Işletme

Introduction Wheat, the second most important agricultural crop amongst the cereals on a global scale (Rahaie et al., 2013), was the first cultivated one thousands of years ago and has kept providing staple nutrition for humans since then (Braun et al., 2001; Goutam et al., 2013; Shahzad et al., 2013). Today's global wheat production of about 670.8 million tons per year directly influences human survival and life quality (Shahzad et al., 2013) by being involved in the production of various foods, including bread, pasta, noodles, cakes, and biscuits (Eren et al., 2015). Many abiotic factors affect wheat (

Climate changes prompt salt, cold, and drought stresses especially during early crop growth stages. The damages during germination in wheat may even destroy whole crop. Here, 12 bread and 10 einkorn wheats entries were distressed under salt, cold and drought. Germination rate and germination power, coleoptile, shoot length, root length, shoot to root length ratio, root fresh and dry weight and root fresh to dry weight ratio were quantified under six salt, cold, drought stresses and one control. After ANOVA and LSD discriminated the entries, stress tolerance indices differentiated six tolerant and six susceptible entries. MANOVA, Pillai's Trace and Wilks' Lambda tests finalized the stress testing. Shoot and root length, root fresh and dry weight highly differed under salt, cold and drought. Bayraktar-2000 well tolerated salt, drought, salt-drought and salt-cold-drought; Gerek-79 salt, salt-drought, salt-cold-drought; Momtchil salt, cold and salt-cold-drought; İkizce-96 salt, drought and salt-drought. Einkorn Population 14 was susceptible to all stresses except cold and salt-cold; Population 15 to salt, salt-drought and salt-cold-drought; Population 11 to salt, drought, saltdrought and salt-cold-drought. These stresses sharply decreased shoot and root length, root fresh and root dry weight. The higher % decreases under salt, cold and drought were in shoot (59.72, 63.25 and 23.17) and root length (32.91, 51.77 and 34.69), root fresh (44.32, 49.11 and 38.88) and root dry weight (21.63, 42.14 and 41.97). Moreover, Pillai's trace and Wilks' Lambda tests differentiated both characters and entries (P < 0.01). In conclusion, Momtchil, Gerek-79, Bayraktar-2000, Populations 5, 6, and 1 are well endorsed against triple seedling stresses.

Germination (GR, %) and power (GP, %) rates, coleoptile (CL, cm), shoot lenght (SL, cm), and root (RL, cm) length, shoot/root length ratio (SRLR), root fresh weight (RFW, mg) and dry (RDW, mg) weight, and root fresh/dry root ratio (RFDWR) of 12 bread and 10 einkorn wheat genotypes were investigated under 7 drought stress levels. SL and SRLR in the study were the most sensitive traits and followed by CL and RL. The mean performance of all traits was worsened starting at various stress levels. The highest percent reduction was in SL (100.00%), SRLR (100.00%), and RL (99.07%), and the lowest one was in GP (55.9%). The common applied drought tolerance indices grouped the entries as tolerant, moderate, and susceptible. Einkorn populations from higher rainfall Blacksea region responded worse under drought stress than bread wheat cultivars, which were improved for drier or relatively drier Central Anatolia, Sub-Marmara, and Thrace regions.

Normal 0 21 false false false TR X-NONE X-NONE The use of wind energy over Turkey is very important in the sense that it reduces the dependence on conventional energy sources and import dependence . Blowing time, speed, and direction of wind can not be determined. Wind power plants (WPP) in the planning of electricit y generation depends on the meteorological data of wind at established in the region and time-bound. Studies on detecting the change in wind energy, and studies on production planning with real and highly reliable models are still going on. Modeling of the wind data with probability distribution functions is one of the studies in this area. Places to be invested with the technical potential of wind data shall be determined by modeling and production planning is performed. In this study, probability distribution functions, which are widely used in the field of wind power, are briefly summarized. Which probability distribution function is available in Karabuk wind data ha...

Introduction Wheat, the second most important agricultural crop amongst the cereals on a global scale (Rahaie et al., 2013), was the first cultivated one thousands of years ago and has kept providing staple nutrition for humans since then (Braun et al., 2001; Goutam et al., 2013; Shahzad et al., 2013). Today's global wheat production of about 670.8 million tons per year directly influences human survival and life quality (Shahzad et al., 2013) by being involved in the production of various foods, including bread, pasta, noodles, cakes, and biscuits (Eren et al., 2015). Many abiotic factors affect wheat (

Öz: Bu çalışmanın amacı, Borsa İstanbul (BİST) imalat sektöründe 2009-2020 döneminde işlem gören firmaların Ar-Ge giderlerinin hisse başına kâra olan etkilerinin dinamik panel veri analizi yöntemi ile araştırılmasıdır. Firmaların nakit akımlarının devamlılığı için yeni ürünler ve süreçler geliştirilmesi ile bunların devamlılığının sağlanması amacıyla katlandıkları gider kalemlerinden oluşan araştırma ve geliştirme (Ar-Ge) giderleri ile gelecek dönemlerde daha yüksek tutarda satış geliri ve kâr elde edilmesi amaçlanır. Bu çerçevede tasarlanan çalışmada Ar-Ge giderlerinin cari dönem ve beş yıla kadar gecikmeli etkilerinin firmaların hisse başına kâr değerini ne şekilde etkilediği araştırılmaktadır. Dinamik panel veri analizi yönteminin kullanıldığı çalışmada 2009 ile 2020 yılları arasındaki 12 yıllık dönemde yıl sonu verileri kullanılmış olup 80 firmaya ait verilerin analizi sonucunda, Ar-Ge giderlerinin satışlara oranındaki artışın firmaların hisse başına kârını artıran bir etkiye sahip olduğunu gözlenmiştir. Bulgular ayrıca hisse başına karlılığın bir dönem gecikmeli ilişkisinin varlığını ortaya koyarken, Ar-Ge giderlerinin gecikmeli etkilerinin varlığına rastlanmamıştır.

Günümüzde yüz milyonlarca insan, dünya nüfusun yaklaşık %10'u günlük $2'ın altında yaşamaktadır 2. Yoksulların yaşadığı ülkelere bakacak olursak, bunların en çok Afrika'da konumlandıklarını görürüz. İstisnasız tüm Afrika ülkeleri, nüfuslarında belli oranlarda yoksul insan barındırmaktadır. Ülkelerin ekonomik yapısı, büyüklüğü, potansiyelleri, bağımlılık derecesi yoksulluk kavramı ile yakından ilgilidir. Yoksulluk ve az gelişmişlik, dünyadaki kaynakların tükenmesi sonucu ortaya çıkmış bir sonuç değildir. Aksine, tamamen ekonomik ve siyasi bir sonuçtur. Makalemin ilk bölümünde yoksulluğun ve az gelişmişliğin nedenini Bağımlılık Teorisi'ne göre açıklamaya çalıştım. İkince bölümde, konunun iyi anlaşılması için Modernleşme Teorisi'nden de kısaca bahsettim. Üçüncü ve son bölümde, ülke ekonomilerinin ihracat-ithalat kalemlerini analiz ederek, ülkelerin bağımlı olup olmadıklarının anlaşılabileceği tezinden yola çıkarak, ECOWAS'a (Batı Afrika Ekonomik Topluluğu) üye ülkelerin ekonomilerini analiz ettim. Analizim ise, söz konusu ülkelerin 2017 ihracat-ithalat kalemlerinin karşılaştırmalı analizine dayanmaktadır.

Ruanda, 2000 yılında, kalkınmacı devletlerden Asya Kaplanları ülkesi olan Singapur’u örnek alarak yayınladığı Vizyon 2020 adındaki kalkınma planı çerçevesinde bir kalkınma sürecine girmiştir. Çalışmamızda, Vizyon 2020 kalkınma planını odağımıza alarak Ruanda’nın kalkınma sürecini değerlendirmek adına “Ruanda’nın kendi belirlediği hedefleri çerçevesinde, sosyoekonomik kalkınma ne oranda başarılmıştır?”
ve “Ruanda’nın kendisine örnek aldığı Singapur’un sosyoekonomik kalkınma sürecini ne derece takip edebilmiştir?” sorularına yanıt aranmıştır. Tezin amacı, 2020 yılına kadar Ruanda’nın sosyoekonomik gelişim sürecini değerlendirmektir. Tümevarım ve karşılaştırma yöntemi kullanarak yazılan tez üç bölüme ayrılmaktadır. Birinci bölümde;
Vizyon 2020 göstergeleri ve karıştırılması muhtemel ekonomik kavramlar ele alınmıştır. İkinci bölümde; kalkınmacı devlet kavramı ve Asya kaplanlarından Singapur’un kalkınma tecrübesi incelenmiştir. Üçüncü bölümde ise Vizyon 2020 Gösterge ve Hedefleri sonuçları değerlendirilmiştir. Sonrasında, literatürdeki araştırmacıların çalışmaları değerlendirilmiş, Ruanda’nın kalkınma sürecini tanımlayan bir kavram olarak “Sosyal Kalkınmacı Devlet” önerilmiştir.