Bilge Karasu Haluk Aker'e yazdığı bir mektupta şey diyordu, güzellik karşılaştırılmaktan değil karşılaştırılmamaktan korkmalı, parıltı aydınlıktan çekinmemeli. Ateşböceği değilmiş istediği. Ben istediğimi ateşböceği sanırdım hep. Henüz ateşböcekleriyle karar verecek kadar münasebetim olmadı. Filmi bitirdikten sonra mektubunu okudum ve çok daha anlamlı geldi her şey. Kendimi büyü(le/t)mek istediğimde burada soluklanacağım.
"Ateşböceği değil bizim istediğimiz. Çeliği, camı, tuzu, kayayı, taşı, kumu istemeliyiz. Hepsi kırılabilir ama hepsi sert, hepsi dayanıklı. Kendince belki. Kayatuzu ufalanır. Çakıl ıslatılınca daha bir güzel olur. Cam, ne olduğunu…