International Journal of Language Academy
ISSN: 2342-0251
DOI Number: http://dx.doi.org/10.18033/ijla.3521
Volume 5/1 Spring
2017 p. 7/25
DURING READING PROCESS MEANING
Article History:
Received
21.02.2017
Received in revised
form
21.02.2017
Accepted
10.03.2017
Available online
15.03.2017
FROM TEXT TO THE MIND
Okuma Sürecinde
Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama
Firdevs GÜNEŞ1
Abstract
Understanding is a limitless skill in our minds. There are too many researches to improve this skill. As a
result of these researches, understanding models that explain the concept of understanding, processes and
skills are being developed. This model has three basic groups like traditional, cognitive and constructive.
The traditional model is interested in finding meaning and keeping it in the mind. The cognitive model
focuses on comprehension. While reading a text It focuses on how to understand it and place into the
mind. The constructive model focus on the meaning in the mind and try to improve the understanding
skills. With the constructivist approach, the understanding of the meaning in the context has progressed to
the understanding of the meaning in the mind. Significant changes have been recorded in the content,
purpose and practice of the concept of understanding in this process. In the past, studies to learn what it
meant in the text have left their place in the teaching of comprehension, and are increasingly focused on
the development of comprehension skills through direct instruction. In addition, it began to focus on the
activities of knowing the meaning of the words and asking questions about the text, teaching the
understanding strategies and going beyond the meaning of the text. Nowadays, it is emphasized that
studies aiming to develop meaning in the mind and to produce new meanings by moving from the
information in the text are emphasized. Constructive Understanding Models have been utilized in the new
Turkish teaching program applied in our country. The meaning in the mind of the learner is being tried to
be developed instead of its meaning.
Key words: Understanding, understanding model, comprehension training.
Özet
Anlama zihnimizin sınırsız bir beceridir. Bu beceriyi geliştirmek için sürekli araştırmalar yapılmaktadır. Bu
araştırmalar sonucu anlama kavramı, süreci ve becerilerini açıklayan anlama modelleri geliştirilmektedir.
Bu modeller geleneksel, bilişsel ve yapılandırıcı olmak üzere üç grupta toplanmaktadır. Geleneksel modeller
metindeki anlamı bulma ve olduğu gibi zihne almayla ilgilenmektedir. Bilişsel modeller anlama süreçlerine
yoğunlaşmakta, bir metni okurken bilgilerin nasıl alındığı, anlaşıldığı ve zihne yerleştirildiğine ağırlık
vermektedir. Yapılandırıcı modeller ise zihindeki anlama odaklanmakta ve anlama becerilerini geliştirmeye
çalışmaktadır. Böylece yapılandırıcı anlayışla birlikte metindeki anlamdan zihindeki anlama geçilmiştir. Bu
süreçte anlama kavramının içeriği, amaçları ve uygulamalarında önemli değişmeler kaydedilmiştir.
Eskiden metindeki anlamı olduğu gibi almaya yönelik çalışmalar yerini anlama eğitimine bırakmış, giderek
anlama becerilerinin doğrudan öğretim yoluyla geliştirilmesine odaklanmıştır. Ayrıca kelimelerin anlamını
bilme ve metinle ilgili sorular sorma etkinliklerinden, anlama stratejilerini öğretme, metindeki anlamın
ötesine geçme etkinliklerine ağırlık verilmeye başlanmıştır. Günümüzde artık zihinde oluşturulan anlamın
geliştirilmesine, metindeki bilgilerden hareketle yeni anlamlar üretilmesine ve anlama becerilerinin
geliştirilmesine yönelik çalışmalar üzerinde durulmaktadır. Ülkemizde uygulanan yeni Türkçe öğretim
programında yapılandırıcı anlama modellerinden yararlanılmıştır. Metindeki anlam yerine öğrencinin
zihindeki anlam geliştirilmeye çalışılmaktadır.
1
Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi, firdevs.gunes@gmail.com
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
8 Firdevs GÜNEŞ
Anahtar Kelimeler: Anlama, anlama modeli, anlama eğitimi.
Giriş
Anlama çok yönlü ve karmaşık bir zihinsel bir etkinliktir. Bu etkinliğin çeşitli türleri
vardır. Günlük yaşamda en çok sözlü, görsel ve yazılı anlama kullanılmaktadır. İnsanlığın
doğuşu ile ortaya çıkan sözlü anlama konuşma, iletişim, etkileşim gibi yollarla doğal
olarak öğrenilmektedir. Sözlü anlama ev, iş ve toplumsal yaşamı sürdürmek için zorunlu
olarak kullanılmaktadır. Oysa yazılı anlama farklıdır. Yazının bulunmasıyla birlikte
gündeme gelen yazılı anlama okuma yoluyla öğrenilmektedir. Sözlü anlamanın tersine
okullarda sistemli bir eğitimle geliştirilmektedir. Yazılı anlama, okumayı öğrenme, okuma
becerilerini geliştirme ve sürekli okuma gibi çalışmaları gerektirmektir. Bu süreçte çeşitli
yöntem ve tekniklerden de yararlanılmaktadır. Bunlar anlama becerilerinin üst düzeyde
geliştirilmesine önemli katkılar sağlamaktadır.
Dünyamızda bilgi hızla artmakta ve kısa sürede yayılmaktadır. Araştırmalar bireylerin
günde ortalama on iki saat boyunca bilgi tükettiklerini ve bu süre içinde yüz milyondan
fazla kelimeyle karşılaştıklarını ortaya koymaktadır. Bir başka ifadeyle bireylerin zihnine
günde 12 saat boyunca yüz milyondan fazla kelime girmektedir. Bu sayının her yıl % 2.6
arttığı ve önümüzdeki yıllarda bilgi tüketiminin giderek yükseleceği tahmin edilmektedir
(Frey, 2012). Bireylerin bu kadar yoğun bilgi karşısında anlama becerilerini üst düzeyde
geliştirmeleri gerekmektedir. Anlama becerileri, bilgiyi alma, işleme, düşünme,
sorgulama, sorun çözme gibi süreçleri etkilemekte, bilginin kullanılmasını ve üretimini
kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle küçük yaşlardan itibaren anlama becerilerini
geliştirmeye önem verilmektedir. Bu beceriler bireyin hayat boyu öğrenme, kendini
geliştirme ve geleceğine yön verme çabalarına doğrudan katkı sağlamaktadır.
Anlama becerileri okul öncesi dönemde dinleme, görsel okuma ve konuşma yoluyla, okul
yıllarında ise okuma ve yazma yoluyla aşamalı olarak geliştirilmektedir. Bu süreçte ilk
geliştirilen sözlü anlama olmakta ve bütün anlama süreçlerinin temelini oluşturmaktadır.
Bir başka ifadeyle sözlü anlama metinleri anlamanın kalbi olmaktadır. Öğrenciler okuma
yazma sürecinde önce sözlü anlamayı kullanmakta, okuma becerileri ilerledikçe yazılı
anlamaya geçmektedir. Yazılı anlama becerileri bütün disiplinlerin öğrenilmesinde
anahtar durumunda olmakta, bireyin dil, zihinsel ve sosyal gelişimine doğrudan katkı
sağlamaktadır. Bu nedenle yazılı anlama ya da metinleri anlama süreç ve becerileri
üzerinde önemle durulmaktadır. Bu çalışmada anlama ile ilgili kavramlar, modeller ve
anlama eğitimi üzerinde durulmaktadır.
1. Anlama Nedir?
Anlama sözlü, yazılı, görsel, sanat, fen, sosyal, matematik anlama gibi geniş bir alanı
içermektedir. Ancak anlama denilince genellikle okunan bir metni ya da sözlü mesajı
anlama olarak kullanılmaktadır. Yazının bulunmasıyla birlikte gündeme gelen yazılı
anlama kavramı tarihsel süreç içerisinde önemli aşamalardan geçmiştir. Bu kavram
önceleri “kelime ve metni anlama” olarak ele alınmış, giderek “kavrama, yorumlama” gibi
boyutlar eklenmiştir. Bu gelişmeler sözlüklere de yansımıştır. Örneğin bazı Türkçe ve
yabancı sözlüklerde anlama;
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 9
Bir şeyin ne demek olduğunu, neye işaret ettiğini kavramak, Yeni bilgileri eskileriyle bir
araya getirerek sonuç niteliğinde başka bir bilgi edinmek, Sorup öğrenmek, Birinin
duygularını, istek ve düşüncelerini sezebilmek (Güncel Türkçe Sözlük,2017),
Canlının herhangi bir nesnenin bilincine varmasını ya da onunla ilgili bilgileri edinmesini
sağlayan süreç, Olay ve varlıkların anlamını kavrayabilme (Ruhbilim Terimleri
Sözlüğü, 1974),
Bir kavramın öğelerini birleştirerek anlamlı bir bütün oluşturma ya da bir simge, söz ya
da anlatımın anlamını kavrama (Yöntembilim Terimleri Sözlüğü, 1981),
Bilgileri öğrenme, herhangi bir fikirden anlam çıkarabilme, bir mesajın veya işaret
sisteminin anlamını fark etme (Petit Robert,2000),
Bir kişinin eylemini, bir sözün içeriğini, işlevini, bir düşüncenin mantığını, bir olayın
nedenini sezme ( Larousse,2017),olarak verilmektedir.
Görüldüğü gibi tanımların bazılarında anlamanın “tanıma veya bulma”, bazılarında
“süreç”, bazılarında ise “ürün” boyutuna vurgu yapılmaktadır. Tanıma veya bulma olarak
anlama, bir metnin ya da yazılı mesajın ne olduğunu, ne demek istediğini belirleme
işlemidir. Süreç olarak anlama, metni anlamada etkili olan zihinsel süreçleri ve metinden
alınan bilgileri belirleme işlemidir. Okuma sürecinde metinden alınan bilgiler çeşitli
zihinsel işlemlerden geçirilerek anlamlandırılmakta ve zihinsel kavramlara çevrilmektedir.
Ürün olarak anlama, metindeki bilgilerle önbilgileri birleştirerek yeni anlamlar oluşturma,
bilgi ve becerileri geliştirme işlemidir. Bu işlemler bireyin anlama modeli ile dil, zihinsel ve
sosyal becerilerinin gelişimini doğrudan etkilemektedir.
2. Anlama Süreci
Anlama süreci çok yönlü, karmaşık ve aşamalı işlemlerden oluşmaktadır. Zihinde
yürütülen bu süreç ve işlemler görülmediğinden uzun yıllar dolaylı olarak açıklanmıştır.
Anlamanın okuma ile birlikte geliştiği düşünülmüştür. Bunun için yazılı metindeki
kelimeleri tanıma ve anlamlarını bulma üzerinde durulmuştur. Metinlerin defalarca
okunması ve içindeki anlamın olduğu gibi alınması istenmiştir. Metin sonunda verilen
sorularla metindeki anlam pekiştirilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmaların istenilen sonuçları
vermemesi üzerine daha sonraki yıllarda metindeki anlamdan zihindeki anlama
odaklanılmıştır. Anlama süreci ve aşamaları nedir? Bu süreçte hangi işlemler
yapılmaktadır? Metindeki anlam zihne nasıl geçmektedir? Anlama sürecini geliştirmek
için hangi becerilere öncelik verilmelidir? Gibi sorulardan hareketle anlama süreci ve
işlemleri açıklığa kavuşturulmaya çalışılmıştır.
Anlama sürecini açıklamak için Gough ve Tunmer tarafından 1986 yılında basit bir
formül önerilmiştir. Bu formül önce L (okuma ) = D (ses-şekil çözümlemesi) x C (anlama)
olarak belirlenmiş, ardından L = R x C olarak değiştirilmiştir. Yeni formülde L okuma, R
kelimeleri tanıma ve ayırt etme (hem ses-şekil hem de imla olarak), C ise anlama
olmaktadır (Kirby, 2007). Bu formülde anlama süreci basit ve doğrusal olarak ele
alınmıştır. Okuma ve anlama sürecini açıklamak için temel veriler kullanılmıştır. Bu
formüle göre etkili bir okuma için kelimeleri tanımak ve anlamak zorunlu olmaktadır. Bu
becerileri zayıf olan öğrencilerin metinleri anlamada güçlüklerle karşılaşacakları
belirtilmiştir. Anlamayı geliştirmek için sadece okumanın yeterli olmayacağı, kelimeleri de
tanımanın gerekli olduğu vurgulanmıştır (Toterau, 2005).
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
10 Firdevs GÜNEŞ
Anlama sürecinde kelimeleri tanımanın yanında akıcı okuma da önemli olmaktadır.
Sözel akıcılık yani kelimeleri belirli bir hızda seslendirme dinleme sürecinde çok önemli
değildir. Zira konuşmacı konuşma sırasında aktarım hızını kendisi belirlemekte ve
kontrol etmektedir. Ancak akıcılık yazılı metinleri anlamada önemlidir. Çünkü beyin
belirli bir hızda çalışmaktadır. Bu hıza uygun sürede kelimeler okunmalı ve beyine
ulaşmalıdır. Aksi takdirde kelimeler arasındaki anlam bağları kopmakta ve anlama
güçleşmektedir. Bu süreçte etkili anlama için bazı tekniklere de başvurulmaktadır. Zira
okumada metinler okuyucunun gözü önünde durmakta ve okuyucu bazı bilgileri doğru
anlamak için geri dönüşler yapmakta, bilgileri kontrol etmekte ve sesli okumaktadır.
Hatta uzun kelimelerin altını çizme, not alma, yazarın haklı olduğunu belirlemek için
zihinsel görüntüler oluşturma gibi teknikleri de uygulamaktadır (Kirby, 2007). Böylece
anlama sürecinde çeşitli teknikler kullanılmaktadır.
Anlama sürecinde iki veya daha fazla bilgi birimleri birbirine bağlanmaktadır. Bunlar
okuyucunun zihninde önceden yapılandırılan önbilgiler ile metinden alınan yeni
bilgilerdir. Bir başka ifadeyle metinde yazar tarafından sunulan model ile okuyucunun
zihnindeki model birleştirilmektedir. Metni anlamak için bunları birleştirmek ve
bütünleştirmek gerekmektedir. Bilgi birimleri ya da modeller basit veya karmaşık bilgiler,
somut veya soyut, kelime veya kavram olabilmektedir. Bunlar birleştirilirken örnekler,
benzetmeler, neden sonuç ilişkileri, amaç ve sonuçlar gibi çeşitli bağlar kurulmaktadır.
Ardından birleştirilen bilgiler zihinde çeşitli işlemlerden geçirilmekte ve işlenmektedir.
Böylece metnin anlamı zihinsel görüntü biçimine getirilmekte ve okuyucunun zihnindeki
modele yerleştirilmektedir. Bu model okuma yoluyla geliştirilmektedir. Bu modele
Johnson-Laird zihin modeli, Kintsch durum modeli, Giasson ise anlama modeli
demektedir (Kirby, 2007). Kısaca anlama sürecinde okuyucunun zihnindeki model ile
metindeki model birleştirilerek yeniden düzenlenmektedir. Böylece metin zihin etkileşimi
sonucu yeni anlamlar oluşturulmaktadır. Son yıllarda bu etkileşimsel süreç üzerinde
durulmakta ve zihindeki anlama modelini geliştirmeye çalışılmaktadır.
Anlamanın çeşitli düzey ve dereceleri vardır. Anlama bazı kaynaklarda üç bazılarında ise
dört düzeye ayrılmaktadır. Kirby anlamayı üç düzeye ayırmakta, birinci düzeye pasif
anlama demektedir. Bu düzey bir metni derinlemesine analiz etmeden, değerlendirmeden
alınan anlamadır. İkinci düzey öğrenilen anlamadır. Bu düzeyde metnin derin
anlamalarını anlama ve gerekli detaylarını hatırlama söz konusudur. Üçüncü düzey
yönetilen anlamadır. Bu düzeyde okuma öncesi amaçlara ulaşmak için bir metni anlama
ve amaçlar doğrultusunda kullanmayı içermektedir (Kirby, 2007).Giasson anlamayı dört
düzeye ayırmaktadır. Bunlar
temel, yorumlayıcı, sorgulayıcı
ve yaratıcı anlama
düzeyleridir. Temel anlama harf, hece, kelime ve cümleleri anlamayı içermektedir.
Yorumlayıcı anlama çıkarımlar yapma ve yorumlama işlemlerini kapsamaktadır.
Sorgulayıcı anlama sorularla olguların neden-sonuç ilişkilerini araştırma, inceleme,
düşünme, görüşleri karşılaştırma, tartışmaları değerlendirme, problem çözme gibi
işlemleri içermektedir. Yaratıcı anlama okuyucunun anladıklarını uygulayarak yeni
bilgiler üretmesini kapsamaktadır (Giasson, 1995).
Anlama süreci ve aşamaları eğitim yaklaşımlarına göre değişmektedir. Bilindiği gibi
dünyamızda eskiden bu yana geleneksel, bilişsel, yapılandırıcı gibi çeşitli eğitim
yaklaşımları uygulanmıştır. Bunlar arasında önemli farklılıklar bulunmakta, her
yaklaşım anlama kavramını farklı ele almaktadır. Metindeki anlamı bulma anlayışı
geleneksel yaklaşıma aittir. Bu yaklaşımda metnin anlamını bulma ve olduğu gibi almaya
ağırlık verilmiştir. Süreç olarak anlama bilişsel yaklaşıma aittir. Bu yaklaşımda anlama
yerine anlamlandırma öne çıkmıştır. Ürün olarak anlama ise yapılandırıcı yaklaşıma
aittir. Bu yaklaşımda metindeki anlamdan hareketle yeni anlamlar oluşturma ve anlama
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 11
becerilerini geliştirme üzerinde durulmaktadır. Böylece anlama konusunda karşımıza üç
farklı anlayış ve model çıkmaktadır. Bunlar aşağıda açıklanmaktadır.
3. Anlama Modelleri
Dünyamızda anlama kavram ve süreçlerini açıklamaya yönelik çeşitli modellerin
geliştirildiği görülmektedir. Bu modeller geleneksel, bilişsel ve yapılandırıcı olmak üzere
üç ana grupta toplanmaktadır. Geleneksel modeller metindeki anlama, bilişsel modeller
zihindeki işleyişe, yapılandırıcı modeller ise zihindeki anlama odaklanmıştır. Bu
modellerde anlama kavramına yaklaşım, süreç ve uygulamalar aşağıda verilmektedir.
Geleneksel Anlama Modelleri: Dünyamızda uzun yıllar kullanılan modellerdir. Bunlar
geleneksel dil öğretim yaklaşımına dayanmaktadır. Dil uzmanı Puren bunları dil bilgisi,
kelime ve kültür yaklaşımı olmak üzere üç alt gruba ayırmaktadır (Puren,2004). Dilbilgisi
yaklaşıma göre dil kurallardan oluşur. Bir dili öğrenmenin yolu o dilin kurallarını iyi
bilmekten geçer. Bu nedenle dilin temel kuralları, kavramları, kelime ve cümle yapıları
aşamalı olarak öğretilir. Bazı dil kuralları öğrencilere ezberletilir. Eğitim sürecinde öncelik
okuma, anlama ve yazmaya verilir (Güneş, 2013; Puren, 2004). Ardından kelime
yaklaşımı gündeme gelmiştir. Bu yaklaşımda dil bilgisi yerine kelime öğretimine ağırlık
verilmiştir. “Öğrenciye öğretilecek ilk şey dilin öğeleri, yani kelimelerdir.” düşüncesinden
hareketle çok sayıda ve çeşitli kelimelerle dil öğretilmiştir. Daha sonra kültür yaklaşımı
ortaya çıkmıştır. Kültür yaklaşımında dille kültür ilişkisi kurulmuş, “Öğretilen dilin
kültürü ve mantığı da öğretilmelidir.” düşüncesinden hareket edilmiştir. Böylece dil bilgisi
ve kelime öğretimi yerine metinler ve metin öğretimi ön plana çıkmıştır (Güneş, 2013;
Puren, 2004).
Bu gelişmeler okuma ve anlama çalışmalarında da etkili olmuştur. Okuma öğretiminde
önceleri dilbilgisine, ardından kelimelere daha sonra metinlere ağırlık verilmiştir.
Birbirine dayalı ve hiyerarşik biçimde kelimeler, cümleler ve metinler öğretilmiş, bunların
sürekli okunarak anlaşılması istenmiştir. Okuma becerileri ile anlama becerilerinin
birlikte geliştiği, öğrencinin okuması geliştikçe anlamasının da ilerleyeceği
düşünülmüştür. Okuma becerileri yetersiz öğrencilerde anlamanın da zayıf olduğu
belirtilmiştir. Bunun için metinlerin defalarca okunması önerilmiştir. Okuma öğretimi
Skinner’in öğretim anlayışı ile gerçekleştirilmiştir. Skinner’e göre dil bir davranıştır. Diğer
davranışlar gibi uyarıcı ve tepki (U-T) bağlamında öğretilir. Skinner’in öğretim şeması
Uyarıcı- Etki-Tepki- Doğru Cevap- Pekiştirme şeklinde uygulanır. Sürekli tekrar yapılarak
dil otomatik hale getirilir (Avram, 2006).Böylece metinler sürekli okunarak içindeki
bilgiler anlaşılmaya ve pekiştirilmeye çalışılmıştır.
Geleneksel yaklaşıma göre anlam metnin içindedir. Okuyucu metni okuyarak içindeki
anlamı arar ve bulur. Okuyucu metindeki anlamı balıkçının balık yakaladığı gibi yakalar.
Bunun için metnin defalarca okunması gerekir. Uzun yıllar sürdürülen bu uygulama
metni anlama yerine içindekileri ezberlemeyi getirmiştir. Böylece öğrencinin ezberleme
becerileri gelişmiş, anlama becerileri ikinci planda kalmıştır. Bu durumu önlemek için
metnin içeriğine ilişkin çeşitli sorular sorulmaya başlanmıştır. Metne dayalı soruların
anlamayı kolaylaştırdığı öne sürülmüştür. Öğrencilerin anlama sorunlarını çözmek için
nitelikli sorular sormanın etkili olduğu açıklanmıştır. Bu uygulama 1917 yılında
Thorndike tarafından geliştirilmiştir. Metnin anlamı ile ilgili bu sorular genellikle
hatırlamaya dayalı sorulardır. Örneğin,” Olay nerede geçmektedir? Nasıl gelişmiştir?”
gibi. Öğrencilerin bu sorulara verdikleri doğru cevaplarla anlayıp anlamadıkları
ölçülmüştür. Aslında Thorndike o yıllarda, bu uygulamanın sınırlılıklarını fark etmiş ve
bazı öğrencilerin başarılı olduklarını, bazılarının ise saatlerce aynı işlemleri yapmalarına
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
12 Firdevs GÜNEŞ
rağmen metni anlamada başarılı olamadıklarını belirtmiştir. Yani bazı öğrencilerin
anlamak için çok çalışmalarına rağmen anlayamadıklarını ifade etmiştir. Buna rağmen
nesiller boyu öğrenciler, okul yaşamlarının uzun saatlerini sessiz okuma ve metin
sonundaki sorulara cevap vermekle geçirmişlerdir (Güneş, 2013).
Görüldüğü gibi geleneksel anlama modellerinde bir metni okuduktan sonra zihinde
kalanlara odaklanılmıştır. Zihinde kalan bilgilerin türü, niteliği ve düzeyi üzerinde
durulmuş, bunları artırmaya yönelik çalışmalar yapılmıştır. Öğrencilerden metni
anlamaları için kelimelerin anlamını iyi bilmeleri ve metni defalarca okumaları
istenmiştir. Metnin sonundaki sorularda ise metindeki bilgilere ve ayrıntılara yer
verilmiştir. Böylece metindeki anlamın olduğu gibi zihne aktarılmasına yani metinle
zihindeki anlamın aynı olmasına çalışılmıştır. Bu uygulamalarda metni anlama yerine
ezberleme öne çıkmıştır. Öğrencinin metindeki bilgileri aynen tekrarlaması “anlama”
olarak değerlendirilmiş, metinle ilgili ne kadar çok bilgi hatırlarsa “o kadar iyi anlamış”
sayılmıştır. Bu anlayış zamanla şartlandırmayı getirmiş, hep aynı tür metinlerin verilmesi
ise öğrencilerin şartlandırılmasını kolaylaştırmıştır.
Anlama konusundaki bu anlayış 1970’ li yıllara kadar sürmüş, okumayı anlama öğretimi
veya anlama becerilerini geliştirme eğitiminden hiç bahsedilmemiştir. Öğrencilere sınıfta
anlama öğretilmediği halde sınavlarda sürekli değerlendirilmiştir. Bunun üzerinde
araştırmacılar anlama konusuna eğilmiş ve yeni modeller geliştirmeye başlamışlardır.
Bilişsel Anlama Modelleri: Bu modeller bilişsel yaklaşıma dayanmaktadır. Bilişsel
psikoloji araştırmalarında okumanın zihinde nasıl gerçekleştiği, okuyucuların harf, hece,
kelime, cümle gibi ögeleri nasıl aldıkları, anlamak için ön bilgilerini ya da zihinsel
şemalarını nasıl kullandıkları, hangi stratejilerden yararlandıkları gibi konular üzerinde
durulmuştur. Bu çalışmalarla anlama süreci ve işlemlerine ışık tutulmaya çalışılmıştır.
Ayrıca “Anlama nasıl gerçekleşir? Anlamayı etkileyen süreçler nelerdir? Metne dayalı
zihinsel görüntüler nasıl oluşturulur?”sorularına cevap aranmıştır. Bilişsel anlama
modelleri üç döneme ayrılmaktadır (Sylvestre, 2006). Birinci dönem anlama modelleri
bir metni okuduktan sonra zihne alınan bilgileri, ikinci dönem modeller metni anlama
sırasında etkili olan zihinsel süreçleri, üçüncü dönem modeller ise zihne alınan bilgilerle,
anlamada etkili olan zihinsel süreçler arasındaki ilişkileri belirlemeyi amaçlamıştır
(Güneş,2014).
Birinci dönem anlama modelleri bir metni okuduktan sonra okuyucunun belleğinde
kalan bilgilere odaklanmıştır. Okuma sürecinde metindeki bilgilerin nasıl seçildiği,
ipuçlarının ve metin bağlantılarının nasıl işlendiği üzerinde durulmuştur. Anlama
sonunda belleğe alınan bilgilerin nasıl düzenlendiği de açıklanmıştır. Bu konuda en iyi
örnek Van Dijk ve Kintsch tarafından 1983 yılında geliştirilen anlama modelidir. İkinci
dönem anlama modelleri metni anlamada etkili olan zihinsel süreçlere yoğunlaşmıştır.
Okuyucu bir metni okurken hangi ön bilgileri harekete geçirmekte ve hangi süreçleri
izlemektedir?” gibi sorulara cevap aranmıştır. Metni anlama sürecinin merkezine
okuyucunun dikkati ve çıkarım işlemleri konulmuştur. Bu konuda en iyi örnek Kintsch
tarafından 1988-2004 yıllarında geliştirilen Bütünleştirme-Yapılandırma Modelidir. Bu
model bütünleştirme ve yapılandırma olmak üzere iki aşamadan oluşmaktadır.
Bütünleştirme aşamasında önbilgilerle yeni bilgiler arasında bağ kurulmakta,
yapılandırma aşamasında ise doğru önbilgilerin harekete geçirilmesi gerekmektedir.
Üçüncü dönem anlama modellerinde okuma sürecinde zihne alınan bilgilerle anlama
süreçleri birleştirilmiştir. Bu durum Van den Broek ve arkadaşları tarafından 1996- 2004
yıllarında geliştirilen Landscape Modelinde ele alınmıştır. Bu modele göre metinden
alınan bilgiler zihne cümle veya cümlecik biçiminde kavram olarak yerleştirilmektedir.
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 13
Landscape Modeline göre okuyucu metindeki olay, kişi ve eşyaları tanımakta, bunları
zihnine olay ya da eşya listesi gibi değil birbiriyle bağlantılı olarak yerleştirmektedir.
Okuyucu metni anlamak için çeşitli çıkarımlar yapmaktadır. Çıkarım yapma işlem ve
süreci önceki modeller gibi açıklanmaktadır. Metindeki bilgiler hızlı belleğin sınırlı
kapasitesiyle aşamalı olarak işlenmekte, cümle, cümlecik, kelime grupları olarak zihne
yerleştirilmektedir (Güneş, 2014).
Görüldüğü gibi bilişsel anlama modellerinde önce metinden alınan bilgiler üzerinde
durulmuş, ardından anlama süreçleri incelenmiş, daha sonra her iki anlayış
birleştirilmiştir. İlk modellerde anlamaya metinden alınan bilgiler olarak bakıldığından
metin sonunda verilen sorularla öğrencinin anlaması belirlenmeye çalışılmıştır. Ancak
yapılan değerlendirmelerde metni anlamak için sadece soruları cevaplamanın yeterli
olmadığı ortaya çıkmıştır. Bunun üzerine anlama süreçlerine odaklanılmış, metindeki
bilgilerin nasıl alındığını belirleme çalışmalarına başlanmıştır. Metnin konusunu,
olaylarını, ana fikrini bulma, içeriğini inceleme, çıkarım yapma işlemlerine ağırlık
verilmiştir. Böylece öğrencilerin metinleri iyi anlayacakları düşünülmüştür (Güneş, 2013;
Cohen ve Mauffrey, 1990). Bu süreçte okuyucunun dikkatini yoğunlaştırması gerektiği de
vurgulanmıştır. Sonraki yıllarda öğrencilerin üzerinde çalışılan metinleri iyi anladıkları
ancak başka metinleri anlamada sorun yaşadıkları görülmüştür. Bunun üzerine
öğrencilerin okudukları metni iyi anlamaları yanında anlama becerilerini de geliştirmeye
yönelik çalışmalara başlanmıştır (Tardif, 1997, 1999; Crahay, 1999; Lafontaine, 2003;
Güneş, 2013). Böylece yapılandırıcı anlama modelleri gündeme gelmiştir.
Yapılandırıcı Anlama Modelleri: Yapılandırıcı yaklaşıma göre ”Dil, edinilmez, öğrenilir.
Dil, bireyin aktif çabalarıyla öğrenilir ve zihninde yapılandırılır.” Dil, zihinsel becerileri
geliştirmenin en önemli aracıdır. Bu süreçte anlamanın ayrı bir önemi vardır. Bu
yaklaşımda anlama öğretimi, anlama becerilerini geliştirme, zihinde anlamı yapılandırma
gibi kavramlar üzerinde önemle durulmaktadır. Anlama süreci, aşamaları, geliştirilecek
beceriler, uygulanacak tekniklerle ilgili çeşitli araştırmalar yapılmaktadır.
Yapılandırıcı yaklaşıma göre öğrenme işlemi öğrencinin aktif çabaları ve çevresiyle
etkileşmesi sonunda gerçekleşmektedir. Bu süreçte öğrenci kendine sunulan bilgileri
olduğu gibi almaz ve zihnine aktarmaz. Tam tersine öğrenci okuma, yazma gibi çeşitli
etkinliklerle bilgileri almakta, ön bilgileriyle birleştirerek yeniden anlamlandırmakta ve
zihnindeki yapıya yerleştirmektedir. Yani bilgiler çeşitli zihinsel işlemlerden geçirilerek
işlenmektedir. Bu süreci öğrenci kendisi yönetmekte, kendi aktif çabalarıyla
öğrenmektedir. Öğrenen öğrencinin kendisidir. Öğrenme sürecini yönetme ve kontrol
etme sorumluluğu öğrencidedir. Öğrenmeye ilişkin bütün kararları kendisi almakta ve
sürdürmektedir (Güneş, 2017).
Deschênes ve arkadaşları (1996) yapılandırıcı yaklaşımla eğitim sürecinde önemli olan
üç temel ilkeden bahsetmektedir. Bunlar;
1. Öğrenme sürecinde bilgiler öğrenci tarafından bizzat yapılandırılır. Bu nedenle metinde
verilen veya sınıfta sunulan bilgiler aynen alınmaz ve zihinde depolanmaz.
2. Öğrenme sorumluluk gerektirir. Öğrenci çeşitli kişiler ve materyallerle etkileşimi
sonucu bilgiyi aktif olarak alır ve zihninde yapılandırır.
3. Öğrenme sürecinde ortam belirleyici bir rol oynar (Deschênes vd., 1996).
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
14 Firdevs GÜNEŞ
Öğrenmeye ilişkin bu ilkeler anlama konusunda da geçerli olmaktadır. Yapılandırıcı
yaklaşıma göre anlama ön bilgilerle yeni bilgilerin özümlenmesi sonunda zihinde
oluşturulan bir yapıdır. Bu yapının oluşması ve gelişmesinde bireyin ön bilgileri,
deneyimleri ve zihinsel süreçleri etkili olmaktadır (Deschênes, 1995). Bu nedenle
yapılandırıcı yaklaşımda, geleneksel yaklaşımın tersine metindeki anlam yerine zihindeki
anlama odaklanılmaktadır.
Okuyucunun metindeki anlamı aynen alması için
çalışılmamaktadır.
Çünkü
bu
yaklaşıma
göre
anlam
okuyucu
tarafından
oluşturulmaktadır. Bir başka ifadeyle okuyucu metindeki bilgilerle ön bilgilerini
kullanarak anlamı kendisi oluşturmaktadır. Bu nedenle metindeki anlam herkes
tarafından aynı biçim ve düzeyde alınmamaktadır. Okuyucunun ön bilgilerine göre
metinden alınan anlamlar arasında farklılık olmaktadır. Yani okuyucu ön bilgilerinin
ışığında metindeki anlamı incelemekte, bazılarını almakta, bazılarını ise çeşitli
eklemelerle genişletmekte, değiştirmekte, böylece metinden farklı yeni anlamlar, bilgiler
ve ürünler oluşturmaktadır. Kısaca yapılandırıcı yaklaşıma göre okuyucunun zihnindeki
anlam ile metindeki anlam birebir örtüşmemektedir. Zihindeki anlama metinden farklı ve
yeni bir ürün olmaktadır. Eğer metindeki anlam ile zihindeki anlam aynı ise okuyucu
metni ezberlemiş, anlamına katkı getirmemiş olmaktadır. Bu konuda iki nokta üzerinde
önemle durulmaktadır. Bunlar;
1. Okumak yazının anlamını araştırmaktır. Okumak sadece yazıları keşfetmek değildir.
Okumak aynı zamanda yazının anlamı araştırmak ve yeni anlamlar oluşturmaktır.Bir
metindeki kelimelerin anlamını peş peşe sıralayarak ve onları toplayarak metnin
anlamına ulaşmak mümkün değildir. Okuyucu anlama sürecinde ön bilgilerini
kullanmakta ve çeşitli tahminler yürütmektedir. Tahminlerini doğrulayarak okumaktadır.
Bu süreçte çeşitli zihinsel işlem ve becerileri kullanmaktadır. Bunlar keşfetme, araştırma,
birleştirme, tahmin etme, çıkarım yapma, değerlendirme vb. olmaktadır.
2. Okumak yazının anlamına gönüllü katkı yapmaktır. Yapılandırıcı yaklaşıma göre
okuma, sadece yazıları keşfetme ve metni genel olarak anlama değildir. Okumak, aynı
zamanda yazının anlamına gönüllü katkı yapmaktır. Bireyin ön bilgileriyle yazının
anlamını bulması, bunları birleştirerek yeni anlamlar oluşturması gerekmektedir. Böylece
okuyucu metni anlamanın ötesinde, metindeki bilginin değerini ve önemini ölçmekte,
yorumlamakta, yeni anlamlar oluşturarak metindeki bilgiyi genişletmekte ve yeni bilgiler
üretmektedir. Okuyucu aynı zamanda bilgilerden ileride yararlanmak için bunları
sistemli hale getirmekte ve zihninde düzenlemektedir. Böylece bilgiyi işleme, genişletme
ve yeni bilgiler üretme becerilerini de geliştirmektedir (Güneş, 2015).
Anlama okuma sürecinde kullanılan bütün becerilerin bileşkesi olmaktadır. Bu nedenle
okumayı anlama birleştirici ve tamamlayıcı bir beceri olarak kabul edilmektedir. Okuma
sürecinde bütün beceriler devreye girmekte ve karşılıklı etkileşimler halinde yeni
anlamlara ulaşılmaktadır. Bu yönüyle yapılandırıcı yaklaşımda anlama hem süreç hem
de ürün olarak değerlendirilmektedir. Süreç olarak anlamada, metni anlamada etkili olan
zihinsel süreçler ve metinden alınan bilgiler üzerinde durulmaktadır. Ürün olarak
anlamada, metindeki bilgilerle önbilgilerin birleştirilmesi, yeni anlamlar oluşturulması,
bilgi ve becerilerin geliştirilmesine çalışılmaktadır. Bu durum etkileşimsel ve süreçsel
anlama modellerinde verilmektedir.
Öğrenci merkezli eğitim anlayışından hareketle yapılandırıcı yaklaşımda öğrencilerin
anlama becerilerini geliştirmeye odaklanılmaktadır. Anlama için metni incelemenin,
metinle ilgili sorular sormanın ötesine geçilmektedir. Bu tür çalışmaların yani metin
inceleme ile metin sonundaki sorulara doğru cevap vermenin anlamayı tek başına
geliştirmeyeceği düşünülmektedir. Bu işlemlerle öğrencinin anlamayı dolaylı
geliştirmesini beklemek yerine doğrudan anlama öğretimine ağırlık verilmektedir. Bu
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 15
amaçla anlama süreç, beceri ve teknikleri üzerinde durulmakta, öğrencilere çeşitli
etkinliklerle anlama öğretilmektedir. Ayrıca öğrenciler anlama sırasında kullandıkları
stratejileri açıklamaya yönlendirilmektedir.
Anlamanın doğrudan öğretilmesi sürecinde iki yaklaşım uygulanmaktadır. Bunlardan
birincisi anlama becerilerini doğrudan öğretilmesi ikincisi ise anlama tekniklerinin
açıklamalı öğretilmesidir. Ayrıca öğrencinin düşünme, inceleme, seçim yapma, tahmin
etme, sorgulama, çıkarım yapma, sıralama, sınıflama, ilişkilendirme, sebep-sonuç
ilişkileri kurma, analiz-sentez yapma, değerlendirme gibi zihinsel becerilerini geliştirici
tekniklere de yer verilmektedir. Böylece metnin anlamını araştırmak, keşfetmek ve
zihinde yapılandırmak daha kolay olmaktadır. Kısaca yapılandırıcı yaklaşımda anlama
becerilerini geliştirmek için dolaylı değil doğrudan öğretim yapılmaktadır. Doğrudan
öğretim sürecinde iki anlama modelinden yararlanılmaktadır. Bunlar etkileşimsel ve
süreçsel modellerdir. Bu modellerde anlama becerilerinin geliştirilmesi ve süreçleri
ayrıntılı olarak ele alınmaktadır.
Etkileşimsel modele göre anlama üç bileşenin etkileşimi sonucu oluşmaktadır. Bunlar
okuyucu, metin ve ortamdır. Bunların içinde en önemlisi okuyucudur. Okuyucunun
önbilgi ve deneyimlerine dayalı geliştirdiği bir zihin yapısı vardır. Bu zihin yapısına göre
metinden bilgileri almakta, önbilgileriyle birleştirerek anlamaktadır. Anlama becerileri
için okuyucunun önbilgileri ile zihinsel becerileri geliştirilmelidir. Anlama sürecinde
önemli rol oynayan ikinci bileşen metindir. Metindeki bilgi, düşünce ve olayların iyi
düzenlenmesi, yazarın anlatım biçimi, amacını ortaya koyma biçimi anlamayı
kolaylaştırmaktadır. Metin tipi, yazı türü, metin yapısı ve yazıda sunulan düşünceler
anlama sürecinde etkili olmaktadır.Anlama becerilerini geliştirmek için metin seçimine ve
incelemeye önem verilmelidir. Üçüncü bileşen okuyucunun metinle etkileştiği ve metni
anlamaya çalıştığı ortamdır. Bu ortam psikolojik, sosyal ve fizikî ortam olarak ele
alınmaktadır. Okuyucunun güdülenmiş olması, okuma zamanı, yeri, araç-gereç gibi
ögeler anlama sürecini etkilemektedir (Giasson, 1995; Güneş, 2013). Etkileşimsel modele
göre anlama becerilerini geliştirmek için önce okuyucunun ön bilgileri ile zihinsel
becerileri geliştirilmelidir. Ardından metin seçimine ve incelemeye önem verilmelidir. Son
olarak da ortama dikkat edilmeli ve gerekli düzenlemeler yapılmalıdır.
Süreçsel modelde anlama süreç ve becerileri birlikte ele alınmakta, yürütülen
işlemler üç aşamada toplanmaktadır. Bunlar bilgileri seçme, sıralama ve düzenleme
aşamalarıdır. Okuyucu metindeki her bilgiyi olduğu gibi almamakta, bazılarını seçmekte
bazılarını ise atlamaktadır. Bu işlem okuyucunun önbilgileri, zihin yapısı, okuma amacı,
ilgi ve ihtiyacına göre değişmektedir. Ardından seçilen bilgiler önem derecesine göre
sıralanmaktadır. Önem derecesini ve sırasını okuyucu belirlemekte, önemli gördüklerini
birinci plana almaktadır. Bu süreçte okuyucunun kültürel ve psikolojik durumu,
metinlerin içeriği, konusu da önemli rol oynamaktadır. Daha sonra önemine göre
sıralanan bilgiler çeşitli işlemler sonucu zihinde düzenlenmektedir. Böylece okuyucu
metinden seçtiği bilgilerle önbilgilerini bütünleştirmekte ve yeni anlamlara ulaşmaktadır.
Bu işlemler üç düzeyde gerçekleşmektedir. Birincisi metnin küçük yapıları, ikincisi
büyük yapıları, üçüncüsü ise anlama modeli düzeyinde olmaktadır.
Metnin küçük yapıları kelime, deyim, cümlecik ve cümleden oluşmaktadır. Bu düzeyde
cümle ve ögelerinin anlamı zihinde yapılandırılmaktadır. Metnin büyük yapıları, metnin
paragrafları, en belirgin bölüm ya da tümü olmaktadır. Bu düzeyde metnin bir paragrafı,
bir bölümü ya da genelindeki anlam üzerinde durulmaktadır. Okuyucu bu anlamların
bazılarını seçmekte, önemine göre sıralamakta, önbilgileriyle birleştirmekte ve
anlamlandırmaktadır. Ardından bunları zihninde düzenlenmektedir. Böylece her okuyucu
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
16 Firdevs GÜNEŞ
zihninde kendine özgü bir model oluşturmaktadır. Buna zihin modeli, anlama modeli
veya durum modeli denilmektedir. Okuyucu metni anlamak için bu modelden
yararlanmaktadır (Fayol, Gombert, 1999, 1992). Bu model okuma yoluyla geliştirilmekte
ve her okuma sürecinde metinden alınan bilgilerle yeniden düzenlenmektedir. Okunan
metinlerin çeşitli olması anlama modelinin geniş ve esnek olmasını, hep aynı tür
metinlerin ve yazarların okunması ise anlama modelinin dar ve tek tip olmasını
getirmektedir. Okuyucu giderek zihin modeline göre bir bakış açısı ve dünya algısı
oluşturmaktadır (Crinon, 1995; Güneş, 2013, 2014). Kısaca süreçsel modele göre
okuyucu metindeki bazı bilgileri seçmekte, bunları sıralamakta ve düzenlemektedir.
Bilgileri düzenlerken metnin küçük yapıları ile büyük yapılarından aldığı bilgileri
kullanmakta, giderek kendine özgü bir anlama modeli geliştirmektedir. Anlama
becerilerini geliştirmek için okuyucunun bilgileri seçme, sıralama ve düzenleme
çalışmalarına gereken önem verilmelidir.
Buraya kadar verilen anlama modellerinde tarihsel süreç içerisinde önemli değişmeler
olmuş, okumada metindeki anlamdan zihindeki anlama doğru ilerlenmiştir. Bu süreçte
anlama kavramının içeriği, amaçları ve uygulamalarında önemli değişmeler
kaydedilmiştir. Eskiden metindeki anlamı olduğu gibi almaya yönelik çalışmalar yerini
anlama eğitimine bırakmış, giderek anlama becerilerinin doğrudan öğretim yoluyla
geliştirilmesine odaklanmıştır. Ayrıca kelimelerin anlamını bilme, metinle ilgili sorular
sorma etkinliklerinden, anlama stratejilerini öğretme, metindeki anlamın ötesine geçme
etkinliklerine ağırlık verilmeye başlanmıştır. Günümüzde artık zihinde oluşturulan
anlamın geliştirilmesine, metindeki bilgilerden hareketle yeni anlamlar üretilmesine
yönelik çalışmalar üzerinde durulmaktadır. Anlama modellerindeki bu gelişmeler
aşağıdaki tabloda özet olarak verilmektedir.
Anlama Modelleri
Geleneksel
Bilişsel
Amaç
Metindeki
anlamı Metindeki
anlamı
bulma ve aynen alma bulma
ve
zihinsel
kavramlara çevirme
Temel anlayış Anlam
metin Okuyucu
metindeki
içindedir.
anlamı çeşitli zihinsel
Okuyucu metindeki işlemlerden geçirir.
anlamı
balık gibi
yakalar.
Odak noktası Metin
odaklıdır. Metin
ve
zihin
Metin merkeze alınır odaklıdır.
ve incelenir
Öğretim
yöntemi
Uygulama
Kelimelerin anlamını Metinle ilgili sorular
bilme, metinle ilgili sorma,
dikkati
sorular sorma
yoğunlaştırma
ve
çıkarım yapma
Uyarma,
etki-tepki, Uyarma,
etki-tepki,
pekiştirme
pekiştirme
Yapılandırıcı
Metinden yeni anlam
üretme,
anlama
becerilerini geliştirme
Okuyucu ön bilgilerini
ve metindeki
bilgileri
kullanarak
anlamı
kendisi
oluşturur.
Öğrenci
odaklıdır.
Öğrencinin
zihni
merkeze
alınır,anlama
becerileri geliştirilir.
Metinle
ilgili sorular
sorma,
anlama
stratejilerini
öğretme,
metnin ötesine geçme
Önbilgileri
harekete
geçirme, yeni bilgileri
anlama, ilişki kurma,
zihinde yapılandırma
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 17
Değerlendirme Metinle ilgili zihinde Metni anlamada etkili Öğrencilerin
anlama
kalan veya hatırlanan olan zihinsel süreçleri beceri ve düzeylerini
bilgileri belirleme
belirleme
belirleme
Öğretim
araçları
Öğrencinin
rolü
Alıştırmalar ve kısa Alıştırma ve etkinlikler
metinler
Etkinlikler, Kısa ve uzun
metinler,
görseller,
grafikler
Pasif,
metindeki Yarı aktif, metindeki Aktif,
metindeki
bilgileri olduğu gibi bilgileri alan ve işleyen bilgilerden yeni bilgiler
alan, ezberleyen
üreten
4. Anlama Eğitimi
Dünyamızda yazının bulunmasından bu yana okuma öğretimi yapılmaktadır. Ancak
anlama eğitimi konusu son yıllarda gündeme gelmiştir. Bu konuda Pressley, “öğrencilerin
anlama becerilerinin okullarda sürekli değerlendirildiği ancak anlamanın hiç
öğretilmediğini” belirtmektedir (Güneş 2013). Anlama uzun yıllar okuma öğretimi altında
dolaylı olarak yürütülmüştür. Öğrencilerin okumaları ilerledikçe anlamanın da gelişeceği
düşünülmüştür. Ancak son yıllarda yapılandırıcı yaklaşımla birlikte doğrudan anlama
eğitimi öne çıkmıştır. Bu amaçla çeşitli anlama modelleri geliştirilmiştir. Bunlar
incelendiğinde çoğunun anlama süreçlerini açıklamaya yönelik olduğu görülmektedir.
Bianco’ya göre anlama modelleri daha çok genel anlama süreçleri ile yetişkinlere yönelik
becerileri içermektedir. Bu modellerden öğrencilerin anlama becerilerini geliştirmek için
fazla yararlanılamamıştır (Bianco, 2010). Bu nedenle ilkokuldan itibaren sistemli bir
anlama modeline ihtiyaç duyulmuştur. Bu konuda Bianco tarafından uygulamaya yönelik
bir anlama eğitim modeli geliştirilmiştir.
Anlamak için yazılı bir metindeki kelimeleri tanımak ve anlamlarını sıralamak yeterli
değildir. Anlama çok yönlü ve karmaşık işlemleri gerektiren zihinsel bir etkinliktir. Peki
nasıl öğretilir? Metinleri anlama eğitimi nasıl gerçekleştirilir? Ne kadar süre gerektirir?
Anlama için hangi alanlarda çalışılmalıdır? Hangi becerilere öncelik verilmelidir?
Doğrudan öğretim, dolaylı öğretim ya da farklı bir öğretim, hangisi anlama eğitimi için
daha uygundur? Çoğu araştırmada yazılı dili anlamak için önce sözlü dilin gelişimine
önem verilmektedir. Bu konuda neler yapılmalıdır? Bu sorulardan hareketle Maryse
Bianco, CBAL (Cognitively Based Assessment for, of, as, Learning) okuma becerileri
modelinden yararlanarak bir anlama becerileri modeli geliştirmiştir. Bu modelde ilk
okuldan itibaren okuma becerileri ile metinleri anlama becerileri arasında bağ
kurulmuştur (Bianco, 2010).
Bianco’ya göre anlamayı öğrenmek karmaşık bir süreç ve bütün becerilerin bileşkesi
olmaktadır. Bu sürecin temelini okuma becerileri oluşturmaktadır. Bir başka ifadeyle
anlama işlemi esnek ve stratejik bir okuyucu olmayı gerektirmektedir. Okuyucunun
okuma ve anlama sürecini iyi yönetmesi gerekmektedir. Ortaokul sonunda öğrencilerin
uzman bir okuma ve anlama düzeyine ulaşmaları için geliştirilecek beceriler üç ana
grupta toplanmaktadır. Bunlar temel veya gerekli beceriler, okuma ve anlama stratejileri
ile metinle ilgili bilgiler olmaktadır (Bianco, 2010). Bu durum aşağıda gösterilmektedir.
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
18 Firdevs GÜNEŞ
Temel beceriler
Okuma ve anlama
becerileri
Okuma ve anlama stratejileri
Metinle ilgili bilgiler
Temel Beceriler: Temel beceriler okuma sırasında kelimeleri tanıma, anlamını bulma,
durum modeli oluşturma gibi çeşitli görevleri yürütmek için kullanılmaktadır. Ayrıca
okuma sonrasında metindeki bilgileri gözden geçirme, eleştirme, değerlendirme gibi işlem
ve süreçlere katkı sağlamaktadır. Temel beceriler okumanın ön koşulu olan beceriler,
durum modeli oluşturma becerileri ve uygulamalı anlama becerileri olmak üzere üç alt
grupta ele alınmaktadır. Bunlar aşağıda açıklanmaktadır:
Ön Koşul Becerileri: Okumanın ön koşulu olan bu beceriler, yazılı kelimeleri tanıma,
diğerlerinden ayırt etme, anlamını bulma, yeni kelimeleri anlama, akıcı okuma gibi bir
metni okumak için gerekli olan temel becerilerdir. Akıcı okuma, cümle içindeki kelimeler
arasındaki ilişkileri belirleme, bir cümleden diğerine geçen anlamları belirleme vb.
işlemler sadece metni anlama ile sınırlı değil, aynı zamanda zihinde görüntü oluştururlar.
Okumanın akıcı olması anlama için zorunludur. Kelimeyi tanıma ve anlamını bulma ise
sözlü dili anlama ile ilişkilidir. İlkokul düzeyinde akıcı okuma ve kelimeleri hızlı tanıma
becerilerini geliştiremeyen öğrenciler iyi anlayamazlar (Bianco vd., 2014). Bu beceriler
ilkokul 2. sınıftan itibaren öğrencilere kazandırılmalı ve giderek geliştirilmelidir.
Durum Modeli Oluşturma Becerileri: Anlama sadece metindeki bilgilere dayalı zihinsel bir
görünüm oluşturma işlemi değil, aynı zamanda bireyin ön bilgileri ile metindeki bilgilerin
birleştirilmesidir. Bu birleştirme sonucu metinle ilgili olarak zihinde bir model
oluşmaktadır. Buna zihin modeli, anlama modeli ya da durum modeli denilmektedir.
Durum modeli “metindeki olayların, kişilerin, eylemlerin ve genel durumların zihinsel bir
görüntüsü” olarak tanımlanmaktadır (Bianco, 2003). Bu model okuyucunun önceki
deneyimleri ile metindeki benzer bilgilerin ve durumların birleştirilmesini sağlamaktadır.
Durum modeli, okuma sırasında bireyin deneyim ve öğrenme yoluyla oluşturduğu
zihinsel görüntülerini harekete geçirmekte, bunları metindeki bilgilerle birleştirmektedir.
Bir metni anlamak sadece içindeki bilgileri ezberlemek değildir. Metinde sunulan
durumun zihindeki yapıya yerleştirilmesidir. Eskiden anlama metindeki durumu zihne
aynen aktarma olarak düşünülüyordu. Eğer okuyucu metindeki olaylar arasındaki
ilişkileri anlamamışsa, metin içi yerel ve genel bağlantıları kuramıyorsa, o metni
anlamamış demektir. Bu nedenle durum modeli ya da anlama modeli oluşturma
becerileri üzerinde önemle durulmaktadır.
Bianco’ya göre anlama süreci kelime tanıma işleminden başlamakta ve durum modeli
oluşturmaya kadar yapılan bütün işlem ve süreçleri içermektedir. Bunlar okuma öncesi,
sırası ve sonrası yapılan işlemler olmaktadır. Yani bir metnin başlığını okuma ile
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 19
başlamakta, özetlemeye kadar bütün işlemleri kapsamaktadır. Bu süreçte metindeki
yerel bağlantıları sezme, ana fikri belirleme, genel bağlantılar kurma, metnin bütün bir
görüntüsünü oluşturma gibi işlemler yapılmaktadır. Bu işlemler bilgiyi özetleme,
düzenleme, gruplama becerileri için gerekli olmaktadır. Bunun ötesinde metindeki
konuyu harekete geçirmekte okuyucunun ön bilgileriyle bütünleştirmekte ve bireyin
kişisel bilgilerini zenginleştirmektedir. Durum modeli çoğu okuyucuda benzer biçimde
oluşmaktadır. Bu becerilerin kazandırılmasına ilkokul 2. ve 3. sınıfta ağırlık verilmeli ve
giderek geliştirilmelidir.
Uygulamalı Anlama Becerileri: Bunlar okuma sonrası anlamayı geliştirmek için uygulanan
becerilerdir. Bunun için okuyucunun okuma sonunda metinden aldığı bilgileri
düzenleme, birleştirme ve bütünleştirme işlemlerini yapması, düzeyine uygun açıklama ve
yorumlar getirmesi gerekmektedir. Bu işlemlere ek olarak metindeki bilgileri
değerlendirme ve eleştirme gibi işlemlere de yer verilmektedir. Bu işlemler öğrencilerin
anlama becerilerine önemli katkılar sağlamaktadır. Bu nedenle uygulamalı anlama
becerileri öğrencilere 2.ve 3. sınıf düzeyinde kazandırılmaya başlanmalıdır.
Metni
değerlendirme ve eleştirme becerilerine ortaokul düzeyinde de devam edilmelidir (Bianco,
2010). Durum modeli oluşturma becerileri aşağıda gösterilmektedir.
kelimeleri tanıma
Önkoşul
becerileri
yeni kelimeleri anlama
akıcı okuma
düzeye uygun zihinsel sözlük
Temel Beceriler
Durum modeli
oluşturma
becerileri
bilgiyi ve yerini bulma
çıkarım yapma ve genelleme
düzenleme ve özetleme
değerlendirme ve eleştirme
Uygulamalı anlama
becerileri
birleştirme ve bütünleştirme
açıklama ve yorumlama
Okuma ve Anlama Stratejileri: Strateji, amaçlara ulaşmak için uygulanan bir dizi yol
olarak tanımlanmaktadır. Eğitim alanında strateji kavramı “eğitim yaklaşım ve modelleri
çerçevesinde belirlenmiş amaç ve ilkelere ulaşmak için öğrencilerin düzeylerine uygun
yöntemleri, materyalleri, araç-gereçleri seçme ve öğrenmeyi yönlendirme etkinlikleridir
(Legendre, 1988; Thuy, 2011). Stratejiler öğrencilere dikkati toplama, öğrenmeye
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
20 Firdevs GÜNEŞ
güdülenme, iyi anlamak ve öğrenmek için bilgileri düzenleme, öğrenmeyi izleme ve
değerlendirme gibi konularda yardım etmekte, böylece strateji kullanan öğrenciler daha
başarılı olmaktadır (Alberta Learning, 2003; Thuy, 2011).
Strateji zihinsel bir işlemdir. Bunların seçilmesi ve uygulanması bilinçli bir çaba
gerektirmektedir. Okuma, anlamayı gerçekleştirme ve kendini değerlendirme için çeşitli
stratejiler uygulanmaktadır. Örneğin not alma, yeniden okuma, paragrafları inceleme
gibi. Stratejiler okuma sırasında zihinde etkili ve dinamik olarak kullanılmaktadır. Uzman
okuyucular stratejileri az bir çabayla, daha rahat olarak kullanmaktadır. Çünkü uzman
okuyucular strateji kullanmayı üst düzeyde geliştirmişlerdir. Oysa yeni okuyucular için
strateji eğitimi verilmesi gerekmektedir. Bazen zor ve güç olsa da çocuklar için ve
özellikle zayıf okuyucular için açıklamalı bir strateji eğitimi verilmelidir. Stratejiler genel
olarak okuyucunun uygulama durumuna göre üç grupta toplanmaktadır. Bunlar okuma
öncesi, sırası ve sonrası uygulanan stratejilerdir (Bianco, Lima, Sylvestre, 2004).
Okuma Öncesi Stratejiler: Okuma öncesi stratejiler metne hızlıca göz atma, başlık ve
görselleri okuma, okuma öncesi tahmin yapma, sorular sorma, yani okuma ve anlamaya
zihinsel hazırlık yapma stratejileridir.
Durum Modeli Oluşturma Stratejileri: Bu stratejiler okuyucuya okuma sırasında metindeki
yerel ve genel bağlantıları belirleme konusunda yardım etmektedir. Bu aşamada
paragrafları okuma, kendi kendine sorular sorma ve açıklama, tahminler yapma,
sorgulama, bilgileri grafik olarak düzenleme gibi çeşitli stratejiler kullanılmaktadır.
Okuma Sonrası Stratejiler: Buna metnin ötesine geçme stratejileri de denilmektedir. Bu
stratejiler okuyucunun uygulamalı anlama becerilerine katkı sağlamaktadır. Bunlar
olayları ve kaynakları değerlendirme, karşılaştırma, bilgileri düzenleme gibi metni okuma
sonrası uygulanan stratejilerdir. Bunlar öğrenciler 2.ve 3. sınıflar ile ortaokul düzeyinde
aşamalı olarak öğretilmelidir. Bu stratejiler aşağıdaki şekilde gösterilmektedir.
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 21
metne göz atma
Okuma öncesi uygulanan
stratejiler
okuma öncesi sorular sorma
paragrafları izleme
sorular sorma sorgulama
okuma ve anlama
stratejileri
Durum modeli oluşturma
stratejileri
tahmin yapma
grafik düzenleyicler oluşturma
kanıtları ve kaynakları değerlendirme
metnin ötesine geçme
stratejileri
karşılaştırma
grafik düzenleyiciler oluşturma
Metinle İlgili Bilgiler: Bianco’ya göre ortaokul sonunda öğrencilerin uzman bir okuma
ve anlama düzeyine ulaşmaları için geliştirilecek becerilerden biri de metinle ilgili
olmaktadır. Metinleri tanıma ve özelliklerini bilme anlama sürecine katkı sağlamaktadır.
Ayrıca metindeki içerik bilgileri, yapı bilgileri okuma ve anlamayı kolaylaştırmaktadır. İlk
ve ortaokulda kullanılan metin tipi, dilbilgisi vb. öğrencilere bilgiler verilmelidir. İlkokul
düzeyinde öyküleyici, bilgilendirici şiir vb. ortaokul düzeyinde ise edebi, kanıta dayalı ve
dokuman türü metinler hakkında gerekli bilgiler verilmelidir. Bunlar aşağıda
gösterilmektedir (Bianco, 2003; Bianco ve Bressoux, 2009).
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
22 Firdevs GÜNEŞ
Bilgilendirici metinler
Metinle ilgili bilgiler
özellikleri
Öyküleyici metinler
olay ve kanıta dayalı
metinler
özellikleri
özellikleri
Bianco’ya göre öğrencilerin okuma ve anlama becerilerini geliştirmek için doğrudan
öğretim modeli uygulanmalıdır. Bu model anlama beceri ve stratejilerinin öğretiminde
öğrencilere önemli katkılar sağlamaktadır. (Bianco, 2010). Doğrudan öğretim modelinin
içeriği ve uygulanması aşağıda verilmektedir:
5. Anlama Öğretimi
Anlama öğretimi konusunda dolaylı ve doğrudan olmak üzere iki tür öğretim modeli
bulunmaktadır. Dolaylı öğretim modeli eski bir modeldir. Bu modelin daha çok davranışçı
ve bilişsel yaklaşımla birlikte uygulandığı görülmektedir. Bu modelde öğrencilerin
anlamaları okuma, kelime, cümle ve metin inceleme, anlamını bulma gibi işlemlerle
dolaylı olarak geliştirilmeye çalışılmıştır. Daha sonraki yıllarda araştırmacılar “Anlama
öğretilir mi? Anlama becerileri geliştirilir mi? Anlama becerilerini geliştirmek nasıl bir
eğitim yapılmalı?”
gibi sorulara cevap aramışlardır. Yapılandırıcı yaklaşıma göre
“Öğrenen birey kendi anlama sürecinin en önemli aktörüdür. Anlama konusunda kendini
eğitebilir ve anlama becerilerini geliştirebilir.” düşüncesi ortaya atılmıştır. Bu düşünceden
hareketle çeşitli araştırmalar yapılmıştır. Bu çalışmalarda anlama beceri ve tekniklerini
öğretmek için çeşitli yöntemler keşfedilmiştir. Bunlar birleştirilerek “doğrudan öğretim
modeli ” oluşturulmuştur.
Doğrudan öğretim modeli, öğrencilerin anlama becerilerini geliştirme, çeşitli anlama
tekniklerini öğretme ve metin yapıları hakkında bilgi vermeyi amaçlayan bir modeldir. Bu
modele göre okuyucular bir metni anlamak için çeşitli strateji, yöntem ve teknikler
kullanırlar. Bunlar uygun bir eğitimle geliştirilebilir, değiştirilebilir ve okuyucuya yeni
teknikler öğretilebilir. Bu öğretim sürecinde anlama becerileri ve stratejileriyle ilgili
açıklayıcı, süreçsel ve koşulsal bilgilere yer verilir. Doğrudan öğretim modeli için "National
Reading Panel" uzmanları iki yöntem belirlemiştir. Birincisi anlama becerilerinin
doğrudan öğretimi ikincisi ise anlama tekniklerinin açıklamalı öğretimidir (Lima,2003).
Bunlar aşağıda açıklanmaktadır.
Becerilerin Doğrudan Öğretimi: Anlama becerilerinin doğrudan öğretim yoluyla
öğretildiği bir uygulamadır. Öğretilecek her becerinin ayrıntılı bir sunumu yapılmakta
çeşitli örneklerle uygulamalı olarak gösterilmektedir. Bu amaçla sınıfta modelleme,
örneklendirme, doğrudan açıklama, öğrenciler arasında iş birlikli öğrenme, farklı anlama
becerilerini gösterme gibi etkinlikler yapılmaktadır. Öğrenme sürecinde öğrencilerin aktif
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 23
olmasına dikkat edilmektedir. Öğrencilerin eğitim sürecine katılımının üst düzeye
çıkarılmasına çalışılmakta ve öğrenilenler hemen uygulamaya aktarılmaktadır.
Strateji ve Tekniklerin Açıklamalı Öğretimi: Bu yöntemde anlama becerilerini
geliştirmek için gerekli teknikleri ve işlemleri açıklamaya ağırlık verilmektedir. Öğretmen
anlama tekniği ile uygulanması hakkında öğrencilere açıklamalar yapmaktadır.Bu
uygulamanın amacı anlama strateji ve tekniklerini geliştirmektir.Örneğin metin yardımı
ile yeni kelimenin anlamını bulmak, metindeki önemli bilgileri genişletmek, bir olay yada
kişi ile ilgili zihinsel bir görüntü oluşturmak gibi. Anlama strateji ve tekniklerini iyi
açıklamak için çeşitli sorular sorulmaktadır. Bu sorularla anlama strateji ve tekniklerinin
öğrenilmesi, anlama süreçlerinin bilinçli yürütülmesi ve becerilerin geliştirilmesi
amaçlanmaktadır. Genellikle ”Ne? Niçin? Ne Zaman? Nasıl”
gibi sorulardan
yararlanılmaktadır. Bu sorular;
Ne: Bir teknik verme, bu tekniği açıklama veya tanımlama,
Niçin: Tekniğin
belirtme,
Nasıl: Tekniğin nasıl uygulanacağını açıklama,aşamalarını ve süreçlerini gösterme,
Ne zaman: Tekniğin uygulanma koşullarını ve nasıl değerlendirileceğini açıklama,
Netleştirme: Beceri ile teknik arasındaki farkı açıklama, amacıyla kullanılmaktadır.
önemini açıklama,
hangi tekniklerden
yararlanılması gerektiğini
Öğretim sürecinde öğrencilere çeşitli ipuçları verme, hatırlatmalar yapma, öğrenilen
strateji ve teknikleri geliştirme konusunda öğrencilere rehberlik etmelidir. Bu süreçte
küçük gruplarla işbirlikli çalışmalara ağırlık verilmelidir. Bu çalışmalar öğrencilerin
strateji ve teknikleri daha iyi öğrenmeleri ve uygulamalarına katkı sağlamaktadır (Güneş,
2014; Lima, 2003; Tardif, 1997).
Ülkemizdeki Uygulamalar
Ülkemizde 2005 yılında hazırlanan Türkçe (1-5) Öğretim Programında Yapılandırıcı
yaklaşım temel alınmıştır. Programda yapılandırıcı anlama modellerinden hareketle
geliştirilecek anlama becerileri kazanımlar olarak verilmiştir. Anlama becerilerini
geliştirmede yararlanılacak anlama teknikleri ile etkinlikleri sıralanmıştır. Programda,
tahmin etme, sorgulama, özetleme ve anlamı açıklama gibi dört özel anlama tekniği
ayrıntılı olarak ele alınmıştır. Anlama becerilerini geliştirmek için sıralama, sınıflama,
eleştirme, tahmin etme, ilişki kurma, özetleme, analiz-sentez ve değerlendirme gibi
etkinlikler verilmiştir. Böylece metindeki anlam yerine zihindeki anlamı geliştirmeye
ağırlık verilmiştir.
Öğrencilerimizin anlama becerilerini geliştirmek için başta öğretmenlerimiz olmak üzere
eğitim alanındaki herkese önemli görevler düşmektedir. Dileğimiz eğitim sürecinde
anlama eğitiminin iyi uygulanması, anlama becerileri gelişmiş, düşünen, sorgulayan ve
sorun çözen bireylerin yetiştirilmesidir.
Kaynakça
Alberta Learning (2003). Stratégies d’enseignement,Guide de mise en oeuvre, Carrière et
vie, Alberta, Canada.
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
24 Firdevs GÜNEŞ
Avram,C.(2006). Les Exercices Structuraux, les techniques, techniques,dialogos,
www.romanice.ase.ro/dialogos/.../09_Avram-Les-exercices.adresinden
erişilmiştir.
Bianco, M. (2010). La compréhension de textes : peut-on l’apprendre et l’enseigner? in M.
Crahay & M. Dutrevis (ed). Psychologie des apprentissages scolaires,De Boeck.
Bianco, M.ve Bressoux, P. (2009). Effets classes et effets maîtres dans l’enseignement
primaire : vers un enseignement efficace de la compréhension, in X. Dumay & V.
Dupriez (ed), L’efficacité dans l’enseignement : promesses et zones d’ombre, De
Boeck.
Bianco, M., Lima, L. Sylvestre, E. (2004). Comment enseigner les stratégies de
compréhension, in E. Gentaz & P. Dessus (eds), Comprendre les apprentissages et
enseigner : Apports des sciences cognitives, Paris, Dunod.
Bianco, M. (2003). Apprendre à comprendre: l'entraînement à l'utilisation des marques
linguistiques. In D. Ganoac'h & M. Fayol (Ed.), Aider les élèves à comprendre, du
texte au multimédia. Paris: Hachette éducation.
Cohen I. ve Mauffrey A., (1990) .Vers une nouvelle pédagogie de la lecture,Armand Colin.
Crahay,M.(1999). Psychologie de l’éducation, Paris : Editions PUF.
Crinon, J.(1995). Retour aux bases pour l'apprentissaşe de la lecture, IUFM de Créteil.
Deschênes, A.-J. (1995). Vers un modèle constructiviste de la production des textes in J.-Y
Boyer, J.-P. Dionne et P. Raymond (dir.). La production de texte. (pp. 101-150).
Montréal, Les éditions Logiques.
Deschênes, A.-J., Bilodeau, H., Bourdages, L., Dionne, M., Gagné, P., Lebel, C., et RadaDonath, A. (1996). Constructivisme et formation à distance. Distances. 1(1), 9-25.
Fayol, M., Gombert, J.E., (1992). Psychologie cognitive de la lecture, Paris, Presses
Universitaires de France.
Fayol, M., Gombert J.E,(1999). L'apprentissage de la lecture et de l'écriture, Manuel de
Psychologie de l'enfant. Bruxelles
Frey, T.(2012).The Future of Innovation Global Trends & the New Innovation Landscape
DaVinci Institute,Louisville,06.06.2015 tarihinde
dr2tom@davinciinstitute.com
adresinden erişilmiştir.
Giasson, J.
(1995). La lecture : De la théorie à la
Morin,Montréal.
pratique, Éditeur Gaëtan
Güneş, F. (2013). Türkçe Öğretimi Yaklaşım ve Modeller, Ankara: Pegem A Yayınları
Güneş, F.(2015). Etkinliklerle Hızlı Okuma ve Anlama, Ankara: Pegem AYayınları
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25
Okuma Sürecinde Metindeki Anlamdan Zihindeki Anlama 25
Güneş, F. (2014). Anlama Modelleri, Uluslararası Dil ve Edebiyat Eğitimi Dergisi,
International Journal Of Literature And Language Education, Yıl/Year : 2014,
Sayı/Number : 9, sayfa 59-74 Doi number: 10.12973/dee.11.225
Güneş,F.(2017). Türkçe Öğretiminde Etkinlik Yaklaşımı, Ana Dili Eğitimi Dergisi, Journal of
Mother Tongue Education ADED-JOMTE, 5 (1): 48-64
Kirby, J. R. (2007). Qu’avons-nous appris sur la compréhension de textes ? 10.03.2010
tarihinde
http://www.edu.gov.on.ca/fre/research/kirbyf.pdf
adresinden
erişilmiştir.
Lachapelle,C. (2006).Les stratégies
de compréhension en lecture,
l’Education de la Saskatchewan.
Lafontaine, D. (2003). L’engagement des jeunes de 15 ans à
Caractères, 10, 29-40.
Ministère de
l’égard de la lecture,
Legendre, R. (1988). Dictionnaire actuel de l’éducation , Larousse, Paris
Lima, L.(2003).La Compréhension de l’ecrit, Laboratoire de Sciences de l’Education,UPMF
Puren, C. (2004). L’evolutıon Historique Des Approches En Didactique Des LanguesCultures ou Comment Faire L’unite Des « Unites Didactiques », Congrès Annuel de
l’Association pour la Diffusion de l’Allemand en France (ADEAF), École Supérieure
de Commerce de Clermont-Ferrand, 2-3 Novembre 2004, France
Sylvestre, E.(2006). Ameliorer La Comprehension De Textes Au Cycle 3 De L'ecole Primaire :
Les Effets D'un Entrainement Informatise Des Strategies De Controle, Universite
Grenoble II, Pierre Mendes, France
Tardif, J.(1999). Le transfert des apprentissages.Montréal, Éditions Logiques.
Tardif, J. (1997). Pour un enseignement stratégique.Montréal : Editions Logiques.
Thuy,
H. M.(2011).Les Stratégies d’enseignement,Département de Langue et de
Civilisation francaises ESLE- UNH
Totereau, C.,(2005). Acte de lire. Genève: Delachaux et Niestlé.
International Journal of Language Academy
Volume 5/1 Spring 2017 p. 7/25