Cilt: 5 - Sayı: 2 / Volume: 5 - Number: 2 by The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS)
Özet Bu çalışmada, Sarıkeçili Yörükleri arasında icra edilen geçiş dönemine bağlı uygulamalarda k... more Özet Bu çalışmada, Sarıkeçili Yörükleri arasında icra edilen geçiş dönemine bağlı uygulamalarda kadının rolü konu olarak belirlenmiştir. Çalışmada yer verilen bilgiler 2010 ile 2012 yılları arasında farklı zaman dilimlerinde, 150 çadırla farklı güzergahlarda göçen Sarıkeçili Yörüklerinden derlenmiştir. Göç esnasında onların belirlediği görev dağılımında aktif olarak görev alarak Yörüklerin yaşam tarzları ve kadının gelenek içerisindeki rolü yakından gözlemlenmiştir. Katılımcı gözlem ve mülakat yöntemlerinden faydalanarak elde edilen bilgiler ışığında başlıca üç geçiş dönemi olan "doğum", "evlenme" ve "ölüm"e bağlı ritüellerde kadının rolü belirlenmiştir. Bunun için özgün bir yöntem oluşturulmuştur. Çalışmada yer alan veriler ve değerlendirmeler kadın folkloru ve Yörük kültürü hakkındaki çalışmalar bütününe katkı sağlayacak mahiyettedir.
Abstract In this paper, we will examine rites of passage among the nomadic women of the Sarikecili Yoruks who live in southern Turkey and still migrate between certain locations. For this, we participated in their migration and took part in certain duties in the migration process in order to closely observe their life style and women's roles in everyday life. By utilizing participant observation and interview methods, we analyze women's roles in "marriage", "birth", and "death." Since the paper involves both nomadic culture in Turkey and the current situation of women in this culture, this research is beneficial to researchers who study women's folklore and nomadic culture.
Özet İnsanlar hayatları boyunca yaşadıkları heyecanları, sevinçleri, acıları sözlere dökmüştür. A... more Özet İnsanlar hayatları boyunca yaşadıkları heyecanları, sevinçleri, acıları sözlere dökmüştür. Ağıtlar da insanların acılarını ifade ettikleri araçların başında gelmiştir. Ağıtların sadece ölüm olayı karşısında söylendiği düşünülse de zamanla pek çok konu üzerine söylendiği görülmüştür. Bu konuların başında da göçe bağlı olarak ortaya çıkan gurbet olgusu gelmektedir. İnsanların başta iklim koşulları, savaş, kıtlık gibi durumlar karşısında gerçekleştirdiği göç, son zamanlarda ekonomi ve eğitim başta olmak üzere pek çok etken yüzünden gerçekleşmektedir. Özellikle İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra başlayan ekonomi odaklı girişimler, 1960'lı yıllarda Batı Avrupa ülkelerine işgücü göçünü başlatmış ve Türkiye'den, başlarda ağırlıklı olarak erkek olmak üzere, kadın erkek pek çok kişinin başta Almanya olmak üzere birçok Batı Avrupa ülkesine göç etmesine sebep olmuştur. İlk zamanlar bir araba, bir tarla veya bir ev alabilmek gayesiyle geçici olarak düşünülen göç, zamanla Türk işçilerin ailelerini de yanlarına almasıyla kalıcı olmuştur. Dolayısıyla başta misafir işçi olarak görülen Türkler, kalıcı olmalarıyla birlikte Almancı/Alamancı olarak ifade edilmişlerdir. Başta sadece Almanya'da yaşayan Türkler için kullanılan tabir, zamanla tüm Avrupa ülkelerindeki Türkler için kullanılmaya başlamıştır. Arkasında sevdiklerini bırakan, dilini dahi bilmedikleri bir ortama giren, farklı kültürler gören Türk işçisi bu duruma alışmakta zorlanmış ve yaşadıkları zorlukları ve hüznü sözlere dökmüştür. Ülkesinden uzakta kalan Türk işçisinin ve sılada kalan sevdiklerinin yaşadıklarını anlatan türküler/ağıtlar ve şiirler başlarda plaklara, kasetlere ve CD'lere kaydedilerek piyasaya sürülmüş, teknolojinin gelişmesi ve internetin hayatın vazgeçilmezleri arasında yer almasıyla sosyal paylaşım ve video paylaşım sitelerinde paylaşılarak geniş kitlelere ulaştırılmıştır. Video paylaşım sitelerinin başında gelen YouTube da bu görevi en iyi şekilde yerine getiren platformlardan olmuştur. Bu çalışmada, gerek Alamancı olarak ifade ettiğimiz Avrupa ülkelerinde yaşayan Türklerin gerekse sılada kalan sevdiklerinin söylediği ve YouTube'da paylaştığı ağıtlar incelenmiştir. Ağıtlar, şekil, konu ve izlenme oranları, videolardaki bazı hususiyetler, altlarına yapılan yorumlar gibi pek çok yönden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Abstract People put into words the excitement, joy and pain they have experienced throuhout their lives. Laments has also been one of the primary means by which people express their pain. Although the laments are thought to be said only in the death event, it has been seen that it has been said on many subjects over time. The event of expatriate that arising due to migration comes first among these subjects. Migration of people intially realized againist climatic conditions, war, famine has been happening recently due to many factors, especially economy and education. Economy oriented initiatives that started especially after the Second World War, started labor migration to Western Eutopean countries in the 1960s and it has caused many people, mainly men, men and * Bu çalışma, Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Türk Dili ve Edebiyatı Ana Bilim Dalında devam etmekte olan "Alamanya Ağıtları" başlıklı doktora tezi çerçevesinde üretilmiştir.
Özet İnsanın bilinmeyeni bilmek ve gelecekten haberdar olmak arzusu, fal nev'inden birçok edebî t... more Özet İnsanın bilinmeyeni bilmek ve gelecekten haberdar olmak arzusu, fal nev'inden birçok edebî türün doğuşuna zemin hazırlamıştır. Bu çerçevede farklı fal türlerinden bahseden birçok eser yazılmıştır. Falnâme başlığı altında toplanan eserler içinde yaygın geleneğe sahip türlerden biri de insan vücudunun bazı organlarındaki kasların hafifçe kımıldaması, oynaması, titremesine bağlı olarak geliştirilen yorumları ihtiva eden ihtilâc-nâme /seğir-nâme türüdür. Geleceğe ilişkin saptamalarda bulunabilmek hususunda bir işaretler dizisi olarak görülen ve insan vücudundaki seğirmelerden hareketle kaleme alınan bu tür eserlerin içeriğinde barındırdığı kültürel unsurlar yanında Türk halkının inanış, değer yargıları ve davranış kalıpları ile toplumsal beklenti ve eğilimleri hakkında da önemli bilgiler sunduğu görülmektedir. Bu düşünceden hareketle, seğir-nâme nüshalarının tespiti ve ilmî neşirlerine ilişkin kayda değer çalışmaların ortaya konduğu ilgililerin malumudur. Ancak, bugün geldiğimiz noktada yurtiçi ve yurtdışında hâlâ gün ışığına çıkarılmayı bekleyen ihtilâc-nâme yazmalarının varlığı muhakkaktır. İlgili literatürde bugüne kadar adı geçmeyen ihtilâc-nâme yazmalarından biri de Süleymaniye Kütüphanesi Ayasofya Bölümü 2705 numarada kayıtlı bulunmaktadır. Bu makalede; insan vücudunda baştan ayağa seğiren uzuvların gelecekte hangi olaylara işaret ettiğini bildirmek amacıyla kaleme alınmış olan söz konusu nüsha tanıtılmış, ihtilâc-nâme türü hakkında yapılacak mukayeseli çalışmalara katkıda bulunması amacıyla eserin metnine yer verilmiştir. Anahtar Kelimeler: Seğirme, seğir-nâme, ihtilâc-nâme, fal, Süleymaniye Kütüphanesi.
Abstract Man's desire to know the unknown and be aware of the future paved the way for the birth of many literary genres in fortune-telling. In this context, many works have been written that talk about different types of fortune-telling. One of the genres that have a common tradition among the works collected under the title of Falnâme is the type of ihtilâc-nâme/seğir-nâme, which contains interpretations developed due to the slight movement, movement, and trembling of the muscles in some organs of the human body. It is seen that such works, which are seen as a series of signs to be able to make determinations about the future and which are written based on the twitches of the human body, provide important information about the beliefs, value judgments and behavior patterns of the Turkish people, as well as their social expectations and tendencies.
Özet 17. asrın ikinci yarısı ile 18. asrın ilk çeyreğinde yaşayan İsmâil Hakkı Bursevî velûd muta... more Özet 17. asrın ikinci yarısı ile 18. asrın ilk çeyreğinde yaşayan İsmâil Hakkı Bursevî velûd mutasavvıflar arasında yer almaktadır. Yüzden fazla eser kaleme alan müellif, yaşadığı devir itibari ile etkisini hissettirmiş bir isimdir. Bursevî, eserlerinde dil ve edebiyatın yanı sıra hadîs, kelâm, fıkıh ve tefsîr gibi İslâmî ilimlere de yer vererek çok yönlü çalışmalar yapmıştır. İsmâil Hakkı uzun yıllar Bursa'da ikâmet etmiştir. Onun hayatının en üretken dönemleri Bursa'da bulunduğu zamanlardır. Pek çok kıymetli eserini burada kaleme almış ve gitmiş olduğu farklı şehirlerden nihayetinde Bursa'ya dönüp ömrünü burada tamamlamıştır. Bu sebepledir ki o, "Bursevî" lakabıyla anılmaktadır. Biz bu makalemizde ölümüne dek pek çok eser kaleme alan Bursevî'nin gerek hayatına ve gerekse eserlerine dair yapılan tüm çalışmaları inceleyerek onun hakkında yapılan araştırmaları toplu bir biçimde ortaya koymaya çalışacağız. Yaptığımız bu çalışmanın İsmâil Hakkı üzerine araştırma yapacakların çalışmalarına yol göstermesi amaçlanmaktadır. Anahtar Kelimeler: İsmâil Hakkı Bursevî, bibliyografya, kitap, tez.
Abstract İsmail Hakki Bursevî, who lived in the second half of the 17th century and the first quarter of the 18th century is who produced many works among the Sufis. The author, who has written more than a hundred works, is a name that has made its impact felt since the period he lived. Besides language and literature in his works, Bursevî also carried out versatile studies by including Islamic sciences such as hadith, kalam, fiqh, and tafsir. İsmail Hakkı, residedin Bursa for a long time. The most productive periods of his life was him Bursa's time. He wrote many of his precious works at Bursa. He went to many different cities but eventually he returned to Bursa. Fort his reason, his nickname is "Bursevî". In this article, we will try to reveal collectively the studies about Bursevî, who wrote many works until his death, by examining all the studies on both his life and his works. This study is aimed to guide those who will research on İsmail Hakkı.
Akademik dil veya bilim dili, ölçünlü (standart) bir dili ifade etmektedir. Günlük konuşma dili v... more Akademik dil veya bilim dili, ölçünlü (standart) bir dili ifade etmektedir. Günlük konuşma dili veya lehçeden farklı olarak dilin standart kurallarına bağlıdır. Özellikle de akademik makalelerde ölçünlü dil kullanılmaktadır. Buna rağmen her alanın bilim dili kendi içinde farklılıklar göstermektedir. Bu farklılıkların belirlenmesi ise akademik yazı dilinin doğru kullanılmasında oldukça önemlidir. Bu nedenle bu çalışmada sosyal bilimler ve fen bilimleri alanındaki araştırma makalelerinde kullanılan bilim dili karşılaştırmalı olarak incelenmiştir. 5 sosyal bilimler ve 5 fen
bilimleri makalesinden oluşan toplam 10 makale; makalelerde kullanılan bağlaç, zaman, etkenedilgen çatı ve terimler açısından değerlendirilmiş ve bu öğelerin dağılımları belirlenmeye çalışılmıştır. Osmanlı Tarihi, İnkılâp Tarihi, Coğrafya, Eğitim Bilimleri, İlahiyat, Çevrebilim,
Veterinerlik, Mühendislik, Ziraat ve Spor Bilimleri alanlarından seçilen makaleler Ankara Üniversitesinde yayımlanan çeşitli dergilerin son sayılarından random yöntemiyle (rastlantısal) seçilmiştir. Elde edilen sonuçlar, sosyal bilimler ve fen bilimleri alanında yazılmış akademik
makalelerde kullanılan bilim dilleri arasında farklılıklar olduğunu göstermiştir
Cilt: 5 - Sayı: 1 / Volume: 5 - Number: 1 by The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS)
Özet Biyografiler, toplumda belli özellikleri ile ön plana çıkan kişiler hakkında derli toplu bil... more Özet Biyografiler, toplumda belli özellikleri ile ön plana çıkan kişiler hakkında derli toplu bilgiler edinebileceğimiz edebi bir türdür. Bu türde biyografisi hazırlanan kişilerin merak edilen yönleri hakkında bilgi sahibi olunabilir ya da yeni özellikleri keşfedilebilir. Bu çalışma 1918-1994 yılları arasında yaşamış hukukçu olan ancak halkbilimci ve dil bilimci kimliği ile de adından söz ettiren değerli kültür insanı Ali Rıza Önder'in biyograf vasfını tanıtmayı amaçlamaktadır. Çalışmada ilk olarak biyografi terimi ve Ali Rıza Önder hakkında kısa bilgi sunulacaktır. Ardından biyograf olarak nitelendirilebilecek çalışmalara imza atmış olan Önder'in çeşitli dergi ve gazetelerde yayımladığı arkeolog, dil bilimci, din âlimi, gazeteci, halk bilimci, halk ozanı, hukukçu, öğretmen, siyasetçi, şair ve ziraatçı gibi birçok farklı meslek grubuna mensup kırk yedi şahsiyetin biyografi çalışması tanıtılacak ve kronolojik sıra ile aktarılacaktır. Ali Rıza Önder'in biyografisini hazırlayacağı şahsiyeti seçiminde etkili olan hususların neler olabileceği tespit edilmeye çalışılarak hazırladığı biyografilerde ortaya koyduğu usul incelenecektir. Abstract Biographies are a literary genre in which we can get tidy information about people who come to the fore with certain characteristics in the society. It is possible to learn about the curious aspects of the people whose biographies are prepared or to discover new features. This study aims to introduce the biographer qualification of Ali Rıza Önder, a valuable cultural person who lived between 1918-1994 and made a name with his folklorist and linguist identity. In our study, firstly, a brief information about biography term and about Ali Rıza Önder will be presented. Afterwards, biography work of forty-seven individuals consisting of many different professional groups such as archaeologist, linguist, scholar, journalist, folklorist, minstrel, jurist, teacher, politician, poet and agronomist that are published by Önder in various newspapers and magazines, who has such undersigned works that make it possible for him to be described as a biographer, will be cited in chronological order and with names. The method that Ali Rıza Önder put forward in his biographies will be examined by trying to determine what may be the factors that are effective in his selection regarding his biography works.
Özet 16. yüzyıl, klasik Türk edebiyatının zirve isimlerinin yetiştiği bir dönemdir. Bu dönemin en... more Özet 16. yüzyıl, klasik Türk edebiyatının zirve isimlerinin yetiştiği bir dönemdir. Bu dönemin en büyük şairlerinden biri de Hayretî'dir. Vardar Yenicesi'nde doğan Hayretî, Mevlevî şeyhi Yûsuf-ı Sîneçâk'in kardeşidir. Mutasavvıf bir kişiliğe sahip Hayretî, önce Şeyh İbrahim Gülşenî'ye intisap etmiş daha sonra da Bektaşîliği benimsemiştir. Ömrünün sonuna doğru gözlerini kaybeden Hayretî'nin mürettep bir divanı vardır. Hayretî Divanı'nı Mehmet Çavuşoğlu ve M. Ali Tanyeri yayımlamıştır. Tezkire yazarlarının değerlendirmelerine göre âşıkane, halk zevkine uygun, sade ve hoşa giden gazelleri olan Hayretî'nin şiirlerine pek çok mecmua ve kısmen de cönklerde rastlamak mümkündür. Bu şiirlerden bazıları şairin divanında mevcutken bazıları ise şairin divanında yoktur. Şair tezkireleri, tarihi ve biyografik kaynaklar tarandığında 16. yüzyılda yaşamış başka Hayretî mahlaslı bir divan şairine henüz rastlanmamıştır. Milli Kütüphane 06 Mil Yz A 3291 numaralı şiir mecmuasında Hayretî mahlasıyla kayıtlı 28 gazel bulunmaktadır. Bu gazellerden 3'ü Mehmet Çavuşoğlu ve M. Ali Tanyeri'nin hazırladığı Hayretî Divanı'nda bulunmamaktadır. Hayretî Divanı'nda bulunmayan 3 gazelden 1'i daha önce yapılan makale çalışmasıyla yayımlanmıştır. Bu çalışmada mecmuada Hayretî mahlasıyla kayıtlı olan ve daha önce hiçbir çalışmayla yayımlanmayan 2 gazelin şekil ve muhteva özellikleri incelenerek, Hayretî Divanı'ndaki diğer şiirlerle mukayesesi yapılmıştır. Abstract 16th century is a period when the significant persons of Classical Turkish literature grew up. One of the great poets in this period is Hayreti. Hayreti who was born in Varnar Yenice was the brother of Yusuf-ı Sîneçâk who was the mevlevi sheikh. Hayreti who had a mystic personality firstly initiated to Shekh İbrahim Gülşeni and then, adopted The Bektashism. Hayreti who lost his eyes to the end of his life had the reorganized divan. Mehmet Çavuşoğlu and M. Ali Tanyeri published Hayreti's Divan. According to the evaluations of writers on the collection of biographies, it is possible to see poems of Hayreti, who had the amorous, popular, plain and likable odes, on many journals and the records of public literature. While some of these poems are available on the poet's divan, some of them are not available. When the poets' collection of biographies, historical and biographical sources have been reviewed, another divan poets with the assumed name of Hayreti who lived in 16th century have not been seen yet. There are 28 odes recorded with the assumed name of Hayreti on the journal of poem
Özet Türk Dili Kurumu tarafından yayımlanmış olan Türkiyeʼde Halk Ağzından Derleme Sözlüğü Türkiy... more Özet Türk Dili Kurumu tarafından yayımlanmış olan Türkiyeʼde Halk Ağzından Derleme Sözlüğü Türkiye Türkçesi ağızlarından kelimelerin derlenmesiyle oluşmuş bir ağız sözlüğüdür. Zengin dil malzemesi içeren bu sözlüğün elbette eksiklikleri vardır. Bu eksikliği gidermek için araştırmacılar tarafından çeşitli katkı çalışmaları yapılmaktadır. Ayrıca kitle iletişim araçlarının insan hayatına girmesiyle birlikte ağızlardaki bazı kelimeler unutulmaya yüz tutmaktadır. Bu yüzden Derleme Sözlüğüʼnde yer almayan kelimelerin tespit edilerek sözlüğe ilave edilmesi gerekmektedir. Biz de bu amaçla Tokat ve yöresi ağzından derlenmiş, ancak Derleme Sözlüğüʼnde yer almayan ya da sözlükte yer alıp Tokat ağzında farklı anlam taşıyan kelime ve kelime gruplarını tespit edip sözlüğe katkıda bulunmak istedik. Çalışmada öncelikle Derleme Sözlüğüʼnde yer almayan kelimeler sözcük türlerine göre ayrılacak daha sonra da sözlükte yer alıp Tokat ve yöresinde farklı anlama gelen kelimelere yer verilecektir. Sözlükte yer almayan kelimelerin anlamı birer örnek cümle ile tanık gösterilerek pekiştirilecektir. Bunlar yapılırken de bölge ağzını daha iyi yansıtması için transkripsiyon işaretleri kullanılacaktır. Söz konusu ağız malzemesi yöre insanından tarafımızca tespit edilmiştir. Abstract The "Compilation Dictionary" published by the Turkish Language Institution is an oral dictionary formed by the compilation of words from Turkish dialects of Turkey. This dictionary, which contains rich linguistic material, of course has its shortcomings. Various additive studies are conducted by researchers to address this deficiency. In addition, with the introduction of mass media into human life, the rich language material in the dialects faces oblivion. Therefore, the words that are not included in the Compilation Dictionary should be identified and added to the dictionary. For this purpose, we wanted to identify the words and groups of words that were compiled from the dialect of Tokat and its locality, but not included in the compilation dictionary, or which have different meaning in the dictionary and contribute to the dictionary. In the study, first the words that are not included in the Compilation Dictionary will be separated according to the word types and then the words that have different meaning in Tokat and its region will be included in the dictionary. The meaning of the words that are not included in the dictionary will be reinforced by showing witnesses with an example sentence. These are signs to better reflect the
Özet Atasözleri ve deyimler, dilin söz varlığı içinde yer alan, toplumun geçmişine ve kültürüne i... more Özet Atasözleri ve deyimler, dilin söz varlığı içinde yer alan, toplumun geçmişine ve kültürüne ilişkin taşıdığı bilgi değerini, gelecek kuşaklara taşıyıp bildiren kalıp sözlerdir. Bu kalıp sözlerin anlamları, kendini oluşturan ögelerin anlamlarıyla doğrudan bağıntılı değildir. Ancak bunların içinde geçen kişi adları, bir bütün olarak oluşturulan anlamın bir parçası olmakla hem üretilen yeni bilgiyi pekiştirirler hem de kültürel devamlılığı sağlarlar. Zengin bir söz varlığına sahip olmaları sebebiyle Türk atasözleri ve deyimlerini konu edinen pek çok araştırma bulunmaktadır. Çalışmaların başlangıç noktasını bu eşsiz söz varlığı hazinesinin belirlenmesi ve bir araya getirilmesi oluşturmuş; Türk atasözlerinin ilk derleme çalışmalarının temelleri XV. yüzyılda atılmıştır. Sistemli bir biçimde yapılan ilk derleme çalışmaları Tanzimat döneminde başlamıştır. Günümüzde ise genel bir külliyatı oluşturulan Türk atasözleri ve deyimlerinin nitelikleri, anlamları, işlevleri gibi konulara yönelik araştırmalar yapılmaktadır. Çalışmamızın konusunu oluşturan Türk atasözü ve deyimlerindeki kişi adları, özel adlar ana başlığı altında ele alınmıştır. Atasözleri ve deyimlerdeki özel adlar, öncelikle kendi içinde; yer adları; kişi adları; etnik kimlik ve mensubiyet bildiren adlar olarak sınıflandırılmıştır. Bu sınıflandırmanın yer adlarıyla ilgili olan bölümü, daha önce ayrı bir yazının konusunu oluşturmuştur. Bu yazıda ise kişi adları üzerinde durulmaktadır. Atasözleri ve deyimlerin derlendiği eserler taranarak Türk atasözü ve deyimlerinde bulunan tüm kişi adlarının tespitine çalışılmış, bunlar üzerinde yeni bir tasnif denemesi yapılmıştır. Çalışmamızda Türk atasözü ve deyimlerinde 314 kişi adı tespit edilmiştir. Bunlardan 16'sı yaşamış, dinî bir vasfı olanlar veya din kültürüyle ilişkili olanlar; 67'si yaşamış, tarihî veya menkıbevi şahsiyetler; 231'i de yaşayıp yaşamadığı tespit edilemeyen, herhangi bir kişi adıdır. Bu çalışmada, Türk atasözleri ve deyimlerinde bulunan kişi adlarının tespitine; ortak bir geçmişi olan veya toplumun zihninde yer etmiş kişilerin dilde karşıladığı göstergelerin belirlenmesine; dil-toplum-kişi adı üçgeninde oluşan kültürel varlık gösterilmeye çalışılmıştır. Anahtar Kelimeler: Atasözü, deyim, anlam, kişi adı, kişi adları PERSON NAMES AS PART OF MEANING IN TURKISH PROVERBS AND IDIOMS Abstract Proverbs and idioms, which are present in the vocabulary, are cliches that convey the informative value of history and culture of the society to future generations. The meanings of these cliches are not directly related with the meanings of the elements that constitute them. However, person names that are mentioned in these proverbs and idioms, by being a component of this holistic meaning, not only reinforce the newly produced information but also ensure cultural continuity.
Cilt: 4 - Sayı: 2 / Volume: 4 - Number: 2 by The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS)
İnsan hayatının en önemli dönüm noktalarından olan geçiş dönemlerinde inanış ve uygulamalar daha ... more İnsan hayatının en önemli dönüm noktalarından olan geçiş dönemlerinde inanış ve uygulamalar daha etkin bir biçimde ortaya çıkar. Bu dönemlerde özellikle kutsala bağlı ritüeller ağırlık gösterir. Bu dönemler "doğum, evlenme ve ölüm" şeklinde sınıflandırılır; ancak kimi zaman bunlara "askerlik ve hac" uygulamaları da eklenir. Birçok yörede insanlar bu dönemlerde tanrısal bir güce ihtiyaç duyar ve çeşitli inanışlara bağlı olarak uygulamalar geliştirir. Bu uygulamalardan bir kısmı da yöredeki ziyaret yerlerinde yapılır. İnsanlar ziyaret yerlerinde kimi zaman orada metfun olan kişinin ya da o bölgedeki mekânın kutsiyetinden yararlanarak belli temennilerde bulunur. Edilen birçok duanın ziyaret yerlerinde daha kutsal ve kabul edilebilir olduğu düşünülür. İnsanların en çok temennide bulunduğu ve kutsal mekânları bu amaçla ziyaret ettiği geçiş dönemlerinden biri ise doğum dönemidir. Bu çalışmada da Tokat'ın Erbaa ilçesinde geçiş dönemlerinden "doğum" âdetlerine bağlı inanış ve uygulamaların ziyaret fenomeni ile olan ilişkisi incelenecektir. Bu incelemelerin sonucunda inanış ve uygulamaların tarihsel ve mitolojik kökenine inilecektir. Çalışmanın hazırlanmasında gözlem ve görüşme yöntemleri kullanılmıştır.
Dinî ya da din dışı birçok konuda manzum veya mensur şekilde ortaya konulan mecmuaların içerisind... more Dinî ya da din dışı birçok konuda manzum veya mensur şekilde ortaya konulan mecmuaların içerisinde şiir mecmuaları klasik Türk edebiyatı alanında çalışanların son dönemde oldukça ilgisini çekmektedir. Biyografik kaynaklarda izine rastlayamadığımız şairlerin şiir(ler)iyle karşılaşma imkânı bulduğumuz şiir mecmuaları, aynı zamanda bazı şairlerin divanlarında yer almayan eserlerine ulaşma imkânı da sağlamaktadır. Öte yandan bu tür çalışmalar ışığında mecmuanın derlendiği dönemin edebî zevki hakkında da ipuçlarına ulaşılmaktadır. Bu minvalde MESTAP adıyla anılan proje sayesinde mecmular bir araya getirilerek klasik Türk şiirinin -bir anlamdahafızası ortaya çıkarılmakta, birçok şair ya da eser literatüre kazandırılmaktadır. Bu proje kapsamında incelediğimiz mecmua GE5052 katalog numarasıyla Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesinde bulunmaktadır. Adı geçen şairlerden hareketle 16. yüzyıl ya da daha sonrasına ait olduğunu düşündüğümüz mecmuada bilindik şairler olduğu gibi adı duyulmamış şairler de yer almaktadır. Mecmuada Ahmed adına kayıtlı şiirler özellikle dikkat çekmektedir. Bu şaire ait şiirler Ahmed Paşa divanında bulunamamıştır. İkisinin de aynı kişi olup olmadıkları belli değildir. Bu çalışmada Bursa İnebey Yazma Eser Kütüphanesinde GE5052 numarayla kayıtlı şiir mecmuası ayrıntılı olarak tanıtılmış ve MESTAP'a göre tablo hâline getirilmiştir.
Sözlükler, bir dilin bütün veya belli bir döneme ait söz varlığını topluca veren eserlerdir. Bu e... more Sözlükler, bir dilin bütün veya belli bir döneme ait söz varlığını topluca veren eserlerdir. Bu eserler, yalnızca bir dil yahut onun belirli bir devresi/sahası için hazırlanmaz; bir topluluk ya da sanatçının sözcük dağarcığını tespit etmek için de hazırlanır. Türkçe, sözlük sayısı ve türü bakımından zengin bir dildir. Ancak bu zenginlikte sanatçı sözlüklerinin katkısının az olduğu bir gerçektir. Oysa, "bir sanatçının veya düşünürün eserlerinde geçen ögeleri toplayan sözlük" şeklinde tanımlanan sanatçı sözlükleri; dil, edebiyat ve sözlük bilimi araştırmaları açısından önemlidir. Kelime dağarcığındaki çeşitlilik ve zenginlikle dikkati çeken Salâh Birsel, Türk edebiyatında sözlüğü hazırlanması gereken isimlerden biridir. Birsel, Türk edebiyatında deneme ve günlük türlerinde yazdığı eserlerle adından sıkça söz ettirir. Onun başarılı olduğu bir diğer alan Türkçeyi kullanma becerisidir. Sanatçı; türettiği, ağızlardan derlediği sayısız sözcük, ürettiği onca deyim ve çeşitli anlamlar yüklediği sözcüklerle Türkçenin söz varlığına hatırı sayılır katkı sağlamıştır. Bu çalışma, Türkçede sanatçı sözlüklerinin önemini ve gerekliliğini anlatmak amacıyla yapılmıştır. Örneklem olarak Boğaziçi Şıngır Mıngır seçilmiş, bunun da ilk baskısı (1980) esas alınmıştır. Çalışmada belgesel tarama yöntemi kullanılmıştır. Sanatçıya özgü olduğu düşünülen sözcük ve deyimlerden 44 tanesi tanık cümlesi ve sayfa numarasıyla birlikte verilmiştir.
Uploads
Cilt: 5 - Sayı: 2 / Volume: 5 - Number: 2 by The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS)
Abstract In this paper, we will examine rites of passage among the nomadic women of the Sarikecili Yoruks who live in southern Turkey and still migrate between certain locations. For this, we participated in their migration and took part in certain duties in the migration process in order to closely observe their life style and women's roles in everyday life. By utilizing participant observation and interview methods, we analyze women's roles in "marriage", "birth", and "death." Since the paper involves both nomadic culture in Turkey and the current situation of women in this culture, this research is beneficial to researchers who study women's folklore and nomadic culture.
Abstract Man's desire to know the unknown and be aware of the future paved the way for the birth of many literary genres in fortune-telling. In this context, many works have been written that talk about different types of fortune-telling. One of the genres that have a common tradition among the works collected under the title of Falnâme is the type of ihtilâc-nâme/seğir-nâme, which contains interpretations developed due to the slight movement, movement, and trembling of the muscles in some organs of the human body. It is seen that such works, which are seen as a series of signs to be able to make determinations about the future and which are written based on the twitches of the human body, provide important information about the beliefs, value judgments and behavior patterns of the Turkish people, as well as their social expectations and tendencies.
Abstract İsmail Hakki Bursevî, who lived in the second half of the 17th century and the first quarter of the 18th century is who produced many works among the Sufis. The author, who has written more than a hundred works, is a name that has made its impact felt since the period he lived. Besides language and literature in his works, Bursevî also carried out versatile studies by including Islamic sciences such as hadith, kalam, fiqh, and tafsir. İsmail Hakkı, residedin Bursa for a long time. The most productive periods of his life was him Bursa's time. He wrote many of his precious works at Bursa. He went to many different cities but eventually he returned to Bursa. Fort his reason, his nickname is "Bursevî". In this article, we will try to reveal collectively the studies about Bursevî, who wrote many works until his death, by examining all the studies on both his life and his works. This study is aimed to guide those who will research on İsmail Hakkı.
bilimleri makalesinden oluşan toplam 10 makale; makalelerde kullanılan bağlaç, zaman, etkenedilgen çatı ve terimler açısından değerlendirilmiş ve bu öğelerin dağılımları belirlenmeye çalışılmıştır. Osmanlı Tarihi, İnkılâp Tarihi, Coğrafya, Eğitim Bilimleri, İlahiyat, Çevrebilim,
Veterinerlik, Mühendislik, Ziraat ve Spor Bilimleri alanlarından seçilen makaleler Ankara Üniversitesinde yayımlanan çeşitli dergilerin son sayılarından random yöntemiyle (rastlantısal) seçilmiştir. Elde edilen sonuçlar, sosyal bilimler ve fen bilimleri alanında yazılmış akademik
makalelerde kullanılan bilim dilleri arasında farklılıklar olduğunu göstermiştir
Cilt: 5 - Sayı: 1 / Volume: 5 - Number: 1 by The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS)
Cilt: 4 - Sayı: 2 / Volume: 4 - Number: 2 by The Journal of Turkic Language and Literature Surveys (TULLIS)
Abstract In this paper, we will examine rites of passage among the nomadic women of the Sarikecili Yoruks who live in southern Turkey and still migrate between certain locations. For this, we participated in their migration and took part in certain duties in the migration process in order to closely observe their life style and women's roles in everyday life. By utilizing participant observation and interview methods, we analyze women's roles in "marriage", "birth", and "death." Since the paper involves both nomadic culture in Turkey and the current situation of women in this culture, this research is beneficial to researchers who study women's folklore and nomadic culture.
Abstract Man's desire to know the unknown and be aware of the future paved the way for the birth of many literary genres in fortune-telling. In this context, many works have been written that talk about different types of fortune-telling. One of the genres that have a common tradition among the works collected under the title of Falnâme is the type of ihtilâc-nâme/seğir-nâme, which contains interpretations developed due to the slight movement, movement, and trembling of the muscles in some organs of the human body. It is seen that such works, which are seen as a series of signs to be able to make determinations about the future and which are written based on the twitches of the human body, provide important information about the beliefs, value judgments and behavior patterns of the Turkish people, as well as their social expectations and tendencies.
Abstract İsmail Hakki Bursevî, who lived in the second half of the 17th century and the first quarter of the 18th century is who produced many works among the Sufis. The author, who has written more than a hundred works, is a name that has made its impact felt since the period he lived. Besides language and literature in his works, Bursevî also carried out versatile studies by including Islamic sciences such as hadith, kalam, fiqh, and tafsir. İsmail Hakkı, residedin Bursa for a long time. The most productive periods of his life was him Bursa's time. He wrote many of his precious works at Bursa. He went to many different cities but eventually he returned to Bursa. Fort his reason, his nickname is "Bursevî". In this article, we will try to reveal collectively the studies about Bursevî, who wrote many works until his death, by examining all the studies on both his life and his works. This study is aimed to guide those who will research on İsmail Hakkı.
bilimleri makalesinden oluşan toplam 10 makale; makalelerde kullanılan bağlaç, zaman, etkenedilgen çatı ve terimler açısından değerlendirilmiş ve bu öğelerin dağılımları belirlenmeye çalışılmıştır. Osmanlı Tarihi, İnkılâp Tarihi, Coğrafya, Eğitim Bilimleri, İlahiyat, Çevrebilim,
Veterinerlik, Mühendislik, Ziraat ve Spor Bilimleri alanlarından seçilen makaleler Ankara Üniversitesinde yayımlanan çeşitli dergilerin son sayılarından random yöntemiyle (rastlantısal) seçilmiştir. Elde edilen sonuçlar, sosyal bilimler ve fen bilimleri alanında yazılmış akademik
makalelerde kullanılan bilim dilleri arasında farklılıklar olduğunu göstermiştir