Academia.eduAcademia.edu

Belediyelerimizde Arşivci İstihdamı

Belediyelerimizde Arşivci İstihdamı Doç. Dr. Fatih Rukancı Arşivcilik alanında birçok yeniliğe imza atan, dünyaca ünlü arşivcilik okulu “Ecole Nationale des Chartes 1821 yılında Paris’te kurulan ve özellikle Fransız Milli Arşivi için personel yetiştiren arşivcilik okulu.” ile modern arşivcilik teori ve uygulamalarına yeni bir boyut kazandıran Fransa’nın bir diğer özelliği, Fransız Devrimi’nden (1789) sonra adem-i merkeziyetçi olarak gerçekleştirdiği teşkilat yapısıdır. Bu teşkilat yapısı arşivleri de doğrudan etkilemiştir. Bu etki bağlamında Arşivler yerel dünyanın temel zenginliklerinden biri olarak görüldüğünden; günlük iş akışı içerisinde belgeleri üretmek, ilgili alanlarda kullanmak ve korumak, üniversitelerle işbirliği yapmak, bölge ve şehirlerin tarihi zenginliklerini ortaya çıkarmak, yayınlar yapmak, sergi ve konferanslar düzenlemek yoluyla bu zenginliği ortaya koymak yerel arşivlerin sorumlulukları arasına girmiştir Yerel arşivlerin önemli uzantılarından olan belediyelere ait organize arşiv depoları da, Fransızların dünya arşivciliğine kazandırdıkları bir başka önemli unsurdur. Fransa'da 1800-1814 tarihleri içerisinde bütün taşra teşkilatlarının arşivleri oluşturulmuş ve dünyada ilk arşiv tüzüğü 1842'de “Belediye Arşiv Tüzüğü” olarak çıkarılmıştır (Bilici, 1995: 88; Külcü, 2003: 15). Bu gelişmeler ülkede üretilen tüm belgeleri bir merkezde toplama düşüncesinin giderek terk edilmesi bölgesel ve yerel arşivlerin desteklenmesi sonucunu doğurmuştur. 1800’lü yıllarda Avrupa’da yaşanan bu gelişmelerin Türk Arşivciliğine yansıması 1846 yılında modern arşivciliğimizin başlangıç tarihi olarak nitelendirdiğimiz Hazine-i Evrak’ın kurulmasıyla kendini göstermiştir. Bu gelişme ile mahzenlerde çürüyen birçok devlet evrakı yok olmaktan kurtarılarak tasnif edilmiştir. 19. yüzyılın ikinci yarısında önce diğer nezaretler (bakanlıklar) daha sonra da taşra teşkilatları kendi bünyelerinde arşivlerini oluşturmuşlardır (Rukancı, 2008: 430). Bu dönemde yerel arşivlerin kuruluşuyla birlikte arşivcilik algısı da radikal bir değişiklik göstermiştir. Önceleri “koruma” amaçlı olarak yalnızca yönetimsel faaliyetler için saklanan arşiv belgelerinin halkın hizmetine sunulması fikri ortaya çıkmıştır. Bu değişiklik arşivlerimizde “depo merkezli” anlayıştan “kullanıcı merkezli” anlayışa geçişte önemli rol oynamıştır. Kullanıcı merkezli anlayış: yönetimin resmi faaliyetleri sonucu oluşan ve saklanan arşiv belgelerini (gizli belgeler hariç) gerektiğinde halkın kullanımına da sunması zorunluluğunu beraberinde getirmiştir. Bu anlayış günümüzde “şeffaf yönetim”, “katılımcı yönetim” ve “hesap verilebilirlik” uygulamalarının hayata geçirilebilmesinde olmazsa olmaz koşullardan biri olarak kabul edilebilir. Yani şeffaf yönetim beraberinde şeffaf arşivleri kurma gerekliliğini ortaya koymaktadır. Bu uygulamalar ise halkın özellikle yerel yönetimlere olan yakınlığını ve güvenini artıran önemli bir faktördür. Günümüzde ülke çapında yerel halka çok çeşitli alanlarda hizmet veren onların sorunlarını çözümlemek durumundaki belediyeler, eğer sorumlu olduğu halk ile bütünleşmek istiyorlarsa onlara kendileri ve yaşadıkları çevre ile ilgili geçmişten günümüze gereksinim duydukları bilgileri sunmakla yükümlüdürler. Bu da, belediyelerde oluşturulacak modern arşivler ve belge yönetim sistemiyle mümkündür. Belediyeler iş yükü ve yoğunluğu oldukça fazla olan ve günün koşullarına göre sürekli kendini yenilemek ve bu bağlamda hizmetlerini hem modernize etmek hem de çeşitlendirmek zorunda olan kurumlardır. Herhangi bir yerleşim yerini ziyaret ettiğimizde olumlu ya da olumsuz izlenimlerimiz doğrultusunda “buranın belediyesi oldukça iyi çalışıyor” ifadesini ya da bunun tam tersi bir ifadeyi kullanmamız da tesadüfi değildir. Zira belediye hizmetlerinin çoğu tabiri caizse gözle görülür ya da kısa zamanda hissedilir hizmetlerdir. Ancak ne yazık ki birçok belediyemizin arşivlerinde arşivcilik eğitimi almayan kişilerin çalıştırılması ve tabi ki yöneticilerin arşivlerini göz ardı etmesinden dolayı birtakım olumsuzlukların yaşanması kaçınılmaz hale gelmektedir. Hem halkın ve çevrenin kültürel belleği hem de yönetimin resmi işlerinin delilleri olarak düzenlenip, saklanması ve hizmete sunulması gereken arşiv belgeleri belediyelerin orijinal ve çoğu zaman da tek nüsha olan bilgi kaynaklarıdır. Bu bilgi kaynakları kimi zaman bir fotoğraf, kimi zaman bir harita ya da çizim bazen de bir ses kaseti gibi çok geniş bir yelpazede ele alabileceğimiz çeşitliliğe sahiptir. Belediyelerin görev çeşitliliği göz önünde alındığında bu belge çeşitlerini de çoğaltmak mümkündür. Arşivler ülkemizde “eski belgeler” algısı çerçevesinde değerlendirildiğinden yıllar boyunca ihmal edilmiş ve bu ihmaller sonucunda da ya yok olmuş ya da tahrip olmuştur. Oysaki arşiv ne bir binadır, ne de bir depodur. Arşivler arşiv uzmanlarının yönetiminde faaliyet gösteren ve yönetimin bilgiye gereksinim duyduğu her aşamada devreye girmesi gereken bir organizasyondur. Bu organizasyondaki temel faaliyetler belgelerin üretiminden itibaren kontrol altına alınması, çağdaş arşivcilik ilkeleri çerçevesinde düzenlenip korunması ve hizmete sunulmasıdır (Belge Yönetimi ve Arşivcilik Terimleri…., 2009: 4). Bu faaliyetler bir belediyede yapılıyor ise belediyenin gelecekte hafızasında hangi bilgi ve belgelerin bulunması gerektiğine karar veriliyor demektir. Dolayısıyla arşivler geçmişe hapsedilmiş belgeler ya da bunların yer aldığı bir depo değil yönetimin bugün ve gelecekteki faaliyetlerine ışık tutması gereken bilgi hazineleri olarak değerlendirilmelidir. Belediyelerimiz için bu derece önemli olan arşivlerimizde bu kritik sorumluluğu yerine getirebilecek yetkinlikte eğitimli personel çalıştırabiliyor muyuz? Bu soruya olumlu cevap verebilmek şu an için mümkün gözükmüyor. Ülkemizde aynı zamanda arşivcilik eğitiminin kısmen de olsa verilebildiği “Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümü” mezunlarına belediyelerde istihdam olanağı sağlamak için gerekli yasal zorunluluk yoktur. Zira ülkemizde yaklaşık 20 yıldır arşivcilik mezunları için “arşivci” adı altında bir memur ya da uzman kadrosu da ihdas edilmemiştir. Tüm bunlar bir yana ne ulusal bir arşiv politikamız belirlenebilmiş ne de ulusal arşiv yasamız henüz yürürlüğe girmemiştir. Günümüzdeki uygulama: 3056 sayılı Başbakanlık Teşkilat Kanunu’nun 11. maddesi ile tüm ülkenin arşivcilik sorumluluğu Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü’ne yüklenmiş, 3473 Sayılı Muhafasına Lüzum Kalmayan Evrak ve Malzemenin Yok Edilmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ve bu kanuna dayalı olarak çıkarılan Devlet Arşiv Hizmetleri Hakkındaki Yönetmelik ile arşivcilik uygulamalarına açıklık ve zorunluluk getirilmeye çalışılmıştır. Ancak ne kanunda ne de yönetmelikte söz konusu arşivcilik işlemlerinin arşivcilik eğitimi almış uzmanlar tarafından yerine getirilmesi zorunluluğu yer almamaktadır. Bu kanun ve yönetmelik çerçevesinde belediyelerimiz arşivlerinde yapılması gereken işlemlerden haberdar edilmiştir. Ancak önemli olan söz konusu uygulamaların kimler tarafından yerine getirildiği ya da yerine getirilip getirilmediğidir. Bu konuda ne belediyelerimizde ne de diğer kamu kurumlarında bir denetimin yapılabilmesi ise neredeyse imkânsızdır. Ortaya konulan bu yetersiz tabloda hakikaten anlamakta zorluk çektiğim nokta Bilgi ve Belge Yönetimi mezunlarının başta Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü olmak üzere ne belediyelerimizde ne de diğer kamu kurumlarımızda yeterince istihdam imkanı bulamadığından işsiz kalmalarıdır. Eğer biz yeterli sayıda arşivci yetiştirememişsek arşivcilerimiz neden işsiz kalmaktadır. Yeterli nitelikte arşivci yetiştiremiyorsak ülkemizdeki Bilgi ve Belge Yönetimi Bölümleri ülkenin gereksinimi doğrultusunda müfredatlarını geliştirmek zorundadırlar. Birçoğu öğretmen olarak atanmış ya da sıradan evrak memurlarının yapacağı işlerde çalışmak zorunda kalmış öğrencilerimizi motive etmek, arşivciliği onlara benimsetmek için belediyelerimizde arşivci istihdamı seçeneğinin devreye sokulması hem belediyelerimiz için hem de umutsuzsca ve mutsuz bir şekilde arşiv eğitimi almakta olan genç kadrolar için önemli bir fırsattır. Belediyeler arşivci istihdamı ile modern arşivler kurabilecekler ve tıpkı diğer hizmetleri gibi arşivcilik hizmetleri ile de dikkati çekmeyi başaracaklardır. Bu konunun kısa bir sürede ülke çapında çözüme kavuşturulması mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle hiç olmazsa mevcut personelin arşivcilik uygulamaları konusunda bilinçlendirilmesi ve eğitilmesi amacıyla ilk etapta arşivcilik konulu hizmet içi eğitimlerin ülke çapında tüm belediyelerimizde gerçekleştirilmesi ülkemizde yeterli sayıda arşivci kadroları yetişinceye kadar başvurulabilecek bir çözüm olarak ön plana çıkmaktadır. Ancak buradaki tehlike arşiv eğitimi almış uzmanların sürekli göz ardı edilmesi alışkanlığıdır. Ortaya konulan bu tabloda üzülerek belirtmeliyim ki arşivciliğimiz hem öksüz hem yetim bırakılmış, kısır bir döngünün içine sürüklenmiştir. Bu konuda yapılması gereken ilk iş belediyelerimizde “kadrolu” arşivci istihdamı için gerekli yasal düzenlemenin yapılarak yürürlüğe konulmasıdır. Bu sayede tüm belediyelerimiz “gerçek arşivcilerle” ve “modern arşivlerle” buluşacaktır. Bu gerçekleştiği takdirde tüm belediyelerimiz modern arşivcilik hizmetleri ile daha etkin bir yönetime ve kültürel hizmetlerde çeşitliliğe kavuşabilecektir. Aslında yapılması gereken oldukça açıktır, arşivcilerin istihdama, belediyelerin arşivcilere ihtiyacı vardır. Zira belediye arşivlerinde yürütülecek faaliyetleri sıralamak, bu konuda işbölümü yapmak ve bu işleri denetlemek kadar yapılan faaliyetin hangi ilkelerle ve sorumluluk anlayışla ve hangi eğitim altyapısı ile gerçekleştirildiği oldukça önemlidir. Bugüne kadar yeterli adımların atılmadığı bu konuda bundan sonra bir farkındalık oluşması ve modern arşivlerle hizmet veren modern belediyelerden övgü ile söz etmek ümidiyle….. Kaynakça Bilici, Faruk. (1995). "Bilgi edinme hak ve hürriyeti." Arşivcilik Konferansları I. Yay.Haz.: HamzaKandur. İstanbul: Librarie de Pera (1995). "Fransız ve Türk arşivlerinin karşılaştırılmalı denemesi": Tarih ve teşkilat" . Arşivcilik Konferansları I. Yay.Haz.:Hamza Kandur. İstanbul: Librairie de Pera. Külcü, Özgür (2003). “Batı'da Aydınlanma Süreci ve Bu Süreçte Belge ve Arşivler II: Fransız Devrimi ve Arşivciliğe Etkisi” 17 (1): 7-21. Rukancı, Fatih (2008). “Osmanlı Devleti’nde Arşivcilik Çalışmaları” Türk Kütüphaneciliği, 22 (4): 414-435. Belge Yönetimi ve Arşiv Terimleri Sözlüğü. (2009). Hazl.: Sekine Karakaş, Fatih Rukancı ve Hakan Anameriç. Ankara: T.C. Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü. 3473 Sayılı Muhafazasına Lüzum Kalmayan Evrak ve Malzemenin Yok Edilmesi Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulu Hakkında Kanun. (1988). T.C. Resmi Gazete (19949, 28.9.1988). Devlet Arşiv Hizmetleri Hakkında Yönetmelik. (1988). T.C. Resmi Gazete, (19816, 16.05.1988).   Başbakanlik Teşkilatı Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun (1984). T.C. Resmi Gazete, (18550, 10.10.1984).