I wonder if I can keep up with...
the speed of a world you're not in.
Recommends
Favorite films
Recent activity
AllPinned reviews
More-
Paris, Texas 1984
"It was easier when I just imagined you. I even imagined you talking back to me."
It left me with a feeling that is hard to put into words—an emotional journey that seeps into the soul, one that burned me deeply. A story of loneliness, regret, getting lost, and the desire to reconnect and make amends… Travis’s silence tells the tale of a man swallowed by emptiness. Even without speaking, the lines on his face and the void in his…
Translated from by -
Vivre Sa Vie 1962
"Neden insanlar sürekli konuşmak zorunda? Belki de bu kadar çok konuşmamalı, hayatı sessizce yaşamalıyız. Ne kadar çok konuşursak, kelimeler de anlamlarını o kadar yitiriyor."
Anna Karina… Gerçekten muhteşem bir detaysın. Karakterin güçlü yanlarını ortaya koyarken bir yandan da duygusal kırılganlığını hissettirmesi... Tam anlamıyla büyüleyicisin. O yüz ifadeleri, sessiz bakışları... Kelimeler olmadan bile iç dünyasını anlayabiliyorum. Her anında duyguların, hayallerin ve çaresizliklerin karmaşası tekrardan izlediğimde bile içimde yine yankılanıyor.
Diyalogların özgürlük arayışıyla dolu olması ve aynı zamanda bu özgürlüğün sürekli bir…
Translated from by
Recent reviews
More-
Mystic River 2003
Clint Eastwood yönettiği Perfect World filmiyle beni etkilemeyi başarmıştı ve bu filmle de aynısını başardı. Jimmy, Sean ve Dave'in yolları, çocukluklarında yaşanan bir trajediden yıllar sonra yeniden kesişiyor. Film, susayınca boğazımızdaki kuruluk rahatsız eder ya aynı onun gibi bir atmosferde geçiyor. Geçmişin izlerini silmenin imkansızlığını ve adaletin ne denli yanıltıcı olabileceğini harika bir şekilde işliyor.
Sean Penn’in hem acı hem de intikam duygusu barındıran bir babayı canlandırdığı performansına da söylenecek söz yok, şahane oynamış. Tim Robbins ise Dave karakterinin travmasını…
Translated from by -
Once Upon a Time in America 1984
Once Upon a Time in America... Sadece bir film değil aşk, duygu, suç, dostluk... Bunların hepsini içerisinde barındıran bir sanat eseri.
Noodles, Max ve Deborah etrafında şekillenen bu hikaye, yalnızca bireysel yolculukları değil aynı zamanda ihanet, hırs ve özlemle bitişik karmaşık ilişkileri de gözümüzün önüne getiriyor. Noodles, hayatın yıkıcılığı ve vicdan yüküyle boğuşurken, Max hırsının peşinde ilerleyen, gücün iki ucu keskin bıçağına dönüşen bir lider olarak karşımıza çıkıyor. Deborah ise aşkın ve ulaşılamayan bir hayalin simgesi olarak hikayeye unutulmaz bir…
Translated from by
Popular reviews
More-
Satantango 1994
Öncelikle yönetmen Béla Tarr bu filmi tek solukta izlememizi öneriyormuş. Bunu kendisinin bile yaptığına inanmıyorum.
Filmin 12 tane başlığı var ve bu başlıklar altında bizlere kendi anlatısını sunuyor. Ben 2 günde izledim yarısını bir günde yarısını da diğer günde.
İzlemeye değdi mi yoksa değmedi mi? Diye soracak olursanız hiç bilmiyorum. Bunun için herkesin kendisinin deneyimlemesi gerekiyor bence.Filmin ilk 10 dakikası sadece kasabadaki bir çiftlikte ineklere bakıyoruz ve onları seyrediyoruz. Ondan sonra bir sürü insanın kendi hayatında yaşadığı sorunlarını, yalnızlıklarını,…
Translated from by -
Un Chien Andalou 1929
Bu filmin Meshes of the Afternoon filmindeki gibi rüya şeklinde ilerlediğini görüp izlemeye başladım.
Aşırı sürrealist havasıyla insanın mantığının, aynı rüyalarda olduğu gibi bir şey anlamaması için uğraşılmış, aynı zamanda rüyanın mantığını kendimizin düşünmesi içinde yapılmış olduğunu düşünüyorum.
Translated from by
