Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
Uluslararası İlişkiler, Cilt 9, Sayı 35, 2012, ss. 101-127.
"Türk dış politikası üzerine son dönemde yapılan akademik çalışmalarda, politik ekonomi yaklaşımlarından da istifade edilmeye başlandığı görülmektedir. Dış politikayı ekonomi-siyaset ve uluslararası ilişkilerin dinamik etkileşim kümesi olarak inceleyen söz konusu yaklaşımlar, Türk dış politikasının yapısal dinamiklerini analize imkân tanıyan kavramsal zeminin oluşmasına katkı sağlamıştır. Ancak mevcut literatürde, daha çok, ‘yeni Türk dış politikası’nda ekonominin yeri ve rolü üzerinde durulmakta, eleştirel bir yaklaşım yerine, ‘açıklayıcı’ perspektifler incelenmektedir. Literatürdeki söz konusu eksikliğin giderilmesine katkı sağlamayı amaçlayan bu çalışmada, ‘yeni Türk dış politikası’nda sorun çözücü bir unsur olarak ekonominin kısıtları üzerinde durulmakta, ekonominin dış politikada sürdürülebilir bir araç olarak kullanılabilmesi için Türkiye’nin politik ekonomisinin “proaktif devlet” yapısına dönüşmesinin gerekliliği vurgulanmaktadır. Bu kapsamda, çözülmesi gereken üç temel kısıt olan (1) kapsamlı sanayi stratejisinin eksikliği, (2) dış ticaretin asimetrik yapısı ve (3) toplumsal kutuplaşma/sinerji eksikliği tartışmaya açılmaktadır."
Kriter, 2022
Batı’nın son iki yüzyıllık mutlak üstünlüğünün sorgulandığı ve Asya örneğinde olduğu gibi küresel ekonomik sistem ve politik düzende hızlı bir değişim ve dönüşümün yaşandığı yeni bir yüzyıldayız. Küresel ekonominin ağırlık merkezi de Batı’dan Doğu’ya doğru kayıyor. 4-5 milyarlık Asya, genç nüfusu ve dinamik ekonomileri ile önemli bir potansiyel taşımakta. Rusya, Çin, Hindistan ve Endonezya gibi ülkeler, küresel ekonomi-politikte daha fazla öne çıkarken, bölgesel ve küresel siyasette söz sahibi olmaktadır.
DergiPark (Istanbul University), 2003
DEĞİŞEN REKABETÇİLİK: MAKRO VE MİKRO DEĞERLENDİRMELER, 2019
21. Yüzyıl’da hızla değişen rekabetçilik koşulları, diplomasiyi salt devlet merkezli olmaktan çıkarmış, çok uluslu şirketler, uluslararası ekonomik/finansal kuruluşlar ve kamu kurumları arasında bütünleşik bir yapıya evirmiştir. Diplomasi kavram ve uygulamalarında ortaya çıkan bu değişim, ülkeler arası diplomatik ilişkilerin merkezine ticareti oturtmuş, devletlerarası rekabetçilik parametrelerini ticari ve ekonomik faaliyetler temelinde derinleştirmiştir. Söz konusu rekabetçilik parametrelerini yeni nesil araçlar üzerinden inşa eden ticari diplomasi kavram ve uygulamaları; günümüzün iç içe geçmiş dünyasını ekonomik, ticari, siyasal ve finansal açıdan anlama ve buna ilişkin analitik bir perspektif oluşturabilme adına özgün bir rol ve fonksiyon üstlenmektedir. Bu çalışmada, siyasal popülizmin yükseldiği ve ülkeler arası gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığı günümüz ekonomi politiğinde, yeni nesil bir rekabetçilik aracının inşasında ticari diplomasi kavram ve uygulamaları analiz edilecektir. Bu analizi yerine getirirken mukayeseli bir araştırma yöntemi kullanılacak, ticari diplomasi uygulamalarında ön plana çıkan ülkelerin doğrudan yabancı yatırım oranlarının arttırılması, ihracat performansının geliştirilmesi amacıyla, özel sektör ve kamunun ilişkilerinde geliştirmiş oldukları ortak yönetişim modelleri incelenecektir.
GİRİŞ İnsanın doğayla, çevresiyle verdiği yaşam mücadelesi sonucunda beraberinde yeni dinamikler ortaya çıkmaktadır. Bu dinamikler zamanla insanın değişmez birer parçası olmayı başarmıştır. Teknik ve teknoloji olguları da bu dinamiklerin bir göstergesidir. Gereksinimlerin karşılanabilmesi için deneme-yanılma yöntemiyle üretilen enformasyonlar günümüzde teknik, bunun uzantısı da teknoloji olarak belirtilmektedir. Atabek'in de aktardığı gibi teknik " bir şey elde etmenin bilgisi " , teknoloji ise " ürettiğimiz, elde ettiğimiz bu bilginin toplumsallaşması, toplumsal değer bulması " dır. İletişimsel olayların içinde teknikler fiziksel olarak kalıcı yer edinirler. Bu var olma savaşında teknik kavramı önce bireylerin sonra toplumun ve beraberinde küresel yapının demirbaşı olmayı başarmıştır. Toplumun kültürleriyle var olan teknik günümüzün yaşam tarzının vazgeçilmezidir. Teknoloji; kültürle geçen, üretim ile ifade bulan ve kullanılan bir organdır. (Eriksen, 2015, s.313) Teknik ve ekonomi arasındaki ilişkiyle birlikte teknoloji dinamik ve kalıcı bir yapı oluşturmuştur. Teknoloji, insanın doğayla mücadele tarzını, hayatını sürdürdüğü üretim sürecini açığa çıkarır ve dolayısıyla insanın toplumsal ilişkilerinin ve bunlardan doğan zihinsel tasarımlarının oluşum tarzını da ortaya koyar. (Mosco ve Fuchs, 2014, s.152) Bu noktada ekonomiyi, ekonomi politiği doğru tanımlamak ve kapitalizm sistemini değerlendirmek önem kazanmıştır. Alan hesap borçlu, veren hesap alacaklı mantığına dayanan ekonomi olgusuyla herşeyin bir değerinin olduğu bir yapıdan bahsetmekteyiz. Bu değer, o ürünün adedine göre kısaca kıtlığa bağlı olarak belirlenmektedir. Talep arz dengesi de bu bağlamda ortaya çıkmaktadır. Ekonomi bilimi ismi bugün geleneksel ekonomi politik isminin yerini almıştır. Ekonomi politik meta ve hizmetler alanında üretimi, dağılımı ve tüketimi inceleyen bilim olarak; "servet bilimi" olarak tanımlanmıştır. (Duverger, 1973, s.54) Üretim ve tüketim ilişkisine bağlı olarak ekonomik yapı günümüzün kapitalist sistemini oluşturmaktadır. Üretim ve tüketim anlayışının yerleşebilmesi teknoloji olgusunun da bu sisteme dahil olmasıyla daha da belirginleşmiştir. Bu çalışmada da ekonomide bir araç olarak kullanılan teknoloji olgusu günümüz kapitalist yapı ve bunun ekonomi politiği incelenerek seçilmiş örneklem doğrultusunda eleştirel olarak değerlendirilmekte ve gelecekle ilgili öneriler tartışılmaktadır. Ekonomi politik adi ilk kez 1615 yılında Antoine de Montchrestien (Paranın Bulunuşu Üzerine bir İnceleme) tarafindan kullanılmıştır. Ekonomi politik tarihsel ve sınıfsal bir bilimdir. Ekonomi politik insan davranışını amaçlarla kıt olanaklar arasındaki ilişkiler açısından inceleyen bilimdir. Engels'ten aktaran Yaylagül'e göre ekonomi politik; " tarihseldir, çünkü üretim ve değişim ilişkileri ülkelere ve tarihsel dönemlere göre farklılaşır. Sınıfsaldır, çünkü üretim ve bölüşüm tarihsel olarak, incelenen dönemin üretim ve güç ilişkilerine dayanır. " (Yaylagül, 2010, s.139) Ekonominin kelime anlamı, " evin içindeki düzen " demektir. Politik ise sitenin ve ulusun yönetimine ilişkin her şeyi anlatır. Buna göre, ekonomi politik, bir ulus için yürürlükte olan düzenin ilkelerinin incelenmesi anlamına gelir. (Yaylagül, 2010, s.142) İktisadi süreci yöneten toplumsal kanunları inceleyen ekonomi politik bilimi; ekonomik kanunların birbirleriyle olan ilişkilerini ve çeşitli toplumsal formasyon tiplerinin temel hareket yasalarını ve diğer toplumsal formasyonlara geçiş koşullarını araştırır. Ekonomi politiğin konusu toplumdur. Mosco'ya göre de, dar anlamıyla ekonomi politik, iletişim kaynaklarının da dahil olduğu, toplumsal kaynakların üretim, dağıtım ve tüketimini yaratan toplumsal ve iktidar ilişkilerinin incelenmesidir. Eleştirel bir tavır takınarak üretim sürecindeki nesnelerin üretimini değil üretim sürecinde sınıflar arasında kurulan toplumsal ilişkileri inceler. (Yaylagül, 2010, s.146) Başaran'a göre ise ekonomi politik; ekonomik örgütlenme ile politik, toplumsal ve kültürel yaşam arasındaki etkileşim ile ilgilenmek olarak belirginleştirmektedir. Ekonomi politik yaklaşım, ekonomik örgütlenme ve politik, toplumsal, kültürel yaşam arasındaki etkileşimle ilgilenirken, kurumsal ve teknolojik engellerin piyasayı nasıl şekillendirdiği, bu engelleri kontrol eden şirket ve hükümetler, ekonomi ve uluslararası ticari ilişkilerin dinamikleri, gelişme ve az gelişme kavramları, ülkeler arasındaki enformasyon üretme, dağıtma ve paylaşma konusundaki eşitsizlikler, uluslararası tekeller gibi, iletişim kurumlarının toplumsal düzeyi diye tanımlayabileceğimiz çözümleme birimlerine başvurmaktadır. (Başaran, 2010, s.89) Uzun Dalgalar Kuramı, Marx'ın gelişme ve teknolojiyi ele alış biçiminden yola çıkılarak geliştirilen bir kuramdır. Marx, 1859 tarihli Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı isimli yapıtında Ekonomi Politiğin Yöntemi başlığı altında, toplumsal gelişme kavramını şu şekilde ifade etmektedir:
Bu çalışmada, bilgi teknolojileri devrimi sonucu doğan yeni ekonomi incelenmiş, bu yeniliğin sonucu karşımıza daha önce bilmediğimiz bir dizi yeni sorunla karşılaşacağımız belirtilmiştir. Bu yeni sorunların başında mahremiyet, dolayısıyla güvenlik gelmektedir. Öncelikli olarak mahremiyet üzerinde durulmuş, ülkemizdeki duruma değinilmiş ve ABD’de bu konuda yapılan çalışmalara küçük bir örnek verdikten sonra, somut bir çözüm önerisi getirilmiştir.
Muhafazakar Düşünce, 2018
The general and presidential elections of 24 June 2018 in Turkey were one of the most important elections in the modern history of the country in many ways. First of all, the elections were based on a series of new regulations that would shape the voters’ attitudes. Also, the elections were a systemic prerequisite for the newly established presidential system to take effect, which had a national approval through 16 April 2017 referendum. The elections were also distinguished with the rare alliances it contained. The People’s Alliance (Cumhur İttifakı) consisted in Erdoğan’s Justice and Development Party (AK Parti) and Bahçeli’s Nationalist Movement Party (MHP), and worked to bring Erdoğan to the office, to embrace and run the new system effectively. On the opposite side there were a coalition and a single party, the coalition naming itself Nation’s Alliance (Millet İttifakı) and consisting in an alliance of Republican People’s Party (CHP), Good Party (İYİ Parti) and Felicity Party (Saadet Partisi); while the People’s Democratic Party (HDP) ran by itself. They came together to either oust Erdoğan in the running for pres- ident or at least gain the majority in the parliament to force a systemic balance over Erdoğan through the parliament. In this article, I will first elaborate on the critical political developments observed between what is known as the “2007 Presidential Crisis” and 24 June 2014 elections, along with their impact upon the changes in political system. Then, I will put forward some arguments on the possible political and social consequences of the 2018 elections in the short, medium and the long run. Keywords: The New Political System in Turkey, The People’s Alliance, The Nation’s Alliance, Voter’s Behavior, The Conservative-Nationalist Axis, Identity Politics.
YENİ MEDYA EKOLOJİSİ VE İLETİŞİM SARMALI MODELİ NEW MEDIA ECOLOGY AND DIGITAL COMMUNICATION SPIRAL MODEL, 2019
Özet İnternetle birlikte topluma yayılmaya başlayan yeni teknolojiler ve özellikle de iletişim teknolojileri toplum yapısında önemli değişimlere yol açmaya başlamıştır. Günümüzde neredeyse her ortamda internete erişimin olması, bireylerin sürekli olarak mobil araçlara başvurması ve iletişim halinde olma yönündeki isteği en nihayetinde akıllı telefonların yaşamın büyük bir parçası olarak atfedilmesine yol açmıştır. Yeni teknolojileri denemek/satın almak için sabırsızca bekleyen bireylerin bu teknolojilere katılma yönünde oldukça gönüllü olması da toplumda akla gelen en keskin değişimlerdendir. Yapılan araştırmalar geleneksel medya araçlarının Z kuşağı bireylerine ya da dijital yerlilere fazla bir anlam ifade etmediğini göstermektedir. Bu bağlamda teknoloji çağında yetişip yeni medya ekolojisini benimseyen öğrencilerle dolu bir odaya geleneksel medya araçları çerçevesinden konuşmak pek de ilgi çekici gelmemektedir. Yeni medya araçlarını hayatlarının odak noktasına yerleştirenler için bir iletişim döngüsü söz konusudur. Sürekli iletişim halinde olma isteği, çevrimiçi olma duygusu, cep telefonlarını sürekli kontrol etmeye yönelik karşı konulamaz dürtüler, sosyal ağlarda olmadığında birçok şeyi kaçırıyormuş hissiyatı günümüz yeni medya ekolojisinde sıradanlaşmıştır. Bu çalışmada, yeni medya ekolojisinin etkileri ele alınarak, iletişim bilimine yön veren ana eleştirel kuram ve düşünceler yeni medya teknolojileri bağlamında yeniden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Bu doğrultuda sanal iletişim kullanımına yönelik "iletişim sarmalları" modeli oluşturulmuştur. Oluşturulan model literatür taramasıyla belirlenen ve teknolojiyle bağlantılı iletişim kuramlarıyla karşılaştırılmıştır. İletişim kurma ihtiyacının teknoloji yoluyla karşılanması daha güçlü ve tekrarlayan bir iletişim * Arş. Gör.
Yeni Şafak, 2022
Dünya Mart 2020'den sonra, Covid-19'dan kaynaklanan büyük bir kapanma (Great Lockdown) ile yüz yüze kaldı. Bu salgının politik, ekonomik ve küresel ekonomi politik üzerinde yol açtığı etkiler, pandemi öncesi ekonomi politik çerçeve ve düşünme sistemine büyük darbe vurmuştur. Devletlerin krizlere müdahale gücü olup olmamasının tartışıldığı ve ekonomik politikaların ve özelde tarımsal politikaların ne kadar önemli olduğunun anlaşıldığı bu salgınla birlikte küresel ekonomi politik sistemde paradigmal tartışmalar yerini aldı. Türkiye ise bu salgınla birlikte ana akım iktisat paradigmasını sorgulamaya başladı. Paradigma belli bir alanda kabul görmüş standart uygulamalar ve değerler şeklinde tanımlanabilir. Peki Türkiye ne yaptı? YATIRIM, ÜRETİM, BÜYÜME, İSTİHDAM Türkiye 1980'den bu yana ekonomik liberalizme uygun politikalar izlemiştir. 1980'den sonra adım adım mal, para ve döviz politikalarını liberalize eden Türkiye, 1989'dan sonra sermaye hareketliliğine izin veren 32 Sayılı Kararname değişikliği ile ise tam liberal hale gelmiştir. Türkiye-Washington Uzlaşması denilen paradigma doğrultusunda kamuyu küçültmeye yönelik olarak kamu harcamalarını kısıcı ve parasal büyüklükleri kontrol etmeye yönelik politika karması ile birlikte genel olarak neo-liberal bir büyüme modeline geçti.
2020
Türkiye'de Neo-Liberalizm ve Ahbap-Çavuş Kapitalizmi Oturumu Doç.Dr. Pınar Bedirhanoğlu Dr. Ali Rıza Güngen Dr. Berk Esen Doç.Dr. Burak Bilgehan Özpek Dr. Mustafa Kutlay
Naturkatastrophen. Deutungsmuster vom Altertum bis in die Neuzeit (Paderborn: Brill/Fink), 2022
Przegląd Rusycystyczny, 2021
M. Canedo (dd.) Un país para los porteños. La experiencia del Estado de Buenos Aires (1852-1861), 2023
Aikuiskasvatus, 1984
ALPHA DOC , 2023
Journal of Cleaner Production, 2018
Historical and Cultural Transformations of Russian Childhood: Myths and Realities. Edited by Marina Balina, Larissa Rudova, and Anastasia Kostetskaya., 2023
European Geriatric Medicine, 2015
Journal of Neurochemistry, 1990
Sustainability, 2022
MRS Proceedings, 2004
Procedia - Social and Behavioral Sciences, 2015
Iranian Journal of Chemistry & Chemical Engineering-international English Edition, 2019
Revista Brasileira de Estudos Pedagógicos, 2019
Ecology and Society, 2014
Annals of Allergy, Asthma & Immunology, 2020
Frontiers in Environmental Science, 2020