Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
…
3 pages
1 file
İnternet Röportajı: “Ortodoks Aleminde Politik Çekişmeler”, Anadolu Ajansı’na mülakat, röp.: Elif Selin Çalık Muhasiloviç, 18 Eylül 2018, <https://www.aa.com.tr/tr/analiz-haber/prof-dr-buyukkara-ortodoks-aleminde-politik-cekismeler/1257700#>. İstanbul Şehir Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Ali Büyükkara, Fener Rum Patrikhanesi’nin Ukrayna kiliselerinin bağımsızlığı yönünde Kiev'e temsilci göndermesi sonrasında Rus Ortodoks Kilisesi ile kopma noktasına gelen ilişkilerinde Anadolu Ajansının sorularını yanıtladı. Büyükkara, tarihte iki kilise arasında benzer ihtilafların yaşandığını ve bu son çekişmenin Turuncu Devrimi'nin son halkası olduğunu söyledi.
Tarihsel süreç içerisinde ortodoksluk inancının nasıl geliştiğiyle ilgili kısa bir değerlendirme
Ortadoğuda Radikal Dincilik ve Siyasal İslam Bu Bağlamda Bir Aktör Olarak İran "AMIR ROUBIN BETAN" Özet Ortadoğu'nun bu çok katmanlı dini yapısı içinde 1400 yıl süresince İslamiyet Ortadoğu politikalarında önemi hep korumuştur" İslami hareketlerin oynadıkları roller ise her zaman hem bölge içi hem de bölge dışı güçlerin amaç ve araç ilişkilerinde ve kar-zarar hesaplarında ön sıralarda yer almıştır. 1979 yılında gerçekleşen İran İslam Devriminden sonra İran, dini söylemi ön planda tutan bir dış politika takip etmeye başladı. Devrimle iş başına gelen dini rejim kendini bütün Müslüman halkların savunucusu ve koruyucusu olarak tanımlayarak "rejim ihracı" politikasını gündeme taşıdı. Fakat devrimden bugüne İran İslam Cumhuriyeti"nin özellikle Orta Doğu'ya yönelik takip ettiği dış politik uygulamalarına baktığımızda, İran"ın dini değil de daha çok pragmatik bir dış politika takip ettiği görülmektedir. İran, dini dış politikada bir meşruiyet, güvenlik ve yayılma aracı olarak kullanmaktadır.
Ankara Üniversitesi Türk İnkilap Tarihi Enstitüsü Atatürk Yolu Dergisi, 2005
During the Turkish National Struggle, in which Greece called for Anatolian Christian againts by means of Patriachate and used every means of propaganda methods in order t o form an Greece public opinion. Pope Eftim who was representative ofthe Turkish Orthodoxs at that time opposed these activities and he violated the claimes of Greeks with his statements. In this article the attitudes of Turkish Orthodoxs opposing the detrimental activities were studied.
ÖZET Radikalizm genel olarak; toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda ortak kabul görmüş normların en az bir alanına muhalif olan ve alternatif oluşturan, az ya da çok tutarlı bir düşünce sistemi ve gelecek tahayyülünün benimsenmesini ve bunun hayata geçirilmesi için yöntem olarak güç kullanımı ve/veya şiddetin seçilmesini ifade etmektedir. Bu çerçeveden hareketle dini radikalizm; bir inanç sistemini siyasal argümanlar yoluyla sistem eleştirisi durumuna getiren ve mevcut olanda inanç esaslı bir değişim yaratmayı planlayan, inanç sistemi önersin ya da önermesin yöntem olarak güç ve/veya şiddete başvuran ve bunu dini argümanlarla meşrulaştıran radikalizm türüdür. 1917 Bolşevik Devrimiyle başlayan ve 1991' de son bulan SSCB döneminde totaliter bir yönetim altında yaşamış olan Orta Asya halkları sosyal hayatta ve kamusal alanda ikinci sınıf vatandaş muamelesi görmüş, kültürel açıdan baskı altında tutulmuşlardır. Sistemin ideolojisini hakim kılmak için var olan inanç sistemlerinin etkisi azaltılmak istenmiş, oluşturulmaya çalışılan bu yeni sistemden en fazla zararı Orta Asya Müslümanları görmüşlerdir. 1947 yılında başlayan 1 soğuk savaş dönemi boyunca ise İslam, Orta Asya'da iki ana politika için araçsallaştırılmıştır. SSCB açısından rejimin bekası için önce baskılanmış ardından yine rejimin bekası için desteklenmiştir. SSCB ve komünizm karşısında, ekonomik anlamda kapitalist siyasal anlamda *
Milel ve Nihal, 2013
In this article, the transition of Orthodoxy to Russian territory and political and social developments, also regarding the church, that occurred during the middle ages are studied. Also, the disagreements in the Church-State relations during the last periods of Tsarist Russia and anti-Tsarist policy followed by the Church during the revolution of February 1917 are scrutinized. Furthermore, it's dealt with that the conflict between the Church and the State resulted from the perception of atheism, which embraced by the Bolshevist party, and the new position, which is produced by that conflict. In this context, the reasons and the consequences of the changes, in which are appeared in the Soviet Union church-state policy from 1917 until 1991 are tried to study.
Muhafazakâr Düşünce ulusal hakemli bir dergidir. Yılda 3 sayı yayımlanır ve Türkçe ve İngilizce makalelere, çevirilere, analizlere ve kitap tanıtımlarına yer vermektedir. Dergide yayınlanan makalelerden yazarları sorumludur. Yayımlanan makaleler EBSCOhost tarafından taranmakta ve makalelerin İngilizce özetleri indeksin servisinde yer almaktadır.
Yüksek Lisans Tezi
Şırnak Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2022
Etik Beyanı / Ethics Declaration: Bu makalede bilimsel araştırma ve yayın etiği ilkelerine riayet edilmiştir. Makale etik izin gerektirmeyen bir çalışma olup en az iki hakem tarafından incelenmiş ve intihal içermediği teyit edilmiştir. / In this article, the principles of scientific research and publication ethics are respected. The article is a study that does not require ethical permission. It has been reviewed by at least two referees and was confirmed that it did not contain plagiarism.
İslam Düşüncesinde Eleştiri Kültürü ve Tahammül Ahlakı, 2019
Abstract: "Religion" is one of the focus points of the criticisms of the intellectuals who steered towards the West and tended to reject all traditional values in Turkish world going through modernization period after Tanzimat. The dominance of logic and science over dogmatic thoughts upon Reform and Renais-sance movements in the West gave birth to Positivism. Positivism is philosophical system which was first used as a term by the socialist thinker Claude Henri de Saint Simon and conceptualized by philo-sophers such as Auguste Comte, Jeremy Bentham, James Mill and John Stuart Mill. This system is based on the slogan "neither God, no King". Therefore, it was hard for positivism to develop in a geography where all social and political institutions are grounded upon God and King as in the Ottoman society. Being aware of this fact, Auguste Compte argues that Islam is a religion promoting advancement and different from the religions in the West in most of his writings, particularly his letter to Mustafa Reşit Paşa. Bearing the same sensitivity in his writings, Pierre Laffitte also emphasizes how Westerners adopt a negative and prejudicial perspectives towards Islam. Religion criticism which started with Nâmık Kemâl's Renan Müdafaanamesi in Tanzimat era in the Turkish literature, gains a different momentum with the advancement of positivist philosophy and leads to nihilism. In his writings highlighting the slogans of "Union and Progress", Ahmet Rıza took pioneering role to disseminate Positivism in Turkey. In the following period, intellectuals such as Beşir Fuad, Baha Tevfik, İsmail Fenni (Ertuğrul), Rıza Tev-fik, Ziya Gökalp, Abdullah Cevdet, Halil Vehbi Eralp, Hilmi Ziya Ülken, Nusret Hızır, and Hüseyin Batu-han are also remembered with this philosophy. This study aims to investigate the religion criticisms of intellectuals which started with Tanzimat and continued with positivism. Keywords: Tanzimat, Religion, Positivism, Auguste Comte, Ahmed Riza. Öz: Tanzimat sonrası modernleşme sürecine giren Türk dünyasında, yüzünü Batı'ya dönen ve gele-neksel tüm değerleri reddetme eğiliminde olan aydınların, eleştirilerinin odak noktalarından birini de "Din" oluşturur. Batı'da reform ve rönesans hareketleriyle birlikte, aklın ve bilimin, doğmatik düşünce-lerin önüne geçmesi Pozitivizm'i doğurur. Pozitivizm; ilk defa Sosyalist düşünür, Claude Henri de Saint Simon tarafından kullanılan, ancak Auguste Comte, Jeremy Bentham, James Mill ve John Stuart Mill gibi filozoflar tarafından kuramsallaştırılan felsefi bir sistemdir. Bu sistem, çıkış noktası itibariyle "ne Tan-rı, ne Kral" sloganına sahiptir. Bu yüzden Osmanlı toplumu gibi Tanrı'nın ve Kral'ın bütün toplumsal ve siyasal kurumların temelini oluşturduğu bir coğrafyada pozitivizmin gelişmesi zordu. Bu durumun far-kında olan Auguste Comte, Mustafa Reşit Paşa'ya yazdığı mektup başta olmak üzere birçok yazısında İslam'ın ilerlemeyi teşvik eden bir din olduğunu ve Batı'daki dinlerden farklı olduğunu savunur. Pierre Laffitte de yazılarında bu hassasiyeti gözeterek Batı insanının İslam'a nasıl peşin yargıyla ve negatif baktığını vurgular. Edebiyatımızda esasında Tanzimat döneminde Nâmık Kemâl'in Renan Müdafaana-mesi'yle başlayan din eleştirisi pozitivist felsefenin gelişmesiyle farklı bir ivme yakalayarak nihilizmi doğurur. Ahmet Rıza da "İlerleme ve Terakki" parolalarını öne çıkardığı yazılarında Pozitivizmin ülke-mizde yayılmasına öncülük eder. Sonraki dönemde Beşir Fuad, Baha Tevfik, İsmail Fenni (Ertuğrul), Rıza Tevfik, Ziya Gökalp, Abdullah Cevdet, Halil Vehbi Eralp, Hilmi Ziya Ülken, Nusret Hızır, Hüseyin Batuhan... gibi aydınların adları bu felsefeyle anılır. Bu çalışmada Tanzimat'la başlayan ve pozitivizmle devam eden aydınların dine yönelik eleştirileri ele alınacaktır. Anahtar Kelimeler: Tanzimat, Din, Pozitivizm, Auguste Comte, Ahmed Rıza.
Türkiye'nin Din Politikaları
Desacatos, 2015
Sexual Abuse-a Journal of Research and Treatment, 1989
Journal of Clinical Nursing, 2015
Kuaapy Ayvu, 2019
Physics and Chemistry of the Earth, Parts A/B/C, 2006
Jurnal Ilmiah Mahasiswa Pertanian
Journal of Clinical & Cellular Immunology, 2014
Journal of Turkish Studies, 2015
Revista Brasileira de Hematologia e Hemoterapia, 2004
Issues in Language Teaching, 2021
Gorga : Jurnal Seni Rupa, 2020
International Quarterly of Community Health Education, 2004
International Journal of Molecular Sciences, 2022
The American Journal of Human Genetics, 1998