İzleyeli haftalar olmuş ama akıldan bir türlü çıkmadı. Canlı şehir fotoğrafları zemininde okunan mektuplar... Ne olduğunu anlamadan, kız-anne hikayesi ile ilgili hiçbir merak duymadan, mektup dilinin verdiği yakınlık hissi seni o şehrin soluk havasına sürüklemeye yeter.
Bu kısa filmi izlemek, bende bir film çekme arzusu doğurdu. Olay örgüsünün olmadığı , melankoliyi ancak resimlerle anlatacağım bir film. Ve de mektuplar, en aşık olduğum edebiyat türü...