Academia.eduAcademia.edu

Dijital Gözetim: Sosyal Medya

2018, II. Marmara Lisansüstü İletişim Öğrencileri Kongresi

Özet Sanayi toplumundan enformasyon toplumuna geçiş ile birlikte iletişim araçları ve teknolojileri de büyük ölçüde değişim yaşamıştır. Yaşanan bu değişimlerin enformasyon toplumundaki en etkili örneği internet bağlantılarının hayatımıza girmesi olarak değerlendirilmektedir. Bilgi toplumunda bireylerin içerik üretebilmesi ve yönlendirebilmesi ortaya çıkmıştır. Teknolojik gelişmeler neticesinde geleneksel medyadan ayrılan kullanıcıların medya içeriğini belirleyebildiği ve müdahale edebildiği sosyal medya kavramı doğmuştur. İnternetin ve sosyal medya araçlarının hayatımızın her alanına entegre olması ile beraber gözetleme ve gözetim olgusu yeni bir boyut kazanmıştır. Her an her yerde esnek, anındalık, ucuz ve kolay ulaşılabilirlik neticesinde bireyler tarafından düşünceleri açıklama, kamuoyu yaratma, eğlence vb. amaçlarla sosyal medya kullanıcıları gün geçtikçe artış göstermektedir. İlk insanlardan bu yana mağara resimlerinde başlayan gösterme ve gösteriş arzusu günümüze gelinceye kadar çok farklı araçlarla gösterilse de halen etkisini sürdürmektedir. Sosyal medya boş zaman ekonomisi açısından da değerlendirildiğinde bireylerin yaptıkları paylaşımlar, fotoğraflar ve check-in bir ihtiyaç gibi hissettirilerek hem ekonomik hem de siyasi olarak kazanç sağlanmaya çalışılmıştır. Sosyal medyanın her an her yerde paylaşım yapabilmeyi etkin kılması dijital ortamlardaki bakışı gizleyebilmektedir. Bu gözetleyici röntgenci bakış açısı ile bireylerin ne yaptıkları, paylaştıkları, hissettikleri duygular izlenerek kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Tüketim çılgınlığı sosyal medyada gösterilme arzusunu tetiklerken, paylaşmak ve bildirmek, zorunluluk gibi görülmüştür. Eğlence endüstrisi başlığında da ele alınan sosyal medya bir yandan-mış gibi yaşamları gösterirken bir yandan da kontrol amaçlı kullanılmıştır. Bu çalışmada panoptikon kavramı Foucault'nun görüşleri ve Guy Debord'un Gösteri Toplumu düşüncesi bağlamında tartışılarak açıklanmaya çalışılmıştır. White'ın yeni-evrimcilik düşüncesine yaslanarak açıklanmaya çalışılacak olan araştırmada teknolojik determinizm ilkesinden de yararlanılmıştır.

Dijital Gözetim: Sosyal Medya Ceren Parçal1 Özet Sanayi toplumundan enformasyon toplumuna geçiş ile birlikte iletişim araçları ve teknolojileri de büyük ölçüde değişim yaşamıştır. Yaşanan bu değişimlerin enformasyon toplumundaki en etkili örneği internet bağlantılarının hayatımıza girmesi olarak değerlendirilmektedir. Bilgi toplumunda bireylerin içerik üretebilmesi ve yönlendirebilmesi ortaya çıkmıştır. Teknolojik gelişmeler neticesinde geleneksel medyadan ayrılan kullanıcıların medya içeriğini belirleyebildiği ve müdahale edebildiği sosyal medya kavramı doğmuştur. İnternetin ve sosyal medya araçlarının hayatımızın her alanına entegre olması ile beraber gözetleme ve gözetim olgusu yeni bir boyut kazanmıştır. Her an her yerde esnek, anındalık, ucuz ve kolay ulaşılabilirlik neticesinde bireyler tarafından düşünceleri açıklama, kamuoyu yaratma, eğlence vb. amaçlarla sosyal medya kullanıcıları gün geçtikçe artış göstermektedir. İlk insanlardan bu yana mağara resimlerinde başlayan gösterme ve gösteriş arzusu günümüze gelinceye kadar çok farklı araçlarla gösterilse de halen etkisini sürdürmektedir. Sosyal medya boş zaman ekonomisi açısından da değerlendirildiğinde bireylerin yaptıkları paylaşımlar, fotoğraflar ve check-in bir ihtiyaç gibi hissettirilerek hem ekonomik hem de siyasi olarak kazanç sağlanmaya çalışılmıştır. Sosyal medyanın her an her yerde paylaşım yapabilmeyi etkin kılması dijital ortamlardaki bakışı gizleyebilmektedir. Bu gözetleyici röntgenci bakış açısı ile bireylerin ne yaptıkları, paylaştıkları, hissettikleri duygular izlenerek kontrol altına alınmaya çalışılmaktadır. Tüketim çılgınlığı sosyal medyada gösterilme arzusunu tetiklerken, paylaşmak ve bildirmek, zorunluluk gibi görülmüştür. Eğlence endüstrisi başlığında da ele alınan sosyal medya bir yandan -mış gibi yaşamları gösterirken bir yandan da kontrol amaçlı kullanılmıştır. Bu çalışmada panoptikon kavramı Foucault’nun görüşleri ve Guy Debord’un Gösteri Toplumu düşüncesi bağlamında tartışılarak açıklanmaya çalışılacaktır. White’ın yeni-evrimcilik düşüncesine yaslanarak açıklanmaya çalışılacak olan araştırmada teknolojik determinizm ilkesinden de yararlanılacaktır. Anahtar Kelimeler: Sosyal Medya, Gözetim, Panoptikon, Medya. 1 Yüksel lisans öğrencisi, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İletişim Anabilim Dalı Radyo, Televizyon Bilim dalı. 1 Giriş Sanayi toplumundan enformasyon toplumuna geçiş ile birlikte iletişim araçları ve teknolojileri büyük ölçüde değişim yaşamıştır. Gerçekleşen bu değişim toplumsal hayatta da değişiklik yaratarak toplum yapısını etkilemiştir. Bu bağlamda toplumu ilgilendiren yapı değişimi sosyolojide kullanılan yöntem ve kuramlardan ve diğer disiplinlerden bulanıklaşarak ortaya çıkmıştır ve sonuç toplumun genelini ilgilendirmiştir. Toplumsal değişimler farklı toplum türlerinin oluşmasını sağlamıştır. Tarım toplumu, sanayi ve bilgi toplumu kavramları toplumda gerçekleşen yenilikler ve değişimleri meydana getirmiştir. Toplumun değişim ölçeği ve vadesi açısından bakıldığında ‘gözetim olgusu’ orta derecede değerlendirilmektedir. Bireyin her zaman her yerde görünür olma isteği portre resim sanatı ile başlayıp günümüze gelinceye kadar değişik ortamlarda devam etmiştir. Sosyal medyanın resim, fotoğraf, video, film, sohbet odaları, forum, sözlük gibi sohbet odalarının da dâhil edilmesiyle gösterme ve görünüm isteği artmıştır. Hayatımızın her alanında görme arzusu yer almıştır. Görüntüler gerçeğin temsil gücünü arttırmış, gösteri toplumuna dönüşüm aşaması hızlandırılmıştır. Çevremizde karşılaştığımız kitap, gazete, afiş ve sinema ekranı bize gerçeğin yeniden sunumunu göstermiştir. Yeniden sunum ile gerçeklik algısı değişerek gerçekliğin simülakr’ı ortaya çıkmıştır. Görüntüler dünyasında gerçeklikten ziyade gerçekliğe en yakın olacak nesneler ön planda olmuştur. Göz yapısı ve retina ile ekranda oluşan imge arasındaki fark da buradan kaynaklanmaktadır. Göz insanın bir duyu organı olması sebebiyle insanın yaşadığı duygu durumlarından etkilenir. İmgeler ise ortaya çıkarılırken teknolojinin değiştirme ve dönüştürme potansiyelinden etkilenerek oluşur. Göz insan duyusu tarafından, imge ise teknoloji tarafından yeniden üretime sokulmaktadır. Portre, resim, fotoğraf, heykel gibi sanatlarda kişinin yüzünün betimlenmesi ile oluşturulmuştur. Yüzyıllardır insanlar kendilerini görmek ve göstermek arzusunu içlerinde taşımışlardır. Kralların, padişahların portreleri ünlü ressamlara yaptırılmıştır ve varlıklarını göstermek isteği duyulmuştur. Fotoğrafın bulunmasının ardından temsiliyet olgusu da zamanla değişim yaşamıştır. Kameranın merceği gözün yerine geçtiğinde gerçeklik, basit ve hızlı bir şekilde yeniden üretime tabi tutulmuştur. Teknolojinin yansımalarının hissedildiği fotoğraf, resimdeki biriciklik özelliğini de kırmıştır. 2 Sosyal Medyada Görünür Olma Arzusu 21. yy. ile sosyal medyanın hayatımıza girişi gerçeklik, kamusal alan, özel alan kavramlarını yeniden düşündürmeyi gerektirmektedir. Kamusal alanda sosyalleşme biçimi, sosyal medyada görünür olma ve paylaşma etkinliğine evrilmiştir. Deleuze ve Guattari Kapitalizm ve Şizofreni adlı iki ciltlik kitaplarında Ödipalleştirilmiş temsiliyet ve öznellik kavramları üzerinden günümüzde yeniden tanımlanan kamusallık türlerini anlatmışlardır. Egemen bir öznellik tarzının üretimi yüzsellik’e dayanarak tanımlanmıştır: Yüzsellik, bedenlere belirli bir görünüşü dayatma ve ardından özneyi üreterek içselleştirmedir. Ödipalleştirilmiş temsiliyet, insanlara yüzler vererek işler; kişi socius’a kaydedilir ve ona verilen ve tanınmasını sağlayan görünüşe göre topluma katılır. Kapitalist kültür büyük ölçüde yüzlerin üretimi, kaydedilmesi ve tüketimindeki arzu yatırımı ile ilgilenir. Kapitalist özne tanımak ve beğenilmek için, kendisine ait bir yüz üretmeyi ister; filmler, televizyonlar, gazeteler, dergiler, “medya” olmaktan çok, yüzler üreten ve kaydeden makineler olarak iş görürler; tüketici, ona iliştirilen ‘’ün’’ ün esrarlı niteliğinden dolayı, ünlü bir yüzün tanınmasından ve tüketilmesinden doğrudan haz alır. (Deleuze ve Guattari, 1990) Sosyal Ağlar: Hem Teşhirci Hem Gözetlenen Olmak İletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte gözetleme teknolojileri de artarak kendisini göstermiştir. İnternetin hayatımızın her alanına entegre olmasıyla beraber çevrimiçi yaşamlara geçilmiştir. Web 2.0 teknolojisinin de hız kazanmasıyla internet kullanıcıları içerik üreticisi olmaya başlamıştır. Bu içerik üretimiyle internet özgürlük hissini yaşıyormuş algısını oluşturmuştur. Sosyal medyadaki kişisel sayfalar özel olma ve biriciklik adı altında kullanıcılarına ulaşmıştır. Kullandığımız Facebook, Twitter araçlarında kendi dünyalarımızın kapılarını takipçilerimize açarken teşhircilik olgusu unutulmaktadır. “İnsanların kendilerini rahatça kanıtlayabileceği ve gerçekleştirebileceği bu ortamlarda Bauman’ın dile getirdiği üzere fark edebilme hazzı, ifşa edilme korkusundan çok daha güçlüdür’’ (Bauman ve Lyon, 2013, s.31) Eğlence Endüstrisinde Görünen ve Gören Olmak Kültür endüstrisinin içinde yer alan boş zaman ekonomisi sayesinde bireyler, sosyal medyayı tüketmekte ve kendilerini gösterebilecekleri mecralar olarak kullanmaktadırlar. “Boş zaman ve boş zamanın içinde yaratılan eğlence bir anlamda 3 kuşatılmış bireyin sistem içinden bir kaçışı olarak düşünülmektedir.” (Şener, 2016, s.52) Bu kaçış ne kadar günlük hayatın sıkıcılığı ve yoruculuğundan kaçış gibi gözükse de sistemin kucağına kaçış aslında kaçamayıştır. Gözetlemenin eğlenceli bir olguymuş olarak gösterilmesi ile gözetleyen varlığını sağlamlaştırır ve meşrulaştırır. Eğlence endüstrisi altında yer alan sosyal medyada bireyler kendilerini gözetleyeni birebir görmediği için gözetlendiklerinin farkında olmadan gösteriş yapmaktadır. “Bazı gözetleme biçimleri obje olan bireyi rahatsız ederken, bazıları ise çok sıradan karşılanan ve kanıksanmış olgular haline dönüşmüştür.” (Şener, 2016, s.52) Üretilen kitleselleştirilen eğlence etkinlikleri, eğlence endüstrisi kavramını ortaya çıkarmaktadır. Endüstrileşme ile beraber standartlaşma, ve kalıplaşma meydana gelir. Modern hayatın sıkıcılığından kaçan birey, kendisini aslında kapitalist sistemin daha da içine hapsetmektedir. Bu hapsetme işlemi sosyal medyada görünme arzusuyla bağdaştırılır. Eğlencenin endüstriyel bir faaliyet kazanmasıyla sosyal medyada ekonomik pazar alanları da ortaya çıkmıştır. UNESCO tarafından hazırlanan Mac Bride raporu olarak bilinen rapora göre iletişimin işlevleri arasında habercilik, toplumsallaştırma, motivasyon, tartışma ve diyalog, eğitim, kültürel gelişme, bütünleştirmenin yanı sıra eğlence de yer almaktadır. Eğlence işlevi işaret, simge, ses ve imgeler aracılığıyla tiyatro, dans, sanat, edebiyat, müzik, spor ve oyun gibi bireysel ve toplu nitelikli yaratıcı etkinlikleri yaymak olarak da açıklanmaktadır. (Mac Bride vd., 1993, s.15) Bu eğlencenin her zaman sürmesini meşrulaştıran ekonomik ve siyasi sistemler uzun soluklu olarak iletişim ortamlarında ve sosyal medyada bireylerin meşhur olma ve teşhircilik arzusunu tetiklemek ister. “Dün yaşadığımız eğlenceyi hiç olmamış gibi hissettikçe daha fazla, farklı ve iyi eğlence isteme konusundaki hevesimiz de artacaktır. Eğlenceler, bizi pop hayalinin içine daha fazla daldırmak ve angaje etmek için giderek daha ekstrem olmanın yollarını arıyor.” (Niedzviecki, 2011, s.219). Gözetleme Kavramı “Bir kişinin yaptıklarını kendini göstermeden veya fark ettirmeden gizlice takip etmek olarak tanımlanır.” (Ayverdi, 2006, s.1093). “Birine veya bir şeye gizlice bakmak, dikizlemek. Birinin yaptıklarını belli etmeden izlemek’’ (Türk Dil Kurumu) Bu açıklamalardan da anlaşılacağı gibi gözetleme gizlice yapılan bir etkinliktir. 4 “Giddens, modernliğin kuramsal boyutlarını dört başlıkta açıklamaktadır. Bunlar şöyle açıklanabilir, Gözetleme(enformasyon) ve toplumsal denetim kontrolü, kapitalizm (rekabetçi emek ve ürün piyasaları bağlamında sermaye birikimi), askeri iktidar (savaşın endüstrileşmesi bağlamında araçların kontrolü) ve endüstriyalizm (doğanın dönüştürülmesi, yapay çevrenin gelişimi)’’ (Giddens, 1998, s.63). Marx’a göre gözetim, emek ve sermaye arasındaki mücadelenin bir unsurudur. Kapitalist yöneticiler işçilerini denetlemek için gözetleme yolunu seçmişlerdir. Artık demir parmaklıklara ve kilitlere ihtiyaç yoktur. Gözetleme teknolojinin artması ile kaçınılmaz bir durum ortaya çıkmıştır. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte yaygınlık kazanmış ve sistematikleşmiş olarak gözükse de gözetleme kavramı, insanlık tarihi kadar eski bir kavramdır. Semavi dinlerde, Tanrı’nın her şeyi gören ve bilen olmasına yapılan vurgu bir anlamda gözetlemenin, tanrısal gözetlemenin insanlığın Tanrı algısında ne kadar eskilerde olduğunun göstergesidir. 1 Amerikan dolarının arkasında yer alan simgesel şekillerin üst kısmında tanrıdan bahsedilip hemen altında piramit ve parayı tutanı izleyen bir göz simgesi dikkat çekmektedir. Para elden ele dolaşan materyaldir ve tanrıya güvenen kitleleri izleyen bir çift göz, bütün Amerikan vatandaşlarının ellerinde gezen gözetleyici bir gözdür, şüphesiz tesadüfi bir tasarım değildir. Gözetleme eylemi, Marx’ta olduğu gibi fabrikada işçilerin işlerini yapıp yapmadıklarının kontrolünün Weber’in bakışına göre bürokrasinin, Foucault’ya göre ise iktidarın ve disiplinin temelidir. Hangi alanda kullanılır olursa olsun gözetlemede baskı ve kontrol mekanizmaları etkindir. Neden Gözetliyor ve Gözetleniyoruz? Merak etme, bilgi toplama, arzu ve istek, denetim, sınıflandırma ve güvenlik amaçlarıyla hem gözetliyor hem de gözetleniyoruz. Canlılar kendileri dışında farklı gördükleri başka canlıları gözetlerler ve onlarla ilgili bilgi edinmeye çalışırlar. Arzu, istek erkek ya da dişinin gizli bir bakışı ya da bir canlının başka bir canlıyı izleyip istek duymasından kaynaklanır. Denetim: Gözetleyen gözetleneni denetim altında tutar ve bu Foucault’ya göre cezalandırmadan çok daha etkili bir yöntemdir. Sınıflandırma: Gözetlenen bireyler ya da başka canlılar, gözetlenme sonucunda farklı sınıflara ayrıştırırlar. “Gözetleme denetlemeyi, gözetlenme ise denetlenebilir olmayı gerektirir, denetim gözetleme ile sağlanır.’’ (Foucault, 2007, s.23) 5 Gözetleme olgusu günümüzde çok değişik şekillerle yapılabilmektedir. Kredi kartıyla yapılan alışveriş, giriş yaptığımız internet sitesi, pasoport kontrolünden, güvenlik kameralarına kadar pek çok sistem bizi gözetler. Medya yoluyla yapılan gözetlemelerde ise gönüllülük esastır. Gözetleyen izinli gözetleme yaparken, gözetlenen gönüllü olarak gözetlendiğini içselleştirir. Bakmak ve gözlemlemek gözetleyen için zevk haline dönüşür. Gözlemlemekten alınan haz, gösteri toplumunda paha biçilemezdir. 1656 yılında Paris’te Hospital General (Genel Hastane) adlı bir kurum kurulmuş ve birkaç ay gibi kısa bir süre içerisinde Paris nüfusunun azımsanmayacak bir bölümü (üç yüz bin nüfusunun en az altı bini) bu kurumda gözetim altına alınmıştır. Foucault’ya göre Hospital General’in işleyişi ya da amacı bakımından hiçbir tıbbi düşünce ya da amaçla ilişkisi yoktur. Tersine bu kurum o dönemde Fransa’da örgütlenmekte olan monarşik ve burjuva düzeninin önemli bir parçası hatta makamıdır. Kapatılanlar deliler, hastalar, fakirler, eşcinseller gibi farklı özellikler taşıyan kişilerin oluşturduğu karışık bir gruptur. Ancak yine de bu gruba ait olanların önemli ortak özellikleri bulunur. Hepsi bedensel engelli oldukları için ya da başka nedenlerle çalışamayan veya çalışmak istemeyen sabit işi ve evi olmayan yersiz yurtsuz insanlardır. Foucault’ya (2015, s. 12) göre bu büyük kapatılma sürecinin arkasında doğrudan doğruya ekonomik ve siyasi bir neden vardır. Foucault kapatılmanın ikili bir işlev yerine getirdiğini söyler. “Bir ekonomik kriz anında aç kalan işsiz ve aylak kesimin baş kaldırması tehlikesine karşı güvenli bir önlem almak ve kapatılmış olanların kriz geçtikten sonra ucuz ve kolayca denetlenebilir bir iş gücü oluşturmasını sağlamaktır.” Modern toplumlarda gözetim yoluyla kurulan iktidarın yapısı Jeremy Bentham’ın tasarladığı panoptikon ile bağlantılıdır. Bentham 18. yy. sonlarında okullar, akıl hastaneleri, yoksul evleri, hastanelerde ama özellikle hapishanelerde uygulanabilecek bir bina tasarımı yapmıştır. Tasarım daire şeklinde merkezinde bir gözetleme kulesini de içinde barındırır. Mahkum, hasta, yoksul öğrencinin koyulacağı hücre merkezdeki kulenin etrafına dairesel olarak sıralanacaktır. Her hücrede ikişer pencere vardır. Bir tanesi kuleye bakacak; diğeri de dışarıdan ışık alacak ve hücreyi aydınlatacaktır. Böylece her hücre merkez kule tarafından sürekli görülebilir olacaktır. (Foucault,2000) Foucault, panoptikon hapishane metaforunu sürekli görünür olmanın yarattığı baskıyla zihinlerde iktidarın devamlı pekişmesi ile bağlantılı olarak kullanmıştır. 6 Süperpanoptikon kavramı esasında Mark Poster’a aittir. Fakat kavramı geliştiren David Lyon’dur. Panoptikon modelinin elektronik versiyonudur. Esasen süperpanopticon kavramının temel araçları internet, kredi kartları, cep telefonlarıdır. Süperpanopticon ile beraber sadece azınlık çoğunluğu değil, çoğunluk da azınlığı gözetleyebilmektedir. Bir sosyal medya kullanıcı hesabını kullanarak bilgilerini dışarıya açar ve gözetlenen bir nesne konumuna düşer ve aynı zamanda kullanıcı bir başkasını da gözetleyebilir. Yakın arkadaşınızın gündelik hayatta neler yaptığını nerelere gittiğini yaptığı check-in ile izleyebilen kullanıcılar da başka kullanıcılar tarafından gözetlenmektedir. Medyadaki gözetlemeler medyatik teşhiri ortaya çıkarmaktadır. Gösteri toplumunda her şeyin gösterilmesi gerektiği durumu teşhirciliği ve röntgenciliği artırır. Gözetleme olgusu hem içerik hem de ticari bir nesne olarak sunulmasıyla birlikte gösteri ticari olana evirilmiştir. Gözetlemenin ticari bir nesneye dönüşmesi ile beraber içerik olarak kullanılan eğlence endüstrisi, hedef kitleye sunulur. İçeriğe dönüşen gözetleme olgusu metalaşmaya başlar. Görünmeden görenin, yani gözetleyenin sahip olduğu iktidar, sinoptikonda görünür olanın, eline geçer. “Sinoptikon evrenindeki iletişim, gözetim ve iktidarın tamamı değiştirmekle kalmamış, medyatik görünürlüğün kendisini de iktidar ve güç kavramlarıyla ilişkili hale getirmiştir’’ (Köse, 2011, s.199) Artık bireylerin her boş anlarını değerlendirmek için kullandıkları sosyal ağlar, gözetlemenin hayatın merkezine ne kadar yerleştiğinin göstergesidir. Sosyal ağlardaki gözetleme biçimi omniptikondur yani herkesin birbirini izleyebildiği işteş gözetlemedir. İnternetin hayatın her alanına entegre olması ile beraber panoptikon ve sinoptikon yerini omniptikon’a bırakmıştır. Artık herkesin birbirini izlediği ve gözetleyebildiği bir süreç söz konusudur. Sosyal medya kullanıcıları Facebook, Twitter gibi araçlarla insanlar özel yaşamlarını gözetleyenlere açarlar. Karşılıklılık ve gönül rızası ile yapılan işteş gözetlemede kullanıcılar birbirlerinin paylaşımlarını kişisel bilgilerini, fotoğraflarını takip etmektedir. Karşılıklılık esası gibi gönüllülük esasına da dayanan bu gözetleme rızanın üretimi ile gerçekleştirilir. Örneğin; sosyal medyada paylaşım, yorum yapma, retweet, favorilere ekleme gibi bölümler kullanıcıyı memnun eder gözetlendiğini anlaması arzu duyduğu bir şey haline gelir. Dikizleme ve röntgencilik kültürü, reality show dünyasına katılımı desteklemektedir. 7 Kullanıcıların sıradan hayatlarını ünlü biri gibi gösterme çabası sonucunda her dakika kendilerini sahnedeymiş gibi sergileme yoluna gitmektedirler. Hem tüketim çılgınlığını sayfalarındaki arkadaşlarına gösterirken, izlenilme duygusunu unutup özne yerine nesne durumuna geçmektedirler. Kapitalizmin kişiye özel, sana özel olarak dayattığı malzemeler, arzu nesnesine dönüştürerek içselleştirilmektedir. White’a göre sosyal sistemleri açıklamadaki en önemli unsur teknolojidir. 18. yüzyılın sonu, 19. yüzyılın başında modern toplumun ortaya çıktığı süreçte siyasi, iktisadi, sosyal ve düşünsel alanlarda gerçekleşen dönüşüm modernleşme ile eş tutulmaktadır. Modernleşme ve teknolojik determinizm ilkesi ile yaşanan gelişmeler sosyal medya da yeni eğilimler ortaya çıkarmaktadır. Web 2.0 teknolojisinin iletişim mecralarına entegre olması ile sosyal ağlar için bir şemsiye kavram ortaya çıkmaktadır. Sosyal medya teknolojilerinin büyük bir kısmı 2005 yılından sonra etkin olarak ortaya çıkmıştır. Popülerleşme düşüncesi geleneksel medya ile bulanıklaşarak toplumsal yaşamı giderek daha fazla şekillendirmeye başladı. Sosyal medyanın dijital kültürü toplumsal, ekonomik ve siyasal yaşama hızlı bir şekilde uyum sağlamıştır. 2007 yılında NSA tarafından geliştirilen kitlesel elektronik gözetim ve veri madenciliği yapan program PRISM ile gizli servisler ve devletlerin ağlarda bireysel mahremiyeti sistematik olarak ihlal yapıldığını göstermiştir. (Çığ,2016). Şirketler ve devlet tarafından uygulanan gözetim olgusuna bakıldığında ticari gözetim, kimlik bilgilerine erişme, yaşamların büyük oranda ağlara taşınması ile ilgilidir. Yöneticiler ise gözetim olgusunu bilgiye erişimi kısıtlamak ve özellikle kriz dönemlerinde sansür amacıyla kullanmışlardır. İktidar mekanizması kendisini modern iktidara dönüştürürken iktidarını şeffaflaştırarak denetlemenin yolunu bulmaya çalışır. Örneğin, Facebook’taki 50 milyon kullanıcının kişisel verilerini izinsiz şekilde aldığı iddia edilen analiz şirketi Cambridge Analytica’nın yönetim kurulu başkanına ait gizli çekim görüntüler, verilerin ABD başkanlık seçimlerinde Donald Trump’ın lehine kullanıldığını ortaya koyuyor. Sosyal medya platformu Facebook’ta çok sayıda hesaba gizli erişim sağlayarak veri ihlalinde bulunduğu iddia edilen Cambridge Analytica adlı veri analiz şirketinin üst yöneticisi (CEO) Alexander Nix görevden alınmıştır. (Habertürk,21.03.2018). İnternetin ve sosyal medyanın katılımcı karakterinin önündeki en büyük engel, dev 8 şirketlerin giderek tekelleşmesi ve internet üzerindeki bilgi ve verileri kontrol altına almasıdır. “Dijital gözetimin bir türü Orwell’in Büyük Birader’in gözetimine benzeyen katı bir devlet gözetimi, diğeri de gözetimi gönüllü kabul ettiren gözetimi geliştiren ve mükemmelleştiren ideolojileri içinde barındıran tüketim alanının akışkan gözetimidir.” (Bauman ve Lyon, 2013, s.17-20). Dijital gözetimi açıklayan iki önemli distopya George Orwell’ın 1984’ü ile Huxley’in Cesur Yeni Dünya’sıdır. 1984 katı totaliter hiyerarşik yapıyı anlatırken, Cesur Yeni Dünya akışkan ve eğlenceli bir otoriteryanizmi anlatmaktadır. Tüketim alanının akışkan dijital gözetimi, Cesur Yeni Dünya’nın eğlenerek ve cezbedilerek özelliğini kaybeden bireylerini anlatır. Dijital Gözün Temsili Bauman günümüz toplumlarına panoptik sonrası adını vermektedir. Panoptik sonrası toplumda gardiyan ve mahkum ilişkisi sona ermiştir. Iphone’lar ve Ipad’lerin dünyasında mekana bağımlılık düzeyi azalırken, hareketlilik ve göçebelilik çağın ruhunu oluşturmuştur. (Bauman ve Lyon, 2013) Artık duvarlara gözetleme kulelerine gerek yoktur. Sosyal medyanın şeffaflık özelliği ile gözetleme esnekleşmiş ve kolaylaşmıştır. Postpanoptikon ile kölelik ve rızanın yönetimi kolay ve kısa sürede gerçekleşme imkânını bulmuştur. Descartes’ın “Düşünüyorum, öyleyse varım sözünün güncel uyarlamasının “Görülüyorum izleniyorum, fark ediliyorum, kaydediliyorum, öyleyse varım” olduğu çağda gösteri yapmak zorunluluk ve ihtiyaç duygusunu yaşatmıştır. İlkçağlardan itibaren insan toplulukları kendilerini yönetecek ve sınırları çizecek liderlik edecek bir insana ya da güce ihtiyaç duymuşlardır. Önceleri Orta Asya, Mısır, Antikçağ uygarlıklarında olduğu gibi çoğunlukla Tanrı ya da Tanrı-Kralların varlığı görülmektedir. Feodal dönemde toplumda güçlü olan kişinin değişmesiyle, iktidar anlayışı da değişti. Bu dönemlerde toprağın sahibi, köle sınıfı çalıştıran ve zenginliğin sahibi iktidar burjuva sınıfıdır. Orta Çağ’da ise devletler ve imparatorluklar gibi büyük güçlerin yanında tek bir merkez iktidarın etrafında toplanmaya başlar. Orta Çağ’ın kral, imparator merkezli iktidar sistemi, hitap ettiği dönemin eğitimsiz, fakir ve sadece dini bilgi ile yaşayan toplumu için etkili bir sistemdir. Rönesans ve Reform dönemlerinin gelişiyle birlikte iktidarın tek merkezliliği ve dine olan bağlılık sarsılmaya başlamıştır. 1785 yılında tasarlanan bu yapı panoptikon pan ve opticon olarak bilinen iki farklı sözcükten oluşmuştur. Pan kelimesi bütün anlamına gelirken, 9 opticon kelimesi ise gözlemlemek anlamına gelmektedir. Buradan çıkan sonuç, bütünü gözetleme işlemidir. Foucault, 20. yy’da kapitalist toplum sistemlerinde artık iktidarın değişikliği gösterdiğinden söz eder. Tek kişilik, yüzünü sürekli gördüğümüz iktidar yerine görünmez bir iktidarın varlığı bulunmaktadır. İktidarın artık bir kişinin iktidarı değil, gözün iktidarıdır. Günümüzde ise dijital gözün iktidarı ön plandadır. 21.yy’da ise dev bir panoptikonun varlığından söz edilmektedir. Bu dev gözetleme kuleleri artık insanların asla vücudunu göremediği ve o gözetleyicinin sürekli bizi izlediğine inandığımız bir güçtür. Althusser, Devletin İdeolojik Aygıtları eserinde iktidar, kendini zaman zaman görünür hale getirmek istemektedir. Bu görünürlüğü de devletin ideolojik aygıtları ile yapmaktadır. Örneğin, bir okulda yeni nesile baskı ve gözetlemeyle gücü sağlamlaştırma yoluna gidilebilmektedir. Alt yapının üst yapıyı belirlediği durumlarda gözetleyenler medya okul, kurum ve kuruluş yapıları gözetleme merkezleri olarak işlevlerini sürdürürler. Horus’un gözü, manevi anlamıyla vicdanın gözünden hiçbir şeyin kaçamayacağını, insanın iç dünyasının her niyetini ve yaşamdaki her davranışını gözden kaçırmayan bu merhametsiz yargıcın keskin bakışını sembolize eder. Bu yüzden Güneş ve Ay vicdanın 12 saat kapanmadan açık kalan gözüdür. Bentham’ın göze ve gözetleyiciye Tanrı’nın her yerdeliğini yükleme isteği, Tanrının Gözü olarak anılan Horus’un Gözü göstergesinin neden bağlamsal olarak ele alındığını gösterir. Sosyal Medya ve Gözetim Sorunu Yeni iletişim teknolojilerinin gelişmesiyle birlikte herkese açık, basit, ulaşılabilirlik artmaya başlamıştır. Mobil iletişim teknolojileriyle ortam ve uzam kavramları değişmiş, haber alma ise kolaylıkla sağlanmıştır. Kitle iletişim araçlarının artması, internet kullanımının yaygınlaşmasıyla beraber bilgi toplumunda sosyal hareketlerin eylem alanı da genişlemiştir. İnternetin sosyal hareketlerin bir alanı haline gelmesi, hareketlerin internet ortamında başlayarak, gerçek yaşamda da etkisinin artarak devam ettirebilmesinden kaynaklanır. Gelişen teknolojiler sayesinde internet aracılığıyla sanal eylemler başlatılabilmekte ve kamuoyu oluşturulabilmektedir. Sosyal medya sitelerinde bireyler seslerini duyurma ve kolektif bilinci oluşturmak için bir araya gelirler. Mekân ve zaman 10 kısıtlaması olmadan sosyal medyada eylem çağrılarının yapılması eylemlerin organizasyon aşamasını oluşturmaktadır. Bu sitelerde kullanıcılar, üyeler, site yöneticileri, potansiyel aktivist olarak bulunurlar. Paylaştıkları veriler, internet hesaplarında silinmemek üzere saklı tutulmaktadır. Medya bu bağlamda yönetim, iktidar ve çeşitli sorunlara karşı baskı oluşturur. Bu baskıyı oluştururken de iletişim araçlarından faydalanmaktadır. İnternet sayesinde alışveriş, sağlık, özel ilişkiler, eğitim ve benzeri alanlar da kendisini göstermektedir. İnternette gezinirken baktığınız bir x markalı ayakkabı ile tüketici profiliniz incelenerek oluşturulur. Diğer ayakkabı markalarının sosyal medya hesaplarında karşınıza çıkması firmalar tarafından takip edildiğinizin somut örneğini oluşturmaktadır. Panoptikon’un temel araçlarından biri de tek tipleştirmektir. Gözetim nesneleri artık kimliklerdir. Bu sistemi ifade edebilecek en bariz örnek Avrupa Birliği’nin Madrid ve Londra saldırıları sonrasında terör eylemi gerçekleştirebilecek bireyler -özellikle Orta doğulular- için elektronik pasaportları zorunlu tutmasıdır. Bu şekilde terör riski barındıran bireyler, vize işlemleri sonrasında AB topraklarına girdiği an kimlik olarak kullandıkları pasaportlar aracılığı ile takip edilmektedir. Gözetleyeni görmeyerek gözetlendiğimizi bilmek sosyal medyada baskı unsurlarının olduğunu açıklar. Bu koşullar altında bireyler, daha geniş bir kafese koyulmuştur, şüphesiz internet için sınırsız bir dünya tasviri yapılsa da kurumlar bunu sınırlandırabilmektedir. Rusya, Çin, Almanya ve Fransa’da resmi dairelerde Microsoft yazılımlı bilgisayarların kullanımı yasaklanmış durumdadır. Bunun nedeni ABD, İngiltere ve İsrail’in sahip olduğu Promis ve Echolan programları aracılığı ile Microsoft yüklü bilgisayarların içerisindeki verilere kolayca ulaşabilmesidir. Verilerinin paylaşılmasını istemeyen iktidarlar bu sistemi kullanmayarak gözetlemeyi sınırlandırmışlardır. (Düzel, 2006) Sosyal medyada paylaşım yapanlar özne değil nesne konumundadırlar. Süpernapticon kavramı çerçevesinde ele almak gerekirse, “Stalker” izleyici olan sosyal medya kullanıcıları bulunmaktadır. Bu kişiler, saatlerini bireyleri gözetleme ile geçirebilir. Aynı zamanda stalker’ın zamanını keyifli geçirmesini sağlayan özne olan birey, kendi bedenini, yaşamını teşhircilik ile başkalarına seyrettirme amacı taşımaktadır. Facebook’ta yapılan beğeni, sevgiliniz ile gittiğiniz yerlerin check-in’i 11 periscope ile yapılan canlı yayınlar, bunların hepsi daha rahat ulaşılabilir olduğumuzun ispatıdır. Sadece iktidar değil kurumlar da çalışanlarının sosyal medya hesaplarını gözlemektedir. 1981 yılında ABD’de uygulanmaya başlanan kanun ile birlikte, işverenlerin çalışanlarını elektronik olarak gözetlemesi yasallaşmıştır. Bugün iş alımlarında insanların sosyal medya hesapları incelenmektedir ve çoğu zaman özgeçmişinden daha etkilidir. Türkiye’de telekominikasyon alt yapısının internet ayağını tek başına elinde bulunduran Türk Telekom ve Türk Telekom’un bir alt şirketi olan TTNet Pharm şirketi internet kullanıcılarının sosyal medya başta olmak üzere internet kullanımlarını izleyip tüketim profili çıkarmış ve bir veri tabanı oluşturmuştur. Dijital gözetim şirketler tarafından da yapılır. Bu gözetimin ilk basamağında sosyal medyada alışkanlık ve beğeniler ile tüketici profili çıkartılır. Almayı düşündüğünüz bir çantanın Facebook’ta da öneriler kısmında görülmesi tesadüf değildir. İnternette ve sosyal medyada tüketim amaçlı gözetimin olanaklı kılınmasını sağlayan şey; Coockies’tir (Çerezler). İnternetteki her hareket kayıt altına alınır, sabit diskte veriler saklanmaktadır. Gözetim hem şirketler tarafından hem de devletlerin güvenliği gerekçesiyle yapılandırılır. Gözetim ve Sosyal Medya Özel Hayatın Sonu Mu? Aslında gerek ulusal gerekse uluslararası anlaşmalar ile gizlilik hakkı güvence altına alınmıştır. Örneğin, BM İnsan Hakları Beyannamesine göre gizlilik temel bir insan hakkıdır. Fakat pratikte bu hak ihlâl edilmektedir. İletişim teknolojileri aracılığı ile çiğnenmektedir. Teknolojinin gelişimi bir tık ile evinizdeki bir nesnenin yerini değiştirebilmeniz, kahvenizin bir tuş aracılığı ile önünüze gelebilmesi kolaylığı, insanların ne yediği, neler okuduğu, neyi satın aldığı, özel yaşamın en mahrem ayrıntıları güvence altında değildir. Sosyal medyada yapılan her check-in, atılan her fotoğraf, paylaşılan her yorum tüketim toplumunda ihtiyaç duygusunu hissettirerek gözetleyenin iktidarını sağlamlaştırmaktadır. Hem kişiler arası hem de kurumlar arası iletişim akışını geleneksel kitle iletişim araçlarından daha hızlı, daha etkin ve etkili bir şekilde gerçekleştirdiği düşünülen sosyal paylaşım siteleri aracılığıyla bireyler, birçok kişi, grup ve kuruma ulaşmakta, toplumsal olaylara tepkisini yansıtmakta, önemli bir bilgi edinme kaynağı olarak 12 kullanmaktadırlar. İnternetin ve sosyal medyanın kitleleri harekete geçirme ve omuz omuza mücadele etme olanağını gösterdiği örneğin internet üzerinden yapılan kadın cinayetleri eylemlerinde olduğu gibi bu işlevi oldukça etkilidir. Bireyler, sokaklarda verdikleri mücadeleyi yeni toplumsal hareketlerin başlangıç alanı olarak görülen sosyal medyada gösterdiklerinde seslerini duyurma güçleri artmıştır. Bireyler, sokakta mücadele ediyormuşçasına sosyal medyada kolektif bilinci ortaya çıkarmışlardır. Omuz omuza mücadele ediyor hissi sosyal medyanın eş zamansızlık ve ulaşılabilirlik özelliği sayesinde yaşanmıştır. Facebook kullanımıyla ilgili Türkiye’de yapılan bir çalışma sosyal medyanın gücünü somut bir şekilde ortaya koymaktadır. Gerçekleştirilen ankete katılanların % 40’ının Facebook’ta mahrem alanının olmadığı görüşünü paylaşması bireylerin, her ne sebeple olursa olsun, söz konusu alanda bulunmalarının mahrem alanlarını ortadan kaldırdığının farkında olduğu şeklinde yorumlanabilir. Buna ek olarak, ankete katılanların büyük çoğunluğu %60 Facebook’ta denetlendikleri ve gözetlendiklerini düşünmelerine rağmen bu platformu kullanmaya devam etmektedir. (Toprak vd., 2009, s.162-3 ve 166) Sosyal medyada diğer kişiler gözetlenirken, gözetleyen kişiler de psikolojik olarak etkilenmektedirler. İnsanlar, başkalarının kendisinden daha mutlu olduğunu, her sabah uyandığında telefonundan görüyor ve büyük hayal kırıklıkları yaşanmaktadırlar. Dikizledikçe kendilerini daha çok kıyaslamakta ve kıyasladıkça daha çok stresli ve mutsuz olmaktadırlar. Referans noktaları sosyal medya sayesinde değişmektedir. Bu bağlamda sosyal medyanın toplum hayatının tam merkezinde olduğu ve gündem oluşturduğu ifade edilmektedir. Sosyal Medya Paylaşımları ile Cezai Yaptırımlar Hindistan'ın Varanasi kentinde yürürlüğe giren bir yasaya göre Whatsapp gruplarında atılan mesajların hukuki sorumluluğu, grup yöneticisine ait olacağı söylentileri sosyal medya araçlarındaki paylaşımların büyük cezai yaptırımlara yol açacağını gözler önüne seriyor. “Hindistan'ın Uttar Pradeş eyaletinde bulunan Varanasi'de yürürlüğe giren bir yasaya göre Whatsapp gruplarında atılan mesajların hukuki sorumluluğu, grup yöneticisine ait olacak.” (www.hukukihaber.net) Gelecekte mikroçiplerin ve internetin daha da hayatımızın her alanına girmesiyle attığımız her adım takip edilecektir. Bu takip sistemiyle beraber sınırlamalar 13 yaşanacaktır. Sosyal medya araçlarında başkalarının adına açılan hesaplarda terör vb. ile ilgili paylaşımların yapılması ve bu ortamın çoklu kimlik ve anonim kimlikleri de içerisinde barındırması kullanıcıları farklı bir tehdit durumuyla karşı karşıya bırakılmaktadır. Sosyal medyada kişilerin kendilerini gizlemeleri ya da farklı bir kimlik ile var olmaları olumsuz durumlara sebebiyet verebilmektedir. Bu yüzden sosyal medya araçlarının güvenilir bir şekilde kullanılması gerektiği konusu büyük önem arz eder. İnternetin her alanda kullanımı ile dijital gözetim yaşanmaktadır. Bu gözetlenme sırasında iki çift göz karşımızda olmasa da dijital gözetim varlığını sürdürmeye devam edecektir. Sonuç Sosyal medyanın iletişime katkısına bakıldığında hızlı erişim, yüksek etkileşim ve anındalık ile iletişim daha kolay şekilde sıralanmaktadır. Sosyal medya bir taraftan özgür düşünce, duygu ve bilgilerin paylaşılmasına olanak verirken, bir yandan da dijital bir panoptikon ile bizi karşı karşıya bırakır. Dijital gözetim denilen gözetim sisteminin uygulayıcıları bireyleri bir tık ile izleyebilmektedir. Buradan da anlaşılacağı gibi bireyler tam olarak özgür bireyler olarak var olmamaktadırlar. Fakat bunun yanı sıra geleneksel medyaya göre sosyal medya daha demokratik ve katılımcı unsurları içerisinde barındırabilmektedir. Popüler kültürün ortaya çıkarttığı gösteri toplumunun birer üyesi olan kullanıcılar, her an kendilerini sergileyebilmekte ve oyunlarını oynadıktan sonra sosyal medya alanlarında var olmaya çalışmaktadırlar. Sosyal medyanın hiçbir şey gizli kalmamalı, saklı tutulmamalıdır; baskısı bilgi, belge, fotoğraf paylaşımını hızlandırır. Modern dünyada mutsuz bir hastaya dönüşen kullanıcılar, paylaşımı arttıkça beğenilme ve takdir isteğini bu yolla gerçekleştirmektedir. Artık paylaşımdan ziyade abartılı paylaşım da ortaya çıkmaktadır. Neyin, neden paylaşıldığı anlamını yitirir. Paylaşma aracı olan sosyal medya, araçsallıktan amaca dönüşümü gerçekleştirmiştir. Gönüllü ifşa diye tabir edebilecek olan sosyal medyada her şeyin apaçık gösterimi dikizleme kültürünün geldiği son noktadır. Guy Debord’un gösteri toplumu düşüncesiyle açıkladığı her şeyin gösterişe dönüştüğü bu çağda özel alan ve mahremiyet ortadan kaybolmuştur. Sosyal medyada her an her yerde paylaşım yapabilme olanağı bireyleri oldukça etkileyerek mekanik bireylere dönüştürmüştür. Birbirini gözetleme işlevi 14 teşhircilik ve dikizleme kültürünü açığa çıkarmıştır. Bir yandan ne yediğiniz ne içtiğiniz paylaşılırken bir yandan da bir çift göz tarafından izlenildiği unutulmaktadır. Foucault’un panopticon kavramıyla gözetimi anlattığı, Bauman’ın ise akışkan gözetim ile açıkladığı bu kavram modern toplumda gözetimin dijital ortamlara sızdığının göstergesidir. İş yerinde, okulda, evde vb. yerlerde elimizden düşürmediğimiz akıllı telefonlar ile anında yaptığımız paylaşımlar kayıt altındadır. Sosyal medya bizlere dördüncü medya gücünün kapılarını açtıysa da belki de beşinci medya gücü sosyal medyadır. Kamuoyu oluşturma, etkinlik planlama, düşüncelerin aktarımı konusunda yeni kapılar açan sosyal medya, bu anlamda olumlu sayılsa da aslında takip etme ve kontrol mekanizmalarına da yardımcı olmaktadır. Gelişen teknolojiler sayesinde ileriki zamanlarda yapay zeka, robot teknolojilerinin hayatımıza girmesiyle attığımız her adımın takip edileceği de aşikardır. Sosyal medya ve internet her şeyi paylaşma imkânını sağlasa da bir yandan da iktidarın kalıcılığını ve hâkimiyetini sağlamlaştırmaktadır. Katı olan her şeyin buharlaştığı düşüncesi ile bakıldığında gözetimin de akışkan bir gözetim olgusu olduğu görebilmektedir. Kredi kartları, akıllı telefonlar, kameralar ile her yerde gözetim baskısına maruz kalınmaktadır. Bireyler sosyal medyayı bir kaçış alanı olarak görmektedir. Burada paylaşım yaparak ya da başkalarını gözlemleyerek hayatın sıkıcı olaylarından arınmak isterler. Bu arınmayı gerçekleştirirken başkalarının hayatını röntgenlemeye de başlarlar. Birileri tarafından gözetlendiğimizi bilme arzusu sahnedeymişiz hissini yaratmaktadır. Sürekli sosyal medya hesaplarında birilerini gözlerken yaşamdaki önemli ayrıntılar kaçırılmaktadır. Korku yaratmak ceza vermekten daha güçlü bir duygudur. Sosyal medya alanında da akışkan bir gözetimle karşı karşıya kalınsa da ceza yerine sansür mekanizmaları ortaya çıkarılır. Dijital dünyanın şeffaf hapishanelerinde eğlence endüstrisi adı altında paylaşımlar yapılmaktadır. Kurumlar, kişiler ise dijital gözle bizi her an her yerde kontrol etmeyi ve gözetlemeyi sürdürmektedir. 15 Kaynaklar Ayverdi, İ. (2006). Misalli Büyük Türkçe Sözlük 1. Cilt. İstanbul: Kubbealtı Neşriyat. Bauman, Z. & Lyon, D., 2013, Akışkan Gözetim, Çev. Elçin Yılmaz, Ayrıntı, İstanbul. Bentham, J., 2008, “Panoptikon: Gözün İktidarı” içinde Panoptikon Ya Da Gözetim-Evi, Der. Çoban, B. ve Özarslan, Z., s. 9-77, Su Yayınları, İstanbul. Bozkurt, V. (2000). Gözetim ve internet: Özel yaşamın sonu mu? Birikim Dergisi, 136, 75-81. Çığ, E. Ç. (2016). Dijital Çağda Bakışın Politikası: Panoptikon ve Aleniyet İlkesi. TOPLUM VE DEMOKRASİ DERGİSİ, 10(21). Debord, Guy (2014), Gösteri Toplumu. Çev. Ayşen Ekmekçi – Okşan Taşkent, Metis: İstanbul. Deleuze, G., Guattari, F., & Akay, A. (1990). Kapitalizm ve şizofreni: bin yayla. Bağlam. İsmayılov, E. K., & Sunal, G. (2012). Gözetlenen ve Gözetleyen Bir Toplumda, Beden ve Mahremiyet İlişkisi: Facebook Örneği. Akdeniz İletişim Dergisi. (18), 27. Foucault, M., 2000, Hapishanenin Doğuşu, Çev. Mehmet Ali Kılıçbay, İmge Yayınları, Ankara. Foucault, M. (2005). Büyük Kapatılma. (Çev. I. Ergüden & F. Keskin). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Foucault M. (2007). İktidarın Gözü. (Çev. I. Ergüden). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Giddens, A. (1998). Modernliğin Sonuçları. (Çev. E. Kuşdil). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Kocabay-Şener, N. (2015). Dijital Medya Teknolojilerinin Tekno-Sosyoloji Bağlamında İncelenmesi. (Yayınlanmamış Doktora Tezi). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Köse, H. (2011a). “Synoptikon Evresindeki İletişim ya da Küresel Gözetim Toplumunda İktidar Görünmezliği’nin Sonu”, Medya Mahrem içinde. (dü. H. Köse). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. ss. 199-222. Lyon, David (2013), Gözetim Çalışmaları, Kalkedon: İstanbul. MacBride, S. (1993). Bir Çok Ses Tek Bir Dünya. (Çev. E. Özkök). Ankara: Unesco Türkiye Milli Komisyonu. 16 Niedzviecki, H. (2010). Dikizleme Günlüğü. (Çev. G. Gündüç). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Niedzviecki, H. (2011). Ben Özelim. (Çev. S. Erduman). İstanbul: Ayrıntı Yayınları. Özdel, G. (2012). Foucault Bağlamında İktidarın Görünmezliği Ve ‘’Panoptikon’’İle ‘’İktidarın Gözü’’Göstergeleri. Şener, N. K. (2016). Eğlencenin Gözetleme Hâli ya da Eğlence Endüstrisinde “Görünen” ve “Gören” Olmak. Eğlence Endüstrisi, 50. Uludağ Eraslan, R. (2013). Sosyal Medya Her An Ve Her Yerde Görünür Olmak. Proceedings Of Kazan University. Natural Sciences/Uchenye Zapiski Kazanskogo Universiteta. Seriya Estestvennye Nauki, 155(4). İnternet Kaynakları: http://www.haberturk.com/facebook-hakkinda-cambridge-analyticasorusturmalari-baslatildi-1885032-ekonomi, (Erişim Tarihi 30.04.2018) http://www.hukukihaber.net/dunyadan/whatsapp-grup-yoneticileri-hapseatilabilecek-h91085.html, (Erişim Tarihi 22.04.2017) http://www.cnnturk.com/bilim-teknoloji/internet/whatsapp-grup-yoneticilerihapse-atilabilecek, (Erişim Tarihi 22.04.2017) https://indigodergisi.com/2017/03/horus-un-gozu-matematik/, (Erişim Tarihi 25.03.2017) https://panopticomania.wordpress.com/giris/, (Erişim Tarihi 20.03.2017) 17