OTAM, 45 /Bahar 2019, 209-231
I.Dünya Savaşı’nda İstanbul-Berlin Demiryolu
The Istanbul-Berlin Railroad in The I. World War
Nuray ÖZDEMİR*
Özet
I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla Osmanlı Devleti’ni Avrupa’ya
bağlayan Berlin-Viyana-Peşte-Belgrat-Sofya-İstanbul demiryolu hattında
ulaşım durmuştur. Hattın geçtiği ülkelerden biri olan Sırbistan’ın İtilaf
Devletleri arasında yer alması, Bulgaristan’ın ise savaşın başında
tarafsızlığını ilan etmesi İstanbul-Berlin yolunun kapanmasına yol
açmıştır. Bu durum Osmanlı Devleti’ne İstanbul-Berlin demiryolu
üzerinden taşınması düşünülen Alman askeri yardımlarının da
yapılamamasına yol açmıştır. Savaşın başından itibaren bu yolun
açılmasına büyük önem verilmiş, İttifak Devletleri’nin hem kendi
aralarında güvenli bir ulaşım ağı sağlanması hem de Rusya’nın
müttefikleri ile olan bağlantısını kesmek istenilmiştir. Almanya’nın Doğu
Avrupa Cephesi’nde Rusya’ya karşı üstünlük kazanması, AvusturyaMacaristan’ın Belgrad’a girişi ve Bulgaristan’ın İttifak Devletleri yanında
Ekim 1915’te savaşa girmesi sonucunda engeller kalkmış ve İstanbulBerlin demiryolu yeniden ulaşıma açılabilmiştir. Berlin-Viyana-PeşteBelgrat-Sofya-İstanbul hattında ilk sefere 15 Ocak 1916’da Berlin’den
başlanmıştır. Ticari eşyanın taşınmasına özellikle de İstanbul’un iaşesi için
ihtiyaç duyulan gerekli malların nakline başlanmıştır. Ancak Osmanlı
Devleti’nin beklediği Alman askeri malzeme yardımının nakli ise bu
tarihten sonra zaten Almanya’nın kendi savaştığı cephelerde ihtiyaçları
arttığı için çok kısıtlı kalmıştır. Bulgaristan’ın 29 Eylül 1918’de savaştan
çekilmesi ise İstanbul-Berlin yolunun yeniden kapanmasına yol açmıştır.
Bu çalışmada, I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı Devleti’nin
müttefikleriyle doğrudan bağlantısını sağlayan İstanbul-Berlin
demiryolunun stratejik önemi incelenmiştir. İstanbul-Berlin hattının
açılışının Osmanlı Devleti açısından siyasi, askeri ve iktisadi sonuçları
değerlendirilmiştir.
Doç.Dr, Abant İzzet Baysal Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Bolu,
ozdemir_n@ibu.edu.tr.
*
NURAY ÖZDEMİR
210
Anahtar Kelimeler: I.Dünya Savaşı, İstanbul-Berlin Demiryolu,
Osmanlı Devleti, Almanya
Abstract
The transportation on the Berlin-Vienna-Pest-Belgrade-SofiaIstanbul railroad line stopped when the I. World War began. Seize of
activity was caused by the fact that Serbia, which was on the railroad line,
was among the Allied Forces while Bulgaria was neutral at the beginning
of the war. Because of this situation, the German military aid that was
meant to reach The Ottoman Empire through the railroad could not do
so. The re-opening of the İstanbul-Berlin line was a very important
subject. It was intended to both create a secure transportation network
between the Central Powers and to cut off Russia's line to its supporters.
Whit Germany gaining superiority over Russia in the Eastern Europe
Front, the Austria-Hungarian Empire entering Belgrade and Bulgaria
joining the war with the Central Powers in October of 1914 the obstacles
were eliminated and the Istanbul-Berlin railroad line was opened for
transport once again. The first trip on the Berlin-Vienna-Pest-BelgradeSofia-Istanbul railroad line took off from Berlin on 15 January 1916. The
transportation of commercial goods, especially those needed for the
sustenance of Istanbul, began. However the military aid the Ottoman
Empire expected from was severely limited because after this time
Germany's own military needs increased. Bulgaria’s leaving the war on 29
September 1918 caused the Istanbul-Berlin railroad to close once again.
In this study; the strategic importance of the Istanbul-Berlin
railroad line, which provided a direct connection between the Ottoman
Empire and its allies, has been examined. The political, military and
economic results of the Istanbul-Berlin railroad line being re-opened.
Keywords: I. World War, Istanbul-Berlin Railroad, Ottoman
Empire, Germany
GİRİŞ
Osmanlı Devleti’nin Londra, Paris, Berlin, Viyana gibi Avrupa başkentleri
ile doğrudan bağlantısını sağlayan Şark Expresi’nin (Orient Express)1 işlediği
demiryolu hattı I.Dünya Savaşı yıllarında büyük önem kazanmıştır. Berlin’i
İstanbul’a bağlayan demiryolu Osmanlı Devleti’nin Almanya ile yaptığı 2
Ağustos 1914’te yapılan gizli ittifak anlaşması sonrasında iki müttefik devlet
1
Osmanlı Devleti’ni doğrudan Avrupa’ya bağlayan demiryolu hattının tamamlanması ile
İstanbul’dan Viyana’ya giden ilk tren (Şark Ekspresi) 12 Ağustos 1888’de Sirkeci
Garı’ndan hareket etmiştir. Bkz:Vahdettin Engin, Rumeli Demiryolları, Eren Yayınları,
İstanbul 1993, s.188.
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
211
arasında doğrudan bağlantı sağlamıştır. Almanya, Osmanlı Devleti’ne trenle
gizlilik içinde askeri heyetler, mühimmat, telsiz tesisatı, tıbbi malzeme ve hatta
altın göndermeye başlamıştır. Ağustos ayının son haftasında yedi yüzden fazla
Alman denizci ve kıyı savunma uzmanlarını taşıyan özel bir tren Bükreş ve
Sofya üzerinden Sirkeci Garı’na ulaşmıştır.2
Ancak Osmanlı Devleti’nin 11 Kasım 1914 tarihinde “cihad-ı ekber” ilanını
izleyen haftalarda Balkanlar üzerinden Berlin’den İstanbul’a yapılan sevkiyat
durmuştur. Berlin-İstanbul demiryolu Macaristan’ın güney sınırından geçerek
Sırbistan-Bulgaristan veya Romanya-Bulgaristan üzerinden İstanbul’a
ulaşıyordu. Bulgaristan ve Romanya tarafsız Sırbistan ise İtilaf Devletleri safında
savaşmaktaydı.3 Sırbistan savaşan ülkeler arasında yer aldığından dolayı
karayolunu da kesmiş ve Tuna Nehri’nin kendi ülkelerinden geçen kısmını
kapatarak gidiş-gelişe engel olmuştur.4 Romanya İtilaf Devletleri yanında savaşa
girmek istediğinden tarafsızlık ilkelerinin kendisine sağladığı hakları kullanarak
toprakları üzerinden askeri yardım malzemesi nakline izin vermemiştir.
İstanbul-Berlin bağlantısının kurulması için yapılan diplomatik girişimler
sonuçsuz kalmış Osmanlı Devleti ile Almanya ve Avusturya-Macaristan
arasında karadan bağlantı kurmak mümkün olmamıştır. Daha savaşın başında
Osmanlı Devleti müttefiklerinden tecrit edilmiştir.5
Bu durum Osmanlı Devleti’ne İstanbul-Berlin yolu üzerinden taşınması
düşünülen Alman askeri yardımlarının da yapılamamasına yol açmıştır. Bunun
üzerine Türkiye’ye başka yollardan silah yardımı sevkiyatı yapılması
düşünülmüştür. Tarafsız ticari gemilere silah yükleyip Trieste’den Bulgar Limanı
Dedeağaç’a oradan da trenle İstanbul’a götürülmesi planlanmıştır. Fakat
Bulgaristan’a giden ticaret gemilerinin sıkı kontrole tabi tutulması ve gemilerin
Bulgar limanlarına girişlerinin önlenmesi sonucunda bu plan da
uygulanamamıştır. Bunun üzerine Romanya ya da Sırbistan yolunun açılması
konusu hep gündemde olmuştur. Hatta sevkiyata göz yumması halinde
Almanya tarafından Romanya’ya kimyasal madde ve silah yardımı yapılacağı
dahi teklif edilmiş ancak karşılık bulmamıştır.6
2
Stean McMeekin, Berlin-Bağdat Demiryolu, (Çev:Azize F.Çakır), Picus Yayıncılık,
İstanbul, 2012, s.150.
3 Veli Yılmaz, 1nci Dünya Harbinde Türk-Alman İttifakı ve Askeri Yardımlar, İstanbul, 1993,
s.73-74; Mustafa Çolak, “Çanakkale Savaşı’nda Yalnız Bırakılan Bir Müttefik:
Almanya’nın Osmanlı İmparatorluğu’na Yardım Çabaları”, Türkler, Cilt:13, Ankara2002, s.381.
4 “Yine İstanbul-Berlin Yolu ve İlk Vapurun Tuna’dan Müruru”, Tasvir-i Efkar, 1
Teşrinisani 1915, s.1.
5 Yılmaz, a.g.e., s.73-74; Çolak, a.g.m., s.381.
6 Yılmaz, a.g.e., s.77.
212
NURAY ÖZDEMİR
Romanya’nın sıkı kontrolüne rağmen Ziştovi ve Rusçuk üzerinden Tuna
Yolu ile ticari mal adı altında savaş malzemesi kaçak yollarla nakledilmeye
çalışılmıştır. Ancak yapılan sevkiyat birkaç tonluk kurye eşyasıyla sınırlı
kalmıştır. Türkiye’deki Alman askeri heyetine katılacak askerler ise teker teker ve
kılık- kimlik değiştirerek büyük güçlüklerle Romanya üzerinden İstanbul’a
gelebilmiştir.7
1-İstanbul-Berlin Yolunun Açılması
I.Dünya Savaşı’nın başından itibaren İstanbul-Berlin yolunun yeniden
açılmasına büyük önem verilmiştir. İttifak Devletleri’nin hem kendi aralarında
güvenli bir ulaşım ağı sağlanması hem de Rusya’nın müttefikleri ile olan
bağlantısını kesmek amaçlanmıştır. İstanbul-Berlin yolunun yeniden ulaşıma
açılması meselesi Osmanlı Devleti’ni ilgilendirdiği kadar Almanya ve AvusturyaMacaristan’ı da son derece yakından ilgilendiren bir konu olmuştur. Yolun
açılmasıyla İttifak Devletleri için ortaya çıkacak faydalar şu şekilde
düşünülmüştür:8
1-Rusya’dan Karadeniz ve Tuna Nehri yoluyla Sırbistan’a gönderilen
levazım, mühimmat ve subay yardımında en kolay ve hızlı bir şekilde kullanılan
ulaşım yolunun kesilmesi.
2-Osmanlı Devleti’nde bol olarak mevcut olan ve mühimmat-ı harbiye
imalinde ihtiyaç duyulan bakır, pamuk gibi hammaddelerin Avusturya ve
Almanya’ya ihracı.
3- Askeri malzeme de dahil olmak üzere her türlü Avusturya ve Alman
mallarının Bulgaristan ve Türkiye’ye hatta bütün Asya’ya nakil kolaylığı.
4-Gerektiği zaman askeri birliklerin en çok ihtiyaç duyulan ve en önemli
cephelerde istihdam edilmek üzere sevki.
5-Barış zamanında da müttefik devletlerin idaresinde bulunmasına ihtiyaç
duyulan bir demiryolu ile Almanya, Avusturya-Macaristan, Türkiye, Bulgaristan
ve hatta İran’ın birbirine bağlı ve yakın olmasındaki siyasi ve ticari faydalar.
6- Sırbistan içinden Avusturya-Macaristan ya da Bulgaristan’a ait araziden
geçecek demiryolu ile tesis edecek olan bu hatla Balkanların kuzeyinde sürekli
sorun yaratan Sırbistan güçsüz kalacağından dolayı Balkan meselesinin ve
anlaşmazlıkların ortadan kaldırılması.
7
“Büyük Harb Esnasında Almanya ile Türkiye Arasında Nakliyat Yolları”, (Çev:Yüzbaşı
Ahmet Şevket), Askeri Mecmua, Sayı:70, Eylül 1928, s.140.
8 “İstanbul Berlin Yolunun Ehemmiyeti”, Tasvir-i Efkar, 21 Teşrinievvel 1915, s.2.
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
213
Berlin-Viyana-İstanbul yolunun açılıp Sırbistan’ın gücünün azaltılmasıyla
siyasi dengelerin değişeceği, başta İngiltere ve Rusya olmak üzere İtilaf
devletlerinin güç ve büyüklüklerine yeni bir darbe indirileceği düşünülmüştür.
Donanma gücüne dayanan İngiltere’nin en büyük emelinin Almanya’yı kendi
ülkesine hapsederek onu Avrupa’da tecrit etmek olduğuna dikkat çekilerek
İstanbul-Berlin yolunun açılmasıyla artık bunun mümkün olmayacağı düşüncesi
hâkim olmuştur. Yunus Nadi Bey 22 Ekim 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr
Gazetesi’nde kaleme aldığı “Berlin-Viyana-İstanbul Yolunun Ehemmiyeti” başlıklı
makalesinde İstanbul-Berlin yolunun açılmasının İtilaf Devletleri üzerinde
özellikle de İngiltere’de bırakacağı etkiyi şöyle ifade etmiştir: 9
“…yeni zaferleri bir kenara bırakarak Almanya ve müttefiklerinin açılacak
İstanbul-Berlin yoluna istinad ile şimdiki galip vaziyetlerini muhafaza etmeleri bile
hasımlarımızı birer birer ser-nigun (bahtsız) eyleyeceğini bi-hakkın (tamamıyla) ve
katiyen iddia edebiliriz…”
“…İstanbul-Berlin yolunun açılmasında harbin mahiyet ve akıbetine büyük
tesiri olacak başka bir mana var: İstanbul-Berlin yolunun açılması demek; doğrudan
doğruya Hindistan’ın tehdidi demektir. İstanbul-Berlin yolu açıldığı gün Süveyş Kanalı
meselesi yarıdan çok fazla bir nispetle hükmen hal edilmiş olacak şimdiye kadar
Irak’ın köşesinde bucağında tutunabilen İngilizlerin de dizlerinin bağı çözülecektir.
İngiltere ısrar ederse Süveyş behemehâl işgal olunacak ve ortaya Hindistan meselesi
kendiliğinden çıkacaktır. Görülüyor ki İstanbul-Berlin yolunun açılmasından sonra
harpte ısrar edemeyecek devletlerden biri ve belki birincisi İngiltere olacaktır. Harpte
ısrar etmemek için mağlubiyeti itiraf ederek sulha talip olmak iktiza eder (gerekir).
Tuna yolunun açılmasıyla Berlin ve Viyana sadece İstanbul’a değil
Süveyş’e, Bağdat’a hatta İran’a bağlanabilecektir. Ancak bu yol üzerinden ulaşım
çok uzun ve dolambaçlı olsa da ilk adımı oluşturacağından önemi büyüktür.
Berlin ve Viyana’nın doğu ile temasını en seri, en kolay ve en güvenilir yollarla
sağlamak ise ikinci adım olacaktır. Bunun için de Niş yolu tutularak Sırbistan
üzerinden doğrudan demiryolu hattı ulaşıma açılacaktır.
Almanya’nın Doğu Avrupa Cephesi’nde Rusya’ya karşı başarılar kazanması
ve 9 Ekim 1915’te Avusturya-Macaristan’la Belgrat’a girişi ile Sırbistan’ın savaş
dışı bırakılması İttifak Devletleri’ne Balkanlarda üstünlük kazandırmıştır. Aynı
günlerde Osmanlı Devleti’nin Çanakkale’de kazandığı zafer üzerine
Bulgaristan’ın İttifak Devletleri yanında 14 Ekim 1915’te savaşa girmesi
sonucunda İstanbul-Berlin arasındaki engeller ortadan kalkmaya başlamıştır.
9
Yunus Nadi, “Berlin-Viyana-İstanbul Yolunun Ehemmiyeti”, Tasvir-i Efkar, 22
Teşrinievvel 1915, s.1.
214
NURAY ÖZDEMİR
Dolaylı da olsa İstanbul-Berlin yolunda Tuna Nehri üzerinden ulaşım yeniden
başlayabilmiştir.10
Tuna kıyısından Sırpların uzaklaştırılması üzerine savaşın başlangıcından
itibaren kapalı olan Tuna yolu 29 Ekim 1915 tarihinden itibaren yeniden
açılmıştır.11 Orşova’dan hareket eden ilk Macar vapuru Tuna Nehri’ni Sırbistan
arazisindeki kısmından geçerek Bulgaristan’daki Vidin’e gelmiştir. Savaşın
başından itibaren Avusturya-Macaristan ile Bulgaristan arasında dolaylı da olsa
ulaşımın temini ilk defa söz konusu olabilmiştir. Yaklaşık on beş ay boyunca yol
meselesinden dolayı çok sorun yaşanmış ve özellikle Romanya’nın geçişlerde
yaşattığı zorluklar yolun açılışına verilen önemi artırmıştır. İstanbul-Berlin
arasındaki ulaşımı sekteye uğratan Romanya’nın artık etkinliği kalmamıştır.12
Tuna yolunun açılması ile İstanbul-Berlin güzergâhındaki ulaşım şu şekilde
olacaktır: Berlin’den Macaristan’ın son ucundaki Orşava’ya kadar demiryolu ile
ulaşım sağlanacaktır. Orşova, Macaristan sınırının Sırbistan-Romanya sınırıyla
birleştiği noktada ve Tuna nehri üzerinde bulunmaktadır. Berlin ile Orşova
arasındaki mesafe 1200 kilometre kadar olup bu yol, sürat katarlarıyla bir buçuk
günde yük katarları ile üç günde kat edilebilecektir. Orşova’dan sonra ulaşım
Tuna Nehri üzerinden gemilerle sağlanacak ve Sırbistan ve Romanya arazisi
arasından geçerek Bulgaristan’da Vidin ya da Lomblanka Limanı’nda son
bulacaktır. Gemi ile kat edilecek mesafe 200 kilometre olup yaklaşık 20 saatte
alınacaktır Bulgaristan sınırına girdikten sonra demiryolu olan ilk liman
burasıdır. Lomplanga’dan başlayan demiryolu ise Sofya üzerinden İstanbul’a
geçmektedir. Bu yol ise 800 kilometre olup trenle 35 saat sürmektedir. Böylece
yük katarları ve gemi ile Berlin’den İstanbul’a kadar Orşova,Tuna Nehri, Vidin,
Lomblanka ve Sofya yoluyla altı günde gidilebilecektir. Uzun zaman
bekledikten sonra bu altı günlük yolun hiçbir önemi olmayacağı ve bu yol ile
karşılıklı pek çok şeyin nakledilebileceği düşünülmüştür. 13
İttifak Devletleri arasında Tuna yolunun açılması ile ulaşımın yeniden
temini münasebetiyle Alman İmparatoru II.Wilhelm Padişah Mehmet Reşat’a
bir telgraf çekerek yolun açılmasından duyduğu sevinci ve memnuniyeti
bildirmiştir. Alman İmparatoru’nun 31 Ekim 1915 tarihli telgrafı şu şekildedir:14
10
Bayur, a.g.e., s.383.
“Münakalat Başladı”, Tasvir-i Efkar, 31 Teşrinievvel 1915, s.1.
12 “Yine İstanbul-Berlin Yolu ve İlk Vapurun Tuna’dan Müruru”, Tasvir-i Efkar, 1
Teşrinisani 1915, s.1.
13 “Tuna Tariki Açılmak Üzere”, Tasvir-i Efkâr, 28 Teşrinievvel 1915, s.1; “Yine
İstanbul-Berlin Yolu ve İlk Vapurun Tuna’dan Müruru”, Tasvir-i Efkâr, 1 Teşrinisani
1915, s.1.
14 Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA), HR..SYS., 2414/72; Alman İmparoturu
II.Wilhelm’in gönderdiği telgrafın Almanca belgesi için Bkz.Ek-1.
11
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
215
“Bu kerre şümul ve ehemmiyet-i tarihiyyesi pek azim olan bir hadise sükunetle
vücuda gelmiştir. Berlin ve Viyana ile şarktaki sadık müttefikimiz arasındaki tarik
açılmış ve ilk vapur Vidin’e vasıl olmuştur. Şu an tarihte zat-ı şevket-simat cenab-ı
tac-darilerine en samimi tahiyyat ve temenniyatımı takdime müsarraat (acele) ederim.
Bu hayli vakitten beri muntazır olan ve fi’l-hal (hemen) garb ile şark arasında tesis
edilen bu muvasalanın gerek esna-yı harbde gerekse inşallahü’l-rahman bade’l-harb
şeref-bahş bir sulhun inikadıyla garik-i bahtiyari olacağımız hengamede
memleketlerimiz için netayic-i mesudeye bais olması müsted’adır (istenir).
Alman İmparatoru Wilhelm’in Orşova’dan Vidin’e ilk vapurun gelişini çok
önemli bir tarihi olay olarak nitelediği telgrafı gazeteler yoluyla Osmanlı
kamuoyuna da duyurulmuştur.15 Alman İmparatorunu’nun telgrafına cevaben
Osmanlı Padişahı Mehmet Reşat tarafından da bir telgraf gönderilmiştir.16
Padişah Mehmet Reşat’ın müttefikler arasında Tuna yolu ile ulaşımın temini
münasebetiyle memnuniyet ve sevinç duygularını ifade eden şu telgrafı
çekilmiştir:17
“Memleketilerimiz arasındaki muvasalanın münasebet-i hasenesiyle keşide
buyurulan telgrafname-i imparatoriyyelerini mahzuziyyet-i kamile (hoşlanma) ile
aldım. Bu hadise-i mühimmeyi şeci’ müttefik ordularımıızn yeni bir devre-i
muzafferiyetine beşaret olarak telakki etmekteyim. Bu münasebetle zat-ı haşmetsimatlarının ihzar buyurdukları temenniyata an-samim-il-kalb (can ve gönülden)
iştirak eder ve bi’l-mukabele, tesis edilen muvasala-ı mesudenein halen olduğu gibi
atiyen dahi milletlerimiz için tarik-i selamet ve sadet olmasını temenni eylerim. En
samimi teşekküratımla beraber hissiyat-ı amike-i dostanemin kabul buyurulmasını
rica ederim.”
Tuna yolunun açılmasıyla dolaylı da olsa Osmanlı Devleti’nin müttefikleri
ile yeniden bağlantısı kurulabilmiştir. Bu yolun açılmasıyla Çanakkale
Cephesi’nde zor durumda olan Osmanlı Devleti’ne Alman yardımlarını
ulaştırmanın mümkün olabileceği düşünülmüştür. Kasım ayı başlarından
itibaren silah ve cephane yüklü gemiler Tuna üzerinden yola çıkmaya
başlamışlardır. İlk olarak Almanya’dan Uzunköprü’ye topçu cephanesi gelmiştir.
15 Kasım 1915’te 24 santimetrelik ilk Avusturya obüs bataryası Anafartalar
Cephesine ulaşmıştır. Almanya’dan cephane gelişinin başlaması Çanakkale
Savaşları’nın artık başarıyla sona erdirileceği umutlarını bir kat daha artırmıştır.18
15
“Berlin-İstanbul Yolunun Açılması Münasebetiyle”, Tanin, 4 Teşrinisani 1915, s.4
BOA, İ..MBH., 18/84; “Berlin-İstanbul Yolunun Açılması Münasebetiyle”, Tanin,
4Teşrinisani 1915, s.4.
17 BOA, HR..SYS., 2414/72; Telgrafın Osmanlıca metni için Bkz:Ek-2.
18 Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi (04 Haziran 1915-09 Ocak 1916), V.Cilt,
III.Kitap, Genelkurmay Başkanlığı ATASE Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2012,
s.438; Liman Von Sanders, Türkiye’de 5 Yıl, (Çev:M.Şevki Yazman), Burçak Yayınevi,
İstanbul,1968, s.121.
16
216
NURAY ÖZDEMİR
Bu durumda İngiltere Çanakkale’de kalmakla uğrayacağı yıkımla ilgili General
Robertson’un 6 Kasım 1915’te Başbakan Asquith’e verdiği raporunda “…Tuna
yolu ile Avusturya ve Bulgaristan arasında gidiş geliş şimdiden kurulmuştur ve bugün yarın
Niş-Edirne demiryolunun düşman eline geçtiğini öğreneceğinizi beklemeliyiz. En çok birkaç
hafta içinde Almanya Türklere ağır top ve belki de boğucu gaz verebilecek durumda
olacaktır.” diyerek Çanakkale’nin boşaltılmasını istemiştir.19 “Bol Bol Mühimmat
Geliyor” başlığıyla 19 Kasım 1915 tarihli Tasvir-i Efkâr Gazetesi’nde ilk sayfada
Almanya ve Avusturya’dan “İstanbul’a ve Bulgaristan’a mühimmat sevkiyatının
Tuna yolu ile Rusçuk Limanı üzerinden demiryolu ile yapılmaya başlandığına
dair yer alan haber de İngiliz kaygılarının haksız olmadığını ortaya koymuştur.20
Sırbistan’ın yenilgiye uğratılarak Tuna yolunun açılmasından sonra Bulgar
ordusu 16 Ekim 1915’te Vranya’da Selanik-Niş demiryolunu kesmiş, 20 Ekim
1915’te ise Kumanova ve Vales’i alarak 5 Kasım 1915’te de Niş’e girmiştir.
Böylece Berlin-Viyana-Budapeşte-Belgrad-Niş-Sofya-Edirne-İstanbul arasında
doğrudan bağlantı sağlayan demiryolu hattı yeniden ulaşıma açılabilmiştir.21
İstanbul-Berlin yolunun tamamen açılması İttifak Devletleri’nin lehine
savaşı sonlandıracak bir adım olarak görülmüş ve Osmanlı kamuoyunda büyük
bir heyecanla karşılanmıştır. İstanbul-Berlin yolunun açılışı ile Rusya-Sırbistan
bağlantısının kesileceği, Almanya’dan askeri malzeme yardımı yapılacağı ve
Avusturya yapımı malların Türkiye ile Bulgaristan’a naklinin kolaylaşacağı ve
Osmanlı ülkesinden askeri malzeme imalatında kullanılan hammaddelerin
Almanya’ya ihracının yapılacağı ümit edilmiştir.
Berlin-İstanbul yolu üzerinden Osmanlıda sıkıntısı yaşanan zorunlu ihtiyaç
maddelerinin temini (havayic-i zaruriye tedariki) konusunda da Osmanlı Devleti
için yeni bir umut ortaya çıkmıştır. Berlin-İstanbul yolunun açılması daha önce
Almanya’dan sipariş edilmiş ancak yolun kapalı olmasından dolayı Türkiye’ye
getirilemeyen savaşta stratejik önem taşıyan bazı malzemenin ve kıtlığı yaşanan
zorunlu ihtiyaç maddelerinin artık İstanbul’a nakledilebileceği düşünülmüştür.
Örneğin Osmanlı Devleti’nde en çok ihtiyaç duyulan maddelerden biri olan
şekerin Avusturya’dan satın alınması yoluna gidilerek 830 vagon şeker
getirilmesi için girişimde bulunulmuştur.22 Berlin-İstanbul yolunun açılışı ile
İstanbul’da ihtiyaç duyulan havayic-i zaruriyenin kısa bir sürede temin
edileceğine inanılmıştır.
Yolun açılması Almanya ve Avusturya’da tüccar kesimde de heyecan
yaratmış ve doğuya gönderilecek ya da doğudan nakil edilecek mal ve eşyaların
düşük ücretlerle demiryolu ile taşınmasına yönelik isteklerini topladıkları
19
Bayur, a.g.e., s.385.
“Bol Bol Mühimmat Geliyor”, Tasvir-i Efkâr, 19 Teşrinisani 1915, s.1.
21 Bayur, a.g.e., s.383.
22 “Havayic-i Zaruriyye Meselesi”, Tasvir-i Efkâr, 3 Kânunuevvel 1915, s.1.
20
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
217
kongrelerde belirtmişlerdir. Nakliyatın düşük olması mal ve eşya fiyatlarına
yansıyacağından savaş ortamında İstanbul-Berlin arasında yolcu taşımacılığı
kadar eşya nakli de büyük önem taşımıştır.23
Tasvir-i Efkar Gazetesi’nde Yunus Nadi Bey, “Berlin-İstanbul Demiryolu”
başlıklı makalesinde İstanbul-Berlin hattının işlemeye başlayacak olmasını İttifak
devletlerinin Balkanlarda kazandığı zaferin bir abidesi olarak değerlendirmiş
hatta bu yolun açılışını savaşı bitirmeye yetecek zaferlerden biri olarak
görmüştür.24
Çanakkale Savaşları’nda Osmanlı ordularının komutanlığını yapan Alman
Generali Liman Von Sanders de Çanakkale’de her ne kadar tahliyenin esas
sebebi, taarruzda başarı ihtimalinin kalmaması olsa da ikinci neden olarak İttifak
Devletleri ile Türkiye arasındaki yolun açılmış olmasını göstermektedir.
İstanbul-Berlin demiryolunun açılışının İngilizlerin Çanakkale’ye yeni kuvvetler
sevki için yeni bir girişimde bulunması ümidini zayıflattığını ifade etmiştir. 25
İngiliz çevrelerinde İstanbul-Berlin yolu açılmak üzere iken ve özelikle yol
açıldıktan sonra Çanakkale’de zafer beklemenin imkansız olduğu görüşü etkin
olmuştur. Almanya ve Avusturya-Macaristan’dan İstanbul-Berlin yolu üzerinden
Osmanlı Devleti’ne yapılacak silah ve malzeme yardımlarıyla güç kazanacak
Osmanlı birlikleri karşısında vereceği büyük zayiatı hesaplayan İngilizler 19-20
Aralık gecesi Anafartalar ve Gelibolu bölgesinden kuvvetlerini geri
çekmişlerdir.26
2-İstanbul-Berlin Demiryolu Hattında Başlayacak Seferler İçin
Yapılan Hazırlıklar
İstanbul-Berlin yolunun açılmasıyla demiryolu hattında yapılacak seferler
için çeşitli hazırlıklar yapılmıştır. Öncelikle hattın geçtiği ülkeler arasında
koordinasyonu sağlamak için Almanya ve Avusturya-Macaristan hükümetlerince
2-4 Aralık 1915 tarihleri arasında Macaristan’ın Temeşvar şehrinde bir
konferans düzenlenmiştir. Konferansa demiryolu hattının geçtiği; Almanya,
Avusturya ve Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı Devleti adına heyetler
katılmıştır. Osmanlı Devleti’ni temsilen Nafia Nezareti Demiryolları Müdürü
Mustafa Bey ile Harbiye Nezareti Şimendiferler İdaresi Müdür Muavini Refik
Bey delege olarak gönderilmiştir.27 Konferansta İstanbul-Berlin hattında
23 “Şark İle Almanya Arasında Tesis-i Münakalat- Erbab-ı Sanayiin Arzuları”, Servet-i
Fünun, 6 Kânunuevvel 1916, No:1281, s.89.
24 Yunus Nadi, “Berlin-İstanbul Demiryolu”, Tasvir-i Efkâr, 18 Kanunuevvel 1915, s.1.
25 Sanders, a.g.e., s.123.
26 Figen Atabey, Çanakkale Muharebelerinin Deniz Cephesi, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara 2014, s.264; Çolak, a.g.m., s.382.
27 BOA, MV., 199/131.
218
NURAY ÖZDEMİR
işleyecek trenlerin seferlerine dair yapılacak çalışmalar üzerinde durulmuştur.
Alınan kararlara göre; 1 Ocak 1916 tarihinden itibaren Berlin-İstanbul arasında
karşılıklı olarak haftada iki defa sefer yapılması uygun görülmüştür. Seyehat
edecek yolcuların pasaport kontrolüne dair karşılıklı kararlar alınmıştır.28
Berlin’den hareket edecek olan trenler iki farklı yol üzerinden hareketle
Galanta’da birleşeceklerdir. Bu trenlerden biri Berlin’den hareketle BreslauOderberg yolu üzerinden diğeri yine Berlin’den kalkarak Dresden-Prag-Viyana
yoluyla ve bir üçüncüsü de Münih’ten hareketle Viyana yoluyla Galanta’da
birleşeceklerdir. Yolculara tahsis edilecek bu katarlar, beş vagondan oluşacaktır.
Bunlardan üç tanesi yataklı, bir tanesi birinci ve ikinci sınıf yolcularına
mahsus(A-B) işaretli ve diğeri de lokanta vagonu olacaktır. Berlin ve Münih’ten
cumartesi ve çarşamba günleri hareketle Galanta’da birleşen vagonlar
Budapeşte-Belgrad-Niş-Sofya üzerinden pazartesi ve cuma akşamları saat yedide
İstanbul’a ulaşacaklardır. Bunlara karşılık olarak İstanbul’dan kalkacak olan
trenler ise öğleden sonra saat birde Sirkeci Garı’ndan hareket edeceklerdir. 29
Temeşvar’da yapılan konferansta İstanbul-Berlin hattında işleyen trenlerle
yolculuk yapacak yolcuların askeri ve siyasi makamlardan izin almaları ve bu
iznin pasaporta kaydedilmesi de zorunlu tutulmuştur. Bu kararlar çerçevesinde
ilgili devletler İstanbul-Berlin demiryolu hattında kesintisiz bir ulaşımın
başlayabilmesi için kendi ülkelerinde gerekli hazırlıkları yapmaya hemen
başlayacaklardır.30
Osmanlı Devleti’nde başlayacak seferler için vagonların hazırlanması ve
yataklı vagon temini gibi hazırlıkların yanında İstanbul-Berlin Hattı’nda yolculuk
edecekler hakkında Erkan-ı Harbiye Vekâleti tarafından bir talimatname
hazırlanmıştır. Bu talimatnameye göre;31
1-Osmanlı Devleti’nden dışarı çıkacak her sivil mensup olduğu devletin
elçiliği veya konsolosluğu tarafından verilmiş fotoğraflı bir pasaporta sahip
olmalıdır. Pasaportlar İstanbul Polis Müdürlüğü ve Karargâh-ı Umumi İkinci
Şubesi Müdürlüğü tarafından onaylanacaktır. Biletler ancak tasdik edilmiş
pasaportlar gösterildikten sonra satılacaktır.
2-Müttefik Devletlerin askerlerinden olup üniforma ile seyahat edeceklerin
kendi ordusu tarafından bir belgeye sahip değil iseler Alman askerleri İstanbul
Mevki Kumandanlığı’ndan ve diğer askerler ise kendi ateşe militerlerinden
vesika almalıdırlar Osmanlı askerleri Karargâh-ı Umumi İkinci Şube
Müdürlüğü’nden alınmış vesikaya sahip olmalıdır.
28
BOA, BOE, 4389/329107, “Berlin-İstanbul Yolu”, Tanin, 18 Kânunuevvel 1915, s.2.
“Berlin-İstanbul Sürat Katarları”, Tasvir-i Efkâr, 19 Kânunuevvel 1915, s.2.
30 “Berlin-İstanbul Yolu”, Tanin, 18 Aralık 1915, s.2; BOA, BOE, 4389/329107.
31 BOA, HR.HMŞ.İŞO, 42/237; Talimatnamenin Osmanlıca metni için Bkz:Ek-3.
29
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
219
3-Sınır kontrolünde pasaport kontrolü ile yük ve yolcunun denetimi tren
içinde yapılacaktır. Demiryolları İdaresi bu husus için trene bir bölüm
ayıracaktır.
4-Teslim edilecek eşya Sirkeci İstasyonu’nda trenin hareketinden bir gün
evvel öğleden sonra 4-7 saatleri arasında askeri gümrük memurları tarafından
kontrol edilip mühürlenecektir. Sirkeci İstasyonu’nda mühürlenmemiş eşya
trene kabul edilmeyecektir.
5-Türkiye’ye seyahat edecekler vize edilmiş pasaporta sahip olmalıdır.
6-Taşınan eşya Sirkeci İstasyonu’nda askeri kontrole tabi tutulacaktır.
Eşyalar sadece bu istasyondan teslim edilecektir.
Böylece Sirkeci İstasyonu’ndan hareket edecek trenle İstanbul’dan Berlin’e
gidecek olan yolcular ve yükleri önce askeriye tarafından sıkı bir denetime tabi
tutulurken Berlin’den gelecek yolcular da Osmanlı kontrolünden geçecektir.
Osmanlı basında da İstanbul-Berlin demiryolu hattı ile döneme göre kısa
bir sürede yapılacak yolculuğa dikkat çekilerek bu konuda ajanslardan gelen
bilgiler servis edilmiştir. Avrupa basınında çıkan haberlere dayanarak iki şehir
arasındaki yaklaşık 2000 kilometrelik mesafayi balkan katarlarının
istasyonlardaki bekleme süreleri de dahil olmak üzere 28-30 saatte kat edecekleri
büyük bir heyecanla duyurulmuştur.32 Ancak Temeşvar’daki kongreye de katılan
Nafia Nezareti Demiryollar Müdürü Mustafa Bey bir beyanatta bulunarak
gazetelerde yazıldığı gibi İstanbul-Berlin arasındaki mesafenin 28-30 saatte değil
57-60 saatte ancak kat edilebileceğini açıklamıştır.33
Dönemin gazetelerinde İstanbul-Berlin demiryolu hattının kısa bir süre
içerisinde ulaşıma yeniden açılmasında savaş sürecinde hattın kullanılamayacak
derecede tahrip edilememesi olduğuna da dikkat çekilmiştir. Sırplar “vakit ve
imkân bulsalardı” bu hattı kullanılmayacak bir hale koyup tamiri için Almanya
ve Avusturya-Macaristan’ı aylarca uğraşmaya mecbur bırakabilirlerdi.
Demiryolunun ulaşıma uygun bir hale getirilmesinde Sırbistan’daki hattın savaş
ortamında büyük tahribata uğramamasının yanında tahrip edilen köprü, tünel
gibi kısımlarının demiryolu konusunda ileri bir tekniğe ve sanayiye sahip olan
Almanlar tarafından kısa sürede tamir edilmesi olmuştur.34 Belgrad’da
Avusturya’yı Sırbistan’a bağlayan köprü yerine Tuna üzerinde yeni bir köprü
kurularak katarlar buradan geçirilmiştir. İstasyon binası da neredeyse yeniden
32
“28 Saatte 2000 Kilometre!”, Tasvir-i Efkâr, 18 Kanunuevvel 1915, s.1.
“Berlin-İstanbul Sürat Katarları”, Tasvir-i Efkâr, 19 Kânunuevvel 1915, s.2.
34 “28 Saatte 2000 Kilometre!”, Tasvir-i Efkâr, 18 Kânunuevvel 1915, s.1.
33
220
NURAY ÖZDEMİR
yapılmıştır. Güzergâhtaki diğer köprüler de sağlam bir şekilde tamir edilerek
ulaşımın kesintiye uğramaması temin edilmiştir. 35
İstanbul-Berlin hattında ilk seferin 1 Ocak 1916 tarihinde başlayacağı
kararlaştırılmışsa da seferler ilan edilen tarihte gerçekleştirilememiştir.
Zamanında ulaşıma hazır hale getirilmiş olmasına rağmen hattın geçeceği
ülkelerdeki demiryolu idareleri arasında bazı konularda anlaşmaya varılamaması
gecikmeye yol açmıştır.36 Seferlere kısa süreli bir gecikme ile ancak 15 Ocak
1916 tarihinden itibaren başlanmıştır. İstanbul-Berlin demiryolu hattında Orient
Express (Şark Ekspresi) yerine işeyecek trenler Almanya’da “Balkan Zug”
(Balkan Express) olarak adlandırılırken Osmanlı Devleti’nde ise “Balkan Katarı”
ya da “Balkan Sürat Katarı” olarak anılmıştır.37
Almanlar İstanbul-Berlin hattında işleyen trenlere “Enverland trenleri” ismini
vermişler ve trenlerin üstüne de yazmışlardır. Ancak bu isim siyasi bir anlam
içermesi ve “Sultan Mehmet Reşat’ı Enver Paşa’nın gölgesinde bıraktığı” iddiası ile
tenkide uğramıştır. Ayrıca Enver Paşa’ya muhalif olan Türk subaylarının da
tepkisine yol açmıştır. Bir süre sonra Almanlar bu uygulamadan vazgeçerek
trenlerin üzerine sadece “Türk Treni” yazmışlar ve mesele kapanmıştır. 38
4- İstanbul-Berlin Demiryolu Hattı’nda Balkan Katarları
Berlin-Viyana-Peşte-Belgrat-Sofya-İstanbul demiryolu hattında ilk sefere
15 Ocak 1916’da Berlin’den başlanmış sadece davetliler kabul edilmiştir. Trende
İstanbul’a giden birkaç aile, çok sayıda asker ve devlet görevlisinin yanında
Almanya Hükümeti tarafından davet edilmiş üçü Amerikan, biri İsveçli ve bir de
İkdam Gazetesi’nin eski Londra ve Berlin muhabiri Mehmet Sadi Bey’in de
aralarında bulunduğu beş gazeteci yolculuk yapmıştır. 39 Defne dalları ve İttifak
Devletleri’nin bayrakları ile donatılmış ilk tren Berlin’den 15 Ocak 1916
cumartesi günü saaat 7.15’te hareket etmiştir. Alman topraklarında ilerlerken
trene halk büyük ilgi göstermiş ve her istasyonda zafer nidaları ile
selamlanmıştır. Demiryolu hattının geçtiği Dresden, Viyana ve özellikle Peşte
şehirlerinde tren halk tarafından tezahürat gösterileri ile karşılanmıştır.
“İstanbul-Berlin Katarının Şehrimize Muvasalatı”, Tasvir-i Efkâr,18 Kânunusani 1916,
s.1.
36 “İstanbul-Berlin Sürat Katarları”, Tasvir-i Efkâr, 2 Kânunusani 1916, s.2.
37 Irene Anastasiadou, Constructing Iron Europe, Amsterdam University Press, Amsterdam
2011, s.38.
38 Sanders, a.g.e., s.177; “Büyük Harb Esnasında Almanya ile Türkiye Arasında Nakliyat
Yolları”, s.144.
39 Mehmet Sudi, “Berlin-İstanbul Katarında”, İkdam, 18 Kânunusani 1916, s.1;
“İstanbul-Berlin Katarının Şehrimize Muvasalatı”, Tasvir-i Efkâr,18 Kânunusani 1916,
s.1.
35
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
221
İstasyonlar bayraklarla donatılmış ve bandolar milli marşlar çalmıştır. Trenle
Almanya’dan dönen ilk Çanakkale gazilerinden olan Türk üniformasıyla Yüzbaşı
Bahri Bey kadınlı erkekli kalabalığın ilgi noktası olmuş “çok yaşa Türk zabiti”
sözleri ile büyük tezahürat yapılmıştır. Ayrıca Macar kadınları yolculara para
vererek İstanbul’dan kartpostal istemişlerdir. Tren “İstanbul’a selam!” nidaları ile
uğurlanmıştır.40 Tren Budapeşte’den sonra Sırp topraklarına girmiş ve Pazar
gecesi 23.30’da yani vaktinde Belgrad’a ulaşmıştır. Sırp topraklarında halkın
ürkek ve endişeli takibi ile Niş üzerinden Bulgaristan sınırına giren Balkan
Katarı, Bulgaristan’da da törenle karşılanmıştır. Sofya’daki Osmanlı büyükelçiliği
erkanı da yolcuları istasyonda karşılamak için hazır bulunmuşlardır. Tren
Sofya’dan hareketle Küçükçekmece’ye ulaşmış, İstanbul’da da törenlerle
karşılanmıştır41. Şark Demiryolları Askeri Hat komiserliği tarafından bir
karşılama programı düzenlenmiştir. Hatta bir gün öncesinde törene dair
ayrıntılar kamuoyuna gazeteler yoluyla duyurularak halkın yoğun katılımı
sağlanmaya çalışılmıştır.42
Küçükçekmece’ye ulaşan ilk Balkan Katarı Şehremaneti, Milli Müdafaa
Cemiyeti, Donanma Cemiyeti, Hilal-i Ahmer Cemiyeti, Türk Ocağı üyeleri ile
gazetecilerden oluşan bir heyet tarafından Küçükçekmece’de karşılanmıştır.
Burada bir tören düzenlenmiş ve Berlin-İstanbul yolunun açılışının önemi
konusunda konuşmalar yapılmıştır. Daha sonra karşılama heyeti de trene
binerek ilk yolcularla birlikte Sirkeci Garı’na geçmişlerdir. Küçükçekmece’den
Sirkeci’ye kadar geçilen Ayastefanos, Makriköy, Yedikule, Samatya, Kumkapı
istasyonlarını dolduran kadınlı erkekli halkın alkışlarıyla tezahürat içerisinde tren
Sirkeci’ye saat yediyi on geçe yani Berlin’den hareketinden tam 60 saat sonra
ulaşmıştır. 43
Planladığı gibi hiçbir aksilik olmadan tren zamanında 17 Ocak 1916’da
Berlin’den İstanbul’a gelmiştir. Sirkeci istasyonunda treni Padişah adına
Başyaver Salih Paşa, Dâhiliye Nazırı Talat Bey, üç müttefik devletin sefirleri,
mebuslar, çok sayıda devlet adamı, gazeteciler ve halk karşılamıştır. Törende
Osmanlı ve Alman marşları çalınmıştır.44 Trenin geçtiği şehirlerde yapılan
karşılama hazırlıkları ve halk tarafından gösterilen yoğun ilgi İstanbul-Berlin
demiryolu hattının yeniden açılışına verilen önemin önemli bir göstergesi
olmuştur.
40
Mehmet Sudi, a.g.m,, s.1.
“İstanbul-Berlin Katarının Şehrimize Muvasalatı”, Tasvir-i Efkâr,18 Kânunusani 1916,
s.1.
42 “İlk Balkan Sürat Katarı”, İkdam, 17 Ocak 1916, s.2.
43 “İstanbul-Berlin Katarının Şehrimize Muvasalatı”, Tasvir-i Efkâr,18 Kânunusani 1916,
s.1; Servet-i Fünun, “Balkan Sürat Katarı”, No:1283, 7 Kânunusani 1915, s.110-112.
44 “İstanbul-Berlin Katarının Şehrimize Muvasalatı”, Tasvir-i Efkâr,18 Kânunusani 1916,
s.1.
41
222
NURAY ÖZDEMİR
İstanbul’dan Berlin’e gidecek olan ilk katar ise 18 Ocak günü Sirkeci
İstasyonu’ndan hareket etmiştir. Tren Osmanlı ve müttefik devletler bayrakları
ile ve defne dallarıyla donatılmıştır. İlk Berlin treninde yer alan yolcular arasında
yeni vefat etmiş olan Almanya’nın İstanbul Büyükelçisi Wangenheim’in ailesi,
askerler, tüccarlar ve gazeteciler yer almıştır.45
İstanbul-Berlin arasında ticari eşya ve yolcunun taşınmasına özellikle de
İstanbul’un iaşesi için gereli olan ürünlerin nakline de başlanmıştır. İlk yolcu
taşıyan trenin İstanbul’a gelişinden iki gün sonra 19 Ocak 1916’da sekiz günlük
bir seyri müteakip askeri malzeme taşıyan bir tren İstanbul’a ulaşmıştır. Ancak
İstanbul-Berlin arasında demiryolu bağlantısı kurulsa da Osmanlı’ya ihtiyaç
duyduğu savaş ve gıda malzemesi istenilen ölçüde ve zamanda
sağlanamamıştır.46 Tuna Nehri üzerinden Rusçuk ve Ziştovi limanlarından
yapılan taşımacılıkla mühimmat ve özellikle 1917 yılında buğday, mısır, un, şeker
gibi maddelerin İstanbul’a nakliyatı söz konusu olabilmiştir.47
4-İstanbul-Berlin Demiryolu Hattının Açılışının Stratejik Önemi
İstanbul-Berlin demiryolu hattının açılışı İttifak Devletleri’nin I.Dünya
Savaşı’nda elde ettiği en büyük başarılardan biri olarak görülmüş ve savaşı
sonlandıracak önemli bir adım olduğuna inanılmıştır. Yolun açılması ile İtilaf
Devletleri arasındaki bağlantı koparken Almanya-Avusturya-MacaristanBulgaristan ve Osmanlı Devleti arasında doğrudan ve seri bir ulaşım başlamıştır.
Almanya’dan yapılacak yardımlarla Osmanlı Devleti’nin büyük güç kazanacağı
görüşü hakim olmuştur.
Balkanlarda İtilaf Devletleri karşısında üstünlük kazanan Almanya
müttefiklerinin savaşın zaferle sonuçlanacağına dair inancını artırma yönünde
İstanbul-Berlin yolunun açılmasını iyi bir propaganda malzemesi olarak
kullanmıştır. Almanya, kendi gücünü gösterme ve birkaç ay önce savaşa girmiş
olan Bulgaristan’ın da katılımıyla dörtlü ittifakın pekiştiğini öne çıkarma fırsatı
bulmuştur. Almanya’nın girişimiyle 15 Ocak 1915 tarihinden itibaren başlayan
demiryolu seferleri anısına renkli kartpostallar hazırlanmıştır. I.Dünya Savaşı
yıllarında maliyeti düşük olması ve çok sayıda insanın kolaylıkla ulaşabilmesi
açısından kartpostallar etkili bir propaganda aracı olarak kullanılmıştır.48
45
“İstanbul-Berlin Treninin Hareketi”, Tasvir-i Efkâr,19 Kânunusani 1916, s.2; “Balkan
Treni”, Tanin, 19 Kanunusani 1916, s.3.
46 Büyük Harb Esnasında Almanya ile Türkiye Arasında Nakliyat Yolları”, s.139.
Yılmaz, a.g.e., s.70.
47 A.Haluk Dursun, “Osmanlı Arşivinde Tuna Nehri ve Kıyıları”, Türk Dünyası
İncelemeleri Dergisi, Sayı:12, Kış/2012, s.337.
48 Gülsüm Polat, “Savaş, Poropaganda ve Kartpostallar”, Avrasya İncelemeleri Dergisi, I/2
(2012), s.262; I.Dünya Savaşı’nda İttifak Cephesi’nde Savaş ve Propaganda, (Ed.Bahattin
Öztuncay), Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2014.s.48.
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
223
Kartpostallarla halkın dikkati kazanılan başarıya çekilirken ittifak grubunun
gücüne vurgu yapılmıştır. Daha çok dört müttefikin işbirliği sonucunda bu
başarının kazanıldığı mesajını veren kartpostallarda Alman, AvusturyaMacaristan, Bulgar ve Türk bayrakları yan yana çizilmiştir. Berlin’den İstanbul’a
yola çıkan ve İstanbul’a ulaşan trenler öne çıkartılmıştır.49
Dönemin Osmanlı basınında da İstanbul-Berlin yolunun açılışında
İttifak Devletleri’nin ne kadar başarılı ve uyum içerisinde olduklarına dikkat
çekilmiştir. Örneğin Balkan Katarının geçtiği müttefik devletler topraklarında
büyük bir sevinçle ve alkışlarla karşılanması gerçek ve saygın bir ittifakın
kurulduğunun göstergesi olduğu belirtilmiştir. “Hırçın, asabi ve birbirlerini dost
olmaktan çok, düşman gibi gören” İtilaf devletleri arasında sürekli bir “nifak ve
küskünlük” hüküm sürdüğüne ve ilk sürat katarının İstanbul’a ulaşması
münasebetiyle müttefiklerin birbirine gösterdikleri dostluğun dikkate değer bir
tezat teşkil ettiği anlatılmıştır.
Bu yolun açılışı İttifak Devletleri’ni barışa
götürecek önemli bir adım olarak gösterilmiştir. 50 Almanya ve müttefiklerinin
savaşı kazandığı havası estirilerek İttifak devletlerinin gücünü göstermede
propaganda amaçlı kullanılmıştır. Müttefik ülkelerin arazisinden geçerek
İstanbul-Berlin demiryolu hattının “batının silah ve cephanesi ile doğunun cesaret ve
gayretini demir gibi sağlam bir bağla birbirine bağlandığı” düşünülerek peşi sıra
kazanılacak zaferlerle savaşın sona ereceği vurgusu yapılmıştır. Berlin-İstanbul
arasında tesis edilen yola dair bir Alman Gazetesi’nde yer alan nitelendirme
Tasvir-i Efkar Gazetesi’ne aynen şu şekilde yansımıştır: “İngilizlerin deniz
hakimiyetine karşı İttifak Devletleri’nin kara hakimiyeti.” 51
Ancak İttifak Devletleri İstanbul-Berlin yolunun açılması üzerine artık
savaşın bittiğini düşünürlerken Almanya’nın barış istediği yönünde Avrupa
basınında çıkan haberler şaşkınlığa yol açmıştır. Daha önce İstanbul-Berlin
yolunun açılmasını çok tehlikeli bir durum olarak gören Matin gibi Fransız
gazetelerinin, açıldıktan sonra önemsizmiş gibi göstermesi Türk basınında
gülünç karşılanmıştır. Aynı günlerde İngiltere’den gelen haberlerde ise İngiliz
Başbakanı Asquit’in Çanakkale’deki başarısızlığı kabul ettiğine dikkat çekilerek
İstanbul-Berlin yolunun barış için bir şantaj aleti olmak yerine barışa yönelik
önemli bir adım olduğu vurgulanmıştır.52
Osmanlı Devleti’nin müttefikleri ile doğrudan bağlantı kurmasının bir
sonucu olarak 23 Temmuz 1916’da Avusturya’ya yardım için Galiçya
Cephesi’ne Türk askeri gönderilmeye başlanmıştır. Uzunköprü ve Alpullu
istasyonlarından trenle hareket eden Türk birlikleri Sofya ve Niş üzerinden
49
Bkz.Ek:4; Ek:5.
“İlk Katarla, “İlk Müjde”, İkdam, 18 Kânunusani 1916, s.1.
51 “İstanbul-Berlin Katarının Şehrimize Muvasalatı”, Tasvir-i Efkâr,18 Kânunusani 1916, s.1.
52 Yunus Nadi, “Berlin-İstanbul Yolu ve Sulh”, Tasviri Efkâr, 21 Kânunuevvel 1915, s.1.
50
224
NURAY ÖZDEMİR
cepheye ulaşmışlardır.53 İstanbul-Berlin yolunun açılması müttefik devletler
arasındaki askeri ilişkileri güçlendirdiği gibi diplomatik ve siyasi ilişkileri de
geliştirmiş iki ülkeyi birbirine yaklaştırmıştır. Savaş gölgesinde karşılıklı yapılan
ziyaretlerle Türk-Alman ilişkileri güçlenmiştir. Enver Paşa Galiçya Cephesi’nde
savaşan Türk askerine destek vermek hem de Berlin’e ziyaret yapmak üzere 11
Eylül 1916’da Balkan trenini kullanmıştır.54 Alman İmparatoru II.Wilhelm de
müttefikleri Osmanlı Devleti ve Bulgaristan’a moral ve destek vermek üzere 15
Ekim 1917’de İstanbul’a üçüncü ziyaretini Balkan treni ile yapmıştır. Sirkeci
Garı’nda törenle karşılanmıştır.55 Alman İmparatorunun gelişinden sonra iade-i
ziyarette bulunmak üzere 17 Aralık 1918’de Veliahd Vahdeddin ve yaveri
Mustafa Kemal Paşa’nın da katıldığı bir kafile Balkan treni ile Berlin’e
gitmiştir.56 Yolun açılması sadece diplomatik ilişkileri geliştirmemiş Berlinİstanbul arasında tıptan müziğe pek çok alanda heyetler gidip gelmiş iki başkent
adeta “komşu kapısı” yapılmıştır.57
İstanbul-Berlin yolunun 1915 yılı sonunda açılmasıyla Türk ordusunun
geniş ölçüde silahlandıktan sonra büyük başarılar kazanacağı yolunda Enver
Paşa’nın ümitleri tamamen boşa çıkmıştır. Osmanlı Devleti’nin beklediği Alman
askeri malzeme yardımının nakli ise bu tarihten sonra zaten Almanya’nın kendi
savaştığı cephelerde ihtiyaçları arttığı için çok kısıtlı kalmıştır. Doğu Anadolu ile
Suriye ve Irak’ın geniş ölçüde elden çıkması Çanakkale zaferinden ve İstanbulBerlin yolunun açılmasından sonra olmuştur.58 Ancak Bulgaristan’ın 29 Eylül
1918’de mütareke imzalayarak savaştan çekilmesi ise İstanbul- Berlin hattının
İttifak devletlerine yeniden kapanmasına ve İstanbul yolunun İtilaf Devletleri’ne
açılmasına neden olmuştur. Bulgaristan’daki Fransız kuvvetleri Uzunköprü’ye
geçerek 9 Kasım 1918’den itibaren Uzunköprü-Sirkeci arasındaki demiryolunu
kontrollerine almışlardır.59
53
Büyük Harb Esnasında Almanya ile Türkiye Arasında Nakliyat Yolları”, s.145.
“Enver Paşa’nın Seyahati”, Tanin, 16 Eylül 1916, s.1.
55 Ö. Kürşad Karacagil, “Alman İmparatoru İstanbul’da (1917)”, Akademik Bakış, C.6,
S.12, Yaz 2013, s.115; “Kayzer Hazretlerinin Şehrimize Muvasalatı”, Tanin, 16
Teşrinievvel 1917, s.1.
56 Kamil Çolak, Fahri Yetim, “Veliaht Vahdeddin ve Mustafa Kemal Paşa’nın Almanya
Seyehatiyle İlgili Tespitler”, Tarihin Peşinde, S.17, 2017, s.133; “Veliahd-ı Saltanat
Hazretlerinin Seyehati”, Tasvir-i Efkâr, 16 Kanunuevvel 1917, s.1.
57 “Alman Heyet-i Musikisi Şehrimizde”, Servet-i Fünun, 12 Mayıs 1916, s.2; Almanya’da
Osmanlı Heyet-i Tıbbiyesi”, Servet-i Fünun, 12 Mayıs 1916, s.5; “Muhterem
Mebuslarımızın Almanya Ziyareti”, Servet-i Fünun, 19 Mayıs 1916, s.15.
58 Bayur, a.g.e., s.389.
59 N.Fahri Taş, “I.Dünya Savaşı’nda Fransızların Trakya’yı İşgali,” Atatürk Araştırma
Merkezi Dergisi, Sayı:60, Kasım 2004, s.671.
54
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
225
Sonuç
I.Dünya Savaşı’nın başlangıcından sonuna kadar İttifak Devletleri İstanbul
Berlin yolunu açık tutmak İtilaf Devletleri ise kapalı tutmak isteğiyle hareket
etmiştir. 1915 yılı sonbaharında yolun açılması ile İtilaf Devletleri arasındaki
bağlantı koparken Almanya-Avusturya-Macaristan-Bulgaristan ve Osmanlı
Devleti arasında doğrudan ve seri bir ulaşım başlamıştır. İstanbul-Berlin
demiryolu hattının açılışı İttifak Devletleri’nin I.Dünya Savaşı’nda elde ettiği en
büyük başarılardan biri olarak görülmüştür. Savaşı İttifak Devletleri lehine
sonuçlandıracak bir adım olarak düşünülmüş ve Almanya, Avusturya
Macaristan, Bulgaristan ve Osmanlı kamuoyunda heyecanla karşılanmıştır.
Balkanlarda üstünlük kazanan Almanya müttefiklerinin I.Dünya Savaşı’nın
zaferle sonuçlanacağına dair inancını artırma yönünde İstanbul-Berlin yolunun
açılmasını iyi bir propaganda malzemesi olarak kullanmıştır.
İstanbul-Berlin yolunun açılışı ile Rusya-Sırbistan bağlantısının kesileceği,
Almanya’dan askeri malzeme yardımı yapılacağı, Avusturya yapımı malların
Türkiye ile Bulgaristan’a naklinin kolaylaşacağı ve Osmanlı ülkesinden askeri
malzeme imalatında kullanılan hammaddelerin Almanya’ya ihracının yapılacağı
ümit edilmiştir. Her ne kadar küçük çapta yardımlar ve ticari eşyaların nakli
yapılsa da beklentiyi karşılayamamıştır. Almanya’nın zaten kendi savaştığı
cephelerde ihtiyaçları arttığı için müttefiklerine yaptığı yardımlar çok kısıtlı
kalmıştır. Nitekim Doğu Anadolu ile Suriye ve Irak’ın geniş ölçüde kaybı
İstanbul-Berlin yolunun açılmasından sonra olmuştur. Bulgaristan’ın 29 Eylül
1918’de savaştan çekilmesi ise İstanbul-Berlin yolunun yeniden kapanmasına ve
İstanbul yolunun İtilaf Devletleri’ne açılmasına yol açmıştır. Her ne kadar
İstanbul-Berlin yolunun Kasım 1915’te açılışı İttifak Devletleri’ni barışa
götürecek zafer için önemli bir adım olarak görülmüşse de I.Dünya Savaşı’nı
kazanmaya yetmemişt
NURAY ÖZDEMİR
226
Ekler
Ek:1-Tuna yolunun açılışı münasebetiyle duyduğu sevinç ve memnuniyeti bildirmek üzere
Alman İmparatoru II.Wilhelm tarafından Padişah Mehmet Reşat’a çekilen telgraf. (BOA,
HR..SYS., 2414-72)
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
227
Ek:2-Tuna yolunun açılışı münasebetiyle Alman İmparatoru II.Wilhelm’in çektiği telgrafa
cevaben Osmanlı Padişahı Mehmet Reşat tarafından gönderilen telgraf. (BOA, HR..SYS.,
2414-72)
228
NURAY ÖZDEMİR
Ek:3-Balkan Sürat Katarı ile yolculuk edecekler hakkında hazırlanan talimatname. (BOA,
HR.HMŞ.İŞO, 42/237.)
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
Ek:4-İstanbul-Berlin yolunun açılışı anısına bastırılan kartpostal.
Ek:5-İstanbul-Berlin yolunun açılışı anısına bastırılan kartpostal.
229
230
NURAY ÖZDEMİR
KAYNAKÇA
Arşivler
Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)
BOE, 4389/329107.
İ..MBH., 18/84.
HR..HMŞ.İŞO, 42/237.
HR..SYS., 2414/72.
MV., 199/131.
Süreli Yayınlar
İkdam
Servet-i Fünun
Tanin
Tasvir-i Efkâr
Kitap ve Makaleler
I.Dünya Savaşı’nda İttifak Cephesi’nde Savaş ve Propaganda, (Ed.Bahattin Öztuncay), Koç
Üniversitesi Yayınları, İstanbul 2014.
ANASTASİADOU, Irene, Constructing Iron Europe, Amsterdam University Press,
Amsterdam, 2011.
ATABEY, Figen, Çanakkale Muharebelerinin Deniz Cephesi, Türk Tarih Kurumu Yayınları,
Ankara 2014.
BAYUR, Yusuf Hikmet, Türk İnkılabı Tarihi, Cilt:II, 1914-1918 Genel Savaşı, Kısım:II,
TTK Yayınları, Ankara, 1991.
Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi (04 Haziran 1915-09 Ocak 1916), V.Cilt,
III.Kitap, Genelkurmay Başkanlığı ATASE Daire Başkanlığı Yayınları, Ankara,
2012.
“Büyük Harb Esnasında Almanya ile Türkiye Arasında Nakliyat Yolları”, (Çev:Yüzbaşı
Ahmet Şevket), Askeri Mecmua, Sayı:70, Eylül /1928, s.137-150.
ÇOLAK, Kamil- YETİM, Fahri “Veliaht Vahdeddin ve Mustafa Kemal Paşa’nın
Almanya Seyehatiyle İlgili Tespitler”, Tarihin Peşinde, S.17, 2017, s.129-145.
ÇOLAK, Mustafa, “Çanakkale Savaşı’nda Yalnız Bırakılan Bir Müttefik: Almanya’nın
Osmanlı İmparatorluğu’na Yardım Çabaları”, Türkler, Cilt:13, Ankara-2002, s.377383.
DURSUN, A.Haluk “Osmanlı Arşivinde Tuna Nehri ve Kıyıları”, Türk Dünyası
İncelemeleri Dergisi, Sayı:12, Kış/2012, s.333-339.
İSTANBUL-BERLİN DEMİRYOLU
(OTAM, 45/Bahar 2019)
231
ENGİN, Vahdettin, Rumeli Demiryolları, Eren Yayınları, İstanbul 1993.
KARACAGİL, Ö. Kürşad, “Alman İmparatoru İstanbul’da (1917)”, Akademik Bakış,
C.6, S.12,, Yaz 2013, s.111.-133.
McMEEKIN, Stean, Berlin-Bağdat Demiryolu, (Çev:Azize F.Çakır), Picus Yayıncılık,
İstanbul, 2012.
Mehmet Sudi, “Berlin-İstanbul Katarında”, İkdam, 18 Kânunusani 1916, s.1.
POLAT, Gülsüm “Savaş, Poropaganda ve Kartpostallar”, Avrasya İncelemeleri Dergisi, I/2
(2012), s.243-268.
SANDERS, Liman Von, Türkiye’de 5 Yıl, (Çev:M.Şevki Yazman), Burçak Yayınevi,
İstanbul,1968.
TAŞ, N.Fahri, “I.Dünya Savaşı’nda Fransızların Trakya’yı İşgali,” Atatürk Araştırma
Merkezi Dergisi, Sayı:60, Kasım/2004, s.659-675.
YILMAZ, Veli, 1nci Dünya Harbinde Türk-Alman İttifakı ve Askeri Yardımlar, İstanbul,
1993.
Yunus Nadi, “Berlin-İstanbul Demiryolu” , Tasvir-i Efkâr, 18 Kanunuevvel 1915, s.1.
Yunus Nadi, “Berlin-İstanbul Yolu ve Sulh”, Tasvir-i Efkâr, 21 Kânunuevvel 1915, s.1.
Yunus Nadi, “Berlin-Viyana-İstanbul Yolunun Ehemmiyeti”, Tasvir-i Efkâr, 22
Teşrinievvel 1915, s.1.