Academia.edu no longer supports Internet Explorer.
To browse Academia.edu and the wider internet faster and more securely, please take a few seconds to upgrade your browser.
2023, Tarihi, Kültürü ve Sanatıyla Trabzon I
…
58 pages
1 file
Karadeniz İncelemeleri Dergisi (33), 2022
Bu makalede Of kazasında yaylacılığın ne zaman başladığı ve yaylalardan ne kadar vergi alındığı tespite çalışılacaktır. Of kazasına bağlı Hola-i Kebir köylerinin eski mahallesi, sayfiye köyü olan ve yaylacılık yapılan Barma Yaylası’nın ne zaman kurulduğu ve sınırlarının nereye kadar uzandığı arşiv belgelerine dayanılarak ortaya konulacaktır. Zaman içinde Barma Yaylası’nın mezralarına komşu olan yaylaların halkından Paçan köylüleri ile ne tür ihtilafların ortaya çıktığı ve bu ihtilafların nasıl geliştiği, ihtilafların çözülmesi için yaylalardan kurulan mahkemelerin nasıl sonuçlandığı kadı ilamlarıyla belirlenmeye çalışılacaktır. XIX. yüzyılın ikinci yarısında Hola-i Kebir köylüleri kendi meralarına (Sicanoba Yaylası’nda) kelifler yapan Paçan köylüleri arasında meydana gelen çatışmanın nasıl sonuçlandığı ortaya konulacaktır. Cumhuriyet döneminde bu ihtilafların Köbrübaşı’na bağlı Dağardı köylüleri ile devam ettiği ve bu ihtilafların neden çözülmediği belirlenmeye çalışılacaktır. 1935 yılında Barma Yaylası’nda hangi köylülerin ve bu köylere bağlı hangi hanelerin evi ve çayırı bulunduğu ortaya konulacaktır.
TAÇ (TÜRKİYE ANIT ÇEVRE TURİZM DEĞERLERİNİ KORUMA VAKFI DERGİSİ, 2014
Ülkemizin en yüksek ve zorlu coğrafyasını oluşturan Doğu Anadolu Bölgesi aynı zamanda Yakındoğu’nun önemli kültür bölgeleri arasında eşsiz bir konuma sahiptir. Bu özelliği nedeniyle bölge arkeolojik çağlar boyunca önemli birçok kültüre ve uygarlığa ev sahipliği yapmıştır. Bu uygarlıklardan en önemlisi hiç şüphesiz Doğu Anadolu yaylasının ilk merkezi politik güce sahip olan Urartu Devleti’dir. Bu günkü politik sınırları aşan bir yayılım alanına sahip olan Urartu Devleti’nin toprakları üzerinde bulunan onlarca kale bu kültürden bizlere miras kalmış en önemli anıtlardır. Urartu Devleti M.Ö. 9-6 yüz yıllar arasında yaklaşık 300 yıl boyunca zor bir coğrafyada politik bir güç olarak tutunabilmeyi başarmıştır. Krallığın son büyük kralı olan II. Rusa, günümüze kalan en görkemli Urartu kalelerini inşa ettiren kral olma ünvanına sahiptir. Bu yazımıza konu olan Ayanis Kalesi de bu kralın inşa ettirdiği ve Urartu Uygarlığından günümüze en iyi korunarak gelmiş Urartu kalesidir.
2020
The state founded by Timur was a legacy of the Turkish-Mongolian tradition. The most important element of this tradition was that it had a nomadic character. However, the region of Transoxiana, where it was founded, contained a very strong culture belonging to both urban and nomads from the past. It would not be wrong to include the Timurid State in the nomad category. However, both Timur and his successors did not act in accordance with the nomadic lifestyle of Genghis Khan, on which they tried to base their legitimacy. Timur used the highlands and winter quarters for accommodation during the expeditions. Later Timurid rulers adapted the nomadic life to their own lives and became urbanized over time. The travelers and ambassadors who came to the Timurid country at different times left important imformation about the lifestyle of the people. In this study, the lifestyle of the Timurid dynasty, which has a different undurstanding of nomads compared to its contemporaries, will be evaulated in the light of sources and studies.
Art-Sanat
Mersin-Gözne Yaylası'nda Istar Dokumacılığı ve Örnekleri Istar Weaving and Some Examples in Gözne Plateau of Mersin Öz Mersin yöresi yaylalarında dokuma yapan Yörükler tarafından "çul dokuma" adıyla bilinen "ıstar dokumacılığı"nın geçmişi uzun yıllar öncesine dayanmaktadır. Tüm el sanatlarında olduğu gibi, Mersin İli Gözne Yaylası'nda dokunan "ıstar dokumacılığı"nın devamlılığı sağlanamamış, bu teknik kaybolma tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Araştırmada Mersin İli Gözne Yaylası'nda yapılan ıstar dokumacılığı ve günümüze kadar gelen örnekleri incelenerek, yöre dokumacılığının tescillenip, tanıtılması ve Türk kültürüne kazandırılması amaçlanmıştır. Yörede "ıstar" adı verilen, dikey tezgâh grubundan sarma tip tezgâhlar kullanılmaktadır. Kıl, yün, orlon iplikler kullanılarak "kıllama, tırlık" adı verilen düz dokuma yaygı, namazlık (seccâde), çuval, heybe, yaygı ve köşe çaputu gibi günlük kullanım için üretimler yapılmaktadır. Yapılan bu araştırmayla zili, cicim ve düz dokuma teknikleri kullanılarak dokunan düz dokuma yaygılardan yirmi farklı ürün incelenmiştir. Araştırmada ürünün dokunma tarihi, dokunma amacı, dokuyan kişi, boyutları, kullanılan iplik türleri, renkleriyle dokumaların teknik, desen, kompozisyon ve motif özelliklerine ait bilgiler yer almaktadır. Veriler yüz yüze görüşme yöntemiyle kaynak kişilerden temin edilmiştir.
Trovit yaylasındaki damgalar hem binlerce yıllık tarihin ürünü oldukları için, hem de ilk örnekleri Türk kültür coğrafyasında karşımıza çıktığı için bizim açımızdan son derece önemlidir. Trovit yaylasındaki damgalardan üç tanesi Orhun alfabesindeki harfleri meydana getiren damgalarla birebir aynıdır. Konuyu anlamak için ilgili fotoğraflara bakılabilir. Bazıları Orhun Alfabesi’ndeki keskin hatlardan dolayı yanılabilir. Çünkü aslında keskin hatlı olmayan harfler zamanla o hali almıştır.
Selcuk Universitesi Sosyal Bilimler Enstitusu Dergisi
Abanoz yaylası, Taşeli platosu üzerinde Anamur-Ermenek karayolunun 52. km.sinde Mersin ili Anamur ilçesi Çukurabanoz köyü sınırları içinde yer alır. Bu çalışmanın amacı, Anamur'un önemli bir sayfiye yaylası olan Abanoz yaylasının kurulmasında ve gelişmesinde etkili olan coğrafi unsurları belirleyerek yaylanın tanıtımına katkıda bulunmaktır. Çalışmada yaylanın gelişiminde etkili olan fiziki, beşeri ve ekonomik coğrafya unsurları, yerel verilerle desteklenerek, Abanoz yayla yerleşmesi ile ilgili sonuç ve öneriler ortaya konmaya çalışılmıştır.
Albayrak Medya, 2022
Kitap, Giriş’in haricinde iki ana bölümden teşekkül etmektedir. Giriş bölümünde; Türk Tarihi’nde yayla ve meranın önemi, yayla evleri, Doğu Karadeniz bölgesinde yaylacılığın hangi dönemde ve kimler tarafından başlatıldığı, Osmanlı Devleti döneminde yaylacılık yapanlardan ne tür vergiler alındığı ve yaylacılığın hangi boyutta olduğu tespite çalışıldı. Barma Yaylası ve Kuruluş Tarihi adını taşıyan birinci bölümde, “Barma” kelimesinin anlamı ve bu adla anılan yaylanın ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu, hangi köylere ait olduğu arşiv belgeleriyle ortaya konuldu. Yaylada bulunan mezarlıkların kaç tane olduğu ve bu mezarlarda kimlerin yattığı mezar taşlarından belirlenmeye çalışıldı. Bölgede kayıtlara geçen en eski yaylaların hangileri olduğu, Maraşlı Şeyh Osman Efendi, oğlu ve torununa hangi yaylaların tahsis edildiği ve bunların ne tür görevlerinin olduğu belgelere dayanılarak açıklandı. Barma Yaylası’na ait mera yerlerinden olan Balustala (Siçanoba) ve Hanzar mezraları ile ilgili Paçan köyleri ile ilgili ne tür ihtilafların yaşandığı ve bu ihtilafların kadı ilâmlarına ve padişah fermanlarına rağmen nasıl sürdüğü ele alındı. 1970’lerden itibaren Dağardı köylülerinin Barma Yaylası’na ne tür müdahalede bulundukları resmî evraklarla tespite çalışıldı. Ayrıca bölgede cereyan eden diğer yayla ve mezralarla ilgili bazı ihtilafların neler olduğu kayıtlar ışığında günyüzüne çıkarıldı. Yayla Ortası Şenlikleri (Otçu Göçü) adını taşıyan ikinci bölümde; Barma Yaylası, Sultanmurat, Kuşmer ve çevre yaylarda yaylaya çıkış ve inişlerde yapılan şenlikler ile Yayla Ortası Şenlikleri ele alındı. Bu şenliklerin Tirebolu ve Şalpazarı çevresinde yapılan Otçu Göçü şenlikleriyle bir ilişkisi olup olmadığı araştırılarak her iki bölgedeki yayla şenliklerinin aynı kültür çevresine ait olduğu sonucuna varıldı. Yapılan yayla şenliklerinde ve bölgede söylenen türkülerde Barma Yaylası ve çevre mezralarının yeri tespite çalışıldı.
30. Araştırma Sonuçları Toplantısı Bildirileri., 2013
The Journal of Academic Social Science Studies
Bugün Avrupa klasik müziğini yaylı çalgılar olmadan hayal etmek imkânsızdır. Şöyle ki keman başta olmakla, viyola, viyolonsel ve kontrbas oda orkestrası ve senfoni orkestrasının temelini oluşturmaktadır. Yaylı çalgıların diğer türleri gibi keman da müzik kültürünün genel açılımı ve değişen toplumsal koşulların uzun ve karmaşık bir süreci sonucu ortaya çıkmıştır. Çok sayıda müzikoloji araştırmalar ve hipotezlere dayanarak bu günkü kemanın ortaya çıkmadan farklı biçimde yaylı çalgıların yüzyıllar önce hemen hemen her kültürün etnisitesinde var olduğu görüşü mevcuttur. Birçok araştırmacı fikrine göre kemanın kökeni Arap ve Bizans kültürlerinin hâkimiyetinin olduğu alanlarla ilişkilendirilir. Gerçekten bu bölgelerde bu çalgılar uzun süre yaygın olmuş, oradan ise Güney Slav ülkeleri üzerinden Avrupa'ya nüfuz etmişlerdir. Genelde klasik tip kemanın oluşumu, keman müziğinin diğer türlerinin gelişiminde olduğu gibi İtalya ile ilişkilendirilir. Bu bakımdan, büyük İtalyan ustaları, sanatçı ve bestecilerinin bu süreçteki paha biçilmez katkısına ayrı bir önem verilmelidir. Fakat birçok bilimsel gerçekler ise yaylı çalgıların erken gelişiminin Slav ülkelerinde olduğunu göstermektedir. Bunlar Polonya'nın Opole ve Gdansk kentlerindeki arkeolojik kazılarda bulunan 11.-13. yüzyıllara ait çalgılarla kanıtlanmıştır. Bu çalışmanın amacı kemanın kökenlerini araştırarak onların tarihi gelişim yolunu izlemekle birlikte farklı dönemlere ait yaylı çalgıların evrimi ve tarihi hakkında bilgiler elde etmek, zaman içinde onların hangi etkilere maruz kalarak dış görüntüsü değişikliğine uğrama nedenlerini açıklamak, hangi çalgılardan türediğini tespit etmektir. Çalışmada belgesel tarama modeli esas alınarak analiz tekniklerinden yararlanılmıştır.
2014
M.O. 839 yilinda Asur yayiliminin icerisinde yer aldigi belgelenmis Yukari Firat Bolgesi, ilerleyen yillarda bazi kisa sureli donemler haricinde Argisti oglu Rusa doneminin sonuna kadar Urartu Kralligi’nin egemenliginde kalmis gorunmektedir.Bolgedeki Urartu hâkimiyetinin baslangicini kral Ispuini ya da Ispuini ve oglu Minua’nin ortak kralligi donemine tarihlemek mumkundur. Urartu egemenligi boyunca Yukari Firat Bolgesi, kralliga bagli bir eyalet kapsaminda yonetilmistir. Urartu ve Asur kaynaklarinda farkli donemlerde yasamis,bolgeyi yoneten dort Urartu eyalet valisinin ismi belgelenmistir. Bu calismada Urartu krallarinin kronolojik problemlerine iliskin son zamanlarda yapilan arastirmalar ve bulgular goz onunde tutularak soz konusu eyalet valilerinin senkronik kronolojisi yeniden duzenlenmistir. Bunun yani sira ortalama 125 yildan daha fazla surdugu anlasilan Urartu egemenliginin bolgede kesintiye ugradigi donemler irdelenmis ve II. Sarduri’nin saltanatinin basi ve sonundaki politik...
Loading Preview
Sorry, preview is currently unavailable. You can download the paper by clicking the button above.
internationalist Marxist-Humanist Organization, 2024
Contemporary Military Challenges, 2024
International Journal of Environmental Engineering, 2012
Clinical and Experimental Otorhinolaryngology, 2012
Microbial Cell Factories, 2015
Procedia Chemistry, 2015
EPPO Bulletin, 2011
Science (New York, N.Y.), 2010
Socrates Journal of Interdisciplinary Social Studies, 2024
Una data per l’affresco di Luberto da Montevarchi e precisazioni sulle opere della chiesa di San Ludovico di Tolosa, 2024
Biological Trace Element Research, 2008