksperlerinin konu uzmanlarından seçilmes i
ve eğitim ve denetimlerin arttırılması gerekliliği sonucuna varılmıştır.
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi, 2017
Bu çalışma; Ankara ilinde tüketicilerin ekmek tercihlerine etki eden faktörlerin belirlenmesi ama... more Bu çalışma; Ankara ilinde tüketicilerin ekmek tercihlerine etki eden faktörlerin belirlenmesi amacıyla
gerçekleştirilmiştir. Çalışmada ankete katılacak ekmek tüketici sayısı basit tesadüfi örnekleme yoluyla
belirlenmiş ve anketler 2015 yılında gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda, Ankara ilinde hane başına
günlük 2.4 adet (600 g), kişi başına 1.4 adet (350 g) ekmek tüketildiği belirlenmiştir. Kişi başına geleneksel
beyaz ekmek 2.3 adet (575 g), tam buğday ekmeği 1.3 adet (325 g) olarak tüketilmektedir. Tüketicilerin
%59.9’u aldıkları ekmeği aynı gün tüketmediklerini ve bu ekmeklerin %10.1’ini hayvan beslemede kullanmak
için bayat ekmek toplayan kişilere verildiklerini ifade etmişlerdir. Kalan ekmeklerin %2.2’sinin ise çöpe atıldığı
belirlenmiştir. Yapılan korelasyon analizi sonuçlarına göre; ekmek fiyatları satın alma gücü açısından farklı
gelir düzeyindeki tüketicilere göre farklılık göstermektedir. Gelir düzeyi yüksek olan tüketiciler ekmek fiyatlarını
düşük, geliri düşük olan tüketiciler ise ekmek fiyatlarını yüksek bulmuşlardır (p<0.05). Gelir artışına bağlı olarak
hane halkının aldığı toplam ekmek sayısı azalırken, gelir düzeyi düşük hanelerin satın aldığı toplam ekmek
sayısının arttığı belirlenmiştir (p<0.01).
TARIM EKONOMİSİ ARAŞTIRMALARI DERGİSİ, 2017
Bu çalışmada; Ankara ilinde, ekmek fırınlarının üretim yapısı, fırınların un tercihleri ve fırınl... more Bu çalışmada; Ankara ilinde, ekmek fırınlarının üretim yapısı, fırınların un tercihleri ve fırınlardan kaynaklı ekmek israfının araştırılması amaçlanmıştır. Araştırmada Ankara ilinde faaliyet gösteren 180 adet ekmek fırını ile Tam Sayım Yöntemi kullanılarak, 2015 yılı içinde gerçekleştirilen anket verilerinden faydalanılmıştır. Araştırma sonuçlarına göre; Ankara’da günlük yaklaşık 6 milyon ekmek üretildiği, bir fırının ortalama ekmek üretiminin yaklaşık 3500 adet/gün olduğu tespit edilmiş ve üretilen toplam ekmeğin %81.8’inin geleneksel beyaz ekmek, %11.5’inin tam buğday ekmeği olduğu belirlenmiştir. Ekmek fırınları ile bayi ve bakkallar arasındaki “ekmek iadesi” önemli bir problem olarak tespit edilmiştir. Fırınlar tarafından günlük ekmek üretim miktarı ayarlanamadığından üretilen ekmeğin tamamının satılamadığı ve bu ekmeklerin iade olarak fırınlara geri gönderildiği belirlenmiştir. Bayi ve bakkallardan fırınlara geri dönen ekmeklerin fire oranının, günlük üretilen ekmeğin %5.6’sını oluşturduğu tespit edilmiştir. Bu fire ile birlikte günde 336000 adet ekmeğin, fırınlar tarafından hayvan beslenmesinde kullanılmak üzere çok düşük fiyatlarla satışının yapıldığı belirlenirken, insan gıdası olarak değerlendirilemeyen bu ekmeklerin buğday karşılığı 86.5 ton/gün olarak hesaplanmıştır.
Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Dergisi , 2018
Bu çalışmada; Ankara ilinde faaliyet gösteren un fabrikalarının buğday satın alımına etki eden kr... more Bu çalışmada; Ankara ilinde faaliyet gösteren un fabrikalarının buğday satın alımına etki eden kriterlerin,
un üretim ve pazarlama yapılarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Ankara ilinde faaliyet gösteren 30 un
fabrikası ile tam sayım yöntemine göre gerçekleştirilen anket verileri değerlendirilmiştir. Anket çalışmaları
2015 yılında tamamlanmıştır. Araştırma sonucunda; un fabrikalarının buğday alış fiyatını belirlemede en
önemli kriter buğdayın süne emgi oranı olmuş, fiyata etki eden diğer kriterler sırasıyla; buğdayın çeşidi, enerji
değeri, gluten değeri, protein değeri ve hektolitresi olarak tespit edilmiştir. Un fabrikalarının %23,3’ünün
süne emgi oranı %1’e kadar, %16,7’sinin süne emgi oranı %2’ye kadar olan buğdayları satın aldığı,
%16,6’sının ise süne emgi oranını dikkate almadan tüm buğdayları satın aldığı tespit edilmiştir. Ankara’daki
un fabrikalarında işlenen 39 farklı buğday çeşidi kaydedilmiş olup, un fabrikalarının %63,3’ünde piyasada
kalite kriterleri birbirine benzeyen çok sayıda buğday çeşidi mevcut olduğundan - yeni bir çeşidi denemek
yerine, uzun yıllardır kullandıkları ve kalite kriterlerini bildikleri çeşitleri kullanmayı tercih ettikleri belirlenmiştir.
Buğdaydaki süne emgi oranının; un fabrikaları için buğday satın almada fiyata etki eden en önemli kriter
olarak ön plana çıktığı için, bu durumun buğdayın protein kalitesine ve daha çok buğday çeşidinin genetik
yapısına bağlı olduğundan, protein kalitesi yüksek çeşitlerin un sanayi tarafından öncelikle tercih edildiği
ve daha yüksek fiyatla işlem gördüğü belirlenmiştir. Bu sonuca bağlı olarak, süne mücadelesi ile ilgili çiftçi
eğitimlerinin ve saha çalışmalarının artarak devam ettirilmesinin, buğday üreticileri ve fabrikalar açısından
daha da önem kazandığı ortaya konulmuştur.
In this study, it is aimed to reveal the criteria affecting the wheat purchase on flour production and
marketing structures of flour mills operating in Ankara. The survey data obtained from 30 flour mills operating
in Ankara were used which got according to the complete counting method. Surveys were completed in
2015. According the result of study, the most important criterion in determining wheat buying price was
sunn bug damage ratio while the other criteria affecting wheat were determined as wheat variety, energy
value, gluten value, protein value and hectoliter. It was determined that 23.3% of the flour mills purchased
wheat with the rate of absorbance up to 1%, 16.7% of them absorbed to the rate of 2%, while 16.6% of
them purchased all wheat regardless of the rate of sunn bug damage ratio. It had been identified that there
are 39 different wheat varieties processed in flour mills in Ankara and 63.3% of flour mills preferred to use
the similar varieties with known quality criteria and have been used them for many years instead of trying
a new variety. Since the ratio of sunn bug damage in the wheat is the most important criterion that affect
the price on the wheat purchase, and that this is due to the protein quality of the wheat and the genetic
structure of the wheat variety. It has been determined that varieties that have highest protein quality are
preferred by the industry and processed at higher prices. Based on this result, it has been revealed that
increasing the continuity of farmer training and fieldwork related to the struggle for sunn bug is more
important in terms of wheat producers and industrialists.
Teaching Documents by Rahmi Tasci
TARIMSAL EKONOMİ VE POLİTİKA GELİŞTİRME ENSTİTÜSÜ, 2017
Dünya soya üretiminde %4,8 oranında artış olacağı öngörülmektedir.
Dünya soya ihracatında bir önc... more Dünya soya üretiminde %4,8 oranında artış olacağı öngörülmektedir.
Dünya soya ihracatında bir önceki sezona göre %3,3 oranında artış olacağı öngörülmektedir.
Dünya soya toplam arzının 593 milyon tona çıkacağı öngörülmektedir.
Dünya soya bitiş stoklarının 318 milyon ton olacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de soya ekim alanlarının %26,7 oranında azalış ile 20 bin ha’a düşeceği, soya üretiminin ise %15 azalışla 85 bin tona düşeceği öngörülmektedir.
Türkiye soya ithalatının bir önceki sezona göre yaklaşık %1 oranında azalarak 2,3 milyon tona olacağı öngörülmektedir.
Türkiye toplam soya arzının 2,6 milyon ton olacağı ön görülmektedir.
Conference Presentations by Rahmi Tasci
V. Uluslararası Katılımlı Toprak ve Su Kaynakları Kongresi Özetler Kitapçığı / Kırklareli, 2017
Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü İkizce Araştırma ve Uygulama İstasyon... more Ankara Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü İkizce Araştırma ve Uygulama İstasyonunda yapılan bir çalışmada organik olarak yetiştirilen bazı ekmeklik buğday çeşitlerinin 2013-2014 yetiştirme sezonu verilerini içermektedir. Araştırmada 3 faklı organik uygulama ve 8 farklı ekmeklik buğday çeşidi kullanılmıştır. Uygulamalar; Organik Sertifikalı Ticari Ahır Gübresi(AG), Yeşil Gübre(YG) ve Karışım(AG+YG) ile kontrol olarak Konvansiyonel yetiştiriciliktir. Ekmeklik Buğday Çeşitleri; Tosunbey, İkizce-96, Gün-91, Sönmez-2001, Bezostaja-1, Bayraktar-2000, Köse 220/39 ve Sivas 111/33. Deneme Tesadüf Bloklarında Bölünmüş Parseller deneme desenine göre 4 tekerrürlü olarak kurulmuştur. Verim yönünden uygulamalar arası değerlendirme de istatistiki olarak %1 önemli farklılık bulunmuştur. En yüksek verim 336 kg/da ile Konvansiyonel yetiştiricilikten alınırken 315 kg/da verim alınan Sertifikalı Organik Ticari Gübre(AG) uygulaması ile aynı grupta yer almıştır. En düşük verim ise 268 kg/da ile Karışım(AG+YG) uygulamasından alınırken 275 kg/da verim alınan Yeşil Gübre(YG) uygulaması ile istatistiki olarak aynı grupta yer almıştır. Yapılan tarla uygulamaları ve elde edilen ürün sonucuna göre; organik uygulamalar ve konvansiyonel yetiştiricilik arasında ekonomik analiz yapılmıştır. Çalışma alanı kamu araştırma sahası olduğu için; maliyet hesaplamalarında birim fiyat olarak yöredeki piyasa ve üretici fiyatları ile kira bedelleri esas alınmıştır. Yapılan Ekonomik Analizde uygulamalar arasında toplam üretim masrafları bakımından en yüksek maliyet 314,44 TL ile Karışım(AG+YG) uygulamasında hesaplanırken, en düşük maliyet 187,27 TL ile Konvansiyonel yetiştiricilik uygulamasında bulunmuştur. Net Kârlılık bakımından uygulamalar karşılaştırıldığında; organik Sertifikalı Ticari Ahır Gübresi(AG) uygulaması daha kârlı bulunmuştur.
Uploads
Papers by Rahmi Tasci
Araştırma sonucunda, Ankara ilinde hane başına günlük ekmek tüketimi 2,4 adet, (600 g) geleneksel beyaz ekmek tüketimi 2,3 adet (575 g), tam buğday ekmeği 1,3 adet olarak belirlenirken, kişi başına ekmek tüketimi ise 1,4 adet (350 g) olarak belirlenmiştir. Tüketicilerin %40,1’i evlerine aldıkları ekmeğin tamamını aynı günde tükettikleri, %59,9’unun aynı gün tüketmedikleri ve bu ekmeklerin %10,1’ini hayvan beslemede kullanmak için bayat ekmek toplayan kişilere verildikleri, ekmeklerin %2,2’sinin ise çöpe atıldığı belirlenmiştir.
Yapılan korelasyon analizlerinde; ekmek fiyatlarının satın alma gücü açısından farklı gelir düzeyindeki tüketicilere göre farklılık gösterdiği, geliri yüksek olan tüketicilerin ekmek fiyatlarını düşük, geliri düşük olan tüketicilerin ekmek fiyatlarını yüksek buldukları tespit edilmiştir (p<0,05). Yine gelir artışı ile hane halkının aldığı toplam ekmek sayısı azalırken, gelir düşüklüğü ile hane halkının satın aldığı toplam ekmek sayısının arttığı belirlenmiştir(p<0,01).
Ankara’da günlük yaklaşık 6 milyon ekmek üretilmekte olup, bir fırının ortalama ekmek üretimi yaklaşık 3500 adet/gün olarak hesaplanmış ve üretilen toplam ekmeğin %81,8’i geleneksel beyaz ekmek, %11,5’i tam buğday ekmeği olarak belirlenmiştir. Ekmek fırınları ile bayi ve bakkallar arasındaki “ekmek iadesi” önemli bir problem olup, günlük ekmek üretim miktarı ayarlanamadığından tamamı satılamamaktadır. Bayi ve bakkallardan fırınlara geri dönen ekmek fire oranı, günlük üretilen ekmeğin %5,6’sını oluşturmaktadır. Bu fire ile birlikte günde 336.000 adet ekmeğin, fırınlar tarafından hayvan beslenmesinde kullanılmak üzere çok düşük fiyatlarla satışı yapılmaktadır. İnsan gıdası olarak değerlendirilmeyen bu ekmeklerin buğday karşılığı 86,5 ton/gün olarak hesaplanmıştır.
Un fabrikalarında kullanılmak üzere özellikle tercih edilen buğday çeşitlerinin oranları; %39,3 Esperia, %32,1 Tosunbey ve %28,6 oranında Bezostaja 1 olarak belirlenmiştir. Un sanayicilerinin buğday alış fiyatını belirlemede en önemli kriterin; buğdayın süne emgi oranı olduğu belirlenirken, fiyata etki eden diğer kriterler sırasıyla, buğdayın çeşidi, enerji değeri, gluten değeri, protein değeri ve hektolitresi olarak tespit edilmiştir.
Tam buğday ekmeği ve katkı maddeleri konularında; hem tüketiciler, hem fırınlar hem de un sanayicileri için geçerli olmak üzere algı ve kavram karmaşası yaşandığı görülmektedir.
giderek artış eğilimi göstermesi diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizi de sürdürülebilirlik çerçevesinde gıda güvenliği ve güvencesinin
sağlanmasına yönelik üretim politikaları geliştirmeye yönlendirmektedir. Türkiye’de buğday, beslenmedeki ve stratejik öneminin
yanı sıra kırsal alanda yaşayan halkın en önemli gelir kaynaklarından biridir. Bu nedenle; ülkemizde gıda güvenliği ve güvencesinin
sağlanması, üretici gelir düzeyinin yükseltilmesi amacıyla yeni çeşit ve teknoloji geliştirmeye yönelik araştırmalar önem kazanmıştır.
Islah araştırmaları 1926 yılında başlatılmış ve günümüze kadar 139 ekmeklik, 51 adet makarnalık buğday çeşidi tescil edilmiştir.
Çeşitler içerisinde üretimde yer alanlar üretici ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamıştır. Ancak geliştirilen çeşit ve teknolojilerin
yaygınlığı ve etkilerinin ölçülmesi konusunda yapılan araştırmalar oldukça yetersizdir.
Çalışmada, Ankara ilinde buğday çeşitlerinin yaygınlık oranı, derecesi ve karlılığının belirlenmesi temel amacı oluşturmuştur. Bu
amaçla; buğday tarımının yoğun olduğu yerleşim yerleri ekmeklik, makarnalık buğday kuru-sulu olmak üzere 2 sistem dikkate alınarak
gayeli örnekleme metoduyla ilçeler ve köyler belirlenmiştir. Neyman yöntemine göre ise anket sayısı hesaplanmıştır. Birincil verilerin
elde edilmesinde 2007, 2010 ve 2011 yıllarında hasat sonrası çiftçilerle yüz yüze görüşmek suretiyle anket yöntemi uygulanmıştır.
Araştırma sonucunda yıllar itibariyle çeşitlerin yaygınlığında ve ekilen çeşit sayısında farklılıklar gözlenmiş ve yeni çeşitlerin
yaygınlık oranının arttığı, Bezostaja-1 çeşidinin azaldığı görülmüştür. Özellikle kuru alanlarda yeni geliştirilen çeşitlerin üretici gelirine
Bezostaja-1 çeşidine oranla daha fazla katkı sağladığı belirlenmiştir.
are necessary for food safety and nutrition, they are very rarely included in daily diets. The "Biodiversity for Food and Nutrition"
project, which aims to ensure sustainable use of agricultural biodiversity, was carried out in three pilot sites in Turkey. As part
of the project, Kastamonu, Samsun and Sinop provinces were chosen as the pilot sites in the Black Sea Region. At the beginning
of the project, ten wild edible species and a landrace were identified by the pre-surveys performed at the Black Sea pilot site. The
samples of the species were collected from at least ten locations and analyzed to determine their nutritional content. Most of the
wild edible species found to be intensively consumed in the Black Sea pilot site are rich in minerals, vitamins and fiber.
Preliminary surveys were conducted to obtain socio-economic information and traditional knowledge on wild edibles. The
monograph technique was used and detailed data were collected using questionnaires. The surveys were conducted by collecting
species and meeting face-to-face with collectors and consumers. Questionnaires were administered to a sample of 111 collectors
and 295 consumers. The survey results showed that the most well-known and consumed wild edible species in Sinop and
Kastamonu is Kaldirik. Most of the consumers stated that they consume wild species once or twice a week. Preparation of
necessary policies and legislation will be addressed on the basis of knowledge that was obtained from this project. Awarenessraising
activities will be held with the stakeholders to strengthen the sustainable use of these species.
derecesinin, sertifikalı tohumluk ve girdi kullanımının ve üretimde kullanılan diğer
teknolojilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Buğday tarımının yoğun olduğu yerleşim yerleri
ekmeklik, makarnalık buğday kuru-sulu olmak üzere 2 sistem dikkate alınarak seçilmiştir.
Birincil verilerin elde edilmesinde; 2012 yılı hasat sonrası çiftçilerle yüz yüze görüşmek
suretiyle anket tekniği uygulanmıştır. Sivas ilinde 104, Yozgat ilinde 122 anket yapılmıştır.
Araştırma sonucunda Sivas’ta üreticilerin yaklaşık %36’sı, Yozgat’ta %17’si kullandığı
tohumluğun tamamını sertifikalı tercih ederken, Sivas’ta %43, Yozgat’ta %57’si ise bir kısmını
sertifikalı kullanmaktadır. Sivas’ta üreticilerin yaklaşık %67’si, Yozgat’ta %76’sı sertifikalı
tohumluk fiyatlarının yüksek olması nedeniyle kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. Sivas ilinde
üreticilerin yaklaşık %60’ı, Yozgat ilinde ise %59’u birden fazla çeşit ekmektedir. Her iki ilde
de dekara ortalama 22 - 23 kg tohum atılmaktadır. Ekimle birlikte gübre kullanımı Yozgat’ta
yaklaşık %97, Sivas’ta %86 düzeyindedir. Bahar gübresi kullanan üretici oranı her iki ilde de
yaklaşık %92 civarındadır. Atılan gübre miktarı Yozgat iline oranla Sivas’ta biraz daha
düşüktür. Üreticiler gübre fiyatlarının yüksek olması nedeniyle gübre kullanım miktarını
azalttıklarını veya kullanmaktan vazgeçtiklerini, gübre kullanan üreticiler ise vadeli almak
zorunda kaldıklarını beyan etmişlerdir. Ayrıca üreticilerin %80’den fazlası traktöre sahip
olmakla beraber bir veya daha fazla mibzer ve pulluğa da sahiptir. Araştırma sonuçları; buğday
üretiminde teknoloji kullanımının arttığını ancak teknoloji ve girdi fiyatlarındaki değişimlerin
kullanım düzeyini etkilediğini göstermiştir.
başlamıştır. Korumalı tarım sistemi içinde, özellikle azaltılmış toprak işleme ve doğrudan ekim yöntemleri
önemli ölçüde yer almaktadır. Bu çalışma ile; ekonomik korumalı tarım sistemlerinden biri olan doğrudan
ekim sisteminin ve Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından geliştirilen buğday
çeşitlerinin Kırıkkale ilinde yaygınlaştırılması, yörenin tarımsal, sosyal ve kültürel bakımdan kalkınmasına
katkı sağlanması, araştırmacı-yayımcı-üretici arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Kırıkkale
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü kayıtlarına göre; ilde en fazla uygulanan ekim nöbeti sistemi
nadas/buğday ekim nöbeti olduğundan yaygınlaştırma çalışmaları nadas/buğday ekim nöbeti uygulanan
alanlarda yürütülmüştür. Aynı zamanda yapılan anket çalışmaları ile üreticilerin uygulamaları, doğrudan ekim
sisteminin yaygınlaştırılması konusundaki düşünceleri, önerileri ve üretimde karşılaştıkları problemler ortaya
konulmuştur. Çalışma süresince yürütülen demonstrasyon çalışmaları ile değişken masraflarda %72 oranında
azalma olduğu belirlenmiş ve sistem üreticilere Kırıkkale buğday üretim alanlarında uygulamalı olarak
gösterilmiştir. Çalışma sonucunda önerilen ekim sistemlerinin geliştirilmesi için öncelikle tanıtımların
arttırılmasına ve özendirici teşvik ve desteklere ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir.
detaylı analiz ve yorumunu yapmak ve değer zincirinde yer alan aktörleri belirlemek amaçlanmıştır.
Çalışmada detaylı bir araştırma yapabilmek için monografik araştırma tekniği kullanılmıştır. Bu teknikte
bilgiler anket yolu ile elde edilmiştir. Anket çalışmaları 2014 yılında Kastamonu İli İhsangazi ilçesinde 15
yerleşim yerinde (köy, mahalle) 32 üretici ve 44 tüketici ile yürütülmüştür. Üretilen Siyez buğdayının
%68’i hayvan beslemede %32’si bulgur yapımında kullanılmaktadır. Üretilen bulgurun ise %11’i
evde tüketilmekte, %85’i pazarlanmaktadır. Ortalama 31 yıllık çiftçilik deneyimine sahip üreticilerin
yaklaşık %54’ünün elle serpme ekim yaptığı, sadece %31’inin üst gübre kullandığı belirlenmiştir. Üst
gübre kullanan üreticilerin %70’inin elle serpme ile gübre attığı, tamamına yakınının hastalık ilacı
kullanmadığı tespit edilmiştir. Ortalama verim 228 kg/da olarak belirlenmiştir. Üreticilerin büyük bir
bölümü buğdayını 2-8 km uzaklıktaki taş değirmenlerde öğütmektedir. Bölgede yıllık kişi başına 14.2
kg Siyez bulguru tüketilmektedir. Siyez buğdayı en çok yetiştirildiği ilçe olan İhsangazi’nin adıyla
beraber anılmaktadır ve bölge için önemli bir gelir kaynağıdır. Yerel çeşitlerin korunması ve üreticilerin
üretime devamlılığı açısından koruma ve pazarlama stratejilerinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
buğday üretiminde kullanılan yenilik ve teknoloji kullanım düzeyini tespit etmektir. Çalışma ile kullanılan buğday çeşitlerinin
yaygınlık oranı ve işletmelerin üretim ve pazarlamasında karar almalarını etkileyen faktörler de incelenmiştir. Çalışmanın ana
materyalini 3 köyde 55 işletmeden tabakalı örnekleme yöntemi ile anket tekniği ile elde edilen veriler oluşturmuştur. Veriler
2012-2013 buğday üretim sezonuna ait olup, bölgede buğday hasat edildikten sonra Ağustos ve Eylül aylarında bizzat araştırıcı
tarafından elde edilmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre 1 kg. buğday maliy eti 0,45 (TL/kg), buğday verimi ise 351,1 kg/da bulunmuştur. Buğdayın satış
fiyatı 0,65 TL/kg olarak hesaplanmıştır. Saman verimi 135 kg/da ve saman satış fiyatı 0,2 TL/kg bulunmuştur. Toplam gayri
safi üretim değeri 255,22 TL/da bulunmuştur. Buğdayın değişken masrafları 121,1 TL/da, üretim masrafları ise 175,13 TL/da
olarak hesaplanmıştır.
Araştırma alanında kullanılan buğday çeşitlerinin bölgede yaygınlık durumları %29,35 oranında Esperia, %21,77 oranında
Bezostaja1 ve %17,51 oranında Tosunbey olarak belirlenmiştir. Ayrıca buğday çeşitlerinin üreticiler tarafından yaygın olarak
kullanılma oranları Esperia %31,08, Bezostaja1 % 28,38 ve Tosunbey çeşidi % 17,57’dir.
Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından
desteklenen ve Tarla Bitkileri Merkez Araştırma
Enstitüsü Tarım Ekonomisi Bölümü tarafından yürütülen
“Ankara İlinde Buğday Çeşitlerinin Un Sanayisinde
Kullanım Durumu, Ekmek Fırınlarının Un Tercihi ve Ekmekte
Tüketici İstekleri” konulu araştırma projesinde un
sanayicileri ile yapılan anket çalışmasından elde edilen
verilerden oluşmaktadır.
yönelik olarak Konya ilinde faaliyet gösteren; karma yem (37 adet) ve malt fabrikası (1 adet), arpa alım
satımı yapan tüccarlar (57 adet) ve tarımsal faaliyetleri içinde arpa üretimine yer veren tarım işletmeleri
(107 adet) ile anket çalışması yapılmıştır. Elde edilen veriler ile arpa üreten işletmelerin sosyo-ekonomik
analizi, arpa ticareti yapan ve işleyenlerin tercihleri analiz edilmiştir. Tüccarların arpa satın alırken göz
ününde bulundurduğu en önemli kriter arpanın hektolitresi olarak belirlenmiştir. Daha sonra arpanın
rutubeti, rengi ve içindeki yabancı madde karışıklık oranı gelmektedir. Karma yem fabrikalarının arpa satın
alırken göz önünde bulundurdukları en önemli kriter arpanın rutubet oranı olarak belirlenirken, daha sonra
arpanın hektolitresi ve içindeki yabancı madde karışıklık oranı gelmektedir. Malt sanayisinin arpa tedarik
kaynakları ise tüccarlar ve karma yem sektörüne göre farklılıklar göstermektedir. Malt sanayisi için arpa
alım kriterlerinde arpa çeşidi çok önemli görülürken, arpanın rutubet oranı ve rengi de önemli
bulunmaktadır. İncelenen tarım işletmelerinde ortalama 20 yıldır kesintisiz arpa üretimi yapılırken
işletmelerin tarımsal üretim deseninin içinde ortalama 152,88 dekar alanda arpa üretimi yaptıkları ve bu
alanın toplam üretim alanının %28,73’üne denk geldiği belirlenmiştir. İşletmelerin %34,80’inin kendi
hayvanlarının beslenmesinde kullanmak üzere, %65,20’isinin ise ticari amaçla arpa yetiştiriciliği yaptığı
belirlenmiştir. İncelenen işletmelerde 9 farklı arpa çeşidinin ekiminin yapıldığı, en fazla kullanılan
çeşitlerin Tarm-92 (%44,90), Larende (%23,20) ve Aydanhanım (%17,30) olduğu belirlenirken, işletme
sahiplerinin %8,80’inin kullandığı arpa çeşidinin adını bilmediği belirlenmiştir. Son beş yılda tarım
işletmelerinin %26,20’si arpa üretim alanlarını ortalama 40,10 dekar arttırırken, %17,80’i ise 90 dekar
azaltmıştır. Arpa alanlarının arttırılmasında; işletmelerin hayvan sayısının artması etkili olurken, arpanın
diğer ürünlerle ekonomik olarak rekabet edememesinin arpa alanlarının azaltılmasında önemli etken olduğu
belirlenmiştir. Bu çalışmada arpa çeşitlerinin üreticiler tarafından bilinmesi ve tercih edilmesi için arpanın
satış fiyatının artması ve buğdayda olduğu gibi alım kriterleri belirlenmesi gerektiği ortaya konmuştur.
İşletmeler tarafından arpa satımında fiyata etki ettiğini düşündüğü kriterlerin başında hektolitre ve arpanın
içinde farklı cins tahıl tohumunun karışık olmaması gelirken, arpa çeşidinin fiyatta bir etkisinin olmadığı
belirlenmiştir. İncelenen işletmelerde arpanın net kârının kuruda 17,43 TL/da suluda 37,37 TL/da olarak
bulunmuştur. Sonuç olarak arpa üretim ve ticaretinde; tarım işletmeleri için arpanın verimi, tüccarlar için
hektolitre ve rutubet, karma yem fabrikaları için rutubet ve hektolitre, malt fabrikaları için rutubet, arpa
çeşidi, renk ve hektolitrenin ön plana çıktığı belirlenmiştir.
stratejik bir ürün konumundadır. Ülkemizde birçok sanayi kuruluşunun hammaddesi
olmasının yanı sıra kırsal alanda yaşayan halkın en önemli gelir kaynaklarından
biridir.
Gelirinin önemli bir kısmını buğdaydan elde eden üreticilerin üretimden pazara
kadar olan süreçte pazar tercihini ve pazarlama davranışını etkileyen en önemli
faktör ürün fiyatlarıdır.
Bu çalışma sonucunda; üretici toplam ürünün %58’ini tüccara, %11,5’ini
borsaya ve %8,8’ini TMO’ya sattığı belirlenmiştir. Pazar yerinin tercihinde en
önemli kriter peşin para ve yüksek fiyattır. Üreticilerin yeni buğday çeşitlerine
doğru yöneldiği, eski çeşitlerin ekim alanlarının azaldığı, yeni buğday çeşitlerinin
gelirine daha fazla katkı sağladığı da belirlenmiştir.
yönelik eğilimleri, sigorta yaptırma ve yaptırmama nedenleri, karşılaşılan sorunlar ve bunlara yönelik çözüm önerilerinin
belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın ana materyalini; bitkisel ürün sigortası yaptıran Ankara’da 64, Çorum’da 56,
Kayseri’de 52, bitkisel ürün sigortası yaptırmayan Ankara’da 61, Çorum’da 61 ve Kayseri’de 61 üretici olmak üzere toplamda
355 işletmeden bizzat araştırıcılar tarafından anket tekniği ile 2012 yılında elde edilen birincil veriler oluşturmuştur. İller gayeli
olarak, işletme sayıları basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak seçilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; Ankara ve
Çorum illerinde üreticilerin bitkisel ürün sigortası yaptırmamalarının birinci nedeni gelir yetersizliği, Kayseri ilinde ise
sigortanın gereksiz bir masraf unsuru olarak görülmesi tespit edilmiştir. Bitkisel ürün sigortası yaptıran üreticilerin
karşılaştıkları sorunlar ise; Ankara ve Kayseri’de hasar tespitinin düzgün ve zamanında yapılamaması, Çorum’da sigorta
primlerinin yüksek olması şeklinde belirlenmiştir. Bu araştırma ile; kuraklığın sigorta kapsamına alınması, kiralık ve hazine
arazisi işleyen üreticilerin sigorta yapma olanaklarının kolaylaştırılması, sigorta eksperlerinin konu uzmanlarından seçilmes i
ve eğitim ve denetimlerin arttırılması gerekliliği sonucuna varılmıştır.
gerçekleştirilmiştir. Çalışmada ankete katılacak ekmek tüketici sayısı basit tesadüfi örnekleme yoluyla
belirlenmiş ve anketler 2015 yılında gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda, Ankara ilinde hane başına
günlük 2.4 adet (600 g), kişi başına 1.4 adet (350 g) ekmek tüketildiği belirlenmiştir. Kişi başına geleneksel
beyaz ekmek 2.3 adet (575 g), tam buğday ekmeği 1.3 adet (325 g) olarak tüketilmektedir. Tüketicilerin
%59.9’u aldıkları ekmeği aynı gün tüketmediklerini ve bu ekmeklerin %10.1’ini hayvan beslemede kullanmak
için bayat ekmek toplayan kişilere verildiklerini ifade etmişlerdir. Kalan ekmeklerin %2.2’sinin ise çöpe atıldığı
belirlenmiştir. Yapılan korelasyon analizi sonuçlarına göre; ekmek fiyatları satın alma gücü açısından farklı
gelir düzeyindeki tüketicilere göre farklılık göstermektedir. Gelir düzeyi yüksek olan tüketiciler ekmek fiyatlarını
düşük, geliri düşük olan tüketiciler ise ekmek fiyatlarını yüksek bulmuşlardır (p<0.05). Gelir artışına bağlı olarak
hane halkının aldığı toplam ekmek sayısı azalırken, gelir düzeyi düşük hanelerin satın aldığı toplam ekmek
sayısının arttığı belirlenmiştir (p<0.01).
un üretim ve pazarlama yapılarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Ankara ilinde faaliyet gösteren 30 un
fabrikası ile tam sayım yöntemine göre gerçekleştirilen anket verileri değerlendirilmiştir. Anket çalışmaları
2015 yılında tamamlanmıştır. Araştırma sonucunda; un fabrikalarının buğday alış fiyatını belirlemede en
önemli kriter buğdayın süne emgi oranı olmuş, fiyata etki eden diğer kriterler sırasıyla; buğdayın çeşidi, enerji
değeri, gluten değeri, protein değeri ve hektolitresi olarak tespit edilmiştir. Un fabrikalarının %23,3’ünün
süne emgi oranı %1’e kadar, %16,7’sinin süne emgi oranı %2’ye kadar olan buğdayları satın aldığı,
%16,6’sının ise süne emgi oranını dikkate almadan tüm buğdayları satın aldığı tespit edilmiştir. Ankara’daki
un fabrikalarında işlenen 39 farklı buğday çeşidi kaydedilmiş olup, un fabrikalarının %63,3’ünde piyasada
kalite kriterleri birbirine benzeyen çok sayıda buğday çeşidi mevcut olduğundan - yeni bir çeşidi denemek
yerine, uzun yıllardır kullandıkları ve kalite kriterlerini bildikleri çeşitleri kullanmayı tercih ettikleri belirlenmiştir.
Buğdaydaki süne emgi oranının; un fabrikaları için buğday satın almada fiyata etki eden en önemli kriter
olarak ön plana çıktığı için, bu durumun buğdayın protein kalitesine ve daha çok buğday çeşidinin genetik
yapısına bağlı olduğundan, protein kalitesi yüksek çeşitlerin un sanayi tarafından öncelikle tercih edildiği
ve daha yüksek fiyatla işlem gördüğü belirlenmiştir. Bu sonuca bağlı olarak, süne mücadelesi ile ilgili çiftçi
eğitimlerinin ve saha çalışmalarının artarak devam ettirilmesinin, buğday üreticileri ve fabrikalar açısından
daha da önem kazandığı ortaya konulmuştur.
In this study, it is aimed to reveal the criteria affecting the wheat purchase on flour production and
marketing structures of flour mills operating in Ankara. The survey data obtained from 30 flour mills operating
in Ankara were used which got according to the complete counting method. Surveys were completed in
2015. According the result of study, the most important criterion in determining wheat buying price was
sunn bug damage ratio while the other criteria affecting wheat were determined as wheat variety, energy
value, gluten value, protein value and hectoliter. It was determined that 23.3% of the flour mills purchased
wheat with the rate of absorbance up to 1%, 16.7% of them absorbed to the rate of 2%, while 16.6% of
them purchased all wheat regardless of the rate of sunn bug damage ratio. It had been identified that there
are 39 different wheat varieties processed in flour mills in Ankara and 63.3% of flour mills preferred to use
the similar varieties with known quality criteria and have been used them for many years instead of trying
a new variety. Since the ratio of sunn bug damage in the wheat is the most important criterion that affect
the price on the wheat purchase, and that this is due to the protein quality of the wheat and the genetic
structure of the wheat variety. It has been determined that varieties that have highest protein quality are
preferred by the industry and processed at higher prices. Based on this result, it has been revealed that
increasing the continuity of farmer training and fieldwork related to the struggle for sunn bug is more
important in terms of wheat producers and industrialists.
Teaching Documents by Rahmi Tasci
Dünya soya ihracatında bir önceki sezona göre %3,3 oranında artış olacağı öngörülmektedir.
Dünya soya toplam arzının 593 milyon tona çıkacağı öngörülmektedir.
Dünya soya bitiş stoklarının 318 milyon ton olacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de soya ekim alanlarının %26,7 oranında azalış ile 20 bin ha’a düşeceği, soya üretiminin ise %15 azalışla 85 bin tona düşeceği öngörülmektedir.
Türkiye soya ithalatının bir önceki sezona göre yaklaşık %1 oranında azalarak 2,3 milyon tona olacağı öngörülmektedir.
Türkiye toplam soya arzının 2,6 milyon ton olacağı ön görülmektedir.
Conference Presentations by Rahmi Tasci
Araştırma sonucunda, Ankara ilinde hane başına günlük ekmek tüketimi 2,4 adet, (600 g) geleneksel beyaz ekmek tüketimi 2,3 adet (575 g), tam buğday ekmeği 1,3 adet olarak belirlenirken, kişi başına ekmek tüketimi ise 1,4 adet (350 g) olarak belirlenmiştir. Tüketicilerin %40,1’i evlerine aldıkları ekmeğin tamamını aynı günde tükettikleri, %59,9’unun aynı gün tüketmedikleri ve bu ekmeklerin %10,1’ini hayvan beslemede kullanmak için bayat ekmek toplayan kişilere verildikleri, ekmeklerin %2,2’sinin ise çöpe atıldığı belirlenmiştir.
Yapılan korelasyon analizlerinde; ekmek fiyatlarının satın alma gücü açısından farklı gelir düzeyindeki tüketicilere göre farklılık gösterdiği, geliri yüksek olan tüketicilerin ekmek fiyatlarını düşük, geliri düşük olan tüketicilerin ekmek fiyatlarını yüksek buldukları tespit edilmiştir (p<0,05). Yine gelir artışı ile hane halkının aldığı toplam ekmek sayısı azalırken, gelir düşüklüğü ile hane halkının satın aldığı toplam ekmek sayısının arttığı belirlenmiştir(p<0,01).
Ankara’da günlük yaklaşık 6 milyon ekmek üretilmekte olup, bir fırının ortalama ekmek üretimi yaklaşık 3500 adet/gün olarak hesaplanmış ve üretilen toplam ekmeğin %81,8’i geleneksel beyaz ekmek, %11,5’i tam buğday ekmeği olarak belirlenmiştir. Ekmek fırınları ile bayi ve bakkallar arasındaki “ekmek iadesi” önemli bir problem olup, günlük ekmek üretim miktarı ayarlanamadığından tamamı satılamamaktadır. Bayi ve bakkallardan fırınlara geri dönen ekmek fire oranı, günlük üretilen ekmeğin %5,6’sını oluşturmaktadır. Bu fire ile birlikte günde 336.000 adet ekmeğin, fırınlar tarafından hayvan beslenmesinde kullanılmak üzere çok düşük fiyatlarla satışı yapılmaktadır. İnsan gıdası olarak değerlendirilmeyen bu ekmeklerin buğday karşılığı 86,5 ton/gün olarak hesaplanmıştır.
Un fabrikalarında kullanılmak üzere özellikle tercih edilen buğday çeşitlerinin oranları; %39,3 Esperia, %32,1 Tosunbey ve %28,6 oranında Bezostaja 1 olarak belirlenmiştir. Un sanayicilerinin buğday alış fiyatını belirlemede en önemli kriterin; buğdayın süne emgi oranı olduğu belirlenirken, fiyata etki eden diğer kriterler sırasıyla, buğdayın çeşidi, enerji değeri, gluten değeri, protein değeri ve hektolitresi olarak tespit edilmiştir.
Tam buğday ekmeği ve katkı maddeleri konularında; hem tüketiciler, hem fırınlar hem de un sanayicileri için geçerli olmak üzere algı ve kavram karmaşası yaşandığı görülmektedir.
giderek artış eğilimi göstermesi diğer ülkelerde olduğu gibi ülkemizi de sürdürülebilirlik çerçevesinde gıda güvenliği ve güvencesinin
sağlanmasına yönelik üretim politikaları geliştirmeye yönlendirmektedir. Türkiye’de buğday, beslenmedeki ve stratejik öneminin
yanı sıra kırsal alanda yaşayan halkın en önemli gelir kaynaklarından biridir. Bu nedenle; ülkemizde gıda güvenliği ve güvencesinin
sağlanması, üretici gelir düzeyinin yükseltilmesi amacıyla yeni çeşit ve teknoloji geliştirmeye yönelik araştırmalar önem kazanmıştır.
Islah araştırmaları 1926 yılında başlatılmış ve günümüze kadar 139 ekmeklik, 51 adet makarnalık buğday çeşidi tescil edilmiştir.
Çeşitler içerisinde üretimde yer alanlar üretici ve ülke ekonomisine büyük katkı sağlamıştır. Ancak geliştirilen çeşit ve teknolojilerin
yaygınlığı ve etkilerinin ölçülmesi konusunda yapılan araştırmalar oldukça yetersizdir.
Çalışmada, Ankara ilinde buğday çeşitlerinin yaygınlık oranı, derecesi ve karlılığının belirlenmesi temel amacı oluşturmuştur. Bu
amaçla; buğday tarımının yoğun olduğu yerleşim yerleri ekmeklik, makarnalık buğday kuru-sulu olmak üzere 2 sistem dikkate alınarak
gayeli örnekleme metoduyla ilçeler ve köyler belirlenmiştir. Neyman yöntemine göre ise anket sayısı hesaplanmıştır. Birincil verilerin
elde edilmesinde 2007, 2010 ve 2011 yıllarında hasat sonrası çiftçilerle yüz yüze görüşmek suretiyle anket yöntemi uygulanmıştır.
Araştırma sonucunda yıllar itibariyle çeşitlerin yaygınlığında ve ekilen çeşit sayısında farklılıklar gözlenmiş ve yeni çeşitlerin
yaygınlık oranının arttığı, Bezostaja-1 çeşidinin azaldığı görülmüştür. Özellikle kuru alanlarda yeni geliştirilen çeşitlerin üretici gelirine
Bezostaja-1 çeşidine oranla daha fazla katkı sağladığı belirlenmiştir.
are necessary for food safety and nutrition, they are very rarely included in daily diets. The "Biodiversity for Food and Nutrition"
project, which aims to ensure sustainable use of agricultural biodiversity, was carried out in three pilot sites in Turkey. As part
of the project, Kastamonu, Samsun and Sinop provinces were chosen as the pilot sites in the Black Sea Region. At the beginning
of the project, ten wild edible species and a landrace were identified by the pre-surveys performed at the Black Sea pilot site. The
samples of the species were collected from at least ten locations and analyzed to determine their nutritional content. Most of the
wild edible species found to be intensively consumed in the Black Sea pilot site are rich in minerals, vitamins and fiber.
Preliminary surveys were conducted to obtain socio-economic information and traditional knowledge on wild edibles. The
monograph technique was used and detailed data were collected using questionnaires. The surveys were conducted by collecting
species and meeting face-to-face with collectors and consumers. Questionnaires were administered to a sample of 111 collectors
and 295 consumers. The survey results showed that the most well-known and consumed wild edible species in Sinop and
Kastamonu is Kaldirik. Most of the consumers stated that they consume wild species once or twice a week. Preparation of
necessary policies and legislation will be addressed on the basis of knowledge that was obtained from this project. Awarenessraising
activities will be held with the stakeholders to strengthen the sustainable use of these species.
derecesinin, sertifikalı tohumluk ve girdi kullanımının ve üretimde kullanılan diğer
teknolojilerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Buğday tarımının yoğun olduğu yerleşim yerleri
ekmeklik, makarnalık buğday kuru-sulu olmak üzere 2 sistem dikkate alınarak seçilmiştir.
Birincil verilerin elde edilmesinde; 2012 yılı hasat sonrası çiftçilerle yüz yüze görüşmek
suretiyle anket tekniği uygulanmıştır. Sivas ilinde 104, Yozgat ilinde 122 anket yapılmıştır.
Araştırma sonucunda Sivas’ta üreticilerin yaklaşık %36’sı, Yozgat’ta %17’si kullandığı
tohumluğun tamamını sertifikalı tercih ederken, Sivas’ta %43, Yozgat’ta %57’si ise bir kısmını
sertifikalı kullanmaktadır. Sivas’ta üreticilerin yaklaşık %67’si, Yozgat’ta %76’sı sertifikalı
tohumluk fiyatlarının yüksek olması nedeniyle kullanmadıklarını ifade etmişlerdir. Sivas ilinde
üreticilerin yaklaşık %60’ı, Yozgat ilinde ise %59’u birden fazla çeşit ekmektedir. Her iki ilde
de dekara ortalama 22 - 23 kg tohum atılmaktadır. Ekimle birlikte gübre kullanımı Yozgat’ta
yaklaşık %97, Sivas’ta %86 düzeyindedir. Bahar gübresi kullanan üretici oranı her iki ilde de
yaklaşık %92 civarındadır. Atılan gübre miktarı Yozgat iline oranla Sivas’ta biraz daha
düşüktür. Üreticiler gübre fiyatlarının yüksek olması nedeniyle gübre kullanım miktarını
azalttıklarını veya kullanmaktan vazgeçtiklerini, gübre kullanan üreticiler ise vadeli almak
zorunda kaldıklarını beyan etmişlerdir. Ayrıca üreticilerin %80’den fazlası traktöre sahip
olmakla beraber bir veya daha fazla mibzer ve pulluğa da sahiptir. Araştırma sonuçları; buğday
üretiminde teknoloji kullanımının arttığını ancak teknoloji ve girdi fiyatlarındaki değişimlerin
kullanım düzeyini etkilediğini göstermiştir.
başlamıştır. Korumalı tarım sistemi içinde, özellikle azaltılmış toprak işleme ve doğrudan ekim yöntemleri
önemli ölçüde yer almaktadır. Bu çalışma ile; ekonomik korumalı tarım sistemlerinden biri olan doğrudan
ekim sisteminin ve Tarla Bitkileri Merkez Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü tarafından geliştirilen buğday
çeşitlerinin Kırıkkale ilinde yaygınlaştırılması, yörenin tarımsal, sosyal ve kültürel bakımdan kalkınmasına
katkı sağlanması, araştırmacı-yayımcı-üretici arasındaki işbirliğinin geliştirilmesi amaçlanmıştır. Kırıkkale
Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlüğü kayıtlarına göre; ilde en fazla uygulanan ekim nöbeti sistemi
nadas/buğday ekim nöbeti olduğundan yaygınlaştırma çalışmaları nadas/buğday ekim nöbeti uygulanan
alanlarda yürütülmüştür. Aynı zamanda yapılan anket çalışmaları ile üreticilerin uygulamaları, doğrudan ekim
sisteminin yaygınlaştırılması konusundaki düşünceleri, önerileri ve üretimde karşılaştıkları problemler ortaya
konulmuştur. Çalışma süresince yürütülen demonstrasyon çalışmaları ile değişken masraflarda %72 oranında
azalma olduğu belirlenmiş ve sistem üreticilere Kırıkkale buğday üretim alanlarında uygulamalı olarak
gösterilmiştir. Çalışma sonucunda önerilen ekim sistemlerinin geliştirilmesi için öncelikle tanıtımların
arttırılmasına ve özendirici teşvik ve desteklere ihtiyaç olduğu tespit edilmiştir.
detaylı analiz ve yorumunu yapmak ve değer zincirinde yer alan aktörleri belirlemek amaçlanmıştır.
Çalışmada detaylı bir araştırma yapabilmek için monografik araştırma tekniği kullanılmıştır. Bu teknikte
bilgiler anket yolu ile elde edilmiştir. Anket çalışmaları 2014 yılında Kastamonu İli İhsangazi ilçesinde 15
yerleşim yerinde (köy, mahalle) 32 üretici ve 44 tüketici ile yürütülmüştür. Üretilen Siyez buğdayının
%68’i hayvan beslemede %32’si bulgur yapımında kullanılmaktadır. Üretilen bulgurun ise %11’i
evde tüketilmekte, %85’i pazarlanmaktadır. Ortalama 31 yıllık çiftçilik deneyimine sahip üreticilerin
yaklaşık %54’ünün elle serpme ekim yaptığı, sadece %31’inin üst gübre kullandığı belirlenmiştir. Üst
gübre kullanan üreticilerin %70’inin elle serpme ile gübre attığı, tamamına yakınının hastalık ilacı
kullanmadığı tespit edilmiştir. Ortalama verim 228 kg/da olarak belirlenmiştir. Üreticilerin büyük bir
bölümü buğdayını 2-8 km uzaklıktaki taş değirmenlerde öğütmektedir. Bölgede yıllık kişi başına 14.2
kg Siyez bulguru tüketilmektedir. Siyez buğdayı en çok yetiştirildiği ilçe olan İhsangazi’nin adıyla
beraber anılmaktadır ve bölge için önemli bir gelir kaynağıdır. Yerel çeşitlerin korunması ve üreticilerin
üretime devamlılığı açısından koruma ve pazarlama stratejilerinin belirlenmesi önem taşımaktadır.
buğday üretiminde kullanılan yenilik ve teknoloji kullanım düzeyini tespit etmektir. Çalışma ile kullanılan buğday çeşitlerinin
yaygınlık oranı ve işletmelerin üretim ve pazarlamasında karar almalarını etkileyen faktörler de incelenmiştir. Çalışmanın ana
materyalini 3 köyde 55 işletmeden tabakalı örnekleme yöntemi ile anket tekniği ile elde edilen veriler oluşturmuştur. Veriler
2012-2013 buğday üretim sezonuna ait olup, bölgede buğday hasat edildikten sonra Ağustos ve Eylül aylarında bizzat araştırıcı
tarafından elde edilmiştir.
Araştırma sonuçlarına göre 1 kg. buğday maliy eti 0,45 (TL/kg), buğday verimi ise 351,1 kg/da bulunmuştur. Buğdayın satış
fiyatı 0,65 TL/kg olarak hesaplanmıştır. Saman verimi 135 kg/da ve saman satış fiyatı 0,2 TL/kg bulunmuştur. Toplam gayri
safi üretim değeri 255,22 TL/da bulunmuştur. Buğdayın değişken masrafları 121,1 TL/da, üretim masrafları ise 175,13 TL/da
olarak hesaplanmıştır.
Araştırma alanında kullanılan buğday çeşitlerinin bölgede yaygınlık durumları %29,35 oranında Esperia, %21,77 oranında
Bezostaja1 ve %17,51 oranında Tosunbey olarak belirlenmiştir. Ayrıca buğday çeşitlerinin üreticiler tarafından yaygın olarak
kullanılma oranları Esperia %31,08, Bezostaja1 % 28,38 ve Tosunbey çeşidi % 17,57’dir.
Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü tarafından
desteklenen ve Tarla Bitkileri Merkez Araştırma
Enstitüsü Tarım Ekonomisi Bölümü tarafından yürütülen
“Ankara İlinde Buğday Çeşitlerinin Un Sanayisinde
Kullanım Durumu, Ekmek Fırınlarının Un Tercihi ve Ekmekte
Tüketici İstekleri” konulu araştırma projesinde un
sanayicileri ile yapılan anket çalışmasından elde edilen
verilerden oluşmaktadır.
yönelik olarak Konya ilinde faaliyet gösteren; karma yem (37 adet) ve malt fabrikası (1 adet), arpa alım
satımı yapan tüccarlar (57 adet) ve tarımsal faaliyetleri içinde arpa üretimine yer veren tarım işletmeleri
(107 adet) ile anket çalışması yapılmıştır. Elde edilen veriler ile arpa üreten işletmelerin sosyo-ekonomik
analizi, arpa ticareti yapan ve işleyenlerin tercihleri analiz edilmiştir. Tüccarların arpa satın alırken göz
ününde bulundurduğu en önemli kriter arpanın hektolitresi olarak belirlenmiştir. Daha sonra arpanın
rutubeti, rengi ve içindeki yabancı madde karışıklık oranı gelmektedir. Karma yem fabrikalarının arpa satın
alırken göz önünde bulundurdukları en önemli kriter arpanın rutubet oranı olarak belirlenirken, daha sonra
arpanın hektolitresi ve içindeki yabancı madde karışıklık oranı gelmektedir. Malt sanayisinin arpa tedarik
kaynakları ise tüccarlar ve karma yem sektörüne göre farklılıklar göstermektedir. Malt sanayisi için arpa
alım kriterlerinde arpa çeşidi çok önemli görülürken, arpanın rutubet oranı ve rengi de önemli
bulunmaktadır. İncelenen tarım işletmelerinde ortalama 20 yıldır kesintisiz arpa üretimi yapılırken
işletmelerin tarımsal üretim deseninin içinde ortalama 152,88 dekar alanda arpa üretimi yaptıkları ve bu
alanın toplam üretim alanının %28,73’üne denk geldiği belirlenmiştir. İşletmelerin %34,80’inin kendi
hayvanlarının beslenmesinde kullanmak üzere, %65,20’isinin ise ticari amaçla arpa yetiştiriciliği yaptığı
belirlenmiştir. İncelenen işletmelerde 9 farklı arpa çeşidinin ekiminin yapıldığı, en fazla kullanılan
çeşitlerin Tarm-92 (%44,90), Larende (%23,20) ve Aydanhanım (%17,30) olduğu belirlenirken, işletme
sahiplerinin %8,80’inin kullandığı arpa çeşidinin adını bilmediği belirlenmiştir. Son beş yılda tarım
işletmelerinin %26,20’si arpa üretim alanlarını ortalama 40,10 dekar arttırırken, %17,80’i ise 90 dekar
azaltmıştır. Arpa alanlarının arttırılmasında; işletmelerin hayvan sayısının artması etkili olurken, arpanın
diğer ürünlerle ekonomik olarak rekabet edememesinin arpa alanlarının azaltılmasında önemli etken olduğu
belirlenmiştir. Bu çalışmada arpa çeşitlerinin üreticiler tarafından bilinmesi ve tercih edilmesi için arpanın
satış fiyatının artması ve buğdayda olduğu gibi alım kriterleri belirlenmesi gerektiği ortaya konmuştur.
İşletmeler tarafından arpa satımında fiyata etki ettiğini düşündüğü kriterlerin başında hektolitre ve arpanın
içinde farklı cins tahıl tohumunun karışık olmaması gelirken, arpa çeşidinin fiyatta bir etkisinin olmadığı
belirlenmiştir. İncelenen işletmelerde arpanın net kârının kuruda 17,43 TL/da suluda 37,37 TL/da olarak
bulunmuştur. Sonuç olarak arpa üretim ve ticaretinde; tarım işletmeleri için arpanın verimi, tüccarlar için
hektolitre ve rutubet, karma yem fabrikaları için rutubet ve hektolitre, malt fabrikaları için rutubet, arpa
çeşidi, renk ve hektolitrenin ön plana çıktığı belirlenmiştir.
stratejik bir ürün konumundadır. Ülkemizde birçok sanayi kuruluşunun hammaddesi
olmasının yanı sıra kırsal alanda yaşayan halkın en önemli gelir kaynaklarından
biridir.
Gelirinin önemli bir kısmını buğdaydan elde eden üreticilerin üretimden pazara
kadar olan süreçte pazar tercihini ve pazarlama davranışını etkileyen en önemli
faktör ürün fiyatlarıdır.
Bu çalışma sonucunda; üretici toplam ürünün %58’ini tüccara, %11,5’ini
borsaya ve %8,8’ini TMO’ya sattığı belirlenmiştir. Pazar yerinin tercihinde en
önemli kriter peşin para ve yüksek fiyattır. Üreticilerin yeni buğday çeşitlerine
doğru yöneldiği, eski çeşitlerin ekim alanlarının azaldığı, yeni buğday çeşitlerinin
gelirine daha fazla katkı sağladığı da belirlenmiştir.
yönelik eğilimleri, sigorta yaptırma ve yaptırmama nedenleri, karşılaşılan sorunlar ve bunlara yönelik çözüm önerilerinin
belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın ana materyalini; bitkisel ürün sigortası yaptıran Ankara’da 64, Çorum’da 56,
Kayseri’de 52, bitkisel ürün sigortası yaptırmayan Ankara’da 61, Çorum’da 61 ve Kayseri’de 61 üretici olmak üzere toplamda
355 işletmeden bizzat araştırıcılar tarafından anket tekniği ile 2012 yılında elde edilen birincil veriler oluşturmuştur. İller gayeli
olarak, işletme sayıları basit tesadüfi örnekleme yöntemi kullanılarak seçilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; Ankara ve
Çorum illerinde üreticilerin bitkisel ürün sigortası yaptırmamalarının birinci nedeni gelir yetersizliği, Kayseri ilinde ise
sigortanın gereksiz bir masraf unsuru olarak görülmesi tespit edilmiştir. Bitkisel ürün sigortası yaptıran üreticilerin
karşılaştıkları sorunlar ise; Ankara ve Kayseri’de hasar tespitinin düzgün ve zamanında yapılamaması, Çorum’da sigorta
primlerinin yüksek olması şeklinde belirlenmiştir. Bu araştırma ile; kuraklığın sigorta kapsamına alınması, kiralık ve hazine
arazisi işleyen üreticilerin sigorta yapma olanaklarının kolaylaştırılması, sigorta eksperlerinin konu uzmanlarından seçilmes i
ve eğitim ve denetimlerin arttırılması gerekliliği sonucuna varılmıştır.
gerçekleştirilmiştir. Çalışmada ankete katılacak ekmek tüketici sayısı basit tesadüfi örnekleme yoluyla
belirlenmiş ve anketler 2015 yılında gerçekleştirilmiştir. Araştırma sonucunda, Ankara ilinde hane başına
günlük 2.4 adet (600 g), kişi başına 1.4 adet (350 g) ekmek tüketildiği belirlenmiştir. Kişi başına geleneksel
beyaz ekmek 2.3 adet (575 g), tam buğday ekmeği 1.3 adet (325 g) olarak tüketilmektedir. Tüketicilerin
%59.9’u aldıkları ekmeği aynı gün tüketmediklerini ve bu ekmeklerin %10.1’ini hayvan beslemede kullanmak
için bayat ekmek toplayan kişilere verildiklerini ifade etmişlerdir. Kalan ekmeklerin %2.2’sinin ise çöpe atıldığı
belirlenmiştir. Yapılan korelasyon analizi sonuçlarına göre; ekmek fiyatları satın alma gücü açısından farklı
gelir düzeyindeki tüketicilere göre farklılık göstermektedir. Gelir düzeyi yüksek olan tüketiciler ekmek fiyatlarını
düşük, geliri düşük olan tüketiciler ise ekmek fiyatlarını yüksek bulmuşlardır (p<0.05). Gelir artışına bağlı olarak
hane halkının aldığı toplam ekmek sayısı azalırken, gelir düzeyi düşük hanelerin satın aldığı toplam ekmek
sayısının arttığı belirlenmiştir (p<0.01).
un üretim ve pazarlama yapılarının ortaya konulması amaçlanmıştır. Ankara ilinde faaliyet gösteren 30 un
fabrikası ile tam sayım yöntemine göre gerçekleştirilen anket verileri değerlendirilmiştir. Anket çalışmaları
2015 yılında tamamlanmıştır. Araştırma sonucunda; un fabrikalarının buğday alış fiyatını belirlemede en
önemli kriter buğdayın süne emgi oranı olmuş, fiyata etki eden diğer kriterler sırasıyla; buğdayın çeşidi, enerji
değeri, gluten değeri, protein değeri ve hektolitresi olarak tespit edilmiştir. Un fabrikalarının %23,3’ünün
süne emgi oranı %1’e kadar, %16,7’sinin süne emgi oranı %2’ye kadar olan buğdayları satın aldığı,
%16,6’sının ise süne emgi oranını dikkate almadan tüm buğdayları satın aldığı tespit edilmiştir. Ankara’daki
un fabrikalarında işlenen 39 farklı buğday çeşidi kaydedilmiş olup, un fabrikalarının %63,3’ünde piyasada
kalite kriterleri birbirine benzeyen çok sayıda buğday çeşidi mevcut olduğundan - yeni bir çeşidi denemek
yerine, uzun yıllardır kullandıkları ve kalite kriterlerini bildikleri çeşitleri kullanmayı tercih ettikleri belirlenmiştir.
Buğdaydaki süne emgi oranının; un fabrikaları için buğday satın almada fiyata etki eden en önemli kriter
olarak ön plana çıktığı için, bu durumun buğdayın protein kalitesine ve daha çok buğday çeşidinin genetik
yapısına bağlı olduğundan, protein kalitesi yüksek çeşitlerin un sanayi tarafından öncelikle tercih edildiği
ve daha yüksek fiyatla işlem gördüğü belirlenmiştir. Bu sonuca bağlı olarak, süne mücadelesi ile ilgili çiftçi
eğitimlerinin ve saha çalışmalarının artarak devam ettirilmesinin, buğday üreticileri ve fabrikalar açısından
daha da önem kazandığı ortaya konulmuştur.
In this study, it is aimed to reveal the criteria affecting the wheat purchase on flour production and
marketing structures of flour mills operating in Ankara. The survey data obtained from 30 flour mills operating
in Ankara were used which got according to the complete counting method. Surveys were completed in
2015. According the result of study, the most important criterion in determining wheat buying price was
sunn bug damage ratio while the other criteria affecting wheat were determined as wheat variety, energy
value, gluten value, protein value and hectoliter. It was determined that 23.3% of the flour mills purchased
wheat with the rate of absorbance up to 1%, 16.7% of them absorbed to the rate of 2%, while 16.6% of
them purchased all wheat regardless of the rate of sunn bug damage ratio. It had been identified that there
are 39 different wheat varieties processed in flour mills in Ankara and 63.3% of flour mills preferred to use
the similar varieties with known quality criteria and have been used them for many years instead of trying
a new variety. Since the ratio of sunn bug damage in the wheat is the most important criterion that affect
the price on the wheat purchase, and that this is due to the protein quality of the wheat and the genetic
structure of the wheat variety. It has been determined that varieties that have highest protein quality are
preferred by the industry and processed at higher prices. Based on this result, it has been revealed that
increasing the continuity of farmer training and fieldwork related to the struggle for sunn bug is more
important in terms of wheat producers and industrialists.
Dünya soya ihracatında bir önceki sezona göre %3,3 oranında artış olacağı öngörülmektedir.
Dünya soya toplam arzının 593 milyon tona çıkacağı öngörülmektedir.
Dünya soya bitiş stoklarının 318 milyon ton olacağı öngörülmektedir.
Türkiye’de soya ekim alanlarının %26,7 oranında azalış ile 20 bin ha’a düşeceği, soya üretiminin ise %15 azalışla 85 bin tona düşeceği öngörülmektedir.
Türkiye soya ithalatının bir önceki sezona göre yaklaşık %1 oranında azalarak 2,3 milyon tona olacağı öngörülmektedir.
Türkiye toplam soya arzının 2,6 milyon ton olacağı ön görülmektedir.