policy papers by Enes Bayraklı
Medya ve Din Araştırmaları Dergisi (MEDIAD) - Journal of Media and Religion Studies, 2023
We published the eighth edition of the European Islamophobia Report (EIR) 1 , covering the year 2... more We published the eighth edition of the European Islamophobia Report (EIR) 1 , covering the year 2022, on the International Day for the Elimination of Racial Discrimination on March 21st. The eighth edition of the European Islamophobia Report, which brings together 26 local academics and experts specializing in racism and human rights, addresses the state and development of Islamophobia across Europe. The annual report includes 23 country reports, inviting policymakers, civil society, academics, and anyone interested in Islamophobia to gain information about the most significant events related to Islamophobia in 2022. Since the initial publication of the report covering the year 2015, the European Islamophobia Report has become an essential resource for obtaining information about Islamophobia in politics, media, employment, education, the legal system, and the network of Islamophobia. This report extensively explores the primary factors that directly or indirectly contribute to the escalation of anti-Muslim bigotry in Europe. It encompasses a wide array of issues, ranging from Islamophobic rhetoric propagated in domestic media to legislation and policies that curtail the basic rights of European Muslim citizens, ultimately posing a threat to society at large. Accordingly, the 2022 European Islamophobia Report addresses the repercussions of anti-Muslim racism on rights such as association, expression, and religious freedom, as well as its impacts on the rule of law in Europe.
2000-2007 yılları arasında, Almanya’da sekizi Türk on kişinin katledildiği NSU cinayetleri, A... more 2000-2007 yılları arasında, Almanya’da sekizi Türk on kişinin katledildiği NSU cinayetleri, Almanya’da yakın tarihin en kanlı ırkçı terör saldırıları serisi olarak kabul edilmektedir. Homojen bir topluluk olduğu tahayyül edilen Ari Alman ırkının korunması motivasyonuyla gerçekleştirilen söz konusu terör saldırılarının failleri, örgüt kendini ifşa edene değin on bir yıl boyunca yanlış yerlerde aranmıştır. Cinayetler sonrası mağdurdan zanlı yaratan soruşturma süreçleri, “yüzyılın davası” olarak adlandırılan mahkeme sürecinde önemli bilgi ve belgelerin karartılması, kilit rol oynayan tanıkların ortadan kaldırılması, örgüt ile Alman istihbarat ve güvenlik birimleri arasında ortaya çıkan bağlantılar ve dava sonucunda “Zweckau üçlüsü”ne havale edilerek köklerine inilmeyen ırkçı terör gibi pek çok skandala sahne olan süreç, ırkçılık tartışmalarına çok farklı boyutlar kazandırmıştır.
Dava sonrası NSU üçlüsünün eylemleri sona erdirilmiş olsa da, NSU 2.0 imzalı tehdit mektupları ve Hanau ve Halle saldırıları gibi ırkçı terör olayları, ülkede aşırı sağ ideolojinin toplumun kılcal damarlarına sızmış bir dip akıntı şeklinde varlığını devam ettirdiğini gözler önüne sermiştir. Tarihi toplumsal kabuller, ulus aşırı organize örgüt bağlantıları ve kurumsal ırkçılık boyutu hesaba katılmadan anlaşılamayacak bir fenomen olarak NSU terör örgütünün, Almanya gibi artık bir göçmen ülkesi konumuna gelen bir ülkede toplumsal barışa derin bir darbe vurduğu açıktır.
Elinizdeki kitap söz konusu terör saldırılarını ve NSU terör örgütünü; kuramsal yaklaşımlardan siyasi değerlendirmelere, Avrupa ve Almanya’da aşırı sağ ideolojinin kökenlerinden kurumsal ırkçılık tartışmalarına, hukuki boyuttan faillerin Alman istihbaratı ve emniyet güçleri ile bağlantılarına ve medya analizlerine değin bir çok perspektiften ele almakta ve bu yönüyle Türkçe literatürde önemli bir boşluğu doldurmayı hedeflemektedir.
Turkey and Transatlantic Relations, 2017
Akademik Incelemeler Dergisi
Papers by Enes Bayraklı
Eskişehir İİBF Dergisi, 2025
Bu çalışmada neorealizm ve neoliberalizm teorilerinden hareketle 2017-2021 Trump dönemi ABD-Alman... more Bu çalışmada neorealizm ve neoliberalizm teorilerinden hareketle 2017-2021 Trump dönemi ABD-Almanya ilişkileri incelenmektedir. Çalışmanın ana yöntemi olarak söylem analizi (İng. discourse analysis) belirlenmiştir. Bu metodun seçilmesinin ana sebebinin özellikle Trump döneminde liderin açıklamalarının, röportajlarının, resmi bildirilerinin ikili ilişkilerde önemli bir rol oynamasıdır. Dolayısıyla liderler etrafında gelişen siyasi ilişkilerin anlamlandırılabilmesi adına söylem analizinin gerekli olduğu varsayımıyla hareket edilmektedir. Çalışmada liderlerin söylemleri üzerinden araştırılacak temel araştırma sorusu, Trump döneminde Almanya ile ilişkilerde saldırgan neorealizmin öne sürdüğü bir biçimde göreceli kazancın mı yoksa neoliberallerin iddia ettiği gibi karşılıklı kazan-kazan yani mutlak kazanç beklentisinin mi belirleyici olduğu sorusudur.
In this study, the US-Germany relations during the Trump era (2017-2021) are examined through the lens of neorealism and neoliberalism theories. Discourse analysis has been chosen as the primary method for this research. The main reason for selecting this method is the significant role leaders' statements, interviews, and official declarations played in bilateral relations, especially during the Trump era. Therefore, it is assumed that discourse analysis is necessary to understand political relations shaped around leaders. The core research question investigated through the leaders' discourses is whether the relations during the Trump era were determined by relative gains suggested by offensive neorealism, or by mutual absolute gains as argued by neoliberals.
Güvenlik Stratejileri Dergisi, 2021
Öz Terör örgütleri mevcudiyetlerini devam ettirebilmek için sürekli yeni elemanlar devşirmeye muh... more Öz Terör örgütleri mevcudiyetlerini devam ettirebilmek için sürekli yeni elemanlar devşirmeye muhtaçtırlar. 20. yüzyılda kadının toplumsal hayattaki ve iş hayatındaki rolünün artmasının da etkisiyle terör örgütleri kadınları örgüt içerisinde çeşitli rollerde kullanmıştır. Savaşmalarının yanı sıra çoğu zaman ikincil rollerde-kuryelik, aşçılık, temizlikçi vb.-kullanılan kadınlar, intihar saldırılarını gerçekleştirmede çeşitli avantajlara sahip olmalarından dolayı bu eylemlerde de sıklıkla tercih edilmektedir. Ayrıca bazı terör örgütlerinde kadınlar, cinsel kimlikleri ön plana çıkarılarak "yem" veya "cinsel köle" olarak da kullanılmaktadır. Çalışmada PKK'da kadın teröristlerin intihar saldırılarındaki kullanımı ve örgüt içerisinde maruz kaldıkları cinsel istismar ele alınmaktadır. Çalışmanın ana argümanı örgüt lideri Abdullah Öcalan tarafından yapılan kadın tanımlamasının gerçeği yansıtmadığı, PKK'da kadın-erkek eşitliğinin bulunmadığı ve kadınların sıklıkla cinsel istismara maruz kaldığı yönündedir. Terör çalışmaları ve kadın konusunda literatürde PKK üzerine sınırlı sayıda çalışma olması ve çoğunlukla örgütün cinsel
AK PARTi'NiN 15 YILI DIŞ POLİTİKA., 2018
İSLAMOFOBİ VE ANTİ-SEMİTİZM KARŞILAŞTIRMALARINI ANLAMLANDIRMAK: KAPSAMLI BİR LİTERATÜR DEĞERLENDİRMESİ, 2018
Discussions and academic studies on the similarities between Islamophobia and anti-Semitism have ... more Discussions and academic studies on the similarities between Islamophobia and anti-Semitism have recently increased. In this context, the question whether Islamophobia is the new anti-Semitism has been asked more frequently than ever. Consequently, a rich literature is emerging which focuses on the similarities and differences between these two phenomena. In this regard, this article aims to categorize and evaluate current literature on this subject. In doing so it will provide a comprehensive analyses of the current literature on the comparison between Islamophobia and anti-Semitism.
Engineering a European Islam: An Analysis of Attempts to Domesticate European Muslims in Austria, France, and Germany, 2018
Today, a number of European states' policies on religion aim at creating a nationalized Islam. In... more Today, a number of European states' policies on religion aim at creating a nationalized Islam. In many Western European countries, the Ministries of the Interior have institutionalized 'dialogue platforms' to discuss issues of Islam, society, inclusion and extremism with Muslim actors. This reveals the implicit assumptions of these governments when talking to Mus-lims. The underlying message is that Muslims pose a security threat to the state and society, a perception that is manifested in many countries, and that Muslims are seen simultaneously as a threat and an ally. This article analyzes the Ministry of Interior's attempts to institutionalize Islam in the cases
Mukaddime, 2019
Since the 1960s, Turkey-European Union relations and Turkey's accession process has followed a bu... more Since the 1960s, Turkey-European Union relations and Turkey's accession process has followed a bumpy road. Brussel's impositions and Ankara's reluctance to implement EU's fundamental reforms have been the main determinant of Turkey's relations with the EU. However, this situation changed drastically with the AK Party coming to power in 2002 considering that the necessary reforms to fulfil the Copenhagen criteria were carried out at an unprecedented pace. Nevertheless, even after 17 years, despite the positive developments that occurred during the AK Party rule, Turkey is still not a member of the EU. This article argues that this situation is the result of the changing dynamics at both the local and international level. In this context, the study examines the accession process during the AK Party by separating in three different phases: 2002-2005 period when the relations improved, 2005-2013 period when the relations became stagnant, and finally 2013-2017 period when the relations were broken. This article argues that the changes in political dynamics in Turkey and Europe followed by the changes in the international balance of power have a direct impact on the fluctuations that occurred during these three phases. As a result, it is important to understand the current dynamics in the Turkey-EU relations.
Öz
Batı’da yoğun biçimde tartışılan İslamofobi sorunu
sadece Batı’lı toplumlara özgü bir durum de... more Öz
Batı’da yoğun biçimde tartışılan İslamofobi sorunu
sadece Batı’lı toplumlara özgü bir durum değildir.
Kolonyal tecrübe yaşamış ya da radikal bir modernizasyona
tabi tutulmuş Müslüman ülkelerde de bu
sorun yoğun biçimde gözlenmektedir. Bu açıdan
bakıldığında Müslüman ve Batılı toplumlarda İslamofobi
probleminin bazı benzerlik ve farklılıklar
taşıdığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı İslamofobi’nın
sadece Batılı toplumlara özgü bir durum
olmadığını Türkiye örneği üzerinden göstermektir.
Çalışmada Türkiye’deki İslamofobik eğilimlerin tarihsel
kökenlerine ilişkin bir çerçeve çizilecek ve bu
sorunun genelde medya özelde de mizah üzerinden
nasıl yeniden üretildiği sorunsallaştırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İslamofobi, Müslüman toplumlarda
İslamofobi, Batılılaşma, Modernleşme,
Sekülerizm.
Abstract
Islamophobia is a term which is widely discussed and
analysed in Western context. Yet one may claim that
Islamophobic attitudes and policies are not specific to
Western countries or non-Muslim majority countries.
In this regard Turkey and its troubled relation with
Islam and Muslims offer a valuable case study to
analyse Islamophobia in Muslim majority societies.
There are similarities and divergences when analysing
Islamophobia in Muslim majority and non-Muslim
majority societies. There are also different factors at
play when we look at the Islamophobia in different
Muslim majority countries such as Turkey or Egypt. In
this regard historical factors such as colonial experience
or self-imposed radical modernization-westernization
processes play a significant role. The aim of this study
is to analyse the phenomenon of Islamophobia in
Turkey, its historical background and how it is constantly
constructed and reproduced by Turkish satirical
magazines.
Keywords: Islamophobia, Islamophobia in Muslim
Societies, Westernisation, Modernization, Secularism.
AN overview of developments and their implications in the UK.
Books by Enes Bayraklı
European Islamophobia Report, 2023
By gathering 33 local scholars and experts specialized in racism and human rights, the ninth edit... more By gathering 33 local scholars and experts specialized in racism and human rights, the ninth edition of the European Islamophobia Report addresses the state and development of Islamophobia across Europe in 2023. All 28 national reports included in this year’s annual edition invite policymakers, civil society, scholars, and all people interested in anti-Muslim racism to gain insight and knowledge on the most important incidents and data regarding Islamophobia in Europe in 2023. Since the first publication of this report covering the year 2015, the European Islamophobia Report has become a cutting-edge source for information on Islamophobia in the fields of politics, media, employment, education, and justice. The annual report also exposes European Islamophobia networks and highlights initiatives to counter anti-Muslim racism. The present report investigates in detail the underlying dynamics that directly or indirectly contribute to the rise of anti-Muslim racism in Europe. This extends from Islamophobic statements spread in national media to laws and policies that restrain the fundamental rights of European Muslims and ultimately threaten society as a whole.
Uploads
policy papers by Enes Bayraklı
Dava sonrası NSU üçlüsünün eylemleri sona erdirilmiş olsa da, NSU 2.0 imzalı tehdit mektupları ve Hanau ve Halle saldırıları gibi ırkçı terör olayları, ülkede aşırı sağ ideolojinin toplumun kılcal damarlarına sızmış bir dip akıntı şeklinde varlığını devam ettirdiğini gözler önüne sermiştir. Tarihi toplumsal kabuller, ulus aşırı organize örgüt bağlantıları ve kurumsal ırkçılık boyutu hesaba katılmadan anlaşılamayacak bir fenomen olarak NSU terör örgütünün, Almanya gibi artık bir göçmen ülkesi konumuna gelen bir ülkede toplumsal barışa derin bir darbe vurduğu açıktır.
Elinizdeki kitap söz konusu terör saldırılarını ve NSU terör örgütünü; kuramsal yaklaşımlardan siyasi değerlendirmelere, Avrupa ve Almanya’da aşırı sağ ideolojinin kökenlerinden kurumsal ırkçılık tartışmalarına, hukuki boyuttan faillerin Alman istihbaratı ve emniyet güçleri ile bağlantılarına ve medya analizlerine değin bir çok perspektiften ele almakta ve bu yönüyle Türkçe literatürde önemli bir boşluğu doldurmayı hedeflemektedir.
Papers by Enes Bayraklı
In this study, the US-Germany relations during the Trump era (2017-2021) are examined through the lens of neorealism and neoliberalism theories. Discourse analysis has been chosen as the primary method for this research. The main reason for selecting this method is the significant role leaders' statements, interviews, and official declarations played in bilateral relations, especially during the Trump era. Therefore, it is assumed that discourse analysis is necessary to understand political relations shaped around leaders. The core research question investigated through the leaders' discourses is whether the relations during the Trump era were determined by relative gains suggested by offensive neorealism, or by mutual absolute gains as argued by neoliberals.
Batı’da yoğun biçimde tartışılan İslamofobi sorunu
sadece Batı’lı toplumlara özgü bir durum değildir.
Kolonyal tecrübe yaşamış ya da radikal bir modernizasyona
tabi tutulmuş Müslüman ülkelerde de bu
sorun yoğun biçimde gözlenmektedir. Bu açıdan
bakıldığında Müslüman ve Batılı toplumlarda İslamofobi
probleminin bazı benzerlik ve farklılıklar
taşıdığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı İslamofobi’nın
sadece Batılı toplumlara özgü bir durum
olmadığını Türkiye örneği üzerinden göstermektir.
Çalışmada Türkiye’deki İslamofobik eğilimlerin tarihsel
kökenlerine ilişkin bir çerçeve çizilecek ve bu
sorunun genelde medya özelde de mizah üzerinden
nasıl yeniden üretildiği sorunsallaştırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İslamofobi, Müslüman toplumlarda
İslamofobi, Batılılaşma, Modernleşme,
Sekülerizm.
Abstract
Islamophobia is a term which is widely discussed and
analysed in Western context. Yet one may claim that
Islamophobic attitudes and policies are not specific to
Western countries or non-Muslim majority countries.
In this regard Turkey and its troubled relation with
Islam and Muslims offer a valuable case study to
analyse Islamophobia in Muslim majority societies.
There are similarities and divergences when analysing
Islamophobia in Muslim majority and non-Muslim
majority societies. There are also different factors at
play when we look at the Islamophobia in different
Muslim majority countries such as Turkey or Egypt. In
this regard historical factors such as colonial experience
or self-imposed radical modernization-westernization
processes play a significant role. The aim of this study
is to analyse the phenomenon of Islamophobia in
Turkey, its historical background and how it is constantly
constructed and reproduced by Turkish satirical
magazines.
Keywords: Islamophobia, Islamophobia in Muslim
Societies, Westernisation, Modernization, Secularism.
Books by Enes Bayraklı
Dava sonrası NSU üçlüsünün eylemleri sona erdirilmiş olsa da, NSU 2.0 imzalı tehdit mektupları ve Hanau ve Halle saldırıları gibi ırkçı terör olayları, ülkede aşırı sağ ideolojinin toplumun kılcal damarlarına sızmış bir dip akıntı şeklinde varlığını devam ettirdiğini gözler önüne sermiştir. Tarihi toplumsal kabuller, ulus aşırı organize örgüt bağlantıları ve kurumsal ırkçılık boyutu hesaba katılmadan anlaşılamayacak bir fenomen olarak NSU terör örgütünün, Almanya gibi artık bir göçmen ülkesi konumuna gelen bir ülkede toplumsal barışa derin bir darbe vurduğu açıktır.
Elinizdeki kitap söz konusu terör saldırılarını ve NSU terör örgütünü; kuramsal yaklaşımlardan siyasi değerlendirmelere, Avrupa ve Almanya’da aşırı sağ ideolojinin kökenlerinden kurumsal ırkçılık tartışmalarına, hukuki boyuttan faillerin Alman istihbaratı ve emniyet güçleri ile bağlantılarına ve medya analizlerine değin bir çok perspektiften ele almakta ve bu yönüyle Türkçe literatürde önemli bir boşluğu doldurmayı hedeflemektedir.
In this study, the US-Germany relations during the Trump era (2017-2021) are examined through the lens of neorealism and neoliberalism theories. Discourse analysis has been chosen as the primary method for this research. The main reason for selecting this method is the significant role leaders' statements, interviews, and official declarations played in bilateral relations, especially during the Trump era. Therefore, it is assumed that discourse analysis is necessary to understand political relations shaped around leaders. The core research question investigated through the leaders' discourses is whether the relations during the Trump era were determined by relative gains suggested by offensive neorealism, or by mutual absolute gains as argued by neoliberals.
Batı’da yoğun biçimde tartışılan İslamofobi sorunu
sadece Batı’lı toplumlara özgü bir durum değildir.
Kolonyal tecrübe yaşamış ya da radikal bir modernizasyona
tabi tutulmuş Müslüman ülkelerde de bu
sorun yoğun biçimde gözlenmektedir. Bu açıdan
bakıldığında Müslüman ve Batılı toplumlarda İslamofobi
probleminin bazı benzerlik ve farklılıklar
taşıdığı görülmektedir. Bu çalışmanın amacı İslamofobi’nın
sadece Batılı toplumlara özgü bir durum
olmadığını Türkiye örneği üzerinden göstermektir.
Çalışmada Türkiye’deki İslamofobik eğilimlerin tarihsel
kökenlerine ilişkin bir çerçeve çizilecek ve bu
sorunun genelde medya özelde de mizah üzerinden
nasıl yeniden üretildiği sorunsallaştırılacaktır.
Anahtar Kelimeler: İslamofobi, Müslüman toplumlarda
İslamofobi, Batılılaşma, Modernleşme,
Sekülerizm.
Abstract
Islamophobia is a term which is widely discussed and
analysed in Western context. Yet one may claim that
Islamophobic attitudes and policies are not specific to
Western countries or non-Muslim majority countries.
In this regard Turkey and its troubled relation with
Islam and Muslims offer a valuable case study to
analyse Islamophobia in Muslim majority societies.
There are similarities and divergences when analysing
Islamophobia in Muslim majority and non-Muslim
majority societies. There are also different factors at
play when we look at the Islamophobia in different
Muslim majority countries such as Turkey or Egypt. In
this regard historical factors such as colonial experience
or self-imposed radical modernization-westernization
processes play a significant role. The aim of this study
is to analyse the phenomenon of Islamophobia in
Turkey, its historical background and how it is constantly
constructed and reproduced by Turkish satirical
magazines.
Keywords: Islamophobia, Islamophobia in Muslim
Societies, Westernisation, Modernization, Secularism.
Gülen hareketinin son durağı kuvvetle muhtemel Türkiye karşıtı bir diaspora ve istihbarat kurumlarının taşeronluğu olacak. Güçlü bir dayanışma, derin mağduriyet hissi, intikam/zafer gününün geleceğine dair mesiyanik teolojisi ile Gülen hareketinin geleceği heretik bir grubun lanetli doğumuna işaret ediyor.
Bu çalışmada farklı alanlardan uzmanlar FETÖ’nün çeşitli alanlara yayılan faaliyetlerini, tarihini, örgütsel yapısını, ekonomik kaynaklarını, devlet kurumlarının içerisine sızarak kadrolaşmasını ve dini görünümlü bir hareketten silahlı terör örgütüne dönüşümünü analiz ediyor. FETÖ’nün Anatomisi Türkiye’nin son yıllarına damga vuran FETÖ’nün daha iyi anlaşılması noktasında önemli bir boşluğu dolduracak.
Dava sonrası NSU üçlüsünün eylemleri sona erdirilmiş olsa da, NSU 2.0 imzalı tehdit mektupları ve Hanau ve Halle saldırıları gibi ırkçı terör olayları, ülkede aşırı sağ ideolojinin toplumun kılcal damarlarına sızmış bir dip akıntı şeklinde varlığını devam ettirdiğini gözler önüne sermiştir. Tarihi toplumsal kabuller, ulus aşırı organize örgüt bağlantıları ve kurumsal ırkçılık boyutu hesaba katılmadan anlaşılamayacak bir fenomen olarak NSU terör örgütünün, Almanya gibi artık bir göçmen ülkesi konumuna gelen bir ülkede toplumsal barışa derin bir darbe vurduğu açıktır.
Elinizdeki kitap söz konusu terör saldırılarını ve NSU terör örgütünü; kuramsal yaklaşımlardan siyasi değerlendirmelere, Avrupa ve Almanya’da aşırı sağ ideolojinin kökenlerinden kurumsal ırkçılık tartışmalarına, hukuki boyuttan faillerin Alman istihbaratı ve emniyet güçleri ile bağlantılarına ve medya analizlerine değin bir çok perspektiften ele almakta ve bu yönüyle Türkçe literatürde önemli bir boşluğu doldurmayı hedeflemektedir.
The present report investigates in detail the underlying dynamics that directly or indirectly contribute to the rise of anti-Muslim racism in Europe. This extends from Islamophobic statements spread in national media to laws and policies that restrain the fundamental rights of European Muslim citizens and ultimately threaten society as a whole. As a result, the European Islamophobia Report 2022 discusses the impact of anti-Muslim racism on human rights such as freedom of association, freedom of speech, and religious freedom, and the state of law in Europe.
This eighth edition of our report reviews the effects of the ongoing war in Ukraine, the coverage of the FIFA World Cup 2022 in Qatar in European media, and how anti-Muslim legislation and measures in states like Austria and France have developed and have been fought by civil society. The 23 country reports demonstrate how governments, political parties, and media participate and counteract in reproducing discourses that put the fundamental rights of European citizens in jeopardy.
This compendium of useful insights and data aims to provide European policymakers, institutions, and NGOs with recommendations on how to tackle anti-Muslim racism in Europe both effectively and systematically.
The present report investigates in detail the underlying dynamics that directly or indirectly contribute to the rise of anti-Muslim racism in Europe. This extends from Islamophobic statements spread in national media to laws and policies that restrain the fundamental rights of European Muslim citizens and ultimately threaten the whole of society. As a result, the European Islamophobia Report 2021 discusses the impact of anti-Muslim racism on human rights such as freedom of association, freedom of speech, and religious freedom, and the state of law in Europe.
This seventh edition of our report continues to show the effects of the COVID-19 pandemic on Islamophobia, and how anti-Muslim legislation and measures in states like Austria and France have developed and been opposed by civil society. The 27 country reports demonstrate the ways in which governments, political parties, and media participate and counteract the reproduction of discourses that put the fundamental rights of European citizens in jeopardy.
This compendium of fact-based and insights and practical data aims to provide European policymakers, institutions, and NGOs with recommendations on how to tackle anti-Muslim racism in Europe systematically and with success.
Islamophobia in Muslim Majority Societies constitutes a first attempt to open a debate about the understudied phenomenon of Islamophobia in Muslim majority societies. An interdisciplinary study, it focuses on socio-political and historical aspects of Islamophobia in Muslim majority societies.
This volume will appeal to students, scholars and general readers who are interested in Racism Studies, Islamophobia Studies, the Middle East and North Africa (MENA) region, Islam and Politics.
The present report investigates in detail the underlying dynamics that directly or indirectly support the rise of anti-Muslim racism in Europe. This extends from Islamophobic state- ments spread in national media to laws and policies that restrain the fundamental rights of European Muslim citizens and threaten the whole of society. As a result, the European Islamophobia Report 2019 discusses the impact of anti-Muslim racism on human rights, multiculturalism, and the state of law in Europe.
This fifth edition of our report highlights how European societies are progressively over- whelmed by the Islamophobic discourse of the “Great Replacement” and other far-right conspiracy theories. The 32 country reports demonstrate how governments and main- stream media participate in reproducing such discourses that put the fundamental rights of millions of European citizens in jeopardy and how one can counteract these developments.
This compendium of useful insights and data aims to provide European policy-makers, institutions, and NGOs with recommendations on how to tackle anti-Muslim racism in Europe seriously.
In the last decade Islamophobia in Western societies where Muslims constitute the minority has been studied extensively. At the same time, Islamophobia is not only a Western phenomenon but a global one. It affects Muslim societies as much due to various historical, political and social reasons. Yet, there is little research, which has been done in this field. The main objective of this book is to analyse the understudied phenomenon of Islamophobia in Muslim majority societies.
Islamophobia here is defined as anti-Muslim racism. It is about a dominant group of people aiming at seizing, stabilizing and widening their power by means of defining a scapegoat – real or invented – and excluding this scapegoat from the resources/rights/definition of a constructed ‘we’. Islamophobia operates by constructing a static ‘Muslim’ identity, which is attributed in negative terms and generalized for all Muslims. At the same time, Islamophobic images are fluid and vary in different contexts, because Islamophobia tells us more about the Islamophobe than it tells us about the Muslims/Islam. Islamophobia can also be understood as a way of regulating and disciplining Muslims. Islamophobia as a form of racialized governmentality aims at undermining a distinct Muslim identity.
The present report investigates in detail the underlying dynamics that directly or indirectly contribute to the rise of anti-Muslim racism in Europe. This extends from Islamophobic statements spread in national media to laws and policies that restrain the fundamental rights of European Muslim citizens and threaten the whole of society. As a result, the European Islamophobia Report 2020 discusses the impact of anti-Muslim racism on human rights such as freedom of association, freedom of speech, and religious freedom, and the state of law in Europe.
This sixth edition of our report highlights how the COVID-19 pandemic has affected the mobilization of Islamophobia, and how states like Austria and France have implemented their anti-Muslim legislation and measures to threaten Muslim civil society. The 31 country reports demonstrate how governments and mainstream media participate in reproducing discourses that put the fundamental rights of European citizens in jeopardy and how one can counteract these developments.
This compendium of useful insights and data aims to provide European policymakers, institutions, and NGOs with recommendations on how to tackle anti-Muslim racism in Europe systematically.
amaç neydi, amacına ulaştı mı? Böyle bir fikir nasıl ortaya çıktı? Raporu hazırlama
aşamasında ne tür zorluklar ile karşılaştılar? Özellikle Batı medyasının rapora yaklaşımı nasıl oldu?